2020 Cilt 25 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/12712
Browse
collection.page.browse.recent.head
Item The influences of altering the mixing conditions on the properties of polymer modified bitumen: An overview(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-04-30) Özdemir, Derya Kaya; Topal, Ali; Şengöz, BurakModification of bitumen by different modifiers, causes the morphological, rheological and chemical characterisation differences related to the following three main factors: the type of the polymer, bitumen components and blending conditions. Manufacturing conditions can be investigated in several groups such as; mixing temperature, duration of mixing and shear rate (mixing speed). These manufacturing conditions are the key parameters, since they act an important role on the properties of the final product. These key parameters and their effects have always been an interesting topic for the researchers, because they may have some consequences like aging of the sample, degradation of the polymer or sometimes less absorption of the polymer by bitumen etc. This study aims to present the influences of mixing conditions on different properties of the bituminous mixtures with the help of reviewing the previous studies in the literature.Item Yapı üretiminde eklemeli imalat teknolojilerinin karşılaştırmalı değerlendirmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-08) Çalışkan, Cemal İrfan; Arpacıoğlu, ÜmitBu çalışma, mimarlık alanında kullanılan eklemeli imalat teknolojileri konusunda gerçekleştirilen bir derleme çalışmasıdır. Temel olarak, eklemeli imalatın mimarlık alanındaki uygulama alanlarını, belirli sistematik içerisinde ele alan araştırma, gerek literatürde yer alan örnekler, gerekse uygulamaları bulunan yeni teknolojiler hakkında bilgi vermeyi amaçlamaktadır. Çalışmada, karşılaştırmalı olarak incelenen üretim teknolojilerinin güçlü ve zayıf yönleri, sistemlerin kullanım alanları, sistemlerde kullanılan malzemeler, mimari alan uygulamaları özelinde ele alınmıştır. Eklemeli imalat teknolojilerinin dezavantajlarından birisi olarak bilinen yüksek üretim ve malzeme maliyetinin, zaman içerisinde üretim yöntemlerinin yaygınlaşması ile çözümleneceği öngörülmektedir. Malzeme üretimi ve teknoloji konusunda halen gelişme sürecinde olan eklemeli imalat üretim sistemleri, gelecek endüstri uygulamalarında ve mimarisinde etkin olarak kullanılacağı düşünülmektedir. Yüksek maliyet sorununa çözüm olarak, eklemeli imalat yöntemi ile kalıp üretimlerinin ilerleyen yıllarda daha fazla gündemde olacağı öngörülmektedir.Item İçme suyu arıtma tesisi atık çamuru üzerine metilen mavisi adsorpsiyonu ve yapay sinir ağları ile modellenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-08-11) Öztürk, Nurcan; Şentürk, Hasan Basri; Gündoğdu, Ali; Duran, CelalBu çalışmada içme suyu arıtma tesislerinde arıtım aşamaları sonucu oluşan İçme Suyu Arıtma Tesisi Atık Çamurunun (İSATAÇ), atık sularda organik kökenli bir kirletici (boyar madde) olan Metilen Mavisinin uzaklaştırılmasında adsorban olarak kullanılabilirliği araştırılmıştır. Adsorpsiyon çalışmalarında kullanılan İSATAÇ fiziksel ya da kimyasal ön işleme tabi tutulmamıştır. Öncelikle İSATAÇ’ın nem, yoğunluk, uçucu madde, sabit karbon, kül tayini yanı sıra elementel, SEM, FT-IR, XRD, XRF ve TGA/DTA analiz gibi çeşitli analitik işlemlerle karakterize edilmiştir. Sonrasında adsorpsiyon deneyleri kesikli sistemle gerçekleştirilmiş ve İSATAÇ’ın sulu çözeltiden bu kirletici