2017 Cilt 30 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/12900
Browse
collection.page.browse.recent.head
Item Bursa Eğitim Enstitüsü(Uludağ Üniversitesi, 2017-05-07) Demirel, Muammer; Becerikli, Sabri; Eğitim Fakültesi; Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi BölümüOsmanlı’da sivil modern okulların öncüsü olan rüşdiye mekteplerine öğretmen yetiştirmek üzere 1848 yılında Darülmualliminin açılmıştır. Darülmualliminden itibaren öğretmen eğitimi günümüze kadar gelişmiş ve bugünün eğitim fakülteleri ortaya çıkmıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nde 1926 yılında ortaokullara öğretmen yetiştirmek üzere Orta Muallim Mektebi açılmış, daha sonra bu okul Eğitim Enstitüsü adını almış ve bu tip enstitülerin sayısı yurt genelinde yaygınlaştırılmaya başlanmıştır. 1958 yılında açılan Bursa Eğitim Enstitüsü de bu enstitüler arasında yerini almıştır. İlk açılan eğitim enstitülerinden biri olan Bursa Eğitim Enstitüsü değişim ve gelişim geçirerek Eğitim Fakültesi olarak günümüze gelmiştir. Enstitüsüler uzun yıllar yazılı ve sözlü sınavlar yaparak öğrenci kabul etmiş, 1978’den itibaren merkezi üniversite sınavı ile öğrenci alınmaya başlanmıştır. Enstitünün kuruluşundan itibaren öğrenci ve öğretmen sayılarında artışlar olmuştur. Okul süreç içerisinde insan sayısı bakımından büyümesinin yanı sıra bina olarak ta büyümüştür. Enstitü açıldığında bir ilkokul ile aynı paylaşmış, 24 Ekim 1966 tarihinde Yıldırım’da yapılmış olan binaya taşınmıştır. Bursa Eğitim Enstitüsü için konferans salonu, kapalı spor salonu, yatakhane ve yemekhanesi olan bir kampüs yapılmıştır. Enstitünün öğrencileri futbol, basketbol, taekwondo, tiyatro kulübü, folklor kulübü, müzik kulüpleri, kütüphane kulübü gibi çeşitli sosyal faaliyetlere katılmışlardır. 1970 yıllarda Türkiye’nin siyasi ortamından Bursa Eğitim Enstitüsü öğrencileri de etkilenmiş ve Enstitüde olaylar çıkmıştır. Bu nedenle bazı zamanlarda dersler tatil edilmiştir. Enstitüde, teorik olarak alan ve pedagoji derslerinin yanında uygulama dersleri verilmiş, öğretmenlik uygulaması için ortaokul ve liselere stajyer gönderilmiştir. Günümüzde sert bir şekilde eleştirilen Mektupla Öğretim ve Hızlandırılmış Program ile öğretmen yetiştirme usulleri Bursa Eğitim Enstitüsünde de uygulanmıştır. Türkiye’ye öğretmen yetiştirme konusunda uzun yıllar hizmet etmiş olan Bursa Eğitim Enstitüsü 1982’de Eğitim Fakültesine dönüştürülerek Uludağ Üniversitesi bağlanmıştır.Item Otoriter ve diyalojik söylem tiplerinin fen bilgisi öğretmen adaylarının argüman gelişimine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2017-05-27) Demirbağ, Mehmet; Eğitim Fakültesi; Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi BölümüBu araştırmada otoriter ve diyalojik söylem tiplerinin fen bilgisi öğretmen adaylarının elektriklenme kavramına yönelik argüman gelişimine etkisi incelenmiştir. Araştırmaya Türkiye’nin batısında yer alan bir üniversitenin birinci sınıf düzeyinde öğrenim görmekte olan 26 öğretmen adayı katılmıştır. Araştırma argümantasyon ve dilsel pratiklerin fen sınıfları içerisinde kullanımına yönelik eğitim alan bir öğretmen tarafından Genel Fizik Laboratuvarı II dersinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı alarak gözlem kullanılmıştır. Gözlemin konusu olan küçük grup ve büyük grup tartışmasında ortaya çıkan dilsel söylemlerin belirlenmesi için ses kayıt cihazından yararlanılmıştır ve elde edilen veriler söylem analizine tabi tutulmuştur. Söylem analizinde Scott, Mortimer ve Aguiar (2008) tarafından ortaya konulan otoriter ve diyalojik söylem tiplerinden yararlanılmıştır. Elde edilen bulgular neticesinde küçük grup ve büyük grup tartışmalarında kullanılan farklı söylem tiplerinin fen bilgisi öğretmen adaylarının elektriklenme kavramına yönelik argüman gelişimine katkı sağladığı söylenebilir.Item Çağdaş sanat eğitimi kuramcıları bağlamında sanat eğitiminde yeni eğilimler ve çeşitli uygulama önerileri(Uludağ Üniversitesi, 2017-04-04) Onan, Berna Coşkun; Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü1960 sonrası dönemde tüm dünyayı