2007 Cilt 20 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/10914
Browse
Browsing by Language "tr"
Now showing 1 - 5 of 5
- Results Per Page
- Sort Options
Item Beden Eğitimi ve Spor Bölümlerine öğrenci seçme ve sınav yöntemlerinin değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2007) Çankaya, Cemali; Erden, Salih; İlhan, Atilla; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Çalışmanın amacı, beden eğitimi ve spor öğretmeni yetiştiren bölümlerin yetenek sınavlarına giren öğrencilerin, sportif beceri düzeylerini ve bu sınavlarda uygulanan sınav yönteminin öğrenciler tarafından nasıl algılandığını belirleyerek, sınav sonucunda elde edebilecekleri başarıyı tahmin etme durumlarını saptamaktır. Tarama modelinde gerçekleştirilen bu çalışmada kullanılan anket soruları uzman görüşleri alınarak düzeltilmiş, güvenirlilik için bir grup öğrenciye ön uygulama yaptırılarak son şekli verilmiştir. Sınava başvuran adayların yaptıkları spor branşları, lisans düzeyleri ve yetenek sınavlarıyla ilgili düşünceleri alınmış, ayrıca sınav sonucunda elde edebilecekleri başarıyı tahmin etme durumları belirlenmiştir. Araştırmaya, Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü (UÜEFBESB) yetenek sınavlarına başvuran 28 bayan, 122 erkek olmak üzere toplam 150 öğrenci katılmıştır. Elde edilen veriler tablo ve grafiklerle açıklandıktan sonra sayısal ve yüzde oranlarıyla değerlendirilmiştir. Sınavda adayların alacağı puan ve girebilecekleri sıralama aralığını tahmin etme, cinsiyet açısından araştırılmış, istatistik değerlendirmede de İki Gözlü Ki-Kare Testi uygulanmıştır. Sınava baş vuran adayların % 58’inin lisanslı sporcu olduğu bulunmuştur. Araştırmaya katılan adayların branşlara göre en çok lisanslı öğrenci oranı kızlarda % 39 ile voleybol, erkeklerde % 42 ile futbol branşı olduğu belirlenmiştir. Adaylar, % 85 ile sınav yöntemini uygun bulup, sınavda uygulanan yetenek testlerine olumlu yanıt vermişlerdir (kızlar % 60, erkekler % 80). Buna karşın adaylar yalnızca ÖSS sınav sonucuna bakılarak öğrenci alınması düşüncesine % 76 oranında karşı çıkmışlardır. Adaylara sınavda alabilecekleri puan aralığını ve sınavı kazanma aralığını tahmin etme soruları sorulmuş ve alınan sonuçlar bayan erkek açısından karşılaştırılmıştır. Her iki tahminde de aralarında istatistik anlamda fark olmadığı belirlenmiştir (P>0,05).Item Çağdaş dilbilim kuramları ve baş-sürümlü öbek yapısal dilbilgisi(Uludağ Üniversitesi, 2007) Alyaz, Yunus; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Pollard ve Sag tarafından yirminci yüzyılın son çeyreğinde geliştirilen HPSG, daha önce geliştirilen sözlüksel işlevsel dilbilgisi, genelleştirilmiş öbek yapısal dilbilgisi vb. gibi birçok dilbilim kuramının başarılı yönlerini de içeren, doğal dil işleme sürecinin evrensellerini açıklamaya yönelik bir dilbilim kuramıdır. Birçok dilbilim kuramının aksine HPSG dili açıklamada cümleyi değil, sözcüğü baz alır ve dizim ile anlam bir arada ele alınır. Model bir ifadenin diziminin ve anlamının, ifade içindeki bir sözcük (baş) tarafından belirlendiği esasına dayandığından baş-sürümlü diye adlandırılmaktadır. Model bir ifadenin dizim ve anlamı için ‘doğru ifadeleri’ (well formed) esas alır ve ifadenin doğruluğu bir dizi evrensel prensip, kısıtlar (constraints) ve ilişkiler doğrultusunda sözlük tarafından belirlenir. Anlamsal ilişkilerin irdelenmesinde temel olarak durum semantiğine (situation semantics) ve ilişkisel anlam teorisine (relational theory of meaning) başvurulur. HPSG ayrıca bir çok yapay zeka ve dil teknolojisi uygulamalarında kullanılmaktadır. Bu özellikleriyle HPSG hem dilbilim hem de bilgisayardilbilim çalışmalarında son derece önemli yer tutan bir kuramdır. Giriş niteliğindeki bu çalışmada HPSG sözlük, dizim ve anlam olmak üzere üç başlık altında ele alınmaktadır.Item Geçmiş yıllarda Türkiye'de çocuklar tarafından oynanan çocuk oyunları(Uludağ Üniversitesi, 2007) Başal, Handan Asude; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Genellikle yetişkinler çocuk oyunlarını, çocuklarının hoşça vakit geçirmelerine yardımcı olan, eğlenceli ve amacı olmayan etkinlikler olarak düşünürler. Oysa oyun, çocuğun yaşamında önemli işlevi olan bir olgu ve çocuğun önemli bir görevidir. Çocukların oyun etkinlikleri ve kullandıkları oyuncakları çocukluğun önemli bir