2022 Cilt 27 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/30949
Browse
collection.page.browse.recent.head
Item Farklı açıklık şekillerine sahip ekranlama kutuları için grafen plaka kaplamanın ekranlama etkinliğine etkisinin analizi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-07-04) Güler, Sunay; Yenikaya, Sibel; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü.; 0000-0003-3851-3357; 0000-0002-9423-1752Elektromanyetik uyumluluk (EMC), özellikle son on yılda gelişmiş sürücü destek ve elektrikli tahrik sistemlerinin geleneksel araç mimarisine dahil edilmesiyle çok daha önemli hale gelmiştir. Elektromanyetik ekranlama, elektronik devreleri dış elektromanyetik girişimden (EMI) korumak için kullanılan iletken bir bariyerdir. Ekranlama etkinliği (SE), girişim yapan bir elektromanyetik kaynağa karşı ekranlama performansının ölçüsüdür. Elektrikli araçların (EV) içindeki tasarım sınırlamaları, ekranlama kutusu boyutlarını değiştirmeden SE'yi artırmayı araştırmaya zorlamaktadır. Grafen, iyi iletkenliği ve güçlü yapısı nedeniyle birçok çalışmada yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada, iç yüzeyleri grafen plakalarla kaplanmış bir ekranlama kutusu için nümerik model tasarlanmıştır. Farklı açıklık şekillerinin SE üzerindeki etkisi, kutunun farklı iç yüzeylerinin grafen plakalarla kaplanması durumlarına göre analiz edilmiştir.Item Su azaltıcı katkılarda sülfonat ve fosfat anyonik monomerlerin kendiliğinden yerleşen betonların taze hal ve mekanik özelliklerine etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-07-20) Altun, Muhammet Gökhan; Özen, Süleyman; Karakuzu, Kemal; Mardani, Ali; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/İnşaat Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-1023-3962; 0000-0003-0326-5015Bu çalışmada, polikarboksilat-eter esaslı su azaltıcı katkının anyonik monomer içeriğinin kendiliğinden yerleşebilen beton (KYB) karışımlarının çeşitli taze ve sertleşmiş hal özelliklerine etkisi araştırılmıştır. Bu amaçla, anyonik monomeri %100 karboksilat olan kontrol katkısına ilaveten, kontrol katkısının anyonik monomerinin %10 ve %30 oranında sülfonat ve fosfat ile ikame edilmesiyle birbirinden farklı 5 adet su azaltıcı katkı sentezlenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, su azaltıcı katkı anyonik monomerinin sülfonat ile ikame edilmesi, karışımların katkı ihtiyacını artırırken; zamana bağlı yayılma performanslarını olumlu yönde etkilemiştir. Fosfat ikame edilmesi durumunda ise karışımların katkı ihtiyacı azalırken zamana bağlı yayılma performansı olumsuz etkilenmiştir. Tüm karışımlar içerisinde taze hal özellikleri açısından en iyi performans %10 sülfonat ikame edilen katkı ile elde edilmiştir. Anyonik monomer değişimi, KYB karışımlarının basınç dayanımları, su emme oranları, ultrases geçiş hızları (UPV) ve dinamik elastisite modüllerinde önemli bir değişikliğe sebep olmamıştır.Item Perakende sektöründe kullanılan teknolojik ürünlerin müşteri ilişkileri üzerindeki rolünün incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-04-14) Orbak, İlkünGelişen teknoloji ile ürün çeşitliliği ile tüketici ihtiyaçları artmaktadır. Müşterilerin tercih imkanı olduğunu bilmekte, güvendikleri ve özel hissettikleri firmaları tercih etmektedirler. Firmaların ve şirketlerin başlıca amacı yeni müşteriler ulaşmaktır ancak daha önemli olan var olan müşteriyi elinde tutabilmektir. Müşteri sürekliliğinin önemli hale gelmesi, firmaları müşteri odaklı yöntemler seçmeye yöneltmiştir. Bunun için müşteriler ile ilgili doğru analizlere ihtiyaç vardır. Firmalar gelişen yazılım programları sayesinde müşterilerine daha kolay ulaşmakta, onlara özel indirimler, kampanyalar