2010 Cilt 24 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/1829
Browse
Browsing by Language "tr"
Now showing 1 - 10 of 10
- Results Per Page
- Sort Options
Item Akar ve böceklerde pestisitlerin detoksifikasyonunda rol oynayan enzimler(Uludağ Üniversitesi, 2010) Yorulmaz, Sibel; Ay, RecepTarımda zararlı böceklerin savaşımında uygulamasının kolay olması ve kısa sürede etki göstermesi nedeniyle diğer savaşım yöntemlerine göre daha çok kimyasal savaşım tercih edilmektedir. Ancak zararlılara karşı pestisitlerin bilinçsiz kullanımı sonucunda doğal dengenin bozulması, çevre kirliliği, yararlı böceklerin olumsuz etkilenmesi ve zararlıların bunlara direnç kazanması gibi birçok problem ortaya çıkmaktadır. Buna ilaveten pestisitlere çoklu ve çapraz direnç kazanmış zararlılarda aynı veya farklı gruptan ilaçlar da etki göstermemekte ve böceğin savaşımı zorlaşmaktadır. Bu makalede, zararlıların savaşımında yaygın kullanılan insektisitlere karşı gelişen fizyolojik direnç mekanizmaları ve böcek vücudunda bulunan esteraz, glutatyon S-transferaz ve P450 monooksigenaz gibi bazı detoksifikasyon enzimlerin aktivitelerinin artışlarının direnç gelişimi ile ilişkileri incelenmiştir.Item Balıkesir koşullarında sera ısı gereksinimlerinin belirlenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2010) Genç, Önder; Yüksel, Ahmet Nedim; Şişman, Can Burak; Gezer, ErhanSeralar bitkilerin yetişme periyodunda uygun iklim şartlarını optimum düzeyde sağlayan kontrollü yetiştirme ortamlarıdır. Soğuk gün ve gecelerde sera içerisinde bitkiler için uygun sıcaklık değerlerinin oluşturulması seraların ısıtılması ile mümkündür. Bu çalışmada, Balıkesir ilindeki mevcut bir seranın ve yöreye uygun sera modellerinin ısı gereksinimleri hesaplanmış, hesaplanan ısı gereksinimlerini karşılayacak farklı yakıt miktarları ve maliyetleri belirlenmiş ve yöreye uygun sera modelinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla yaygın olarak kullanılan üç farklı sera örtü malzemesi seçilmiş ve sera iç sıcaklığının 10°C ve 20°C de tutulması için gerekli ısı gereksinimleri ve yakıt giderleri hesaplanmıştır. Hesaplamalar sonucunda çift katlı (PE) plastik örtü malzemesi kullanılması halinde seralarda ısı ihtiyacının en az olduğu tespit edilmiştir. Seraları ısıtmak amacıyla yerli linyit kömürü ve ithal Sibirya kömürünün yakıt olarak tercih edilmesi durumunda daha ekonomik bir yetiştiriciliğin yapılabileceği ortaya konulmuştur.Item Bazı tritikale hatlarının kalite özellikleri ve ekmek yapımında kullanılma olanaklarının araştırılması(Uludağ Üniversitesi, 2010) Kınabaş, Samet; Yelbey, Serpil; Çiftçi, Esra Aydoğan; Yağdı, Köksal; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarla Bitkileri Bölümü.Bu çalışma Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde yetiştirilen, CIMMYT kökenli tritikale hatlarının melezlenmesiyle elde edilen ileri kademe ıslah hatlarının kalite özelliklerini ve ekmek yapımında kullanılma olanaklarını incelemek üzere yapılmıştır. Çalışmada 6 farklı anaç ve bu anaçların melezlenmesiyle elde edilen 28 melez hat arasından üstün verim ve verim özellikleri gösterdiği tespit edilen 5 melez hat ile Nörtingen ve Eronga-83 çeşitleri deneme materyali olarak kullanılmıştır. Araştırmanın tarla denemeleri 2005–2006 ve 2006–2007 yılları arasında Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde, kalite analizleri ise Beyab Gıda Mühendislik Ürünleri San. ve Tic. Ltd, Bursa şirketine ait laboratuarda yapılmıştır. Kalite kriterleri olarak 1000 tane ağırlığı, hektolitre ağırlığı, gluten içeriği, normal (N.S) ve uzatmalı (U.S) sedimentasyon, düşme sayısı (FN), kül, alveograf özelliklerinden enerji (W), direnç (P), elastikiyet (L) ve direnç/elastikiyet (P/L) özellikleri incelenmiştir. İki yıllık