1987 Cilt 6 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/15380
Browse
Browsing by Language "tr"
Now showing 1 - 20 of 22
- Results Per Page
- Sort Options
Item Bakteriyofajlar(Uludağ Üniversitesi, 1987) Kurdal, Ekrem; Ziraat Fakültesi; TÜT BölümüUltramikroskobik küçük canlılar olan Bakteriyofajlar, Bakterilere saldırır, onları parçalar ve hatta mutasyonlara dahi neden olurlar. Daha çok barsaklarda yerleşiktirler ya da barsak enfeksiyonlarında bulunurlar. Bakteriyofajlar, süt ve süt ürünlerinde önemli rol oynarlar. Peynir işletmelerinde sıkça görülürler. Kanıtlanmaları ve bunlarla savaşım çok önemlidir. Bakteriyofajların çoğalması, Bakterilerde olduğu gibi ikiye bölünme şeklinde değil, Malarya-Parazitinin bölünmesi şeklindedir. Bazı konulara dikkat etmek koşulu ile, fajların neden oldukları fermentasyon güçlükleri bir dereceye kadar önlenebilir.Item Bazı fasulye çeşitlerinin Bursa yöresinde ikinci ürün olarak değerlendirilmesi üzerinde araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1987) Azkan, Nedime; Yürür, Nevzat; Ziraat Fakültesi; Tarla Bitkileri BölümüBölgemizin sulanır tarım alanlarında bir yılda iki ürün alabilme bakımından belirli bir potansiyeli vardır. Bursa 'da buğday hasadından sonra yaklaşık 120 güne varan devrede bölgemiz ekolojik koşullarına uygun, vegetasyon süresi kısa, üstün verimli fasulye çeşitlerini belirlemek amacı ile bu çalışma yapılmıştır. Denemelerde verim ve erkencilik bakımından yapılan değerlendirmeler sonu cu; bölgemizde birinci ve ikinci ürün olarak yetiştirilen Horoz oturak-1 fasulye çeşidinden yaklaşık bir ay erken olgunlaşan ancak verimleri % 4. 75 (5 No 'lu) ve % 12.86 (B No 'lu) oranında düşük bulunan çeşitlerin ikinci ürün fasulye tarımı için daha uygun olacağı düşünülmektedir.Item Bitkilerde demir klorozu(Uludağ Üniversitesi, 1987) Özgümüş, Ahmet; Ziraat Fakültesi; Toprak BölümüKireçli topraklarda yetişen bitkilerde sık olarak görülen demir klorozu çok yaygın bir fizyolojik bozukluk olup, bunun düzeltilmesi genellikle oldukça pahalıya malolmaktadır. Kireçli topraklardaki demir klorozunun, topraktaki demir yarayışlılığının düşüklüğünden daha çok aşırı HC0 -3 iyonlarının etkisiyle oluşan fizyolojik bir bozukluk olduğu konusunda kanıtlar vardır. Sorunun çözümü için, demir klorozuna neden olan çeşitli faktörler arasındaki ilişkinin belirlenmesi büyük önem taşımaktadır. Demir klorozunu düzeltici önlemler toprak özelliklerinin iyileştirilmesi, çeşit seçimi ve demir uygulamalarını içermektedir. Demir şelatlar, inorganik demir kaynaklarından daha etkili olup hem toprağa uygulanabilmek te hem de yapraklara püskürlülebilmektedirler.Item Buğday bitkisinde yaprak gübrelemesinin ürün miktarı ve azot kapsamı üzerine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1987) Katkat, A. Vahap; Özgümüş, Ahmet; Kaplan, Mustafa; Ziraat Fakültesi; Toprak BölümüBu araştırma Bursa Ovası ekolojik koşullarında yetiştirilen Uratsa buğday çeşidinde yaprak gübrelemesinin ürün miktarı ve azot kapsamı üzerine etkisinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla U. Ü. Ziraat Fakültesinin Görükle'deki Araştırma ve Uygulama Çiftliği'nde Vertisol Büyük Toprak Grubuna ait ağır bünyeli bir toprakta tarla denemesi kurulmuştur. Bu araştırmada ilkbahar gübrelemesinde buğday bitkisine azotun 3 dozu (0, 3 ve 6 kg N/da) kardeşlenme döneminde