Sosyal Bilimler Yüksek Lisans Tezleri / Master Degree
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/26
Browse
collection.page.browse.recent.head
Item Nâtık-bilhak ve Zeydi fıkhındaki yeri (Et-tahrîr adlı eserinin büyû‘ bölümü özelinde)(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-19) Kara, Nimet; Gündüz, Eren; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı / İslam Hukuku Bilim Dalı; 0000-0002-7841-1606Zeydilik, Irak bölgesinde doğup ilk devletini Taberistan’da kurmuş ve bu bölgede İslâm dinini temsil eder olmuştur. Kuruluş sürecinde Zeydiler Mu‘tezile ve Hanefîlikgibi pek çok mezheple etkileşim halinde olmuşlardır. Bu etkileşimle beraber yetişen önemli fakihlerin katkılarıyla Zeydi fıkhı gelişmiş ve sistematik bir hal almıştır. Bu fakihlerden biri de hicri 5. yüzyılda yaşamış Zeydi imam Nâtık-Bilhak’tır. Bu çalışmaya konu olan fakih, çok yönlü bir âlim olup önemli eserler kaleme almıştır. Bu eserler içinde en çok dikkati çekenlerden biri de fürû-i fıkıh alanında yazdığı et-Tahrîr’dir. Bu muhtasar eserinde Nâtık-Bilhak, kendinden önceki Zeydi imamların görüşlerine yer vermiş ve onları özlü bir biçimde aktarmıştır. Bu araştırmamızın amacı, adı geçen eseri üzerinden müellifin Zeydi fıkhındaki yerini ve önemini ortaya koymaktır. Yöntem olarak tabakat kitaplarından yararlanılarak müellifin hayatı ve onu etkileyen fakihler tanınmaya çalışılmış, ayrıca onun bize ulaşan eserleri hakkında genel bilgi verilmiştir. et-Tahrîr’in incelenmesinde örneklem olarak eserin Kitabu’l-buyû’ bölümü tercih edilmiştir.Item Ebû Süca‘ En-Nâsırî ve kelâmî görüşleri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-06-27) Sönmez, Ahmed Mahmud Ali; Koloğlu, Orhan Şener; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı / Kelam Bilim Dalı; 0000-0003-1223-7606Çalışmamızda Mâtürîdî âlim Ebû Şüca‘ en-Nâsırî’nin ilmî kişiliği, kaynakları, metodu ve kelâm ilmine dair görüşlerini ele almaya çalıştık. Onun görüşlerini aktarırken yer yer mezhebin kurucusu İmam Mâtürîdî’nin ve mezhebin en güçlü ve meşhur isimlerinden Ebü’l-Mûin en-Nesefî’nin görüşlerine de yer vermeye çalıştık. Çalışmamızı bir giriş ve iki bölümden oluşturduk. İlk bölümde Mâtürîdî âlim Ebû Şüca‘ en-Nâsırî’nin hayatı, ilmî kişiliği, eserleri ve metoduna değinmeye çalıştık. İkinci bölümde ise kelâmî görüşlerini ele almaya gayret ettik.Item Ebû Tâlib el-Mekkî’nin Kûtü’l Kulûb adlı eserine göre manevi eğitimin bireyin ahlak inşasındaki rolü(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-08-02) Piri, Ayşen; Kılavuz, Mehmet Akif; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Manevi Danışmanlık ve Rehberlik Anabilim Dalı; 0009-0006-4180-6723Bu çalışmamız, Ebû Tâlib el-Mekkî’nin “Kûtü’l Kulûb” adlı eseri merkeze alınarak erken dönem sufilerde manevi eğitimin bireyin ahlak inşasındaki rolünü incelemektedir. Çalışma, manevi eğitim süreçlerinin, bireyin ahlaki gelişiminde ve ruhsal olgunlaşmasında nasıl bir etkisi olduğunu ortaya koymayı amaçlamaktadır. İlk bölümde, tasavvufun manevi eğitim anlayışı ve bu eğitimin bedensel ve ruhsal tezahürleri ele alınmıştır. Özellikle bedensel terbiyenin, nefsin arzu ve isteklerini dizginleme, ahlaki güzelliklerin kazanılmasındaki önemi vurgulanmıştır. İkinci bölümde, manevi eğitimin ahlaki inşa sürecine katkıları, bireyin negatif duygulardan arındırılması ve pozitif ahlaki değerlerle donatılması üzerinde durulmuştur. Ebû Tâlib el-Mekkî başta olmak üzere erken dönem sufilerin görüşlerine dayanarak, tasavvufi anlayışın ortaya koyduğu yaşam modelinin bireyin manevi eğitim sürecinde nasıl bir rol oynadığı açıklanmıştır. Çalışma, manevi eğitim süreçlerinin bireyin içsel huzurunu artırarak, dengeli ve uyumlu bir yaşam sürmesine katkıda bulunduğunu savunmaktadır.Item Blokzincir uygulamalarında başarısızlık nedenlerinin bibliyometrik analiz ile incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-12) Şenlik, Muzaffer; Engin, Melih; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Yönetim Bilişim Sistemleri Anabilim Dalı; 0009-0006-0341-4622Blokzincir teknolojisi, merkezi olmayan, güvenli ve şeffaf veri yönetim sistemleri sunarak finans, sağlık, tedarik zinciri yönetimi, gayrimenkul ve daha birçok sektörde kullanılmaktadır. 