2024 Cilt 5 Sayı 1

Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/44181

Browse

collection.page.browse.recent.head

Now showing 1 - 4 of 4
  • Publication
    Yabancı dil olarak Türkçe B1-B2 düzeyi ders kitaplarında yer alan tanınmış kişilerin kültürel aktarım açısından incelenmesi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-05-08) Gölen, Gülşah; Mert, Kübra Nur Ünlüsoy; Deveci, Raziye; Saitoglou, Aise; Özoğul, Emine; Bal, Rumeysa; Uçar, Tarık; TÜRKAY YAVUZEL, SILA; ERDAL, KELİME; Bursa Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi; 0000-0001-8458-7811; 0000-0001-8205-2530
    Ders kitapları eğitim-öğretim sürecinin en önemli materyalleridir. Ders kitaplarının kolay ulaşılabilir olması, ders dışında öğrenicilerin çalışma ve tekrar yapmalarına olanak sağlaması, ekonomik olması, öğretim programlarının kazanımlarına uygun içerikleri belirli plan ve program dâhilinde sunması, öğretmen ve öğrenicilere kılavuzluk etmesi gibi sebeplerle öğretim sürecinde en çok tercih edilen gereçlerdir. Bu durum ders kitaplarının belirli ilkelere göre hazırlanması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Buna göre ders kitaplarının hedef kitleye uygunluk, kullanışlılık, içeriğin uygunluğu, görsellik, ilgi çekici olma açısından gerekli niteliklere sahip olması gerekmektedir. Bu durum yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde kaynak olarak kullanılan ders kitapları için de geçerlidir. Dil öğretiminde kültürel unsurların yer alması gerektiği düşüncesinden hareketle ders kitaplarında yerel ve evrensel kültürel değerlere yer verilmelidir. Ders kitaplarında yer alan Türkiye’de ve dünyada tanınmış kişiler, öğrenicilerin derse ilgilerinin artmasına yardımcı olabilir. Bu çalışmanın amacı, Türkçenin yabancı dil olarak öğretimine yönelik hazırlanmış ders kitaplarında yer alan tanınmış kişileri kültürel tanıtım ve kültürlerarası etkileşim açısından incelemektir. Araştırmanın çalışma grubunu Gazi TÖMER B1 – B2, İstanbul Yabancılar için Türkçe B1-B2, Yedi İklim B1-B2, Yeni Hitit B1-B2 seviye ders kitapları oluşturmaktadır. Araştırma yalnızca söz konusu ders kitapları ile sınırlandırılmış olup çalışma kitapları ve diğer yardımcı kitaplar kapsam dışında tutulmuştur. Tarama modeli ile tasarlanan çalışmada, doküman analizi yöntemi kullanılarak ders kitaplarındaki tanınmış kişiler, tanınmış oldukları alanlara göre sınıflandırılmış ve betimlenmiştir. Çalışmanın problem durumu olarak incelenen tanınmış kişiler; Türk ve Dünya tarihi açısından önemli tarihi kişiler, liderler ve devlet adamları, bilim adamları ve mucitler, sporcular, edebi şahsiyetler, sanatçılar olarak kategorilere ayrılmıştır. Belirlenen kategorilere ders kitaplarında farklı oranlarda yer verildiği tespit edilmiştir. Bunun yanında yerel ve evrensel kültüre mensup tanınmış kişilere yer verme oranlarının ders kitaplarına göre farklılık gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca ders kitaplarında yer alan tanınmış kişilere ait görsellerin yetersiz olduğu, bazı görsellerin hedef kitleye uygun olmadığı saptanmıştır. Çalışmanın sonuç bölümünde ise ders kitaplarının incelenmesinden elde edilen veriler yorumlanmış; ulaşılan sonuçlara ve bu sonuçlara yönelik önerilere yer verilmiştir. Bu çalışmanın yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde kültürel aktarım, kültürlerarasılık, dil ve kültür alanında yapılacak çalışmalara yardımcı olacağı düşünülmektedir.
