2024 Cilt 37 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/45860
Browse
Browsing by Language "tr"
Now showing 1 - 12 of 12
- Results Per Page
- Sort Options
Publication 11-15 yaş grubu öğrencilerin beden perküsyonuna ilişkin metaforik algılarının incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-07-12) DEMİRBATIR, RASİM EROL; Saraçoğlu, Hazal; Eğitim Fakültesi; Müzik Eğitimi Bilim Dalı; Müzik Eğitimi Ana Bilim Dalı; 0000-0002-9472-3001; 0009-0001-7503-8252Beden perküsyonu olarak da bilinen beden müziği, bedenin çeşitli yerlerini bir çalgı gibi kullanarak bilinçli bir şekilde elde edilen seslerin ve hareketlerin bütünü olarak tanımlanabilmektedir. Orff ve Dalcroze gibi müzik eğitimi yaklaşımlarında hareket ve müzik birlikte kullanılmakta, okullarda uygulamaları yapılmaktadır. Ancak beden perküsyonu uygulaması yapan öğrencilerin bu uygulama hakkında nasıl bir algıya sahip olduğu merak konusu olmuştur. Dolayısıyla ortaokul ve lise kademesinde öğrenim gören 11-15 yaş arası öğrencilerin müzik derslerinde uyguladıkları beden perküsyonuna yönelik algılarının metaforik olarak incelenmesi bu çalışmanın konusunu oluşturur. Fenomenoloji (olgu bilim) desenine dayanan araştırmanın örneklemini, özel bir okulda öğrenim gören ve müzik derslerinde beden perküsyonu çalışmaları yapan 120 öğrenci oluşturmaktadır. Veri toplayabilmek amacıyla “Beden perküsyonu ... gibidir/benzer. Çünkü ...” cümlelerinden oluşan bir metafor formu hazırlanmış ve öğrencilerden boşlukları doldurmaları istenmiştir. İçerik analizi yapılarak incelen metaforlar 14 farklı kategoride toplanmış kavramsal olarak ortak özelliklerine göre beş farklı tema altında birleştirilmiştir. Miles ve Huberman testi sonucundan %90 oranında güvenilir bir analiz yapılmıştır. Bulgulara göre öğrenciler beden perküsyonunu %34 oranında “Olumlu bir duygu durumu “olarak “Eğlenceli, Başarılı Hissettiren ve Rahatlatan” şeklinde algılamaktadırlar. Öğrenciler aynı zamanda beden perküsyonunu %23 oranında “Olumsuz bir duygu durumu” olarak “Sıkıcı, Can yakan ve Yorucu” şeklinde algılamaktadırlar. Elde edilen bulgular doğrultusunda sayısal değerler incelendiğinde öğrencilerin beden perküsyonunu olumlu bir duygu durumu olarak algıladıkları söylenebilir. Sonuç itibarıyla gelecekte yapılacak araştırmalara ışık tutabileceği düşünülen bu çalışmanın daha geniş kapsamlı bir örneklem ve farklı araştırma desenleri kullanılarak farklı özellikteki örneklem gruplarıyla da yapılmasının yararlı olacağı düşünülmektedir.Publication Farklı yetenekler, ortak hedefler: Akran ağı stratejisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-05-14) Kurnaz, Erkan; Boyvat, Gizem TürkoğluOtizm spektrum bozukluğu olan bireylerin temel yetersizlik alanlarından birisi olan sosyal iletişim ve etkileşim becerilerini desteklemek amacıyla kullanılan bilimsel dayanaklı uygulamalar arasında akran aracılı öğretimde bulunmaktadır. Bu öğretim yaklaşımında kullanılan stratejilerden biri de akran ağıdır. Akran ağı stratejisi, bir yetişkin kolaylaştırıcının rehberliği ve desteğini zaman içinde azaltarak, haftalık ağ toplantıları aracılığıyla otizm spektrum bozukluğu olan bireylerin bir araya geldiği akran gruplarını içerir. Bu çalışmanın amacı, otizm spektrum bozukluğu olan bireylere yönelik bilimsel dayanaklı bir müdahale olarak kabul edilen akran aracılı öğretimi ve akran ağı stratejisini anlamak, ayrıca akran ağı stratejisi üzerine yürütülen çalışmaların etkililik ve sınırlılıklarının incelenmesidir. Bu kapsamda 1997-2023 yıl aralığını kapsayacak şekilde