2008 yılında Bitcoin ile tanıtılan bu teknoloji, kripto para birimlerinin yanı sıra akıllı sözleşmeler ve çeşitli veri izleme uygulamalarıyla da dikkat çekmektedir. Blokzincir, merkezi olmayan yapısı ve yüksek güvenlik özellikleriyle geleneksel sistemlere alternatif sunmaktadır. Bu tez çalışmasının amacı, blokzincir uygulamalarında karşılaşılan başarısızlıkların nedenlerini bibliyometrik analiz yöntemiyle incelemektir. Çalışma, mevcut literatürü tarayarak ve analiz ederek, blokzincir teknolojilerinin hangi koşullarda ve neden başarısız olduğunu ortaya koymayı amaçlamaktadır. Bu analiz sayesinde, blokzincir teknolojisinin uygulanması sürecinde karşılaşılan zorluklar ve engeller daha iyi anlaşılacak ve gelecekteki blokzincir uygulamaları için yol gösterici bilgiler sunulması hedeflenmektedir. Bu çalışmada, Scopus veri tabanından blokzincir ve başarısızlık gibi kavramlar aratılarak 2779 belgeli bir veri seti elde edilmiştir. Elde edilen veriler bibliyometrik analiz aracı olan Biblioshiny kullanılarak analiz edilmiştir. Bu yöntem, araştırma konusuna ilişkin yayınların sayısı, atıf sıklığı, yazarların ülkeleri gibi nicel verileri ortaya koyarak kapsamlı bir istatistiksel bakış açısı sunmaktadır. Elde edilen verilerin analizi ve görselleştirilmesi için R programlama dilinin bibliometrix kütüphanesinden yararlanılmıştır. Sonuçlar, blokzincir teknolojisinin ölçeklenebilirlik sorunları, blokzincir platformlarının birbiriyle uyumsuzluğu, ağ güvenliği endişeleri, kullanıcı deneyimindeki eksiklikler, yetersiz gerçek dünya testleri ve hukuki belirsizlikler gibi konuların bu teknolojinin uygulanmasını zorlaştırdığını göstermektedir. Ölçeklenebilirlik sorunları, işlem kapasitesinin sınırlı olması nedeniyle ağ tıkanıklığı ve gecikmelere yol açmaktadır. Blokzincir platformlarının birbirleriyle uyumsuzluğu, farklı standartlar ve protokoller kullanılması nedeniyle veri ve işlem entegrasyonunu zorlaştırmaktadır. Ağ güvenliği, merkezi olmayan yapının getirdiği avantajlarla birlikte, kötü niyetli saldırılara karşı hassasiyet göstermektedir. Kullanıcı deneyimi ise, teknolojinin karmaşıklığı ve kullanıcı dostu olmayan arayüzler nedeniyle olumsuz etkilenmektedir. Ayrıca, yetersiz gerçek dünya testleri, teknolojinin güvenilirliğini ve etkinliğini sorgulayan sonuçlara yol açmaktadır. Hukuki belirsizlikler ise yasal düzenlemelerin eksikliği ve ülkelerin tutumları nedeniyle blokzincir uygulamalarının geliştirilmesini zorlaştırmaktadır.Item Uluslararası örgütlerin yetkileri bağlamında andlaşma akdetme yetkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-01) Coşkun, Eftal; Reçber, Sercan; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Kamu Hukuku Anabilim Dalı / Milletlerarası Hukuk Bilim Dalı; 0000-0002-4969-4176Uluslararası hukukun aslî kaynaklarından biri olan uluslararası andlaşmalar, uluslararası hukukun kişileri arasındaki ilişkilerin düzenlenmesinin ve uluslararası hukukta yeni norm oluşturulmasının en önemli hukuksal araçları arasındadır. Uluslararası örgütler de andlaşma akdetme yetkisine sahip olarak uluslararası andlaşmalar vasıtasıyla uluslararası hukukun düzenlenmesine ve geliştirilmesine etki etmektedir. Bu doğrultuda çalışmada uluslararası örgütlerin andlaşma akdetme yetkisi incelenmiştir. Çalışmada uluslararası örgütlerin andlaşma akdetme yetkisinin kapsamı ve nereden kaynaklandığı değerlendirilmiştir. Uluslararası örgütlerin andlaşma akdetme yetkisi, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği özelinde ele alınmıştır. Andlaşma akdetme yetkisinden hareketle uluslararası örgütlerin uluslararası alanda yetki kullanımı üzerine genel bir değerlendirme yapılmıştır. Böylece çalışmada uluslararası örgütler üzerine hukukî bir inceleme yapılması hedeflenmiştir.Item Gayrimenkul danışmanlığı sözleşmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-02) Kurutaş, Mustafa; Caner, Ayşenur Şahin; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Özel Hukuk Anabilim Dalı / Medeni Hukuk Bilim Dalı; 0000-0002-8084-0389Bu tez çalışmasının konusunu, taşınmaz sahibi veya yetkilendirdiği iş sahibi ile gayrimenkul danışmanı arasında kurulan gayrimenkul danışmanlığı sözleşmesi oluşturmaktadır. Genel olarak simsarlık faaliyeti ve simsarlık sözleşmesi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 520 ile 525. maddeleri arasında düzenlemiştir. Taşınmazlara ait simsarlık faaliyetine TBK’de 520/3’de özel olarak değinilmiştir. Bu çalışmadan önceki bir çok çalışmada taşınmaz simsarlığı tabiri kullanılsa