2023 Cilt 22 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/32899
Browse
Browsing by Subject "Arendt"
Now showing 1 - 1 of 1
- Results Per Page
- Sort Options
Item Politik yargı sorunu ekseninde bir Arendt Kant okuması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-03-09) Salman, SeldaArendt ve Kant arasındaki ilişki genellikle Arendt’in 1970’de New School’da verdiği derslerden derlenen Kant’ın Siyaset Felsefesi Üzerine Dersler’ine odaklanarak ele alınır ve Kant ile bağlantısı Arendt’in bu derslerde referans verdiği üzere Yargıgücünün Eleştirisi (Kritik der Urteilskraft) merkezinde değerlendirilir. Ancak Arendt üzerindeki Kant etkisinin izleri, burada olgunlaşmış düşünceleri de kapsayacak şekilde çok daha erken dönemden itibaren sürülebilir. Sistematik bir bütünlük arz etmese ve anlaşılması zaman zaman güç de olsa Arendt’in, Kant’ı bir milat olarak gördüğü ve transendental felsefenin temel ilkelerinin önemini teslim ettiği görülür. Arendt için Kant felsefe tarihinin en önemli dönüşümlerinden biri olan varlık ve düşünme arasındaki doğrudan bağlantıyı kaldırmış, dolayısıyla felsefenin Platoncu bir yaklaşımla ayrıcalıklı insanların tekelinde salt bir düşünme faaliyeti olarak algılanmasını değiştirmiş, ayrıca seküler bir biçimde “şimdi” ve “burada” olana ilişkin politik yargıda bulunabilmenin imkanını ortaya çıkarabilecek temelleri atmıştır. Bu temellerin açığa çıkarılmasında Arendt, yüzünü güzele ilişkin reflektif yargılarda betimlendiği şekliyle Kant’ın yargıgücüne dönmüştür. Arendt’te yargıgücü, yirminci yüzyılda dehşet verici boyutlara ulaşan bir mefhum olan “kötülüğün sıradanlığını” anlamada hem neden tespitini kolaylaştıran hem bir çözüm sunan bir yeti olarak öne çıkar. Aynı zamanda yargı yetisi insanı deterministik bağlantılarla ele almama ve eylemlerdeki sorumluluğun ehliyetinin taşınması anlamında da önemli bir noktada durur. Ancak yargıgücü verili ve belirlenmiş, nesnel bir yapıya sahip olmadığı için gelişmesi toplumsal iletişimi ve deneyimi gerektirir. Bu da ancak düşüncelerin kamusal alanda dolaşıma girebildiği bir özgürlük ortamı ile mümkündür. Bu çalışmada Arendt ve Kant arasındaki ilişki açığa çıkarılarak, Arendt’in bir hata tespiti olarak “düşünme”nin politika alanında yetersizliği ve tikel eğilimlerin düşünmenin önüne geçmesiyle ortaya çıkan bir olgu olan kötülük problemine yargıgücü merkezli çözüm önerisi ele alınacaktır. Arendt’in yaklaşımının Kantçı kökenleri ortaya konularak Arendt’in siyaset felsefesi yorumunun Kant felsefesi ilkelerine bağlı olmasının yanı sıra yaratıcı bir yorum olduğu ileri sürülecektir.