türü uzaklaştırma potansiyeli denge, kinetik ve termodinamik parametreler açısından incelenmiştir. Metilen mavisinin uzaklaştırılmasında Langmuir izoterm modelinden elde edilen maksimum adsorplama kapasitesi 62,50 mg g-1 olarak tespit edilmiştir. Bazı deneysel parametrelerin İSATAÇ üzerinde Metilen Mavisi adsorpsiyonuna etkileri göz önüne alınarak Yapay Sinir Ağı (YSA) modeli geliştirilmiş ve İSATAÇ’ın atık sulardan organik kirleticilerin uzaklaştırılmasında kullanılabileceği sonucuna varılmıştır.Item Structural strengthening of second row passenger seat frame developed for M1 category vehicles(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-08-19) Erkul, Semih; Balcı, SemihThe issue of security in the automotive industry is becoming more and more important day by day and intensive studies are carried out in this regard. It is vital that automobile seats have to meet security regulations to assure optimum passenger safety. This article investigates the design changes of a passenger seat required to meet and exceed the Economic Commission for Europe (ECE) R-14 regulation. ECE R-14 contains a lot of restrictions to secure adequate safety-belt anchorages endurance for vehicles. Various design scenarios have been created to improve the performance of the seat. The CAD models have been designed in CATIA V5 and validated using Hyperworks software. Then, physical tests were also conducted with prototypes to compare outputs with FEA results.Item Deniz dibi tarama malzemelerinin yol dolgusu olarak kullanımı(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-05-23) Karadoğan, Ümit; Çevikbilen, Gökhan; Teymür, BerrakBu çalışmada, Türkiye’de gerçekleştirilen deniz tabanı tarama faaliyetlerinden elde edilen malzemelerin karayollarında dolgu malzemesi olarak kullanılabileceği gösterilmektedir. Ülkemizi çevreleyen denizlerden seçilen 8 adet liman bölgesinden alınan deniz dibi tarama malzemelerinin (DTM) endeks ve mühendislik özellikleri bulunmuştur. Malzemelerin granülometri eğrileri ve Atterberg kıvam limitleri belirlenmiştir. Yol dolgu malzemesi olarak kullanımlarına yönelik olarak Standart Proktor deneyi ve aynı sıkıştırma enerjisi ile hazırlanan her numune üzerinde yaş CBR deneyi yapılmıştır. Bulunan parametreler ışığında, deniz dibi tarama malzemelerinin Karayolları Teknik Şartnamesinde verilen limit değerlere göre dolgu malzemesi olarak uygunlukları belirlenmiştir. Mukavemet deneyleri ile kayma mukavemet parametreleri de belirlenen sıkıştırılmış malzemelerin dolgu olarak inşa edilebilirlikleri Karayolu dolgularında genellikle uygulanan yüksekliğe bağlı şev eğimleri için PLAXIS ve Geostudio programı kullanılarak kontrol edilmiştir.Item Düşük bromür ve organik madde içeren su kaynakları için ön dezenfektan seçiminde çok ölçütlü karar verme metotlarının uygulanması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-08-06) Özgür, CihanBirçok iyi ya da birçok kötü seçenek arasından karar verme, yöneticilerin ve idarecilerin en fazla zorlandıkları durumların başında gelmektedir. İçme suyu kaynaklarında kullanılmak üzere seçilecek ön dezenfektan türleri de oldukça fazladır ve bu durum seçimi güçleştirmektedir. Bu çalışmada ülkemizin su kaynaklarının genel durumu göz önüne alınarak düşük organik madde ve düşük bromür konsantrasyonuna sahip su kaynakları için ön dezenfektan seçiminde karar almayı kolaylaştırmak adına “Çok Ölçütlü Karar Verme Yöntemleri” Kullanılmıştır. Çalışma kapsamında “Analitik Hiyerarşi Süreci” (AHS) ve “Technique for Order Preference by Similarity to Ideal Solution” (TOPSIS) tekniklerinin kombinasyonundan oluşan bir analiz metodu kullanılmıştır. Bu kapsamda 6 kriter (Bakiye Dayanıklılık-Mikroorganizma GiderimiTeçhizat Gereksinimi-Güvenlik Endişeleri-pH Bağımlılığı-Sağlık Etkileri) ve 6 alt kriter (Klor (Gaz)-Klor (Sıvı)-Ozon-Klor Dioksit-Kloramin-UV) belirlenerek, uzman görüşleri ve literatür bilgisinden yararlanılarak sistematik bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Bakiye dayanıklılığın yüksek olması, teçhizat gereksiniminin yüksek olmaması, pH bağımlılığının yüksek olmaması ve nispeten düşük sağlık endişeleri gibi avantajlarından dolayı klor gazı en iyi ön dezenfektan olarak tespit edilirken UV ise en son tercih edilmesi gereken dezenfektan olarak belirlenmiştir.Item Güneş bacası güç santrallerinde toplayıcı eğiminin çıkış gücüne ve sistem verimine etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-07-30) Cüce, ErdemBu çalışmada toplayıcı eğiminin sisteme etkisi Manzanares prototipi esas alınarak geliştirilen 3 boyutlu CFD modeli ile analiz edilmektedir. Nümerik modelde güneş yükü için DO (discrete ordinates) ışınım modeli ve sistem içerisindeki hava hareketi için RNG k-ε türbülans modeli birleştirilerek uygulanmaktadır. 1000 W/m2 güneş ışınımında sistemdeki maksimum hız 14.3 m/s olarak bulunurken bu değer deneysel veri olan 15 m/s ile uyum içerisindedir. Manzanares prototipinde toplayıcı giriş yüksekliği 1.85 m olarak verilmektedir. Bu çalışma kapsamında toplayıcı giriş yüksekliği sabit tutularak, toplayıcı çıkış yüksekliği sırası ile 2.91, 3.97, 5.04, 6.12 ve 7.17 m olarak tasarlanmakta ve bu sayede toplayıcı eğiminin 0.5, 1, 1.5, 2 ve 2.5° olduğu durumlarda sistemin performansındaki değişim değerlendirilmektedir. Elde edilen sonuçlar toplayıcı eğimindeki artışın sistemdeki hava hareketinin kütlesel debisini arttırdığını ve bu artışın sistemin güç çıkışını iyileştirdiğini göstermektedir. Referans durumu temsil eden eğimsiz toplayıcı için toplayıcı verimi %38.7 iken toplayıcı eğimi 1° olduğunda verimin %41.5’e iyileştiği gözlenmektedir. Sistemin çıkış gücü referans durumda 54.5 kW iken toplayıcı eğimi 2.5° olduğunda 57.1 kW olarak belirlenmektedir.Item Deniz ulaşımından kaynaklanan gürültü kirliliğinin belirlenmesi: Bursa Güzelyalı örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-08-05) Kılıç, Melike Yalılı; Adalı, Sümeyye; Mühendislik Fakültesi; Çevre Mühendisliği Bölümü; 0000-0001-7050-6742; 0000-0002-5077-7358Ulaşım gürültüleri kentsel alanlarda önemli gürültü kaynakları arasında yer almaktadır. Mevcut olan deniz yolu bağlantıları aracılığıyla ülkeler arasındaki ticaret ve etkileşimi sağlaması, diğer ulaşım yollarına göre daha ekonomik ve hızlı olması gibi birçok avantaja sahip olması nedeniyle deniz ulaşımı önemli tercih sebepleri arasında yer almaktadır. Bu çalışma, Bursa ilinin Mudanya ilçesine bağlı Güzelyalı’da bulunan İstanbul Deniz Otobüsleri (İDO) Bursa işletmesine ait deniz araçlarının oluşturduğu gürültü kirliğinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Hızlı feribot için ölçülen en yüksek gürültü değeri 72 dBA, en düşük gürültü değeri 61,6 dBA olarak elde edilmiştir. Deniz otobüsü için ölçülen en yüksek gürültü değeri 73,8 dBA, en düşük gürültü değeri 60,1 dBA olarak kaydedilmiştir. Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği’ne (ÇGDYY) göre suyollarında ulaşım araçlarından yayılan gürültünün gündüz saatlerinde 65 dBA, akşam saatlerinde 60 dBA’yı aşmaması beklenmektedir. Ancak çalışmada ölçülen gürültü değerlerinin ÇGDYY’nde verilen sınır değerleri çoğu zaman aştığı belirlenmiştir.Item Bursa ili’nden toplanan yumurta örneklerinde ağır metal içeriğinin belirlenmesi ve risk değerlendirmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-08-04) Birgül, AşkınBu çalışma, Bursa ilinden toplanan ve “organik yumurta ve/veya köy yumurtası” olarak satışa sunulan yumurta örneklerinde ağır metal konsantrasyon seviyelerinin belirlenmesi ve risk değerlendirmesi amacıyla gerçekleştirilmiştir. Yumurta örnekleri 7 farklı örnekleme noktasından toplanmıştır. Yumurtaların ak ve sarılarında ayrı ayrı Cd, Hg, Pb, V, Cr, Mn, Co, Ni, Cu, Zn ve As metallerine bakılmıştır. Analizler indüktif eşleşmiş plazma kütle spektrometre (ICP-MS) cihazı kullanılarak yapılmıştır. Toplanan yumurta örneklerinde tespit edilen ağır metallerin ortalama konsantrasyon seviyeleri ağır metalin türüne bağlı olarak yumurta sarısında 0,0012 ile 0,390 μg/g arasında, yumurta beyazında ise 0,00123 ile 193 μg/g arasında değiştiği tespit edilmiştir. Yapılan risk karakterizasyonu işlemi neticesinde toplanan yumurta örneklerinin THQ değerlerinin yumurtanın sarı kısmı için 1,1x10-3 ile 0,637 arasında, yumurtanın beyaz kısmı için 1,91 x10-4 ile 0,01438 arasında değişim gösterdiği ve herhangi bir risk oluşturmadığı tespit edilmiştir.Item Bulut ortamlarında hipervizör ve konteyner tipi sanallaştırmanın farklı özellikte iş yüklerinin performansına etkisinin değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-08-26) Işık, Gökhan; Gürel, Uğur; Yavuz, Ali GökhanFiziksel kaynakların verimli kullanılabilmesini sağlayan sanallaştırma teknolojilerindeki ilerlemeler, bulut bilişim, nesnelerin interneti ve yazılım tanımlı ağ teknolojilerinin gelişiminde büyük pay sahibi olmuştur. Günümüzde hipervizör sanallaştırma çözümlerine alternatif olarak konteyner teknolojileri ortaya çıkmıştır. Bulut sağlayıcıları kullanıcılarına daha verimli ortamlar sunmak için hem hipervizör hem konteyner sanallaştırma çözümlerini destekleyen sistemleri tercih etmektedirler. Bu çalışmada, ‘Alan bilgisine dayalı’ metodoloji uygulanarak OpenStack bulut altyapısında işlemci, bellek, ağ ve disk yoğunluklu iş yüklerinin KVM hipervizör ve LXD konteyner sanallaştırma çözümleri üzerinde performans değerlendirmesi yapılmıştır. OpenStack bulut ortamında PerfKit Benchmarker ve Cloudbench kıyaslama otomasyon araçları vasıtasıyla ağ yoğunluklu iş yükü olarak Iperf, işlemci yoğunluklu iş yükü olarak HPL, bellek yoğunluklu iş yükü olarak Stream ve disk yoğunluklu iş yükü olarak Fio kıyaslama araçları kullanılarak performans testleri gerçekleştirilmiştir. Yapılan testler sonucunda OpenStack bulut altyapısında LXD sanallaştırma KVM sanallaştırmaya göre işlemci, ağ, sabit disk sürücüsünde sıralı okuma bant genişliği, saniyedeki giriş/çıkış sayısı ve sıralı yazma bant genişliği, saniyedeki giriş/çıkış sayısı iş yüklerinde daha iyi performans sergilemiştir. KVM sanallaştırma ise LXD sanallaştırmaya göre bellek, sabit disk sürücüsünde rasgele okuma bant genişliği, saniyedeki giriş/çıkış sayısında ve rasgele yazma bant genişliği, saniyedeki giriş/çıkış sayısında daha iyi performans sergilemiştir.Item Çörekotu posası kullanılarak sulardan demir(III) iyonunun giderilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-07-07) Coşkun, Yasemin İşlekSulu çözeltilerden Fe(III) iyonunun giderimi için çörekotu posası adsorban olarak kullanılmıştır. Çözeltinin başlangıç pH’sı, sıcaklık, çalkalama