da son dönemde bir meslek olarak tercih edildiğinden ve kendi alanında gayrimenkul danışmanı olarak nitelendirildiğinden çalışmamızda gayrimenkul danışmanlığı sözleşmesi tabiri kullanılmıştır. Simsarlık sözleşmeleri her ne kadar hem taşınır hem de taşınmazlarda söz konusu olsa da gayrimenkul danışmanlığı sözleşmesi sadece taşınmazlar ile ilgilidir. Gayrimenkul danışmanlığı sözleşmesi vekâlet sözleşmesinin özel bir görünümüdür. Buna karşın iki sözleşme arasında birçok farklılık bulunmaktadır. Temel olarak gayrimenkul danışmanlığı sözleşmesi yazılı şekilde yapılmadıkça geçerli olmayacaktır. Gayrimenkul danışmanlığı sözleşmesinde ücret zorunlu bir unsurdur. Gayrimenkul danışmanı, iş sahibi ile üçüncü kişi arasında esas sözleşmenin kurulması ile ücrete hak kazanacaktır. Gayrimenkul danışmanlığı sözleşmesine dair Türkiye Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı tarafından çıkarılan Taşınmaz Ticareti Hakkında Yönetmelik (TTHY) ile tapu kütüğüne kayıtlı olsun ya da olmasın taşınmaz satımı ve kiralaması ile tapu işlemlerine aracılık eden, taşınmazla ilgili danışmanlık ve yönetim hizmeti veren gerçek veya tüzel kişi tacirler ile esnaf ve sanatkârların taşınmaz ticareti faaliyetleri, yetki belgesinin verilmesi, yenilenmesi ve iptaline ilişkin usul ve esaslar, taşınmaz ticaretine ilişkin ilke, kural ve yükümlülükler, bakanlık, yetkili idare ve ilgili diğer kurum ve kuruluşların taşımaz ticaretine ilişkin görev, yetki ve sorumlulukları düzenlenmiştir. Çalışmamızda gayrimenkul danışmanlığı sözleşmesi kavramı, sözleşmenin tarafları, hukuki niteliği, şekli, özellikleri, diğer sözleşmelerden farkları ile gayrimenkul danışmanlığı sözleşmesinin uygulanmasında önemli yeri olan yetkilendirme sözleşmesi, esas sözleşme ve taşınmaz gösterme belgesine dair detaylı bilgiler ilk bölümde incelenecektir. Yine bu kapsamda gayrimenkul danışmanlığı sözleşmesinde tarafların hakları ve yükümlülükleri izah edilmeye çalışılacaktır. Gayrimenkul danışmanlığı kapsamında özellikle de taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlıkların temelini oluşturan ücret alacağının doğması ve ücret alacağının ifası konusuna üçüncü bölümde yer verilecektir. Nihayet, gayrimenkul danışmanlığı sözleşmesinin sona ermesine sebep olan haller son kısımda açıklanacaktır. Çalışmanın amacı; gayrimenkul danışmanlığı sözleşmesini ayrıntılı olarak incelemek, gayrimenkul danışmanı ile iş sahibinin hak ve yükümlülüklerini detaylarıyla anlatmak, gayrimenkul danışmanının gayrimenkul danışmanlığı sözleşmesi kapsamında yetkilendirildiği aracılık faaliyeti sonuncunda ücret alacağını hak etme koşulları ve ücret alacağının ifasını incelemek ve gayrimenkul danışmanılığı sözleşmesini sona erdiren hal ve şartları inceleyerek gayrimenkul danışmanlığı sözleşmesinin uygulamadaki sorunlarına yönelik görüş ve çözüm önerileri sunmaktır.Item Şirketler topluluğuna dahil bir anonim şirkette pay sahiplerinin yönetsel hakları(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-06-12) Ölmez, Burakcan; Aker, Halit; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Özel Hukuk Anabilim Dalı / Ticaret Hukuku Bilim Dalı; 0000-0002-2697-6066Bu tez çalışmasında 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile hukuk dünyamıza giren şirketler topluluğuna dahil bir anonim şirketteki pay sahiplerinin yönetsel hakları incelenmiştir. Bir ticaret şirketi, diğer bir ticaret şirketi üzerinde Türk Ticaret Kanunu’nun 195. maddesindeki hakimiyet kriterlerini sağladığında bu şirketler birlikte şirketler topluluğu oluşturur. Şirketler topluluğuna ilişkin hükümler Kanun’un 195 ila 209’uncu maddeleri arasında düzenlenmiştir. Çalışmamızda ilk olarak şirketler topluluğu hakkında genel bilgilere yer verilmiş, özellikle teşebbüs ve hakimiyet kavramları üzerinde durulmuştur. Devamında anonim şirket pay sahiplerine doğrudan dava açma imkanı vermeyen yönetsel haklara kısaca değinilmiş, bu hakları etkileyen şirketler topluluğu hükümleri şartlarıyla birlikte açıklanarak sonuçlar saptanmıştır. Son olarak anonim şirket pay sahiplerine doğrudan dava açma imkanı veren yönetsel haklardan bahsedilmiş, Bu tez çalışmasının amacı; hukuk sistemimize yeni giren şirketler topluluğu hükümlerinin, halihazırdaki anonim şirket pay sahipliği hakları üzerinde yönetsel haklar özelinde nasıl bir etki meydana getirdiğinin tespitinden ibarettir.Item Hemşı̇relerı̇n