  • Publication
    Pul emisyon programında ter alan UNESCO Anma ve Kutlama Yıl Dönümleri temalı tasarımlar
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-03-16) Aycil, Serkan
    Çalışmanın amacı pul emisyon programına konu olan UNESCO Anma ve Kutlama Programları temalı pullar üzerinden değerlendirmede bulunmaya çalışmaktır. Nitel araştırmanın içerik analizi yöntemi üzerinden ilerletilen bu çalışmada yazılı ve görsel kaynaklara yer verilmiştir. Öncelikle literatür taraması yapılarak çalışmanın yazılı verileri oluşturulmuş ardından, anma ve kutlama yıl dönümleri başlıklı posta pulları eklenerek çalışmanın içeriği görsel anlatım yönünden zenginleştirilmiştir. Araştırmanın görsel verileri 1981-2023 yılları arasında Türkiye’de tedavüle çıkarılan toplam 23 adet puldan oluşmaktadır. UNESCO Anma ve Kutlama Programları bağlamında kabul edilen 36 konu bulunmasına rağmen çalışmaya sadece anma ve kutlama etkinlikleri ile eş zamanlı olarak aynı yıl emisyonu yapılan toplam 11 konu dâhil edilmiştir. Bu konular Mustafa Kemal Atatürk’ün Doğumunun 100. Yıl Dönümü 1981, Mimar Sinan’ın Vefatının 400. Yıl Dönümü 1988, Yunus Emre’nin Doğumunun 750. Yıl Dönümü 1991, Osmanlı Bilim ve Kültür Mirasının ve Çok Uluslu Yönlerinin Oluşumunun Başlangıcının 700. Yıl Dönümü 1999, Mevlânâ Celâleddîn-î Rûmî’nin Doğumunun 800. Yıl Dönümü 2007, Kaşgarlı Mahmud’un Doğumunun 1000. Yıl Dönümü 2008, Kâtip Çelebi’nin Doğumunun 400. Yıl Dönümü 2009, Evliya Çelebi’nin Doğumunun 400. Yıl Dönümü 2011, Pîrî Reis Dünya Haritasının 500. Yıl Dönümü 2013, Hoca Ahmed Yesevi’nin Vefatının 850. Yıl Dönümü 2016 ve Âşık Veysel’in Vefatının 50. Yıl Dönümü 2023 biçiminde sıralanmaktadır. 2024 yılı içerisinde UNESCO 42. Genel Konferansı kararı ile anma ve kutlama programlarına dâhil edilen Dîvânu Lugâti't-Türk’ün Yazılışının 950. Yıl Dönümü (1074), Ali Kuşçu’nun Vefatının 550. Yıl Dönümü (1474) ve Fuat Sezgin’in Doğumunun 100. Yıl Dönümü (1924) konularının ise henüz pul emisyon programına dâhil edilip edilmeyeceği bilinmediği için bu konularla ilgili herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Pul emisyon programının son 5 yıla ait verileri ile UNESCO Genel Konferansı kararları birlikte değerlendirildiğinde posta idaresinin emisyon programına dâhil edilecek temaların belirlenmesi sürecinde seçici davrandığı ve daha çok popüler konuları emisyon programına dâhil ettiği görülmüştür. UNESCO Türkiye Milli Komisyonu’nun ise Genel Konferans kararları ile kayıt altına alınan yıl dönümü etkinliklerini yeterince desteklemediği sonucuna ulaşılmıştır.
  • Publication
    İlaç sanayinde kullanılan plastik ambalajlar
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-04-27) ERDAL, GÜLTEKİN; Bursa Uludağ Üniversitesi/TBMYO Grafik Tasarım Programı; 0000-0003-0425-6196
    Plastiklerin modern sağlık hizmetlerine katkılarını inkâr etmek mümkün değildir. Ancak plastiğin, sağlık sektörünün dinamik doğasına uyum sağlayabilecek kadar çok yönlü bir yapısı vardır. Öyle ki bu anlamda rakipsiz bile sayılabilir. Sterilite, kalite, dayanıklılık ve en önemlisi hasta ve sağlık çalışanı güvenliği gibi faydalar sağladığı kanıtlanmıştır. Farmasötik ürün veya ilaç, vücutta tıbbi veya farmakolojik etkisi olan doğal veya sentetik her türlü kimyasal madde olarak tanımlanır. İlaç ambalajları ise farmasötik kullanıma yönelik olarak ilaç formunu içinde bulunduran ve bir kısmı onunla doğrudan temas eden koruyucu ve muhafaza edici malzemelerdir. Sonsuz tasarım uygulamalarıyla plastikler şırıngalardan, tüplerden ve serum torbalarından protezlere, reçeteli