uygulanmıştır. Ayrıca bu parsellere Wuxal Tip 6 yaprak gübresi O, 0.4 l/da (bir kez), 0.4 1/da (iki kez), 0.8 1/da (bir kez), 0.8 l/da (iki kez) olmak üzere rastgele dağıtılmıştır. Araştırma sonucunda gerek azotlu gübreler ve gerekse yaprak gübreleri ürün miktarını istatistiksel olarak % ı düzeyinde artırmışlardır. Danedeki azot kapsamı üzerine azotlu gübrelemenin etkisinin istatistiki yönden önemli olmamasına karşın, yaprak gübrelemesinin etkisi % ı düzeyinde önemli bulunmuştur.Item Bursa ovası topraklarının fosfor durumu ve bu topraklarda alınabilir fosfor miktarının belirlenmesinde kullanılacak yöntemler(Uludağ Üniversitesi, 1987) Okan, Oya; Özgümüş, Ahmet; Ziraat FakültesiBu araştırma, Türkiye 'nin önemli tarımsal alanlarından olan Bursa Ouavı top raklarının fosfor durumunu belirlemek ve topraktaki yarayışlı fosforun ekstraksiyonunda kullanılan çeşitli kimyasal yöntemler arasındaki ilişkileri araştırmak amacıyla yürütülmüştür. Bursa Ovası'nın 18 değişik yerinden 0•20 ve 20•40 cm derinliklerden toprak örnekleri alınmış ve toprakların fosfor durumunu belirlemek amacıyla yedi kimyasal yöntem kullanılmıştır. Toprakların, Olsen ve arkadaşları yöntemi ile belirlenen bitkiye yarayışlı fosfor kapsamları 2.14-116.23 ppm P arasında değişmektedir. Araştırma sonuçları Bursa Ovası topraklarının bitkiye yarayışlı fosfor bakımından genellikle zengin olduğunu göstermektedir. Toprakların fosfor kapsamlarını belirlemede kullanılan yöntemler arasında önemli ilişkiler bulunmuştur.Item Bursa ve yöresi içın futbol sahalarında kullanılacak uygun çim karışımlarının saptanması üzerınde bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 1987) Mengüç, Ahmet; Sivritepe, H. Özkan; Uludağ Universitesi; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüBu araştırmada Bursa 'da futbol sahaları için Lolium perenne, Poa pratensis, Festuca rubra, Agrostis tenuis ve Agrostis stolonifera çim türlerinden 21 değişik çim karışımı hazırlanmıştır. Bu karışımlarla hazırlanan saha bütün bir kış boyunca ağır bir kullanıma tabi tutulmuştur. Denemenin sonunda, karışımların oluşturduğu sağlam çim alanların yüzdesi itibariyle, 15 karışım başarılı olmuştur. Kullanılan tohum yüzdeleri itibariyle ise, Lolium perenne % 0,50; Poa pratensis % 0,30; Festuca rubra % 0,60; Agrostis tenuis % 0,10 ve Agrostis stolonifera'nın diğer türlerle karışık ve tek başına kullanımı başarılı olmuştur.Item Degişik olum devrelerindeki astor karanfili kesme çiçeklerinin soğukta muhafazası üzerinde bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 1987) Mengüç, Ahmet; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüBu çalışmada Astor karanfil çeşidinin, 4 olgunluk döneminde kesilen çiçekleri, su çektirilmeden depoya getirilmiş ve önce nemli pelur kağıda sarılarak, naylon torbalarda 0° ± 0.5°C'de soğuk kabin içerisine konmuşlardır. Çiçekler soğuk kabinden, ilk parti 3 gün sonra, diğer partiler birer hafta ara ile çıkarılmışlardır. Soğuk kabinden çıkarılan 1. ve 2. devredeki çiçekler, hasat olumu devresine gelememişlerdir. 4. devre çiçekler soğuk kabinde ancak 20 gün muhafaza edilebilmişlerdir. 3. devredeki çiçekler 17 güne kadar olan depolamada, hasat olumu devresine gelmişler ancak, bu sürenin üzerindeki depolamada hasat olumu devresine gelen çiçek sayısı 1/3 oranına düşmüştür. 