2017 Cilt 17 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/15728
Browse
collection.page.browse.recent.head
Item Arı ürünleri ve hayvan beslemede kullanımı(Uludağ Üniversitesi, 2017-10-29) Arslan, Aslıhan Sur; Birben, Nurgül; Seven, Pınar Tatlı; Seven, İsmailArıcılık aktivitelerinden bal, polen, propolis, arı sütü ve arı zehiri gibi ürünler elde edilmektedir. Bu ürünler, halk arasında birçok hastalığın tedavisinde kullanılmaktadır. Apiterapi adı verilen arı ürünleri ile tedavi yöntemleri son zamanlarda gelişme göstermektedir. Antibakteriyel, antiviral, antikanserojen, antioksidan, antiromatizmal v.b. birçok etkisi araştırılmış bu ürünler hayvan besleme konusunda da son zamanlarda ilgi görmektedir. Bilindiği gibi antibiyotiklerin yem katkı maddesi olarak kullanımının yasaklanması sebebi ile antibiyotiğe alternatif doğal ürünlerin kullanımı yaygınlaşmaktadır. Propolis, polen, arı sütü ve arı zehiri ile yapılan çalışmalar göstermektedir ki bu ürünler hayvanların yem tüketimini, canlı ağırlığını ve yemden yararlanma oranını artırarak performans üzerinde olumlu etkiye sebep olabilmektedir. Arı ürünleri gelişmeyi artırıcı bu özellikleri ile alternatif ürün olarak kullanılabilecek doğal ürünlerdir. Bu derlemede başta propolis olmak üzere polen, arı sütü ve arı zehiri gibi doğal ürünlerin hayvan beslemede etkisinin araştırıldığı çalışmaların derlenerek kullanımları hakkında bilgi verilmesi amaçlanmıştır.Item Anadolu arısı (Apis mellifera anatoliaca)’nın bazı önemli özellikler(Uludağ Üniversitesi, 2017-11-05) Sıralı, Recep; Cınbırtoğlu, Şeref; Develi, Zeynep ŞebnemAnadolu arısı (Apis mellifera anatoliaca) Türkiye’deki en yaygın arı ırkıdır. Bu arı ırkı, kuzeydoğu ve güneydoğu bölgeleri hariç ülkenin orta kısımlarındaki yerli arı popülâsyonunu oluşturmaktadır. Bu arı ırkı doğu arılarının bir dalı olarak sınıflandırılmıştır. Son zamanlarda yapılan genetik çalışmalar, bu bal arısı ırkının Doğu Avrupa arılarının bir dalı olduğunu doğrulamıştır. Renk, verim, morfolojik, fizyolojik ve davranış özellikleri bakımından büyük varyasyon gösteren Anadolu arısı, çeşitli bölgelere adapte olmuş birçok ekotipe sahiptir. Anadolu arı ırkının her ekotipi endemik çevresel koşullara sahip yaşam alanında farklı özellikler ortaya koymaktadır. Anadolu arı ırkının en yaygın ekotipleri Muğla arısı ve Orta Anadolu arısıdır. Anadolu arıları kirli sarı renkte ve küçük vücut yapısına sahiptir. İtalyan, Karniyol ve Kafkas arılarına oranla oldukça hırçın bir ırktır. Bu arı ırkı bazı çok iyi özelliklere de sahiptir. Nektar toplama, kışlama yeteneği ve oğul eğilimi yüksek fakat yağmacılık eğilimi düşüktür. Ayrıca kış döneminde az bal tüketen Anadolu bal arısı ırkı, uygun koşullarda hızlı gelişir. Besin durumuna bağlı olarak iyi larva besleme eğilimi Anadolu arısının önemli davranış özelliklerindendir. Bunlara ek olarak kovan içerisinde ilave petek örme ve propolisi fazla taşıyıp kullanma gibi arzu edilmeyen özelliklere sahiptir.Item Forewing deformatıons in Turkish honey bee populations(Uludağ Üniversitesi, 2017-11-27) Eligül, Hakan; Koca, Ayça Özkan; Kandemir, İrfanHoney bees (Apis mellifera) have two pairs of membraneous wings that show a general pattern of vein formation almost identical in all individual bees. The wing vein formation as well as the shapes of cells enclosed by veins has been used as morphometric character for honey bee taxonomic studies. However, in addition to this general vein structure, extra-vein formations, vein connections or a specific loss of piece in the existing veins can be seen for unknown reasons, in some individuals. In this study, our aim is to investigate the irregular vein anomalies in forewings of honey bee populations in different regions of Turkey. A total of 6681 honey bee samples from 23 provinces in Turkey were used in the study. In order to visualize the anomalies, structural differences in the veins on the left forewing of individual worker bees were photographed. Different types of formations on the wing veins were observed in some honey bee samples; as formations of new veins, junctions or missing veins. A total of 13 different vein formations were identified. The two most common formations were on the outer edge of the marginal cell and the posterior quarter of the outer surface of the 2rs-m cross vein (previously described as adventitious distal abscissa, “aRs2”) respectively. The vein formation 1 located at the posterior quarter of the outer surface of the 2rs-m cross vein has the highest proportion in the honey bee populations of Black Sea region. The most common adventitious vein (formation 2) has the highest proportion in the honey bee populations of