Sosyal Bilimler Yüksek Lisans Tezleri / Master Degree
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/26
Browse
collection.page.browse.recent.head
Item Son dönem Uşşâkî Şeyhlerinden Mehmet Nusret Tura hayatı, eserleri ve tasavvufî görüşleri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-26) Yücel, Yusuf; Tek, Abdurrezzak; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı / Tasavvuf Bilim Dalı; 0009-0005-0993-5157Bu tezde, Halvetî tarikatının Ahmediyye kolunun Uşşâkıyye şubesinin son dönem şeyhlerinden olan M. Nusret Tura konu edilmiştir. Tez üç ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde M. Nusret Tura’nın hayatı ve bağlı olduğu tasavvufî gelenek; ikinci bölümde eserleri, üçüncü bölümde ise tasavvufî görüşleri ele alınmıştır. Tezin hazırlanması sürecinde Uşşâkî kültürünün önemli şahsiyetlerinin geleneği takip edilmiş, Tura’nın eserleri, sevenleri ile bireysel görüşmeler yapılmıştır. Böylelikle kendisi hakkında bir kanaate varılarak, sonuç bölümünde bir değerlendirme yapılmıştır. Nusret Tura, Osmanlı kültür mirasının taşıyıcıları Mustafa Hilmi-i Sâfî Efendi ve Hazmi Tura rehberliğinde tasavvufî eğitimini tamamlamış ve nihayetinde şeyhleri vasıtasıyla edindiği tasavvuf düşüncesinin sosyal ve kültürel kodlarını Cumhuriyet sonrası döneme taşıyan bir mânevî rehber olmuştur. M Nusret Tura, çok önemli ve sahih bir geleneğin temsilcisi olarak kültür hayatımıza önemli bir katkı sağlamıştır.Item Kelâm düşüncesinde Allah’a nisbeti tartışmalı isim ve lafızlar(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-06-27) Koca, Sultan; Karadaş, Cağfer; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı / Kelam Bilim Dalı; 0009-0001-7246-7238Bu çalışmada kelâmcıların Allah’ın isimleri hakkındaki görüşleri incelenmektedir. İlâhî isimler Allah’ı tanıtması açısından önemli olup doğru bir Allah anlayışına sahip olabilmemiz için âlimler isimler konusunda tartışmalı olan meselelerin üzerinde durmuştur. Bu konuda izlenmesi gereken metot belirlenmiş ve Allah’a nisbet edilmesi câiz olan ve olmayan isimler açıklanmıştır. Bu açıklamalar Allah’a dair anlayışımızın ve bilgilerimizin nasıl olması gerektiğine dair bize yol göstermektedir. Bu çalışma giriş ve üç bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde çalışmanın konusu, amacı, önemi, metodu ve kaynakları hakkında bilgi verilmiştir. Birinci bölümünde esmâ-i hüsnâ konusunun anlaşılmasına temel oluşturan isim, sıfat ve vasıf gibi kavramlar ile esmâ-i hüsnânın sayısı, ihsâsı, ism-i a‘zam, isim- müsemmâ gibi kelâmî tartışmalara değinilmiş ve esmâ-i hüsnâ literatürü hakkında bilgi verilmiştir. İkinci bölümde İlâhî isimlerin kaynağı konusundaki iki ana görüş olan tevkîfîlik ve kıyâsîlik anlayışının savunucuları, bu konudaki yorumları ve bunlar arasındaki benzerlik ve farklar üzerinde durulmuştur. Üçüncü bölümde ise Allah hakkında anlamı ve nisbeti tartışmalı olan isimlere değinilmiş ve bu konudaki kelâmî, felsefî, tasavvufî yorumlar incelenmiştir. Çalışma esas olarak İslâmî literatürde âlimlerin ilâhî isim anlayışlarına dair benzer veya farklı düşünceleri ortaya koymak ve isimlerdeki ihtilâfın kaynaklandığı etmenleri tespit ve takdimine katkıda bulunmayı hedeflemektedir.Item 21. yüzyılda Türkiye’de tasavvufa yönelik eleştiriler ve cevapları(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-08-01) Altuntop, Sünbül; Tek, Abdurrezzak; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı / Tasavvuf Bilim Dalı; 0009-0004-3425-7485Tasavvufa dair sunulan eleştiriler, erken dönemlerden itibaren mevcut olmakla birlikte günümüzde tasavvufa yönelik eleştiriler varlığını korumaktadır. Kelam, fıkıh, hadis gibi ilimler yanında en çok eleştiriye ve önyargılara maruz kalan ilim olması sebebiyle de dikkatleri çekmektedir. Lehte ve aleyhte olmak üzere birçok kimsenin kendinden söz ettirdiği bir tartışma konusu olmaktadır. Günümüzde de tartışmalarla anılan, temkinli yaklaşılan bir ilim olarak varlığını korumaktadır. Bu sebeple özellikle günümüz Türkiye coğrafyasında tasavvufa bakışın nasıl olduğu, sergilenen eleştiri ve tutumlarda nasıl bir yol izlendiği, günümüz eleştirilerinde hangi kaynaklardan çıkarım yapıldığı soruları bu çalışmanın motivasyon kaynağı olmakla birlikte çalışmanın amacını da içermektedir. Tasavvufa yönelik eleştiriler geniş bir yelpazeye sahiptir. Bu sebeple tasavvuf ile ilgili eleştirilerin doğruluğu yahut tutarlılığı belirli konular üzerinden işlenmiştir. Eleştiriler, tasavvuf klasikleri ve alanında önemli bir konuma sahip kimselerin eserleri başta olmak üzere