3 . devredeki çiçekler depodan çıktıktan 4.5 gün sonra 4. devre durumuna gelmişlerdir. Soğuk depodan çıkan çiçeklerin çapları ara sında farklılıklar bulunmamıştır. 3. devre çiçekleri ortalama 4.6 gün vazo ömrüne sahip olurken, 4. devre çiçeklerinin vazo ömrü, muhafaza süresi arttıkça 7 günden 4 güne kadar kısalmıştır.Item Erken sütten kesilerek entansif besiye alınan ve kaşak besi uygulanan kuzuların besi performansı üzerinde çiftçi koşullarında bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 1987) Karabulut, Ali; Ak, İbrahim; Ziraat Fakültesi; Zootekni BölümüBu araştırma, yetiştirici koşullarında 6-7 haftalık yaşta sütten kesilerek besiye alınan ve kaşak besi uygulanan Merinos X Kıvırcık melezi erkek ve dişi kuzuların besi performansını saptamak amacıyla düzenlenmiştir. Araştırma 97 baş erkek ve 103 baş dişi olmak üzere toplam 200 baş kuzuyla yürütülmüş olup, besi 60 gün sürmüştür. Kuzular 100'er başlık 2 gruba ayrılarak dişi-erkek bir arada besiye alınmış ve 1. gruptaki kuzular sütten kesimden hemen sonra besiye alınırken , 2. gruptaki kuzular besi süresince analarını emmişler ve çiftlikte uygulanan geleneksel kaşak yöntemle beslenmişlerdir. Erken sütten kesilen kuzular sadece kesit yemle beslenirken kaşak besiye alınanlara ayrıca yonca kuruotu verilmiştir. Besi süresince tüm gruplar ad libitum yemlenmiştir. Her iki gruptaki erkek-dişi kuzuların standardize edilmiş besi başı canlı ağırlığı 15.1 kg, 60 günlük besi süresince toplam ağırlık artışı; 19.5 - 15.1 kg; 19.7 - 16.4 kg ve besi süresince günlük ortalama canlı ağırlık artışı; 324.7 - 252.3 g ; 328.4-274.0 g olarak saptanmış olup, her iki gruptaki farklı cinsiyetteki kuzular arası farklılıklar istatistik önemli (P < 0.01) olduğu halde farklı besi yöntemi uygulanan gruplar arası farklılıklar ise önemsiz bulunmuştur. Deneme süresince grupların günlük ortalama yem tüketimi sırasıyla 0.910 ve 1.068 kg olarak saptanırken, gruplardaki erkek ve dişi kuzuların yemden yararlanma oranları sırasıyla 3.113-4.351 kg; ve 3.540-4.351 kg, 1 kg canlı ağırlık artışının maliyeti ise gruplara göre sırasıyla ; 490-650 TL., 517-625 TL. olarak bulunmuştur.Item Ethephon uygulamalarının Gemlik zeytin çeşitinde meyve kopma kuvveti üzerine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1987) Eriş, Atilla; Soylu, Arif; Barut, Erdoğan; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüBu araştırma, çeşitli dozlardaki (2000, 2500, 3000 ppm) Ethephon uygulamalarının Gemlik zeytin çeşidinde meyve kopma kuvvetine etkilerini araştırmak amacıyla 1986, 1987 yıllarında yapılmış ve aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir. Tane kopma kuvveti her iki yılda ve tüm uygulamalarda zamanla önemli ölçüde azalmıştır. Ethephon 'un her üç dozu 1986 yılında tane kopma kuvvetini kontrole göre düşürmüş, ancak bu azalış önemli olmamıştır. Son örnek alma zamanındaki meyve kopma kuvvetleri kontrolde 255 g, ethephon uygulamalarında ise 190-200 g arasında kalmıştır. 