vs. düzenleyerek firmaya bağlılığını artırmak istemektedirler. Özellikle perakende sektöründe sadakat kart kullanımı yaygınlaşmış ve bu kartlar ile alışveriş kayıtları tutularak istatistiksel çalışmalar yapılmaktadır. Puan biriktirme sistemi ile müşteri tekrar alışveriş yapmaya teşvik edilmektedir. Akıllı telefon uygulamaları ile perakende sektöründe rekabet iyice artmıştır. Bu çalışmada Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM) hakkında bilgi verilip, yeni teknolojik araçların kullanımının araştırılması ve sonuçları incelenmiştir.Item Tekil yük etkisi altında eksantrik mesnetli kirişlerin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-06-07) Türker, Hakan T.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/İnşaat Mühendisliği Bölümü.; 0000-0001-5820-0257Klasik kiriş teorilerinde kirişler bir boyutlu kabul edilir. Bu teoriye göre mesnetler tarafsız eksendedir. Ancak pratik uygulamalarda kirişler tarafsız eksenlerinden farklı noktalardan mesnetlenmektedir. Literatürde üniform yük etkisinde eksantrik mesnetlenme durumuna sahip kirişler için düzenlenmiş kiriş teorisi geliştirilmiştir. Bu çalışmada tekil yük altındaki eksantrik mesnetli kirişler MacLaurin serileri kullanılarak analitik olarak çözülmüştür. Eksantrik mesnetlerin kirişin eğilme rijitliği üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Elde edilen analitik denklemler, mesnetlerin kiriş derinliğinde farklı konumlarında (eksantrisite) kirişlerin eğilme analizi üzerindeki etkisini araştırmak için kullanılmıştır. Bulgular, kirişlerin eğilme rijitliğinin eksantrik mesnet durumundan önemli ölçüde etkilendiğini göstermektedir. Elde edilen sonuçlar Sonlu Eleman çözümleri ile karşılaştırılmıştır.Item Yüksek binaların dinamik tepki analizi için dalga yayılımının irdelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-05-19) Fahjan, Yasin; Mehdi, Fikret; Doğangün, Adem; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/İnşaat Bölümü.; 0000-0002-9373-9589; 0000-0002-1867-7103Bu çalışmanın amacı, sismik dalga yayılımı olgusunu dikkate almanın yüksek binaların dinamik tepkisi üzerindeki etkisini sayısal olarak araştırmaktır. Bir çekirdek duvar ve bir çerçeve, dalga yayılımı olgusu göz önünde bulundurularak ve göz ardı edilerek sismik yükleme altında analiz edilmiştir. Analiz edilen her iki sistem için eğilme momenti, kesme kuvveti, eksenel kuvvet ve katlar arası ötelenme değerlendirilmiştir. Farklı katlardaki dinamik tepki için genlik Fourier tepki spektrumları da tartışılmıştır. Her biri kırk altı katlı, her iki sistem de sabit tabanda enine ve boyuna sismik dalgalara maruz bırakılmıştır. Sonuçlar, dalga yayılım fenomeni göz önüne alındığında, katlar arası sürüklenme, kesme kuvveti ve eğilme momentinde hafif bir azalma sağladığını göstermektedir. Dalga yayılım olgusunun dikkate alınmasının, özellikle üstteki üçüncü bölümün katlarındaki çekirdek duvar için eksenel kuvveti önemli ölçüde arttırdığı bulunmuştur. Bu makalenin ana katkısı, kategorize edilemeyen ve her farklı detayın farklı bir tepkiyi tetikleyebileceği "kod dışı" binalar olan yüksek binalarda dalga yayılımı olgusunu dikkate almaya yönelik büyük ihtiyacı vurgulamaktır. Daha da önemlisi, dalga yayılım fenomeninin temel fiziğini doğru bir şekilde yakalamak ve analizi hassas bir şekilde gerçekleştirmek için standart analiz ve tasarım mühendislik yazılımlarını yükseltme ihtiyacıdır.Item Çimento C3A içeriğinin 3B beton karışımlarının bazı taze hal özellikleri ve basınç dayanımına etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-08-18) Şahin, Hatice Gizem; Mardani, Ali; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/İnşaat Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-8915-879X; 0000-0003-0326-5015Bu çalışmada, çimento C3A miktarının 3B beton karışımlarının bazı taze hal özellikleri ve basınç dayanımına etkisi araştırılmıştır. Bu amaçla, farklı miktarda C3A içeren iki seri 3B beton karışımı hazırlanarak optimum karışım oranı belirlenmiştir. 