çeşitli eserlerden yararlanılarak objektif bir tutumla araştırılmıştır. Yapılan bu çalışma, günümüz Türkiye’sinde mevcut olan tasavvuf algısının ortaya konması ve tasavvufa yönelik haksız suçlamaların bir nebze de olsa ortadan kaldırılarak alana katkı sunması ve geçmiş çalışmalarla birlikte bu çalışmadan istifade edildiğinde eleştiri yolculuğunun gözlemlenme kolaylığı sunması açısından önem arz etmektedir.Item Ebü’l-Berekât en-Nesefî’nin nübüvvet anlayışı(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-06-27) Demircan, Onur; Karadaş, Cağfer; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı / Kelam Bilim Dalı; 0009-0003-7948-326XAllah-insan-evren ilişkisinin merkezinde yer alan nübüvvet müessesesinin var olması pek çok şeyin de varlığının hayat bulması ve kâim olması anlamını; yok olması da pek çok şeyin yok olması ve yıkılması anlamını taşımasından ötürü binlerce yıldır süregelen bir mücadeleye tanıklık edilmiştir. Bu mücadele sürecinde İslâm’ın sancaktarlığını yapan kelâm âlimleri de eserlerinde kalemleriyle bu mücadelelerini sürdürmüşlerdir. Mâtürîdî âlim/ler nazarıyla bu mücadeleye yakından tanıklık etmeyi gaye edindiğimiz bu çalışmada nübüvvetin ispatı, mûcize, Hz. Muhammed (sav)’in peygamberliğini ispat gibi nübüvvet ile ilgili tartışılan tüm meseleler sistematik bir şekilde ele alınmış, hikmet merkezli bir bakış açısına sahip olmalarıyla çağlara hitap eden Mâturîdî âlimler içerisinde yer alan Ebü’l-Berekât en-Nesefî’nin görüşleri, Mâtürîdîlik mezhebinin önderi İmam Mâtürîdî ve onun takipçileri Ebü’l-Muîn en-Nesefî ve Nûreddin es-Sâbûnî’nin -temel meselelerdeki- görüşlerine de değinilerek, ortaya koyulmaya çalışılmıştır.Item John Corcoran’ın Aristoteles mantığına yönelik yorumları üzerine bir çalışma(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-01-15) Pilgir, Muhammed Emin; Özel, Aytekin; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı / Mantık Bilim Dalı; 0000-0002-7288-2132Frege ile birlikte hız kazanan modern mantık çalışmaları, Aristoteles’in mantığının geliştirilen bu modern mantık çerçevesi içerisinde temsil edilip edilememesi problemini gündeme taşımıştır. Bu problemin çözümü üzerine doğal dedüksiyon sistemleri ve aksiyomatik sistemler geliştirilmiştir. Bu sistemler mantığı matematiksel çerçeve içerisinde ele almaları bakımından aynı özelliklere sahip iken, mantığının bu çerçeve içerisinde sahip olduğu nitelikleri açısından ayrışırlar. Bu ayrışma, mantığının doğasına dair iki farklı yaklaşımı beraberinde getirir: formel epistemoloji olarak mantık ve formel ontoloji olarak mantık. Bu çalışma, söz konusu ayrışmada hangi pozisyonun Aristoteles’in mantığına sadık bir okumayı getirebileceğine dair dakik bir incelemeyi sunan John Corcoran’ın doğal dedüksiyon teorisini merkeze alıyor. Corcoran, Aristoteles’in mantığının epistemik bir öze sahip olduğunu, Birinci Analitikler adlı eserde sağlam argümanlardan ziyade tutarlı argümanların ele alınması, altta yatan başka bir mantığı varsaymaması ve varsayımsal akıl yürütmeyi içermesi üzerinden gösteriyor.Item Kur'an-ı Kerim'de “Ey insanlar” hitabı ile başlayan ayetlerin din eğitimi ve dinî iletişim açısından tahlili(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-03-01) Doğan, Esra; Gündüz, Turgay; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı / Din Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0002-4780-6939Bu çalışmada, Kur'an-ı Kerim’de yer alan “Ey İnsanlar” hitabı ile başlayan ayetlerin iletişim dili, din eğitimi açısından tahlil edildi ve incelendi. Çalışmamızda ağırlıklı olarak dokümantasyon metodu kullanıldı ve ilgili veriler üzerinde içerik analizi yapıldı. Birincil kaynak olarak Kur’an metnini anlamak ve yorumlamak için usul, meal ve tefsir kaynakları incelendi ve değerlendirildi. İkincil olarak ise iletişime dair ilgili dokümanların taranması ve incelenmesi yapıldı. Çalışmamız üç ana bölüm ve bir sonuçtan teşekkül etmektedir. Çalışmamızda birinci bölümde, iletişim biliminin verileri ve çağdaş iletişim paradigmalarının bakış açısı ile iletişime dair kavramsal ve teorik çerçeve oluşturulmaya çalışıldı. İletişim sürecine ve işleyişine dair genel bilgiler verildi. İkinci bölümde, vahiy ekseninde Kur’an’ı Kerim’de yer alan iletişim alanları ve aşamaları incelendi. Allah, kullarını iyiliğe davet edip, kötülükten sakındırmak maksadıyla maddî ve manevî yönlerine hitap ederek, hayatlarını Kur’an’ın ilke ve prensiplere göre inşa etmeleri hususunda vahiy vasıtası ile iletişimde bulunmaktadır. Bu noktada çalışmanın bu bölümünde