2006 Bahar Sayı 6
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/16362
Browse
Browsing by Title
Now showing 1 - 17 of 17
- Results Per Page
- Sort Options
Item Aristoteles'te estetik hoşlanma(Uludağ Üniversitesi, 2006) Oğuz, ÖzlemDuyusal nesnelere ya da genel olarak olaylara yaklaşımımız biyolojik faydacı, ya da bilimsel olabileceği gibi, bunların hepsini dışlayan, bir nesneyi veya olay/olayları bizzat kendi "güzelliği" içinde kavrayan estetik bir yaklaşım da olabilir. "Aristoteles'te estetik hoşlanma" genel başlığı altında, Poetika'nın kılavuzluğunda, özel olarak katharsis ve mimesis teorilerinin incelenmesine geçmeden önce şunu söyleyebiliriz ki, Aristoteles'in tragedya, müzik ve retorik sanatlarına dair açıklamalarında birtakım belirlemeler söz konusudur. Ancak bu belirlemeler başka bir şey ya da başka bir şeyin yaranma (örneğin devletin) olmaktan çok, o alanların kendilerini daha iyi kılmak açısından yapılan belirlemelerdir. Sanatın verdiği zevk. Aristoteles'in ifadesi ile söyleyecek olursak kendine özgü, özel bir zevktir. Bu zevk, bilimin ya da felsefenin sağladığı zevkten farklı olarak, seyirci ya da dinleyicinin kahramanın karakterine, eylemine veya heyecanına katılmaktan, onu yaşamaktan duyduğu zevktir.Item Avrupa'da bir hayalet dolaşıyor: Postmodernizmin heyulası!(Uludağ Üniversitesi, 2006) Okurlu, HasretPostmodernizme bir bütünlük kazandırmaya çalışmak yapılacak en büyük hatalardandır. Postmodernizm, yanlış anlamaları ve yanılgıları olumlayan hatta meşruluk zemini olarak gören bir tavırdır. Özgürlük yitimi, sanayi sonrası toplum. modernleşme dönemi küreselleşmeden daha gelişmiş bir ikinci dönem küreselleşme dönemi gibi kavramlarla nitelendirilen dönemde kültürel boyut ve yerellik öne geçmekte, ayrıca bu yeni dönemde toplumun ekonomik sınıfsal yapısı yanında anlayış ve zihin yapısının da değiştiği farklı sorunların ve yeni arayışların belirdiği gözlenmektedir. Bu bağlamda Harvey. Scott Lach ve John Urry'in "postfordizm" ve F.Jameson'un "geç kapitalizmin mantığı" şeklindeki tanımlamaları bu çalışmanın postmodernizm kavramına bakış açısını oluşturmaktadır. "Postmodern hayalet"in dokunmadığı neredeyse hiçbir entelektüel alan yoktur.Item Budapeşte Okulu'nun ihtiyaçlar teorisi(Uludağ Üniversitesi, 2006) Uslu, AteşBudapeşte Okulu, Marksist düşünür György Lukács'ın öğrencilerinden ve asistanlarından oluşmuş bir topluluktur. Okul'a mensup yazarlar (örneğin Agnes Heller ve Ferenc Fehér) neo-marksist bir konumlanıştan postmarksizme, postmodernizme doğru bir yönelim göstermişlerdir. Bu yazıda Okul'un geniş külliyatında işlenen başlıca konulardan birine, "ihtiyaçlar teorisi"ne değinilmektedir. Yazarlar çözümlemelerinde ihtiyaç kavramını, kapitalizmi ve varolan sosyalist sistemleri açıklamak ve eleştirmek için temel kavram olarak kullanmaktadırlar.Item Felsefe açısından dünya problemleri ve aydınlanma ideali(Uludağ Üniversitesi, 2006) Uçar, Özgür; Koşar, BaşakBu çalışmada, Türkiye'de felsefe öğrencilerinin bulunduğu konum ve felsefenin 'ne' liği hakkında ileri sürülen azı düşünceler ele alınmaktadır.Item Hobbes ve Rousseau: Toplumsal sözleşme kuramı(Uludağ Üniversitesi, 2006) Ekici, EkremBu metinde modem siyaset felsefesinde tarihsel planda kurucu bir öneme sahip olan toplum sözleşmesi kuramı, bu kuramın en önemli iki temsilcisinin. Thomas Hobbes ve Jean Jacques Rousseau'nun görüşleri temelinde tartışılmaktadır. Bu kuram, devletin insan yapısı bir yaratı olduğunu insan doğasından hareketle temellendirir. Bu anlamda toplumsallık ve daha sonra yurttaşlık olguları doğal süreçlerin bir sonucudur.Item İnsan özgürlüğünü taşıyabilir mi?