Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi / Journal of Agricultural Faculty of Bursa Uludag University
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11452/1350
Browse
Browsing by Department "Bitki Koruma Bölümü"
Now showing 1 - 20 of 27
- Results Per Page
- Sort Options
Item Bitkisel üretimde ve bitki korumada yeni bir etken madde: Harpin(Uludağ Üniversitesi, 2006) Akbudak, Nuray; Tezcan, Himmet; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüGünümüzde üretici ve tüketicilerin bilinçlenmesi sonucunda patojen kaynaklı hastalıklara karşı uygulanan klasik fungusitlere olan talep her geçen gün azalmaktadır ve biyolojik kontrol ve entegre mücadele programları popüler hale gelmektedir. Hastalık ve zararlılara karşı dayanımı arttırıcı olarak kullanılan bioaktivatörler biyolojik mücadelenin önemli yapı taşlarındandır. Ticari olarak kullanılan biyoaktivatörler arasında en çok tercih edilenlerden birisi de Messenger ticari ismiyle satışa sunulan harpin proteindir. Bitki aktivatörlerinin kullanımı son yıllarda organik tarımda da artış göstermektedir. Bu makalede, hastalıklara karşı pratikte de kullanılabilen harpinin doğal dayanım mekanizmasını tetiklemedeki rolü değerlendirilmiş ve harpinin yapısal özellikleri, kullanımı, çeşitli meyve ve sebze türlerinde farklı hastalıklara karşı etkinliği incelenmiştir.Item Bursa ili çilek alanlarında bulunan orthoptera türleri(Uludağ Üniversitesi, 2003) Akgül, H. Celal; Kovancı, Bahattin; Gençer, N. Sema; Kovancı, O. Barış; Ziraat Fakültesi; Bitki Koruma BölümüBu çalışma Bursa ilinin Osmangazi, Nilüfer, Keles, Kestel, Orhaneli, Büyükorhan ve İnegöl ilçeleri çilek alanlarında bulunan Orthoptera türlerini belirlemek amacıyla 1998-2000 yıllarında yapılmıştır. Türlerin saptanmasında gözle kontrol, tül atrapla yakalama ve çukur tuzak yöntemleri kullanılmıştır. Çalışma, çilek bahçelerine Mayıs-Ağustos arasında haftada bir, erken ilkbahar ve sonbaharda iki haftada bir olmak üzere günübirlik gözlemler ile yürütülmüştür. Sonuç olarak Bursa ili çilek alanlarında Tettigoniidae, Gryllidae, Gryllotalpidae, Catantopidae, Tetrigidae, Pamphagidae ve Acrididae familyalarına ait sırasıyla 13, 3, 1, 2, 2, 1 ve 11 olmak üzere toplam 33 tür bulunmuştur. Bu türler içinde Tettigoniidae familyasından Poecilimon ricteri Ramme ve Isophya rectipennis BrunnerWattenwyl ile Catantopidae familyasından Pezotettix anatolica Uvarov’un çileğin önemli zararlıları oldukları saptanmıştır. Diğer yandan, Tettigoniidae familyasından üç predatör tür bulunmuştur. Buna ek olarak, türlerin Bursa ilindeki yayılışları, popülasyon düzeyleri ve zararlılık statüleri incelenmiştir.Item Bursa ili ekolojik koşullarında buğday kahverengi pası (Puccinia recondita Roberge ex Desmaz. f.sp. tritici)’na karşı bazı ekmeklik buğdayların reaksiyonları ve verim kayıplarının belirlenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2002) Arslan, Ümit; Yağdı, Köksal; Aydoğan, Esra; Ziraat Fakültesi; Bitki Koruma BölümüBu çalışma Bursa ili ekolojik koşullarında 2000-2001 yetiştirme sezonunda Buğday Kahverengi Pası (Puccinia recondita Roberge ex Desmaz. f.sp. tritici)’na karşı 10 ekmeklik buğdayın (3 çeşit ve 7 hat) reaksiyonlarını ve verim kayıplarını belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Kahverengi Pas’a karşı