iletişime vahiy ekseninde Kur’an perspektifinden bakarak genel başlıklar halinde değerlendirmeler yapıldı. Çalışmamızın üçüncü bölümünde ise, Kur’an-ı Kerim’de yer alan “Ey İnsanlar” ayetlerinin dinî iletişim yönü din eğitimi açısından tahlil edilerek, beşeriyetin yaratılışına, mahiyetine ve gayesine uygun olan dinî eğitimde istendik yönde gelişim ve dönüşüm sağlanabilmesi için iletişimde kullanılması gereken dil, üslup, ilke ve esaslar ortaya konmaya çalışıldı. Çalışmamız, Kur’an terminolojisi rehberliğinde “Ey İnsanlar” hitaplarının iletişimsel manada bizlere sunduğu evrensel mesajlar ile Kur’anî değer, inanç ve ahlak ilkelerinin muhatap kitleye aktarma ve öğretme aşamalarında, din eğitiminde istendik yönde değişim ve dönüşüm sağlanabilmesi adına beklenilen amaçları gerçekleştirebilmek için kurulacak dinî iletişime katkı sağlamayı amaçlamaktadır.Item Deprem anı ve sonrası sürecin bireyin dini duygu ve düşüncelerine etkisi (6 şubat 2023 Kahramanmaraş merkezli deprem örneği)(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-08-08) Demir, Abdurrahman; Sağlam, İsmail; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı / Din Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0003-0938-1287Ülkemiz bulunduğu konum itibarı ile Alp Himalaya deprem kuşağında yer almakta olduğundan deprem tehlikesiyle karşı karşıyadır. Yakın tarihli depremlerimize bakıldığında 1999 Marmara ve Düzce depremi, 2003’te Bingöl depremi, 2011’de Van depremi, 2020’de Elâzığ ve İzmir depremi ve son olarak 2023’te tüm ülkemizi derinden sarsan ve birçok ilimizi etkileyen Kahramanmaraş merkezli iki büyük deprem meydana gelmiştir. Bu depremler bireyleri, yalnızca fiziksel açıdan etkilemekle kalmayıp aynı zamanda psikolojik sıkıntıları da beraberinde getirmiştir. Biz de bu çalışmada depremlerin; bireylerin ibadet pratiklerinde, dini duygu, düşünce ve din eğitimine yönelmelerinde herhangi bir değişiklik meydana getirip getirmediğini saptamaya çalıştık. Bu çalışmada, depremden en çok etkilenen Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman ve Diyarbakır’da 11’i kadın 19’u erkek olmak üzere toplam 30 birey ile nitel araştırma yöntemlerinden görüşme tekniği kullanılarak görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Çalışmamız dört bölüm ve sonuç şeklindedir. Çalışmanın birinci bölümünde konunun teorik ve kavramsal çerçevesine değinilmiştir. İkinci bölümünde, depremi yaşayan bireylere göre depremin oluş sebebi, dini başa çıkma ve dua etme durumları gibi depremin çeşitli yönlerden birey üzerindeki etkilerine değinilmiştir. Üçüncü bölümünde deprem sonrası toplumsal ilişkiler, toplumun devlete güveni gibi depremin çeşitli yönlerden sosyal yapıya etkisi hakkında bilgiler verilmiştir. Dördüncü bölümde, depremden dolayı bireylerin dini eğitimlerindeki değişim, depremzedelerde görülen dini eğilimler ele alınmıştır. Sonuç ve tartışma bölümünde ise çalışmanın genel bir değerlendirilmesi yapılıp önerilerde bulunulmuştur. Çalışma sonucunda elde edilen bulgular neticesinde depremin, bireylerin dini duygu, düşünce ve dini eğilimlerine etki ettiğini söylemek mümkündür. Nitekim bireyler, deprem sebebiyle hayatlarına yeni anlamlar yüklemiş ve dinin olumlu etkisini kullanarak depremi kabullenip dini eğitimlerinde değişikliğe gittikleri anlaşılmıştır.Item Özel eğitim öğrencilerine namaz kılma becerisinin öğretiminde silikleştirilmiş model ipucuyla sunulan eşzamanlı öğretimin etkililiğinin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-25) Özdemir, Burhan; Kılavuz, Mehmet Akif; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı / Din Eğitimi Bilim Dalı; 0009-0003-7107-4779Araştırmanın amacı; orta düzey zihinsel engelli öğrencilere namaz kılma becerisinin öğretiminde silikleştirilmiş model ipucuyla sunulan eşzamanlı öğretimin etkililiğini incelemektir. Öğrencilerin istenilen seviyeye ulaşması için katılımcılar arası yoklama denemeli çoklu yoklama modelinden yararlanılmıştır. Araştırma, Kütahya ilinde Özel Eğitim Uygulama Okulu II. Kademe’de öğrenim gören dört erkek öğrenci ile gerçekleştirilmiştir. Katılımcı öğrenciler, çalışmaya seçilirken belirlenmiş kriterlere uygun olup olmadıkları test edilmiştir. Deneklerin çalışmaya uygun olduğu belirlendikten sonra araştırma için gerekli yerlerden izinler alınmış ve uygulama aşamasına geçilmiştir. Yapılan araştırmada namaz kılma becerisi, bağımlı değişkeni ifade etmektedir. Bağımsız değişkene gelince namaz kılma becerisinin kazandırılmasında eşzamanlı ipucuyla yapılan öğretimdir. Orta düzey zihinsel engeli bulunan