2011 Cilt 25 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/1830
Browse
Browsing by Language "tr"
Now showing 1 - 14 of 14
- Results Per Page
- Sort Options
Item Arazi tesviyesi projelemesinde en küçük kareler yönteminin coğrafi bilgi sistemi (CBS) ortamında kullanımı(Uludağ Üniversitesi, 2010-04-20) Demirtaş, Çiğdem; Demir, Ali Osman; Ziraat Fakültesi; Tarımsal Yapılar ve Sulama BölümüYüzey sulama yöntemlerinin seçiminde, arazinin topoğrafyası önemli bir etkendir. Bu etken göz önüne alınmadığında, su kaybı, toprak erozyonu, besin maddelerinin yıkanması ve bunlara bağlı olarak ürün azalması sorunları ortaya çıkabilmektedir. Yüzey sulama yöntemlerinin, tarım alanlarına başarı ile uygulanıp, sulamadan beklenen yararın elde edilebilmesi, çoğu kez arazinin tesviye edilerek sulamaya hazırlanmasına bağlıdır. Bu çalışmada, arazi tesviyesi projelerinde, tesviye düzlemi eğimlerinin belirlenmesinde kullanılan en küçük kareler yönteminin, coğrafi bilgi sistemi (CBS) ortamında kullanım olanakları araştırılmıştır. Arazi tesviyesi projelemesi kapsamında, coğrafi bilgi sistemi desteği ile elde edilen sonuçlar, geleneksel yöntem sonuçları ile karşılaştırılmıştır.Item Biber tohumlarının fizyolojik olarak iyileştirilmesi için su ve tuz çözeltileri ile yapılan priming ve kurutma uygulamalarının karşılaştırılması(Uludağ Üniversitesi, 2010-05-31) Sivritepe, H. Özkan; Şentürk, Bülent; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüBu çalışmada, tohumların fizyolojik olarak iyileştirilmesinde kullanılan hidrasyon uygulamalarından su ve tuz çözeltileri ile priming ve sonrasında yapılan kurutma uygulamalarının biber (Capsicum annuum) tohumlarında canlılık ve güç üzerine etkileri incelenmiştir. Yalova Çarliston çeşidi biber tohumları sürekli olarak havalandırılan saf su ve farklı tuz çözeltilerinde [100 ve 200 mM KNO3 ile 50 ve 100 mM Ca(NO3)2] 20°C’de 24 saat tutulmuşlardır. Farklı priming uygulamalarını takiben tohumlar iki gruba ayrılmış; birinci grup hemen, ikinci grup ise 25°C’de yaklaşık 24 saat orijinal nem kapsamına kadar kurutulduktan sonra çimlendirme testlerine alınmışlardır. Biber tohumlarının priming ve kurutma uygulamalarına olan tepkileri, normal çimlenme oranı ve çimlenme indisi parametreleri bazında incelenmiştir. Su ve çeşitli tuz çözeltileri ile yapılan tüm priming uygulamalarının yanı sıra, hem kurutmasız hem de kurutmalı koşullarda tutulan biber tohumlarının normal çimlenme yüzdesi ve çimlenme indisi kontrol tohumlarına kıyasla artış göstermiştir. KNO3 ile yapılan priming uygulamalarında çözeltinin konsantrasyonu arttıkça kurutma uygulamasının tohum canlılığı ve gücünde azalmaya neden olduğu tespit edilmiştir. Ancak, Ca(NO3)2 ile yapılan priming uygulamalarında ise kurutma uygulamaları sonrasında canlılık ve güçte artış meydana gelmiştir. Canlılık ve güç parametreleri bakımından en iyi sonuçlar; 100 mM KNO3 ile priming ve priming+kurutma uygulamalarının yanı sıra 