ERIC, ScienceDirect, EBSCOhost, SAGE, Google Scholar veri tabanlarında peers [akranlar], peer networks [akran ağı], autism [otizm], autistic [otistik] ve peer mediated intervention [akran aracılı müdahale] anahtar kelimelerinin çeşitli kombinasyonları kullanılarak taramalar gerçekleştirilmiştir. Gerçekleştirilen taramalar sonucunda ulaşılan on bir çalışma incelemeye dahil edilmiştir. İncelemeler, akran ağı stratejisinin otizm spektrum bozukluğu olan katılımcılar üzerinde olumlu etkileri vurgularken, tipik gelişim gösteren akranların üzerindeki etkilerin sorgulanması gerektiğine işaret etmektedir. Bu bağlamda, akran ağı stratejisi temelinde uygulama ve araştırma önerilerine de yer verilmiştir.Publication Filizlenen çift dillilik gelişimi ve çift dilli okuryazarlık eğitiminde teknoloji entegrasyonu(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-13) Gezer, Melike ÜnalÇift dillilik, dünya geneli ve Türkiye özelinde küreselleşmeyle her zamankinden daha önemli hale gelmiş bir olgudur. Globalleşmenin getirdiği gereksinimler ülke eğitim sistemlerinin değişimine neden olmuş, dünya dili olan İngilizce’nin yabancı dil olarak öğretimi erken yaşlara çekilmiştir. Yabancı dile erken yaşta maruz kalan çocuklar filizlenen yabancı dil okuryazarlığı geliştiriyor ve bu süreçte hedef dilin imla kuralları, telaffuzu, kelimeleri oluşturan sesleri tanıma, manipüle etme, kelimelerdeki anlamlı birimleri irdeleme gibi yetkinliklerle erken yaşlardan itibaren donanıyorlar. Teknolojinin hem dersliklerde hem de evlerde yaygınlıkla kullanıldığı günümüz dünyasında ana dil ve hedef dilde ilerleme, okuryazarlık geliştirme, elektronik kitap, dijital kütüphane gibi eğitsel teknolojiler, yazma, kelime öğrenimi gibi dil becerilerini hedefe alan aplikasyon-uygulamalarla etkili biçimde sürdürülmektedir. Söz konusu çalışma, erken yaştan itibaren iki dillilik ve çift dilli erken okuryazarlık gelişimini vurgulamayı hedeflemiş, günümüz teknolojilerinin iki dilde filizlenen okuryazarlık gelişimini ne seviyede destekleyebileceğini incelemiş, alanyazından çalışmaların bilgisini sunarak konunun önemine vurgu yapmıştır. İrdelenen teknoloji ve destekleyici alanyazın doğrultusunda, eğitimci, veli ve çocuklara farklı okuryazarlık hedeflerine uygun platformların bilgisi sunulmuş, teknolojinin iki dillilik gelişimine katkıları açıklanarak bu alana dikkat çekilmiştir.Publication Genel eğitim lisans programlarındaki öğretmen adaylarının özel eğitime ilişkin bilgi düzeylerinin çeşitli değişkenler açısından incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-04-03) Aydın, Orhan; Yılmaz, NusrettinÖzel gereksinimli öğrencilerin yaklaşık dörtte üçü genel eğitim sınıflarında öğrenim görmektedir. Buna karşın, genel eğitim lisans programlarında özel gereksinimli öğrencileri ve onların eğitimlerini konu edinen zorunlu bir ders yalnızca “özel eğitim ve kaynaştırma” dersiyle sınırlıdır. Bu kapsamda, bu çalışmada genel eğitim lisans programlarında öğrenim gören ve eğitim fakültelerinin tüm programlarında zorunlu lisans dersi olan “özel eğitim ve kaynaştırma” dersini başarıyla tamamlayan öğretmen adaylarının özel eğitim konularındaki yeterliliklerini belirlemek amacıyla; (a) özel eğitim ve özel gereksinimli öğrenciler, (b) özel eğitim uygulamaları ve (c) bireyselleştirilmiş eğitim programları (BEP) konularına ilişkin bilgi düzeyleri değerlendirilmiştir. Öğretmen adaylarının bilgi düzeylerinin çok boyutlu değerlendirilmesini sağlamak amacıyla Bloom taksonomisinin alt boyutlarından hatırlama, kavrama, uygulama, analiz