Marmara-86 çeşidinin orta derecede duyarlı (MS), diğer 9 çeşit ve hattın duyarlı (S) olduğu saptanmıştır. Regresyon analizleri sonucunda; hastalık şiddetinin her %1’lik artışında, ortalama kayıpların tane veriminde 4.07 kg/da (% 0.17), 1000 tane ağırlığında ise 0.13 g (% 0.12) olduğu belirlenmiştir. Hastalık şiddetine bağlı olarak ortalama kayıplar tane veriminde 53.1 kg/da (% 9.4), 1000 tane ağırlığında ise 4.3 g (% 9.3) bulunmuştur.Item Bursa ili Gürsu ve Kestel ilçelerindeki meyve üreticilerinin pestisit kullanımına yönelik tutum ve davranışlarının belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-04-29) Erbek, Elif; Özyörük, Ahmet; Arslan, Ümit; Fen Bilimleri Enstitüsü; Bitki Koruma Bölümü; 0000-0001-7698-8244; 0000-0003-4353-9340; 0000-0003-0411-5502Bursa ilinin Gürsu ve Kestel ilçelerinde 2017 yılında yapılan bu çalışmada, meyve üretiminde pestisit kullanımı ile ilgili üreticilerin tutum ve davranışlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu ilçelere ait 9 mahalleden tesadüfi olarak seçilen 75 meyve üreticisi ile anket çalışması yapılmıştır. Anket çalışmasında üreticilere yaş, eğitim durumu, arazi mülkiyeti, arazi büyüklüğü ve yetiştirilen tarımsal ürünler gibi kişisel bilgilerin yanı sıra pestisit kullanımı ile ilgili sorular sorulmuştur. Çalışma sonuçlarına göre, üreticilerin %75.1’inin pestisitleri zirai ilaç bayilerinden temin ettikleri belirlenmiştir. Üreticilerin %67.9’u sırasıyla fungisit, insektisit, herbisit ve akarisit kullanmışlardır. Üreticilerin %71.6’sı pestisit seçiminde, %66.3’ü doz belirlemede ilaç bayilerinin önerilerine uymuşlardır. Üreticilerin en çok (%46.3) Armut Kara Lekesi (Venturia pirina Aderh.)’ne karşı fungisit kullandığı saptanmıştır. Üreticilerin bir yetiştiricilik sezonunda armuttaki hastalık ve zararlılara karşı ortalama 18.3 kez pestisit uyguladıkları belirlenmiştir. Ayrıca, üreticilerin %54.2’sinin biyopestisitler konusunda bilgiye sahip olmadığı gözlenmiştir. Pestisit uygulamalarında koruyucu maske, eldiven vb. ürünleri kullanmayanların oranı %53.6 olarak kaydedilmiştir. Bununla birlikte, üreticilerin %63.7’si, pestisitlerin çevreye zarar verdiğini belirtmişlerdir. Çalışma sonucunda, elde edilen bulgular değerlendirilmiş ve önerilerde bulunulmuştur.Item Bursa ili Nilüfer ilçesi Görükle mevkii topraklarında entomopatojen nematod sürveyi(Uludağ Üniversitesi, 2010) Armağan, Birtan; Ulu, Tufan Can; İkizer, Tolga; Ziraat Fakültesi; Bitki Koruma BölümüBu çalışmada Bursa İline bağlı Nilüfer İlçesi Görükle mevkiinde entomopatojen nematodların (EPN) tespiti için tüm ilçeyi temsil edecek şekilde toprak örnekleri alınmış ve bu örnekler Galleria mellonella L. larvası ile “insect bait” tekniği kullanılarak alınan örneklerdeki EPN’ler izole edilmiştir. Çalışma kapsamında 7860 m2 lik alandan toplam 88 adet numune alınmış ve analiz edilmiştir. Analizler sonunda toplam 4 adet EPN tespit edilmiş olup, bunlar Steinernema sp. olarak teşhis edilmiştir. Bu çalışma ve tespit edilen türler yöre için ilk kayıt olma özelliğini taşımaktadır.Item Bursa ili un fabrika ve değirmenlerinde zararlı böcek türleri(Uludağ Üniversitesi, 2004) Coşkuncu, Kıymet Senan; Ziraat Fakültesi; Bitki Koruma BölümüBu çalışma Bursa ilinde bulunan un fabrikaları ve değirmenlerinde zararlı böcek türlerinin belirlenmesi