2015 Cilt 8 Sayı 2

Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/4526

Browse

collection.page.browse.recent.head

Now showing 1 - 6 of 6
  • Item
    Richard Rosecrance’nin sistem modeli perspektifinden soğuk savaş sonrası uluslararası sistemin analizi
    (Uludağ Üniversitesi, 2017-03-20) Yıldırım, Yusuf; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Uluslararası İlişkiler Bölümü
    Westfalya Barış Antlaşmaları ile başlayan modern uluslararası ilişkilerde uluslararası sistemin yapısında, temel özelliklerinde ve aktör sayısında çeşitli dönemlerde farklı değişimler yaşanmıştır. Özellikle Post Westfalyan dönemin başlarında uluslararası sistemde ABD’nin siyasi, askeri ve ekonomik anlamda hegemon olduğu bir döneme şahit olmaktayız. Bu dönemde uluslararası sistemde yeni risk ve tehditleri içeren birtakım dinamikler görülmekte ve değişen güvenlik algısına paralel olarak da çeşitli dönüşümler yaşanmaktadır. Aynı şekilde diplomasi anlamında da farklı uygulamaların yaşandığı bir döneme girilmektedir. Çalışmada, Richard Rosecrance’nin uluslararası sistem tanımlamasında siyasi elitlerin ve yöneticilerin iç politikada karar alma mekanizmasındaki rolünden hareketle, Soğuk Savaş’ın hemen sonrasındaki dönemde uluslararası sistemin yapısı ve özelliklerine değinilmiştir. Bunun yanında devletlerin iç politikadaki ekonomik yapısının uluslararası sistemdeki politikalar üzerindeki rolü incelenmiştir. Ayrıca ABD’ye karşı gerçekleştirilen 11 Eylül 2001 Saldırıları sonrası yaşanan Post Westfalyan dönemde ABD önderliğinde diğer aktörlerin de katılımıyla oluşan uluslararası sistemin yapısında ve özelliklerinde ne gibi değişim ve dönüşümlerin yaşandığı ve bu durumun 2000’li yıllara nasıl yansıdığı analiz edilmiştir.
  • Item
    Hanlıklar döneminde Kuzey Azerbaycan’ın Osmanlı ile siyasi ilişkileri
    (Uludağ Üniversitesi, 2017-04-20) Mutallimov, Dadash; Sosyal Bilimler Enstitüsü; İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü
    Azerbaycan stratejik ve jeopolitik açıdan, Doğu-Batı ve Kuzey-Güney eksenlerinde çok önemli bir geçiş noktasında bulunmaktadır. Aynı zamanda coğrafi konumu itibariyle de tarihsel bakımdan doğuda Çin’den başlayan Asya’nın içerilerinden geçerek Avrupa’nın batı uçlarına kadar uzanan kadim‘İpek Yolu’nun üzerinde yerleşmektedir. Safeviler sonrası İran’da kısa süren ancak etkili bir otoriteye sahip olan Nadir Şah’ın ölümünden (1747) sonra Azerbaycan’da hanlıklar dönemi başlamıştır. Azerbaycan hanlıkları, oldukça karmaşık tarihî koşullarda, uluslararası ilişkilerdeki sorunların olduğu bir dönemde, halkların özgürlük hareketleri sonucu meydana gelmiştir. Azerbaycan’da hanlıklar şeklinde devletçilik restore edildikten sonra, bu hanlıklar bağımsız dış politikalar izlemeye gayret etmişlerdir. Bu politikanın temel yönleri, başlıca hanlar tarafından kendi hâkimiyetlerini korumak ve dış ekonomik ilişkileri sağlama almaktı. Azerbaycan hanlıkları ile Osmanlı Devleti’nin karşılıklı ilişkileri 1768-1774 yıllarında yaşanan RusyaOsmanlı Devleti Savaşı döneminde daha da güçlenmiştir. OsmanlıAzerbaycan ilişkileri tarihsel süreçte akılcı, gerçekçi, kalıcı barış ve istikrarı sağlama için dostane Saikler doğrultusunda sürdürülmüştür. 