manevı̇ danışmanlık ve rehberlı̇k hı̇zmetlerı̇ hakkında düşüncelerı̇ (Bursa’da bir kamu hastanesi örneği)(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-05-02) Otçu, Mehmet Sıddık; Ay, Mehmet Emin; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Manevı̇ Danışmanlık ve Rehberlı̇k Anabı̇lı̇m Dalı; 0009-0002-1950-6194Bu nicel çalışma, hemşirelerin manevi danışmanlık ve rehberlik hizmetlerine yönelik düşüncelerini ve manevi destek algılarını ölçmeyi hedeflemektedir. Sağlık sistemi içinde sayısı fazla olan hemşirelerin görüşlerinin, bu hizmetin hastanelerdeki etkinliği açısından önem arz etmektedir. Çünkü hemşireler, hastane hizmetleri içinde hastalarla birinci derecede iletişimde olan kişilerdir. Bundan dolayı, hastaların ve hasta yakınlarının ne zaman manevi danışmanlık ve rehberliğe ihtiyaçları olduklarını en iyi gözlemleyebilecek kişilerin başında hemşireler gelmektedir. Araştırmanın birinci bölümde manevi danışmanlık ve rehberliğin kavramsal çerçevesi, tarihçesi ve İslam geleneğinde hastanelerde hastaların ruhsal yönünü dikkate alan tedavi yöntemlerinden bazıları incelenmiştir. Bu hastanelerde, hastaların moralini yüksek tutacak uygulamaların olduğu görülmüştür. İkinci bölümde ise, araştırma bulgularının analiz sonuçları ve yorumlarına yer verilmiştir Araştırmanın verileri anket yöntemi ile toplanmıştır. Veri analizi SPSS 28 programı ile yapılmıştır. Çalışmaya 177 hemşire katılmıştır. Hemşirelerin manevi destek algıları %61.20 ile yüksek olduğu görülmüştür. Manevi destek algısı ile aralarında anlamlı olan değişkenler var olduğu gibi anlamsız olanlar da vardır. Manevi danışmanlık ve rehberlik hizmetini gerekli görenlerin oranı ise %74.1 ile yüksek iken; bu hizmetten haberdar olanlar ise %26.4’tür. Bu oranın düşük olması, kurum içindeki tanıtımların ve bilgilendirme faaliyetlerinin yeteri kadar olmadığını düşündürtmektedir.Item Konut ve çatılı işyeri kira sözleşmelerinin kiracı tarafından sona erdirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-08-07) Gündüz, Simge; Yılmaz, Çiğdem Mine; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Özel Hukuk Anabilim Dalı / Medeni Hukuk Bilim Dalı; 0009-0008-0047-615201.07.2012 tarihinde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle, 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmış ve konut ve çatılı işyeri kira sözleşmelerine ilişkin hükümler Türk Borçlar Kanunu’nda özel olarak düzenlenmiştir. Söz konusu hükümler Gayrimenkul Kiraları Hakkında Kanun’da yer alan ilgili maddeler doğrultusunda değişiklik yapılarak düzenlenmiştir. Aynı zamanda büyük ölçüde İsviçre Borçlar Kanunu göz önünde bulundurulmuştur. Kanun koyucu kiraya verene karşı kiracıyı koruyan ve emredici nitelikte düzenlemeler yapmıştır. Konut ve çatılı işyeri kira sözleşmelerinde kiraya veren her zaman kira sözleşmesini sona erdiremezken, kiracı belirli şartların sağlanması halinde kira sözleşmesini her zaman sona erdirebilmektedir. Bu çalışmada ilk olarak genel olarak konut ve çatılı işyeri kira sözleşmeleri özellikleriyle ele alınmıştır. Ardından ikinci bölümde konut ve çatılı işyeri kira sözleşmelerinin kiracı tarafından hangi hallerde sona erdirilebileceği detaylı olarak açıklanmıştır. Üçüncü ve son bölümde ise konut ve çatılı işyeri kira sözleşmelerinin kiracı tarafından sona erdirilme durumunda ortaya çıkan sonuçlar incelenmiştir.Item Dış ticaretin kadın işgücüne katılımındaki etkisi: Hatay örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-30) Bayrak, Burcu; Okşak, Yüksel; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Uluslararası İşletmecilik ve Ticaret Anabilim Dalı; 0009-0006-8036-3830Dış ticaret, firmaların küresel pazarda daha güçlü bir konum elde etmeleri için son derece önemli bir faktördür. Ülkelerin dış ticaretlerinde meydana gelen artış, kadın iş gücünün artmasına yol açabilir. Farklı sektörlerde iş fırsatlarının artması, uluslararası pazarda rekabet etme imkânları ve talep açığının olması kadınların istihdam edilme olanaklarını artırabilir. Ancak, bu durumda sektörel ve bölgesel farklılıkların da etkisi söz konusudur. Türkiye genelinde kadınların dış ticarette ve iş gücünde aktif rol alamaması; eğitim, çevre, iş ve çalışma hayatı, ücret ve cinsiyet eşitsizlikleri ile ilgilidir. Bu tez çalışmasının amacı, bölgesel bir inceleme yaparak, Hatay ilinde dış ticaretin kadın iş gücü üzerindeki