amacıyla 1998-1999 yıllarında yapılmıştır. Türlerin saptanması için un fabrika ve değirmenlerinde Haziran-Aralık aylarında haftada bir gözlemler yapılmış un, buğday, kepek ve döküntülerden örnekler alınmıştır. Yapılan incelemeler sonucunda, Coleoptera takımı Curculionidae, Cucujidae, Tenebrionidae, Trogossitidae, Bostrichidae ve Ptinidae familyalarına ait sırasıyla 2,2,5,1,1 ve 1 tür, Lepidoptera takımı Pyralidae ve Gelechiidae familyalarına ait yine sırasıyla 2 ve 1 tür olmak üzere toplam 15 tür tespit edilmiştir. Diğer yandan, incelenen un fabrika ve değirmenlerinin tamamının zararlılarla bulaşık olduğu ve en yaygın ve yoğun bulunan türlerin Kırma biti, Tribolium confusum Duv.(Coleoptera:Tenebrionidae) ve Değirmen güvesi, Ephestia kuehniella Zell. (Lepidoptera: Pyralidae) olduğu belirlenmiştir.Item Bursa ili zeytin ağaçlarında bulunan akar türleri(Uludağ Üniversitesi, 2004) Kumral, Nabi Alper; Kovancı, Bahattin; Ziraat Fakültesi; Bitki Koruma BölümüBursa'da zeytin bahçelerinde bulunan akar faunası ile ilgili herhangi bir çalışmaya rastlanamamıştır. Bu nedenle ele alınan bu çalışmada Bursa ili zeytin bahçelerinde bulunan akar türlerinin saptanması amaçlanmıştır. Çalışmalar 2000-2003 yılları arasında Bursa’da zeytin yetiştiriciliğinin önemli olduğu Gemlik, Mudanya, Nilüfer, Orhangazi ve Osmangazi ilçelerinde 15 bahçede, haftada bir yapılan gözlemlerle sürdürülmüştür. Zeytin ağaçlarının çeşitli yönlerinden ve seviyelerinden sürgün ve yapraklar örnekleri alınmış, bu örnekler laboratuvara getirilerek stereoskopik mikroskopta incelenmiş ve daha sonra Berlese hunisine konularak, iki gün süre ile bekletilmiştir. Akarların preparatları Düzgüneş (1980)'in belirttiği yönteme göre yapılmıştır. Sonuç olarak, Bursa ili zeytin bahçelerinde 2 fitofag, 2 predatör ve 3 nötr faunaya ait olmak üzere toplam 7 akar türü saptanmıştır. Diğer yandan, tanımlanan zararlı türlerden Brevipalpus oleae Baker ve Aceria oleae (Nalepa) ile yararlı türlerden Anthoseius involutus Liv.& Kuzn.’un dikkati çekecek bir popülasyon yoğunluğuna ulaştığı tespit edilmiştir.Item Bursa ili zeytin bahçelerinde euphyllura phillyreae Foerster (Homoptera: Aphalaridae)’nin popülasyon dalgalanması(Uludağ Üniversitesi, 2005) Kovancı, Bahattin; Kumral, Nabi Alper; Akbudak, Bülent; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüBu çalışma, Bursa ilinde zeytinlerde zarar yapan Euphyllura phillyreae Foerster’nin yayılışını belirlemek ve popülasyon dalgalanmasını incelemek amacıyla 2000-2002 yıllarında yapılmıştır. E. phillyreae’nın Nilüfer ilçesinde Çatalağı, Gölyazı ve Görükle hariç Bursa’nın diğer tüm bahçelerinde az veya çok bulunduğu belirlenmiştir. Populasyon dalgalanmalarının izlendiği Kumyaka ve Gündoğdu’daki bahçelerde E. phillyreae’nın kışlayan erginlerinin bıraktığı ilk yumurtalar 2000 yılında nisan ayı sonu, 2001 ve 2002 yıllarında ise nisan ayı başında saptanmıştır. Yumurta ve nimf popülasyonu yer ve yıllara göre nisan ve mayıs aylarında birer tepe noktası meydana getirmiştir. Yeni dölün erginleri mayıs ayı sonu ile haziran ayı ortaları arasında görülmeye başlamışlardır. Bu erginler, yaz, sonbahar ve kış aylarını zeytin bahçelerinde geçirdikten sonra ertesi yıl ilkbaharda yumurta bırakmışlardır. Böylece E. phillyreae Bursa ilinde yılda bir döl vermiştir.Item