2019 Cilt 33 Sayı 2

Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/2477

Browse

collection.page.browse.recent.head

Now showing 1 - 14 of 14
  • Item
    Büyükşehir yasasının kırsala etkileri; Bursa ili örneği
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-05-28) Gürbüz, İsmail Bülent; Kadağan, Özgecan; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarım Ekonomisi Bölümü.; 0000-0001-5340-3725; 0000-0003-0122-4148
    Bu çalışmanın amacı, 12.11.2012 yılında kabul edilen ve 6.12.2012 tarihinde 28489 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6360 ayılı Kanun sonrasında kırsal alanlarda yaşayan insanların yasa sonrasında ki süreçte nasıl etkilendiklerini incelemektir. 6360 sayılı Yasa sonrasında büyükşehir belediyesi sayısı otuza yükselmiş ve 2012 yılında belde ve köylerin tüzel kişilikleri ortadan kaldırılarak mahallelere dönüştürülmüştür. Çalışma anket yöntemi ile yapılmış ve 176 erkek ve 224 kadın olmak üzere 400 katılımcı ile gerçekleşmiştir. Anket verileri SPSS 25.0 programında analiz edilmiştir. Analizlerde Bağımsız Örneklem T-Testi ve Tek Yönlü ANOVA uygulanmıştır. Veriler katılımcıların hizmet sunum, kaynak kullanım, bilgi ve tutumlarının belirlenmesi amacıyla üç alt grupta incelenmiştir. Çalışmanın sonuçlarına göre; katılımcıların cinsiyetleri ile Yasanın Algılanması Anketi ve alt gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır. Yaş faktörüne göre anket ve alt gruplar ile farklılık bulunmuş olup meslek faktöründe sadece hizmet alt grubunda farklılıklar olduğu ortaya çıkmıştır. Köy halkının Yasa sonrasında özellikle mali konularda zorluk çektiği, merkez köyler dışındaki köylerin hizmetlerinde aksamalar yaşandığı, köy halkının ihtiyaçlarının yasa öncesindeki gibi doğrudan karşılanmadığını görülmektedir. Yasa’nın gerekçelerinden biri hizmet sunumlarının kalitesinin arttırmaktır. Fakat çalışma sonucunda Yasa’nın bu amacına ulaşamadığı görülmektedir.
  • Item
    Sürdürülebilir hayvansal üretimde devenin önemi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-07-27) Yılmaz, Onur; Koyuncu, Mehmet; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Zootekni Bölümü.; 0000-0003-0379-7492
    Bugün artan nüfusunun ihtiyaçlarının karşılamak için farklı kaynakların kullanılması kaçınılmaz bir hale gelmiştir. Dünyada mevcut üretim sistemleri ve çiftlik hayvanları varlığı ile talebin karşılanması hayvanların verimliliğini artırma ve çevre koşullarının kontrolünün sağlanmasıyla mümkün görünse de, çölleşme ve çevresel değişimlere diğer çiftlik hayvanlarına göre daha iyi uyum sağlayabilen deve yetiştiriciliği öne çıkmaya başlamıştır. Devenin çok farklı ihtiyaçları karşılayan bir hayvan olduğu, özellikle kurak bölgelerde yaşayanlar tarafından binicilik, tarımsal faaliyetler, yük taşıma, yarış ve birçok kültürel etkinlik için kullanılırken, aynı zamanda süt, et, yün, deri gibi ürünlere sahip başka bir evcil hayvan olmadığı kabul edilmektedir. Deve aynı zamanda çevre dostu bir hayvan olup, tarım sistemi içinde başta sığır olmak üzere diğer türlere göre daha düşük çevresel etkiye sahiptir. Dünyadaki develerin sayısını doğru olarak saptamak oldukça güçtür. Bunun nedenleri arasında, göçebe insanlar ile meralarda bulunmaları ve zorunlu aşılamalara tabi olmamaları gelmektedir. Özellikle son yıllarda develere olan ilginin ve bilimsel çalışmaların artması gelecekte çiftlik hayvanları içinde bu türün önemli bir konuma geleceğine işaret etmektedir. Hazırlanan bu derlemede deve yetiştiriciliğinin mevcut durumu, sürdürülebilir üretimdeki payı ve gelecekte hayvansal üretime yapabileceği katkıya yönelik bilgi ve öngörüler ele alınmıştır.
