Tıpta Uzmanlık / Specialization in Medicine
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/939
Yasal Uyarı ⚠️ Araştırmacılar, tezlerin tamamı veya bir bölümünü yazarın izni olmadan ticari veya mali kazanç amaçlı kullanamaz, yayınlayamaz, dağıtamaz ve kopyalayamaz. BUU Akademik Açık Erişim Web Sayfasını kullanan araştırmacılar, tezlerden bilimsel etik ve atıf kuralları çerçevesinde yararlanırlar.
Browse
Browsing by browse.metadata.sponsorship "Bursa Ataevler Verem Savaş Derneği"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Item Pulmoner tromboemboli olgularında anjiotensin konverting enzim gen polimorfizmi(Uludağ Üniversitesi, 2009) Yeşilkaya, Selma; Ursavaş, Ahmet; Tıp Fakültesi; Göğüs Hastalıkları Ana Bilim DalıPulmoner emboli (PE); tanı koyma yöntemlerindeki ilerlemelere karşınhalen tanı ve tedavideki gecikmelerden ötürü morbititesi ve mortalitesi yüksek olan bir hastalıktır. Anjiotensin konverting enzim (ACE) ise; pulmoner vasküler alanda üretilen ve pek çok akciğer rahatsızlığında değişik düzeylerde yükseldiği saptanan bir dipeptidazdır. Serum ACE düzeylerinin düzenlenmesinde ACE geni önemli rol oynar. ACE düzeylerinde kişiler arasında görülen bu değişkenlik özellikle ACE'nin genetik polimorfizmi nedeniyledir. Polimorfizmler DNA üzerinde hasara yol açmamakla birlikte, hastalık için predispozan faktörlerdir.Renin anjiotensin sisteminin fizyopatolojik etkileri hakkındaki çoğu çalışmanın arteriyel vasküler patoloji ile sınırlı olmasına rağmen, günümüzde venöz sisteminde etkilenebileceğini gösteren çalışmaların sayısı artmaktadır. Venöz tromboemboliye fibrinolizdeki bozuklukların yanısıra, renin anjiotensin sistemindeki değişikliklerin fibrinoliz sistemini inhibe etmesi de yol açar.Bu çalışmanın amacı pulmoner emboli hastalarında ACE gen polimozfizminin varlığının araştırılmasıdır. Böylelikle bu genetik değişikliğin hastalık için predispozisyon oluşturup oluşturmadığının belirlenmesi amaçlanmıştır.Çalışmamıza 73 hasta ve kontrol grubu olarak 73 sağlıklı birey alındı. Çalışmada izole edilen DNA'larda ACE I/D gen polimorfizmi belirlemek için PCR (Polymerase Chain Reaction) yöntemi kullanılarak genotipleme yapıldı. Agaroz jel elektroforezinde oluşan bantlara göre genotip tayini yapıldı. İstatistiksel değerlendirme Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyoistatistik Anabilim Dalı'nda SPSS 13.0 paket programı kullanılarak yapıldı.Hasta grubunda II genotipi oranı %17,8 ID genotipi oranı %39,7 ve DD genotipi oranı %42,5 olarak saptandı; kontrol grubunda II genotipi oranı %21,9, ID genotipi oranı %38,4 ve DD genotipi oranı %39,7 bulundu. II, ID ve DD genotipleri açısından hasta grubu ile kontrol grubu karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p>0,05).Bulgularımız ACE gen polimorfizmi ile pulmoner emboli gelişme riski arasında bir ilişki olmadığını göstermiştir; ancak, olgu sayısı sınırlı olduğu için bu sonuç daha geniş serili çalışmalarla desteklenmelidir.Item Tüberküloz hastalarında mannoz bağlayıcı lektin ve tümör nekrozis faktör-alfa gen polimorfizmlerinin araştırılması(Uludağ Üniversitesi, 2009) Cantepe, Esma Ceylan; Karadağ, Mehmet; Tıp Fakültesi; Göğüs Hastalıkları Ana Bilim DalıBütün dünyada önemini sürdüren bir enfeksiyon hastalığı olan tüberkülozun etkeni olan mycobacterium tuberculosis ile enfekte olan bireylerin hemen hemen tamamında enfeksiyon gelişmekte, ancak bu kişilerin %5-10 kadarında hastalık tablosu ortaya çıkmaktadır. Bu hastaların çok azında altta yatan bir risk faktörü tespit edilebilmektedir. Özellikle son yıllarda yapılan çalışmalar, bu durumdan sosyoekonomik faktörler, kalabalık yaşam ve malnütrisyon gibi çevresel faktörler kadar, konağa ait genetik faktörlerin de sorumlu olduğunu ortaya koymuş ve tüberküloza genetik yatkınlık oluşturan pek çok genetik faktör belirlenmiştir. Bunlar arasında mannoz bağlayıcı lektin ve tümör nekrozis faktör-alfa üzerinde de durulmaktadır. MBL, mycobacterilerin makrofajlara alınmasını sağlayan bir bağlayıcı protein olarak görev yapmaktadır. Bu nedenle düşük serum MBL düzeylerine neden olan fonksiyonel mutasyonların pulmoner tüberküloza yatkınlığı artırabileceği üzerinde durulmaktadır. TNF-α ise mycobacteri enfeksiyonlarının hem invivo hem de invitro kontrolünde rol oynayan önemli bir sitokindir. Bu çalışmanın amacı tüberküloz tanısı alan olgular ile sağlıklı kontrol grubunda TNF-α ve MBL gen polimorfizmi sıklığını karşılaştırarak, tüberküloz ile TNF-α ve MBL gen polimorfizmi arasındaki ilişkiyi ortaya koymaktır. Çalışmamıza 69 tüberkülozlu ve 70 sağlıklı birey dahil edildi. Çalışmada izole edilen DNA’larda MBL ve TNF-α A/G gen polimorfizmi belirlemek için PCR (Polymerase Chain Reaction) yöntemi kullanılarak genotipleme yapıldı. Agaroz jel elektroforezinde oluşan bantlara göre genotip tayini yapıldı. İstatistiksel değerlendirme Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyoistatistik Anabilim Dalı’nda SPSS 13.0 paket programı kullanılarak yapıldı. TNF-α genotip çalışmasında tüberküloz grubunda 0 kişide AA genotipi, %18.8 kişide GA genotipi, %81.2 kişide GG genotipi mevcuttu. Kontrol grubunda; %2.9 kişide AA genotipi, %11.4 kişide GA genotipi ve %85.7 kişide GG genotipi saptandı. MBL genotip incelemesinde ise tüberküloz grubunda %11.6 AA genotipi, %18.8 kişide GA genotipi, %69.6 kişide GG genotipi saptanırken, kontrol grubunda %17.1 kişide AA genotipi, %15.7 kişide GA genotipi ve %67.1 kişide GG genotipi bulundu. Her iki grup arasında MBL gen polimorfizmi açısından anlamlı bir farklılık gözlenmedi (p=0.614). Bulgularımız TNF-α ve MBL gen polimorfizmleri ile tüberküloz gelişme riski arasında bir ilişki olmadığını göstermiştir; ancak, olgu sayısı sınırlı olduğu için bu sonuç daha geniş serili çalışmalarla desteklenmelidir.