öğrencilere silikleştirilmiş model ipucuyla sunulan namaz kılma becerisinin öğretimi için başlama düzeyi, öğretim oturumları, günlük yoklama, genelleme ve izleme oturumları düzenlenmiştir. Araştırmaya katılan öğrencilerle birebir ve yan yana öğretim uygulamaları gerçekleştirilmiştir. Çalışma hakkında güvenirliği yüksek tutmak için gözlemciler arası güvenirlik ile uygulama güvenirliği verileri toplanmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuca göre, namaz kılma becerisinin benimsetilmesinde eşzamanlı ipucuyla öğretimin zihinsel yetersizlikten etkilenmiş öğrencilerde etkili olduğu sonucuna varılmıştır. Ayrıca öğrencilerin edindikleri namaz kılma becerisini genelleme oturumlarında farklı ortam, araç-gereç ve kişilere uygulayabildikleri tespit edilmiştir. Öğretimi gerçekleştirilen namaz kılma becerisinin çalışmanın tamamlanmasından sonra üçüncü ve altıncı haftalarda kalıcılığını koruduğu izleme oturumları ile belirlenmiştir.Item Transformatif (Dönüşümsel) öğrenme kuramının yetişkin din eğitimi açısından incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-25) Yiğit, Meryem; Kılavuz, Mehmet Akif; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı / Din Eğitimi Bilim Dalı; 0000-0001-9310-19241978 yılında Mezirow tarafından temelleri atılan dönüşümsel öğrenme kuramı, bireylerin bakış açıları ve kabulleri üzerinde eleştirel bir şekilde düşünerek hayat algılarını bilinçli olarak değiştirdikleri bir süreç öngörmektedir. Mezirow bu sürece dair 10 aşama belirlemiştir. Daha sonraları kuram üzerinde yaptığı revizyonlar ve diğer birçok akademisyenin dönüşümsel öğrenmeye sundukları katkılar ile kuram gelişmeye devam etmiştir. Batıda din eğitimi alanı da dahil olmak üzere birçok farklı alandan akademik çalışmaya konu olan dönüşümsel öğrenme; ülkemizde eğitim bilimleri, işletme ve turizm gibi alanlarda değerlendirilmiştir. Din eğitimi alanında ise kurama yönelik kapsamlı bir çalışma bulunamamış olması alandaki boşluk olarak değerlendirilmiştir. Din eğitiminde dönüşümsel öğrenmeden yararlanıp yararlanılamayacağının belirlenebilmesi için ilk olarak din eğitimi ve dönüşümsel öğrenmenin değer ve ilkelerini karşılaştırmak uygun görülmüştür. Dönüşümsel öğrenme dinamiklerinin yetişkin din eğitimi açısından analiz edilip, değerlendirilmesini amaçlayan bu çalışma nitel araştırma yöntemleriyle, literatür taraması ve doküman incelemesi yapılarak çalışılmıştır. Elde edilen veriler değerlendirildiğinde dönüşümsel öğrenmenin yetişkin din eğitimi alanında bireyler için birçok kazanım sağlayabileceği öngörülmüştür. Bununla birlikte kuramın seküler bir anlayışla temellenmesinden dolayı bazı noktalarda din eğitimiyle uyumsuzlukları göze çarpmaktadır. Kuramın din eğitimine daha fazla uyumlu hale gelebilmesi için, kuram için geliştirilen yaklaşım çeşitlerine manevi boyutun da eklenmesinin, özellikle yetişkin din eğitimi bağlamında son derece işlevsel ve faydalı bir yapıya bürünmesine sebep olabileceği değerlendirilmiştir.Item Sezai Karakoç’un eğitim anlayışı: Din eğitimi bağlamında nitel bir inceleme(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-03-06) Uluç, Deniz; Gündüz, Turgay; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı / Din Eğitimi Bilim Dalı; 0009-0009-4842-5394Bu çalışmanın amacı, Sezai Karakoç’un eserlerinden yola çıkarak eğitim-öğretim ve özelde din eğitimi ile ilgili görüşlerini inceleyip, eserlerin din eğitimine bakan yönünü ortaya çıkarmaktır. Çalışmamız nitel bir araştırmadır. Çalışmada kullanılan veri ve bulgular literatür taramasına dayalı, içerik analizi tekniği kullanılarak analiz edilmeye çalışılmıştır. Çalışmamız üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, Sezai Karakoç’un yaşamı, düşüncesi ve eserleri hakkında bilgiler vererek bir Sezai Karakoç portresi ortaya koymaya çalıştık. Sezai Karakoç’un kişiliğini ve düşüncesini oluşturan koşulları tespit etmeye çalıştık. İkinci bölümde, Sezai Karakoç’un düşünce kitaplarından yola çıkarak eğitim-öğretim ve din eğitimi ile ilgili düşüncelerini ortaya koyup, eğitim-öğretimdeki eksikliklere çözüm önerilerini tespit ettik. Üçüncü bölümde, Sezai Karakoç’un ibadetler ile ilgili görüşlerini ortaya koyup, din eğitimi perspektifi ile değerlendirdik.Item Sosyal sorumluluk ve dindarlık: Üniversite öğrencileri üzerine bir araştırma(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-02) Şahin, Zeynep Serbest; Ahmedi, Büşra Kılıç; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı / Din Psikolojisi Bilim Dalı; 0000-0002-0262-3442Dindarlığın sosyal sorumlulukla