1984 Cilt 3 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/15377
Browse
Browsing by Rights "info:eu-repo/semantics/openAccess"
Now showing 1 - 13 of 13
- Results Per Page
- Sort Options
Item Akkeçilerde erken kastrasyonun süt içme dönemindeki büyüme performansına etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1984) Akman, Numan; Tuncel, Erdoğan; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Zootekni Bölümü.Erken kastrasyonun süt içme dönemindeki büyüme performansına etkisi araştırmak amacıyla A. Ü. Ziraat Fakültesinde 1982 doğum mevsiminde doğan ve doğum tipine göre gruplara ayrılan Akkeçi oğlaklarının rastgele seçilen bir grubu kastre edilmiştir. Böylece oluşturulan erkek, dişi ve kastra oğlak gruplarına aynı bölmelerde 100 gün süreyle ve belirli miktarda süt içirilmiş , ayrıca 2. haftadan başlıyarak kuru ot ve kesif yeme alıştırılmışlardır. Haftada bir yapılan tartım ile saptanan değerlerin analizi sonucu 8 . haftaya kadar gruplar arasında gelişme hızı yönünden bir farklılık olmadığı, 10. haftadan sonraki gelişme hızının erkek ve kastralarda farklı olmamasına karşılık her iki grubun dişilerden önemli düzeyde üstün gelişme hızı gösterdikleri ve bu üstünlüklerini deneme sonu olan 15. haftaya kadar sürdürdükleri anlaşılmıştır. Bazı önemli vücut ölçüleri de belirlenmiş ve sonuç olarak erken kastrasyonun süt içme döneminde büyüme performansına herhangi bir olumsuz etkisinin olmadığı saptanmıştır.Item Ankara kıraç koşullarında bazı yonca çeşitlerinin verim ve önemli tarımsal özellikleri(Uludağ Üniversitesi, 1984) Ekiz, Hayrettin; Karagöz, Alptekin; Açıkgöz, Esvet; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarla Bitkileri Bölümü.Bu çalışma Ankara koşullarında, ABD ve Kanada kökenli 12 yonca çeşiti ile yerli Kayseri ve Bilensoy-82 yonca çeşitlerini verim ve diğer bazı tarımsal özellikler yönünden karşılaştırmak amacı ile yapılmıştır. İki ayrı alanda sürdürülen çalışmalarda, yabancı yonca çeşitlerinin ilkbaharda geç büyümeye başladıkları, genellikle daha kısa ve yatık geliştikleri görülmüştür. Denemeye alınan bazı yonca çeşitlerinin kuru ot verimi, hamprotein oranı ve verimi yönünden yerli çeşitlerimizden daha üstün oldukları saptanmıştır. Bu çalışmaların sonucunda, denemelerin sürdürüldüğü ekolojik alanlarda Algonquin, Rangelander, Ranger ve Ladak-65 yonca çeşitleri üzerinde önemli durulması gerektiği anlaşılmıştır.Item Astor karanfil çeşidinin bazı kimyasal madde uygulamaları ile vazoda dayanma süresinin saptanması üzerine bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 1984) Mengüç, Ahmet; Türk, Rahmi; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi.Kesme çiçek üretiminin ulusal ekonomiye beklenen katkıyı sağlayabilmesi, ülkesel ölçeklerde geliştirilen derim, derim sonrası uygulamaları ve depolama-ulaşım teknikleri ile yakından ilgili bulunmaktadır. Yapılan bu araştırmada ; Astor karanfil çeşidi çiçeklerinde ve vazo ömrünü uzatmak amacıyla derimden 3 saat ve 2 gün sonra olmak üzere sırasıyla 2 mM ve 4 mM Gümüş tiyosülfat ile Şeker + Vapor Guard uygulamaları denenmiştir. Elde edilen analiz sonuçlarına göre, derimden 3 saat sonra gerçekleştirilen 2 mM Gümüş tiyosülfat uygulaması anılan karanfil çeşidinde vazo ömrünü tanığa göre yaklaşık 8 gün daha uzatmıştır. Bir başka ifadeyle yapılan bu uygulama ile Astor karanfil çeşitlerinin çiçekleri normal oda koşullarındaki bir vazoda 15 gün kadar canlılıklarını koruyabilmişlerdir. Derimden iki gün sonra yapılan aynı uygulamalarda ise çiçeklerin vazo ömrünün kısa olduğu saptanmıştır.Item Bazı yerli ve yabancı adi fiğ (Vicia sativa L.) çeşi̇tlerinin kıraç ve sulu koşullarda ot ve tane verimi üzeri̇nde araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1984) Çelik, Necmettin; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarla Bitkileri Bölümü.Araştırmalar, 1970- 71 yıllarında Erzurum'un kıraç ve sulu koşullarında ot ve tane verimi yüksek adi fiğ çeşitlerini saptamak amacı ile yapılmıştır. Çalışmalarda 10'u yerli 4'ü yabancı toplam 14 fiğ çeşidi kullanılmıştır. Araştırmaların yürütüldüğü koşullarda ve deneme yıllarında ot, tane ve sap verimleri yönünden çeşitler arasında önemli farklılıklar saptanmıştır. Genel olarak yerli çeşitlerin ot ve tane verimi bakımından daha üstün oldukları görülmüştür. Çeşitlerin kıraçtaki verim değerleri ile suludaki verim değerleri arasında %1 düzeyinde önemli ilişkiler bulunmuştur. Bu sonuç, çeşitlerin sulu ve kıraç koşullardaki verim güçleri arasında önemli bir paralellik bulunduğunu vurgulamaktadır. Araştırma sonuçlarına göre, Erzurum yöresi ve benzer iklim bölgelerinin kıraç ve sulu koşullarında ot ve tane üretimi için Kara Elçi adi fiğ (Vicia sativa L.) çeşidi önerilmiştir.Item Bursa ilinde Elma içkurdu [Cydia pomonella (L.), Lepidoptera: Olethreutidae] ergin uçuşlarının incelenmesinde cinsel çekici bir feromon'un (Atrapom) kullanılma olanakları(Uludağ Üniversitesi, 1984) Kılınçer, Neşet; Kovancı, Bahattin; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Bitki Koruma Bölümü.Bursa ilinde 1983 yılında gerçekleştirilen bu çalışmada bir yandan Elma içkurdu [ Cydia pornonella (L.)] erginlerinin yakalanmasında cinsel çekici bir tuzağın etkinliği incelenmiş diğer yandan da cinsel çekici bu tuzak vasıtasıyla, seçilen iki elma bahçesinde, bu böceğin uçuş kurvesinin belirlenmesi üzerinde çalışılmıştır. Kullanılan sentetik cinsel feromon Atrapom [(8E, 10E) 8,10 dodecadien-1-ol] Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu ile Romanya Bilim Akademisi arasındaki işbirliği çerçevesinde Romanya'dan sağlanmıştır. Sentetik cinsel feromon (Atrapom) Bursa ilinde C. pomonella erginlerinin yakalanmasında çok etkili bulunmuş ve ergin populasyon yoğunluğunun tesbitinde ve zirai mücadelede tahmin ve erken uyarı çalışmalarında kullanılabileceği anlaşılmıştır. Bursa'da, 1983 yılında Elma içkurdu kelebek uçuşları 28 Nisan'da başlamış ve 10 Ekim tarihine kadar yani 166 gün süresince devam etmiştir. Bursa'da çalışmanın yapıldığı iki bahçede de 3 ana uçuş gözlenmiştir. Birinci uçuş 28 Nisan'da başlamış ve Haziran sonlarına kadar sürmüştür. İkinci uçuş Temmuz'un ilk günlerinde başlamış ve Ağustos'un ikinci yarısına kadar devam etmiştir. Nihayet, üçüncü uçuş Ağustos'un ikinci yarısında başlamış ve 10 Ekim 'de sona ermiştir. Diğer yandan Bursa 'nın 1983 yılı etkili sıcaklıkları hesaplandığıncia (10° C lik gelişme eşiğine göre) kışlayan dölün ilk kelebek uçuşları ile ikinci uçuş başlangıcı arasında 670,4 günderece ve ikinci uçuşun başlaması ile üçüncü uçuş başlangıcı arasında 619,9 günderece bulunduğu görülmektedir. Özet olarak 1983 yılında Bursa ilinde C. pomonella 3 döl vermiştir.Item Bursa ilinde şeftali güvesi (Anarsia lineatella Zell., Lepidoptera: Gelechiidae) erginlerinin yakalanmasında cinsel çekici bir feromon'un (atralin) kullanılma olanakları(Uludağ Üniversitesi, 1984) Kılınçer, Neşet; Kovancı, Bahattin; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi.Bursa ilinde 1983 yılında yapılan bu çalışmada Şeftali güvesi (Anarsia lineatella Zell.) erginlerinin yakalanmasında cinsel çekici bir tuzağın etkinliği incelenmiş ve üç şeftali bahçesinde bu tuzak vasıtasıyla bu böceğin uçuş kurvesinin belirlenmesi üzerinde çalışılmıştır. Kullanılan sentetik cinsel feromon (Atralin) Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu ile Romanya Bilim Akademisi arasındaki