Uludağ Arıcılık Dergisi / Uludağ Bee Journal
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11452/5061
Browse
Browsing by Language "tr"
Now showing 1 - 20 of 188
- Results Per Page
- Sort Options
Item Açılış: Uludağ Arıcılık Derneği(Uludağ Üniversitesi, 2001) Aydın, Levent; Uludağ Üniversitesi.Uludağ Arıcılık Dergisi'nin ilk sayısını çıkarmış bulunmaktayız. Amacımız hem sizlere yardımcı olmaya çalışmak hem de bu dergi aracılığıyla bir iletişim ağı kurarak birbirimizle iletişimimizi geliştirmektir. Hızla gelişen ve küreselleşen dünyamızda her konuda olduğu gibi Arıcılık konusunda da çok önemli gelişmeler olmaktadır. Ülkemiz değişik arı ırkları, çeşitli bitki türleri ve farklı ekolojik bölgelere sahip olması nedeniyle Arıcılık konusunda büyük bir potansiyele sahip olmasına rağmen ne yazık ki istenilen seviyeye ulaşamamıştır. Bunun en önemli nedenlerinden biri Arıcılık konusunda çalışan Bilim Adamları ve Üreticiler arasında yeterli iletişim ve işbirliği olmamasıdır. İşte bu yüzden biz Uludağ Arıcılık Derneği olarak sözünü ettiğimiz işbirliği ve iletişim konusundaki sorunların aşılabilmesi için, önce Marmara Bölgesi içerisinde, sonra tüm yurtiçi ve daha sonra yurtdışıyla da bağlantılar kurmayı amaçlıyoruz. Bu yüzdendir ki bir süre önce, Bursa ve civar illerde bulunanlar başta olmak üzere arıcılıkla uğraşan kişilerle (arıcılar, akademisyenler, öğrenciler) bir dernek kurulması konusunda fikir birliğine ulaşıldı ve bunun sonucunda da derneğimiz Nisan-2000 tarihinde kurulduItem Alginat-Propolis Mikrokapsüllerin in vitro sindirim sisteminde salınımının ham propolis ile kıyaslanması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-09-15) Keskin, Merve; Keskin, Şaban; Kolaylı, SevgiPropolis, reçinemsi, suda az çözünen vizkoz, yapışkan, keskin kokulu doğal bir karışımdır. Reçinemsi yapısından dolayı ham propolisin biyoyararlılığı düşük olup, propolis çeşitli çözücüler ile muamele edilmekte ve ekstraktları halinde tüketilmektedir. Ekstrakt elde edilmek için bilinçsizce kullanılan çözücüler nedeniyle insan sağlığı tehlikeye sokulmaktadır. Çözücülerin olumsuz etkilerini ortadan kaldırabilmek için, çözücü bağımsız propolis yüklü alginat kapsüller elde edildi. Bu kapsüllerin in vitro sindirim sisteminde zamana bağlı olarak salınım oranlarının değişimi tespit edildi. Aynı şartlar altında ham propolisin salınım miktarı ile kıyaslandı. Kapsüllerin pH 7,4’e propolis aktif bileşenlerinin %95’ inden fazlasını saldığı tespit edildi.Item Amerika birleşik devletleri’nde toplu arı ölümleri ve koloni çökme bozukluğu (KÇB) üzerine bir derleme(Uludağ Üniversitesi, 2007) Kandemir, İrfanBu derlemede son günlerde medyayı son derece meşgul eden ve arıcılar arasında tedirginlik yaratan koloni çökme bozukluğu derinlemesine incelenmektedir. Hastalığın ortaya çıkması, özellikle ABD’de konu ile ilgili araştırmalar ve gelişmeler, hastalığa yol açan etmenler, öngörüler ve yapılması gerekenler özetlenerek aktarılmaktadır. ABD dışındaki ülkelerde ve Türkiye’de söz konusu hastalık ve durumun tartışılıp ülkemiz arıcılarının