süresi, adsorban miktarının adsorpsiyon verimi üzerindeki etkileri kesikli yöntemle deneysel olarak incelenmiştir. pH 4’te adsorbanın yüksek verimle Fe(III) iyonlarını giderdiği bulunmuştur. Adsorban miktarı ile giderme verimi arasındaki ilişki incelenmiş ve en yüksek giderme verimi 10 mg adsorban miktarı için elde edilmiştir. Adsorpsiyon izoterm modelleri (Langmuir, Freundlich ve DubininRadushkevic) uygulanmış ve adsorpsiyonun Langmuir izoterm modeline uyduğu bulunmuştur. Termodinamik çalışmalar sonucunda adsorpsiyonun ekzotermik, istemli ve kendiliğinden gerçekleştiği anlaşılmıştır. Adsorpsiyonun ikinci dereceden yalancı kinetik modele uyduğu bulunmuştur. Adsorbanın rejenerasyon ve karakterizasyon çalışmaları yapılmıştırItem Binek araçlarda kabin içi sıcaklık ve ses parametrelerinin sürücü ve yolcu yorgunluğuna etkisinin analizi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-29) Eken, Recep; Yürüklü, Emrah; Coşkun, Oğuzhan; Bekiryazıcı, Şule; Demir, Ahmet; Yılmaz, Güneş; Mühendislik Fakültesi; Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü; 0000-0002-1197-6565; 0000-0001-9002-7896; 0000-0002-0710-7770; 0000-0001-8972-1952Bu çalışmada araç kabini içerisinde oluşan sıcaklık ve ses gibi bozucu etkilerin dağılımının modellenmesi ve sürücü/yolcu performansı üzerindeki tümleşik etkisinin ağırlıklandırılması hedeflenmiştir. Sıcaklık ve ses parametrelerinin araç kabini içerisindeki dağılımını modellemek, sürücü ve yolcu yorgunluğuna etkisini analiz etmek amacıyla dört farklı senaryoda 120 dakika boyunca dört defa tekrarlanarak ölçümler gerçekleştirilmiştir. Ölçülen veriler Visual Studio 2017 programında tasarlanan arayüze doğrudan aktarılmış ve araç içerisindeki fiziksel parametrelerin dağılımı anlık olarak gözlemlenmiştir. Ayrıca sıcaklık ve ses parametrelerinin sürücü ve yolcuların yorgunluğu üzerindeki ağırlığının belirlenebilmesi için, önceki çalışmalarda yapılmış olan simülasyonlardan elde edilen göz kırpma frekansı ve Karolinska uykululuk ölçeği verileri toplanmıştır. Bağımlı örneklem t-testi yöntemi kullanılarak, aynı bağımlı değişkenin sıcaklık-ses etkisinde yapılan sürüş durumu verileri analiz edilmiştir. Analizler, arayüz ortamına doğrudan aktarılarak, yolculuğun 30, 60, 90 ve 120. dakikalarında bağımsız parametrelerin etkisi ağırlıklandırılmış ve grafiklerle desteklenmiştir. Bu ağırlıklandırma sürücü ve tüm yolcular için ayrı ayrı yapılmıştır. Bağlamsal ve performansa bağlı özelliklerin analizleri sonucunda, sürücü ve ön yolcu için 30. ve 120. dakikalarda sıcaklık parametresi yorgunluğa daha etkinken, 60. ve 90. dakikalarda ses parametresinin etkisi sıcaklık etkisinin önüne geçmiştir. Sağ ve sol arka yolcu için ise, 30, 90 ve 120. dakikalarda sıcaklık parametresi baskınken, 60. dakikada ses parametresinin etkisi baskın olmuştur.Item EPS yalıtım kalıplı donatılı beton taşıyıcı duvar sistemi için tasarlanan beton bileşiminin uygunluğunun belirlenmesi üzerine bir çalışma(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-07-15) Özşahin, Burak; Güner, AbdurrahmanGenleştirilmiş Polistiren Sert Köpük (EPS) Yalıtım Kalıplı Donatılı Beton Taşıyıcı (EPS YKDBT) Duvar Sistemi’nde, sistemin özelikleri dikkate alınarak tasarlanan “kendiliğinden yerleşen beton” (KYB) kullanılması uygundur. Fakat KYB’nin maliyetinin yüksek olması sebebiyle EPS YKDBT duvar sisteminde KYB’nin kullanılması sistemin yapım maliyetini arttırmaktadır. Sistemin yapım maliyetini düşürmek amacıyla çalışma kapsamında EPS YKDBT duvar sistemi için “çok akıcı” kıvamda geleneksel beton bileşimi tasarlandı. EPS YKDBT duvar sistemi için tasarlanan istenir geleneksel beton bileşiminin uygunluğu, KYB ile karşılaştırılarak deneysel olarak belirlenmeye çalışıldı. Çalışma sonucu incelenen EPS YKDBT Duvarlı bina yapım sisteminde vibrasyon uygulanmadan çok akıcı kıvamda geleneksel beton bileşiminin kullanılmasının uygun olmayacağı sonucuna varıldı.Item Otomotivde kullanılan elyaflı malzemelerin akustik özelliklerinin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-12) Doğru, Tunahan; Pulat, Erhan; Fen Bilimleri Enstitüsü; Makine Mühendisliği Bölümü; 0000-0002-3879-1421; 0000-0003-2866-6093Akustik konfor faktörleri günümüz müşterilerinin otomobil tercihlerinde önemli bir rol oynamaktadır. Ana otomotiv üreticileri yüksek yalıtım kabiliyeti olan ancak düşük maliyetli ürünleri tercih etmektedirler. Bu nedenle, izolatör tasarımcıları ve üreticileri sürekli olarak kendilerini geliştirmelidir. Elektrikli araçların yaygın kullanımı sonucunda, akustik konfor beklentileri artmıştır. Bu çalışmanın amacı, taşıtlarda kullanılan yalıtım malzemelerinin ses iletim kaybı ve ses emme katsayısını elde ederek yorumlamaktır. Yalıtım malzemeleri farklı içerik, ağırlık ve kalınlıklarda seçilmiştir. Ağırlık, ses iletim kaybı, ses emme katsayısı arasındaki ilişki incelenmiştir.Item Araçlarda kabin içi sesleri etkileyen parametrelerin testlerle incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-12) Arda, Ümit; Kocabıçak, Zeliha Kamış; Mühendislik Fakültesi; Otomotiv Mühendisliği Bölümü; 0000-0003-3292-8324Gelişen otomotiv sektöründe daha rekabetçi olabilmek için sürüş konforu iyileştirilmiş araçlar üretilmektedir. Sürüş konforunu etkileyen parametrelerden biri aracın kabin içi akustik performansıdır. Kabin bölgesine etki eden en belirgin sesler; yol, rüzgar, tekerlek, trim ve motor sesleridir. Bu çalışmada, araç gövdesinde oluşan titreşim yığılmaları tespit edilmiş ve buna göre araç gövdesi izolasyonla iyileştirilerek kabin içi ses değerlendirmesi yapılmış ve izolasyon iyileştirmeleri ile akustik performansın iyileştirildiği tespit edilmiştir. Sonrasında motor türlerinin, aynı tür motor için farklı gövde tiplerinin, tekerlek jant etkilerinin ve motor takozlarının kabin içi ses düzeyine etkisi incelenmiştir. Akustik performansın incelenmesinde ses seviyesinden ziyade duyum indisi kavramının belirleyici olduğu tespit edilmiştir. Araç gövdesindeki izolasyon ve motor takozlarının etkisi jüri testleri ile de değerlendirilmiştir.Item Dielectric properties of polyaniline-functionalized carbon nanotube/pdms nanocomposites(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-07-11) Ünsal, Ömer Faruk; Altın, Yasin; Bedeloğlu, Ayşe ÇelikIn recent years, carbon nanotubes (CNTs) have emerged as materials that are often used in the preparation of polymer nanocomposites with conductive or advanced dielectric properties due to their unique properties including high temperature and electrical conductivity, which allows the production of very light and robust materials with a very high length-to-diameter ratio. However, during the preparation of polymeric nanocomposites with these materials, some problems are encountered. One of the major problems is that after preparing these conductive materials or adding them into the polymer, they tend to aggregate, forming agglomerate, due to their conductive structures. Therefore, in this study, firstly, multi-walled carbon nanotubes (MWCNTs) were functionalized with