  • Item
    Ultrasound applications in fruit and vegetable processing
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-05-28) Karabacak, Azime Özkan; Tamer, Canan Ece; Çopur, Ömer Utku; Yagcıları, Melisa; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Gıda Mühendisliği Bölümü.; 0000-0003-4175-4477; 0000-0003-0441-1707; 0000-0002-1951-7937; 0000-0002-5190-2798
    Thermal treatments are the most traditional and widespread methods used for food processing and preservation. However, these treatments in terms of time and high temperature can cause changes in flavour, taste, colour, texture, nutritional value and sensorial properties of foods. Considering consumer demand for fresh and natural food products, non-thermal food preservation techniques have been gained wide interest. An interesting alternative means of preserving of foods and avoiding the adverse effects of thermal treatments could be provided by the ultrasound applications. Ultrasound consists of sound waves with high frequencies which is near the upper limit of human hearing range. Nowadays, applications of ultrasound and its effects on food components have attracted considerable relevance among researches due to its promising effects in food processing and preservation. It has been realized that ultrasound applications have much offer to the food industry such as drying, microbial inactivation, enzyme inactivation, filtration, freezing, extraction, production of emulsions and etc. In this review, the principles of ultrasound system is explained and the effects of ultrasound applications in fruit and vegetables processing are outlined.
  • Item
    Süt ürünlerinin mikro yapısının oluşumunda süt proteinlerinin önemi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-04-08) Özdemir, Tuğçe; Özcan, Tülay; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Gıda Mühendisliği Bölümü.; 0000-0001-5605-9034; 0000-0002-0223-3807
    Yüksek besin değerine sahip süt ürünlerinin özelliklerinin belirlenmesinde oluşan jelin mikro yapısının incelenmesi oldukça önemlidir. Mikro yapı çalışmaları, yoğurdun iç görünüşü hakkında verdiği sonuçların yanı sıra katılık, yumuşaklık, esneklik ve serum ayrılması gibi fiziksel özellikler hakkında da bilgiler sağlamaktadır. Aynı şekilde peynir, bileşim faktörlerine, işleme teknikleri ve depolama koşulları sırasındaki değişikliklere bağlı olarak aynı peynir çeşidinde bile farklılıklara neden olan karmaşık bir makro ve mikro yapıya sahiptir. Mikro yapı ayrıca dondurmanın ve diğer süt bazlı ürünlerin kalite parametrelerini de belirlemektedir. Bu yüzden, süt ürünlerinde mikro yapı ve kaliteyi neyin belirlediğini anlayabilmek için, işlem sırasında oluşan fiziksel ve kimyasal mekanizmaların anlaşılması gerekmektedir.
  • Item
    Ohmik ısıtma destekli işlemlerin gıdalarda kullanımı ve kalite uzerine etkisi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-03-06) İncedayı, Bige; Seyhan, Buket; Çopur, Ömer Utku; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Gıda Mühendisliği Bölümü.; 0000-0001-6128-7453; 0000-0002-9948-4433; 0000-0002-1951-7937
    Gıda sektöründe geleneksel ısıl işlem uygulamalarına alternatif olabilecek daha hızlı ve çevreci üretim teknolojileri araştırılmaktadır. Son zamanlarda üzerinde birçok araştırma yapılan yöntemlerden biri olan, literatürde joule ısıtma, elektriksel direnç ısıtma, elektro iletken ısıtma ve rezistans ısıtma olarak da adlandırılan ohmik ısıtma, gıdaların elektriksel yolla ısıtıldığı bir sistemdir. Geniş bir uygulama alanına sahip olan ohmik ısıtma yönteminde ısı enerjisinin direk ürün içerisinde oluşması birçok avantaj sağlamaktadır. Ohmik ısıtma sisteminin verimliliğini etkileyen başlıca parametreler elektriksel direnç, elektriksel alan kuvveti, partikül boyutu ve konsantrasyondur. Bu derleme çalışmasında, son dönemlerde ohmik ısıtma sistemi ile gerçekleştirilen evaporasyon, ekstraksiyon, çözündürme, enzimatik ve mikrobiyal inaktivasyon uygulamaları incelenerek, ohmik ısıtmanın verimliliği, avantajları ve gıda kalitesi üzerine etkileri değerlendirilmiştir.