(Uludağ Üniversitesi, 2006) Öktem, DuyguSartre'a göre, insan, insan olmaklığıyla ilgili sahip olduğu olanakları yaşamına geçirirken bir bunaltı sürecine girer. Bu sürecin sonunda eğer insan tüm insanlığın sorumluluğunu üzerinde hissetmez ve kendini başkalarının gözünden değerlendirmeye almazsa bir çıkmaza girer. Dünyanın saçma bir düzen olduğu görüşünü ve insanın bu durum karşısında ne yapabileceğini David Fincher'ın filmi "Dövüş Kulübü'nden faydalanarak açıkladım.Item John Dewey'in eğitim felsefesi bağlamında "Eğitim Hakkı" ve günümüz eğitim sistemine eleştirel bir bakış(Uludağ Üniversitesi, 2006) Çakır, TubaEğitim, insanlığın karşılaştığı tüm problemlerin hem nedeni hem de çözümüdür. Bu nedenle; eğitim yöntemleri dikkatle irdelenmeli ve eleştirilmelidir. Devlet politikası doğrultusunda oluşturulan sistemler her zaman tartışılmalı ve temelinde bireysel özgürlüğün bulunduğu yöntemler geliştirilmelidir. Bu bağlamda; eğitim sistemlerinin tarihçesine değinmek: John Dewey'in eğitim felsefesine göre günümüz eğitim sistemlerinin amaçlarına ve doğurduğu sorunlara dikkat çekmek istedimItem Küreselleş(tir)me karşısında bir olanak olarak başkaldırı ve Albert Camus(Uludağ Üniversitesi, 2006) Şişman, BegümAlbert Camus, yaşadığımız dünyanın absürd bir dünya olduğunu ifade etmiştir. Aynen dünya gibi. insan da absürd bir varlıktır. Absürd insan, yaşamın saçmalığının bilincine varan insandır. Absurdden kurtulmanın tek yolu başkaldırmadır. Ama bu, her şeyi yok sayan bir başkaldırma değildir. Başkaldırmanın temeli yıkma mantığı değildir. yaratma mantığıdir. Başkaldırmanın temelinde adalet duygusu vardır. Başkaldırı, bireyin temel hakkı olan, yaşama hakkının savunur. Başkaldırı insanın varlık nedenidir. Küreselleşme olgusunda da insanın temel yaşama hakları kısıtlanmaktadır, insanlar arasındaki eşitsizlikler artmaktadır. Küreselleşme olgusu çerçevesinde güçlü devletler, şirketler gücü elde etmek istemektedirler. Haklarının bilincinde olan insanlar ise. bu duruma, karşı tavır geliştirmektedirler.Item Milli devletler, küreselleşme ve Avrupa Birliği(Uludağ Üniversitesi, 2006) Uçak, SelimBu çalışmada tarım toplumundan Sanayi toplumuna ve son olarak enformasyon toplumuna geçişle bağlı olarak zamanla değişen iktidarın kaynağı da Tanrı'dan insana yani milli-ulus devlete ardından da son dönemde adına küreselleşme, postmodernizm ya da dünya vatandaşlığı denilen ve henüz tam olarak yerleşmemiş tartışma konusu olmaya devam eden bir düzene doğru kaymaktadır. Milli devletlerin sonunun gelip gelmediği ya da küreselleşmenin ne kadar anlaşılabilir ve uygulanabilir olduğu açıklanmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda en somut örneklerde ulus üstü organizasyonlardan biri olan siyasi-ekonomik ve kültürel birliktelik yolunda ilerleyen AB incelenmektedir. Dünyanın kapitalist ekonomi anlayışıyla yalnızca bir pazar olarak görülmesinin insanlığın temel değerlerinde yaratmış olduğu erozyon vurgulanmaktadır.Item Postmodernizme rağmen aydınlanma(Uludağ Üniversitesi, 2006) Esgün, Toros GüneşBu metinde aydınlanma tarihsel bir dönem ve bir ideal olmak üzere ele alınmaktadır. Günümüzün problemlerinin sorumlusunun Aydınlanma ideali olup olamayacağı tartışılmaktadır. Aydınlanmayı bir ideal ve bir dönem olarak eleştiren post-modern görüşlerin, aydınlanma idealinin geçerliliğini ortadan kaldırıp kaldırmadıkları sorgulanmaktadır. Yeni bir aydınlanmanın gerekliliği vurgulanmaktadır.Item Savaş karşısında felsefi tavır alış(Uludağ Üniversitesi, 2006) İşler, HülyaSavaş: nedeni, sonucu, kapsamı, sınırları değişse de tarih sahnesinde varlığını daima koruyan bir olgudur. 