2003 Cilt 2 Sayı 3
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/20047
Browse
Browsing by Subject "Atatürk"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Item Atatürk ve Türk gençliği(Uludağ Üniversitesi, 2003) Türkmen, ZekeriyaGençlik, tanımlaması güç bir kavramdır. Gençlik; bedensel, zihinsel, ruhsal ve toplumsal anlamda bir gelişme, ergenleşme, olgunlaşma çağıdır. Millet hayatında gençliğin durumuna bakılacak olursa, gençlik dün ile bugün arasında köprü kurarak, istikbalde millet ve devletin geleceğini elinde bulunduracak olan kesimdir. Gençlik, ülkelerin aynı zamanda rejimlerinin ve geleceklerinin de teminat unsurunu oluşturur. Milletlerin yarınları, gençlerin müspet rolleriyle aydınlanır ve olumsuz tesirleriyle kararır, parlar yahut söner. ATATÜRK, Türk gençliğine büyük değer veren, gençliğin çağın en son eğitim teknik ve bilgileriyle donatılması gerçeğini ön planda tutan bir önderdir. Kurtuluş Savaşının başlangıç döneminden itibaren, Türk Gençliğine duyduğu güveni her zaman tekrarlamış; Türk Milletinin kaderini teslim alacak gençlerin yetiştirilmesinde özellikle öğretmenlere büyük görevler düştüğünü söylev ve demeçlerinde ifade etmiştir. ATATÜRK’ün fikir ve düşünceleri ışığında, akıl ve bilimi esas alarak çağın en gelişmiş teknik ve bilgileriyle donanarak eğitimini tamamlayan Türk gençliğinin omuzlarında, Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır.Item Atatürk ve yurtseverlik üzerine(Uludağ Üniversitesi, 2003) Yurtkuran, Mustafa; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı/Nefroloji ve Romatoloji Bilim Dalı.Mustafa Kemal Atatürk, bütün yaşamını ulusuna adamış bir önder ve büyük bir yurtsever olarak tarihin kaydettiği liderler arasında ön plana çıkmaktadır. O’nda var olan ulus ve yurt sevgisi Emperyalistlere karşı verdiği mücadelenin ve çağdaşlaşma ülküsünün itici gücünü oluşturmuştur. Yurtseverlik, pragmatik bir ideoloji ve bir kalkınma modeli olan “Atatürkçü Düşünce Sistemi”nin zemininde önemli bir yere sahiptir. Çünkü yurtseverlik olmadan Kurtuluş Savaşı kazanılamaz, Türk devrimi gerçekleştirilemez ve cumhuriyet devrimleri bu güne kadar taşınıp, dipdiri ayakta duramazdı. Bu nedenle yurtseverlik, “Atatürkçü Düşünce Sistemi” zeminindeki en önemli öğelerden biridir ve bunun kuvvetle vurgulanması gerekir. Bu bağlamda yurtseverliğin tarifini şu şekilde yapabiliriz: Yurtseverlik: Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk milletinin geleceği ve gelişimi için hiçbir karşılık beklemeden koşulsuz ve kısıtlamasız çaba sarf etmek ve bunu yaşam biçimi haline getirmektir. Yurtseverlik bir yaşam biçimidir. Atatürk büyük bir yurtsever olarak ulusuna hizmeti yaşam tarzı olarak kabul etmiş ve bunu en zor koşullarda dahi uygulamakta bir an olsun tereddüt göstermemiştir. Yukarıda da vurgulandığı gibi yurtseverlik, “Atatürkçü Düşünce Sisteminde önemli bir yere sahiptir. “Atatürkçü Düşünce Sistemi”ni, eğer bir bina gibi kabul edersek, temeli de laikliktir; bugünkü güncel deyimiyle radya temeldir. Onun için de günümüze kadar bu sistem, sağdan, soldan, içerden, dışardan gelen her nevi depremlere karşı dayanıklıdır ve dimdik ayakta durmaktadır.Item Atatürkçü düşünce sistemi(Uludağ Üniversitesi, 2003) Yurtkuran, Mustafa; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı/Nefroloji ve Romatoloji Bilim Dalı.Ankara’da yapılan “Hilafetin İlgası ve Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun 80. Yılı ile Günümüz Türkiye’si” konulu Panel: Atatürkçü Düşünce Derneği’nin, 40’a yakın demokratik kitle örgütü ve üniversitenin desteğiyle Ankara Ticaret Odasında düzenlediği “Hilafetin İlgası ve Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun 80. Yılı ile Günümüz Türkiye’si” konulu Panel 3 Mart 2004 tarihinde Ankara’da yapıldı. Panelde, Ulu Önder Atatürk’ün gerçekleştirdiği Türk Devriminin tehlikelerle karşı karşıya kala bileceği vurgulanarak ulusal uyanış çağrısı yapıldı. Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Sekreteri Avukat Kutlay ALPUĞAN’ın yönettiği panele, konuşmacı olarak Uludağ Üniversitesi Rek törü Prof. Dr. Mustafa YURTKURAN, İstanbul Üniversitesi Rektör Yar dımcısı Prof. Dr. Nur SERTER, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğre tim Üyesi Prof. Dr. Anıl ÇEÇEN ve Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çetin YETKİN konuşmacı olarak katıldı. Panele Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç YALMAN ve eşi, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden ÖRNEK ve eşi, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Şener ERUYGUR ve eşi, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral İlker BAŞBUĞ, MGK Genel Sekreteri Orgeneral Şükrü SARIIŞIK, Genelkurmay Harekat Başkanı Korgeneral Metin Yavuz YALÇIN, CHP Grup Başkanvekili Haluk KOÇ, eski TBMM Başkanı Ömer İZGİ, Türk-İş Genel Başkanı Salih KILIÇ, emekli Orgeneraller Tuncer KILINÇ, Tamer AKBAŞ, ATO Başkanı Sinan AYGÜN, katıldı. Panelin açılış konuşmasını yapan Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Ertuğrul KAZANCI, Kemalist aydınlanma devriminin ve Atatürkçü Düşünce Sisteminin “Çok açık ve doğrudan doğruya hedef durumunda” olduğunu belirterek, “Karşı devrim yol, yöntem buldu, mevziler ele geçirdi. Şimdi yeniden toparlanma vaktidir.” dedi. Panelistlerden Uludağ Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Mustafa YURTKURAN,Item Türkiye’nin modernleşme sürecinde Atatürk ve Türk ordusu(Uludağ Üniversitesi, 2003) Arslan, D. AliBu çalışmanın temel amacı, günümüz Türk toplumunun yaşamakta olduğu toplumsal değişim ve modernleşme sürecinin, toplumsal ve tarihsel kökenlerini incelemektir. Bunu yaparken, Türk Ordusu’nun bu süreç içinde oynadığı roller de, sosyolojik açıdan irdelenmiştir. Bu amaç gerçekleştirilirken, tarihsel bir bakış açısından hareket edilmiştir: Öncelikli olarak, Türk modernleşmesinin temellerinin atıldığı, Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerine kısaca bir göz atıldı. Sonra da bu belli bir sistemden yoksun çabaların, gerçek bir dönüşüm sürecine dönüştüğü Cumhuriyet dönemine yer verildi. Cumhuriyet dönemi incelenirken de, önce Türk Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyetin kuruluş yılları üzerinde duruldu. Ardında da, Çok partili dönem Türk siyasi hayatı ana hatları ile ele alındı. Ordu, Türk toplumunun en köklü, en güçlü ve en önemli kurumlarından bir tanesidir. Bunun da ötesinde ordu, Türk toplumunun modernleşme sürecinde merkezi kurum olma niteliğine sahiptir. Türkiye’de toplumsal ve siyasal anlamda modernleşmenin kökleri, Osmanlı İmparatorluğu’nun sonlarına kadar uzanmakla birlikte, sistematik ve bütünsel anlamda gerçek bir modernleşme süreci, Atatürk Devrimleri ile başlamıştır. Türkiye’de modernleşme sürecine yön ve şekil veren elitlerin, ordu kurumundan çıkmış olmasının altında yatan nedenleri de bu tarihsel etkenlerin yanı sıra, çağdaş değerlerin Türk toplumuna ilk kez genç subaylar ve askeri okul öğrencileri arasında yaygınlaşmaya başlamış olduğu gerçeğinde aramak gerekir.