  • Item
    Badem sütü ile zenginleştirilmiş probiyotik yoğurtların mikrobiyolojik ve bazı fiziko-kimyasal özellikleri
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-09-23) Ersan, Lütfiye Yılmaz; Topçuoğlu, Esra; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Gıda Mühendisliği Bölümü.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Gıda Mühendisliği Anabilim Dalı.; 0000-0001-9588-6200; 0000-0002-7964-1008
    Bu çalışmada badem sütü ile zenginleştirilmiş probiyotik yoğurtların üretimi, mikrobiyolojik ve bazı fizikokimyasal özelliklerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, farklı konsantrasyonlarda (%0, %25, %50, %75 ve %100) badem sütü- rekonstitüe süt kompozisyonları ile probiyotik yoğurtlar üretilerek 21 gün süre ile 4°C’de depolanmıştır. Depolama süresince (1., 7., 14. ve 21. günler) üretilen probiyotik yoğurtların mikrobiyolojik ve bazı fiziko-kimyasal (pH, titrasyon asitliği, serum ayrılması) özellikleri incelenmiştir. Titrasyon asitliği % 0.19 (% 100 badem sütü ile üretilen probiyotik yoğurt) ile % 1.25 ile (%100 rekonstitüe süt ile üretilen probiyotik yoğurt) arasında değişmiştir. Probiyotik yoğurt örneklerinde en düşük serum ayrılması değeri (4.83 mL 25 g-1 ) % 100 rekonstitüe süt ile üretilen A çeşidinde, en yüksek ise % 100 badem sütü ile üretilen E (20.33 mL 25 g-1 ) örneğinde saptanmıştır. Badem sütü ilavesinin; yoğurtların probiyotik mikroorganizmaların % canlılık değerlerini arttırdığı ve mikroorganizma sayısının terapötik etki için gerekli olan miktarın (>7 log kob g-1 ) üzerinde olduğu saptanmıştır. Badem sütü ile zenginleştirilmiş probiyotik yoğurt örneklerinde özellikle % 100 badem sütü ile üretilen örnekte, depolama süresince tüm probiyotik bakteri sayılarının artış göstermesi badem sütünün bu bakterilerin gelişimini stimüle ettiğini göstermektedir.
  • Item
    Etlik piliçlerde içme suyuna sarımsak (Allium sativum L.) ekstraktı ilavesinin büyüme performansı, serum biyokimyasal ve immünolojik parametreleri üzerine etkisi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-09-13) Sözcü, Arda
    Bu çalışmanın amacı etlik piliçlerde içme suyuna sıvı formda sarımsak (Allium sativum L.) ekstraktı ilavesinin büyüme performansı, serum biyokimyasal ve immünolojik parametreler üzerine etkisini araştırmaktır. Araştırmada bir günlük yaşta, 384 adet karışık cinsiyette Ross 308 genotipinde etlik civciv kullanılmıştır. Civcivler, kontrol ve sarımsak ekstraktı ilave edilen (SE) gruplar olmak üzere rastgele 2 gruba ayrılmıştır. Her uygulama grubu 12 tekerrürden (16 civciv/bölme) oluşmaktadır. Yetiştirme döneminin ilk iki haftasında her ml’sinde 5 mg allicin