parçasıdır. Ancak, çocuğun yaşamında son derece önemli olan oyun, teknolojik gelişmeler sonucunda, günümüzde şekil, biçim, oynanan ortam, oynanılacak kişi sayısı ve gerekli araç ve gereçler bakımından değişmeye başlamıştır. Ancak, gelişmiş ülkelerde teknolojinin gelişimine bağlı olarak yeni oyuncaklar geliştirilirken, eski oyuncaklar ve dolayısıyla da oyunlar koruma altına alınmaya çalışılmaktadır. Böylece, o kültüre özgü oyun ve oyuncaklar nesilden nesile aktarılarak sözlü gelenekler ya da somut olmayan kültürel miras korunmuş olacak ve gelecekteki çocuk eğitimcileri de çocuk tarihi araştırmalarında bu birikimden yararlanmış olacaklardır. Bu çalışma ile eski yıllarda, Türkiye’nin farklı bölgelerinde, çocuklar tarafından oynanan bazı oyunlar derlenerek tanıtılmaya çalışılmıştır. Araştırma, bir alan araştırması olup betimsel bir çalışmadır. Bunun için, Türkiye’nin yedi ayrı coğrafi bölgesinden rast gele seçilmiş üçer ilinin her birinden birer oyun olmak üzere, geçmiş yıllarda çocuklar tarafından oynanan toplam 21 oyun, şu anda orta yaş ve orta yaş üstü yetişkinlerle görüşülerek derlenmeye çalışılmıştır. Geçmiş yıllarda Türkiye’nin farklı bölgelerinde oynanan bu oyunlara bakıldığında, hepsinin evin dışında, bahçede, sokakta veya boş bir alanda oynanan çocuk oyunları oldukları görülmüştür. Ayrıca, geçmiş yıllarda Türkiye’de oynanan bu oyunların bireysel oyunlar olmayıp, oynayan çocuk sayılarının fazla olduğu grup oyunları olduğu da görülmüştür. Günümüzde ise çocuklar tarafından oynanan oyunların gittikçe bireyselleştiği ve dolayısıyla geleneksel oyunların olduğu kadar geleneksel çocukluğunda gittikçe ortadan kalktığı görülmektedir.Item Sınıf öğretmeni adaylarının sosyal bilgiler derslerinde çoklu zekâ alanlarını kullanabilmelerine yönelik görüşleri(Uludağ Üniversitesi, 2007) Doğan, Yadigar; Alkış, Seçil; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.Bu çalışmanın amacı, sınıf öğretmeni adaylarının hangi zekâ alanlarına daha yatkın olduklarının tespit edilmesi ve öğretmen adaylarının sosyal bilgiler derslerindeki etkinliklerde kullanırken zorlanıp zorlanmayacaklarını düşündükleri zekâ alanlarının ortaya çıkarılmasıdır. 2005-2006 öğretim yılında Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sınıf Öğretmenliği Anabilim Dalı’nda öğrenim gören 212 son sınıf öğrencisi örneklemi oluşturmaktadır. Çalışma sonucunda, sınıf öğretmeni adaylarının doğa zekâsı, sözel zekâ ve müzikal zekâlarının “orta düzeyde gelişmiş” olduğu, diğer zekâ alanlarının ise “gelişmiş” olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca, öğretmen adaylarının büyük bir kısmının; sosyal bilgiler derslerindeki etkinliklerde sosyal zekâ, sözel zekâ ve mantıksal zekâ alanlarını kullanırken zorluk yaşamayacaklarını düşündükleri tespit edilmiştir. Buna karşın, öğretmen adayları müzikal zekâ, doğa zekâsı ve bedensel zekâyı sosyal bilgiler derslerindeki etkinliklerde kullanırken zorluk yaşayacaklarını düşünmektedirler.Item When it does not fit into the schema(Uludağ Üniversitesi, 2007) Can, Abdullah; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi/Eğitim Bilimleri Bölümü.Second Language Acquisition research has indicated that English ergative verbs, a special sub-class of intransitives, pose acquisition problems for language learners and to some extent for native speakers as well. Studies on the topic have revealed that non-target passivisation of these verbs seems to be the most remarkable problem for learners from various mother language backgrounds. The ultimate cause of this unique interlanguage structure has always been within the concern of English language teaching. Considering the nature of the problem, which is language universal rather than language specific, and learners’ consistent tendency to the passive structure, this study tries to shed light on the cause of the problem in connection with the schema theory. Detailed review of the evidence presented by previous studies under the light of cognitive procedures of sentence production process shows that expected sentence structure with ergative verbs is not consistent with learners’ existing knowledge about the grammatical organization of prototypical sentence. Besides, the non-target passivized structure emerges as an alternative way that fits into their current or past knowledge.