2022 Cilt 41 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/31466
Browse
Browsing by Department "İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi"
Now showing 1 - 5 of 5
- Results Per Page
- Sort Options
Item Sağlık hizmetlerinde müşteri kayıp analizi: Devamlı ve kayıp hasta belirleme ölçütleri üzerine bir araştırma(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-12-22) Karahasanoğlu, Melih; Emel, Gül Gökay; Sosyal Bilimler Enstitüsü; İşletme Bölümü; 0000-0001-8251-5339; 0000-0002- 2921-1368İşletmeler süreklilikleri için yeni müşteriler edinirken, müşteri portföylerini de korumaya çalışmaktadırlar. Ağızdan ağıza pazarlamanın ve Web2 ortamlarının mutsuz-kayıp müşterilere kazandırdığı güç, Müşteri Kayıp Analizi (MKA)’nin önemini arttırmıştır. İlgili yazında MKA çalışmaları, müşteri sürekliliği bulunan sektörler için sıkça yer alırken sağlık sektörü için pek görülmemektedir. MKA’nin sağlık sektöründe yapılabilmesi için öncelikle, sağlık kuruluşlarından hizmet alanların devamlı mı yoksa kayıp hasta mı olduğunu belirleyecek ölçütler gereklidir. Bu ölçütler tanımlı ise örüntüler çıkarılıp potansiyel kayıp hastalar tahmin edilebilir ve tutundurucu faaliyetler gerçekleştirilebilir. Bu çalışmada; MKA’nin sağlık hizmetleri için uygunluğu, devamlı ve kayıp hasta ölçütlerinin nasıl belirleneceği ele alınmaktadır. Önce ilgili yazın ve bir özel sağlık kuruluşunun büyük veri tabanı incelenmiş, sonra da kuruluşun uzmanları ile yarı yapılandırılmış mülakat yöntemi ile görüşmeler yapılmış, çocuk hastalar için devamlı ve kayıp hasta kabul edilme ölçütleri belirlenmiştir.Item Siyaset teorisi ve tragedya: Sophokles’in antigone’sinde yasa, otorite ve tiranlık(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-12-04) Mollaer, Fırat; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; 0000-0002-5415-5281Sophokles’in tragedyaları tragedya sanatının siyasal niteliğini anlamak için son derece özel bir örnek oluşturur. Sophokles, başta Antigone olmak üzere, Kral Oidipus ve Oidipus Kolonos’ta oyunlarında Atina polis’indeki siyasal mevzuları yurttaşların (tiyatro) sahnesine taşır. Bu tragedya üçlemesinin başkahramanları Atina polisinin kurucu siyasal edimini gerçekleştiren tiranlar, ana konularından biri ise siyasal bir sorun olarak tiranlıktır. Atina demokrasisinin altın çağına ve gerilemesine tanıklık eden Sophokles, eserlerinde tragedyanın siyasal özünü büyük bir ustalıkla işler. Sophokles’in sanatkârlığına daima bir yurttaşın siyasal bilinci eşlik eder. Sophokles’in oyunlarına damgasını vuran temalar, tiranlık, (eski ve yeni) yasalar arasındaki çatışma, topluluk ve kişi arasındaki uzlaşmazlık, erdemlerin karşıtlığı ve bir politik sorun olarak yas biçiminde kendisini gösterir.Item Sosyal hakların ikincilliği sorunu(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-30) Güneri, Hatem Gül; Kılkış, İlknur; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü; 0000-003-0018-3807Bu makale, 2. kuşak haklar olarak tanımlanan sosyal hakların tıpkı 1. kuşak haklar olarak tanımlanan klasik haklar gibi pozitif hukukta kendisine yer bulması konusundaki argümanları konu almıştır. Günümüzde, sosyal haklar, içerik ve kapsam bakımından en çok tartışılan, eleştirilen haklar olarak karşımıza çıkmaktadır. Gerek ulusal gerekse uluslararası düzeyde sosyal haklar, klasik haklardan farklı özelliklere sahip olmaları gerekçesiyle pozitif hukukta kendisine farklı