etme ve değerlendirme boyutları dikkate alınarak a, b, c maddelerinde belirtilen üç kategori için toplam 60 adet çoktan seçmeli soru maddeleri oluşturulmuş ve bu sorular aynı üniversitede eğitim gören ve “özel eğitim ve kaynaştırma” dersini başarıyla tamamlayan öğretmen adaylarına çevrimiçi platformda iletilmiştir. Öğretmen adaylarının verdikleri yanıtlar puanlanarak çeşitli değişkenler açısından ilişki ve etki analizleri için bazı istatistiksel testler kullanılarak incelenmiştir. Elde edilen bulgular, öğretmen adaylarının özel eğitim konusunda özel eğitim ve özel gereksinimli öğrencilere ilişkin genel bilgi düzeylerinin daha ileride olduğunu, özel eğitim uygulamaları ve BEP’e ilişkin bilgi düzeylerinin ise daha zayıf kaldığını göstermiştir. Ayrıca, kadın katılımcıların her üç bilgi testine verdikleri yanıtların doğruluk oranlarının erkek katılımcılardan anlamlı derecede ilerde olduğu tespit edilmiştir. Bunun yanısıra, “özel eğitim ve kaynaştırma” dersini deprem öncesinde yüz yüze alarak başarılı olan ilgili lisans programlarındaki öğretmen adaylarının her üç bilgi testinden aldıkları puanların deprem sonrasında çevrimiçi katılım göstererek “özel eğitim ve kaynaştırma” dersinde başarılı olan ilgili lisans programlarındaki katılımcılardan anlamlı düzeyde ilerde olduğu görülmüştür. Bulgular, alanyazın dikkate alınarak tartışılmış olup çalışma sonunda genel eğitim öğretmen adaylarını özel eğitim konusunda daha yeterli kılmak için lisans programlarına ilişkin gerçekleştirilebilecek çeşitli düzenlemelere değinilmiştir.Publication Matematik öğretmen adaylarının beceri temelli muhakeme sorularına yönelik bilişsel ve duyuşsal yeterlik boyutlarının incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-10) Güçlü, Hasibe; Özdemir, Duygu; Alıkçı, OğuzhanBu araştırmada matematik öğretmen adaylarının beceri temelli muhakeme sorularına yönelik bilişsel ve duyuşsal yeterliklerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın katılımcı grubunu amaçsal ve kolay erişilebilir örnekleme yöntemine göre belirlenen İstanbul ve Antalya illerindeki iki üniversitenin ilköğretim matematik öğretmenliği bölümünde öğrenim gören 40 öğretmen adayı oluşturmuştur. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından paylaşılan Liselere Geçiş Sınavı (LGS) örnek beceri temelli test sorularından oluşan ‘Beceri Temelli Başarı Testi’ nicel verilerin toplanmasında kullanılmak üzere uzman görüşleri yardımıyla oluşturulmuştur. Ayrıca öğretmen adaylarının hem bilişsel hem de duyuşsal yeterlik durumlarını açığa çıkarmak amacıyla 'Beceri Temelli Muhakeme Görüş Soruları Formu' aracılığıyla da görüşleri toplanmıştır. Veriler bu formlar ve uygulama sonrasında yapılan takip görüşmeleri aracılığıyla toplanmıştır. Tarama ve içerik analizi yöntemiyle incelemesi yapılan verilerden elden edilen bulgular ‘Başarı Testinden Elde Edilen Bilişsel Yeterlik Durumlarına İlişkin Bulgular’ ve ‘Bilişsel ve Duyuşsal Yeterlik Algılarına İlişkin Bulgular’ olmak üzere iki ana tema altında yorumlanmıştır. Matematik öğretmen adaylarının tamamının bu çalışmada yer alan beceri temelli muhakeme sorularına yönelik ortalama başarı oranının %55,6 olduğu görülerek, öğretmen adaylarının bilişsel yeterlikleri bağlamındaki ihtiyaç durumu ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca öğretmen adaylarının bu sorulara yönelik stres, kaygı, önyargı ve özgüvene ilişkin duyuşsal yetersizliklerini işaret eden ve bunlara bağlı olarak da bilişsel anlamda da kendilerini yetersiz hissettiklerini açığa çıkaran