bilgilendirilmesi ve tavsiyelerde bulunulması amaç edinilmiştir.Item Anadolu arısı (Apis mellifera anatoliaca)’nın bazı önemli özellikler(Uludağ Üniversitesi, 2017-11-05) Sıralı, Recep; Cınbırtoğlu, Şeref; Develi, Zeynep ŞebnemAnadolu arısı (Apis mellifera anatoliaca) Türkiye’deki en yaygın arı ırkıdır. Bu arı ırkı, kuzeydoğu ve güneydoğu bölgeleri hariç ülkenin orta kısımlarındaki yerli arı popülâsyonunu oluşturmaktadır. Bu arı ırkı doğu arılarının bir dalı olarak sınıflandırılmıştır. Son zamanlarda yapılan genetik çalışmalar, bu bal arısı ırkının Doğu Avrupa arılarının bir dalı olduğunu doğrulamıştır. Renk, verim, morfolojik, fizyolojik ve davranış özellikleri bakımından büyük varyasyon gösteren Anadolu arısı, çeşitli bölgelere adapte olmuş birçok ekotipe sahiptir. Anadolu arı ırkının her ekotipi endemik çevresel koşullara sahip yaşam alanında farklı özellikler ortaya koymaktadır. Anadolu arı ırkının en yaygın ekotipleri Muğla arısı ve Orta Anadolu arısıdır. Anadolu arıları kirli sarı renkte ve küçük vücut yapısına sahiptir. İtalyan, Karniyol ve Kafkas arılarına oranla oldukça hırçın bir ırktır. Bu arı ırkı bazı çok iyi özelliklere de sahiptir. Nektar toplama, kışlama yeteneği ve oğul eğilimi yüksek fakat yağmacılık eğilimi düşüktür. Ayrıca kış döneminde az bal tüketen Anadolu bal arısı ırkı, uygun koşullarda hızlı gelişir. Besin durumuna bağlı olarak iyi larva besleme eğilimi Anadolu arısının önemli davranış özelliklerindendir. Bunlara ek olarak kovan içerisinde ilave petek örme ve propolisi fazla taşıyıp kullanma gibi arzu edilmeyen özelliklere sahiptir.Item Anadolu’nun farklı illerinden toplanan propolis örneklerinin kimyasal karakterizasyonu(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-04-29) Keskin, Şaban; Yatanaslan, Levent; Karlıdağ, SemiramisPropolis; bal arılarının bitkilerin farklı kısımlarından topladıkları reçineleri işleyerek kovanlarında depoladıkları viskoz yapışkan reçinemsi bir maddedir. Bu reçinemsi madde arıcılar tarafından farklı tekniklerle hasat edilerek ham propolis olarak endüstriye arz edilmektedir. Endüstrinin içeriği bilinen, belirli standartlarda propolis ürünleri üretebilmeleri adına bölgelerin propolislerinin balsam, toplam fenolik madde, kimyasal kompozisyon gibi kalite parametreleri açısından ortaya koyulması gerekmektedir. Bu çalışmada Marmara bölgesi ve civarındaki bazı illerden elde edilen propolis örnekleri analiz edilerek belirli özellikleri aydınlatıldı. %70’lik etanol ile hazırlanan propolis ekstraktları analize tabi tutuldu. Etanolde çözünen kısım olarak tanımlanan balsam miktarı gravimetrik olarak tayin edildi. Toplam fenolik madde miktarı Folin-Ciocalteu yöntemine göre belirlendi. Ekstraktların kimyasal kompozisyonu Gaz Kromatografisi-Kütle Spektrometresi (GC-MS) metoduyla aydınlatıldı. Analiz edilen örneklerin balsam oranlarının %35 ile %72 arasında değiştiği tespit edildi. Ekstraktların toplam fenolik madde miktarının 28 ile 80 mg gallik asit eşdeğeri (GAE)/ mL aralığında olduğu belirlendi. GC-MS ile yapılan içerik analizinde, propolis