2003 Cilt 2 Sayı 4
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/20048
Browse
collection.page.browse.recent.head
Item Tarih bölümü öğrencilerinin projeleri(Uludağ Üniversitesi, 2003) Yüceer, Saime; Uludağ Üniversitesi/Fen Edebiyat Fakültesi/Tarih Anabilim Dalı.2. “Savaşın Tanıkları: Kıbrıs Gazileri Anlatıyor” “Savaşın Tanıkları: Kıbrıs Gazileri Anlatıyor” başlıklı proje, 2004- 2005 Dönemi II. Öğretim Tarih Bölümü 4. Sınıf öğrencileriyle “Cumhuriyet Dönemi Yerel Tarih Araştırmaları dersi bağlamında yönetimimde gerçekleştirilmiştir. Bu projede, Kıbrıs Barış Harekatına katılan kişilerden oluşan bir grup tanığın anlatıları yer almaktadır. Öncelikle projede yer alan tanıklara teşekkür ediyorum. Ayrıca burada bir örneğini sunacağımız projede görev alan ve özverili çalışmalarıyla hedeflerini gerçekleştiren öğrencilerime de teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyorum.Item Tarih bölümü öğrencilerinin projeleri(Uludağ Üniversitesi, 2003) Yüceer, Saime; Uludağ Üniversitesi/Fen Edebiyat Fakültesi/Tarih Anabilim Dalı.1. “Üniversitenin Oluşumunda Görev Alanların Anlatımıyla, Uludağ Üniversitesinin Kuruluş Öyküsü” “Üniversitenin Oluşumunda Görev Alanların Anlatımıyla Uludağ Üniversitesinin Kuruluş Öyküsü” başlığını taşıyan ve “Cumhuriyet Dönemi Yerel Tarih Araştırmaları” dersini seçen, Tarih öğrencileriyle, yönetimimde gerçekleştirdiğimiz bu projeyle, Uludağ Üniversitesinin Kuruluşunu, kurucu üyelerin anlatımıyla belgelemeyi hedefledik. Söyleşiler sonucunda Üniversitenin kuruluşu ile ilgili orijinal bilgilere ulaştık. Öğrenci merkezli olarak yürüttüğümüz söz konusu proje dahilinde gerçekleştirilen söyleşilerin metinlerine, “Atatürkçü Bakış” dergisinin Sözlü Tarih Köşesinde yer vererek Üniversitenin kuruluşu ile ilgili, ulaştığımız yeni bilgileri, okuyucularla paylaşmak istedik. Öncelikle projede yer alan tanıklara teşekkür ediyorum. Ayrıca projede görev alan ve özverili çalışmalarıyla hedeflerini gerçekleştiren öğrencilerime de teşekkür ediyor, başarılarının devamını diliyorum. Burada yukarıda adı geçen ve bir önceki sayıda iki örneğe yer verdiğimiz projeden bir anlatıyı daha sunuyoruz.Item Köy enstitülerinde eğitim-öğretim(Uludağ Üniversitesi, 2003) Burgaç, Murat; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Tarih Anabilim Dalı.Bu makalede, Köy Enstitülerindeki eğitim-öğretim konusu incelenmiştir. Makalede önce, Cumhuriyet yönetiminin eğitime verdiği önem ve Enstitülerin açılmasından önce kırsal alandaki eğitim sorununun nicel boyutu anlatılmıştır. Daha sonra, öğretmenlerin köylerde çalışmak istememeleri ve köye adapte olamamalarının nedenleri irdelenmiş, Enstitülerdeki eğitimin bu noktaları göze alarak şekillendiği ortaya konulmuştur. Enstitülerde iş eğitiminin ilkesinin ne şekilde uygulandığı incelenmiş, bu eğitimin üretime yönelik olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Yapılan üretici iş eğitimi sayesinde Enstitülerin kar elde eden kurumlar haline geldikleri, arşiv belgelerine dayanarak, ortaya konulmuştur.Item Mübadele öncesi ve sonrası Bursa’nın sosyo- ekonomik yapısı üzerine bir değerlendirme(Uludağ Üniversitesi, 2003) Çetin, Hasan; Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Tarih Anabilim Dalı.Büyük Mübadele sonucu, Bursa yöresinden giden 120.000 Rum ve Ermeni’nin yerine 40.000 göçmen iskan edilmiştir. Bu bölgeye yerleşen insanlar şehrin sosyo-ekonomik yapısını etkilemişlerdir. Bu değişiklikler aşağıda kategorize edilmiştir. 