ilişkisini araştıran bu çalışma, kuramsal ve ampirik boyutlardan oluşmaktadır. Özellikle, sorumluluk ve sosyal sorumluluk kavramlarının detaylı bir şekilde ele alındığı çalışmada dindarlık hakkında genel bilgilere yer verilmiştir. Çalışmanın temel amacı, dindarlığın bireysel sosyal sorumluluk üzerindeki etkisini araştırmaktır. Bu amaç doğrultusunda, Ankara'daki üniversitelerde öğrenim gören 257 kişilik bir örneklem grubu üzerinde araştırma yapılmıştır. Örneklem grubunun yaş ortalaması 22.16 olup, bu grupta 135 kadın ve 122 erkek bulunmaktadır. Araştırma kapsamında, dindarlık düzeyinin belirlenmesi için "Dindarlık Envanteri" ve bireysel sosyal sorumluluk düzeyinin ölçülmesi için "Bireysel Sosyal Sorumluluk Ölçeği" kullanılmıştır. Elde edilen veriler, SPSS programı kullanılarak analiz edilmiştir. Bulgular, üniversite öğrencileri arasında dindarlık puanları ile bireysel sosyal sorumluluk puanları arasında düşük düzeyde pozitif yönlü ve anlamlı bir ilişki olduğunu göstermektedir. Üniversite öğrencilerinin dindarlık düzeyleri arttıkça bireysel sosyal sorumluluk düzeylerinin de arttığı belirlenmiştir.Item Bernard Lewis’in Yahudi-Müslüman ilişkilerine bakışı(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-03-14) Konuk, Kübra; Tarakçı, Muhammet; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı / Dinler Tarihi Bilim Dalı; 0009-0007-1428-5974Bu çalışmada, Orta Doğu tarihçisi Bernard Lewis’in Yahudi-Müslüman ilişkilerine, özelde ise Osmanlı dönemindeki bu ilişkilere dair yaklaşımları ve yöntemi incelenmiştir. Lewis’in “The Jews of Islam” adlı eseri temel kaynak olarak ele alınmıştır. Yazarın konuyla ilgili değerlendirmeleri ve Müslümanlara yöneltmiş olduğu eleştirileri; Tevrat’a, Batılı araştırmacıların eserlerine ve gerekli görülen durumlarda Kur’an-ı Kerim ayetlerine ve Müslüman yazarların eserlerine müracaat edilerek değerlendirilmiştir. Çalışma, giriş ve üç ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Bernard Lewis’in hayatı, ilmi şahsiyeti ve eserleri incelenmektedir. İkinci bölümde Lewis’in Yahudi-Müslüman ilişkilerinin başlangıcına dair görüşleri ele alınmaktadır. Üçüncü bölümde ise Lewis’in Osmanlı Dönemi’nde Yahudi-Müslüman ilişkilerine yönelik görüşleri incelenmektedir.Item Kant'ta gerçekliğin kuruluşu(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-25) Damar, Muhammed Numan; Küçükalp, Kasım; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı / Felsefe Tarihi Bilim Dalı; 0009-0002-0502-3319Bu çalışmada, konusu itibariyle, Kant'ın aşkınsal idealizm düşüncesinin teorik ve pratik akıl çerçevesinde gerçekliğe dair çizdiği çerçeve incelenecektir. Kant'ın kritik sonrası düşüncesinde bütün bilgi imkanlarının nasıl özne merkezli kurulduğu, özneden bağımsız bir gerçekliğin bilinip bilinemeyeceği, herhangi bir gerçeklikten söz edilecekse bunun nasıl bir zemin üzerine inşa edildiği ve ahlak metafiziğinin hangi gerçeklik tasavvuru üzerine kurulacağı gibi konulara odaklanılmıştır. Kant, bir tarafta hümanist çerçevede gerçeklik tasarımı ortaya koymuşken diğer tarafta kendinde şeyler açısından gerçekliğin var olduğunu dile getirir. Kant'ta numen ve fenomen düzeyindeki varlık bilgisinin, bilgi imkanları açısından, hangi düzeyde bilinir olduğunun incelemesi Türkçe literatürdeki Kant çalışmalarına bir nebze de olsa katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Bu çalışmada kapsam olarak antik çağdan Kant'a doğru, gerçekliğin nasıl bir kavramsal bütünlük ile ele alındığı, hangi epistemolojik yöntemler ile inşa edildiği ve tarihin çeşitli izleklerinde hangi meselelerin problem edildiği, gerçekliğe giden bilgi imkanlarının temel tartışmalarını ve bir ilim olarak gerçekliği inceleyen metafiziğin Kant açısından nasıl değerlendirildiğini, bu doğrultuda eğer metafizik mümkün ise Kant'ın metafizik açısından nasıl bir yöntem arayışı içinde olduğu ve ilk iki kritiği üzerinden Kant'ın inşa ettiği gerçeklik zemini ortaya koyulmaya çalışılacaktır. Sonuç olarak Kant, gerçekliğin iki temel veçhesinin olduğunu dile getirir. İlki özne merkezli ve aklın imkanları çerçevesinde kurulan aşkınsal idealizm kavramsallaştırması ile kendisini ortaya koyan fenomenal gerçeklik düzlemidir. İkincisi ise numen veya kendinde şeyler olarak farklı açılardan adlandırılan, zaman iç görü formu üzerinden, kendinde şeylerde kalıcılık özelliği olması sayesinde var olduklarını bildiğimiz dışsal gerçekliklerdir. Bu çalışmada her ikisi de ele alınmıştır.Item Gürcü Kilisesi, İslam’a ve Müslümanlara