2006 Güz Sayı 7
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/16361
Browse
collection.page.browse.recent.head
Item The role and effects of elementary environmental education and environmental consciousness during globalization in Turkey(Uludağ Üniversitesi, 2006) Atasoy, Emin; Yüksel, Sedat; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi.While seeking solutions for environmental problems and trying to find a way out of environmental crisis, there is an increasing need for world citizens having environmental and ecological consciousness. In this respect, environmental education is becoming more important in order to deal with environmental problems. After determining-conceptual frame of globalization, the relationship between globalization=education and globalization-environmental education are examined in this study. In the next step, the current situation of environmental education and its effects on helping students having an environmental consciousness are explained. The role and effects of environmental education on eco-individuals having moral values about environment, sensitive to ecological issues, and aware of ecological problems are examined in the perspective of globalization. In addition, the current curricula were analyzed according to globalization and environmental education in Turkey.Item Liberal eğitim nedir?(Uludağ Üniversitesi, 2006) Strauss, Leo; Hünler, HakkıLiberal eğitim kültür içerisinde ya da kültüre doğru eğitimdir. Liberal bir eğitimin tamamlanmış ürünü kültürlü bir insan olmadır. "Kültür" (cultura) öncelikle tarım anlamına gelir: toprağın bakımını yaparak, toprağı kendi doğasına göre ıslah ederek toprağı ve toprak ürünlerini ekme, sürme, yetiştirme, biçme. "Kültür”, bu kök anlamın türevi olan bir yolda günümüzde esasen zihnin ekilip biçilmesi, zihnin doğuştan yetilerinin zihnin doğasına göre bakımı ve ıslahı anlamına gelir. Nasıl ki toprağın toprağı ekip biçenlere gereksinimi varsa, zihnin de öğretmenlere gereksinimi vardır. Fakat öğretmenler çiftçiler kadar kolay yetişmez. Öğretmenlerin kendileri öğrencidir ve öğrenci olmak zorundadır. Fakat sonsuz bir geri dönüş olamaz: nihayetinde, yeri geldiğinde öğrenci olmayan öğretmenler de var olmak zorundadır. Yeri geldiğinde öğrenci olmayan öğretmenler büyük zihinlerdir ya da böyle bir konuda herhangi bir belirsiz-anlamlılıktan kaçınacak bir yolda söylendikte, en büyük zihinlerdir. Böyle insanlar son derece ender bulunur. Onlardan herhangi biriyle herhangi bir sınıfta karşılaşmamız olası değildir, Onlardan herhangi biriyle herhangi bir yerde karşılaşmamız olası değildir. Bir kimsenin yaşadığı zamanda hayatta olan tek bir öğretmen varsa bahtın açıklığındandır. Öğrenciler, hangi yeterlik düzeyinde olurlarsa olsunlar. pratik amaçlar adına, yeri geldiğinde öğrenci olmayan öğretmenlere, en büyük zihinlere büyük kitaplar aracılığıyla ulaşırlar. O halde, liberal eğitim. en büyük zihinlerin geride bıraktıkları büyük kitapları hass bir özenle okumaktan ibaret olacaktır daha deneyimli öğrencilerin yeni başlayanlar da dahil daha acemi öğrencilere yardımcı olduğu bir okumadır bu.Item Bir düşünce ve mantık problemi olarak paradoks(Uludağ Üniversitesi, 2006) Hacınebioğlu, İsmail LatifParadoks düşüncenin, iddianın, ifadelerin, mantıksal olarak doğruluk, tutarlılık, geçerlilik ölçüleri dikkate alındığında dinamik bir problem zemini oluşturmaktadır. Paradoksun fark edilmesi, ortaya konması düşüncenin bulunduğu noktayı fark etmek anlamındadır. Bu makalede paradoksun ne olduğu ve argümanlar açısından nasıl kullanıldığı üzerinde durduk. Argümanlardaki önermelerin ve kabullerin kendi içindeki