bulgular elde edilmiştir. Çalışma bulguları ile, beceri temelli muhakeme sorularına yönelik içeriklerin öğretmen adaylarının öğretim programlarına dahil edilmesi ve böylece öğretmen adaylarının bu anlamdaki bilişsel ve duyuşsal yeterliklerinin artırılması önerilmektedir.Publication Öğrenci, öğretmen ve veli üçgeninde akademik başarısı yüksek öğrencilerin sahip oldukları akademik özellikler: Sekizinci sınıf öğrencilerine dönük bir durum çalışması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-11-17) Özcan, Nurcan; Keskin, YusufÇalışmada, akademik açıdan başarılı sekizinci sınıf öğrencilerinin kendileri, aileleri ve öğretmenleri boyutunda akademik özellikleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Araştırma Kocaeli ili İzmit ilçesinde bir devlet ortaokulunda sekizinci sınıf düzeyinde akademik başarısı yüksek üç öğrenci, bu öğrencilerin her birinin bir ebeveyni ve dört ders öğretmeni ile yapılmıştır. Araştırma katılımcıları, amaçlı örnekleme yöntemlerinden ölçüt örnekleme yöntemi ile belirlenmiştir. Araştırma, nitel araştırma yöntemlerinden örnek olay (durum çalışması) çalışmasıdır. Durum çalışması desenlerinden “bütüncül tek durum deseni” kullanılmıştır. Veriler, yarı yapılandırılmış görüşme formlarıyla elde edilmiştir. Elde edilen veriler, nitel içerik analizi ve betimsel analize tabi tutulmuştur. Araştırma grubundaki öğrenciler; akademik başarısı yüksek öğrencilerin sahip olması gereken en önemli özelliğin “çalışkanlık” olduğunu ve “disiplinli, düzenli, zamanında ve odaklanarak çalışmak” gibi özellikleri belirtmişlerdir. Ayrıca öğrenciler akademik olmayan “spor ve müzik” gibi eylemlerin akademik başarıyı desteklediğini belirtmişlerdir. Ebeveynlere göre; başarılı öğrencilerin sahip olması gereken en önemli özelliklerin “planlı çalışma, zamanını boşa harcamama, ödevlerini yapma, çalışma programına uyma” olduğu görülmüştür. Öğretmen görüşlerine göre; derslere ve diğer etkinliklere katılımlarının diğer öğrencilere göre yüksek olduğu ve “hazırbulunuşluk, derse karşı ilgi, öğrenme isteği” gibi özellikleri belirtilmiştir. Öğrenci, veli ve öğretmen söylemlerinde ortak akademik özelliklerin; azimli olmak, hedef belirlemek ve planlı çalışmak olduğu görülmüştür.Publication Öğrenme güçlüğü erken belirtileri tarama ölçeğinin psikometrik niteliklerinin belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-04-03) Okur, Mehmet; Aksoy, VeyselOkul öncesi dönemde öğrenme güçlüğü olabilecek öğrencilerin belirlenmesi erken müdahale için önemlidir. Bu araştırma kapsamında, öğrenme güçlüğü riski taşıyan çocukların erken evrede tespit edilebilmesi amacıyla, Öğrenme Güçlüğü Erken Belirtileri Tarama Ölçeği (ÖGEBTÖ)’nün geliştirilmesine ve bu ölçeğin psikometrik özelliklerinin kapsamlı bir şekilde incelenmesine yönelik bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmanın yapılmasının temel nedeni, Türkiye'de öğrenme güçlüğünün erken belirtilerini kapsamlı bir şekilde değerlendiren bir ölçeğin bulunmamasıdır. Bu araştırma, geriye dönük betimsel tarama deseninde gerçekleştirilen bir ölçek geliştirme çalışmasıdır. Araştırmaya öğrenme güçlüğüne sahip çocuğu olan toplam 1429 öğrenci ebeveyni katılmıştır. Ölçek, iç tutarlılık açısından Cronbach Alpha katsayısı ile 0.95 değerinde yüksek bir güvenilirlik göstermiş, kapsam geçerliği indeksi 0.92 olarak bulunmuştur. Dört faktörlü yapısıyla ölçeğin toplam varyansın %48.99'unu açıkladığı tespit edilmiştir. Doğrulayıcı faktör analizinde elde edilen uyum indeksleri; CFI=0.97, SRMR=0.079, NNFI=0.96 ve RMSEA=0.068 olarak