etkisini değerlendirmek ve bu konuda firmaların görüşlerini ve uyguladığı politikaları araştırmaktır. Çalışma dört ana bölümü içermektedir. İlk bölümde dış ticaret kavramı ele alınarak dünya ve Türkiye’deki gelişim durumu incelenmiştir. İkinci ve üçüncü bölümlerde, kadın iş gücü ve dış ticaret kavramları arasındaki ilişkiye odaklanılarak, bu ilişkinin Hatay bölgesi üzerinde değerlendirilmesi yapılmıştır. Son bölümde ise araştırmanın yöntemine ve elde edilen bulgulara yer verilmiştir. Hatay ilindeki dış ticaret faaliyeti gösteren firmalara yönelik olarak uygulanan anket yöntemiyle elde edilen veriler, firmaların ziyaret edilmesi suretiyle toplanmıştır. Araştırma sonucunda firmaların, dış ticaretlerinin arttığı durumlarda kadın iş gücü istihdamının da artacağı sonucuna ulaşılmıştır.Item Danimarkalı oryantalist Frants Buhl’un eserlerinde Hz. Peygamber algısı(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-04-02) Köse, Hacıemin; Maydaer, Saadet; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı / Türk İslam Sanatları Tarihi Bilim Dalı; 0009-0005-1420-665319-20. yy. oryantalistleri arasında zikredilen Frants Buhl, farklı üniversitelerde aldığı eğitim ile Doğu araştırmaları ve Kitâb-ı Mukaddes alanlarında çalışmalar yapmıştır. iarkiyatçılık bünyesinde birçok kitap ve ansiklopedi maddeleri yazmakla birlikte en tanınmıĢ eseri “Muhammeds Liv” (Muhammed’in Hayatı)’dır. Bu çalışmada da onun bu eseri ana kaynak olarak kullanarak Hz. Peygamber hakkındaki görüşleri zikredilmiş ve İslamî kaynaklarda bulunan rivâyetlerle birlikte değerlendirilmeye tabi tutulmuştur. O, Peygamber dönemini Mekke ve Medine dönemi olarak ayırmış, Medine döneminde Hz. Muhammed’i artık dini öğretileri için savunan bir adam yerine politika ve siyasî gücü olan bir kişi olarak nitelemiştir. Buhl, özellikle Hz. Peygamber ve islam hakkındaki değerlendirmelerinde sert üslubu ile dikkat çekmiştir. Yazar, klasik oryantalistlerde olduğu gibi rivâyetlerin birçoğunu uydurma olarak kabul etmiş, bu nedenle olayların sebeplerine bakmaksızın Hz. Peygamber’e savaşçı, politikacı gibi çeşitli ithamlarda bulunmuştur. Ayrıca Buhl, Hz. Peygamber döneminde yaşanan olayları genellikle Yahudilik ve Hıristiyanlık bağlamında ele alarak onun semâvi dinlerden etkilendiğini savunmaya çalışmıştır. Çalışmanın amacı bir oryantalist olarak Frants Buhl’un Hz. Peygamber’i nasıl ele aldığını göstermeye çalışmaktır.Item Evliya Çelebi Seyahatnâmesi’nde Peygamberlerle ilgili rivayetler(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-25) Çobanoğlu, Sümeyye; Karataş, Ali İhsan; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı; 0009-0009-5141-4717Bu tez çalışmasında Evliya Çelebi’nin on cilt olarak kaleme aldığı Seyahatnâmesi’nde yer alan peygamberlere dair rivayetler ele alınmıştır. Evliya, eserindeki ilgili konuyu yazarken Târih-i Taberî Tercümesi ve Altıparmak Peygamberler Tarihi’nden yararlanmıştır. Bu nedenle çalışmanın araştırma safhasında öncelikle Seyahatnâme’de bulunan peygamberler tespit edilmiş, daha sonra detaylı bir taramayla onlar hakkındaki rivayetler çıkarılmıştır. Ardından Târih-i Taberî Tercümesi ve Altıparmak Peygamberler Tarihi’ndeki peygamber rivayetleri tespit edilmiştir. Tezin yazım aşamasında ise bu üç kaynaktaki peygamber rivayetleri karşılaştırılmalı olarak ele alınıp değerlendirilmiştir.Item El-Müeyyed-Billah Ahmed B. Hüseyin ve Zeydi fıkhındaki yeri (Oruçla ilgili fıkhî görüşleri özelinde)(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-19) Ülker, Ömer Faruk; Gündüz, Eren; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı / İslam Hukuku Bilim Dalı; 0009-0009-4912-0859Şiî gelenek içerisinde doğan ve İslam tarihi incelendiğinde kendine has birtakım ayırıcı özellikleri bulunduğu görülen Zeydiyye mezhebi, teşekkül sürecini hicri 3-4. yüzyıllarda tamamlamıştır. Bazı âlimler, mezhebin teşekkülüne yaptıkları katkı oranında, mezhep mensubu fukaha içerisinde ön plana çıkmışlardır. Bu mezhepte ön plana çıkan âlimlerden birisi de Müeyyed-Billâh Ahmed b. Hüseyin’dir. Farklı yönleriyle bu fakihin hayatını ve Zeydiyye fıkhına yaptığı etkilerle mezhepteki konumunu tespit etme hedefindeki bu çalışmanın birinci bölümünde, Zeydiyye fıkhının teşekkül süreci bu fakih merkeze alınarak anlatılmıştır. İkinci bölümde gerek Zeydî kaynaklar gerekse genel nitelikli tarih kitapları incelenmiş ve müellifin