1. Bursa’nın nüfusu, Rum ve Ermenilerin dış göçü, Müslüman nüfusun iç göçünden dolayı, din ve etnik açıdan homojen bir yapıya bürünmüştür. 2. Yeni gelenler nüfus, ticaret ve endüstri ile uğraşan Rum ve Ermenilere nazaran tarımla uğraşıyorlardı. Böylelikle yeni gelen insanlar büyük oranda tarımsal arazileri doldurdu. Bazılarına iş gücü sağlanarak ticaret ve endüstri alanlarına yöneltildi. 3. Bu nüfus değişiminden sonra, Bursa kültürel açıdan homojen bir görüntüye sahip oldu.Item Türk batılılaşmasında Medeni Kanun’un önemi(Uludağ Üniversitesi, 2003) Şenel, Nilüfer UğurluBir toplumun sahip olduğu medeniyetin göstergesi olan hukuk, tarihi bir sürecin ve yaşanmışlıkların bir sonucu olabileceği gibi, aynı zamanda toplumu biçimlendiren bir araç olma özelliğine de sahiptir. Osmanlı’da, Tanzimat döneminde, dış baskı ve kapitülasyonlardan kurtulma isteği sonucunda başlayan Avrupa hukukunun iktibası süreci, 1926’da İsviçre Medeni Kanunu’nun alınmasıyla tamamlanmıştır. Eski dönemden farklı olarak, topyekün batı medeniyetine dahil olma kararı alan inkılapçılar, medeni kanun ile mevcut toplumsal yapıyı da değiştirmeyi amaçlamışlardır.Item Üniversiteye yeni gelen öğrencilerin Atatürk ilkeleri ve inkılâp tarihi dersi bilgi seviyeleri(Uludağ Üniversitesi, 2003) Gülmez, NurettinAtatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi ile ilgili bu Giriş Anketi, 2004- 2005 eğitim ve öğretim yılında Celal Bayar Üniversitesinin çeşitli fakülte, yüksekokul ve meslek yüksekokullarının birinci sınıfına kayıt yaptıran öğrencilere uygulanmıştır. Bu ankettin ana amacı, öğrencilerin ilk ve ortaöğretimde kazandıkları bilgileri belirlemek ve üniversitelerde bu dersin öğretimi ile ilgili yönlendirme yapmaktır. Anketten elde edilen sonuçlar hiç de iyi değildir. Anket sonuçları, öğrencilerin temel bilgilerden büyük ölçüde yoksun olduklarını göstermektedir. Öğrenciler, gerekli kavram bilgisine sahip olmadıkları gibi, ne Osmanlı Devleti’nin çöküş süreci ile Türk İnkılâbı arasında ilişki kurabilmektedirler ve ne de Kurtuluş Savaşı’nın hazırlık ve savaş dönemi olaylarının farkına varabilmektedirler. Ayrıca anket, Kurtuluş Savaşı sonrası iç ve dış politika konuları ve Atatürkçü Düşünce Sistemi ile ilgili yeterli bilgiye sahip olmadıklarını göstermektedir. İlk ve ortaöğretim kurumları, bu dersle ilgili durumunu tekrar gözden geçirmeli ve eksikliklerini gidermelidir. Üniversiteler öğrencilerinin bilgi seviyelerini göz önünde bulundurarak, bu dersin öğretim yöntemleri üzerinde bazı değişiklikler yapmalıdır.Item Aydın’da Cumhuriyetin onuncu yılı kutlamaları(Uludağ Üniversitesi, 2003) Güneş, Günver29 Ekim 1923’te ilan edilen Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun onuncu yılı bütün yurtta düzenlenen ve üç gün süren törenlerle kutlanmıştır. Onuncu yıl kutlamalarına büyük önem verilmesi, onun görülmemiş derecede renkli ve görkemli geçmesi, kendisinden sonra gelecek onuncu yıllara da örnek olması amaçlanmıştır. Bu çerçevede Aydın Kenti de Cumhuriyetin onuncu