3B betonların optimum karışım oranları ekstrüde edilebilirlik ve inşa edilebilirlik parametreleri dikkate alınarak tespit edilmiştir. Enjeksiyon tabancasından kolaylıkla pompalanabilen karışımların ekstrüde edilebilir olduğu kabul edilmiştir. Üç katman halinde basılabilen ve pürüzsüz yüzeye sahip olan karışımlar inşa edilebilir olarak seçilmiştir. Belirlenen 3B beton karışımlarının zamana bağlı yayılma davranışı, şekil kararlılığı, reolojik özellikleri ve basınç dayanımı incelenmiştir. Karışımların reolojik özellikleri, statik eşik kayma gerilmesi, dinamik eşik kayma gerilmesi, viskozitesi ve yapısal toparlanma hızı olmak üzere dört farklı açıdan incelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, çimento C3A içeriğindeki artış ile karışımların zamana bağlı kıvam kaybı, şekil koruma kapasitesi ve yapısal toparlanma hızının arttığı gözlemlenmiştir. Ancak, çimento C3A içeriğindeki artış ile 3B beton karışımlarının statik ve dinamik eşik kayma gerilmesi ile basınç dayanımı azalmıştır. Viskozite değerlerinde ise önemli bir değişikliğin olmadığı tespit edilmiştir.Item Numerical heat flux analysis of a trombe wall system in Turkey(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-04-23) Kaya, Ercan ŞerifTrombe wall is an inexpensive passive heating design method used for storing and utilizing solar energy to increase indoor temperature without relying on any mechanical system that requires additional energy. Most recent studies concerning solar wall configuration and energy efficiency have been conducted by using computational fluid dynamics. One reason for this is because semi-transparent and opaque boundaries are provided in simulating wall and glazing surfaces around the fluid domain and solar heat flux energy are allowed in through semi-transparent boundaries. However, finite element method programs employ solid and shell elements as opaque walls that transmit the energy into the domain. In this study, numerical heat flux analysis of a Trombe wall system, which was built for a previous experimental study, has been performed and numerical and experimental analysis results have been verified. According to the simulation studies, heat transfer analysis results are obtained in a good agreement with real time measurements when additional solar load calculated due to transmissivity are defined at the surfaces which are expected to be sun exposed. Besides, numerically verified model of the Trombe wall system was used in evaluating energy saving potential of residential buildings for three cities with different climate regions in Turkey.Item Çoklu deprem serilerinin düzensiz yapıların sismik davranışına etkileri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-08-18) Oyguç, Reşat Atalay; Toros, ÇağatayDepremden sonra hasar görmüş bölgelerde yürütülen yerinde inceleme çalışmalarında çoklu deprem etkileri sıklıkla görülmektedir. Birçok yapı, ana depremi hasarsız ya da az hasarlı atlatırken, rijitlik ve dayanımı azalmış yapıya artçı deprem etkimesi durumunda gözlenen hasar genellikle artmaktadır. Bazı durumlarda yapı ana depremi güvenli bir şekilde atlatırken, artçı depremden sonra göçebilmektedir. Literatürde, çoklu deprem serilerine maruz kalmış düzensiz betonarme yapıların sismik davranışlarını inceleyen az sayıda çalışma vardır. Bu çalışmada, çoklu deprem serilerinin düzensiz betonarme yapıların kalıcı deplasman değerlerine etkilerini