Sağlık Bilimleri Doktora Tezleri / PhD Dissertations
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/25
Browse
Browsing by Department "Farmakoloji Ana Bilim Dalı"
Now showing 1 - 3 of 3
- Results Per Page
- Sort Options
Item İntraserebroventriküler yolla verilen opioid peptidlerin simpato-adrenal sistem aktivitesine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1996) Ünal, Can Bora; Ulus, İsmail H.; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Farmakoloji Ana Bilim DalıBu çalışmada serebral yan ventriküle verilen opioid peptidlerin simpato-adrenal sistem üzerindeki uyarıcı etkileri, paravertebral simpatetik ganglionlar ve adrenal bez tirozin hidroksilaz aktivitesi indeks alınarak incelenmiştir. p-Endorfin-(1-31) (P~ End) (8 nmol), [D-Ala2]-metiyonin-enkefalinamid (DALA) (50 nmol) ve morfin (100 nmol) serbest dolaşan Sprague-Dawley dişi sıçanlarda intraserebroventriküler yolla enjekte edildiklerinde plazma katekolaminlerini ileri derecede arttırdı. p-Endorfin-(1-31) başlangıç değeri 397 ± 91 pg/ml (n=4) olan adrenalin düzeyini 60 dakika içinde 8 kat arttırarak 3254 ± 972 pg/ml'ye yükseltti, p- Endorfin-(1-31) enjeksiyonunun oluşturduğu plazma noradrenalin seviyesindeki artış adrenaline göre belirgin derecede az olmasına rağmen, 5 kat artarak 1859 ± 895 pg/ml'ye erişti (Başlangıç = 378 ± 141 pg/ml). Stabil met-enkefalin analoğu DALA ve morfin de intraserebroventriküler verilişlerinin ardından plazma katekolaminlerini anlamlı olarak arttırdılar. DALA, plazma adrenalin seviyesini 3.4 kat, noradrenalini 2.8 kat arttırırken morfin, plazma adrenalin düzeyini 7.8 kat, noradrenalini ise 2 kat arttırdı. p-Endorfin-(1-31), DALA ve morfinin simpato-adrenal sistemi bir bütün, yoksa bölgesel olarak mı uyardığını belirleyebilmek için sıçanlara 3 ardışık gün p-endorfin-(1-31) (8 lnmol), DALA (50 nmol) veya morfin (100 nmol) intraserebroventriküler olarak enjekte edildi. Dördüncü gün giyotinle öldürülen hayvanlardan çıkartılan 3 servikal, 10 torasik, 6 lumbar paravertebral simpatetik ganglion ve adrenal bezde tirozin hidroksilaz aktivitesi ölçüldü. p-Endorfin- (1-31), superior servikal ganglion (SSG), onuncu torasik, ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci lumbar ganglionlar ve adrenal bezde tirozin hidroksilaz aktivitesini arttırırken, inferior servikal ganglion (ISG), orta servikal ganglion (OSG) ve torasik ganglionlarda etki göstermedi. DALA ve morfin de, p-endorfin- (1-31) benzeri lumbar ganglionlar ve adrenal bezde tirozin hidroksilaz aktivitesini arttırmalarına rağmen servikal ve torasik ganglionlarda etki oluşturmadılar. Bu sonuçlar, p-endorfin- (1-31), DALA ve morfinin adrenal medulla ve lumbar simpatetik ganglionları aktivite ederek plazma katekolaminlerini arttırdığını göstermektedir.Item Sıçan korpus striatum dilimlerinde dopamin sentez ve salıverilmesinin düzenlenmesi, eksojen L-tirozine olan gereksinim(Uludağ Üniversitesi, 1997) Moğol, Erhan; Büyükuysal, R. Levent; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Farmakoloji Ana Bilim DalıBu çalışma, in vitro beyin dilimleri