Aegean region. Other deformations on the wing venations were found to occur in low percentages.Item Konya ili için çok ölçütlü karar analizleri ile en uygun arıcılık yerlerinin belirlenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2017-10-24) Ceylan, Durmuş Ali; Sarı, FatihArıcılık, günümüzde ülke genelinde önemi giderek artan ve özellikle biyoçeşitlilik, ekosistem, sürdürülebilir tarım ve insan sağlığı alanlarında ön plana çıkmaya başlayan faaliyetlerdendir. Arıcılık faaliyetlerinden elde edilen verimin artması ve üretimde sürdürülebilirliğin sağlanması amacıyla arıcılığa uygun yerlerin belirlenmesi gerekli hale gelmiştir. Özellikle arıcılığın kırsal kalkınma üzerindeki etkisi göz önüne alındığında en uygun arıcılık yerlerinin belirlenmesi işleminin önemi ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada Konya ilinde Çok Ölçütlü Karar Analizleri ve Coğrafi Bilgi Sistemleri kullanılarak en uygun arıcılık yerlerinin belirlenmesi işlemi gerçekleştirilmiştir. Oluşturulan uygunluk haritası ile mevcut arı konulan yerler çakıştırılarak uygunluğun kullanılabilirliği ve güvenirliliği araştırılmıştır. Sonuçların uygunluk haritası ile çakıştırılması sonucunda, tarımsal alanlar haricinde %82 oranında kesişmenin olduğu belirlenmiştir.Item Kestane balından sentezlenen karbon noktaların tetrasiklin analizinde kullanılabilirliğinin araştırılması(Uludağ Üniversitesi, 2017-09-30) Dinç, SalihaDünya için bir tehdit olan antibiyotik direncinin önüne geçme yollarından birisi de gıdalarda bulunan antibiyotik kalıntılarını önlemektir. Ülkemizde antibiyotik kalıntıları et, süt, bal, yumurta gibi hayvansal gıdalarda bulunmaktadır. Antibiyotik kalıntılarının hızlı, basit ve ucuz yöntemlerle tespiti gıdalarda ki antibiyotik kalıntılarını izlemeyi kolaylaştıracaktır. Karbon noktalar 10 nm’den küçük nanopartiküller olup analitik çalışmalarda yararlanılmaktadır. Floresans özellikleri, suda çözünür olmaları ve toksik olmamaları karbon noktaların üstün özelliklerinden bazılarıdır. Bu çalışmada balda en çok rastlanan tetrasiklinin hızlı tayini için karbon noktalar kullanılmıştır. Karbon noktalar, kestane balından herhangi bir kimyasal kullanılmadan mikrodalga yöntemi ile sentezlenmiştir. UV ışık altında mavi floresans veren karbon noktaların emisyon şiddetindeki azalma (sönümleme) esas alınarak tetrasiklin analizi yapılmıştır. Artan tetrasiklin konsantrasyonlarına karşı artan sönümleme miktarları grafiğe geçirilerek kalibrasyon doğrusu elde edilmiştir. Korelasyon katsayısı (R2 ) 0.99 olarak hesaplanmıştır Tetrasiklin analizi başarı ile yapılmış ancak geliştirilen yöntemin gıda numunelerindeki uygulamasının yapılması gerekmektedir.Item Bal arısı (Apis mellifera Anatoliaca) kolonilerinde pudra şekeri yöntemi ile varroa (varroa destructor) bulaşıklık seviyesinin belirlenmesi ve koloni seçimi(Uludağ Üniversitesi, 2017-08-10) Çakmak, Selvinar Seven; Fuchs, Stefan; Kandemir, İbrahim; Çakmak, İbrahim; Uludağ Üniversitesi/Arıcılık Geliştirme-Uygulama ve Araştırma Merkez.Bu çalışma Balıkesir Marmara adasında Anadolu bal arısında varroa bulaşıklık seviyesinin belirlenmesinde pudra şekeri yöntemi kullanılarak belirlenmesi amacı ile yapılmıştır. Çalışma 2014- 2016 yıllarında Anadolu arı kolonileri ile yapılmıştır. Çalışmada her kolonideki toplam yavrulu, arılı çerçeve sayısı sayılıp, varroa sayısı ise pudra şekeri yöntemi ile tespit edilmiştir. Yaz 2014 yaz sezonunda ilaçlanan ve ilaçlanıp ana arıları değiştirilmiş koloniler arasında toplam arılı çerçeve açısından fark anlamlı, yavrulu çerçeve sayısı ve varroa açısından anlamlı bir fark belirlenememiştir. Yaz 2015 sezonunda ilaçlanmayan, ilaçlanan ve ana arısı değiştirilen-ilaçlı 3 grup arasında arılı çerçeve, yavrulu çerçeve ve varroa açısından karşılaştırıldığında bu 3 grup arasında arılı çerçeve ve yavrulu çerçeve açısından istatistiki olarak anlamlı bir fark tespit edilememiştir. Varroa açısından bu karşılaştırma yapıldığında ise istatistiki olarak anlamlı bir fark belirlenmiştir. Ana arısı değiştirilen koloniler arılı ve yavrulu çerçeve sayısı bakımından daha yüksek, varroa sayısı ise daha düşük bulunmuştur. 2016 yılında ise ana arıların yaz sezonu yerine ilkbaharda değiştirilmesi durumunda ise bu kolonilerde varroa sayısı % 38 gibi önemli oranda düşmektedir. Elde edilen bulgulara göre yavrulu ve toplam arılı çerçeve sayıları yüksek olan kolonilerde genel olarak varroa seviyelerinin yüksek olduğu belirlenmiştir. Buna rağmen bazı kolonilerde arılı ve yavrulu çerçeve sayıları yüksek olmasına rağmen hala varroa seviyeleri düşük olan koloniler tespit edilmiştir. Bu sonuçların ise ıslah çalışmalarında önemli bir kolaylık sağlayacağı düşünülmektedir.