içeren sarımsak ekstraktı civcivlere içme suyu ile 1ml L-1 su şeklinde günlük olarak verilmiştir. Yetiştirme döneminin sonunda 35 günlük yaşta SE grubundaki piliçler canlı ağırlık ortalaması (2296 g) kontrol grubuna (2145 g) göre daha yüksek bulunmuştur. Yemden yararlanma oranı kontrol ve SE gruplarında sırasıyla 1.64 ve 1.50 olarak saptanmıştır. Kontrol grubuyla karşılaştırıldığında, SE grubundaki piliçlerin serumunda toplam kolesterol, düşük yoğunluklu lipoprotein (LDL) ve trigliserit düzeylerinde düşüş, glikoz ve yüksek yoğunluklu lipoprotein (HDL) düzeyinde artış gözlenmiştir. Sarımsak ekstraktı ilavesinin 35. günde piliçlerin karaciğer enzimleri, immünoglobulin düzeyleri ve lenfosit oranları üzerindeki etkisinin önemli olduğu görülmüştür. Piliç serumlarının biyokimyasal parametrelerinde gözlenen bu değişimler, sarımsak eksraktı ilavesinin etlik piliçlerde karaciğer hasarını azalttığı, bağışıklık düzeyini artırıcı yönde etki ettiğini ortaya koymaktadır. Dönem sonu canlı ağırlık değeri ve yemden yararlanma oranında gözlenen değişimler de dikkate alındığında, etlik piliç yetiştiriciliğinde sarımsak ekstraktının performansı artırıcı bitkisel bir ürün olarak önerilebileceği sonucuna varılmıştır.
  • Item
    Bursa ekolojik koşullarında yetiştirilen yulaf (Avena sativa L.) genotiplerinin tane verimi ve bazı kalite özellikleri
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-09-12) Halil, Dilyaver S.; Uzun, Ayşen; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Tarla Bitkileri Anabilim Dalı.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarla Bitkileri Bölümü.; 0000-0002-4532-1241; 0000-0001-6043-8854
    Bu çalışma; Bursa ekolojik koşullarında yetiştirilen bazı yulaf genotiplerinin tane verimi ile kalite özelliklerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Çalışma Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Uygulama ve Araştırma Merkezi deneme tarlalarında gerçekleştirilmiştir. Deneme 2013-2015 yıllarında iki yıl yürütülmüştür. Bursa’nın altı ilçesinden (Büyükorhan, İnegöl, Karacabey, Keles, Mustafakemalpaşa, Yenişehir) sağlanan yulaf popülasyonları ile birlikte Faikbey çeşidi kontrol olarak kullanılmıştır. Denemedeki bu genotiplerin bitki boyu, salkımda başakçık sayısı, salkımda tane sayısı, salkımda tane ağırlığı, tane verimi, 1000 tane ağırlığı, ham protein oranı ve ham protein verimi değerleri belirlenmiştir. Yapılan araştırma sonucunda; genellikle tüm özellikler açısından Karacabey popülasyonunun en iyi genotip olduğu belirlenmiştir. Bu popülasyonun tane verimi 454.84 kg da-1 , 1000 tane ağırlığı 37.00 g ve ham protein verimi 33.17 kg da-1 olarak tespit edilmiştir.