Bursa ilinde Elma içkurdu [Cydia pomonella (L.), Lepidoptera: Olethreutidae] ergin uçuşlarının incelenmesinde cinsel çekici bir feromon'un (Atrapom) kullanılma olanakları(Uludağ Üniversitesi, 1984) Kılınçer, Neşet; Kovancı, Bahattin; Ziraat Fakültesi; Bitki Koruma BölümüBursa ilinde 1983 yılında gerçekleştirilen bu çalışmada bir yandan Elma içkurdu [ Cydia pornonella (L.)] erginlerinin yakalanmasında cinsel çekici bir tuzağın etkinliği incelenmiş diğer yandan da cinsel çekici bu tuzak vasıtasıyla, seçilen iki elma bahçesinde, bu böceğin uçuş kurvesinin belirlenmesi üzerinde çalışılmıştır. Kullanılan sentetik cinsel feromon Atrapom [(8E, 10E) 8,10 dodecadien-1-ol] Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu ile Romanya Bilim Akademisi arasındaki işbirliği çerçevesinde Romanya'dan sağlanmıştır. Sentetik cinsel feromon (Atrapom) Bursa ilinde C. pomonella erginlerinin yakalanmasında çok etkili bulunmuş ve ergin populasyon yoğunluğunun tesbitinde ve zirai mücadelede tahmin ve erken uyarı çalışmalarında kullanılabileceği anlaşılmıştır. Bursa'da, 1983 yılında Elma içkurdu kelebek uçuşları 28 Nisan'da başlamış ve 10 Ekim tarihine kadar yani 166 gün süresince devam etmiştir. Bursa'da çalışmanın yapıldığı iki bahçede de 3 ana uçuş gözlenmiştir. Birinci uçuş 28 Nisan'da başlamış ve Haziran sonlarına kadar sürmüştür. İkinci uçuş Temmuz'un ilk günlerinde başlamış ve Ağustos'un ikinci yarısına kadar devam etmiştir. Nihayet, üçüncü uçuş Ağustos'un ikinci yarısında başlamış ve 10 Ekim 'de sona ermiştir. Diğer yandan Bursa 'nın 1983 yılı etkili sıcaklıkları hesaplandığıncia (10° C lik gelişme eşiğine göre) kışlayan dölün ilk kelebek uçuşları ile ikinci uçuş başlangıcı arasında 670,4 günderece ve ikinci uçuşun başlaması ile üçüncü uçuş başlangıcı arasında 619,9 günderece bulunduğu görülmektedir. Özet olarak 1983 yılında Bursa ilinde C. pomonella 3 döl vermiştir.Item Bursa ilinde Elma içkurdu [Cydia pomonella (L.)] savaşımında üretici koşullarında kullanılan bahçe pülverizatörlerinin aplikasyon etkinliğinin saptanması(Uludağ Üniversitesi, 1985) Bölükoğlu, Halil; Kovancı, Bahattin; Ziraat Fakültesi; Bitki Koruma BölümüBursa ilinde son yıllarda üreticiler tarafından Elma iç kurdu savaşımında elmalarda kabul edilebilir zarar oranının üzerinde kurtlanmaların görülmesi nedeniyle, aplikasyonun zararlının artıştaki önemini belirlemek üzere, bu araştırma yapılmıştır. Bulunan sonuçlar aplikasyonun çevre kirlenmesi ve etkin savaşım üzerinde büyük etkilerinin olduğunu vurgulamaktadır. Benzer çalışmaların, diğer tarımsal üretimlerde ve diğer aplikasyon makinalarıyla yapılarak, noksanlıkların belirlenmesinde ve bu konudaki çiftçi eğitiminin yönlendirilmesinde önemli rolü olacaktır.Item Bursa ilinde Erik içkurdu [Cydia funebrana (Tr.),Lepidoptera: Olethreutidae] erginlerinin yakalanmasında cinsel çekici bir feromon (Atrafun)'un kullanılma olanakları(Uludağ Üniversitesi, 1985) Kılınçer, Neşet; Kovancı, Bahattin; Ziraat Fakültesi; Bitki Koruma BölümüBursa ilinde 1984 ve 1985 yıllarında gerçekleştirilen bu çalışmada Erik içkurdu [ Cydia funebrana (Tr.) ] erginlerinin yakalanmasında cinsel çekici bir feromon (Atrafun) 'un etkinliği incelenmiş ve üç farklı yerde Cydia molesta (Busck) feromonu (Atramol) ile birlikte C. funebrana'nın ergin uçuş kurvesinin