araştırılmaktadır. Bu sebeple, düzensiz üç adet mevcut betonarme yapı seçilmiş ve çoklu deprem serileri altında, doğrusal olmayan zaman tanım alanında analizleri gerçekleştirilmiştir. Malzemedeki bozulma etkilerini incelemek için, seçilen yapılar hem azalım etkilerini dikkate alabilen hem de azalım etkilerini dikkate alamayan malzeme modelleri kullanılarak analiz edilmişlerdir. Analiz sonuçlarının incelenmesinden, azalım etkilerini dikkate almayan malzeme modellerinin çoklu deprem serileri altındaki sismik davranışı gerçekçi bir şekilde yansıtamadıkları belirlenmiştir. Bu sebeple bozulma etkilerini doğru olarak yakalayabilmek için azalım etkilerini dikkate alan malzeme modellerinin kullanılması gerekmektedir. Ayrıca, çalışmanın sonucunda düzensizlik etkilerinin kalıcı deplasmanları arttırdıkları belirlenmiştir.Item Numerical investigation of X-45A type unmanned combat air vehicle(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-08-22) Soğukpınar, Hacı; Cağ, SerkanIn this paper, the low-speed aerodynamic performance of unmanned combat air vehicle (UCAV) X-45 delta wing was investigated by a numerical method using computational fluid dynamic approaches (CFD). The investigation was conducted with X-45 and the formation of leading-edge vortices (LEV) and vortex breakdown was studied by a varying angle of attack with the range of 5° to 30° at the Reynolds number of 10,000 using the SST turbulence model and are compared with experimental data to validate simulation accuracy of CFD. Stall conditions happened at around 30°, averaged vorticity layer demonstrates a prolonged form that goes along by narrow recirculation zones neighboring to the wing surface. Detail about flow field, including LEV formation, vortex breakdown, interaction, and nonlinear aerodynamic characteristics of X-45 was presented and discussed.Item Simulasyon destekli tesis tasarımı: Bir imalat sisteminde uygulanması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-07-22) Canbulut, Gülçin; Vural, Nisa Bahar; Kavak, GayeSistem simülasyonu gerçek sistem üzerinde değişiklik yapılmasının mümkün olmadığı ya da oldukça maliyetli olduğu durumlarda kullanılan bir yöntemdir. Simülasyon, araştırmacılar tarafından birçok alanda uygulanmış ve başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Bu çalışmada; üretim yapan bir işletmede tesis yerleşiminden kaynaklı problemlerin çözümü için simülasyon yönteminden yararlanılacaktır. Üretim yapan bir işletmede sistematik bir yerleşim düzeni çalışmasının bulunmaması halinde işletmeye ait iş akış süreçlerinde makine ve iş beklemeleri, makine ve işçilerin aşırı yüklenmesi vb. durumlarla karşılaşmayı kaçınılmaz kılar. Ayrıca yerleşim düzeninin yeterli olmaması bölümler/makineler arasında gereksiz taşıma maliyetlerinin oluşmasına sebebiyet verir. Eğer işletme tesis yerleşimi sistematik bir biçimde düzenlenirse; taşıma maliyetlerinin azalmasıyla birlikte üretim maliyetleri de azalma gösterecektir. Bu çalışmada; üretim yapan bir işletmenin yanlış yerleşiminden kaynaklanan maliyet artışlarının ortadan kaldırılması hedeflenmektedir. İlk olarak işletmenin tesis yerleşimi incelenerek; sistematik bir şekilde iyileştirme önerileri yapılacaktır. Daha sonra mevcut durum ve önerilen durum simüle edilerek taşıma maliyetleri, darboğaz kaynaklar, vb. açıdan karşılaştırma yapılacaktır. Ayrıca yine mevcut sistemde darboğaz oluşturan kaynaklar belirlenip; farklı senaryolar ile kaynak planlaması için önerilerde bulunulacaktır.Item Static analyses of the effect of deep excavation on the behaviour of an adjacent pile in sand(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-07-21) Ashour, Sameh; Ünsever, Yeşim S.