ekstraktlarının uçucu bileşenler, fenolik asitler/flavonoidler, terpenik bileşikler, serbest yağ asitleri ve esterleri ve organik asitleri ihtiva ettiği görüldü. Örneklerin kimyasal bileşiminin kavak tipi propolis ile yüksek benzerlik gösterdiği görülmekle birlikte farklı bitkisel kaynaklardan bileşenleri de içerdikleri tespit edildi.Item Ankara’daki tozlaştırıcı arılardan halictidae (apiformes: apoidea: hymenoptera) familyası üzerine faunistik çalışmalar(Uludağ Üniversitesi, 2007) Dikmen, Fatih; Çağatay, NeşeTozlaştırıcı arılar, Apoidea üst familyası üyesi Apiformes grubu içinde yer alan arı familyalarını içerir. Türkiye’de balarıları ve bombus arıları dışındaki tozlaştırıcı arılar ile ilgili çok az çalışma vardır. Bu çalışmada tozlaştırıcı arılardan Halictidae familyası ele alınmış, Ankara ve çevresinden 6 cinse ait 17 tür saptanmıştır. Türlerin ziyaret ettikleri bitkiler, Ankara, Türkiye ve Dünya yayılışları verilmiştir. Bu tipteki öncü faunistik ve sistematik çalışmaların artması ile ülkemizde tozlaştırıcı arıların tarımda ve ekosistem yönetiminde kullanılabilirliği de artacaktır.Item Api turizm’in Türkiye’deki yeri ve önemi(Uludağ Üniversitesi, 2018-02-10) Suna, BelmaTurizm, önceden sadece dinlenmek ve deniz, kum, güneş üçlüsünden faydalanmak şeklinde algılanmakta ve bu doğrultuda gerçekleştirilmekteydi.Günümüzde ise turizm, kapsam ve uygulama bakımından çok farklı yönlerde gelişme göstermiştir.Bunun sebebi, insanların deniz-kum-güneş üçlemesine olan bakış açısının değişmesidir.Turizm politikaları doğrultusunda ortaya çıkan sürdürülebilir turizm kavramı beraberinde eko turizm, alternatif turizm, özel ilgi turizmi, yeşil turizm, doğa ve kültür turizmi, kırsal turizm gibi turizm türlerinin ortaya çıkmasını sağlamıştır.Bu bağlamda Türkiye, 2016 yılı itibariyle arı yetiştiriciliğinde dünyada ilk 4 ülke arasında yer almaktadır (Bölgesel Arıcılık Ağı Analiz Raporu, 2017). Bu ise ülkemizde api turizmin uygulanabilirliği fikrini ortaya çıkarmaktadır. Bu araştırmanın amacı, api turizmin genel turizm kapsamı içinde yerinin belirlenmesidir. Diğer taraftan arıcılığın yoğun olduğu ülkemizin çeşitli bölgelerinin api turizm merkezi haline getirilmesi konusunda bir farkındalık yaratmak araştırmanın bir diğer amacını oluşturmaktadır. Bu araştırma api turizmin yeri ve Türkiye için önemini belirtmek amacıyla hazırlanmış bir derleme çalışmasıdır.Item Apiterapi(Uludağ Üniversitesi, 2001) Çakmak, İbrahim; Uludağ Üniversitesi.Apis mellifera latince bal arısının bilimsel adıdır. Api kelimesi Apis'den gelmekte olup, arı anlamında, terapi, tedavi-koruma-kontrol anlamındadır. Apİterapi bilirnde yeni bir disiplin olup 1990' lı yıllarda hızla büyümeye ve önem kazanmaya başlamıştır. Bu bilim dalı, arı ürünlerinin insanlarda beslenme bozuklukları, eksiklikleri ve tıpta hastalıkların tedavisinde nasıl kullanılacağını araştırmaktadır. Arı ürünlerine bilimsel çalışma ve araştırmalarla desteklenmeden hangi amaçla, nasıl, nerelerde kullanılacağını bilmeden mucize ilaçlar gibi sarılmak yanlıştır.Item Apiterapi: 1. arı