bütünlüğü bozulmadan aynı anda çelişiği ile gerçeklik iddiası paradoksu oluşmaktadır. Neredeyse tüketilemez paradokslardan Yalancı Paradoksu, Zenon Paradoksları ve Metafiziksel Paradoksları Örnekleme olarak aldık.Item A.H. Tanpınar'ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü adlı romanında saçma ve gerçeklik kavramları(Uludağ Üniversitesi, 2006) Göksel, NilBu çalışmada, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü adlı romanındaki Hayri İrdal ve Halit Ayarcı karakterlerinden hareketle, insanın gerçeklikle nasıl bir ilişki kurduğu ve bugünün insanının kendi çağını bir korku ve akıl mücadelesi içinde nasıl biçimlendirdiğinin ipuçları gösterilmeye çalışılacaktır.Item A comparative analysis of the demographic and social characteristics of the European Union countries and Turkey(Uludağ Üniversitesi, 2006) Atasoy, Emin; Çüçen, A. Kadir; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi/İlköğretim Bölümü.; Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi/Felsefe Bölümü.In this article, it was put forward that the EU, which seems to be unified and integrated in terms of geographical, cultural, economic and political aspects, is not homogenous at all regarding demographic characteristics, and also the fact that the Union is multidimensional, multicolored and there are differences between countries was put under discussion considering the social and demographic dimensions. In the article, the demographic potential of Turkey, the EU nominee, was examined in both qualitative and quantitative aspects, and also an effort was made to determine the similar and dissimilar social and demographic aspects the EU countries and Turkey have. To reach this aim, an effort was spent on the comparative analysis of Turkey and the EU countries in terms of various human characteristics such as population size. population growth, birthrates and death rates. average lifespan. literacy rate, median age average, human development index and urbanization.Item Küresel bir tehdit: Terörizm(Uludağ Üniversitesi, 2006) Taşçıer, FeyselBu çalışma, terörizm sorununun günümüzde nasıl küresel bir tehdit durumuna geldiğini inceleyerek, terörizm kavramı üzerine bugüne kadar yaşanan tartışmalarda dile getirilen birbirinden farklı yaklaşımların temelinde bulunan 'tanım sıkıntısına' işaret etmektedir. Bu çerçevede, terörizm sorunu konusunda yaşanan tartışmalarda bir kavram kargaşasının yaşandığı kabulünden hareketle, konu hakkında yaşanan kavram kargaşasının çözümlenebilmesinin yolunun da ancak temel kavramlar üzerinde sağlanabilecek bir uzlaşımla olanaklı olacağı savı incelenmeye çalışılmaktadır.Item Küreselleşme sorunu "ötekilik" ve "karşı-ötekilik"(Uludağ Üniversitesi, 2006) Akdemir, MüslimKüreselleşen dünyanın önerdiği farklılıkların birlikteliği fikri uygarlıklar arası işbirliğini sağlayacak yerde çatışmaları ortaya çıkarmıştır. Bunun nedeni Batı düşüncesinin belirlediği tarihsellik üzerine bu bakış açılarının oturmuş olmasıdır. Batılı toplumlar, kendilerini korumak amacıyla "öteki"ni üretmiştir. Bu durum Batılı olmayan toplumlarda ise "öteki" olmanın getirdiği kompleksle bir savunma mekanizmasına dönüşerek karşı-ötekilik" yaratmıştır.Item Gaunilo's contributions to the onto(theo)logical argument of St. Anselm(Uludağ Üniversitesi, 2006) Kabadayı, TalipAs soon as Anselm's Proslogion appeared, Gaunilo attacked and severely criticized Anselm's famous onto(theo)logical argument in a short reply On Behalf of the Fool (Pro Insipiente). Gaunilo's objections and criticisms of Anselm's argument, to which are actually contributions, are very crucial not only to the modern reader