2021 Cilt 35 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/19315
Browse
Browsing by Department "Ziraat Fakültesi"
Now showing 1 - 6 of 6
- Results Per Page
- Sort Options
Item Bursa ekolojik koşullarında yetiştirilen farklı kökenli çörek otu (Nigella sativa L.) genotiplerinin tarımsal özelliklerinin ve sabit yağ oranlarının belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-11-25) Özdemirel, Faruk; Kaçar, Oya; Fen Bilimleri Enstitüsü; Tarla Bitkileri Bölümü; 0000-0003-4699-9473; 0000-0002-1337-2423Bu araştırma 2016 ve 2017 yıllarında Bursa ekolojik koşullarında farklı kaynaklı çörek otu (Nigella sativa L.) genotiplerinin tarımsal özellikleri ve sabit yağ oranlarının belirlenmesi amacı ile yürütülmüştür. Araştırma Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Uygulama ve Araştırma Merkezi deneme alanlarında Tesadüf Blokları Deneme Deseni’ne göre 3 tekrarlamalı olarak kurulmuştur. Denemede bitki materyali olarak 1’i tescilli çeşit (Çameli), 12’si farklı kaynaklardan (Mısır, Hindistan, Yunanistan, Denizli, Keles-Basak, Keles-Avdan, Keles-Yazıbaşı, Harmancık, Dereyalak, Ankara, Gaziantep, Mardin) temin edilmiş toplam 13 çörek otu genotipi kullanılmıştır. Birleştirilmiş veriler değerlendirildiğinde incelenen özelliklerden bitki boyu 25.58-50.50 cm, bitkide dal sayısı 3.53-4.31 adet, bitkide kapsül sayısı 5.36-8.05 adet, kapsülde tohum sayısı 60.66-89.25 adet, kapsülde tohum ağırlığı 0.178-0.251 g, bitkide tohum sayısı 250.76-439.48 adet, tohum verimi 38.75-89.08 kg da-1, 1000 tane ağırlığı 2.23-3.42 g, sabit yağ oranı % 29.14-32.98 ve sabit yağ verimi 12.13-27.27 kg da-1 arasında değişmiştir. Araştırma sonucunda özellikle tohum verimi ve sabit yağ oranı göz önüne alındığında Harmancık, Denizli, Keles-Basak, Keles-Yazıbaşı, Ankara ve Çameli genotiplerinin Bursa ve benzer ekolojilerde yetiştirilebileceği sonucuna varılmış ve bu genotipler gelecekteki çalışmalar için ümitvar olarak kabul edilmişlerdir.Item Bursa İli'nden toplanan yonca (Medicago sativa L.) genotiplerinde verim ve verim komponentleri arasındaki ilişkilerin korelasyon ve path analizi ile belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-12-11) Erol, Sebiha; Çarpıklı, Emine Budaklı; Fen Bilimleri Enstitüsü; Tarla Bitkileri Ana Bilim Dalı; 0000-0002-2205-2501; 0000-0002-7906-3367Bu araştırma 2018 yılında Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde tesadüf blokları deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Deneme materyali olarak 2015 yılında Bursa’nın 14 farklı ilçesinden toplanmış ve klonal olarak çoğaltılmış 307 farklı yaygın yonca genotipi (Medicago sativa L.) kullanılmıştır. Çalışmada toplam kuru madde verimi ile ana sap uzunluğu, ana sap kalınlığı, ana sap sayısı, yaprak büyüklüğü, çiçeklenme gün sayısı, dormansi oranı, yatma durumu ve biçim sayısı özellikleri arasındaki ilişkileri incelemek amacıyla korelasyon ve path analizleri yapılmıştır. Korelasyon analizi sonucuna göre; toplam kuru madde verimi ile ana sap uzunluğu (0,631**), ana sap kalınlığı (0,405**), ana sap sayısı (0,620**), yaprak büyüklüğü (0,374**), dormansi oranı (0,339**) ve biçim sayısı (0,625**) arasında pozitif korelasyon sonucu saptanmıştır. Path analizi sonucuna göre; toplam kuru madde verimine en yüksek doğrudan etkiyi % 61,29 ile ana sap sayısı (0,389) ve % 50.29 ile biçim sayısı (0.332) yapmıştır. Toplam kuru madde verimine en yüksek dolaylı etkiyi yaprak büyüklüğü (0,514) % 13,15 ile ana sap uzunluğu üzerinden yapmıştır.Item Changes in climate parameters and their effects on renewable energy resources potential: Bursa sample(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-11-25) Arslan, Aslı Ayhan; Biçen, Tuğba; Vardar, Ali; Fen Bilimleri