100 mM Ca(NO3)2 ile priming+kurutma uygulamalarından elde edilmiştir.Item Bursa piyasasında satılan hazır toz çorbaların mikrobiyolojik ve bazı kimyasal özellikleri(Uludağ Üniversitesi, 2011) Çoksaygılı, Nilüfer; Başoğlu, Fikri; Ziraat Fakültesi; Gıda Mühendisliği BölümüBu çalışmada Bursa piyasasında satılan 5 çorba firmasının ortak dört çeşidi araştırma materyali olarak belirlenmiştir. Çeşitler; domates, yayla, tarhana ve mercimektir. Her firmaya ait çorba çeşidinden 5’er paket olmak üzere toplam 100 paket çorba örneği alınmıştır. Bu örneklerde toplam mezofilik aerobik bakteri (TMAB), küf, maya, koliform grubu mikroorganizmalar, pH ve nem değerleri belirlenerek, değerlerin standartlara uygunluğu araştırılmıştır. TMAB sayıları 1.28x102 kob/g ile 7.54x104 kob/g arasında tespit edilmiştir. Belirlenen mezofil bakteri sayıları TSE 3190’a uygundur. Ancak TMAB sayıları çok değişken olması nedeni ile işletme hijyeni hakkında bizi kesin sonuca ulaştırmaz. Çorba örneklerinde maya ve küf sayıları düşük olup standartlara uygundur. Küf ve mayalardaki üreme <102 kob/g seviyesinde mikrobiyolojik sınırların altında belirlenmiştir. Hazır kuru çorbalardan 3 domates, 6 adet mercimek çorba örneğinde (%9) E. coli varlığı tespit edilirken yayla ve tarhana çorbalarında E. coli belirlenmemiştir. TS 3190 ve ICMSF (Uluslararası gıda maddeleri mikrobiyolojik özellikler komisyonu) 1978’e göre hazır kuru çorbalarda fekal koliform bulunmamalıdır. Bu sonuçlar üretim koşullarının hijyenik olmadığı, çalışanların kişisel hijyen kurallarına yeterince uymadığı veya hammaddeden kaynaklanan kontaminasyonların olabileceğini göstermektedir. Hazır kuru çorba örneklerinin %11’i nem oranı bakımından TSE 3190’a uygun bulunmamıştır.Item Doğal bir antimikrobiyel: Oleuropein(Uludağ Üniversitesi, 2010-09-09) Yıldız, Gökçen; Uylaşer, Vildan; Ziraat Fakültesi; Gıda Mühendisliği BölümüZeytin ağacının temel fenolik bileşiği olan oleuropein, zeytin meyvelerinin karakteristik acı tadından sorumludur. Zeytinin yenilebilir özellik kazanması için mutlaka ortamdan uzaklaştırılması gerekir. Elenolik asit ve hidroksitriosolün heterozidik esteri olan oleuropein, insan sağlığı üzerinde birçok yararlı etkiye sahiptir. Birçok araştırmacı tarafından antimikrobiyel özelliğe sahip olduğu ispat edilmiş olan bu bileşik alternatif gıda katkısı olarak da kullanılabilir. Bu derlemede, oleuropeinin kimyasal yapısı ve antimikrobiyel etkisine ilişkin yapılan çalışmalardan söz edilmektedir.Item Elektronik burun sistemlerinin tasarım ilkeleri(Uludağ Üniversitesi, 2010-07-30) Kızıl, Ünal; Genç, Levent; Saçan, MelisBiyolojik materyallerden yayılan uçucu bileşenleri değerlendirerek, bunların çeşitli özelliklerini belirleyen elektronik burun sistemleri gıda sektörü, çevre kontrolü, insan sağlığı gibi birçok alanda kullanılma olanağı bulmuştur. Bir elektronik burun sistemi, farklı özelliklerin belirlenmesine yarayan sensörler, sinyal toplama ünitesi ve