  • Item
    Dondurulmuş bazı meyve ve sebzelerin toplam fenolik madde, antioksidan kapasite ve mikrobiyal yük açısından değerlendirilmesi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-07-30) Dağdelen, Canan; Seyhan, Buket; İncedayı, Buket; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Gıda Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-0641-8091; 0000-0002-9948-4433; 0000-0001-6128-7453
    Bu çalışmada piyasa koşullarından temin edilen farklı firmalara ait dondurulmuş meyve (ahududu, böğürtlen, çilek, vişne) ve sebzeler (ıspanak, bezelye, mısır, patates) fiziksel kalite parametrelerinin (hasarlı, kusurlu, lekeli, çürük, kırık, yabancı madde, renk farklılığı ve bloklaşma durumu) yanı sıra, biyoaktif bileşenlerden fenolik maddeler ve antioksidan kapasite yönünden değerlendirilmiştir. Ayrıca ürünlerde toplam canlı, maya-küf, toplam koliform ve Escherichia coli sayısı saptanmış; patojenite açısından E. coli O157:H7 ve Listeria monocytogenes varlığı araştırılmıştır. Bireysel hızlı dondurulmuş meyve ve sebzelerin fiziksel kusurları kabul edilebilir sınırlar içinde bulunurken, yalnızca 1 kodlu firmaya ait ıspanakta ve ahudududa yüksek miktarda bloklaşma görülmüştür. Toplam fenolik madde miktarı meyvelerde 8.88-37.36 mg GAE g-1 kurumadde, sebzelerde 0.75-11.34 mg GAE g-1 kurumadde arasında saptanmıştır. Troloks eşdeğeri ve askorbik asit eşdeğeri cinsinden ortaya konan antioksidan kapasite sonuçlarına göre meyve grubundan ahududu, sebze grubundan ise ıspanak en yüksek değerleri vermiştir. Ürünler genel olarak toplam canlı, maya-küf, toplam koliform, E. coli sayısı ile E. coli O157:H7 ve L. monocytogenes yönünden kodekse uygun bulunmuş, ancak 1 kodlu firmaya ait dondurulmuş mısırlarda L. monocytogenes pozitif çıkmıştır. Her ne kadar piyasada bulunan dondurulmuş ürünlerin çoğu tüketilebilir özellikte bulunmuş olsa da, sonuçlar uygun nitelikte hammadde kullanımının, hijyen koşullarının üretimin her aşamasında sağlanmasının ve olası kontaminasyonların önüne geçilmesinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur.
  • Item
    İzmir ilinde zeytin hasadında kullanılan yerli ve ithal çırpıcı tip makinaların hasat performanslarının değerlendirilmesi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-07-27) Aygün, İkbal; Urkan, Erkan; Alayunt, Fazilet N.; Yalçın, Harun; Tekin, A. Behiç
    Zeytin üretiminde en fazla işgücü gereksinimi hasat işlemleri sırasında ortaya çıkmaktadır. Geleneksel hasat yöntemleri büyük ölçüde insan işgücüne dayanmakta, iş başarısını düşürmektedir. Zeytin hasadında makina kullanımı, işçi gücü gereksinimini azaltmakta, zeytinlerin üretim maliyetini düşürmekte, hasat süresini kısaltmaktadır. Bu çalışma ile zeytin hasadı sırasında kullanılan yerli yapım ve ithal bazı zeytin hasat makinalarının performans değerlerinin belirlenmesi, elde edilen sonuçlara göre önerilerde bulunulması amaçlanmıştır. Bu çalışma kapsamında üç yerli bir ithal olmak üzere 4 farklı çırpıcı tip zeytin hasat makinasının performans değerleri belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, genel olarak ağaç boyuna bağlı olarak ortalama kapasite değişme göstermektedir. Ağaç boyu arttıkça kullanıcının makina ile yüksek dallara ulaşımı zorlaştığından ortalama kapasite düşmektedir. Ağaç çeşidine ve kullanıcı yeteneğine bağlı olarak saatlik iş başarısı değişmektedir.