zehri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-12-17) Altıntaş, Levent; Bektaş, NeslihanArıcılık, ülke ekonomisine katkı sağlayan önemli bir yetiştiricilik alanıdır ve arıcılıktan elde edilen ürünler insan sağlığı açısından büyük bir öneme sahiptir. Geçmişten günümüze arı ürünleri besin maddesi olarak değerlendirildiği gibi, içerdiği etkin maddeler sebebiyle tedavi amacıyla da kullanılmıştır. Apiterapi diye de nitelendirilen bu uygulama alanı incelendiğinde, arı zehrinin ayrı bir öneme sahip olduğu dikkati çeker. Apitoksin olarak da bilinen arı zehri; arının karın boşluğunda yer alan zehir bezlerinde üretilen ve biyolojik olarak birçok etkisi (immun sistem, merkezi ve çevresel sinir sistemi, kardiovasküler sistem, antibakteriye!, fungusit, antiviral, antiinflamatuvar, antiartrit, antikanser, yara iyileştirici etki gibi) bulunan bir maddedir. Hazırlanan bu derleme kapsamında; arı zehrinin; fiziksel ve kimyasal özellikleri, biyolojik etkileri, üretimi ve kullanımına yönelik özet bilgi verilmesi amaçlanmıştır.Item Ardahan yöresinde bal arısı (Apis mellifera L.) kolonilerinde kışlama kayıpları ve muhtemel sebepleri üzerine bir anket(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-07-20) Cengiz, Mahir Murat; Yazıcı, KemalArdahan yöresindeki gezginci ve sabit arıcılara uygulanan anket sonuçlarının değerlendirildiği araştırmada, arıcılık işletmelerinin sonbahar bakım ve kontrolleri, kışlatma ve hastalıklarla ilgili özellikleri incelenmiştir. Yöredeki arıcıların %90.60’ının sonbahar yemlemesi yaptığı, sonbahar beslemesinde çoğunlukla şeker şurubunu %57.75 kullandıkları ve bal şurubu ile besleme yapmanın pek yaygın olmadığı anlaşılmaktadır. Anket sonuçları Ardahan yöresindeki arıcıların sonbahar dönemindeki ana arı kontrolü ile varroa mücadelesi konularında duyarlı olduklarını göstermektedir. Yörede gezginci arıcıların büyük bir çoğunluğu (%67.65) kışlatma kayıplarının %10 ve daha az olduğunu bildirirken, sabit arıcılar %54.95 oranında kışlatma kayıplarının %10-19 arasında olduğunu belirmişlerdir.Item Arı poleni proteinleri ve fonksiyonel özellikleri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-09-22) Bakkaloğlu, ZeynepBal ve arı ürünlerinden biri olan polen arılar için önemli besin kaynaklarındandır. Polen özellikle ergin, yaşlı ve larva dönemindeki arıların beslenmesinde protein, vitamin ve mineral madde gibi ihtiyaçlarının karşılanması için kullanılmaktadır. Polen içerisindeki protein oranı ile arıların beslenmesinde temel protein ihtiyacını karşıladığı için kovana yeterli düzeyde alınmalı ve uygun şartlarda depolanmalıdır. Arı poleni insan sağlığı için besleyici ve terapötik özelliklere sahiptir. Apiterapide, ilaç sanayinde, gıda endüstrisinde, arı yetiştiriciliğinde, hayvan yemi olarak, kozmetik sanayinde ve polinasyon çalışmaları gibi geniş bir kullanıma sahip arı poleninin fonksiyonel etkileri henüz tam olarak bilinememektedir. Arı poleninin teknik açıdan fonksiyonel gıda maddesi olarak olası kullanımı, fiziksel, kimyasal ve teknofonksiyonel özelliklerinin bilinmesine