saran toplumsal hareketler sonucu özellikle sosyal bilimlerin tüm alanlarında karşılaşılan etkin bir değişim meydana gelmiştir. Bu değişim, ortak bir hareket biçimi ile eğitimi merkeze almıştır. Özellikle eğitim kurumlarında eğitim felsefelerine yönelik çeşitli girişimler ve tartışmalar günümüze dek etkisini gösterse de, bunların farklı disiplinler temelinde ele alınması, yeniden yapılanmanın hızını ve yönünü belirleyecektir. Eğitim bilimlerinde yapılandırmacı yaklaşımın ağırlık kazandığı bu dönem, postmodernizmin etkilerinin eğitime sızdığı bir belirsizliği de barındırmaktadır. Postmodernizmin sanat alanına olduğu kadar eğitim alanlarındaki yapısalcı ya da post-yapısalcı yaklaşımlara da etkileri olmuştur. Bunlar, son zamanlarda sanat eğitiminin farklı basamaklarına yönelik yapılmış bilimsel araştırmaların da ortak konusudur. Bu araştırmanın amacı, postmodernizm etkisindeki sanatsal uygulamalara paralellik gösteren sanat eğitimi ortamlarının bu değişime ayak uydurabilecek yapılara kavuşturulabilmesi amacıyla sanat eğitiminin yeni uluslararası eğilimlerini tartışabilmektir. Sanat eğitiminin farklı basamaklarına yönelik yapılan kuramsal ve metodolojik çalışmalardan oluşan literatür tarandığında, eğitimin niteliğini arttırmayı amaçlayan bir çok bilim adamı/kuramcıyla karşılaşılmıştır. 1980’li yıllardan günümüze dek gelen birçok uluslararası yayın esas alınarak temellendirilmeye çalışılan bu değişim ve etkileşim, sanat eğitiminin değişen eğilimlerini ortaya koyacak biçimde ana başlıklar ve temalar altında toplanarak açıklanmaya çalışılmıştır. Bu temalar altında; sınırların genişletilmesi, postmodern sanat eğitimi, görsel kültür çalışmaları, çokkültürlülük, metaforların kullanımı, bir mikro söyle olarak öğrenci gibi alt başlıklarla ortaya çıkan eğilimlere değinilmiştir.Item 66-72 aylık çocukların sevgi, mutluluk, korku, üzüntü duygularını tanımlama durumlarının ve resmederken kullandıkları renklerin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2016-11-28) Oya, Ramazan; Öveç, ÖzgeAraştırmada okul öncesi eğitim kurumuna devam eden 66-72 aylık çocukların sevgi, mutluluk, korku ve üzüntü duygularını tanıyıp tanımadıkları ve bu duyguları resmederken kullandıkları renklerin incelenmesi amaçlanmıştır. Nitel araştırma modelinde tasarlanan araştırmanın çalışma grubu, İstanbul’un Kâğıthane ilçesindeki bir anasınıfına devam eden, tesadüfi yöntemle seçilmiş 66-72 aylık 39 kız ve 61 erkek olmak üzere toplam 100 çocuktan oluşmaktadır. Çocuklarla bireysel olarak yapılan uygulamalarda, öncelikle bu duyguların anlamı üzerine sorular sorulmuş ve ardından zıt duygular olarak kabul edilebilecek “sevgi ve korku” ile “mutluluk ve üzüntü” iki ayrı çalışmada çocuklar tarafından resmedilmiştir. Araştırma sonucunda çocukların sevgi, korku, mutluluk ve üzüntü duygularını tanımlayamasalar bile bu duyguları ortaya çıkaran bir durumu tanımlayabildikleri belirlenmiştir. Ayrıca çocukların resimleri incelendiğinde, olumsuz duygularda tek renk kullanımının daha yoğun olduğu ve özellikle siyah rengin tercih edildiği saptanmıştır. Ancak birden fazla renk kullanan çocukların resmedilen duyguya göre kullandıkları renklerin farklılaşmadığı görülmüştür.Item Kaynaştırma öğrencilerinin sergilediği problem davranışlara yönelik sınıf öğretmenlerinin uyguladıkları önleme ve müdahale stratejileri(Uludağ Üniversitesi, 2016-05-26) Ceylan, Füsun; Yıkmış, AhmetKaynaştırma öğrencilerinde karşılaşılan problem davranışlara yönelik sınıf öğretmenlerinin uyguladıkları önleme ve müdahale stratejilerinin belirlenmesinin amaçlandığı bu araştırmada yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Nitel bir çalışma olan bu araştırmada çalışma grubunu, 2013-2014 eğitim öğretim yılında Bolu ili merkez ilçe sınırlarındaki ilkokullarda görev yapan ve sınıflarında kaynaştırma öğrencisi bulunan 25 sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. Görüşmeler esnasında yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Elde edilen veriler, Nvivo 10 programından yararlanılarak “içerik analizi” tekniğine göre çözümlenmiştir. Araştırmanın