  • Item
    Tema parkları ve Bursa odaklı park temalarının belirlenmesi üzerine bir araştırma
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-07-22) Yücesoy, Neşe; Çanga, Aysun Çelik; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Peyzaj Mimarlığı Anabilim Dalı.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Peyzaj Mimarlığı Bölümü.; 0000-0003-2882-3909; 0000-0001-5289-2176
    Kentler içerisinde barındırdıkları somut ve somut olmayan kültürel değerleri ile bir bütünü oluşturmaktadır. Kentlerin tanımlanmasında rol oynayan özgün açık-kapalı mekânlar ve odak noktaları somut değerlerin başında gelmektedir. Süreç içerisinde sürdürülebilirliğini koruyabilen bu alanlar kentte kimlik oluşumuna katkı sağlamaktadır. Açık ve kapalı mekânları bir arada bünyesinden bulunduran, kentlerde kimlik oluşumuna katkı sağlayan önemli alanlardan biri de tema parklarıdır. Tema parkları, kentlerin sahip oldukları doğal ve kültürel değerlerden hareketle meydan gelen eğlence ve hazzı yaşatmayı hedefleyen aktiviteler bütünüdür. Aktivitelerin şekillenmesine ve park temasının belirlenmesine olanak sağlayan Bursa’nın doğal ve kültürel peyzaj potansiyellerinden hareketle Bursa için uygun temalar belirlemek çalışmanın ana amacını oluşturmaktadır. Bursa için uygun temaların belirlenmesine yönelik araştırmanın temel yöntemi Delphi Tekniği olup, uzman kişilere de açık ve kapalı uçlu sorulardan oluşan bir anket eş zamanlı olarak uygulanmıştır. Araştırma sonucunda, Bursa için önerilen ilk 3 tema; • “Eğitim temalı park ve bahçeler” • “Rekreasyon ve eğlence temalı park ve bahçeler” • “Tarih temalı parklar” ile “sanat temalı parklar” olarak belirlenmiştir. Bu temalar, Bursa’nın doğal ve kültürel peyzaj öğeleri ile sentezlenerek, değerlendirmeler ve öneriler yapılıp, Bursa için uygun temalar gerekçeleri ile sunulmuştur.
  • Item
    Hibrid ayçiçeği genotiplerinde korelasyon ve path analizi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-07-04) Şanver, Penbe; Göksoy, Abdurrahim Tanju; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Tarla Bitkileri Anabilim Dalı.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarla Bitkileri Bölümü.; 0000-0002-5398-7190; 0000-0002-0012-4412
    Bu çalışma yeni geliştirilen hibrid ayçiçeği genotiplerinde tane verimi ve verimle ilişkili bazı özellikler arasındaki ilişkilerle bu özelliklerin tane verimi üzerine olan doğrudan ve dolaylı etkileri belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Çalışmada, 5 hat ve 5 tester line x tester melezleme yöntemine göre melezlenmiş, böylece 25 F1 hibridi genetik analizler için geliştirilmiştir. Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarafından geliştirilen 10 ebeveyn hat ve 25 F1 dölünden oluşturulan hibrid populasyonunda korelasyon ve path analizleri yapılmıştır. Araştırmada % 50 çiçeklenme gün sayısı, olgunlaşma gün sayısı, bitki boyu, tabla çapı, 1000 tane ağırlığı, ham protein oranı, yağ oranı ve yağ verimi gibi belirli agronomik ve teknolojik özellikler ölçülmüştür. Sonuçlar tane verimi ile bitki boyu, tabla çapı, 1000 tane ağırlığı, % 50 çiçeklenme gün sayısı ve yağ verimi arasında pozitif yönde önemli korelasyonlar olduğunu ortaya koymuştur. Öte yandan, tane verimi ile yağ oranı, ham protein oranı ve olgunlaşma gün sayısı arasındaki ilişkiler istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur. Path analizinden elde edilen Path katsayıları tane verimi üzerine tabla çapının en yüksek pozitif yönde doğrudan etkiye sahip olduğunu ve bunu yağ veriminin negatif yöndeki doğrudan etkisinin izlediğini göstermiştir. Tabla çapı ve yağ veriminin tane verimine doğrudan etkilerinin büyüklüğü sırasıyla % 51.7 ve % 43.5'tir. Bununla birlikte, yağ verimi tabla çapı üzerinden % 50.5’lik payla pozitif yönde en yüksek dolaylı etkiye sahip olmuştur. Bu sonuçlar, tane verimini arttırmak için yapılacak ıslah programlarında, tabla çapı, bitki boyu, % 50 çiçeklenme gün sayısı ve 1000 tane ağırlığı için pozitif yönde seleksiyonlarla başarılı sonuçlar elde edilebileceğini göstermiştir.
