2003 Cilt 2 Sayı 4
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/20048
Browse
Browsing by Department "Tıp Fakültesi"
Now showing 1 - 1 of 1
- Results Per Page
- Sort Options
Item Tevhid-i Tedrisat Kanunu ve çağdaş eğitim üzerine(Uludağ Üniversitesi, 2003) Yurtkuran, Mustafa; Tıp Fakültesi; İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı; Nefroloji ve Romatoloji Bilim DalıSayın Bakanım, değerli öğretim üyeleri ve Bursa’nın değerli yöneticileri, Tevhid-i Tedrisat Kanununun kabul edildiği tarih olan 3 Mart tarihinde başlayan Eğitim Birliğini kutlama haftamıza hoşgeldiniz. Türkiye Büyük Millet Meclisinde 3 Mart 1924 günü Saruhan Milletvekili Vasıf Çınar ve 57 arkadaşının öğrenimin birleştirilmesi hakkında verdikleri önerge ele alınmıştır. Önerge sahipleri olan 57 parlamenter içinde hepimizin çok iyi tanıdığı Kılıç Ali, Ruşen Eşref Ünaydın, Refik Koraltan, Yunus Nadi, Recep Peker gibi ünlü isimler de vardı. Öğrenimin birleştirilmesi ile ilgili kanun teklifinin, gerekçesinin ilk paragrafı aynen şu şekilde başlıyordu. Bugünkü Türkçe ile aktarıyorum. “Bir devletin kültür ve genel maarif siyasetinde ulusun düşünce ve duygu yönünden birliğini sağlamak için öğretimin birleştirilmesi, en doğru en bilimsel, en çağdaş ve her yerde faydaları ve iyiliği görülmüş bir ülküdür.” Tevhid-i Tedrisat Kanununa gelinen noktaya kadar olan süreçte neler yaşandı, kısaca değinmekte yarar görüyorum. Osmanlı eğitiminin esasını oluşturan medreselerde, -Fatih Döneminden sonra- başlayan yozlaşma, giderek ciddi boyutlara ulaştı. Medreseler, 16. yüzyılın sonuna gelindiğinde dini bilgiler veren kurumlar haline dönüşmüştür. Devlet, yetişmiş eleman ihtiyacını karşılamak için, çağdaş eğitim veren yeni okullar açmaya başladı. Bu okulların ilki 1773’te kurulan Mühendishanedir. Sonra bunu 19. yüzyılda orta öğretim alanında açılan rüştiye ve idadi okulları ile yüksek öğretim alanında açılan tıbbiye, harbiye, mülkiye okulları takip etti. Bunların yanında bir de yabancı ve azınlık okulları mevcuttu. Yukarıda verilen bilgilerden de anlaşılacağı üzere Osmanlı Devletinin son dönemine gelindiğinde üç değişik eğitim sisteminin aynı anda İmparatorluk içerisinde uygulandığını görüyoruz. Bir tanesi Şeriye ve Evkaf Vekaletine bağlı medreseler, diğeri Mekatib-i Umumiye Nezaretine bağlı çağdaş eğitim yapan rüştüye, idadi, tıbbiye, mülkiye, harbiye okulları, bir diğeri de kapitülasyonların getirdiği hakları kullanarak kurulmuş yabancı ve azınlık okullar.