bağlıdır. Ancak arı polenlerinin çeşitli alanlarda kullanımında bu etkileri gözardı edilmektedir. Bunun nedeni arı polenlerinin toplandığı mevsim ve bölgeye bağlı olarak protein içeriğinin değişmesi ve bu değişimin polen proteinlerinin fonksiyonel özellikleri üzerine etkilerinin net şekilde ortaya konmamasıdır. Bu derleme ile literatür bilgileri ışığında, arı poleni proteinleri ve sahip oldukları fonksiyonel özelliklere temel oluşturulmuş ve daha fazla araştırma yapılmasına dikkat çekilmesi hedeflenmiştir.Item Arı poleni ve arı ekmeği(Uludağ Üniversitesi, 2015-07-03) Silici, SibelPolen ve nektar balarısının (Apis mellifera L.) beslenmesi için gerekli bileşenlerdir. Nektar bal arıları için karbonhidrat sağlarken polen protein, lipit ve vitamin sağlar. Tarlacı işçi arılar tarafından toplanan polen bal arısı sekresyonları ile birleştirilir. Polen sepetine (korbikula) doldurulduktan sonra bozulmasını önlemek için ince bir tabaka bal ve balmumu ile kaplanır. Zamanla bu karışım farklı enzimler, mikroorganizmalar, nem ve sıcaklığın etkisiyle bir takım biyokimyasal değişikliklere uğrar. Kimyasal olarak değişikliğe uğramış bu polen “arı ekmeği” olarak adlandırılmaktadır. Arı ekmeğinin kimyasal kompozisyonu polenden farklıdır. Arı ekmeği bitki polenine göre daha yüksek oranda K vitamini, indirgenmiş şeker ve sindirim enzimleri içermektedir. Mevcut literatüre göre arı poleni ve arı ekmeği inasan beslenmesi için önemli olan ve vücutta sentezlenemeyen çoklu doymamış yağ asitlerinin (PUFA) iyi kaynağıdırlar. Bununla birlikte özellikle arı ekmeği konusunda bilimsel araştırma sayısı azdır ve bu konuda çalışmalara ihtiyaç vardır.Item Arı poleninin bazı fiziksel, fonksiyonel ve kimyasal özellikleri ve biyolojik etkileri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-08-22) Eşerler, Sude; Vardarlı, Sevilay; Savaş, Güliye; Mutlu, CerenBal arıları çiçekli bitkilerden topladıkları polenleri ağız salgıları ve bitki nektarları ile karıştırarak arı poleni üretmektedir. Arı polenleri gelişiminin ilk dönemlerinde olan arı larvalarının beslenmesi amacıyla kullanılırken aynı zamanda arıcılar tarafından kovan girişlerine yerleştirilen polen tuzakları ile toplanıp işlenerek insanlar tarafından da tüketilmektedir. Bileşiminde su, karbonhidratlar, proteinler, aminoasitler, lipitler, yağ asitleri, karotenoidler, fenolik bileşikler, enzimler, vitaminler ve mineraller bulunan arı poleninin sağlık açısından antimikrobiyal, antioksidan, antikanser ve antiinflamatuar özellikler gibi birçok olumlu etkisinin bulunduğu belirtilmiştir. Zengin besinsel özellikleri ve sağlık etkileri nedenleriyle doğrudan tüketilebilen arı poleni bunların yanı sıra çözünürlük, su ve yağ tutma kapasitesi ve emülsifikasyon gibi gıda teknolojisi açısından önemli fonksiyonel özellikleri nedeniyle de farklı gıdalara bileşim unsuru olarak ilave edilmektedir. Bununla birlikte giderek artan sağlıklı beslenme bilinci ve alternatif doğal ürünler arayışına olan eğilim diğer arıcılık ürünlerine olduğu gibi arı polenine olan ilgiyi de artırmaktadır. Buradan