işbirliği çerçevesinde Romanya'dan sağlanmıştır. Atralin, A. lineatella erginlerinin yakalanmasında etkili bulunmuş ve ergin populasyon yoğunluğunun tesbitinde ve zirai mücadelede tahmin ve uyarı sisteminin geliştirilmesinde kullanılabileceği anlaşılmıştır. Bursa'da 1983 yılında Şeftali güvesi kelebek uçuşları 2 Mayıs'ta başlamış ve seçilen şeftali bahçelerine göre 162-169 gün devam etmiştir. Bu süre içinde 3 uçuş gözlenmiştir. Birinci uçuş 2 Mayıs'ta başlamış ve Haziran sonlarına kadar devam etmiştir. Ikinci uçuş Temmuz ayının ilk günlerinde başlamış ve Ağustos ayı ortalarına kadar sürmüştür. Nihayet, üçüncü uçuş Ağustos ayının 2. yarısında veya sonlarında başlamış ve Ekim ayının ortalarına veya sonlarına kadar devam etmiştir. Bursa ilinin 1983 yılı etkili sıcaklık toplamları hesaplandığında kışlayan dölün ilk kelebek uçuşları ile ikinci uçuş başlangıcı arasında 625,8 gün-derece ve ikinci uçuş başlangıcı ile üçüncü uçuş başlangıcı arasında 630,9 gün-derece bulunduğu görülmüştür. Bu sonuçlar A. lineatella 'nın Bursa ilinde 1983 yılında 3 döl verdiğini göstermektedir.Item Bursa Ovası ekolojik koşullarında Libelulla buğday çeşidinin azotlu ve fosforlu gübre i̇steğinin belirlenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1984) Katkat, A. Vahap; Çelik, Necmettin; Yürür, Nevzat; Kaplan, Mustafa; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Toprak Bölümü.; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarla Bitkileri Bölümü.Bu araştırma, Bursa Ovası ekolojik koşullarında Libelulla buğday çeşidinin azotlu ve fosforlu gübre isteğinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırmada azotlu gübre buğday verimini önemli derecede etkilemiş, buna karşın fosforlu gübrenin etkisi görülmemiştir. Fosforlu gübrenin verim üzerinde etkili olmaması araştırma topraklarının fosfor yönünden zengin olması ile açıklanmıştır. Azotlu gübreler başak boyu, başakçık sayısı, başaktaki tane sayısı ve 1000 tane ağırlığı üzerine % 1, bitki boyu üzerine ise % 5 düzeyinde etkili olmuştur. Araştırma sonuçlarına göre, araştırma alanı toprak koşulları ile benzer koşullara sahip yerlerde Libelulla buğday çeşidi yetiştiriciliğinde fosforlu gübre uygulamalarına gerek olmadığı, azotun ise 12 kg/da dozunun yeterli olduğu belirlenmiştir.Item Çanakkale bölgesi yağlık zeytinin sofralık siyah zeytine işlenmesinde uygun üretim yöntemlerinin belirlenmesi üzerinde bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 1984) Kılıç, Oğuz; Başer, Dilek; Başoğlu, Fikri; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarım Ürünleri Teknolojisi Bölümü.Bu çalışmada, Çanakkale bölgesi yağlık zeytinlerinden sofralık siyah zeytin üretimi olanaklarını araştırmak amacıyla üç ayrı yöntem uygulanmış ve fermantasyon sonrasında açık olan zeytin rengini koyulaştırabilmek üzere zeytinlerin bir kısmına demir tuzu ilave edilmiştir. Bu amaçla Çanakkale bölgesinden getirilen zeytinlerde fiziksel ve kimyasal analizler yapıldıktan sonra zeytinler gruplara ayrılmış; bir grup Gemlik Yöntemi, bir grup Ripe-Olive, diğer grup ise Çabuk Yöntemle işlenmiştir. Ripe-Olive Yöntemi ve Çabuk Yöntemde zeytinler alkaliyle muamele edildiğinden renkte açılma oluştuğundan bu yöntemlerle işlenen zeytinlerin birer grubuna rengi siyahlaştırmak amacıyla 150 mg/1 demir oksalat ilave edilmiştir. Alkaliyle muamele edilen zeytinlerin pH 'sı yükseldiğinden kalmış olabilecek alkaliyi nötrlemek ve laktik asit bakterilerine uygun çalışma ortamı sağlamak için % 0.35 oranında laktik asit ilave edilmiş tir. Elde olunan ürünlerde ham zeytinde yapılan fiziksel ve kimyasal analizler tekrarlanmış, salarnilrada pH ve asitlik tayini yapılmıştır. Sonuçta demir tuzu