belirlenmesi üzerinde çalışılmıştır. Kullanılan sentetik cinsel çekici feromonlar Romanya'dan sağlanmıştır. Bu çalışma ile Atrafun'un C. funebrana ergin populasyon dalgalanmalarının incelenmesinde ve zirai mücadelede tahmin ve uyarı sisteminde kullanılabileceği ancak C. molesta 'yı da cezbettiği için spesifisitesinin arttırılması gerektiği anlaşılmıştır. Bursa'da C. funebrana kelebek uçuşları 1984 ve 1985 yıllarında Mayıs başında başlamış ve araştırmanın yapıldığı yere göre 1984 yılında 96-108 gün, 1985 yılında 112 gün devam etmiştir. Bu süre içinde 1984 yılında birbiri içine girmiş 2-3 uçuş, 1985 yılında 3 uçuş gözlenmiştir. Birinci uçuş her iki yılda da Mayıs başlarında başlamış ve Haziran sonlarına kadar devam etmiş, ikinci uçuş Temmuz 'un ilk günlerinde başlamış ve Ağustos başlarına kadar sürmüş, üçüncü uçuş Ağustos ortalarında başlamış ve Ağustos sonunda bitmiştir. Bu sonuçlara göre C. funebrana Bursa ilinde 1984 yılında araştırmanın yapıldığı yere göre 2-3 döl, 1985 yılında 3 döl vermiştir.Item Bursa ilinde yetiştirilen buğdaylarda kök ve kökboğazı fungal hastalık etmenlerinin saptanması üzerinde araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1999) Arslan, Ümit; Baykal, Necati; Ziraat Fakültesi; Bitki Koruma BölümüBu çalışma, 1996 ve 1997 yıllarında Bursa ilinde yetiştirilen buğdaylardaki kök ve kökboğazı fungal hastalık etmenlerini saptamak amacıyla yapılmıştır. Sürvey alanları Bursa ilinin Karacabey, Mustafakemalpaşa, Nilüfer, Orhaneli ve Yenişehir ilçeleridir. Araştırma alanındaki hastalığa yakalanma oranı 1996 ve 1997 yıllarında sırasıyla %14.53 ve %11.27, yaygınlık oranı ise %38.81 ve %37.97'dir. Hastalıklı buğdayların kök ve kökboğazından en yüksek oranda izole edilen funguslar Fusarium spp., Rhizoctonia cerealis van der Hoeven, Alternaria alternato (Fr.) Keissler ve Drechslera sorokiniana (Sacc.) Subram and Jain 'dir. Fusarium spp. ve Rhizoctonia cerealis izolatları ile yürütülen patojenisite testlerinde, patojenisitesi en yüksek izolatların R. cerealis, F. culmorum ve F. gramineorum 'a ait olduğu saptanmıştır.Item Candida boidinii’nin farklı suşlarının deltamethrini parçalama potansiyellerinin in-vitro koşullarda belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-08-26) Kumral, Ayşegül Yıldırım; Kumral, Nabi Alper; Gürbüz, Ozan; Ziraat Fakültesi; Gıda Mühendisliği Bölümü; 0000-0002-3550-7181; 0000-0001-9442-483X; 0000-0001-7871-1628Bitkisel üretimde kullanılan pestisitlerin gıdalarda kalıntılarının azalmasını etkileyen önemli faktörlerden biri de mikrobiyal faaliyetlerdir. Bu çalışmada, zeytin fermentasyonu salamurasından izole edilen Candida boidinii’nin yedi farklı suşunun bitkisel üretimde sıkça kullanılan sentetik piretroitli insektisit deltamethrin’i parçalama potansiyeli invitro koşullarda incelenmiştir. Bu amaçla, maya hücrelerinin esteraz enzim aktiviteleri ve deltamethrini karbon kaynağı olarak değerlendirme durumları tespit edilmiştir. Esteraz enzim aktivitesi ve deltamethrini karbon kaynağı olarak değerlendirme potansiyelleri yüksek olan suşların insektisiti parçalama düzeyleri gaz kromatografisi kütle spektrofotometresi (GC-MS) kullanılarak belirlenmiştir. Test edilen yedi suşun ikisinde (CB-1 ve CB-5) hem hücre gelişimi hem de esteraz aktivitesi açısından önemli düzeyde yüksek