hareketle ilgili çalışma arı poleninin bazı fiziksel, fonksiyonel ve kimyasal özellikleri ile metabolizma üzerindeki biyolojik etkileri ve gıdalarda kullanım imkanları hakkındaki bilgilerin derlenmesi amaçlanarak gerçekleştirilmiştir.Item Arı sütünün yapısı, insanlar ve arılar için önemi(Uludağ Üniversitesi, 2015-07-21) Akyol, Ethem; Baran, YavuzTürkiye gerek florası gerekse koloni varlığı ile iyi bir arıcılık potansiyeline sahiptir. Arılar hem bitkilerin tozlaşmalarını sağlamaları hem de ürünleri ile insanlar için büyük bir öneme sahiptirler. Arı sütü 6-15 günlük yaştaki işçi arıların kafalarındaki hypopharyngeal ve mandibular salgı bezlerinden salgıladıkları, ana arı ve genç larvaları besledikleri, beyaz-krem renginde, besin değeri çok yüksek kıvamlı bir gıda maddesidir. İşçi arılar ana arı ve genç larvaları arı sütü ile beslerler. Ana arı ile işçi arılar arasında genetiksel olarak hiç bir farklılık yoktur. Diploit larvalar; 3 günlük yaştan sonra nektarbal ve polen karışımı ile beslenirse işçi, arı sütü ile beslenirse ana arı olarak gelişir. Ana arılar 3-4 yıl işçi arılar ise 6-7 hafta kadar yaşarlar. İşçi arılar dişi olmasına rağmen yumurtalıkları gelişmemiştir ve yumurtlamazlar Kraliçe arıların yumurtalıkları mükemmel bir şekilde gelişmiştir ve günde 1500-2000 yumurta yumurtlarlar. Ana arı daha iri yapılı olmasına rağmen gelişmesini 16 günde, işçi arılar ise 21 günde tamamlarlar. İşçi ve ana arı arasındaki tüm bu farklılıkların yegane nedeni beslenme farklılıklarıdır. Arı sütünün arılar üzerindeki bu müthiş etkileri nedeniyle insanlar da kullanmaya başlamışlar ve kullanımı her geçen gün hızla yaygınlaşmaktadır.Item Arı ürünleri ve hayvan beslemede kullanımı(Uludağ Üniversitesi, 2017-10-29) Arslan, Aslıhan Sur; Birben, Nurgül; Seven, Pınar Tatlı; Seven, İsmailArıcılık aktivitelerinden bal, polen, propolis, arı sütü ve arı zehiri gibi ürünler elde edilmektedir. Bu ürünler, halk arasında birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır. Apiterapi adı verilen arı ürünleri ile tedavi yöntemleri son zamanlarda gelişme göstermektedir. Antibakteriyel, antiviral, antikanserojen, antioksidan, antiromatizmal v.b. birçok etkisi araştırılmış bu ürünler hayvan besleme konusunda da son zamanlarda ilgi görmektedir. Bilindiği gibi antibiyotiklerin yem katkı maddesi olarak kullanımının yasaklanması sebebi ile antibiyotiğe alternatif doğal ürünlerin kullanımı yaygınlaşmaktadır. Propolis, polen, arı sütü ve arı zehiri ile yapılan çalışmalar göstermektedir ki bu ürünler hayvanların yem tüketimini, canlı ağırlığını ve yemden yararlanma oranını artırarak performans üzerinde olumlu etkiye sebep olabilmektedir. Arı ürünleri gelişmeyi artırıcı bu özellikleri ile alternatif ürün olarak kullanılabilecek doğal ürünlerdir. Bu derlemede başta propolis olmak üzere polen, arı sütü ve arı zehiri gibi doğal ürünlerin hayvan beslemede etkisinin araştırıldığı çalışmaların derlenerek kullanımları hakkında bilgi verilmesi amaçlanmıştır.Item Arı ürünlerinin bilinirliği ve satın alınma sıklığı(Uludağ Üniversitesi, 