19. yüzyılın başlarında tam manasıyla bir hâkimiyet mücadelesine sahne olan Azerbaycan coğrafyasında, gücünü kaybetmeye başlayan İran’la, bölgeyi ele geçirmeye çalışan Rusya uzun sürecek bir mücadelenin içine girmişlerdir. Bu dönemde Azerbaycan’da merkezi bir devlet otoritesinin bulunmayışı hem hanlıklar arsındaki ekonomik ve politik çekişmeleri daha bariz bir durumda seyretmeye sevk etmiş hem de onları dış müdahaleler karşısında zayıf bırakmıştır. Osmanlı Devleti ise Avrupa güçleri ve Çarlık Rusya’sı ile sürdürmekte olduğu yıpratıcı savaşlardan dolayı bölgedeki güç mücadelelerinde tam anlamıyla konsolide olmamıştır. Söz konusu jeopolitik rable, bölgede en etkili dış göç olarak Rusya’yı avantajlı bir duruma taşımıştır. Nihayetinde Rusya “böl ve yönet” politikalarını başarılı bir şekilde uygulayarak Kafkasları tamamen kontrolü altına almıştır.
  • Item
    Avrupa Birliği Hukuku ve Avrupa Birliği Adalet Divanı içtihatları ışığında ticari şirketlerin yerleşme ve serbest dolaşım özgürlüğü
    (Uludağ Üniversitesi, 2017-04-28) Konyalı, Sinan Can; Hukuk Fakültesi; Milletlerarası Özel Hukuk Ana Bilim Dalı
    Avrupa Birliği Ortaklık Mevzuatı’nda gerçek kişilere tanınan serbest dolaşım özgürlüğü, Kurucu Andlaşma’da yer alan hükümler gereğince tüzel kişilere de uygulanabilir niteliktedir. Bu durumun sonucu olarak herhangi bir Birlik üyesi devlette kurulan bir ticari şirket, Birlik’e üye diğer devletlerde, herhangi bir kısıtlamaya maruz kalmaksızın ticari faaliyette bulunabilecektir. Serbest dolaşım ve yerleşme özgürlüğü tüzel kişilerde, şirket merkezinin bir ülkeden diğerine taşınması; ya da diğer ülkelerde şube veya bağlı şirket açılması yoluyla sağlanmaktadır. Üye devletler, serbest dolaşım ve yerleşme özgürlüğü ilkesi uyarınca yabancı şirketlerin, ülkelerinde ticari faaliyette bulunmasına kısıtlama getiren iç hukuk hükümlerinden kaçınmak durumundadır. Tüzel kişilere tanınan bu iki hakkın altında yatan temel gaye ise yerli-yabancı şirket ayrımının ortadan kaldırılması suretiyle sermaye akışının hızlandırılması ve ortak pazar ekonomisinin sağlanmasıdır. Ancak üye devletlerin iç hukuk hükümleri ve kanunlar ihtilafı mevzuatlarındaki farklılıklar, uygulamada büyük sorunlara yol açmaktadır. Çalışmanın konusunu da; uygulamada karşılaşılan bu sorunların Ortaklık Mevzuatı ve Avrupa Birliği Adalet Divanı kararları ışığında incelenmesi oluşturmaktadır.