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/İnşaat Mühendisliği Bölümü.; 0000-0003-0590-0203; 0000-0003-3735-9554The influence of deep excavation on adjacent pile behaviour is an important issue to ensure its serviceability and stability. In this paper, the effect of deep excavation on an adjacent loaded single pile in saturated cohesionless soil was investigated by 3D finite element method. After verification of finite element model using centrifuge test results found in literature, a parametric study was conducted by varying the most influence factors on the pile behaviour such as excavation depth, distance from the pile to the excavation and pile head type. It was concluded that the excavation depth (He) with respect to pile length (Lp) has a significant effect on pile response. Among the three cases of He/Lp, the case of He/Lp= 0.5 induced the maximum bending moment while the case of He/Lp= 1.5 induced the maximum pile lateral deflection. Moreover, the distance from the pile to the excavation site has also a significant influence on pile response and the induced bending moment in pile is inconsiderable after 9 m distance. Also, it is observed that the pile head type has an important effect on the pile behaviour especially in case of rigid head case.Item Termal enerji depolamada polimer-nano malzeme katkılı parafin vakstan üretilen faz değişim malzemeleri üzerine bir değerlendirme(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-07-06) Özdemir, Çağrı Önder; Akgün, Hasret; Özkan, Aysun; Günkaya, Zerrin; Banar, MufideFaz değişim malzemeleri (FDM) kullanılarak gizli ısının depolanması, termal enerji depolamada, oldukça etkili bir yoldur. Bu malzemeler, faz geçişi sırasında enerjiyi sabit sıcaklıkta gizli ısı formunda depolar ve depolanan aynı enerjiyi serbest bırakır. Parafin, kapsülleme gibi yöntemlerle sabit bir şekle getirilerek kullanılan önemli organik FDM'lerden birisidir. Herhangi bir teknik sınıf parafinin ekonomik maliyetinin yüksek olması, faz geçiş prosedürü sırasında sıvı sızıntısı, düşük termal iletkenlik ve düşük yüzey alanı gibi malzemenin termal performansını etkileyen birçok sınırlama, gizli ısı depolamada istenen fiziksel özellikleri ve termal performansı iyileştirmek için parafin vaks ile oluşturulan kompozit faz değişim malzemelerinin geliştirilmesini önemli kılmaktadır. Bu derleme makalede; parafin vaks kullanılarak elde edilmiş faz değişim malzemeleriyle ilgili çalışmalar özetlenmiş, küresel iklim değişikliği azaltım stratejileri çerçevesinde, çevrede aşırı miktarda olan, plastik, vaks, organik ve inorganik malzemelerin kompozit faz değişim malzemelerinde kullanılabilirliği ile ilgili öneriler sunulmuşturItem Hemzemin kavşak iyileştirmelerinin kavşak performansı ve taşıt emisyonları üzerine etkilerinin incelenmesi: Bursa örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-06-05) Kayacan, Alphan; Yılmaz, Bahadır; Rizelioğlu, Mehmet; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/İnşaat Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-8986-9399Kavşaklar farklı yönlerden gelen trafik akımlarının ortaklaşa kullanıldığı alanlardır. Bu nedenle araç gecikmeleri, kuyruk uzunluğu, bekleme süreleri gibi trafiğe etki eden faktörlerin en yoğun yaşandığı yerler kavşaklar olmaktadır. Bu durum, kavşakların trafiğin performansı üzerinde önemli etkiye sahip olduğunu göstermektedir. Öyleyse kavşak optimizasyonları trafiğin etkin ve verimli kullanılması için trafik iyileştirme çalışmalarının başında gelmektedir. Bu çalışmada Bursa ili Nilüfer ilçesinde bulunan sinyalize dönel kavşak olarak hizmet veren Durmazlar Kavşağı incelenmiştir. Kavşağın mevcut durumu ve mevcut durum üzerinde uygulanan farklı geometrik iyileştirmeler