1987 yılı uygulamaları, 1986'ya göre daha az etkili olmuş, tane kopma kuvvetleri son örnek alma zamanında kontrolde 150 g, 2500 ve 3000 ppm 'lik dozlarda sırasıyla 132 g ve 126 g bulunmuştur. Her iki yılda tane kopma kuvvetlerindeki bu azalmalar mekanik bir hasat için yeterli görülmemiştir. Ayrıca, meyve kopma kuvvetlerindeki standart sapmanın yüksekliği, bu çeşitte meyve kopma kuvvetinin mütecanis olarak azalmadığını göstermektedir. Ethephon 'un beklenilen düzeyde etkili olmaması, uygulamalardan sonraki günlük ortalama sıcaklıklarının 15° C 'nin altında bulunmasına ve ethephon çözeltilerine karıştırılan Ca 'lu bileşiklere bağlanabilir. Ethephon her iki yılda da doğal meyve ve yaprak dökümlerini etkilememiştirItem Farklı arazi toplulaştırma planlamalarının makina kullanım etkinliği ve işletme ekonomisi açısından değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 1987) Girgin, İrfan; Bölükoğlu, Halil; Ziraat Fakültesi; Tarımsal Mekanizasyon BölümüTarımsal işlemlerde başarının ölçüsü, alan ve iş prodüktivitesi olarak tanımlanabilir. İş prodüktivitesinin belirlenmesinde işletme ile ilgili değişik faktörler rol oynar. Bunlar içerisinde makinanın kullanım etkinliğinin payı ve önemi, tarımsal üretimdeki diğer girdilerin maliyetleri açısından incelendiğinde, daha büyüktür. Diğer taraftan makina kullanım etkinliği ise işletme ve parsel büyüklüğü, parsel ş ekli, parsel uzaklığı ve üretim deseninin bir fonksiyonudur. Bu çalışmada değişik toplulaştırma model çıktıları, parsel fizik sel özellikleri, tarım makinaları kullanımı ve işletme ekonomisi açısından değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmede Hollanda ICW Enstitüsünde geliştirilen "AGRAVAL" adındaki bilgisayar programının algoritmasından yararlanılarak , ülkemiz kısıt ve parametrelerine uygun gerekli değişiklikleri de içerecek şekilde yeniden yazılan "ARTOEK" adlı bilgisayar programı kullanılmıştır. Araştırma sonucunda; arazi toplulaştırmasıyla sağlanan parsel fiziksel düzenlemesinin işletmelerde makina kullanım etkinliğini arttırdığı saptanmıştır. Ayrıca yeni düzenlemelerin yarattığı kenar kaybı konusundaki olumlu etkiler de dikkate alındığında arazi toplulaştırmasının tarım ekonomisine katkısı olduğu belirlenmiştir.Item İkinci ürün tarımı ve Bursa yöresinde uygulanabilme olanakları(Uludağ Üniversitesi, 1987) Azkan, Nedime; Yürür, Nevzat; Ziraat Fakültesi; Tarla Bitkileri BölümüÜlkemizde Güney Marmara, Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinin sulanır tarım alanlarında ikinci ürün tarımı yapılarak birim alan üretkenliği arttırılmakta dır. Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde sulanır alanlarda buğday arpa hasadından sonra ikinci ürün olarak soya, tane mısır, yerfıstığı, susam, çeltik, sorgum ve ayçiçeği tarımı yapılmaktadır. Bursa yöresinde ikinci ürün olarak baklagil ve mısır yaygın olarak, bostan, yerfıstığı, ayçiçeği, susam, çeltik. az miktarda yetiştirilmektedir. İkinci ürün fasulye Kasım ayında hasat olgunluğuna geldiğinden rutubet nedeniyle hasat, harman ve ürünün depolanmasında çeşitli zorluklar ortaya çıkmaktadır. Erkenci ve verimli fasulye çeşitlerin in kullanılmasıyla bu sorunun kısmen çözümlenebileceği düşünülmektedir.Item İle de france x anadolu merinosu (F1), ile de france x akkaraman (F1), malya ve akkaraman erkek toklukların besi gücü ve karkas özellikleri(Uludağ Üniversitesi, 1987) Cangir, Sabahat; Ankaralı, Bekir; Karabulut, Ali; Ziraat Fakültesi; Zootekni Bölümüİle de France X Anadolu Merinosu (F1), ile de France X Akkaraman (F1), Malya ve Akkaraman tokluklarla yürütülen 70 gün süreli beside, grupların günlük ortalama canlı ağırlık artışları sırasıyla 260.2, 279.6, 233.6 ve 251.3 g; 1 kg canlı ağırlık artışı için kesif yem tüketimi ise 7. 