şişelere ve steril ambalajlara kadar her şeyde bulunur. Çünkü plastiklerin üretimi kolay, uygun maliyetli, metal, cam gibi öncülleriyle karşılaştırıldığında nakliyesi daha hafif ve güvenlidir. Modern sağlık sektöründe ambalajlama, sağlık araç-gereç ve ürünlerinin ulaştırılmasında son derece önemlidir. Plastikler bu denli yaşamsal öneme sahipken, birkaç plastik türünün sağlığa olan zararlarını ön plana çıkartmak doğru olmayabilir. Modern yaşantıdan plastiklerin bir an çıkartıldığı düşünülürse, yaşam döngüsünden nelerin eksik olabileceğini düşünmek ile ciddi küresel sorunlar yaratabilir. Bu araştırma, plastiklerin sağlık sektöründe, ilaç ambalajlamasında rakipsizliğine değinirken, modern yaşantı için ne kadar önemli olduğunu da ortaya koymuştur. Bu araştırma ile bazı plastiklerin zararlarını görüp, tüm plastik sektörüne ve plastik ambalajların yarattığı endişelerin yersizliğine değinilmiştir. Öyle ki plastiklerin büyük ölçüde kanıtlanmamış enfeksiyon riski veya kolaylık nedeniyle tek kullanımlık ürünler de kullanılması gerek ilaç ambalajlamasında gerekse sağlık hizmetlerinde plastiğe olan bağımlılığın azaltılması için yeterli değildir. Ancak u makale ile plastik üretiminin, tüketiminin ve imhasının doğrusal modelini sorgulanması gerektiğini de ortaya koymaktadır.
  • Publication
    Sanat Eleştirisi Bütüncül Yaklaşım İzleğine göre "Ölüler Adası" adlı eserin sanat eleştirisi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-02-07) Ülger, Kani
    Sanat eleştirisinde “yapıt merkezli”, “alımlayıcı merkezli”, “sanatçı merkezli” ve “toplum merkezli” olmak üzere, 4 yaklaşım olduğu bilinmektedir. Bununla birlikte, sanat eleştirisinde “ikonografi” de diğer bir yaklaşım olarak kabul edilmektedir. Bu yaklaşımların yanı sıra, sanat eleştirisini eser üretim tarihi merkeze alınarak tarihsel dönem, sanatçı ve sanat kuramları çerçevesinde geniş bir perspektiften bakılarak, bütüncül bir çerçevede, Sanat Eleştirisi Bütüncül Yaklaşım İzleği (SEBYİ) ile ele almak da mümkündür. SEBYİ, sanat eserinin üretim tarihini odak alarak, disiplinler arası bir bakışla ilgili dönemin özelliklerini ortaya koyarak, incelenecek esere geniş bir perspektiften bakılmasını sağlamaktadır. Bu araştırmanın amacı; bir sanat eserini mevcut yöntemleri de dikkate alarak, SEBYİ’ye dayalı olarak, bütüncül bir yaklaşımla sanatsal eleştirisini yapmaktır. Dolayısıyla bu araştırmada bir sanat eserinin eleştirisi SEBYİ’ye dayalı olarak yapılacak ve bu yolla, eser değerlendirilmesinde ilgili alana farklı bir yaklaşım getirilmeye çalışılacaktır. Bu amaçla, çalışmanın araştırma sorusu şöyle belirlenmiştir: “Arnold Böcklin'in Ölüler Adası adlı eserinin sanat eleştirisi, SEBYİ’ye dayalı olarak nasıl yapılabilir?” Bu araştırma, eser değerlendirilmesinde karma yöntem ile nitel araştırma yönteminde tarama tekniğinde betimleyici bir desen içermektedir. Bu amaçla, monografik örnekleme yöntemi ile SEBYİ’ye dayalı olarak araştırılacak eser belirlenmiştir. Araştırmadaki veriler SEBYİ ve doküman analiz tekniğiyle ilgili alan yazın taranarak toplanmıştır. Araştırma sonunda, Arnold Böcklin, "Ölüler Adası" adlı eserinin karma yöntem ve SEBYİ’ye dayalı olarak, bütüncül bir bakışla yapılan sanat eleştirisinde, ilgili eserin dönem Avrupa’sında İtalya ekseninden resim sanatının somut bir yansıması olduğu yargısına varılmıştır. Sonuç olarak, bütüncül bir yaklaşımla SEBYİ’ye dayalı yapılan bir sanat eleştirisinde incelenen eser hakkında özgün bir yargıya ulaşılabileceği ortaya konulmuş böylece, sanat eleştirisinde SEBYİ’nin kullanılması önerilmiştir.