seeing in it a first example of the endless criticisms of which the argument has been the subject down to the present day, but also to Anselm, since it provided him with the opportunity for developing his argument further and making certain points clcared in his proof that had either been left incomplete or obscure. In this paper, I aim to set forth the debate between Anselm and Gaunilo so as to clarify the most crucial aspects of the onto(theo)logical argument.Item Husserl'in felsefesinde doğal tavrın gerekliliği: Fenomenolojik indirgeme ve özel dil üzerine tartışma(Uludağ Üniversitesi, 2006) Eyim, AhmetHusserl'in erken dönem felsefesinde önemli bir yer tutan ve fenomenolojik indirgemenin temeline koyduğu doğal tavrın varlığı, indirgemenin özel dil olmadığının en önemli kanıtlarından biridir. Bu yazı, Husserl'in fenomenolojik indirgemesinin her ne kadarda indirgemenin objesi diğer öznelere kapalı olsa da, bir özel dil oluşturmak anlamına gelmediğini savunmaktadır. Konuştuğumuz ve düşünmek için kullandığımız dil bize doğal tavır tarafından verilmektedir. Dile sahip olmayan bir özne fenomenolojik indirgeme yapamaz çünkü indirgemenin dayandığı algılama ve refleksiyon için doğal tavır ve bir dile ihtiyaç vardır.Item The place of psychologism in Husserl's philosophy(Uludağ Üniversitesi, 2006) Gödelek, KamuranPsychologism is a doctrine, which emerged in the 19th century as psychology had become a scientific endeavor. Husserl, at first, by the influence of Brentano who is both a psychologist and an empiricist, directed towards psychologism. However, Husserl thought that the influence of empiricism on psychologism is too great and the explanations of psychologism about intentionality and consciousness are not efficient. Thus, Husserl refused psychologism since it is impossible to obtain the objective truth by the science of psychology, which depends on individual experience and the actual and factual world. Instead, he established the science of phenomenology, which investigates the essence of consciousness in order to deduce and describe necessary and universal ıruths about experience. This paper inıends to investigate the role of psychologism in developing the method of transcendental phenomenology.Item Filozof olarak Jean-Paul Sartre(Uludağ Üniversitesi, 2006) Demirdöven, İsmail H.Bu yazıda J.P.Sartre'in, "Varoluş", "İnsan", "Toplum" ve "Hümanism" kavramları, onun felsefi görüşü çerçevesinde ele alınıp değerlendirilmektedir. Bir yazın adamı olmanın ötesinde, aynı zamanda yirminci yüzyılın adından en çok söz ettiren filozoflarının başında gelen J.P. Sartre'ın; felsefenin Ontoloji. Epistemoloji ve Etik gibi en temel alanlarına ilişkin görüşleri bulunmaktadır. Yirminci yüzyılda. Sartre gibi bir grup filozofun ortak hareket noktası; yaşadığı koşullar içinde İNSAN'dır. Onların, felsefenin adı geçen alanlarıyla ilgileri; İNSAN ve İNSANIN YAŞAMI'na, bu dünyadaki konumuna ilişkin sorunlar aracılığıyla olmuştur. Sartre in "İnsanın varoluşu" bağlamında üzerinde önemle durduğu başlıca kavramlar ve temaların. "Anlamsızlık". "Bozuntu (Bunaltı)". Ortada bırakılmışlık ve yalnızlık duygusu". "Otonom özgürlük ahlâkı", "Aşma". "Sorumluluk"... gibi kavramlar ve temalar olduğu görülür. Sartre. "L'Etre et le Néant (Varlık ve Hiçlik)" yapıtında, insan(ın) varoluşunu ontolojik olarak ele almış, daha sonra da böyle bir varoluşa uygun biçimde insanın değerleri üzerinde durmuştur. Sartre'ın bir "bilinç felsefesi" olarak da adlandırılabilecek olan "Varoluşçuluk'la çözmek istediği sorunun, yirminci yüzyıl insanının değer anlayışını yeni bir etik temel üzerinde inşa etmek olduğu söylenebilir.