798, 7.185, 7.922 ve 8.390 kg olarak hesaplanmıştır. Grupların soğuk karkas ağırlığı sırasıyla 28.9, 27.1, 28.4 ve 29.8 kg; kuyruksuz soğuk karkas ağırlığı 28.9, 26.4, 26.5 ve 24.3 kg; kuyruksuz karkasta randıman % 50.7, 47.2, 46.3 ve 41 .7 olarak saptanmıştır. Grupların günlük ortalama canlı ağırlık artışı, 1 kg canlı ağırlık artışı için kesit yem tüketimi, soğuk karkas ağırlığı ve kuyruksuz soğuk karkas ağırlığı farklılıkları istatistik önemli bulunmamıştır. Kuyruksuz soğuk karkasta randımanın ise ile de France X Anadolu Merinosu ve ile de France X Akkaraman grubunda Malya ve Akkaraman gruplarından önemli derecede (P < 0.01) yüksek olduğu saptanmıştır.Item Izgara üstünde ve yerde barındırılan merinos kuzularında ad libitum ve kısıntılı yemlemenin besi performansına etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1987) Okuyan, M. Rifat; Ak, İbrahim; Ziraat Fakültesi; Zootekni BölümüBu araştırma, ızgara üstünde ve yerde barındırılan Merinos kuzularını ad libitum ve kısıntılı yemlemenin besi performansı, yem tüketimi ve besi maliyeti üzerine etkisini saptamak amacıyla düzenlenmiştir. 14-15 haftalık yaştaki 100 baş Merinos kuzu 4 gruba ayrılmış olup, gruplardan ikisi yerde altlıklı olarak, diğer 2 grup ise tahta ızgara üzerinde altlıksız olarak barındırılmıştır. Denemede tek tip rasyon kullanılmış olup sindirim bozukluklarına engel olmak amacıyla I00 gün baş düzeyinde kuru ot verilmiştir. lzgara üstünde ve yerdeki iki gruptan birisi ad libitum, diğeri ise bunların tükettiğinin % 20 eksiği kesif yemle yemlenmiştir. Izgara üzerinde ad libitum ve kısıntılı yerde ad libitum ve kısıntılı yemlenen gruplarda beşi başlangıç ağırlığı sırasıyla 20.8 ± 0.48, 20.4 ± 0.34, 20.6 ± 0.34, 19.9 ± 0.35 kg; 70 günlük besi sonunda sağlanan toplam ağırlık artışları 15.9 ± 0.65, 13.9 ± 0.58, 14.8 ± 0.58, 13.8 ± 0.64 kg olarak saptanmıştır. Deneme süresince günlük ortalama canlı ağırlık artışları sırasıyla 227.3 ± 9.25, 199.0 ± 8.31, 212.0 ± 8.22, 197.1 ± 9.12 g ve 1 kg canlı ağırlık artışı için tüketilen yem miktarı 5.622, 5.015, 5.580, 4.905; 1 kg canlı ağırlığın maliyeti ise 464.27 TL., 464.01 TL, . 460.50 TL ve 459.71 TL olarak bulunmuştur. Yapılan istatistik analiz sonucunda sadece ızgara üzerinde ad libitum yemlenen grubun canlı ağırlığı, kısıntılı yemlenen diğer iki gruptan istatistik önemli bulunmuş (P < 0.05) olup, bu farklılığa besleme yönteminin etki ettiği anlaşılmıştır.Item Kurak koşullarda farklı azot dozlarının ayçiçeğinde verim ve bazı verim komponentlerıne etkileri üzerinde bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 1987) Turan, Z. Metin; Yürür, Nevzat; Göksoy, Abdunahim T.; Ziraat Fakültesi; Tarla Bitkileri BölümüKurak koşullarda ayçiçeğinin azot gereksinimini saptamak için 3 yıllık bir araştırma yapılmıştır. Bu amaçla iki farklı çeşit kullanılmıştır. Açık tozlaşmalı Vniimk-893I ve hibrid Sunbred-265 çeşitleri. Vniimk-893I çeşidi yalnız 1985 de denenmiştir . Sunbred-265 ise I986 ve I987 yıllarındaki deneme materyalini oluşturmuştur. 