  • Item
    Türk Mukavemet Teşkilatı’nda muhabere 1955-1974
    (Uludağ Üniversitesi, 2017-05-06) Keser, Ulvi
    Yunanistan destekli olarak 1953 yılında Atina’da kurulan ve 1 Nisan 1955 tarihinde Kıbrıs adasında tedhiş eylemlerine başlayan EOKA’nın bu faaliyetleri Kıbrıs Türkleri için adayı yaşanmaz hale getirir. 16 Ağustos 1960 tarihinde Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’nin garantörlüğünde Kıbrıs Cumhuriyeti kurulsa da maalesef uzun soluklu olmaz ve 21 Aralık 1963 tarihinde başlayan Rum saldırılarıyla o da ortadan kalkar. EOKA karşısında mal, can ve namus güvenliklerini korumaya çabalayan Kıbrıs Türkleri ise çeşitli yeraltı örgütlerinin ardından Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT)’nı kurarlar. Temel özelliği mutlak gizlilik olan teşkilat 20 Temmuz 1974 tarihine kadar geçen süreçte buna titizlikle riayet ederek gerek istihbarat ve istihbarata karşı koyma faaliyetleri ve gerekse muhabere ve haberleşme faaliyetlerinde açık vermemeye ve en üst düzey bilgi toplamaya gayret eder. Kıbrıs Türkleri bu dönemde ağır baskılar, izolasyonlar, kısıtlamalar ve ambargolara karşı da mücadeleye etmeye çabalarken bir yandan da askeri haberleşmeyi hatasız ve açık vermeden yürütme gayreti içerisindedir. Bu çalışma 1 Nisan 1955 tarihinde Kıbrıs’ta EOKA tarafından başlatılan tedhiş eylemlerinden 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’na kadar geçen süreçte Kıbrıslı Türklerin askeri haberleşme sistemlerine ışık tutmak amacıyla hazırlanmıştır.
  • Item
    The impact of Russia's historical economic position on Russian identity and nationalism
    (Uludağ Üniversitesi, 2017-05-10) Gökırmak, Mert; İktisadi İdari Bilimler Fakültesi; Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü
    It can be suggested that the formation of Russian national identity is shaped in line with economic developments and political nationalism with intersections where they have influence over one another. One important question to be answered at this point is how the economic developments in Russian Federation following the Dissolution of the Soviet Union affected the national identity of Russia. The main goal of this study is to fill in the gap between economic and political discourses, while revealing the historical connection between capitalism and nationalism in Russia. The study is primarily divided into three main periods and the events are explained based on such chronologies. The first one of these periods comprises modernization movements in Tsarist Russia and Russia's articulation across the global economy; the second one focuses on the socialist regime that began with the Soviet Union; and finally, the third one focuses on the time of Russian Federation.
  • Item
    Mahalli idare düzeyinde mali kuralların incelenmesi
    (Uludağ Üniversitesi, 2017-05-09) Demirbaş, Tolga; İktisadi İdari Bilimler Fakültesi; Maliye Bölümü
    Mali kurallar, 1990’lı yıllarla birlikte büyük bir ilgi odağı haline gelmiştir. Özellikle birçok ülkede meydana gelen bütçe açıkları, mali disiplini yeniden sağlamak için ulusal düzeyde mali kuralların benimsenmesine yol açmıştır. Günümüzde mali kurallar, kamu kesiminde genel yönetimin bir parçası olan mahalli idareler için de oldukça önemli bir araçtır. Mahalli idareler ayrı tüzel kişiliğe sahip aktörler olarak çoğu ülkede kamu hizmetlerinin önemli bir kısmını üstlenmektedirler. Ayrıca söz konusu idarelere son yıllarda yerelleşme reformlarıyla daha çok yetki, kaynak ve sorumluluk devredilmektedir. Mali yönetim içinde ağırlıkları artan mahalli idarelerin mali disiplin içinde kaynaklarını etkin kullanması için özellikle merkezi idare tarafından konulan mali kurallarla yönlendirildiği göze çarpmaktadır. Ulusal düzeyde mali kurallarla ilgili çok sayıda araştırmaya karşın mahalli düzeyde mali kuralları inceleyen çalışmalar sınırlıdır. Bu nedenle makale, mahalli idarelerde uygulanan mali kural türleri incelenmekte ve Türkiye’deki mevcut durumu değerlendirmektedir.