Enstitüsü; Biyosistem Mühendisliği Bölümü; 0000-0001-6349-9687; 0000-0003-0018-0825; 0000-0001-6826-2494In this study, the objective was to find at what rate Bursa province of Turkey, is affected by the climatic process called "climate change" and the impacts of climate change on the potential of renewable energy resources, especially solar energy and wind energy. As a result of analyzes, it is seen that there is significant warming between 1960 and 2017. Especially soil temperatures and solar radiation intensity support this result. As a result of this work, it was determined that the changes in climate parameters for the province of Bursa have significant effects on renewable energy potential. According to the results obtained, there has been an increase of 34.5% in the solar energy potential, of 8.2% in thermal solar energy potential and of 3.6%-6.7 in soil temperature potential depending on the depths. In the wind energy potential, there was a decrease of 75% between 1960-1998 and an increase of 217.1% between 1999-2017.Item Mısır tarımı yapılan toprakların verimlilik durumu (Yolağzı Bölgesi-Karacabey/ Bursa Örneği)(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-01-04) Ordu, Doğan; Aşık, Barış Bülent; Fen Bilimleri Enstitüsü; Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Ana Bilim Dalı; 0000-0001-9342-7558; 0000-0001-8395-6283Günümüzde toprak verimliliğinin arttırılması ve sürdürülebilirliğinin devamının sağlanması büyük önem taşımaktadır. Bu kapsamda toprakların fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerinin belirlenmesi ve bu özelliklerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Bu araştırmada, Bursa ili Karacabey ilçesinde yoğun mısır tarımı yapılan toprakların (Yolağzı Bölgesi) verimlilik durumunun belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Bu amaçla mısır tarımı yapılan 40 tarla toprağından 0-30 cm derinlikten örnekler alınmıştır. Örneklerde verimlilik analizleri yapılmış ve sınır değerler ile karşılaştırılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; toprak örneklerinin “kumlu tın”, ve “kumlu killi tın” bünyeye sahip olduğu belirlenmiştir. Toprakların tamamı tuzsuz ve pH değerleri 6.77 ile 8.70 arasında değişim göstermiştir. Topraklar kireçli ve orta kireçli, organik madde içerikleri; çok az, az ve orta sınıfında değerlendirilmiştir. Topraklar azot içeriği bakımından yeterli ve fazla sınıflarında yer almıştır. Alınabilir fosfor içeriği bakımından; toprakların yarısında fosfor az düzeyde bulunmuştur. Çalışma alanı topraklarının mikroelement içerikleri ise; fazla ve çok fazla, sınıfında olarak belirlenmiştir. Bu durum bölge üreticilerinin temel gübreleme yanında mikroelement gübrelemesine de önem verdiklerini göstermektedir. Bölgede mısır tarımının geleceği açısından özellikle toprak organik maddesinin arttırılmasına önem verilmesi gerektiği görülmüştür.Item Responses of Spinacia oleracea L. cv. matador plants to various abiotic stresses such as cadmium metal toxicity, drought and salinity(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-12-25) Akpınar, Ayşegül; Cansev, Asuman; Acun, Deniz Zahide Altınşeker; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri Bölümü Bölümü; 0000-0002-3353-846X; 0000-0002-9716-3900Spinacia oleracea L. cv. Matador plants produced in many regions are exposed to many abiotic stresses from drought to metal toxicity. In this study, the effects of drought (control: 100% field capacity (FC), D1: 50% FC and D2: no-watering), salinity (100 and 200 mM NaCl) and cadmium (Cd; 100 and 200 µM CdCl2) metal toxicity, which are among the most common abiotic stress factors, on spinach plants were determined at the cellular level. There was not determined any