4 tekerrürlü tesadüf bloklarında yürütülen bu denemede temel gübre olarak 10 kg P 2 0 5 ve 10 kg K2 0 kullanılmıştır. Azot dozları ise O, 4, 8, 12 ve 16 kgN/dek. seviyelerinde tutulmuştur. Denemede tane verimi ve buna katkıda bulunan tabla çapı, 1000 tane ağırlığı yanında bitki boyu ve iç-organı da gözlenmiştir . Her üç deneme sonuçlarına göre doz arttıkça tabla çapı, 1000 tane ağırlığı artmış ve her iki çeşitte de en yüksek verime 12 kg'lık azot dozunda ulaşılmıştır. Verim ve azot dozu artısında önemli çıkan quadratik regresyon ise optimum dozun 11 kg N/dek. olduğunu göstermiştir. Bunların sağladığı verim artışları kontrole göre % 17-I9 'dur. Fakat, yetersiz yağış nedeniyle ayçiçeği çeşitlerinin azota cevapları oldukça düşük bir seviyede kalmıştır.Item Nadas alanlarına ekilen farklı karışımlar üzerinde otlatılan toklu ve sütten kesilmiş kuzuların besi güçleri üzerinde araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1987) Munzur, Mehmet; Karabulut, Ali; Ziraat Fakültesi; Zootekni BölümüAraştırmanın amacı nadas alanlarına ekilen arpa ve farklı fiğ karışımları üzerin de otlatılan sütten kesilmiş erkek Akkaraman kuzu ve toklukların besi güçlerini sap tamaktır. Araştırma her birinde 7 hayvan bulunan 10 grup ile yürütülmüştür. Kuzu ve toklukların birer grubu ağılda entansif besiye alınıp, ikişer grubu yalnızca tüylü meyveli fiğ + arpa ve koca fiğ + arpa karışımları üzerinde otlatılırken diğer ikişer grup ile sözkonusu karışımlarda otlatmanın yanısıra 500 g kesif yem karması ile yemlenmişlerdir. Otlatma kapasitesi 14 kuzu + 14 toklu/12 dekar olarak belirlenmiştir. Kuzularıda toplam canlı ağırlık artışı sırasıyla 1 0.54, 5.83, 6.39, 8.41 ve 9.90 kg, günlük ortalama canlı ağırlık artışı ise 251, 144, 156, 200 ve 234 g olarak saptanmıştır. Toklularda ile altı haftalık otlatma dönemi sonunda toplam canlı ağır lık artışının sırasıyla 9.46, 3.89, 7. 77, 7.26 ve 8.49 kg, günlük ortalama canlı ağırlık artışının 220, 92, 185, 173 ve 202 g olduğu belirlenmiştir.Item Süt ve ürünlerinin soğukta saklanması(Uludağ Üniversitesi, 1987) Kurdal, Ekrem; Ziraat Fakültesi; TÜT Bölümüİnsanların yeterli ve dengeli beslenmeleri söz konusu olunca, süt ve ürünlerinin ne kadar önemli oldukları ortaya çıkar. Her zaman üstün kalitede ve uzun süre bozulmadan kalabilen bir süt ürünü eldesi için, bazı ileri teknolojilerin uygulanması gerekmektedir. Üretim ne kadar iyi olursa olsun, eğer onu uygun koşullarda saklamak olası değilse, bu ürün kısa sürede bozulacak ve kalitesinden çok şey kaybedecektir. O nedenle süt ürünlerinin saklanmasında soğuk zincire ve soğuk depolamaya gerek vardır.Item Tarımsal mekanizasyon veri tabanı yardımıyla parsel özelliklerine bağlı makina iş başarılarındaki değişimin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1987) Girgin, İrfan; Bolu, Ayşegül; Bölükoğlu, Halil; Ziraat Fakültesi; Tarımsal Mekanizasyon BölümüKöy Hizmetleri Araştırma Enstitüsü Tarımsal Mekanizasyon Araştırma Grubu tarafından 1983 yılından bu yana yürütülmekte olan çalışmalarla tarımsal mekanizasyon veri tabanı oluşturularak geliştirilmesi sürdürülmektedir. Bu çalışmada veri tabanının kullanılması ile Eskişehir Yöresinde kuru koşullarda buğday üretimi için gerekli tarımsal mekanizasyon araçlarının iş başarısı değerleri, parsel alanı ve parsel en-boy oranlan değiştirirerek bulunmuştur. Elde edilen sonuçlar Mahmudiye Anadolu Tarım işletmesi arazisinde standart parsel değerleriyle karşılaştırılarak sonuçların pratiğe uyum kontrolları yapılmıştır. Dikkate alınan tarım tekniği aç ısından, Standart parsel için toplam 8. 