VISSIM simülasyon programı ile analiz edilmiştir. Yapılan iyileştirmeler sonucunda kavşak geometrisinin kavşak performansı üzerinde etkili olduğu görülmüştür. Nihayetinde seyahat süresi, durma sayıları ve kuyruk uzunluklarının azaldığı, araç hızlarının arttığı bunlara bağlı olarak kavşak hizmet seviyesinin iyileştiği ve emisyon miktarlarının azaldığı görülmüştür.Item Atık aktif çamurda biyogaz üretiminin artırılmasına termal ve kimyasal dezentegrasyonun etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-07-27) Dindar, Efsun; Yılmaz, N. Aleyna; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-4572-2512; 0000-0003-3051-3598Çamur dezentegrasyon yöntemleri, atıksu çamurunun çürüme sürecinde hız sınırlayıcı adım olan hidroliz fazını ortadan kaldırmak, oluşan biyogaz miktarını ve stabilizasyon derecesini artırmak için uygulanan ön işlem yöntemleridir. Bu çalışmada, çözünmüş kimyasal oksijen ihtiyacı parametresindeki değişimler incelenerek farklı dezentegrasyon yöntemlerinin (termal ve kimyasal) çamurun çözünürlüğüne etkisi araştırılmıştır. Termal dezentegrasyon kapsamında yapılan çalışmalarda atık aktif çamur, kapalı tüplerdeki blok ısıtıcılarda ısıl işleme tabi tutulmuştur. Kimyasal(alkali) dezentegrasyon için, atık aktif çamurun pH'ı 10 ve 11 olacak şekilde NaOH ilave edilmiştir. Çalışma sonucunda, BMP testi ile termal dezentegrasyon, alkali dezentegrasyon, aşı+ham çamur ve aşı çamurundan biyogaz üretimi sırasıyla 202.5, 189.8, 104 ve 80.5 ml olarak bulunmuştur. Çalışma kapsamında uygulanan kimyasal ve termal dezentegrasyon yöntemlerinin her ikisi de biyogazın verimini olumlu yönde etkilemiştir. Biyogaz verimliliği açısından termal dezentegrasyon yöntemi daha etkili bir yöntem gibi görünmektedir.Item Otomobil salıncak kolunun yapısal analiz ve optimizasyon teknikleri ile ağırlık azaltılması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-05-27) Çelik, Açelya; Yıldız, Ali Riza; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Otomotiv Mühendisliği Bölümü.; 0000-0003-2634-4111; 0000-0003-1790-6987Otomobillerde kullanılan ön salıncak kolu amortisör, komuta parmağı ve motor beşiğine bağlanarak, lastik ve jant birleşiğini yanal olarak sabitlemek için kullanılır. Otomotiv endüstrisinde, kaliteyi koruyarak araç maliyetini ve ağırlığını azaltmak temel hedefler arasında yer almaktadır. Bu çalışmada, ön salıncak kolu üzerinde ağırlık azaltma analizleri yapılarak optimizasyon çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın amacı, topoloji optimizasyon metodunun kullanılmasıyla, seçilen bir ön salıncak kolunun geometrisinde değişiklikler yaparak, malzeme miktarının minimuma düşürülmesi, parça dayanımını koruyacak şekilde, ağırlığı ve maliyeti azaltılmış yeni bir ön salıncak kolu modelinin oluşturulmasıdır. Bu amaçla, katı modelleme ve sonlu elemanlar yöntemiyle analiz ve topoloji optimizasyon metotları kullanılarak, yer değiştirme, gerilme gibi kısıtlar uygulanarak en uygun tasarımın belirlenmesi hedeflenmiştir. Yapılan çalışmada seçilen örnek parça üzerinde yapılmış statik analizler sonrası, topoloji optimizasyonu gerçekleştirilmiş ve malzeme dağılımları incelenmiştir. Bu malzeme dağılımlarına göre parçanın boşaltılabilecek alanlar tespit edilmiş, bu verilere göre yeni tasarım çalışmaları yapılmıştır. Her yeni tasarım için statik analizler tekrarlanmış ve genetik algoritmalar ile şekil optimizasyonu yapılmıştır. Bulunan optimum tasarımının, seçilen örnek parça tasarımına göre %11,02 daha hafif olduğu tespit edilmiştir.Item Tekstil sektöründe risk değerlendirmelerinin ANP yöntemi ile analizi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-05-05) Çat, Fatma; Kocaağa, Sedanur; Erçin, Emine