hesaplanarak, modelin veriye iyi bir uyum sağladığını ortaya koymuştur. Bu araştırmada, ÖGEBTÖ; Dil Gelişimi ve İletişim, Bilişsel Beceriler, Psikomotor Gelişim Becerileri ve Sosyal Duygusal Beceriler şeklinde dört alt faktörden ve 52 maddeden oluşmuştur. Bu sonuçlar ÖGEBTÖ’nün öğrenme güçlüğünün erken ve gelişimsel belirtilerinin incelenmesinde kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir araç olduğunu göstermektedir.Publication Okul öncesi eğitimde uygulanan farklı eğitim modelleri ve yaklaşımlar üzerine okul öncesi öğretmen görüşlerinin değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-06-28) Karataş, Ceren; Uzun, Pınar; Uğurlu, Burcu SarıBu araştırmanın amacı, çeşitli yaş gruplarında görev yapan okul öncesi öğretmenlerinin okul öncesi eğitimde uygulanan farklı eğitim modelleri ve yaklaşımlar üzerine görüşlerini derinlemesine incelemektir. Araştırma sürecinde, katılımcı öğretmenlere kendi eğitim modellerini tasarlama fırsatı da sunulmuştur. Böylece, okul öncesi öğretmenlerinin önem verdikleri eğitim ilkelerini değerlendirmek amaçlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, 2022-2023 eğitim ve öğretim yılı içerisinde Samsun ve Kırklareli il/ilçe merkezlerinde bulunan okul öncesi eğitim kurumlarında görev yapan 85 okul öncesi öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırma, nitel araştırma yöntemi çerçevesinde, araştırmacılar tarafından hazırlanan yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler içerik analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre; okul öncesi öğretmenlerinin en fazla bildikleri yaklaşımın Montessori olduğu görülmektedir. Ayrıca öğretmenlerin Reggio Emilia, Waldorf yaklaşımına ve High Scope Programına ilişkin daha karmaşık bilgilere sahip oldukları tespit edilmiştir. Araştırmaya katılan öğretmenler, farklı eğitim modelleri/yaklaşımlarının Türkiye'de uygulanabilirliği konusundaki en büyük engelin, sınıf ve okullardaki yetersiz fiziksel koşullar olduğunu belirtmişlerdir. Son olarak, öğretmenler, kendileri bir eğitim modeli tasarlarken en çok öğrenci merkezli olmasına ve doğa temelli olmasına önem vereceklerini belirtmişlerdir.Publication Özel eğitim öğretmenlerinin iş birliğine yönelik bilişsel yapılarının tespit edilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-11-05) İnce, Mehmet; Dayı, Eylem; Kılıç, Yıldırayİş birliği, eğitsel problemlere çözüm bulmada etkili bir yöntem olarak görülmekte olup, öğretmenler arası iş birliği öğrencilere fayda sağlamakla kalmayıp eğitimciler için de olumlu sonuçlar doğurur. Öğretmenler ve uzmanlar arasında gönüllü katılım ile yapılan iş birliği için paydaşların iş birliğine yönelik düşüncelerinin olumlu olması gerekmektedir. Bu bağlamda araştırmanın amacı özel eğitim öğretmenlerinin iş birliği kavramına yönelik bilişsel yapılarının tespit edilmesidir. Öğretmenlerin iş birliği ile ilgili düşüncelerini anlamak için araştırmada "Kelime İletişim Testi (KİT)" kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, MEB’e bağlı devlet okullarında ve RAM’larda görev yapan özel eğitim öğretmenleri oluşturmuştur. Araştırmanın çalışma grubu amaçlı örneklem yöntemlerinden; ölçüt örneklem kullanılarak belirlenmiştir. Verilerin analiz edilmesinde anahtar kavramlarla ilişkilendirilen diğer kelime/kavramlar, aralarındaki anlamsal ilişkiler dikkate alınarak bir araya getirilerek ve gruplandırılmıştır. Araştırmaya katılan özel eğitim öğretmenleri tarafından "iş birliği" anahtar kavramıyla ilişkili olarak ifade edilen kavramlar ve kelimeler 10 kategoride