yıl kutlamalarına kentlisi, köylüsü büyük coşku ile katılmıştır. Aydın Kenti’nin 1923-1933 yılları arasında geçen Cumhuriyetin ilk on yılı eski yaraların sarıldığı ve yeni heyecanlarla kalkınma atılımlarının başlatıldığı bir dönem olmuştur. Kent sosyal ve ekonomik alanda gösterdiği modernleşme çabalarıyla düzensiz bir kasaba görünümünden kurtularak, çağdaş bir gelişme çizgisi izlemiştir. Yaşayarak öğrenilen cumhuriyet kazanımları Onuncu yılda bu nedenle yüksek heyecana ve büyük kutlamalara dönüşmüştür. Onuncu yıl kutlamaları ulusça duyulan onurun, gururun paylaşılması şeklinde olmuş, merkezden gönderilen yönergelerle etkinliklerin programlı bir biçimde yapılması sağlanmıştır. Bu çalışma Türkiye Cumhuriyeti için büyük önem taşıyan Cumhuriyetin ilk on yılının heyecanının ve coşkusunun Onuncu yıl kutlamaları adıyla tanımlanan törenlerin Aydın Kent merkezi ve köylerindeki etkileri ile halkın gösterdiği davranış biçimi üzerine yoğunlaşmıştır.Item Tevhid-i Tedrisat Kanunu ve çağdaş eğitim üzerine(Uludağ Üniversitesi, 2003) Yurtkuran, Mustafa; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı/Nefroloji ve Romatoloji Bilim Dalı.Sayın Bakanım, değerli öğretim üyeleri ve Bursa’nın değerli yöneticileri, Tevhid-i Tedrisat Kanununun kabul edildiği tarih olan 3 Mart tarihinde başlayan Eğitim Birliğini kutlama haftamıza hoşgeldiniz. Türkiye Büyük Millet Meclisinde 3 Mart 1924 günü Saruhan Milletvekili Vasıf Çınar ve 57 arkadaşının öğrenimin birleştirilmesi hakkında verdikleri önerge ele alınmıştır. Önerge sahipleri olan 57 parlamenter içinde hepimizin çok iyi tanıdığı Kılıç Ali, Ruşen Eşref Ünaydın, Refik Koraltan, Yunus Nadi, Recep Peker gibi ünlü isimler de vardı. Öğrenimin birleştirilmesi ile ilgili kanun teklifinin, gerekçesinin ilk paragrafı aynen şu şekilde başlıyordu. Bugünkü Türkçe ile aktarıyorum. “Bir devletin kültür ve genel maarif siyasetinde ulusun düşünce ve duygu yönünden birliğini sağlamak için öğretimin birleştirilmesi, en doğru en bilimsel, en çağdaş ve her yerde faydaları ve iyiliği görülmüş bir ülküdür.” Tevhid-i Tedrisat Kanununa gelinen noktaya kadar olan süreçte neler yaşandı, kısaca değinmekte yarar görüyorum. Osmanlı eğitiminin esasını oluşturan medreselerde, -Fatih Döneminden sonra- başlayan yozlaşma, giderek ciddi boyutlara ulaştı. Medreseler, 16. yüzyılın sonuna gelindiğinde dini bilgiler veren kurumlar haline dönüşmüştür. Devlet, yetişmiş eleman ihtiyacını karşılamak için, çağdaş eğitim veren yeni okullar açmaya başladı. Bu okulların ilki 1773’te kurulan Mühendishanedir. Sonra bunu 19. yüzyılda orta öğretim alanında açılan rüştiye ve idadi okulları ile yüksek öğretim alanında açılan tıbbiye, harbiye, mülkiye okulları takip etti. Bunların yanında bir de yabancı ve azınlık okulları mevcuttu. Yukarıda verilen bilgilerden de anlaşılacağı üzere Osmanlı Devletinin son dönemine gelindiğinde üç değişik eğitim sisteminin aynı anda İmparatorluk içerisinde uygulandığını görüyoruz. Bir tanesi Şeriye ve Evkaf Vekaletine bağlı medreseler, diğeri Mekatib-i Umumiye Nezaretine bağlı çağdaş eğitim yapan rüştüye, idadi, tıbbiye, mülkiye, harbiye okulları, bir diğeri de kapitülasyonların getirdiği hakları kullanarak kurulmuş yabancı ve azınlık okullar.