örnek tanımlama yazılımından oluşur. Ticari olarak satılan eburunlar mevcut olmakla birlikte, yüksek maliyetli ve kullanımları zordur. Bu nedenle daha ekonomik ve basit sistemlerin geliştirilmesi gereklidir. Bu çalışma, e-burun sistemlerinin geliştirilmesi, örnek tanımlama modellerinin oluşturulması ve uygulanması için detaylı bilgiler sağlamak amacıyla sunulmuştur.Item Farklı bitki sıklıkları ve azot dozlarının silajlık mısırın stoma özellikleri üzerine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 2010-10-15) Çarpıcı, Emine Budaklı; Çelik, Necmettin; Ziraat Fakültesi; Tarla Bitkileri BölümüBu araştırma, Bursa ekolojik koşullarında yaygın biçimde yetiştirilen silajlık ADA-523 melez mısır çeşidinde maksimum verim ve kalite açısından optimal bitki sıklığı ile azot dozunun belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Araştırmada kuru madde verimi ile kaliteyi etkileyen bir seri agronomik, anatomik ve fizyolojik özellikler ölçülmüş veya hesap edilmiştir. Bu ölçülen veya hesaplanan özelliklerden stoma yoğunluğu ve boyutları gibi anatomik özelliklerin denenen bitki sıklıkları ile azotlu gübre dozları arasındaki ilişkileri gözden geçirilmiş ve bu makalenin konusunu oluşturmuştur. Araştırmada beş farklı bitki sıklığı (6.000, 10.000, 14.000, 18.000 ve 22.000 bitki/da) ile beş farklı azotlu gübre dozu (0, 10, 20, 30 ve 40 kg/da) denenmiştir. Araştırma 2006 ve 2007 yıllarında iki yıl olarak yürütülmüştür. Denemede mısır yapraklarının üst ve alt yüzeyleri mikroskopik olarak incelenmiş ve yaprakların amfistomatik oldukları belirlenmiştir. İki yıllık sonuçlara göre; farklı bitki sıklıkları ile azot dozlarının hem üst hem de alt epidermis stoma yoğunluğu üzerine etkisi önemli olmamıştır. Diğer taraftan bitki sıklıklarına bağlı olarak üst epidermis stoma en ve boy değerleri değişmiş ve en-boy değerleri bakımından en iri stomalar en seyrek yetiştirilen bitkilerde (6.000 bitki/da) tespit edilmiştir. Buna karşılık azotlu gübre dozlarının ne üst ne de alt epidermis stoma boyutları üzerine etkisinin önemli olmadığı belirlenmiştir.Item Gaziantep ili dağ ve ova köylerinde antepfıstığı üretim maliyetlerinin karşılaştırılması(Uludağ Üniversitesi, 2010-03-31) Külekçi, Murat; Aksoy, AdemÇalışmada antepfıstığı yetiştiriciliği yapan dağ ve ova köylerinde bulunan tarım işletmelerinin üretim maliyetlerinin birbirleriyle karşılaştırılması amaçlanmıştır. Gaziantep’in Nizip ve Karkamış İlçelerinde toplam 14 köyde basit tesadüfi örnekleme yöntemi uygulanmıştır. Bu yönteme göre 136 tarım işletmesi ile görüşmeler yapılarak gerekli veriler anket formaları ile elde edilmiştir. Anket formları, 2006-2007 ve 2007-2008 üretim dönemi dikkate alınarak 2 yıllık rakamların ortalamasına göre doldurulmuştur. Çalışmada antepfıstığının kilogram maliyeti, dağ köylerinde 5.01 TL, ova köylerinde 7.56 TL ve genel ortalama 6.40 TL olarak hesaplanmıştır. Dağ köylerinde antepfıstığı maliyetinin ova köylerine nazaran