bakışı(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-18) Bolkvadze, Lasha; Şenay, Bülent; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı / Dinler Tarihi Bilim Dalı; 0009-0007-2827-6032Gürcü Kilisesi kendisini en eski kiliselerden biri olduğunu, havariler tarafından kurulduğunu, bundan dolayı da özerkliğe (otosefal) sahip olduğunu savunmaktadır. Gürcü Kilisesi Gürcistan tarihinde çok önemli konuma sahiptir. Gürcü toplum, kültür, ilişkiler, ideoloji vb. konuları çok erken zamandan beri Kilise’nin anlayışına göre şekillenmiş ve gelişmiştir. Gürcistan çok farklı dinlerin bir arada yaşadığı bir konuma sahip olduğundan çoğunluğu temsil eden Gürcü Kilisesi’nin farklı dinlerin bir arada yaşama serüveninde nasıl rol oynadığı konusu çok önemlidir. Bu çalışma Gürcü Kilisesi’nin azınlıklarla, özellikle Müslümanlarla olan ilişkilerine odaklanmaktadır. Gürcü toplumunda farklı dinlere olan bakışları ve bunun kökenleri neye dayandığı konusu özellikle önem arz etmektedir, zira bir arada yaşama serüveni buna göre şekillenmektedir. Bu tez farklı dinlerin ve Hristiyan mezheplerinin Gürcistan’da hangi şartlar altında yaşadığını ve “farklı” olduklarından dolayı nasıl algılandıklarına dikkat çekmektedir. Gürcistan’da İslam’ın yayılışı ve kök salması araştırmanın dikkat çektiği noktalardan birisidir, zira genel olarak vurgu yapıldığının aksine Gürcistan’da İslam’ın ilk yayılmaya başlaması İslam’ın ilk fetihleriyle gerçekleşmiştir. Son olarak da Kilisenin ruhban eğitiminde İslam’a dair neler öğretildiğine dikkat çekilir. “Gürcü Kilisesi, İslam’a ve Müslümanlara Bakışı” konu edinen bu çalışma nitel verilere dayanarak deskriptif yöntemle hazırlanmıştır.Item İş hayatında içsel motivasyon düzeyi ile dijital vatandaşlık düzeyi arasındaki ilişkinin incelenmesi: Bursa’da bilişim sektörü dışında kalan sektörlerde çalışan yöneticiler üzerine bir araştırma(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-12) Yaylalı, Elif Tuğçe; Cıranoğlu, Mehmet; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü/ Yönetim Bilişim Sistemleri Anabilim Dalı; 0009-0007-0316-9672Bu çalışmanın amacı, Bursa’daki bilişim sektörü haricinde çeşitli sektörlerde çalışan yöneticilerin içsel motivasyonlarının dijital vatandaşlık düzeylerini nasıl etkilediğini incelemektir. Araştırma kapsamında toplanan veriler IBM SPSS 25ve AMOS programları ile analiz edilmiştir. Analizlerde öncelikle katılımcıların sosyodemografik bilgilerine ilişkin frekans ve yüzde bulguları verilmiştir. Sonrasında dijital vatandaşlık ölçeği ve içsel motivasyon ölçeğinin tanımlayıcı bulguları verilmiş ve geçerlilik-güvenilirlik analizleri yapılmıştır. Bu aşamada normallik testi uygulanmış, faktör yük değerlerine ve Cronbach’s alpha katsayısına bakılmış ayrıca doğrulayıcı faktör analizi yapılmıştır. İçsel motivasyon ve dijital vatandaşlık arasındaki ilişkiyi test edebilmek için önce Yapısal Model Analizi yapılmış ardından oluşturulan model test edilmiştir. İçsel motivasyon ve dijital vatandaşlık düzeylerinin katılımcıların sosyodemografik bilgilerine göre farklılaşma durumuna ise bağımsız örneklem t-testi ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA) yöntemleri kullanılarak bakılmıştır. Yapılan analizlerde anlamlılık sınırı 0,05olarak belirlenmiştir. Analiz sonuçlarına göre, yaş, eğitim durumu ve yöneticilik kıdemi dijital vatandaşlık ve içsel motivasyon üzerinde anlamlı farklılıklar göstermektedir. 25-35 yaş arası katılımcılar, dijital erişim, dijital okuryazarlık, dijital kurallar ve dijital hukuk alanlarında46 yaş ve üzeri katılımcılardan anlamlı derecede daha yüksek sonuçlar elde etmiştir (p <0.05). Eğitim durumuna göre, dijital vatandaşlık ölçeğinin tüm alt boyutlarında anlamlı farklılıklar bulunmuş olup, orta öğretim mezunları diğer eğitim seviyelerine göre anlamlı derecede daha düşük sonuçlar alırken, ön lisans mezunları lisans ve lisansüstü mezunlarına göre daha düşük sonuçlar almıştır (p < 0.05). Ayrıca, yöneticilik kıdemine göre de dijital vatandaşlık ölçeğinin tüm alt boyutlarında anlamlı farklılıklar bulunmuş, 1 yıldan az yöneticilik kıdemi olan katılımcılar, 11 yıldan fazla yöneticilik kıdemi olan katılımcılara göre anlamlı derecede daha yüksek sonuçlar elde etmiştir (p < 0.05). İçsel motivasyon açısından, eğitim durumuna göre anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir; ortaöğretim ve ön lisans mezunları, lisans ve lisansüstü mezunlarına göre anlamlı derecede daha düşük içsel motivasyon sonuçları göstermiştir (p < 0.05).Item Türk hukukunda ticari hapis