hayatı, ilmî kişiliği, hocaları, eserleri ve yaşadığı dönemle ilgili bilgiler verilmiştir. Üçüncü bölümde ise Müeyyed-Billâh’ın kendi eseri olan Şerhu’t-Tecrîd’deki oruçla ilgili görüşleri incelendikten sonra müteahhirûn dönemi ulemasından İbnu’l-Miftâh’ın Şerhu’l-Ezhâr adlı eserine intikal eden görüşleri ekseninde onun mezhebe yaptığı katkılar tespit edilmeye çalışılmıştır. Mezhebin teşekkülüne katkısı bilinen müellifin, mezhebi son dönemdeki klasik biçimine ulaştıran ve yeri geldiğinde tahrîc gibi fıkhî yöntemlerle ona doğrudan katkıda bulunan isimlerden biri olduğu anlaşılmakta, sonraki dönemlerde de onun görüşlerine azımsanmayacak derecede itibar edildiği görülmektedir.Item 4857 Sayılı İş Kanunu kapsamında yıllık ücretli izin hakkı(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-30) Polat, Adem; Yürekli, Sabahattin; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Özel Hukuk Anabilim Dalı / İş ve Sosyal Güvenlik Bilim Dalı; 0000-0001-8589-1110İşçi işveren ilişkisinde zayıf taraf olan işçinin, güçlü taraf olan işverene karşı korunması önem arz etmektedir. Zira işçi çoğunlukla bedenen çalıştığından, ağır iş koşulları altında yorulmakta ve dinlenmeye ihtiyaç duymaktadır. İşçinin ihtiyaç duyduğu dinlenme hakkı, ulusal ve uluslararası hukuki metinlerde koruma altına alınmıştır. Çalışma konumuz olan yıllık ücretli izin hakkı da anayasal bir hak olan dinlenme hakkının bir alt türüdür. İşçi yıllık ücretli izin hakkı sayesinde kazanç kaybı yaşamaksızın kanunda belirtilen süreler de dinlenmekte; ailesine, kendisine ve sosyal yaşantısına zaman ayırmaktadır. Dinlenme sonrasında işçi daha motive ve işgücünü korumuş şekilde geri dönmekte, bu durum da işyerindeki olası iş kazalarını önlemekte ve işyerinin üretimine pozitif katkı sağlamaktadır. Dinlenme hakkı konusunda çalışma hayatındaki problemlere bakıldığında, yıllık ücretli izin hakkının hem işçiye hem de işverene karşı korunması gerektiği görülmektedir. Bu sebeple 4857 sayılı İş Kanunu'nun çeşitli hükümleri ile düzenlenerek koruma altına alınmış olan yıllık ücretli izin hakkı, Yıllık Ücretli İzin Yönetmeliği, doktrinsel tartışmalar ve yargı kararları ile incelenmeye çalışılmıştır.Item Tüketici hukukunda sözleşme özgürlüğünün sınırlandırılması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-11) Karasoy, Gülnihal; Caner, Ayşenur Şahin; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Özel Hukuk Anabilim Dalı / Medeni Hukuk Bilim Dalı; 0000-0001-9424-5479Yüksek lisans tezi olarak hazırlanan çalışmamızın ilk bölümünde sözleşme özgürlüğü kavramı ve bu kavramın kapsamı açıklanmıştır. Ardından sözleşme özgürlüğünün sınırlandırılması, hem genel bir kural olarak hem de sözleşme özgürlüğünün sınırlandırılması amacıyla konulmuş özel hükümler çerçevesinde değerlendirilmiştir. İkinci bölümde, Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un kapsamında tüketici sözleşmesi kavramı ele alınmıştır. Üçüncü bölümde, tüketici hukukunda sözleşme özgürlüğüne getirilen sınırlamalardan TKHK m. 6 hükmünde düzenlenen sınırlamalar incelenmiştir. İlk olarak sözleşme yapma ve sözleşmenin tarafını seçme özgürlüğüne getirilen bir sınırlandırma olan sözleşme yapmaktan kaçınma yasağı değerlendirilmiş ve bu yasağın hangi durumlarda ortaya çıkacağı, ve taraflara hangi hallerde sözleşme yapma mecburiyeti yükleneceği açıklanmıştır. İkinci olarak, sözleşmenin içeriğini belirlemeye getirilen bir sınırlandırma olan, sözleşmeye ağırlaştırıcı koşul koyma yasağı ve bu yasağın uygulama alanı değerlendirilmiştir. Bu bölümde son olarak sözleşme özgürlüğüne sınırlamalar getiren TKHK m. 6 hükmünün ihlali halinde doğacak sonuçlar ve yaptırımlar incelenmiştir.Item Yerel yönetimlerde sosyal medya kullanımının içerik ve etkileşim bağlamında analizi: Bursa büyükşehir belediyesi Twitter (X) hesabı örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-24) Şimşek, Berfe Nur; Gürses, Fatih; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Yönetim Bilişim Sistemleri Anabilim Dalı; 0009-0002-0159-6224Yerel yönetimler, demokratik süreçlerin hayata geçirilmesinde kritik bir rol oynamaktadır. Bu açıdan yerel yönetimler, vatandaşlara daha yakın olmaları nedeniyle toplumsal katılım ve şeffaflık açısından önemli bir konumdadır. Katılımcı demokrasiyi hayata geçirebilmek için bilişim teknolojilerinden faydalanmak, özellikle bu süreçte sosyal medyayı