conductive form of polyaniline (PANI) and subsequently, the poly (dimethyl siloxane) (PDMS) polymer nanocomposite films with different concentrations of functionalized multi-walled carbon nanotubes were prepared. Then, the structural, morphological, electrical and dielectric properties of the films were characterized. As a result, with the addition of only 1.5% PANI-CNT, the dielectric constant of PDMS was increased by 47-fold at 1 Hz. The dielectric films like presented here can be used in capacitors, flexible electronics, dielectric elastomers and artificial muscle applications.Item Güç kalitesi bozulmalarında harmonik kestirim yöntemlerinin performans analizi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-07-05) Süpürtülü, Meltem Kulu; Vatansever, Fahri; Mühendislik Fakültesi; Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümü; 0000-0003-0473-7731; 0000-0002-3885-8622Günümüz modern güç sistemlerinde doğrusal olmayan yüklerin, güç elektroniği elemanları ve devrelerinin artmasıyla birlikte güç kalitesi problemleri de ortaya çıkmaktadır. Güç kalitesini etkileyen unsurların başında da harmonikler yer almaktadır. Bu nedenle harmoniklerin tespit edilmesi, ölçülmesi, kestirimi ve bastırılması son derece önemlidir. Harmonik kestirimi için birçok yöntem ve teknikler mevcuttur. Ancak güç sistemlerinde meydana gelen bozukluklar, bu yöntemlerin performansını etkilemektedir. Gerçekleştirilen çalışmada; harmonik kestiriminde kullanılan on farklı yöntemin (hızlı Fourier dönüşümü, chirp z-dönüşümü, ayrık Hartley dönüşümü, Hilbert-Huang dönüşümü, Prony yöntemi, çoklu işaret sınıflandırma, Kalman filtre, en küçük ortalama kare, normalleştirilmiş en küçük ortalama kare, sızdıran en küçük ortalama kare) gerilim çökmesi, gerilim sıçraması, gerilim kesintisi ve dalga şekli bozulmalarındaki performansları incelenmiş ve karşılaştırmalı analizleri yapılmıştır.Item Van Gölü Edremit kıyısı yüzey sularında ağır metal kirliliğinin araştırılması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-07-07) Yetiş, Ayşegül Demir; Özgüven, AyşeBu çalışmada Van Gölü Edremit kıyısı açıklarında ağır metal konsantrasyonlarını belirlemek üzere Mayıs 2019 ve Ağustos 2019 tarihlerinde göldeki toplam 8 farklı istasyondan yüzey suyu örneklemesi yapılmıştır. Alınan örneklerde Al, B, Cd, Co, Cr, Cu, Fe, Mn, Ni, Pb ve Zn gibi ağır metal konsantrasyonları ölçülmüştür. Elde edilen sonuçlar göl su kütleleri için dikkate alınan ulusal mevzuatlardan; Yerüstü Su Kalitesi Yönetmeliği (YSKY) ve Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği’nde (SKKY) yer alan sınır değerlerle kıyaslanarak değerlendirilmiştir. Ayrıca istasyonlar ve dönem ölçümleri arasındaki farkın anlamlılık düzeyi ANOVA analizi ile test edilmiş, parametreler arasındaki korelasyonlar Pearson Korelasyon Matrisi ile tespit edilmiştir. Van Gölü Edremit kıyısı bor açısından IV. sınıf, Cd bakımından III. sınıf ve Cr bakımından ise II. sınıf su kalitesi özelliği göstermektedir. Ağır metal parametreleri bakımından istasyonlar arasındaki fark anlamlı olmamakla birlikte, dönemler arasındaki fark anlamlı olarak tespit edilmiştir. Ayrıca Fe, Cu, Cr ve B parametreleri arasında ise güçlü korelasyonlar saptanmıştır. Edremit Atıksu Arıtma Tesisinin (EAAT) çıkış atıksuyunda ölçülen ağır metal parametrelerinden Cr ve Cu konsantrasyonlarının göl suyu üzerinde kısmen baskı unsuru olduğu söylenebilir. Hidrojeokimyasal süreçlerin de etkisi düşünüldüğü zaman insan faaliyetleri ile oluşan noktasal ve yayılı