şekilde yer bulmakta ve klasik hakların sahip olduğu denetim mekanizmalarından yoksun bırakılmaktadır. Bu çalışmada ortaya konulan husus ise hakların bölünemez oldukları ve aralarında bir hiyerarşinin bulunmadığı savı ile sosyal hak uyuşmazlıklarının da yargılanabilir olduğudur. Bu bağlamda çalışmanın ortaya koyduğu mesele haklar arası hiyerarşi ve ayrıştırma ile ilgilidir. Sorunun hukuki niteliğinde öncelikle, 2. Kuşak haklardan olan ekonomik ve sosyal hakların somut bir içerikle güçlü bir denetim mekanizmasına olan ihtiyacı öne çıkmaktadır. Bu husus sosyal hakların da en az birinci kuşak haklar kadar insanın onurlu bir yaşam sürdürebilmesi mücadelesinde taşıdığı öneme odaklanır.Item Türkiye’de Covid 19 döneminde CDS oynaklığı üzerinde BIST100 ve VIX endekslerinin etkilerinin simetrik ve asimetrik koşullu değişen varyans modelleri ile belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-12) Akdamar, Emrah; Tarkun, Savaş; Işığıçok, Erkan; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Ekonometri Ana Bilim Dalı; İstatistik Ana Bilim Dalı; 0000-0002-2684-184X; 0000-0003- 4037-0869Bu çalışmada, 01.01.2020-29.12.2020 dönemine ilişkin CDS, BIST100 ve VIX değişkenlerinin günlük getiri serilerinden yararlanılmıştır. ARCH etkisi gösteren en uygun ARMA ve çoklu regresyon modelleri seçilerek, CDS değişkeninin oynaklığını etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla, çeşitli simetrik ve asimetrik koşullu değişen varyans (ARCH) modelleri tahmin edilmiştir. Hem ARMA hem de çoklu regresyon ile oluşturulan modellerin varyans denkleminde BIST100’ün bulunduğu modellerin tamamında, bu değişkenin CDS getiri serisinin oynaklığında negatif yönde etki gösterdiği, BIST100 değişkeninin parametresinin, GARCH modellerinde anlamlı bulunduğu, CDS risk primine şok etkilerin uzunluğunun benzer değerlerde [yaklaşık yarım gün: ARMAGARCH (0.5446) ve Çoklu regresyon-GARCH (0.5208)] olduğu ve CDS getiri serisinin oynaklığının çoklu regresyon yerine ARMA modeliyle daha iyi sonuç verdiği belirlenmiştir.Item Türkiye’de milliyetçi kimliğin dinî temelleri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-04) Karakuş, Gülbeyaz; İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi; 0000-0003-3837-8095Osmanlı’ya girişi ve zamanla kurtuluş seçeneklerinden biri hâline gelmesi ile milliyetçilik, yoğun tartışmaların da konusu olmuştur. Bir yandan Müslüman-Türk unsur için birleştirici bir unsur, diğer yandan İslâmcı anlayışa alternatif bir söylem ortaya koyması ile sapma olarak görülmüştür. Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş aşamasında dini ihtiva eden milliyetçilik anlayışı, birlikte hareket etmeyi sağlamışsa da, sonrasında dinin dışarıda bırakılması ve bilhassa İslâmcı anlayışın pasifize edilmesi ile kurucu ideoloji başka birçok etmenle birlikte yurttaş merkezli etnik bir milliyetçiliğe evrilmiştir. Bu durum Milli Mücadele’nin başlangıcında görünen “birlik” anlayışını zaafa uğratırken 1950 sonrası koşulların değişmesi ile birlikte dinle bezeli bir milliyetçilik anlayışında İslâmcıların da etkin olduğunu görüyoruz. Çalışmada, İslâmcı-muhafazakâr cenahın 1950 sonrası hangi sâiklerle milliyetçi anlayış etrafında hizalandığı sorusunun cevabı aranırken, “devlet” olgusu etrafında şekillenen “milliyetçimukaddesatçı” dönüşümün anlatı inşası üzerinden şekillenen “devlet bizim” ya da “biz devletiz” anlayışı ve “devlet-din” özdeşliği ortaya konulmuştur.