  • Item
    Rumex acetosella L’nin biyoalınabilir antioksidan özelliklerinin belirlenmesi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-03-22) Konak, Merve; Sabuncu, Merve; Şahan, Yasemin; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Gıda Mühendisliği Anabilim Dalı.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Gıda Mühendisliği Bölümü.; 0000-0001-8771-0643; 0000-0003-3457-251X
    Yeşil yapraklı yenilebilir bitkiler, insan beslenmesinde önemli rol oynayan antioksidan bileşikleri yüksek miktarda içerdikleri için, günlük diyetin önemli bileşenleridir. İnsan organizması, reaktif oksijen türlerinin zararlı etkilerini yok etmek için doğal olarak antioksidan koruma sistemlerine sahip olsa da, bu savunma sistemi oksidatif stresin önlenmesi için yeterli değildir. Bu nedenle, diyetle alınan antioksidanlar hücresel savunmaları artırabilir ve hücre bileşenlerinin oksidatif hasarları önlemeye yardımcı olabilir. Bitkilerin içerdikleri antioksidan konsantrasyonu, büyüme evresine, bitkinin farklı bölümlerine, iklime ve mevsimlere göre değişmektedir. Bununla birlikte, bu bileşiklerin birikimi yapraklarda çok yüksektir. Rumex acetosella L., Polyganaceae familyasına aittir ve Türkiye'de yerel olarak "Kuzu kulağı" olarak bilinmektedir. Rumex acetosella L.'nin yaprakları, başta salata ve sos şeklinde olmak üzere gıda olarak kullanılmaktadır. Buna ek olarak, Rumex acetosella L. Anadolu’da geleneksel tıpta, iltihap kurutucu olarak, ekzama gibi cilt hastalıklarında, karaciğer rahatsızlıklarında ve kanser tedavisinde kullanılmaktadır. Bu çalışmanın amacı, Rumex acetosella L. yapraklarının toplam fenolik içeriğini, antioksidan kapasitesinin ve bunların biyoalınabilirliklerinin araştırılmasıdır. Biyoalınabilirliğin belirlenmesi için in-vitro olarak sindirim sistemi taklit edilmiş ve örneklere enzimatik ekstraksiyon işlemi uygulanmıştır. Bitkilerin ekstrakte edilebilir toplam fenolik içeriği 3.48-6.47 mg 100 g-1 GAE iken, hidrolize edilebilir toplam fenolik içeriği, 9.46-13.64 mg 100 g-1 GAE arasında değişmektedir. ABTS metoduna göre biyoalınabilirlik % 40.02-% 83.28 arasında belirlenmiştir. Sonuç olarak bu çalışma, Rumex acetosella L.’nın antioksidan bileşikleri içeren iyi bir kaynak olduğunu göstermektedir.
  • Item
    Bazı silajlık mısır (Zea mays L.) çeşitlerinin silaj kalite özelliklerinin belirlenmesi
    (Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-07-04) Öztürk, Yasin; Çarpıcı, Emine Budaklı; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarla Bitkileri Bölümü.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Tarla Bitkileri Bölümü.; 0000-0002-0483-9837; 0000-0002-2205-2501
    Bu araştırma, 2017 yılında Bursa ekolojik koşullarında ikinci ürün olarak yetiştirilen bazı silajlık mısır çeşitlerinin (AS 160 Silaz, Colonia, P 3394, Hacıbey, 94MAY66, Macha, Sy Jullen, Sy Atomic ve Temuco) silaj kalitelerini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Mısır çeşitleri, hamur olum döneminde hasat edilmiş ve silajlar 60 günlük fermantasyon dönemi sonunda açılmıştır. Mısır çeşitlerine ait silajlarda; kuru madde oranı, pH, silaj kaybı, ham protein, ADF, NDF, suda çözünebilir karbonhidrat, laktik asit ve asetik asit içerikleri gibi özellikler incelenmiştir. Araştırmada, silaj kuru madde oranı, silaj kaybı, ADF, NDF ve suda çözünebilir karbonhidrat içeriklerinin çeşit farklılıklarından önemli derecede etkilendikleri tespit edilmiştir. Sonuç olarak, Bursa ve benzer ekolojilerde yapılacak silajlarda öncelikle Temuca çeşidi başta olmak üzere Macha ve 94MAY66 çeşitleri tercih edilebilir.