21 yüzyılda savaş meşruluğunu ve şiddetini daha da arttırarak insan türünü yıkıma sürüklemektedir. Bu çalışmada savaşın neliğinden yola çıkarak düşünürlerin bu konudaki görüşleri ele alınmaktadır.Item Sorgulamak ve yaşamak için tek bir hayat(Uludağ Üniversitesi, 2006) Topan, HüseyinGenel anlamda 'akıl kavramı her zaman için felsefenin temel konularından olmuştur. Ancak; tarihsel süreçle beraber kavramı biraz derinleştirdiğimizde. kavrama farklı anlamlar kazandırıldığını görebiliriz. "Görmek" derken gerçek anlamından bahsediyorum; nitekim, aklın en değerli hakkımız olan yaşamımızı şekillendirmede öncelikli rol oynadığını düşündüğümüzde, bu anlam farklılıklarinın günlük yaşantımıza etkileri daha önemli hale gelir.Item Teknik ve yeni insan(Uludağ Üniversitesi, 2006) Koyunbakan, SezaiBilgi, insanın dünyaya yönelişinde kullandığı bir tekniktir. Bilgiyle evreni, varlığı dönüştüren insan kendisini de dönüştürür. Bu sürecin son ürünü modern insandır. Modem çağın tüm ideolojilerinin yöneldiği insan yerinden edilmiş insandır. Yani modernliğin temelinde de yerinden edilmiş insan yatar. Yerinden edilmiş insanınsa bir tarihinden bahsedemeyeceğimizden modern insanla birlikte her şey olabilen daha doğrusu hiç bir şey olmayan insanla karşı karşıya kalıyoruz.Item Thomas Hobbes'da 'Yasa' ve 'Özgürlük' kavramları(Uludağ Üniversitesi, 2006) Yenisoy, EylemThomas Hobbes insanların doğa durumunda iken savaş halinde olacağından zorunlu olarak aralarında yaptıkları bir anlaşma ile sivil toplum durumuna geçtiklerini söyler. Bu temelde insan retorik bir söylemden başka bir şey olmayan doğa durumunda ‘özgür'ken, zorunlu olarak kurdukları sivil toplumda yasaların belirlemediği alanlarda "Özgür'dür. Hobbes için ‘özgürlük' zorunlulukla tutarsız değildir. Bu özgürlük' yok demekle aynı şeydir. Sonuç olarak, hukuk sistemi ya da etik tam da Hobbes'un bahsettiği türden bir zorunluluğun -yasalılığın- sonucudur ve ‘özgürlük’ ün kabulü üzerinden yapılacak bir temellendirmeye ihtiyaç yoktur.Item W. Benjamin'de tarih kavramı(Uludağ Üniversitesi, 2006) Kardeş, Murat ErtanW. Benjamin, tarih biliminin bazı postulatlarının,, ezenlerin iktidarının hizmetinde olduğunu düşünür. Böylesi bir kavrayış, insanlığın tarihteki eylemini anlamaktan da uzaklaşır. Bunun için her tür ürünün gerçek yaratıcısı olan ezilenlerin geleneğine karşılık gelecek yeni bir tarih kavramı ortaya koymak zorunludur. Ezenlerin tarihinin tarihteki anonim isimlerin varlığını unutturmasına, ezilenlerin geleneğinin yanıtı, bu tarihin kesintiye uğratılması olmalıdır. Böylelikle. W. Benjamin bize. felsefenin geçmişteki ve şimdiki haksızlıkları çözmek gibi bir görevi olduğunu gösterir.Item Yaşama(ma)nın içinden bir ses duyuluyor: "İntihar"(Uludağ Üniversitesi, 2006) Sak, İpek"Değerlendirme" insanın bir varolma şartı, bir insan fenomenidir. Biz "kişi olarak insanı", onun başarılarını ve etiğe ilişkin olan şeyleri değerlendirme kapsamına katabiliriz. Bu bağlamda kendime konu edindiğim 'intihar'ın genel itibariyle sosyolojik ve psikolojik bir olgu olmaklığının yanında ve hatta ötesinde felsefede ve felsefece ne gibi izdüşümleri olduğundan da bahsedeceğim. Esas olarak üzerinde durmayı arzuladığım noktaysa bugüne dek intihara karşı gerçekleşen o genel, olumsuz tavrın, bir başka yönden de değerlendirilebilir özelliklerinin olduğunu göstermeye çalışmak olacak. Bu bağlamda da pek çok düşünüşün bir eleştirisini yapacak ve toplum tarafından kötü ve acınılacak bir eylem olarak nitelendirilen intihara farklı bir açıdan da bakılmasını sağlamaya çalışacağım.Item Yüzeysellik felsefesi(Uludağ Üniversitesi, 2006) Köroğlu, EsmaToplumsallaştığı ölçüde insanlaşan organizmanın kendine dönüklüğü ve içe kapanıklığı, toplumla bağlarının kopması veya zayıflaması bakımından önem arz etmektedir. Toplumun şekillendirilmesinde, yapılacak düzenleme ve müdahalelerde rolü büyük olan insanın, özne niteliğini kaybederek silikleştiği bir durumda toplumsal ilerleme çok zor bir durumdur. Tarihsellik bilinciyle insani ilişkilerinin ve bir takım olayların kritiğinin yapılmaması halinde toplumda belirsizlik. yüzeysellik felsefesi hüküm sürmeye başlar.