faaliyet belirlenmiştir. GC-MS kalıntı analizine göre, iki suşun ilk üç günde deltamethrin miktarında başlangıca göre sırasıyla % 41.4 ve 22.5 oranında azalmaya sebep olduğu, maya bulunmayan kontrol grubunda ise bu oranın sadece %11 olduğu tespit edilmiştir. CB-5 suşunda 10 gün içinde önemli düzeyde daha fazla deltamethrin yıkımı (%91) belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre C. boidinii’nin farklı suşlarının deltamethrinin parçalanmasında rol oynayabileceği yönünde güçlü kanıtlar ortaya konmuştur.Item ‘Gemlik’ çeşidi zeytin bahçelerinde zeytin sineği [Bactrocera oleae (Gmelin)]’nin mücadelesine esas olacak biyo-ekolojik özelliklerin saptanması(Uludağ Üniversitesi, 2008) Kumral, Nabi Alper; Kovancı, Bahattin; Akbudak, Bülent; Ziraat Fakültesi; Bitki Koruma BölümüZeytin sineği, Bactrocera oleae (Gmelin) (Diptera: Tephritidae), dünyanın pek çok yerindeki ticari zeytin bahçelerinde ürün kayıplarına neden olduğundan büyük ekonomik öneme sahiptir. Bu çalışma, Bursa’nın ‘Gemlik’ çeşidi zeytin bahçelerinde iki yıl süreyle iklim (sıcaklık, oransal nem ve yağış) ve konukçu bitki (zeytin meyve fenolojisi) faktörlerinin B. oleae’nın ergin popülasyon dalgalanması üzerindeki etkilerini belirlemek için yapılmıştır. B. oleae ergin uçuşlarını izlemek için cinsel + besin cezbedicili sarı yapışkan tuzaklar, 5 farklı zeytin bahçesine asılmıştır. İklim istasyonlarından sağlanan günlük ortalama sıcaklıklar, birinci uçuş erginlerinin yakalamasının %10’a ulaştığı tarihten başlamak üzere en düşük gelişme eşiği 9.5°C çıkarılarak ve en yüksek gelişme eşiği 30°C değerleri hesaba katılmadan gün-derece toplamlarının hesaplanmasında kullanılmıştır. Sonuçlar Zeytin sineğinin yılda üç uçuş periyodunun bulunduğunu, ergin popülasyon dalgalanmalarının sıcaklığa ve neme bağlı olarak yıldan yıla değiştiğini, ayrıca Zeytin sineğinin genellikle eylül ayından kasım ayına kadar yüksek popülasyonlar oluşturduğunu göstermektedir. Zeytin fenolojisi gözlemlerine göre, ilk ergin çıkışları orta irilikte meyve döneminde meydana gelmiştir. Buna ek olarak, kümülatif ergin yakalamaları ve gün-derece modelleri kullanılarak bir simülasyon model oluşturulmuştur. Bu model ileride B. oleae ergin uçuşlarının önceden tahmin edilmek suretiyle erken uyarı ve tahmin sisteminde kullanılmasını sağlayabilecektir.Item Gonioctena fornicata (Brüggeman) (Coleoptera: Chrysomelidae)’nın Bursa ili yonca ekiliş alanlarında biyolojisi, yayılışı ve populasyon dalgalanması(Uludağ Üniversitesi, 2006) Coşkuncu, Kıymet Senan; Gençer, Nimet Sema; Ziraat Fakültesi; Bitki Koruma BölümüBu çalışma, Bursa ilinde yonca ekiliş alanlarında zarar yapan Gonioctena fornicata (Brüggemann)’nın, biyolojisini, yayılışını ve popülasyon dalgalanmasını belirlemek amacıyla doğada ve laboratuvar koşullarında (21.0±2.0°C, % 65±5 orantılı nem ve 16 saat aydınlık, 8 saat karanlık ), 2004 ve 2006 yıllarında yürütülmüştür. Laboratuvar çalışmalarında, G. fornicata’ nın dişi başına düşen yumurta sayısı ortalama 243±213 (47-665) adet olarak tespit edilmiştir. G. fornicata’nın gelişme dönemi ise ortalama 37.4±4.4 gün sürmüştür. Doğa çalışmalarında, ilk erginler Mart sonu Nisan başında tespit edilmiştir. Zararlının Temmuz sonuna kadar tarlalarda görüldüğü belirlenmiştir. Zararlı yılda bir döl