düşük olmasının ana nedeni, antepfıstığı yetiştiriciliğinin geleneksel ve oldukça az miktarda girdi kullanımı ile gerçekleşmesinden kaynaklanmaktadır. Dağ köyleri ova köylerine nazaran düşük verime sahiptir. Fakat ova köylerinde dağ köylerinin 3 katı girdi kullanılmasına karşın 2 kat fazla verim elde edilmektedir. Bunun da başlıca sebebi, her ne kadar ova köylerinde gübre, ilaç vb girdi unsurları kullanılıyor olsa bile sulama yapılmaması ve kullanılan bu girdi unsurlarının kullanım miktarlarının kontrollü olarak uygulanamamasından ileri gelmektedir. Türkiye’nin antepfıstığı maliyetlerini düşürmesi üretimindeki potansiyelini koruyabilmesi ve dünya pazarlarında rekabet edebilmesi açısından önemlidir. Bunu gerçekleştirebilmesi için maliyete etkili unsurlar içerisinde yer alan verim artırıcı girdilerin kontrollü bir şekilde ve teknik uzmanların önerileri ile kullanmaları faydalı olacaktır. Diğer yandan çiftçilere tarımsal yayım hizmetleri çerçevesinde düzenli olarak teknik bilgi sağlanmalıdır.Item Güney Anadolu’dan farklı çeşitlere ait zeytin yağlarının mineral madde içeriği üzerine lokasyon ve hasat döneminin etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2010-03-18) Arslan, Derya; Özcan, Mehmet MusaBu çalışmada, Türkiye’nin Akdeniz ve Güney Doğu Anadolu bölgelerine dahil çeşitli lokasyonlardan üç farklı hasat döneminde 2006 ve 2007 yıllarında temin edilen Ayvalık, Gemlik, Kilis yağlık ve Sarıulak zeytin çeşitlerine ait zeytin yağlarının mineral madde içeriği tespit edilmiştir. Zeytin yağı örneklerinde K, Ca, Na ve Mg mineralleri en yüksek değerlere sahiptir. Kilis yağlık ve Ayvalık çeşiti yağların düşük miktarlarda Ni, Mn ve Cu içerdikleri, Gemlik ve Ayvalık çeşidi yağların Pb ve Cd içeriklerinin yüksek olduğu görülmüştür. Antalya’dan elde edilen Gemlik çeşidi örnekler Cr, Al, Ca, Cu, Fe, K ve Na minerallerini diğer lokasyon örneklerinden daha fazla içermiştir. Antep lokasyonuna ait Kilis yağlık çeşidi yağ örnekleri analiz edilen minerallerin çoğunu (Ca, Cd, Cu, Fe, Mn, Ni, Pb, K, Mg ve Zn) diğer lokasyon örneklerine göre daha yüksek seviyelerde içermiştir. Ağır metaller Sarıulak çeşidine ait Alanya ve Karaman ile Ayvalık çeşidine ait Karaman zeytin yağlarında diğer lokasyon örneklerinden daha yüksek seviyelerde bulunmuştur. Hasat döneminin ilerlemesiyle Ca, K, Mg ve Na gibi makro elementlerin ve Al, Cd ve Cr gibi ağır metaller ile Fe miktarlarının da arttığı görülmüştür. Cd ve Pb dışındaki diğer tüm mineraller açısından örneklerin 2007 yılı değerleri 2006 yılından genellikle daha yüksektir.Item Hayward ve Matua kivi çeşitlerinde mikro çoğaltım(Uludağ Üniversitesi, 2010-10-10) Sivritepe, Nuray; Tuğ, Yusuf; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüBu araştırmada “Hayward” ve “Matua” kivi çeşitlerinde mikro çoğaltım olanakları değerlendirilmiştir. Başlangıç kültüründe en başarılı sonuçlar, 2 mg/L BA, 22.5 g/L sukroz ve 7 g/L difco-bacto agar ilave edilmiş ¾ doz MS ortamından elde edilmiştir. Elde edilen bulgular, her iki çeşitte de, in vitro kültüre başlamak için sürgün ucu eksplantlarının, tek boğumlu mikro çeliklere oranla daha avantajlı olduğunu göstermiştir. Bu nedenle sürgün çoğaltım aşamasında sadece sürgün ucu eksplantları kullanılmış ve farklı besin ortamlarının eksplantlarda büyüme ve çoğalma üzerine etkileri incelenmiştir. “Hayward” çeşidinde, en yüksek çoğalma oranı (5.3) ve sürgün sayısı (3.4); sodyum fosfat (170 mg/L), adenin sülfat (80 mg/L), thiamin-HCl (0.3 mg/L), inositol (100 mg/L), BA (2 mg/L), IBA (0.03 mg/L), sukroz (30 g/L) ve agar (6 g/L) ilave edilmiş tam doz MS besin ortamından elde edilmiştir. “Matua” kivi çeşidinde ise maksimum çoğalma oranı (5.22) ve sürgün sayısına (4.19) ulaşabilmek için söz konusu besin ortamının sıvı formda kullanılması gerekmektedir. Köklenmeyi temin etmek için çoğalan kültürlerden kesilen sürgünler (2cm), önce bir seri IBA çözeltisine bandırılmış, sonra 20 g/L sukroz ve 7 gr/L agar ilave edilmiş ½ doz MS ortamına aktarılmıştır. En yüksek köklenme oranları “Hayward” çeşidinde (%51.85) 20 mg/L IBA’nın 15 saniye uygulaması, “Matua” çeşidinde (%70.37) ise 50 mg/L IBA’nın 2 saat uygulaması ile sağlanmıştır.Item Organik süt sığırcılığı ve refah(Uludağ Üniversitesi, 2011) Kara, Nurcan Karslıoğlu; Koyuncu, Mehmet; Ziraat Fakültesi; Zootekni BölümüOrganik hayvancılık son yıllarda özellikle Amerika ve Avrupa’da hayvansal üretim sistemleri içerisinde alternatif hayvancılık yöntemi olarak büyük bir önem kazanmıştır. Organik hayvancılığın en önemli dallarından birini oluşturan organik süt sığırcılığı; yüksek kalitede, sağlıklı, risksiz süt ve süt ürünleri isteğine yönelik, çevre dostu üretim teknikleriyle, kontrollü ve sertifikalı olarak gerçekleştirilen bir üretim yöntemidir ve hayvan refahı ile ilgili asgari koşulların temini organik hayvancılığın temel ön koşulları arasında yer almaktadır. Hayvan refahı ve sağlığını doğrudan etkileyen, barındırma, yetiştirme, besleme, damızlık seçim, yapılan reprodüktif müdahaleler gibi çok sayıda faktör organik süt sığırcılığı üzerinde önemli etkiye sahiptir. Bu derlemede organik süt sığırcılığı işletmelerinde hayvan refahı ve hayvan refahını etkileyen bazı unsurlar incelenmiştir.Item Ovacık Köyü’nde (Şanlıurfa) yetiştirilen asma (Vitis vinifera L.) çeşitlerinin mineral beslenme durumunun değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2011) Kızılgöz, İlhan; Sakin, Erdal; Gürsöz, SaadettinBu araştırma, Ovacık Köyü’nde yetiştirilen asmanın (Vitis vinifera L.) makro ve mikroelementlerle beslenme durumlarını toprak ve bitki örnekleriyle değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. Araştırmada materyal olarak Şanlıurfa ili Hilvan ilçesi Ovacık Köyü’nde yaygın olarak yetiştirilen asmaların (Vitis vinifera L.) 20 farklı bölgeden alınan yaprak ve toprak örnekleri kullanılmıştır. Analiz sonuçlarına göre, toprak örnekleri genellikle kil