birleştirilmiş varyans analizi sonuçlarına göre incelenen tüm özellikler bakımından genotipler arasında % 1 olasılık düzeyinde istatistiksel önemlilik saptanmıştır. Birleştirilmiş verilere göre; hektolitre ağırlığı için 66.11-72.57 kg/hl, 1000 tane ağırlığı için 43.4-52.2 g., normal ve uzatmalı sedimentasyon için sırasıyla 16.84-20.17 ml ve 15.84-23.34 ml, düşme sayısı (FN) için 83.00-214.2 sn, kül için % 0.75-1.23, enerji (W) için 30.67 10-4 - 74.17 10-4 J, direnç (P) için 36.17 - 77.34 mm, elastikiyet (L) için 25.51-50.01 mm ve direnç/elastikiyet (P/L) 0.91-3.01 arasında ortalama değerler belirlenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, incelenen tritikale hatlarından ve çeşitlerinden elde edilen unların kalite özelliklerinin çok zayıf özellikler gösterdiği saptanmıştır. Bu niteliklerine göre, tritikale ununun kabarma istenmeyen un mamulleri olan bisküvi, kuru pasta, kahvaltılık ürünler, kadayıflık vb. yapımında değerlendirilebileceği ya da buğday unu ile belirli oranlarda paçal yapılarak değerlendirilmesinin uygun olacağı kanısına varılmıştır.Item Farklı kesim ağırlığı, genotip ve cinsiyetin etlik piliçlerde göğüs eti duyusal özelliklerine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2010) Aksoy, Tülin; Önenç, Alper; Narinç, Doğan; Cürek, Deniz İlaslan; Yapıcı, Nilgün; Baylan, DiydemBu çalışma; farklı kesim ağırlığı, genotip ve cinsiyet faktörlerinin etlik piliçlerde göğüs eti duyusal özellikleri üzerine etkilerini saptamayı hedeflemiştir. Yavaş- (YG) ve hızlı-gelişen (HG) etçi civcivler (Sasso ve Cobb-308) yer bölmelerinde (12 piliç/m2 ) beslenmiştir. Piliçler düşük, orta ve yüksek canlı ağırlıkta (1.5, 2 ve 2.5 kg) kesime sevk edilmişlerdir. Söz konusu ağırlıklara HG’ler 41., 53. ve 58.; YG’ler ise 62., 73. ve 82. günlerde ulaşmışlardır. Farklı kesim ağırlığındaki her iki genotipten 20’şer (10 erkek, 10 dişi) karkas lezzet paneli için rasgele seçilmiştir. Bunların sağ göğüs etleri derisiz olarak ayrılmış ve tüketici paneline dek -18ºC’de tutulmuştur. Toplam 120 adet göğüs eti çözdürülmüş ve iki taraflı pişirme özelliğine sahip ızgarada, alüminyum folyo arasında pişirilmiştir. Pişirilen örnekler 80 kişiden oluşan bir tüketici paneline sunulmuştur. Panelistler, örnekleri koku, yumuşaklık, tat ve genel beğeni bakımından 10 puan üzerinden (1=aşırı kötü, 10=mükemmel) değerlendirmişlerdir. Koku bakımından yüksek kesim ağırlığına sahip grup daha fazla beğenilmiştir (P<0.05). Kesim ağırlığı, etin yumuşaklığı ile genel beğeniyi de etkilemiştir (P<0.05), en düşük ortalamalar 1.5 kg’lık gruplarda saptanmıştır. Dişilerden elde edilen etler daha yumuşak bulunmuştur (P<0.01). Hem genotip, hem de kesim yaşı ile interaksiyonu; yumuşaklık, tat ve genel beğeniyi etkilemiştir (P<0.01); yüksek kesim ağırlığında YG’ler, düşük ve orta kesim ağırlığında HG’ler daha yüksek değerler göstermişlerdir.Item Farklı tuz konsantrasyonlarının Türkiye’de yetiştirilen bazı domates genotiplerinin çimlenmesi üzerine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 2010) Turhan, Ahmet; Şeniz, Vedat; Uludağ Üniversitesi/Mustafa Kemal Paşa Meslek Yüksek Okulu.; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Bahçe Bitkileri Bölümü.Bu araştırma, farklı tuz konsantrasyonlarının (Kontrol, 8 ve 12dS/m) bazı domates genotiplerinin çimlenmesi üzerine olan etkilerini araştırmak amacı ile yapılmıştır. Çimlendirme testleri, tesadüf parselleri deneme desenine uygun olarak 6 tekerrürlü ve her tekerrürde 100 adet tohum olacak şekilde yürütülmüştür. Çimlendirme sabit sıcaklık ve nem koşulları altında yapılmıştır. Denemede tohumların çimlenme yüzdeleri (%) incelenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, farklı tuz konsantrasyonlarının çimlenme yüzdesi üzerine önemli