vermektedir.Ayrıca, Nilüfer, İnegöl, Orhaneli, Karacabey, Mustafakemalpaşa, Orhangazi, Kestel ve Yenişehir ilçelerinde G. fornicata az veya çok saptanmıştır.Item Hasat öncesi incir meyvelerinde ethephon kullanımının oluşturduğu kalıntı riskinin belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-05-06) Hazarhun, Gülden; Kumral, Nabi Alper; Ziraat Fakültesi; Bitki Koruma Bölümü; 0000-0001-9442-483XBursa siyahı incirinin yüksek besin değerlerine sahip olması ve yetiştiriciliği yapılmayan Orta ve Kuzey Avrupa ülkelerinde egzotik bir meyve olarak tercih edilmesi nedeniyle önemi Türkiye tarımı ve ihracatı açısından çok yüksektir. Bu bitkisel ürünün sentetik kimyasallar kullanılmadan üretilmesi tüketicinin diğer bir tercih nedenidir. Ancak, incir meyvelerinin hasat öncesinde hızlı olgunlaşmasını sağlamak amacıyla ethephon gibi bitki gelişme düzenleyicilerinin kullanılması sorunlu bir konudur. Bu nedenle, bu simülasyon çalışmasında, ethephon’un bahçe koşullarında uygulanması sonucu ortaya çıkan ethephon ve onun parçalanma ürünü olan fosfonik asidin kalıntı risklerini belirlemek amaçlanmıştır. Bu amaçla, ethephon’un ticari bir formülasyonu arazi koşullarında bitkilere iki farklı konsantrasyonda uygulanmıştır. Uygulamanın hemen sonrasında, hasat sırasında ve hasat sonrasında farklı depolama süreçlerinde örnekler alınarak, bu iki kimyasalın kalıntı düzeyleri yeni bir analiz metodu kullanılarak LC-MS-MS cihazı ile belirlenmiştir. Analiz sonuçlarına göre, ethephon’un üç günde hasat olgunluğuna neden olan yüksek konsantrasyonu uygulandığında 3. ve 6. günlerdeki hasat edilmiş ürünlerdeki ortalama ethephon konsantrasyonu sırasıyla 10.92 ve 8.45 mgkg-1 bulunmuştur. Hasat sonrasında 16 günlük soğuk havada saklama sürecinde ise ethephon konsantrasyonu sırasıyla 5.30 ve 6.34 mgkg-1 ’a kadar düşmüştür. Diğer taraftan, 6 günde meyveleri olgunluğa ulaştıran düşük konsantrasyon kullanılırsa, hasat edilmiş ürünlerdeki ortalama ethephon konsantrasyonu 0.63 mgkg-1 ; hasat sonrası soğuk koşullarda 16 gün bekleme sonucu 0.20 mgkg-1 bulunmuştur. Fosfonik asit ise ethephonun uygulanmasından hemen sonra tüm aşamalarda 0.19-0.31 mgkg-1 konsantrasyonlarda belirlenmiştir. Sonuç olarak, her koşulda ve aşamada ethephon ve parçalanma ürünü fosfonik asit incir meyveleri üzerinde tespit edilmiştir. Bu nedenle bu ürün incir yetiştiriciliğinde kesinlikle kullanılmaması gerekmektedir.Item Hayvan yemi olarak kullanılan buğday danelerinde toksin oluşumuna neden olan fungusların sodyum hidroksit uygulamasıyla engellenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2002) Karabulut, Özgür Akgün; Değirmencioğlu, Taşkın; Ziraat Fakültesi; Bitki Koruma BölümüBu çalışmada, hayvan yemi olarak kullanılan buğday danelerinde farklı sodyum hidroksit (NaOH) uygulamaları (% 1,5, 3,0, 4,0) ile toksin oluşumuna neden olan fungusların 6 aylık bir depolama süresince engellenmesi amaçlanmıştır. Buğday danelerindeki fungus gelişimini engellemede % 3 ve 4’lük sodyum hidroksit uygulamaları diğer 2 uygulamaya (% 0 ve 1.5) göre daha başarılı sonuç vermiştir. Fungus gelişimi % 3 ve 4’lük uygulamalar ile 6 ay boyunca etkili bir şekilde engellenirken, % 1,5’luk uygulamanın etkinliği bir kaç ay ile sınırlı kalmıştır. Buğday danelerinde çalışma boyunca en yaygın olan funguslar