hakkı(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-06-10) Ak, Gülhan; Caner, Oğuz; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Özel Hukuk Anabilim Dalı / Ticaret Hukuku Bilim Dalı; 0009-0000-9667-6723Türk Hukukunda hapis hakkına ilişkin temel düzenleme Türk Medeni Kanunu’nda yer almaktadır. Türk Medeni Kanunu’nu 950-953 ile hapis hakkı ile ilgili olarak çizilen çerçeve bu kanun dışında başka bazı kanunlarda düzenlenen ve özel hapis hakkı çeşitleri olarak adlandırılan hapis hakkı çeşitleri için de geçerliliğini belirli ölçüde korumaktadır. Çalışmamızın özünü TMK 950/2 oluşturmaktadır. Ticari hapis hakkı olarak ifade etmeyi uygun gördüğümüz bu düzenleme esasen tacirlere hapis hakkını kullanmaları noktasında sağlanan bir kolaylık olup hapis hakkının doğması için gereken şartlardan biri olan bağlantı şartının ticari bağlantı olarak göründüğü haldir. Çalışmamızda hapis hakkının ticari hapis hakkı şeklini alması için gereken koşullar ve Türk Hukukunda ticari hapis hakkının doğduğu haller incelenmiştir.Item Hüseyin Nihâl Atsız`da politik olan ve devlet fikri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-25) Davudoghlu, Shahid; Karakuş, Gülbeyaz; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı / Siyaset ve Sosyal Bilimler Bilim Dalı; 0009-0003-0786-9294İnsan, doğası gereği sosyopolitik yapı içerisine hapsedilmiş zoon politikon`dur. Nitekim insan, tarihin her aşamasında içerisinde bulunduğu sosyopolitik yapının sınırlarını öğrenme ve bu doğrultuda “ideal sistemler” keşfetme ihtiyacı duymuştur. Belirli bir halk/milletin belirli toprak parçası üzerindeki siyasî durumu olan devlet, modern insan açısından aşılamaz bir gerçekliktir. Fakat 20.yüzyıla gelindiğinde devletin “aşkın siyasî güç” olma özelliği liberal ve anarşist dünya görüşlerince sekteye uğratılmıştır. Liberal ve anarşist dünya görüşlerine meydan okuyan 20. yüzyılın en önemli isimlerden biri Carl Schmitt`dir. 20.yüzyılın ekonomi-teknik dünya görüşüne karşı Schmitt`in silahı “siyasal kavramı”dır. Schmitt, 20. yüzyılda “devlet” kavramıyla ilgili anlayışlarda yaşanan krizi, “siyasal kavramı”ndan hareketle bertaraf etmeğe çalışmıştır. Schmitt`in “devlet” kavramlaştırması, özellikle “siyasal kavramı”nın iki temel sütunu olan jus belli ve hostis kavramları üzerinden gerçek siyasî hüviyete kavuşmaktadır. Dolayısıyla bu çalışmada 20. yüzyılın önemli Türkçü ideologlarından biri olan Hüseyin Nihâl Atsız`ın kaleme aldığı eserler, Schmitt`in “politik olan” ve “devlet” kavramlarıyla ilgili anlayışlar esas alınarak çözümlenmeye çalışılmıştır. Çalışma boyunca Atsız fikriyatının temel yapıtaşı olan “ülkü” kavramının Schmitt`in “siyasal kavramı”yla olan benzer ve farklı tarafları açığa çıkarılmaya çalışılmıştır. “Ülkü” kavramından hareketle Atsız`da mümkün “devlet” biçiminin sınırları, Schmitt`in “devlet” kavramlaştırması esas alınarak saptanmaya çalışılmıştır. Bu bakımdan tezin temel önermesi, politik olan olarak “ülkü” kavramından yola çıkarak Atsız`da “devlet” kavramlaştırması yapılabilir olmaktadır.Item Nurettin Topçu’nun iktisat ve ahlak ilişkisine eleştirel katkısı(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-16) Çalışkan, Mehmet; Levent, Adem; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / İktisat Anabilim Dalı / İktisat Tarihi Bilim Dalı; 0009-0003-3627-5794Bu çalışmada Türkiye’nin yurtdışında felsefe doktorası yapmış ilk ismi olan Nurettin Topçu’nun iktisat ve ahlak ilişkisi bağlamında fikirleri ele alınmaktadır. Evrensel bir ahlak sistemi geliştiren Topçu, yaşadığı döneme denk gelen İkinci Dünya Savaşı sonrasında iktisadın giderek teknikleştiğinin ve ahlak ile olan ilişkisinin koptuğunun süreçle ilgili bilgi sahibi olmamasına rağmen, sezgisel olarak farkındadır. Bu nedenle Topçu, kapitalizm ve komünizm üzerinden bu teknikleşmeyi ve ardında yatan bilimselleşmeyi eleştirmektedir. Bu çalışma, Nurettin Topçu'nun iktisat ve ahlakın bağının kopmasına ilişkin eleştirel katkılarını incelerken onun bu ilişkiye çözüm önerisi olarak sunduğu ruhçu sosyalizmin özünü anlamayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda, bu çalışma Topçu'nun fikirlerini iktisatçılar için daha anlaşılır hale getirmeyi hedeflemekte ve Türkiye'de iktisadi düşüncenin gelişememesinin nedenlerine dair bir içgörü sunmaktadır. Dolayısıyla Topçu'nun düşüncelerini araştıracak iktisatçılar için yol gösterici olması beklenmektedir.Item Amerikalı oryantalist ressam, gezgin, yazar, koleksiyoner: Miner Kilbourne Kellogg(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-02) Alsancak, Şükrü Semih; Topallı, Elvan; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Sanat Tarihi Anabilim Dalı / Batı Sanatı ve Çağdaş Sanat Bilim Dalı; 0000-0002-3266-283XMiner Kilbourne Kellogg, Amerikalı ressam, gezgin, yazar ve koleksiyonerdir. 