2008) Bölüktepe, Filiz Eren; Yılmaz, Saffet; Uludağ Üniversitesi/Mustafakemalpaşa Meslek Yüksek Okulu.Bu çalışma ile tüketiciler tarafından arı ürünlerinin bilinirliği ve satın alma sıklığı arasındaki ilişkilerin incelemesi amaçlanmıştır. Çalışmada 485 tüketiciye uygulanan yüz yüze anket yöntemi ile veriler elde edilmiştir. Verilerin analizi sonucunda katılımcılar arasında balın bilinirliği %99.4, polenin bilinirliği %61.6, arı sütünün bilinirliği %52.8, balmumunun bilinirliği %46.4, arı zehrinin bilinirliği %16.3, propolisin bilinirliği ise %8.9 olarak tespit edilmiştir. Katılımcıların çoğunluğu tarafından balın 2 ya da altı ayda bir satın alındığı diğer arı ürünlerinin ise hiç satın alınmadığı belirlenmiştir. Arı ürünlerinden her birinin bilinirliği ile satın alınma sıklığı arasında anlamlı bir ilişki bulunmaktadır. Arı zehri ve propolis dışında diğer arı ürünlerinin bilinirliği eğitim düzeyine göre farklılık gösterirken arı zehri dışında diğer arı ürünlerinin bilinirliği ise gelir dağılımına göre farklılık göstermektedir.Item Arı ürünlerinin karaciğer hasarını önlemedeki rolü nedir?(Uludağ Üniversitesi, 2012) Saral, Özlem; Kolaylı, SevgiKaraciğer, anatomik, fizyolojik ve biyokimyasal rolü nedeniyle toksik madde ve ilaçlara sıkça maruz kalan ve tüm zehirsizleştirme mekanizmalarının yer aldığı bir organdır. Karaciğer genellikle detoksifiye edici bir organ olduğundan dolayı bazı kimyasal madde ve ilaçlar karaciğerdeki harabiyeti artırmaktadırlar. Bu sebeple günümüzde çok yaygın olarak karşımıza çıkan akut ve kronik hepatitler ve siroz hastalıklarının tedavisinde doğrudan ilaç kullanımı mümkün olamamaktadır. İnterferon adlı vücudun kendi ürettiği madde dışında karaciğer hasarlarını önlemede en etkili yöntem doğal ürünlerle tedavidir. Bu amaçla eşek dikeni adı verilen (Silybum marianum) bir bitkiden elde edilen silimarin ve silibinin yaygın kullanılan doğal ürünlerdir. Ayrıca literatürde doğal ekstreler ile hepatit hastalığını önlemeye yönelik deney hayvanları çalışmaları bildirilmektedir. Son yıllarda arı ürünleri ile yapılan uygulamaların etkili olduğu ve özellikle polen, propolis, bal ve arı sütü ile hepatit hastalığının önlenmesi üzerine araştırmalar yoğunlaşmıştırItem Arıcılığa başlarken(Uludağ Üniversitesi, 2001) Çakmak, İbrahim; Uludağ Üniversitesi.Aneılığın en önemli koşulu bal arısını tanımak ve sevmekten geçmektedir. Zaten bal arısı ile çalışmanın temel koşulu anya nazik ve sevecen davranmaktır. Hızlı ve sert hareketler arıları kızdırır ve alarm sinyalİ verirler. Arıcılığa yeni başlayan amatör arıcılarımızın arı biyolojisini iyi öğrenmeleri gerekmektedir. Aksi takdirde bilimsel temeller üzerine oturmamış bilgiler ve tecrübeler kolay yıkılır ve çoğu zaman yanıltıcı olur. Arıcılıkta beklenen ve istenen başarıya ulaşmak için her konuda olduğu gibi temelin iyi atılması gerekmektedir. Başarısızlıkları, şanssızlık veya kötü hava koşullarına bağlamak kolay bir kaçamaktır. İklim koşulları arıcılıkta ve diğer tarım sektörlerinde önemlidir. Fakat arıcılarımızın her fırsatta verimsizliği