kirliliği önlemeye yönelik olarak önlem programlarının oluşturulması büyük önem arz etmektedir.Item Dağlık bir havzada uydu verisi destekli hidrolojik modelleme(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-05-30) Taş, Emin; Şorman, Ali ArdaSu kaynakları planlama ve yönetimi çalışmalarının birçoğunda yağış-akış simülasyonunu gerçekleştirmek için hidrolojik modelleme yapılması büyük önem arz etmektedir. Bu bağlamda, kar erimesinin etkili olduğu dağlık bir havza olan Afyonkarahisar Çay Deresi havzasında, yağışlı-yağışsız dönemi birlikte değerlendiren kavramsal, yarı-dağılımlı ve uydu verisi destekli bir modelleme çalışması uygulanmıştır. 2011-2013 su yılları arasında günlük akımların simülasyonu HEC-HMS modeli kullanılarak elde edilmiştir. Modelleme süreci; hazırlık aşamaları, parametre seçimi, kalibrasyon (2011-2012 yılları) ve validasyon (2013 yılı) aşamalarından oluşmaktadır. Model akım performansı NSE (Nash-Sutcliffe Efficiency), RMSE (Root Mean Square Error) ve MAE (Mean Absolute Error) değerlendirme ölçütleri ile test edilmiş olup, kalibrasyon periyodu için değerleri sırasıyla 0,89; 0,3 m3 /s ve 0,2 m3 /s iken; validasyon periyodu için 0,78; 0,4 m3 /s ve 0,2 m3 /s bulunmuştur. Akım sonuçlarının yanında IMS (Interactive Multisensor Snow and Ice Mapping System) kar kaplı alan ürünleriyle de modelin doğruluğu desteklenmiştir. Çalışma havzasında başarılı sonuçların elde edildiği HEC-HMS hidrolojik modelinin kullanıma hazır olması; Çay Deresi mansap kısmında yer alan Çay ilçe yerleşiminin taşkın tehlikesi, sulama-içme suyu amaçlı Çay Barajının hazne işletimi ve Çay Deresinin döküldüğü Eber Gölünün ekolojik analizi çalışmaları açısından faydalı olabilir.Item Sınav çizelgeleme probleminde sınıf ve gözetmen atamaları için iki aşamalı bir çözüm yaklaşımı(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-27) Küçük, Merve Köse; Tellioğlu, Büşra; Çavdur, Fatih; Mühendislik Fakültesi; Endüstri Mühendisliği Bölümü; 0000-0001-6877-2937; 0000-0002-7861-8746; 0000-0001-8054-5606Bu çalışmada, sınav çizelgeleme problemi için hedef programlama tabanlı bir çözüm yaklaşımı önerilmektedir. Yakın tarihli başka bir çalışma kapsamında çeşitli kriterler dikkate alınarak sınavların zaman dilimlerine atanması için bulanık mantık ve hedef programlama tabanlı bir yaklaşım geliştirilmiştir. Bu çalışmada ise sınav çizelgesinin tamamlanması amacıyla zaman dilimlerine atanmış olan sınavların, sınıf ve gözetmen atamalarının yapılması için iki aşamalı öncelikli hedef programlama tabanlı bir yaklaşım kullanılmıştır. Geliştirilen yaklaşımda, söz konusu hedef programlama modelleri ardışık olarak çözülerek, problem boyutunda azalma ve çözüm süresinde iyileşme sağlanması amaçlanmıştır. Önerilen yaklaşım, gerçek bir sınav çizelgeleme problemine uygulanmıştır. Elde edilen çizelgenin gerçek hayattaki çizelgeyle derslik kapasite kullanım oranları, toplam kullanılan derslik ve buna bağlı olarak gözetmen sayıları gibi çeşitli performans kriterleri açısından karşılaştırılması sonucunda önerilen yaklaşımın daha iyi sonuçlar ürettiği görülmüştür. Çalışma kapsamında, gözetmen tercihlerinin ve gözetmen başına sınav sürelerinin de dikkate alınmasıyla, gözetmenler için uygunluk ve iş yükü dengesinin de iyileştirilmesi sağlanmıştır. Buna ek olarak, atamaların gerçekleştirilme süreleri açısından da uzun süreler gerektiren gerçek-hayat problem çözüm süreci ile karşılaştırıldığında, önerilen yaklaşım kullanılarak çok daha kısa sürede atamalar gerçekleştirilebilmektedir.