Melisa; Gündüz, Tülin; Özalp, Besim Türker; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölümü.; 0000-0003-1119-7649; 0000-0003-4625-7728; 0000-0002-8537-0857; 0000-0002-7134-3997; 0000-0003-0307-1026Her sektörün kendine özgü, içinde barındırdığı riskleri ve tehlikeleri olduğu gibi, tekstil sektöründe de iş sağlığı ve güvenliği açısından birçok risk ve tehlike bulunmaktadır. Bu risk ve tehlikelerin iyi şekilde analiz edilmesi, alınacak önlemlerin doğru ve hızlı tespiti ile meydana gelebilecek birçok iş kazasının önüne geçilebilmektedir. Bu çalışmada, Bursa’da faaliyet gösteren bir tekstil firmasına ait mevcut risk değerlendirme formları incelenmiştir. Yapılan analizler sonucunda mevcut risklere ait tehlikeler 8 ana kriter ve 55 alt kriter olarak sınıflandırılmıştır. Bu kriterlerin iç ve dış bağımlılıklarını belirlemek amacıyla çok kriterli karar verme yöntemlerinden ANP metoduna başvurulmuştur. ANP sayesinde ana kriterlere ve alt kriterlere ait ağırlıklandırmalar elde edilmiştir. Bu sayede en öncelikli tehlikenin bulunduğu ana kriter ‘makine, iş ekipmanı ve el aletleri’ kriteri olarak belirlenmiştir. Bu ana kriterin sahip olduğu en öncelikli alt kriter ise hareketli-döner aksam olarak bulunmuştur. Her alt kriterin farklı ana kriter içindeki alt kriterlerle olan karşılaştırmaları sonucunda ise en öncelikli alt kriter elektrik çarpması olarak belirlenmiştir.Item PID tuning with up-to-date metaheuristic algorithms(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-05-23) Vatansever, Fahri; Hacıiskenderoğlu, Emre; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Elektrik-Elektronik Mühendisliği.; 0000-0002-3885-8622; 0000-0001-5724-1153Control of systems is very important in applications. For this purpose appropriate controllers need to be designed. PIDs are the most popular controllers and there are traditional methods for their design. In recent years, metaheuristic algorithms also have been used to tuning the PID coefficients. In this study, an interactive graphical user interface program was designed, which makes the design of PID type controllers with six up-to-date metaheuristic algorithms according to different performance criteria. The controller coefficients can be tuned easily, quickly and effectively with this software tool that performs single or comparative designs, provides numerical and graphical solutions, and enables detailed analysis and synthesis.Item Evaluation of mechanical properties of intraply hybrid carbon/aramid composite materials(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-04-20) Karaçor, Berkay; Özcanlı, MustafaHybridization is an important application in obtaining the multi-functionality to combine the best properties of each reinforcing element makes up the composite. In this study, hybrid composites and uniform composites were fabricated using carbon, aramid, and intraply carbon/aramid hybrid weaves with two different production methods (vacuum-assisted resin transfer molding process and vacuum bagging process). The mechanical properties of the produced hybrid composites and uniform composites were analyzed with respect to two different methods. Epoxy resin from thermoset resins was used as a matrix element. The composite samples produced were analyzed mechanically (tensile test, hardness test) and morphologically, as well as in the production of intraply hybrid carbon/aramid composites and interply hybrid Carbon and Kevlar composites, how different production methods affect the results. Results show in the productions made with VABM (vacuum bagging method), the tensile strength value of Intraply carbon/aramid hybrid samples was 1.56 times better than the ones made with VARTM (vacuum assisted resin transfer molding). In the comparison of hardness values, 1.20 times higher results were obtained in the value of Intraply carbon/aramid hybrid samples produced with VARTM compared to those made with VABM. Using SEM analysis, the interfacial properties such as fiber breakage, fiber shrinkage, and fracture were determined in the specimens after the uniaxial tensile test, and it was found that the interactions of the fiber interfaces support the mechanical properties of the specimens.Item Stability analysis of stone column slopes under different earthquake loads(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-08-07) Vekli, Mustafa; Çadır, Cenk CumaHow a slope behaves under the action of a dynamic load such as an earthquake is of great importance in stability analyses of slopes. Improving the region where slope failure occurs or preventing potential slope failure can lead to reducing the factors that excite movement in a slope and/or increasing the sliding resistance of the soils. In this study, the stone column method was used as an improvement technique. In the analysis performed with Plaxis 2D, safety factors were defined for slopes with different slope angles, soil cohesion, and three different earthquake magnitudes. Later, the slopes with the same characteristics were improved using the stone column method. The slopes were improved with different s/D ratios and different internal friction angles of the stone column. The same earthquake forces were also applied to the improved slopes and the factors of safety were determined. In the study, slope models with stone columns designed without the effect of earthquake force showed an increase in safety values in the range of 1.01to 1.34 times compared to slope models without stone columns. It was found that the safety values of the slope models with stone columns increased by 1.02- 1.80 times compared to the slope models without stone columns under the effect of earthquake force.Item Design and thermodynamic performance analysis of an ammonia-water absorption refrigeration and microturbine combined system(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-08-02) Altun, Ayşe Fidan; Bursa Uludağ Üniversitesi/Orhangazi Yeniköy Asıl Çelik Meslek Yüksekokulu.; 0000-0001-7236-8398Integrating absorption chillers in cogeneration and trigeneration systems are beneficial for increasing energy efficiency and sustainability. Those systems have higher efficiency, lower emissions, and lower costs compared to conventional systems. Therefore, it is crucial to develop thermodynamic models to predict the energy behaviour of the system for efficient design. System design and extensive thermodynamic analysis were conducted for a microturbine-NH3/H2O absorption cold and power system. The microturbine with a 60 kW power capacity is the prime mover.14 kW absorption chiller is fed by exhaust gases coming from the waste heat recovery part of the microturbine. The thermodynamic properties of the fluid at various state points were determined. The first and second law efficiency of the system was presented for different design parameters such as evaporation, condensation, generation temperature of the absorption system, effectiveness of the condenser-evaporator heat exchanger, and the solution heat exchanger. The proposed system's energy utilization factor is 28.3%, representing a 43.5% efficiency increase relative to the sole microturbine cycle. In addition, if waste heat from the flue gases discharged from the turbine is not recovered, a tremendous amount of energy may be lost. Therefore, the application of combined energy systems is a vital solution for energy efficiency.