katılarak çabuk yöntemle işlenen Çanakkale yağlık zeytinlerinden daha sert, az tuzlu, hoş aromalı, düzgün yüzeyli, koyu renkli ve diğer yöntemlere göre daha kaliteli sofralık siyah zeytin elde edildiği saptanmıştır. Ripe Olive Yöntemiyle işlenen zeytinler hava oksidasyonu ile arzu edilen renk koyuluğuna erişememiş, demir tuzu ilave edildiğinde ise yeterli düzeyde koyu siyah renk oluşmuştur. Gemlik yöntemiyle işlenen zeytinlerde de benzeri durumla karşılaşılmış, elde olunan ürünün yemeklik kalitesi iyi olmakla birlikte yeterli siyah renk oluşması için demir tuzu eklenmesi gerekmiştir.Item Değişik azotlu gübrelerin kolza (Brassica napus ssp. oleifera)'da ürün miktarı ve tohumlardaki yağ oranı üzerine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1984) Özgümüş, Ahmet; Başoğlu, Fikri; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Toprak Bölümü.; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Gıda Bilimi ve Teknolojisi Bölümü.Orta Anadolu Yöresi'nde yaygın olarak yer alan Kahverengi Büyük Toprak Grubu'na ait bir toprak örneği ile yürütülen denemede, değişik azotlu gübrelerin ve azot miktarlarının kolzada tohum ve sap ürün miktarları ile tohumlardaki yağ oranı üzerine etkileri araştırılmıştır. Serada dört teşerrürlü olarak yürütülen denemede Amonyum sulfat (% 21 N), Amonyum nitrat(% 26 N) ve Üre (% 46 N) gübreleri kullanılmış ; topraklara azot 40, 80 ve 120 ppm N olmak üzere üç ayrı miktarda verilmiştir. Her üç gübre çeşidinde de azot miktarı arttıkça kolzada tohum ve sap ürün miktarları artış göstermiştir. Azotlu gübreleme sonucu tohumlardaki yağ oranı ise kontrola (hiç azot verilmeyene) göre dikkate değer ölçüde azalma göstermiştir. Özellikle en yüksek miktarda azot (120 ppm N) verilen saksılarda tohumlardaki yağ oranı en düşük düzeyde bulunmuştur. Buna karşın, azotlu gübre miktarı arttıkça toplam yağ ürün miktarında da artış görülmüştür. Fakat bu artış, tohum ürün miktarındaki artıştan ileri gelmiştir. Azotlu gübre çeşidinin tohum ve sap ürün miktarları üzerine etkisi istatistiksel olarak önemli bulunmuştur. Azotlu gübre çeşidinin tohumdaki yağ oranı ve toplam yağ ürün miktarı üzerine etkileri ise önemsiz olmuştur.Item Dişi, erkek ve erken kastra edilmiş Akkeçi oğlaklarında besi performansı üzerinde araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1984) Akman, Numan; Tuncel, Erdoğan; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Zootekni Bölümü.Erken kastrasyonun (1. hafta) besi performansına etkisini araştırmak amacıyla, 14 dişi, 12 erkek ve 10 kastra oğlaktan oluşan gruplar ayrı ayrı yerlerde günlük 250 g kuru ot ve sınırsız (ad libitum) kesit yemle besiye alınmışlardır. Doğumu izleyen 15. haftada başlayan deneme 43. haftada son bulmuş ve hayvanlar yaklaşık 10 aylıkken kesime sevk edilmişlerdir. Besi başı ağırlığı ortalama 16.96, 19.55 ve 19.14 kg olan dişi, erkek ve kastraların besi sonu canlı ağırlık ortalamaları sırayla 38.80, 39.40 ve 44.61 kg bulunmuştur. Yapılan istatistik kontrolda bu dönemde dişilerle erkekler arasında fark olmadığı kastraların ise her iki gruptan da önemli düzeyde ağır oldukları anlaşılmıştır (P < 0.01). Besi süresince ortalama günlük ağırlık artışları, dişi, erkek ve kastralarda sırayla 109.3, 100.1 ve 128.1 g bulunmuştur. Yapılan istatistik analiz sonunda bu değerler bakımından erkeklerle dişiler arasındaki fark önemsiz, kastralarla dişiler ve kastralarla erkekler arasındaki farklar ise önemli bulunmuştur (P < 0.05 ve P < 0.01). Erkeklerde eşeysel faaliyetin görülmeye başlandığı 26. haftadan başlayarak besi sonuna doğru günlük canlı ağırlık artışında düşmeler görülmüştür. Deneme başı olan 15. haftadan 26. haftaya kadar olan artışla, 