1814 yılında doğan Kellogg, 1841’e kadar Amerika’da yaşamış ve resim eğitimi almıştır. 1841’de devletin görevlendirmesiyle İtalya’ya gitmiş; burada iki yıl boyunca usta ressamların eserlerini incelemiştir. 1843-1844 yıllarında ilk Doğu yolculuğu kapsamında Mısır, Kutsal Topraklar ve çevresine gitmiş, birçok eskiz yapmıştır. Sonrasında İtalya’ya dönmüş; 1845 yılında İstanbul’daki Amerikan elçisi Dabney Smith Carr’ın daveti üzerine İstanbul’a gelmiştir. Yaklaşık yedi ay burada kalan Kellogg, İznik, Bursa, Aizanoi, Eskişehir, Bilecik gibi yerleri de dolaşarak resimler yapmıştır. Bu yolculukta, Nemrud, Ninova kazılarıyla tanınacak olan arkeolog Austen Henry Layard'ın Kellogg'la birlikte olduğu anlaşılmaktadır. 1845’te İtalya’ya, 1847’de ise Amerika’ya dönen Kellogg, 1847-1849 yılları arasında, Hiram Powers’ın Yunan Esir heykelinin Amerika’daki sergisini yönetmiştir. Kellogg’un, Türk kıyafetleriyle olan 1848 tarihli fotoğrafı, Amerika’nın en eski oryantalist fotoğraflarından biri olarak kabul edildiği gibi Kellogg da kendisini, İstanbul’a gelen ilk Amerikalı oryantalist olarak görmektedir. 1851-1865 yılları arasında Avrupa’da olan Kellogg’un, bu süreçte de Doğu’ya gittiği düşünülmektedir. Kellogg, Doğu yolculukları sırasında çoğunlukla sulu boya ve kara kalem eskizler yapmıştır. Henüz az sayıda Amerikalı oryantalistin Doğu’ya gittiği bir dönemde, Kellogg’un resimleri önem kazanmakta; bazı resimleri belge değeri taşımaktadır. Avrupa’da iken birçok eser toplayan Kellogg’un koleksiyonunda, usta ressamların resimleri de bulunmaktadır. Yaşamı boyunca çeşitli kitaplar ve yazılar yayınlayan Kellogg, 1889’da Amerika’da vefat etmiştir. Kellogg’a dair az sayıda araştırma olması, bu tezin hazırlanmasının başlıca nedenidir. Burada Kellogg’un, oryantalist ressamlar arasındaki yerini belirlemek, oryantalist resimlerini inceleyerek Doğu yolculuklarının rotasını tespit etmek amaçlanmıştır. Hayatı ve sanatının yanı sıra gezgin, yazar, koleksiyoner kimliği hakkında bilgiler verilerek bu çok yönlü kişi tanıtılmaya çalışılmıştır.Item Türkiye’de küresel akım veri setlerinin tutarlılığının değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-22) Doğan, Enes; Akbaş, Abdullah; Bursa Uludağ Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Coğrafya Anabilim Dalı; 0000-0002-9225-642XBu çalışmada dağıtımlı küresel hidrolojik modellerden EFAS (European Flood Awareness System) ve GloFAS (Global Flood Awareness System) modellerinin güncel tüm versiyonlarının tarihsel akarsu akım verilerinin Türkiye’de tutarlılığı sınanmıştır. Modellerin sınanması için DSİ (Devlet Su İşleri) ve EİE (Elektrik İşleri Etüt İdaresi)akarsu gözlem yıllıklarındaki ölçüm süresi 1 ile 77 yıl arasında değişen akarsu gözlem istasyonlarının (AGİ) akarsu akımı verileri sayısallaştırılmış ve referans veriler elde edilmiştir. Minimum 5 yıl kayıt süresine sahip istasyonlar dahil olmak üzere AGİ’lerin havzalarından havza alanı, havza rölyefi, havza Strahler dizini, havzadaki hâkim akifer tipi, havzadaki hâkim iklim tipi ve havzalardaki baraj varlığı gibi mekânsal eş değişkenler elde edilmiştir. Referans verilerin günlük akım verileri ile akarsu akım modellerinin günlük akım modelleri NSE, KGE ve r2gibi performans metrikleri ve hidrolojik indisler kullanılarak kıyaslanmış olup elde edilen bulgulara göre modeller sıralanmıştır. Bu sıralama neticesinde görece tutarlı olan model belirlenmiştir. Bunun yanı sıra mekânsal eş-değişkenlere göre performans metrikleri ve hidrolojik indislerden elde edilen bulgular gruplandırılarak verilerin medyan değerlerinden hareketle modellerin farklı fiziksel koşullarda davranışı irdelenmiştir. Buna göre Strahler hiyerarşisi, havza rölyefi, havza alanı, havzadaki hâkim akifer tipi ve havzadaki hâkim iklim tipi modellerin tutarlılığını etkilemektedir. Ayrıca modeller baraj bulunan havzalarda modellerin baraj girdisi olmasına rağmen kötü benzeşim yapmaktadır. Elde edilen sonuçlara göre Türkiye’de AGİ havzalarında görece tercih edilebilecek modeller tespit edilmiştir. AGİ havzalarında modellerin tutarlılığının sınanması sonucunda, GloFAS modellerinin EFAS modellerinden daha başarılı olduğu ortaya konulmuştur. GloFAS v.4.0. sınanan tüm modeller arasında en tutarlı olan model olmasına rağmen Türkiye ölçeğinde yapılacak bir çalışma için yeterli tutarlılığa sahip değildir.