inkübasyon sistemini kullanarak, in vitro koşullarda dopamin sentezinin eksojen tirozine olan gereksinimini ve eksojen tirozinin etkisini açıklamaya yöneliktir. Bu çalışma ayrıca, dopamin sentezinin çok belirgin olması nedeni ile, yöntemdeki preinkübasyon döneminin dopamin sentezini etkileyebilecek maddelerin test edilmesi bakımından önemini de ortaya koymayı amaçlamıştır. Tirozin içermeyen fizyolojik bir ortamda inkübe edilen sıçan striatal dilimlerindeki dopamin miktarı, preinkübasyon döneminde artmakta ve yaklaşık 90 dakikada platoya ulaşmaktadır. Alfa-metilparatirozin tarafından önlenen bu artış için dokudaki serbest tirozinin yeterli bir kaynak olup olmadığı, doku dopamini ile paralel doku serbest tirozin düzeylerinin ölçülmesi ile test edildi. Preinkübasyon döneminde doku serbest tirozin düzeyinde gözlenen azalma (130 ± 15 pmol/mg protein), net dopamin artışı ile (921 ± 60 pmol/mg protein) karşılaştırıldığında, dokudaki serbest tirozinin sentezi karşılayacak kadar yeterli olmadığı gözlendi. Preinkübasyon döneminde ortama eklenen tirozin (5-500 uM) doku serbest tirozin miktarını dozla ilişkili bir şekilde arttırırken, kullanılan en yüksek konsantrasyonda (500 uM) dokuda gözlenen dopamin artışını anlamlı bir şekilde inhibe etti. Ortama eklenen tirozin, preinkübasyon dönemi sonrasındaki ne bazal, ne depolarizasyonun ve ne de 4-aminopiridininuyardığı dopamin salıverilmesini anlamlı bir şekilde etkilemedi. Diğer tarafatan eksojen tirozin, ne tekrarlanan depolarizasyonlar boyunca ve ne de depolarizasyon sonrası boşalan doku dopamininin yerine konma aşamasında etkili bulunmadı. Tirozin ile ilgili bütün bu bulgular, in vitro koşullarda striatal dilimlerdeki dopamin sentez ve salıverilmesinin eksojen tirozinden bağımsız bir şekilde sürdüriilebildiğini ifade etmektedir. Yöntemdeki preinkübasyon döneminin dopamin sentezini etkileyebilecek maddelerin test edilmesi bakımından iyi bir model olup olamayacağı olasılığı, dopamin agonist ve antagonistleri kullanılarak test edildi. Bu dönemde ortama eklenen dopamin reseptör antagonisti haloperidol (0.1-10 uM), DOPAC salıverilmesini arttırırken dopamin sentezini düşük konsantrasyonlarda bile inhibe etti. Preinkübasyon dönemi sonrası test edilen haloperidol ise, DOPAC salıverilmesini arttırırken dopamin sentezinde belirgin bir inhibisyona neden olmadı. Preinkübasyon döneminde ortama eklenen diğer antagonistler de (droperidol, flufenazin ve klorpromazin), haloperidol benzeri inhibitor etki gösterdi. Dopamin agonistleri apomorfm, piribedil kullanılan bütün dozlarda (1 - 100 uM), SKF-38393 ise 1 ve 10 uM konsantrasyonlarda gerek dopamin ve DOPAC salıverilmesini ve gerekse dopamin sentezini anlamlı bir şekilde inhibe etti. Bu bulgular, yöntemdeki preinkübasyon döneminin sentez üzerine etkili olabilecek maddelerin test edilmesi bakımından iyi bir model olabileceği olasılığını destekler niteliktedir.Item Sıçan korpus striatum dilimlerinde radyoaktif ligand bağlanması ve ikinci haberci oluşumu üzerine çeşitli muskarinik agonist ve antagonistlerin etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1993) Kaya, Nezahat; Ulus, İsmail H.; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Farmakoloji Ana Bilim DalıBu çalışmada, önden arkaya seri halde alınan sıçan striatal dilimlerinde muskarinik reseptör dansitesi dağılımı ile muskarinik reseptör-aracılı ikinci haberci oluşumu (inozitol 1,4,5- trifosfat, IP3, oluşumu) arasındaki ilişki araştırıldı. Ayrıca, çeşitli muskarinik reseptör antagonistlerince muskarinik reseptörlere bağlanmanın ve karbakol ile uyarılmış fosfoinozitid hidrolizinin önlenmesi incelendi. Muskarinik reseptör dansitesi 3H-klnüklidInII benzîlat (3H-QNB) kullanılarak tayin edildi. Striatal dilimlerin hepsinde 3H-QNB bağlanması duyurulabilir özellikte idi. Tüm striatal dilimlerde 3H-QNB bağlanmasına ait KD değerleri benzerdi (KD=0.13-0.20 nM). Striatum'da önden arkaya doğru muskarinik reseptör dansitesi farklıydı. En yüksek muskarinik reseptör dansitesi striatum'un orta bölgesindeki dilimlerde gözlendi. Sıçan striatal dilimlerinde muskarinik reseptör alttiplerinin dağılımı, 3H-QNB bağlanmasının pirenzepin (M.,), AF-DX 116 (M^) ve 4-DAMP(M1 ve Mg) tarafından kompetitif önlenmesi ölçülerek araştırıldı. 3H-QNB bağlanması muskarinik antagonistlerce konsantrasyona bağlı olarak önlendi. Tüm dilimlerde, antagonistlerin 3H-QNB bağlanmasını önleme potensleri şöyledir: atropin > 4-DAMP > pirenzepin > AF-DX 116. Reseptörler, 4-DAM Py e yüksek afiniteli (K|=4.4-4.6 nM), pirenzepin'e orta afiniteli (Kj=259-301 nM) ve AF-DX 1 16ya düşük afiniteli (Kj=2084-2261 nM) Mr ve M3-alttipe uyan özellik gösterdiler. Muskarinik reseptör aracılı fosfoinozitid hidrolizi, 2. ve 4. dilimlerde, IPı birikimi ölçülerek incelendi. Muskarinik agonist karbakol, her iki striatal dilimde konsantrasyona bağlı IPı birikimine neden oldu. Karbakol'e ait EC50 değerleri söz konusu iki dilim arasında farklıydı.Karbakol'ün neden olduğu bu artış atropin tarafından konsantrasyona bağlı olarak önlendi. Atropin'in bu önleyici etkisinin gücü (IC50 değerleri) her iki striatal dilimde benzer idi (1050=1 1.7- 12.0 nM). M1 seçici antagonist pirenzepin de, atropin gibi, fakat ondan çok daha düşük bir afinite ile (1050=1246-1588 nM), karbakol'ün neden olduğu IPı birikimini konsantrasyona bağlı olarak önledi. Bununla beraber, her iki dilim arasında pirenzepin'e ait IC50 değerleri bakımından herhangi bir fark bulunamadı. Bu sonuçlar, (a) striatum içinde muskarinik reseptör dansitesi bakımından farklılıklar olduğunu, (b) striatum'un tüm dilimlerinde, herbir antagonists 3H-QNB bağlanmasını benzer afinite ile önleyebildiğini, (c) striatal muskarinik reseptörlerin fosfolipaz C ile bağlantılı olduğunu, (d) striatum içinde muskarinik reseptör dansitelerinin dağılımında anlamlı farklılıklar olmasına rağmen, bu farklılığın söz konusu olduğu her iki striatal dilimde karbakol'ün neden olduğu IPı birikimine ait EC50 değerlerinin farklı, fakat maksimal cevabın benzer olduğunu, ve (e) sıçan striatum'unda muskarinik reseptör-aracılı IPı birikiminin önlenmesinin M, alttipten farklı bir muskarinik reseptör aracılığı ile olduğunu göstermektedir.