1990 Cilt 5 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/16545
Browse
Browsing by Language "tr"
Now showing 1 - 10 of 10
- Results Per Page
- Sort Options
Item Aile ana-baba ve çocuk yönünden Türkiye'de durum(Uludağ Üniversitesi, 1990) Ulusavaş, Mualla; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Ülkemiz farklı kültürel yayılım gösteren ve sosyal değişimlerden geçen bir ülke durumundadır. Doğal olarak, ailelerin özellikleri ve ana-babaların çocuklarıyla ilişkilerinde bu durumların etkisi yansımaktadır. Tipik olarak, çocuğun içinde yetiştiği aile yapısal olmasa bile işlevsel olarak geniş ailedir. Bu ailedeki kişiler ya da birimler arası ilişkiler, sıkı sorumluluk ve zorunluluk bağları ve karşılıklı bağımlılıktır. Aile içi dinamikler açısından, Türkiye'de geleneksel aile tipinde açık sevgi gösterilerine yer bulanmadığı, çoğunlukla bir iletişim azlığı dikkati çekmektedir. Ana-babaya saygı ve büyüklere boyun eğme bir kural olarak kabul edilir. Bu boyun eğiş çocuğun benlik gelişimine ket vuran etkenlerden biridir .Ayrıca, dış denetimin baskınlığı da, çocuğun özdenetim geliştirmesini engellenmektedir.Item Albert Camus' de mutluluk arayışı(Uludağ Üniversitesi, 1990) Yılmaz, NevzatAnlamsızlığın, ayrılığın, yalnızlığın ve ölümün egemen olduğu mutsuzluklarla dolu, acılı yaşamı sürdürmek durumunda olan Camus'nün insanlarının tek amacı mutluluğu gerçekleştirmektir. Ayırımsız, kahramanlarının hepsini, bir mutluluk arayışı içerisinde görmekteyiz. Pierre-Henri Simon, Sartre ve Camus arasındaki ayrılığa değinirken, Noces yazarının mutluluk fikrine ne denli bağlı olduğunu şöyle belirtir: "L'appel vers les hommes et ces rares jaillissements de tendresse qui parfois irriguent le désert sartrien de l'amour, on les retrouve chez Camus, mais plus fréquents et plus forts.Item Alfred De Musset'nin geceler şiirinde George Sand'ın etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1990) İldem, Arzu EtenselAlfred de Musset'nin en tanınmış, hakkında en çok söz edilmiş ve araştırma yapılmış şiiri Geceler dizisidir. Edebiyat tarihçileri ve eleştirmenler genellikle Geceler dizisinin ilham kaynağı olarak George Sand'ı görürler. Geceler'in her dizesinde Sand'ın izini bulmuşlar, dile getirilen tüm duygu ve düşüncelerden onu sorumlu tutmuşlardır. Oysa Musset'nin yaşamının daha yakından inceleyen birtakım eleştirmenler Geceler dizisinde başka kadınlardan da söz edildiği ortaya koyarlar. Alfred de Musset edebiyat tarihi kitaplarında genellikle yanlış tanıtılan bir yazardır. Bu yanlış tanıtma, George Sand'ın etkisinin abartılmasından kaynaklanmaktadır. George Sand kuşkusuz Musset'nin yaşamını ve eserini etkilemiştir - romantik bir yazar olan Musset için aksi söz konusu olamazdı zaten - fakat sanılan ölçülerde değil. Bu makalede amacımız George Sand'ın söz konusu etkisinin asıl boyutlarını incelemektir.Item Andre Gide ve Bursa izlenimleri(Uludağ Üniversitesi, 1990) Anamur, Hasan; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Andre Gide 1914 yılı Nisan ve Mayıs aylarında Türkiye'de bulunmuş ve bu gezisinde en uzun süre Bursa'da kalmıştır. Güncesinde "La Marche turque" başlığı altında yayınladığı gezi notlarında tek olumlu izlenimler Bursa kenti üzerindedir. Gerçekten de Gide Türkiye'yi Chateaubriand penceresinden görmüştür; önyargıları gezi notlarında açıkça görülmektedir. Bu temel olumsuz yaklaşımına karşın. Gide' in. Türkiye izlenimleri pek çok bakımdan ilginç bir tanıklıktır.Item Atatürk ve yabancı dil(Uludağ Üniversitesi, 1990) Gökmen, Ayla; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Dil geçmişte olduğu gibi bugün de, en önemli iletişim araçlarından biridir. Ulusları birbirlerine tanıtıp, deneyimlerinden karşılıklı yararlı sağlanmasına olanak veren dil, Osmanlı İmparatorluğu'nun Batılılaşma sürecinde de önemli işlevler üstlenmiştir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde, ilkin öğrenci, ardından da subay olarak Batıyı Batı'nın kendi kaynaklarından okuyup öğrenen Mustafa Kemal, bu yolla, Cumhuriyetin