etkisinin olduğu belirlenmiştir. Tüm genotiplerde çimlenme, tuz dozlarındaki artış ile birlikte önemli miktarda azalmıştır. Bu azalmalar tuz dozlarına ve genotiplere göre değişim göstermiştir. En yüksek çimlenme kontrol uygulamasından elde edilmiş ve tuz dozlarının artması ile azalmıştır. Diğer genotipler ile karşılaştırıldığında artan tuz konsantrasyonunun 40395, 47865, 40443, 47839 genotiplerinin çimlenme yüzdesini daha az düşürdüğü görülmüştür. Diğer deyişle, 40395, 47865, 40443, 47839 genotipleri çimlenme aşamasında artan tuz konsantrasyonlarından daha az etkilenmiştir.Item Kestane gal arısı Dryocosmus kuriphilus Yasumatsu (Hymenoptera: Cynipidae) üzerine bir inceleme(Uludağ Üniversitesi, 2010) Coşkuncu, Kıymet SenanKestane gal arısı Dryocosmus kuriphilus Yasumatsu (Hymenoptera: Cynipidae), dünya kestane üretimi için en ciddi tehditlerden biri olarak görülmektedir. Kestane gal arısı, galler oluşmasına neden olarak sürgünlerin büyümesini, meyve üretimi azaltır ve sürgün ölümlerine neden olur. Ayrıca, D. kuriphilus Avrupa ve Akdeniz Bitki Koruma Organizasyonu (EPPO) tarafından bir karantina etmeni olarak sınıflandırılmaktadır. Bu tür Japonya, Kore, ABD, Nepal ve Avrupa boyunca hızlı bir şekilde yayılmaktadır. D. kuriphilus henüz ülkemizde tespit edilmemesine rağmen, bu zararlıya karşı gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir.Item Kimyasal katkı maddeleri ve tarım ilaçları kullanılmadan şark tipi tütünler ile doğal sigara üretiminin insan sağlığı açısından önemi(Uludağ Üniversitesi, 2010) Oral, Hasan Selçuk; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü.Sigara üreticileri, sigara içen insanların tercihlerini göz önüne alarak ürün yelpazelerini genişletmişler ve daha büyük tüketici kitlesine ulaşmışlardır. Amerikan blend tipi katkılı sigara üretim teknikleri, değişik şekillerde işlenmiş ve içimleri düzeltilmiş sigaralar üretmeye imkan vermektedir. Bu tip üretim tekniğinde yaprak tütünler çeşitli yapay kimyasal katkı maddeleri kullanılarak soslandırılmaktadır. Yapay kimyasal katkı maddeleri kullanılmak suretiyle tütün zenginleştirildiğinden, sigara içilirken oluşan duman faz içiciye daha fazla doyum sağlamaktadır. Ancak bu durumda sigara içicisi yalnızca tütünün içerdiği katran ve nikotin gibi maddeleri bünyesine almakla kalmamakta, kimyasal katkı maddelerini de solunum yoluyla bünyesine almaktadır. Tütün tarımı sürecinde ve hasat edilmiş tütün yapraklarının depolanması aşamasında tarım ilacı kullanılmamasının, bunlardan üretilen sigaraları tüketen tiryakilerin sağlığı açısından önemli olduğu düşünülmektedir. Kanserojen etkisi olduğu kanıtlanan yapay katkı maddeleri insan sağlığı açısından sakıncalar içermektedir. Sigara içmek insanlar için aynı zamanda psikolojik bir eylemdir. Dolayısıyla daha zararlı olan katkılı tip sigaralar yerine kimyasal katkı maddeleri kullanılmadan üretilmiş doğal sigaraların tüketilmesi sağlık açısından daha az sakıncalar ortaya koymaktadır.Item Mantarda farklı ön soğutma yöntemlerinin işletim ve kalite özellikleri üzerine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2010) Işık, Eşref; Akbudak, Bülent; İzli, Nazmi; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarım Makinaları Bölümü.; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Bahçe Bitkileri Bölümü.Sebze ve meyvelerde hasattan sonra oluşan bozulmaların önlenmesi için, ürünlerin derimden hemen sonra soğutulmaları gerekmektedir. Soğutma işlemi, ürünü soğuk hava depolarına ya da pazara ulaştırıncaya kadar ön soğutma yöntemleriyle gerçekleştirilir. Ön soğutma ürünün özelliklerine göre genel olarak üç farklı yöntemle yapılır. Bu yöntemler; hava akımıyla ön soğutma, suyla ön soğutma ve vakumla ön soğutma yöntemleridir. Bu çalışmada, mantarın hava