78 h/ha makina işgücü gerektiği ve bu arada 47.23 L/ha yakıt harcandığı saptanmıştır.Item Tekirdağ ili merkez ilçesi tarım işletmelerinin mekanizasyon düzeyi ve bir traktör için optimal işletme büyüklüğünün saptanması üzerine bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 1987) Çetin, Bahattin; Rehber, Erkan; Ziraat Fakültesi; Tarım ekonomisi BölümüBu araştırmada 1985-86 üretim yılında tesadüf örnekleme ile belirlenen 72 işletmeden elde edilen verilerden hareketle, Tekirdağ ili Merkez ilçesi tarım işlet melerinin mekanizasyon düzeylerinin belirlenmesi yanında, planlı çalışma koşulla rında bölge için, bir traktör kapasitesine gerekli olan işletme genişliğinin hesaplan ması amaçlanmıştır. İncelenen işletmelerde ortalama işletme genişliği 119.86 dekardır. İşletmelerin % 74.73'ünde traktör ve ekipmanları bulunmakta ve dekara 0.33 BG düşmektedir. İşletmeler ortalamasında, üretim alternatifleri ve sınırlılıklar dikkate alınarak, 46 BG 'ünde ki bir traktör için, optimal koşullarda çalışıldığında 311,63 dekar ara zinin gerekli olduğu doğrusal programlama yöntemi ile belirlenmiştir. Optimal or ganizayonda, buğday % 60, arpa % 17 ve ayçiçeği% 33 oranında yer alırken, 3.33 ünite süt ineği ve 2 .66 ünite de koyun plana gelmiştir. Bölgedeki ortalama işletme genişliği, bir traktör için gerekli genişlikle karşı laştırıldığında, aşırı makinalaşmadan söz etmek mümkündür. Bu durumda bölge için, traktör ve gerekli ekipmanlarına sahip olmanın yarattığı yüksek yatırım ve iş letme masrafları gözönüne alınarak, ortak makina kullanımı yoluna gidilmeli veya kiralama yoluyla makina kullanımı önerilebilir.Item Ticaret borsaları ve Bursa ticaret borsası(Uludağ Üniversitesi, 1987) Döşer, Filiz; Rehber, Erkan; Ziraat FakültesiTicaret Borsaları, malların, özellikle tarımsal ürün ve hammaddelerin alınıp satıldığı pazarlama merkezleri olup, yasa ve yönetmeliklerle düzenlenmiş kamu organizasyonlarıdır. Ticaret Borsaları Türkiye'de ve dünyada oldukça uzun bir geçmişe sahiptir. 1986 yılı istatistiklerine göre Türkiye 'de, toplam muamele hacim leri 2,1 trilyon TL. olan 60 Ticaret Borsası bulunmaktadır. Bursa Ticaret Borsası 52 milyar TL. 'lık muamele hacmiyle ilk 10 borsa içinde yer almakta ve kotasyonuna, 61 maddeyi içeren 11 madde grubu girmektedir. Bunların çoğuyla ilgili pazarlama hizmetleri iyi gelişmemişken, yaş koza oldukça iyi organize edilmiş bir merkezde pazarlanmaktadır. Türkiye yaş koza üretiminin l/3'ü bu merkezde muamele görmektedir. Bursa Ticaret Borsası, bazı problemleri bulunmasına rağmen , tarımsal ürünlerin pazarlanmasında oldukça önemli bir role sahiptir.Item Türkiye'de gübreleme alanındaki gelişmeler ve sorunları(Uludağ Üniversitesi, 1987) Kaplan, Mustafa; Özgümüş, Ahmet; Katkat, A. Vahap; Ziraat Fakültesi; Toprak BölümüÜlkemizde gübre üretimi ve tüketimi 1940 yılından beri hızlı bir artış göstermiştir. Bununla birlikte Türkiye'deki gübre tüketimi, gelişmiş ülkelerin gübre tüketim düzeyinin henüz çok gerisindedir. Özellikle son yıllarda gübre fiyatlarındaki hızlı artışlar, gübre tüketimindeki artış hızının düşmesine neden olmuştur. Diğer taraftan belirli alanlarda aşırı veya yanlış gübre kullanımı görülmektedir. Gübrelemeden daha iyi sonuç elde edebilmek için, toprak ve bitki analizlerinden geniş şekilde yararlanılmalıdır. Ayrıca, kullanılan gübre çeşitleri artırılmalı ve besin maddelerini farklı oranlarda içeren kompoze gübrelerin üretimine hız verilmelidir.