hava koşullarına bağlaması aneılığın temellerinin bilimsel esaslar üzerine kurulmamasından ve bilgisizlikten kaynaklanmaktadır.Item Arıcılığımızın dünü, bugünü ve arıcılıktaki gelişmeler(Uludağ Üniversitesi, 2001) Kaftanoğlu, OsmanÜlkemiz ekolojik ve genetik zenginliği, koloni sayısı ve işgücü olanakları bakımından büyük bir arıcılık potansiyeline sahiptir. Bu potansiyelden yararlanmak üzere son yıllarda arıcılık sektöründe önemli yatırımlar yapılmakta ve bilimsel ve teknik altyapısı geliştirilmeye çalışılmaktadır. Cumhuriyetin kuruluşundan beri modern kovan kullanımı teşvik edilerek aneılığın geliştirilmesi ve ülke çapında yaygınlaştırılması amaçlanmıştır. Ankara'da bir Arıcılık Araştırma Enstitüsü ve bazı illerde ve ilçelerde Arıcılık Üretme İstasyonları kurulmuş, Tarım Bakanlığı ve Orman Bakanlığı' nın çalışmalan ile koloni sayısında ve modern kovan kullanımı konularında önemli çalışmalar yapılmış ve Türkiye koloni sayısı 4 milyonu aşarak dünyada 3. veya 4. sıraya yerleşmiştir. Bütün bu çalışmalara ve gelişmelere rağmen arıcılık konusunda bilimsel altyapının zayıf olması nedeniyle kurulan enstitü ve üretme istasyonları verimli olarak çalışamamış, isimleri veya yerleri değiştirilmiş, buralarda çalışacak arıcı bilim adamı veya araştırıcılar olmadığı için sorunlara çözüm getirilememiş, arıcılığımız da beklenen veya istenen düzeye ulaşamamıştır.Item Arıcılık açısından arıotu (Phacelia tanacetifolia Bentham) bitkisinin önemi ve bu konuda ülkemizde yapılan çalışmalar(Uludağ Üniversitesi, 2002) Kumova, Ulviye; Korkmaz, AliTürkiye'de arıcılar kolonilerini geliştirmek amacıyla bal üretim dönemi öncesi, erken ilkbaharda Akdeniz sahil kesiminde kışlatmaları ve göçer arıcılık sistemini benimsemeleri üretimin temel prensibini oluşturmaktadır. Arılar için narenciye, meyve, yem bitkileri alanları ve meralar başlıca besin kaynaklarıdır. Ancak bu bitkilerin tarımının monokültür şeklinde çok geniş alanlarda yapılmasına karşın, çiçeklenme dönemlerinin kısa süreli oluşu, sürdürülebilir arıcılık faaliyetlerini kısıtlamaktadır. Bu nedenle arılar için besin kaynağı olabilecek yeni bitkilerin yetiştirilmesi önem kazanmaktadır. Arılık çevresinde bal üretim dönemi girilmeden önce erken ilkbaharda fazelya yetiştirilmesi, arı kolonilerinin gelişimine önemli düzeyde etkili olmaktadır. Çukurova Bölgesinde bitkilerin monokültür şeklinde yetiştirilmesi ve çiçekli dönemlerinin sınırlı olması; tarımsal alanların yoğun olarak işlenmesi sürekli polen ve nektar kaynağına bağımlı bal arıları için elverişli bir ortam oluşturmamaktadır. Bu açıdan bölgede erken ve geç ekimi (15 Ekim-30 Kasım) yapılabilen fazelya, çiçeklenmenin yetersiz olduğu mart-mayıs aylarında bal arıları için önemli bir nektar-polen kaynağı olabilecek ve kışlık ara ürün olarak yetiştirilebilen çok yönlü kullanım alanlarına sahip bir yem bitkisi konumundadır. Bu özelliği ile fazelya, ülkemizde çok iyi gelişme göstermekte, çiçeklenme süresinin uzun ve çiçek yoğunluğunun yüksek düzeyde bulunması nedeniyle bal arılarını çekici bir bitki olarak öne çıkmaktadır.