26-43. hafta arasındaki günlük ağırlık artışı karşılaştırıldığında erkeklerde ortalama 85.1 g, kastralarda ise 49.1 gazalma tesbit edilmiştir. Dişilerin sözü edilen dönemlerdeki günlük ağırlık artışları arasında bir fark görülmemiştir. Araştırma sonuçlarına göre damızlık dışı bırakılacak erkeklerin erkenden kastra edilmesinin besi performansına olumlu etkisi olacağı sonucuna varılmıştır.Item Effecf of different growth regulators on bud burst and rooting in some fruit cuttings(Uludağ Üniversitesi, 1984) Eriş, Atilla; Soylu, Arif; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Bahçe Bitkileri Bölümü.In this study the effect of Naphtyl Acetic Acid (NAA), Ascorbic Acid (AA) and Indole Butyric Acid (IBA) on rooting of mulberry and fig cuttings; and besides, the effect of Alar (B-9), and Salicylic Acid (SA) on bud burst of some peach, cherry and pear cuttings were investigated. NAA (100, 200, 400 ppm) increased significantly both rooting percentage and root dry weight in the hardwood cuttings of Bursa Siyahı fig variety. Also it had the same effect on the root dry weight of Ichinose mulberry variety in the experimental year of 1985 . On the other hand, AA (100, 500, 1000, 2000 ppm) had no significant effect on rooting percentage and root dry weight of mulberry and fig cuttings. NAA (100, 200 ppm) had also increased root dry weight of Ichinose cuttings in 1986. But IBA did not show promoter effect on the rooting of the cuttings of both Ichinose mulberry and Bursa Siyahı fig varieties. Alar (2000, 4000 ppm) delayed first bud burst 1-4 days, and mean bud burst 2-6 days in peach, cherry and pear cuttings in 1985. SA (500, 1000, 2000 ppm) delayed first bud burst 1-2 days and mean bud burst 1-4 days in cherry and peach cuttings. Alar (2000, 4000, 8000 ppm) delayed first bud burst 1-4 days and mean bud burst 2-8 days and SA (4000 ppm) delayed first bud burst 0-2 and mean bud burst 3-7 days in pear cuttings in 1986. Neither Alar nor SA affected the total bud burst percentages in the two years of experiment.Item Pozantı'da saptanan afit predatörü Leucopis türleri(Uludağ Üniversitesi, 1984) Kovancı, Bahattin; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Bitki Koruma Bölümü.Afit predatörü Leucopis türleri üzerinde yapılan faunistik araştırmalar sırasında Pozantı (Adana) 'da 4 tür bulunmuştur. Bu türlerden Leucopis compacta Tanas. Türkiye için yeni kayıt niteliğindedir. Ayrıca diğer türler için yeni av ve konukçu bitkiler bildirilmiştir.Item Uludağ Üni̇versi̇tesi̇ Ziraat Fakültesi Uygulama ve Araştırma Çiftliği arazisinin toprak etüdü ve verimlilik durumu(Uludağ Üniversitesi, 1984) Ayla, Ferit; Güzel, İbrahim; Katkat, A. Vahap; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Toprak Bölümü.Bu araştırma U.Ü. Ziraat Fakültesi Uygulama ve Araştırma Çiftliği topraklarının daha uygun bir şekilde kullanılmaları için, bazı özelliklerinin belirlenmesi, bu özelliklere göre sınıflandırılması ve sınıflandırılmış bu toprakların haritalanması amacı ile yapılmıştır. Toprakları karakterize etmek için profil örneklerinde mekanik analiz, permeabilite, saturasyon, pH, toplam tuz, katyon değişim kapasitesi, kireç, organik madde, değişebilir sodyum, değişebilir potasyum, çözünebilir sodyum, çözünebilir kalsiyum, çözünebilir magnezyum, çözünebilir klor, çözünebilir karbonat ile bikarbonat iyonları belirlenmiştir. Ayrıca arazinin değişik yerlerinden alınan yüzey örneklerinde de verimlilik analizleri yapılmıştır. Arazi üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda 4 büyük toprak grubu belirlenmiştir. Bu büyük toprak grupları Vertisol, Rendzina, Kahverengi Orman Toprakları ile Aluviyal topraklardır.