Alternaria, Fusarium, Penicillium, Aspergillus, Rhizopus ve Mucor spp. olarak tespit edilmiştir. Sodyum hidroksit ile muamele edilen buğday danelerinin besin maddeleri içerikleri 6 aylık depolama süresince izlenmiş ve bu danelerin besin maddeleri içeriklerinde hayvan beslemesinde kullanımlarını engelleyecek önemli bir değişiklik saptanmamıştır.Item Kalsiyum uygulamalarının Eşme ayvasının (Cydonia vulgaris cv. Eşme) bazı hasat sonrası fungal hastalıklarına ve kalite özelliklerine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1998) Tezcan, Himmet; Eriş, Atilla; Akbudak, Bülent; Karabulut, Özgür; Ziraat Fakültesi; Bitki Koruma BölümüAminoquelant-kalsiyum ile muamele edilmiş meyveler 0±1 oc sıcaklık ve %90±5 oransal nem de depolanmıştır. Depolama süresince, meyvelerin fiziksel ve kimyasal analizleri yapılmış ve çürümüş meyve yüzdeleri belirlenmiştir. Depolama öncesi ayvaların meyve eti sertliği 15.30 lb/inch2 olarak tespit edilmiştir. 120+ 5 günlük depolamadan sonra, en yüksek meyve eti sertlik değeri 11.17 ile hasat öncesi+hasat sonrası kalsiyum uygulanmış meyvelerden elde edilirken, en düşük meyve eti sertlik değeri 5.84 lb/ inch2 ile kontrol meyvelerinde saptanmıştır. Çürümüş meyve yüzdesi ve kalsiyum içeriklerine göre de en iyi sonuçlar hasat öncesi+hasat sonrası kalsiyum ile muamele edilmiş meyvelerden elde edilmiştir. Ayrıca, hasat öncesi ve sonrası kalsiyum uygulamaları in vitro koşullarda Botrytis cinerea ya karşı %39.50 oranında etkili olduğu bulunurken, Penicillium sp. 'ne karşı etkisiz olmuştur.Item Kışlık nohut tarımı ve antraknoz hastalığının önemi(Uludağ Üniversitesi, 1995) Baykal, Necati; Karasu, Abdullah; Ziraat Fakültesi; Bitki Koruma BölümüToprak seçiciliği olmayan, sıcağa, kurağa ve oldukça da soğuğa dayanıklı olan nohut, nadas alanlarının değerlendirilmesinde kullanılmaya uygun önemli bir yemeklik tane baklagildir. Kuru tarım bölgelerinde nohutun nadas alanlarına ekiminde, kışlık ekiminin yapılarak; iklimin, özellikle yağışın verimi sınırlayıcı etkisinin azaltılması düşünülmelidir. Ancak kışlık ekimde çeşitlerin kışa dayanımı yanında, Antraknoz hastalığına da dirençli olması gerekir.Item Kök ve kökboğazı fungal patojenlerine karşı bazı buğday çeşitlerinin reaksiyonları ve tohum koruyucu fungusitlerin fusarium culmorum (W.G.Sm.) sacc.’a etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2002) Arslan, Ümit; Baykal, Necati; Ziraat Fakültesi; Bitki Koruma BölümüBu çalışma 1996-1997 yılında kök ve kökboğazı fungal patojenleri Fusarium culmorum (W.G.Sm) Sacc., F. graminearum Schawabe ve Rhizoctonia cerealis van der Hoeven’e karşı bazı buğday çeşitlerinin reaksiyonlarını ve tohum koruyucu fungusitlerin F. culmorum’a etkisini belirlemek amacıyla kontrollü koşullarda yürütülmüştür. Reaksiyonları araştırılan 8 buğday çeşidinden Saraybosna’nın F.culmorum’a orta derecede duyarlı (MS), F. graminearum ve R. cerealis’e ise duyarlı (S) olduğu belirlenmiştir. Diğer 7 çeşit her 3 patojene de duyarlı (S) bulunmuştur. Türkiye’de Buğdayda Sürme (Tilletia foetida (Wallr.) Liro, T. caries (D.C) Tul.) ve Rastık (Ustilago nuda tritici Schaffn.) hastalıklarına karşı ruhsatlı fungusitlerden Carbendazim, Tebuconazole, Maneb ve Triticonazole’un kullanım dozunda F. culmorum’a sırasıyla %80.00, %80.00, %60.00 ve %28.00 oranında etkili olduğu saptanmıştır.