bünyeli, orta kireçli, hafif alkalin reaksiyonlu, tuzsuz, KDK’sı yüksek ve organik maddesi düşüktür. Toprak örneklerinin toplam N içeriği düşük, alınabilir fosfor içeriği düşük, potasyum içeriği ise yeterlidir. Suda çözünebilir Ca ve Mg değerleri ortalama olarak sırasıyla 86.5 ve 9.8 ppm olup yeterlidir. Toprak örneklerinin DTPA ile ekstrakte edilebilir Fe, Cu, Ni kapsamlarının standartlar dahilindedir. Bağ alanındaki alınabilir Mn, standart değer olarak bildirilen 1 ppm’in üzerinde, Zn ise 0.5 ppm’in altında analiz edilmiştir. Bitki örneklerinin azot içeriği yeterli düzeyde, fosfor içeriği %0.22-0.38 aralığında bulunmuştur. Bitki örneklerinin K, Ca ve Mg içeriği sırasıyla % 0.53-1.07, 1.18-2.61 ve 0.17-0.34 aralığında değişen miktarlarda saptanmıştır. Yaprak örneklerinin Fe içeriği 40.19-122.05 ppm, Cu kapsamı 6.27-13.68 ppm aralığında ve Mangan kapsamı 28.93-217.00 ppm aralığında saptanan yaprak örneklerinden 7’si yüksek düzeyde Mn içermektedir. Yaprak örneklerinin Zn içeriği 8.72-30.08 ppm arasında değişmektedir. Ortalaması 15.66 ppm’dir. Yaprak örneklerinin Ni ortalaması 0.05 ppm olup, 0-0.37 ppm arasında değişiklik göstermektedir.Item Pyemotidae (Acari: Heterostigmata) familyasının tanımı ve biyolojisi(Uludağ Üniversitesi, 2010-11-22) Güldalı, Begül; Çobanoğlu, SultanPyemotidae (Acarina) familyası yaygın ve kozmopolit türleri içeren bir familyadır. Pyemotidae familyası fitofag, fungivor, böcek paraziti ve insanlarda zararlı akar türlerini içermektedir. Bu familyada bulunan bazı türler holometabol böcekler de özellikle orman zararlısı ve depolanmış ürün zararlısı böceklerde parazittirler. Ayrıca Pyemotidae familyası bireylerinden bazıları patojen fungus vektörüdür. Bu özellikleri ile Pyemotidae familyası önemli bir familyadır. Bu çalışmada pyemotidae familyasının tanımlanması ve biyolojisi üzerinde durulmuştur.Item Sütün raf ömrünün uzatılmasında alternatif yöntemler(Uludağ Üniversitesi, 2010-04-05) Özcan, Tülay; Kurtuldu, Okan; Ziraat Fakültesi; Gıda Mühendisliği BölümüSüt bileşenleri üzerinde bazı olumsuz etkilerine rağmen ısıl işlem uygulaması, yıllardır sütlerin raf ömrünün uzatılmasında ve patojen bakterilerin inaktivasyonunun sağlanmasında etkin olarak kullanılmaktadır. Mikrofiltrasyon (MF), yüksek hidrostatik basınç teknolojisi (HHP) ve vurgulu elektrik alan (PEF) gibi yeni uygulamalar son yıllarda, sütün duyusal ve besinsel özelliklerinde meydana gelen değişimleri azaltarak, raf ömrünün uzatılmasında alternatif üretim yöntemleri olarak kullanılmaktadırItem Türkiye’de yeni bir kivi zararlısı: Sera Thripsi Heliothrips Haemorrhoidalis (Bouché) (Thysanoptera: Thripidae)(Uludağ Üniversitesi, 2011) Ülgentürk, Selma; Ayhan, Bikem; Karakaya, Aziz; Tunç, İrfanRize ilinde yapılan incelemeler sonucu, kivide yaygın ve zararlı olduğu belirlenen sera thripsi Heliothrips haemorrhoidalis (Bouché)’in tanınması, kısa biyolojisi, yayılışı ve konukçuları hakkında bilgi verilmiştir.