gruplandırılmıştır. Bu kategoriler “duygu ve deneyimler, zorluk ve çaba, iletişim ve ilişki, hedef ve planlama, değerler ve etik, eğitim ve gelişim, performans ve başarı, iş ortamı, grup çalışması ve ortaklık, kurumsal ortaklıklar” şeklindedir. Araştırmaya katılan öğretmenlerden birbirinden farklı 147 kelime/kavram tespit edilmiştir. Öğretmenlerin farklı kavramlar yoluyla iş birliğini açıklamaları, iş birliğinin çok boyutlu bir kavram olduğunu ve her öğretmenin iş birliğini farklı açılardan anlamlandırdığını göstermektedir. Bu çeşitlilik, iş birliği anlayışının zenginliğini ve karmaşıklığını yansıtmaktadır. Bu nedenle, öğretmenlerin farklı bakış açılarını ve deneyimleri değerlendiren bir yaklaşımla iş birliğini desteklemek önemlidir. İlgili alan yazını destekleyecek şekilde bu araştırmanın sonuçları da iş birliği için gerekli olan özelliklerin, katılımda sorumluluk paylaşımı, iletişim, paylaşım ve birliktelik gibi kavramlar olduğunu ortaya koymaktadır.Publication TEM-TPAB öz-yeterlik ölçeği: Türkçeye uyarlama çalışması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-08-09) Aktaş, İdris; Özmen, HalukBütünleştirilmiş Fen, Teknoloji, Mühendislik ve Matematik (b-STEM) eğitimi 21. yüzyılda eğitimi ilerletmenin en iyi pedagojik yollarından birisi olarak görülmektedir. Ancak STEM eğitimini güçlü bir şekilde uygularken öğretmen ve öğretmen adaylarının ihtiyaç duyduğu bilgi türleri üzerine geliştirilmiş geçerli ve güvenilir ölçekler oldukça sınırlıdır. Bu çalışmanın amacı Chai ve diğerleri (2019) tarafından geliştirilen öğretmenlerin/öğretmen adaylarının Teknoloji Pedagoji ve Alan Bilgisi (TPAB) çerçevesinde STEM öz-yeterliklerini ölçmeyi amaçlayan STEM-TPAB ölçeğinin Türkçeye uyarlamasını yapmaktır. Orijinali 17 maddeden oluşan ölçeğin Chai C.S. tarafından sağlanan 24 maddelik ön madde havuzu üzerinden uyarlama çalışması gerçekleştirilmiştir. Uyarlama çalışmasına 14 akademisyen ve çeşitli aşamalar için fen bilgisi, matematik, sınıf, BÖTE ve İngilizce öğretmenliği bölümlerinden olmak üzere toplam 523 öğretmen adayı katılmıştır. Madde-toplam korelasyonu, açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizleri ölçeğin yeterli güvenirlik ve geçerlik değerlerine sahip olduğunu göstermiştir. Ölçek orijinal faktör yapısına uygun 24 madde olarak Türkçeye uyarlanmıştır. Uyarlanan ölçek gelecek çalışmalarda öğretmenlerin/öğretmen adaylarının TPAB çerçevesinde STEM öz-yeterliklerini belirlemek, STEM derslerini yürütmek için ihtiyaçlarını belirlemek, STEM’in çoklu bilgi bileşenlerini desteklemek için mesleki gelişim kurslarının çıktılarını ölçmek ve karşılaştırmalar yapmak amacıyla kullanılabilir.Publication Türkçe başarısının matematik başarısı üzerindeki etkisinde cinsiyet ve okul türünün düzenleyici rolü(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-04-15) Sayın, Ayfer; Gören, SebahatBu araştırmada öğrencilerin matematik başarıları üzerinde Türkçe başarılarının ne düzeyde etkili olduğu düzenleyici değişkenler bağlamında incelenmiştir. Nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel tarama deseninde yürütülen çalışmaya LGS 2019 uygulamasına katılan 2020 öğrenci katılmıştır. Öğrencilerin Türkçe ve matematik alt testindeki doğru cevapları incelenmiştir. Analizlerde öncelikle öğrencilerin Türkçe ve matematik testlerindeki cevaplarının cinsiyet ve okul türüne göre ölçme değişmezliği incelenmiştir. Ölçme değişmezliği için Çoklu Grup Doğrulayıcı Faktör Analizi gerçekleştirilmiştir. Ölçme değişmezliğinin sağlanmasının ardından araştırmanın