alterations along 10 days’ drought, salinity and Cd stress in dry and fresh weights of spinach plants grown in plant growth chamber, in which there is a 16-hour photoperiod under a light intensity of 1200 lux at 24°C/20°C (day/night). However, all treatments caused oxidative stress. Cd treatments were more structurally damaging than drought and salinity treatments. In drought and salinity treatments, chlorophyll content and dry weight did not change despite the increased superoxide dismutase (SOD) and catalase (CAT) activities. The highest values in SOD activity were obtained at D2-drought treatment and 200 mM salinity treatment. SOD activity determined in Cd treatments was also increased compared to control, but this increase was lower than the other treatments. Thus, it can be considered that CAT enzyme is primarily scavenger of reactive oxygen species (ROS) in spinach plants under Cd stress. As a results, spinach plants had an ability to cope with this stresses. The different responses of spinach seedlings to various stress factors provide for estimate of the plant's powerful physiological mechanism. In the continuation of this study, it is recommended to conduct molecular studies and to investigate of the cellular responses to long-term stress on Spinacia oleracea L. cv. Matador plants, which we found to be tolerant to short-term stresses.Item Uludağ Milli Parkında çok yıllık arazi kullanım/örtü değişiminin CBS içinde analizi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-01-04) Özsoy, Gökhan; Ziraat Fakültesi; Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü; 0000-0002-4421-7936Bu çalışma ile Türkiye'nin en popüler kayak merkezine ev sahipliği yapan ve doğal güzellikleri bakımından dünyaca tanınan Uludağ Milli Parkı arazilerinin güncel arazi kullanım/örtü durumunun haritalandırılması ve yıllar içindeki olası değişimlerin coğrafi bilgi sistemi içinde tespit edilmesi amaçlanmıştır. Buna yönelik bölgeyi kapsayan, 1985-2019 yılları arası (34 yıllık) çok bantlı uydu verileri kullanılmış, çalışma alanına ait bir veri tabanı kurulmuş ve elde edilen tüm veriler CBS içinde analiz edilmiştir. Sonuçlara göre, Uludağ Milli Parkı sınırları içinde bulunan kayak merkezi ve yakın çevresinde kentleşme ve erozyon izlerinde artış ile beraber vejetasyonda azalma belirlenmiştir. Buna ek olarak zirveye yakın kesimlerde su yüzeylerinde azalma ve çıplak kaya yüzeylerinde artış saptanmıştır. Ayrıca, yıllar içinde şiddetli erozyon yüzeyleri alansal miktarının da arttığı belirlenmiştir. Bu çalışma ile Uludağ Milli Parkı arazilerindeki çıplak kaya, yerleşim ve şiddetli erozyon yüzeylerinin kapladığı alan, 34 yıllık süreçte 1019,6 ha (% 7,8) alandan 1730,7 ha (% 13,3) alana yükseldiği bulunmuştur. Aynı süre içinde, % 18,7 oran ve 2435,2 ha alan kaplayan alpin çayırların ise % 16,6 oran ile 2163,6 ha alana gerilediği tespit edilmiştir. Çalışmanın önemli çıktılarından birisi de doğal ormanlık alanların güncel durumu ile ilgilidir. Bu çalışmada üretilen 1985 yılı verilerine göre, doğal yoğun ormanlar tüm Milli Park arazilerinin % 43,5’ini (5668,1 ha) kaplarken, 2019 yılı için bu oran % 44,2’ye (5759,2 ha) yükselmiştir. Buna ek olarak bazı alanlarda çalı ve fundalık arazilerin de yoğunlaştığı belirlenmiştir. İnsan etkisinin hiç/çok az olduğu, ulaşılması çok zor olan bazı yüksek ve eğimli bölgelerde veya kontrolün sağlanabildiği ormanlık kısımlarda yer alan bitki örtüsünde, incelenen zaman içinde, vejetasyonda az da olsa yoğunlaşma gerçekleştiği tespit edilmiştir. Bu çalışma sonuçlarına göre, insan etkisi kontrol altına alındığında ve gerekli erozyon önleme faaliyetleri ile Uludağ’da zamanla doğal bitki örtüsünün daha da yoğunlaşacağı ve yeşereceği söylenebilir.