akımıyla, suyla ve vakumla ön soğutulması sırasında ortaya çıkan soğuma hızı, enerji tüketimi, ağırlık, renk ve genel görünüm parametrelerindeki değişimler araştırılmıştır. Denemeler sonucunda, her üç yöntem arasında soğutma hızı açısından en uygun değerler vakumla soğutulan mantarlardan elde edilirken, enerji tüketimi açısından havayla soğutulan mantarlardan elde edilmiştir. Havayla soğutulan mantarlarda %1.9, vakumla soğutulan mantarlarda %2.5 ağırlık azalması gözlenirken suyla soğutulan mantarlarda %11.6 ağırlık kazancı gözlenmiştir. Genel görünüm değerlerine göre en uygun değerler su ve vakumla soğutulmuş mantarlardan elde edilmiştir.Item Oğul otu (Melissa officinalis L.) yetiştiriciliğinde farklı bitki sıklıklarının bazı tarımsal özellikler üzerine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2010) Kaçar, Oya; Göksu, Erdinç; Azkan, Nedime; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarla Bitkileri Bölümü.Bu çalışma, Bursa ekolojik koşullarında oğul otu (Melissa officinalis L.) yetiştiriciliğinde farklı bitki sıklıklarının bazı tarımsal özellikler ile uçucu yağ oranı üzerine etkisini belirlemek amacı ile Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Uygulama ve Araştırma Merkezi deneme alanlarında 2002, 2003 ve 2004 yıllarında yürütülmüştür. Araştırma Tesadüf Blokları deneme desenine uygun olarak 3 tekrarlamalı kurulmuş ve 3 farklı bitki sıklığı (50x30 cm, 50x40 cm, 50x50 cm) kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre bitki sıklığının azalması incelenen özellikleri olumlu yönde etkilemiştir. Yıllara göre sırası ile en uzun bitki boyu (45.0, 70.4, 61.5 cm), yaş herba verimi (2650, 1510.7, 1220 kg/da), drog herba verimi (790.2, 690.5, 478.2 kg/da), drog yaprak verimi (533.1, 515.4, 334.8 kg/da) ve toplam uçucu yağ verimi (0.856, 0.364, 0.255 I/da) 50x50 cm bitki sıklığından elde edilmiştir. Genel olarak bitki sıklıklarının yapraktaki uçucu yağ oranı (% 0.067-0.158) üzerine bir etkisi görülmemiştir. Çalışmanın sonucunda, yüksek drog yaprak ve uçucu yağ verimi için 50x50 cm bitki sıklığının Bursa ve benzer ekolojilerde oğul otu tarımı için uygun olduğu sonucuna varılmıştır.Item Tohum çimlenmesi ve bitki büyümesi üzerinde etkili olan çevresel faktörler ve bazı ön uygulamalar(Uludağ Üniversitesi, 2010) Karakurt, Halil; Aslantaş, Rafet; Eşitken, AhmetBitki yetiştiriciliğinde ilk aşama tohum ekimi ve çimlendirilmesidir. Bu işlemden sonra tohum çimlenmesinin başlaması ve devam etmesi farklı bitki tür ve çeşitlerin tohumlarının niteliği ve özel isteğine göre değişmekle birlikte önemli çevresel faktörlerin (su, sıcaklık, oksijen ve ışık) istenen seviyede ortamda bulunmasına bağlıdır. Bunun yanı sıra, tohum ekiminden sonra çeşitli teknik hatalar ve tohumun iç ve dış yapısından kaynaklanan çeşitli faktörler nedeniyle çimlenme ve fide çıkışında gecikme veya çimlenmenin oluşmaması gibi olumsuzluklar ile karşı karşıya kalınmaktadır. Bu çalışmada tür ve çeşitlere göre değişmekle birlikte tohumların çimlendirilmesi için uygun ortam oluşturmak veya kontrollü şartlarda tohum çimlenmesini ve buna bağlı olarak dolaylı şekilde bitki büyümesini olumlu yönde etkileyen çeşitli uygulamalar (osmo ve hidro priming, düşük ve yüksek sıcaklık uygulamaları, çeşitli bitki büyümesinde etkili hormon uygulamaları, su ile ıslatma ve kurutma uygulamaları, bazı kimyasala maddeler ile uygulama, sıvı ekim uygulaması, bu uygulamaların kombinasyonları ve diğer bazı özel uygulamalar gibi) ve konuda yapılmış araştırmalarda kullanılan özel teknikler ve elde edilen sonuçlar değerlendirilmiştir. Bunun yanı sıra çeşitli canlılar üzerinde olumsuz etkisi bilinen bazı maddelerin (sigara dumanı, fenol, naftanol gibi) tohum çimlenmesi ve bitki gelişimi üzerine etkileri de ele alınmıştır.