hipotezleri test edilmiştir. Öğrencilerin matematik başarılarının Türkçe başarısı tarafından ne düzeyde açıklandığının belirlenmesi için de okul türü ve cinsiyet değişkenlerine göre düzenleyici regresyon analizi yapılmıştır. Araştırmanın sonucunda Türkçe başarısı ile matematik başarısı arasında pozitif yönde ve orta düzeyde bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Öğrencilerin Türkçe başarısının matematik başarısını açıklamasında cinsiyet düzenleyici bir etkiye sahip değilken okul türünün düşük de olsa bir etkisi olduğu tespit edilmiştir. Özel okuldaki öğrencilerin devlet okulundaki öğrencilere göre Türkçe ve matematik başarısının daha yüksek olduğu; ayrıca Türkçe başarısının matematik başarısını etkileme düzeyinin de daha fazla olduğu sonucuna ulaşılmıştır.Publication Web 2.0 destekli sosyobilimsel argümantasyon etkinliklerinin öğrencilerin fen okuryazarlığına, tutumlarına, eleştirel düşünme eğilimlerine ve karar verme becerilerine etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-25) Arduç, Mehmet Akif; Kahraman, SibelBu çalışmanın amacı sosyobilimsel konu temelli ve Web 2.0 destekli argümantasyon etkinliklerinin ortaokul 7.sınıf öğrencilerinin fen okuryazarlığı düzeyleri, sosyobilimsel konulara yönelik tutumları (SBKYT), eleştirel düşünme eğilimleri ve karar verme becerilerine etkisini incelemektir. Çalışma ön test-son test kontrol gruplu yarı deneysel desene göre planlanmıştır. Çalışmanın örneklemini 66 ortaokul 7. sınıf öğrencisi oluşturmaktadır. Üç grupla yürütülen çalışmada öğrenciler gruplara rasgele atama yapılarak ayrılmıştır. Dersler Deney grubu 1’de Web 2.0 aracı destekli argümantasyon yöntemi ile Deney grubu 2’de argümantasyon yöntemi ile ve kontrol grubunda 5E modeli ile yürütülmüştür. Güneş enerjisi, organ bağışı, uzay kirliliği, geri dönüşüm, ışık kirliliği, çevre konularını kapsayan etkinlikler araştırmacılar tarafından hazırlanmıştır. Çalışmada araştırmacılar tarafından geliştirilen ve ilgili altı konuyu içeren başarı testi fen okuryazarlığı belirlemek amacıyla kullanılmıştır. Ayrıca Küçükaydın ve diğerleri (2021) tarafından Türkçeye uyarlanan “Çocukların Sosyobilimsel Konulara Yönelik Tutumları Ölçeği”, Yıldırım-Döner ve Demir (2021) tarafından geliştirilmiş “Ortaokul Öğrencileri için Eleştirel Düşünme Eğilimi Ölçeği”, Özgün (2018) ve Gürkan (2018) tarafından geliştirilmiş “Karar Verme Becerileri Testi” literatürden alınarak kullanılmıştır. Çalışmanın bulguları incelendiğinde tüm değişkenlerde ön ve son test puanlarında anlamlı fark görülmemiştir. Öğrencilerin fen okuryazarlığı düzeyi ön test ve son test puanları karşılaştırıldığı zaman tüm gruplarda anlamlı bir fark olduğu tespit edilmiştir. Karar verme becerilerinde deney gruplarının ön test ve son testleri arasında anlamlı bir farklılık olduğu görülürken kontrol grubunda anlamlı bir farklılık olmadığı rapor edilmiştir. Eleştirel düşünme eğiliminde sadece Deney gurubu 1’in ön test ve son test puanları arasında anlamlı bir farklılık olduğu görülmüştür. Öte yandan, SBKYT puanlarında ise hiçbir grubun ön ve son test puanları arasında anlamlı bir fark görülmemiştir. Sonuç olarak, her üç grupta da fen okuryazarlığın geliştiği, eleştirel düşünme eğiliminin sadece Deney grubu 1’de olumlu yönde eğilim gösterdiği, karar verme becerilerinin Deney grubu 1 ve Deney grubu 2’de geliştiği ve SBKYT ise üç grupta da yapılan uygulamalardan etkilenmediği belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar ve literatürdeki çalışmalar dikkate alınarak bazı önerilere yer verilmiştir.