etkin bir şekilde kullanmak yerel yönetimler açısından önemli avantajlar sağlayacaktır. Bu bağlamda bu çalışma, sosyal medyanın yerel yönetimlerdeki kullanımını içerik ve etkileşim analizi bağlamında incelemektedir. Çalışmada Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Twitter hesabı inceleme nesnesi olarak kabul edilmiş olup, çalışma kapsamında hesaptaki içerik türleri ve etkileşim skorları analiz edilmiştir. Bu sayede Bursa Büyükşehir Belediyesi özelinde yerel yönetimlerin sosyal medya kullanımı detaylı bir şekilde değerlendirmeye tabi tutulmaktadır. Çalışmanın bulguları, içerik türlerinin, etkileşim skorları üzerinde anlamlı farklılıklar meydana getirdiğini ortaya koymuştur.Item Batı siyasetinde aşırı sağın yükselişi ve hakikat sonrasının araçsallaştırılması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-26) Uluışık, Mustafa; Gökırmak, Mert; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı / Yönetim Bilimleri Bilim Dalı; 0009-0005-7935-9513Bu çalışmanın temel amacı, hakikat-sonrası çağın içerisinde aşırı sağın yükselişinin nedenlerini incelemektir. Bu yükselişin nedenlerini açıklamak için, hakikat-sonrasının yaygınlaşmasında etkileri olan post-modernizm ve yeni medya gibi unsurlar incelenecektir. Aynı zamanda, aşırı sağın yardımcı unsurlarından birisi olan popülizm de ayrı bir başlıkta ele alınacaktır. Bütün bu unsurları kapsayan neoliberal yapının gelişimi de hakikat sonrası ile aşırı sağ arasındaki en önemli bağlantı olarak değerlendirildiğinden, neoliberal yapı da incelenecektir. Bu aşamalardan sonra aşırı sağ ve hakikat sonrası ile ilgili tartışmaların salt akademik tartışmalar olmadığı ve bu unsurların güncel siyasetteki yansımalarını gösterebilmek için bazı ülkeler özelinde inceleme yapılacaktır. Aşırı sağ kendisini en çok söylemler üzerinden gösterdiği için, aşırı sağcı siyasetçilerin söylemleri çalışmada önemli bir yer tutacaktır. Çalışmanın yöntemi, betimsel araştırma yöntemi olacaktır. Betimsel araştırma yönteminin seçilmesinin sebebi, içinde bulunulan durumu elde edeceğimiz veriler ile birlikte açıklamaya en uygun yöntem olmasıdır. Çalışmanın ana teması olan hakikat sonrası yapı incelenirken, derinlikli bir çalışma olması için tek bir görüşe bağlı kalınmayıp eklektik bir yöntem izlenecektir. Aynı zamanda çalışmamızda tümevarım ve tümdengelim yöntemleri de kullanılacaktır. Çalışmamızda betimsel araştırma yöntemi kullanıldığından dolayı hem nitel veriler hem nicel veriler kullanılacaktır.Item Manevi danışmanlık ve rehberlik alanında manevi danışman ile sağlık personeli arasındaki multidisipliner çalışma: Hollanda örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-06-11) Kurt, Sündüs; Ergün, Ümmügül Betül Kanburoğlu; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Manevi Danışmanlık ve Rehberlik Anabilim Dalı; 0009-0005-9118-7900İnsan sağlığının fiziksel, psikolojik, duygusal, sosyal ve manevi boyutları olmasından dolayı, hastalıkların tedavisinin holistik yaklaşımla gerçekleştirilmesi gerektiği yapılan ampirik araştırmalarla desteklenmektedir. Tıbbi ve biyomedikal modelin hastalıkların tedavisinde yetersiz kalması psikolojik, sosyal ve manevi faktörlerin de tedaviye eklenmesi holistik yaklaşımın çağdaş sağlık hizmetlerindeki konumunu güçlendirmektedir. Bu bağlamda zor bir dönem olan hastalık sürecinde hastaların problemlerini çözmek ve manevi gereksinim için profesyoneller tarafından sağlanan desteğe ihtiyaç duymaktadırlar. Manevi danışmanlık hizmeti kişiye yaşamın anlamı ve felsefesi hususunda dini-manevi referansla rehberlik eder. Hastanın dini-manevi kaynaklarına sahip olan, sağlık uzmanları ile hasta arasında bu anlamda köprü görevini üstlenerek iletişimi sağlayan manevi danışmanlar, sağlık kurumlarında önemli bir rol oynamaktadırlar. Bu hizmetin amacına ulaşabilmesi için sağlık profesyonelleri ile manevi danışmanlar arasında mesleki anlamda multidisipliner ekip çalışması önem arz etmektedir. Bu çalışmada manevi danışmanlık alanında profesyonelmiş olan Hollanda’da sağlık çalışanları ile manevi danışmanlar arasındaki multidisipliner ekip çalışması ele alınarak bu çalışmasının sağlık hizmetleri bağlamındaki önemi irdelenmiştir. Nitel çalışma yöntemlerinden fenomenoloji; veri toplama araçlarından ise yarı yapılandırılmış mülakat formu kullanılarak araştırma yapılmıştır. Araştırma teorik ve alan araştırması olarak üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Hollanda’daki manevi danışmanlık hizmetlerinin tarihi arka planı, kapsamı, içeriği, organizasyonu, yasal durumu, eğitimi ve istihdamı konuları ele alınmıştır. İkinci bölümde maneviyat, manevi danışmanlık ve hastane ortamında maneviyat hakkında genel bilgiler aktarılmıştır. Yine ikinci bölümde multidisipliner ekip çalışmasının sağlık alanındaki gerekliliği ve Hollanda’da manevi danışmanların multidisipliner ekip çalışmalarındaki konumlarına yer verilmiştir. Üçüncü bölümde ise Hollanda genelinde farklı hastanelerde aktif görev yapan 10 manevi danışman, 5 doktor ve 6 hemşireyle multidisipliner çalışma ekseninde yüz yüze yapılan görüşmelerin analizleri yer almaktadır. Araştırmanın sonucunda Hollanda’nın manevi danışmanlık alanında kurumsal ve kapsamlı bir modeli sahip olduğu ve multidisipliner ekip çalışmasında farklı uzmanlık alanlarının gelişmekte olan bir entegrasyon içinde çalışmalarını yürüttükleri sonucuna ulaşılmıştır.Item XVI-XVIII. Yüzyıllarda Belh(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-03-05) Khalid, Asadullah; Oruçoğlu, İlhami; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı / Türk İslam Sanatları Tarihi Bilim Dalı; 0009-0005-2893-917XHorasan’ın ilmî, kültürel, siyasî ve ekonomik açıdan önemli merkezlerinden biri olan Belh şehri Afganistan’ın kuzeyindeki Ceyhun nehrinin güneyinde bulunmaktadır. Milattan önce Kiyûmers tarafından inşa edilen Belh şehri, bu günkü Afganistan coğrafyası içinde yer alıp Afganistan’la birlikte anılsa da tarihi bakımdan Afganistan isminden daha eski ve kültürel açıdan da daha meşhurdur. Adını eski Farsça’daki “Bahtriş” den almıştır. İslam’dan önceki çok eski medeniyetlerin doğduğu ve geliştiği bir yerdir. Hz. Osman zamanında fethedilen Belh şehri, İslam medeniyetinin gelişmesinde de önemli yere sahiptir. İslam coğrafyacılarınca Dâru’l-fukaha, Kubbetü’l-İslam ve Ümmü’l-bilâd gibi çeşitli isimlerle anılan Belh’te birçok ünlü şahsiyet yetişmiştir. Belh İslam tarihinde siyasi açıdan da önemli bir konuma sahiptir. Belh bölgesi eski ve merkezi rolünü günümüzde Mezar-i Şerif şehrine bırakmıştır. Belh, Afganistan’ın büyük ve önemli bir ili olup nüfusu ise Tacikler, Hazaralar, Özbekler ve Türkmenlerden oluşmaktadır.Item Sosyal rollerin inşasında oyuncak bebeğin etkisi: Barbie örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-22) Bilge, Abdullah; Uzunoğlu, Meryem; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Kadın ve Aile Çalışmaları Anabilim Dalı; 0000-0002-0901-9811Cinsiyet ve toplumsal cinsiyet kavramları farklı şeyleri ifade ediyor olsalar da bu iki kavramın birbirinden bağımsız düşünülmesi imkansızdır. Cinsiyet, genetik aktarımın sonucu oluşur. Toplumsal cinsiyet kalıplarıysa biyolojik cinsiyet üzerinden kültür temelli şekillenir. Ataerkil sistemin şekillendirdiği bu kalıplar kadın ve erkek bireylere doğdukları andan itibaren toplumun çeşitli kurumları tarafından dayatılır. Aile, din, eğitim, medya ve sanat gibi oyun faaliyeti de toplumsal cinsiyet rollerinin benimsetilmesine aracılık eder. Oyun eylemi çocuğun dünyayı keşfetmesine yardımcı olur. Eğlendirici ya da eğitici olabilen oyun sürecinde kullanılan yardımcı araçlara oyuncak adı verilmektedir. Kültürle bağlantılı olarak oyuncaklar arasında cinsiyet temelli bir ayrışma söz konusudur. Bebekler genelde kız çocukların oyun gereçleri olarak kabul görmüştür. Kızlar bebekleri aracılığıyla gelecekte üstlenmeleri beklenen rolleri prova ederler. Bu çalışmanın amacı, popülerliği günden güne artan Barbie bebeğin serüvenini incelemektir. Çalışmada nitel araştırma tekniklerinden biri olan doküman analizi kullanılmıştır. Toplumsal açıdan bakıldığında oyuncak bebeklerin sahipleri olan küçük kızları gelecekteki rollerine hazırlamak gibi temel bir işlevi bulunmaktadır. Geleneksel olarak bu oyuncaklar bebektir, küçük kızlar da onların anneleri. Bu oyun kurgusu ataerkil sistemin kadına yüklediği rollerin değişmeden devam etmesine hizmet eder. Barbie’nin yarattığı devrim ise bu kurguyu değiştirmek olmuştur. Barbie, küçük kızlar için bir bebek değil rol modeldir. Sunduğu senaryo deneyimi sayesinde dolaylı olarak bir hayalin pazarlandığı Barbie kusursuz beden imajıyla sahiplerinin beden algılarını ve özgüvenlerini olumsuz etkileyebilmektedir. Aynı zamanda bireyleri ihtiyacın dışında bir tüketime yöneltmektedir.