kurulması yönünde değeri yadsınmaz birikimlerle donanmıştır. Cumhuriyetin kurulmasından sonra da, yeni Türk Devleti'ni öteki uluslara tanıtma görevi yabancı dil bilen kişi ve hatta bir dönem yabancı dilde yayınlanan Türk basınına verilmiştir. Anadil bilincini de pekiştiren çağdaş dillerin öğrenilmesini özendirmenin yanı sıra, Anadolu ve Türk tarihine, dilimizin kaynaklarına ışık tutacak betik bilimsel araştırmaları da başlatıp bu etkinlikleri sürekli bir biçimde destekleyen gene Atatürk olmuştur.Item Başlangıcından XVI. yüzyıla kadar Fransız yazınında Türkiye imgesi(Uludağ Üniversitesi, 1990) Özçelebi, Ali; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi/Yabancı Diller Eğitimi Bölümü.Her ülkenin yanımda, komşu ya da uzak, dost ya da düşman başka bir ülkeden, bir ulustan yana edinilmiş bir yansıma, bir düşünce, bir imge vardır. "Her ulus, diyor M.F. Guyard, öteki uluslara, az yada çok dayanıklı, gerçekliği çoğu zaman yerini söylenceye bırakan karakter özellikleri yükler. Bir halk ozanının uyak bulma güçlüğü ile seçtiği bir sözcük, bir ünün kökeni olur. Fransız yazınında Doğu ve bu Doğu içinde Türkiye ve Türkler Ortaçağdan itibaren görünmeye başlarlar; günümüze dek diyemesek de yüzyılımızın ortalarına değin nitelik ve nicelik değiştirerek sürüp gelirler. Biz, ilki bu olan bir dizi makalede bu imgeyi incelemeye ve günümüzdeki izlerini irdelemeye çalışacağız.Item Çelik kalemle kazıma (Burin Engraving) yönteminin tarihi ve gelişimi(Uludağ Üniversitesi, 1990) Bölükoğlu, Hülya; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Günümüzde birçok sanatçı ve sanatsever linolyum, ağaç, taş, serigraf ve metal baskıya devamlı artan bir ilgi göstermektedir. Çelik kalemle kazıma (burin engraving) yöntemi de metal baskı çeşitlerinden biridir ve çelikten yapılmış kazıma kalemleri (burin'ler) kullanılarak, metal levha oyulması sonucunda elde edilir. Metal baskı çeşitlerinin belki de en basiti; bu yöntemdir diyebiliriz. Fakat unutulmamalıdır ki, bu yöntemdeki ustalık, ciddi ve yorucu pratikte gizlidir.Item Dünya çocuklarının durumlarından örnekler ve Türkiye'de çocuk konusunda başlıca sorunlar(Uludağ Üniversitesi, 1990) Ulusavaş, Mualla; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Item Roman kavramının berisinde(Uludağ Üniversitesi, 1990) Efeoğlu, Ertuğrul; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Roman, tıpkı öteki yazınsal türler gibi, hiç de öyle sınırlan kolayca çizilip betimleniverecek bir yaratım değildir. Örneğin o, hiç kuşkusuz, kendi iç yasaları ve iç bağıntılarıyla kendi kendine yeten özerk bir yapıdır, her şeyden önce. Ne var ki romanın bu tür iç yapısal nitelikleri, bir toplumsal kurum olan yazın içerisindeki yeri ile, onun, öbür yazın dışı yapılarla karşılıklı etkileşim ve onlarla baglantılı olarak dönüşen gerçekliğinin yadsınmına da hiçbir biçimde yol açmaz. Bu nedenlerden ötürü roman sorunsalı, çözümü kolaylaştırıcı tamamlardan yoksun olmak bir yana, gerçeğin ancak bir yazının altını çizen, dolayısıyla tümü kuşatmaktan uzak bakış açılarıyla daha da derinleşmektedir. İşte salt bu yüzden, "roman kavramından çok, o kavramın berisinde durmak daha sağlıklı ve olanaklı bir tutum olarak görünüyor.Item Bir umut şairi: Robert Desnos(Uludağ Üniversitesi, 1990) İldem, Arzu EtenselYirminci yüzyıl dünya sanatına ve Fransız şiirine damgasını vuran en önemli akımlardan biri kuşkusuz Gerçeküstücülük olmuştur. Birinci Dünya savaşının yol açtığı büyük kargaşadan sonra sanatçılar, içinde bulundukları düzene başkaldırarak yepyeni bir dünya görüşü getirmek istemişlerdir. Andre Breton bu görüşü "Mutlak başkaldırı, hiçbir kurala boyun eğmeme, düzenli baltalama" sözleriyle dile getirir Gerçeküstücülüğün manifestosunda. Başkaldırıyı başlatan, savaş yılları sırasında Dada hareketinin öncülüğünü yapan Tristan Tzara olmuştur. Savaştan sonra Paris'e giden Tzara, Andre Breton, Louis Aragon, Philippe Soupault, Paul Eluard gibi "öncü" şairleri etrafında toplar. Ancak Tzara'yla Breton arasındaki farklılıklar baş göstermektedir.