bulgularına göre, sınıf öğretmenlerinin, sınıflarında en çok karşılaştıkları problem davranışlar ve bu problem davranışların kaynağı öğretmenlerin görüşlerine göre belirlenmiştir. Araştırmada sınıf öğretmenlerinin bu problem davranışların önlenmesine ve/veya davranışlara müdahaleye yönelik olarak, farklı pekiştirme tür ve tarifelerinden yararlandıkları fakat bilimsel dayanaklara dayanan, sistematik bir şekilde uyguladıkları herhangi bir stratejiden yararlanmadıkları belirlenmiştir. Bulgularda ayrıca, olumlu davranışların kazandırılması ve kalıcılığının sağlanması noktasında yapılan çalışmaların farklıpekiştireç türlerini kullanma, aile ile işbirliği içerisinde olma ve öğrenci ile birebir konuşma olduğu tespit edilmiştir.Item Antrenörlerin Olimpiyat Oyunları hakkındaki görüşlerinin belirlenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2017-04-13) Şahin, Süleyman; Erden, Salih; Spor Bilimleri Fakültesi; Beden Eğitimi ve Spor BölümüBu çalışmanın amacı olimpik branşlarda görev yapan Antrenörlerin Olimpiyat Oyunları hakkındaki görüşleri ve değerlendirmelerinin belirlenmesidir. Bu amaçla 25 maddelik bir anket formu Bursa ilinde olimpik branşlarda görev yapan 101 antrenöre uygulatılmıştır. Anket sonuçlarına göre katılımcılar büyük çoğunlukla olimpiyat halkalarının ne anlama geldiğini, olimpiyatlarla ilgili her türlü açıklamayı sporcularına yapabileceklerini ve Olimpizm kavramını detaylı olarak açıklayabileceklerini belirtmişlerdir. Yine katılımcıların çoğunluğu, Türkiye'nin Olimpiyatları yapacak organizasyon tecrübesine sahip olduğunu ve bir gün İstanbul'da olimpiyatların yapılacağına inandıklarını belirtirken, İstanbul'un Olimpiyatları gerçekleştirecek nitelikli olimpik tesislere sahipliği açısından yeterli olmadığı görüşündedirler. Ayrıca katılımcıların çoğunluğu TMOK'un verimli çalışmadığını düşünürken, spor federasyonlarının da yeterli altyapı çalışmalarını yapmadıklarını belirtmişlerdir. Yine Olimpiyat Oyunları çalışmalarından daha önce, ülkemizde daha güçlü spor politikalarının üretilmesinin gerekliliği düşüncesi katılımcılar tarafından en yüksek düzeyde (% 80,2) vurgulanmıştır. Ayrıca çalışmada cinsiyet ve eğitim düzeyi farklılıkları da değerlendirilmiştir. Çalışma bulguları doğrultusunda ülkemizde kalıcı spor politikalarının ve yasal düzenlemelerin ivedilikle uygulamaya girmesinin olimpiyat hazırlıkları açısından büyük bir gereklilik olduğu görülmektedir. Bununla beraber TMOK ve spor federasyonlarının çalışmalarını daha güçlü ve somut hale getirmeleri önemli olacaktır. Yine genel olarak olimpik bilgilerin ilkokuldan başlayarak eğitim süreçlerinin her döneminde verilmesinin ve özelliklede antrenör yetiştiren kurumların eğitim programlarında olimpiyat ve Olimpizm konularının daha etkin bir şekilde uygulanması bu konulardaki tutum ve davranışları da olumlu yönde etkileyecektir.Item Konu alanı ders kitabı inceleme dersi kapsamında matematiği öğretme bilgisinin geliştirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2016-06-29) Baki, Müjgan; Özmen, Zeynep MedineÇalışmanın amacı, Konu Alanı Ders Kitabı İnceleme dersi kapsamında gerçekleştirilen uygulamalara yönelik öğretmen adaylarının değerlendirmelerini incelemektir. Konu Alanı Ders Kitabı İnceleme dersinin içeriği, kitap incelemenin yanı sıra öğretme bilgisinin gelişimini destekleyecek şekilde düzenlenmiştir. Adaylar grupça paylaşımlar içerisinde bir ders planı geliştirmiş ve geliştirdikleri ders planını hem üniversite ortamında arkadaşlarına, hem de okul ortamında öğrencilere sunmuştur. Bu süreç her iki sunumda planlama, uygulama, yansıma döngüsü içerisinde gerçekleşmiştir. Çalışmaya ilköğretim matematik öğretmenliği programı dördüncü sınıfında okuyan 94 öğretmen adayı katılmıştır. Adaylara ders kapsamında yapılan uygulamaları değerlendirmeleri için final sınavında açık uçlu bir soru sorulmuştur. Adayların bu soruya verdikleri açıklamalar içerik analizi ile analiz edilmiştir. Analiz sonucunda, öğretmen adaylarının çoğunluğu ders sürecinde bir ders planı hazırlarken hangi noktalara dikkat etmeleri gerektiğini öğrendiklerini, ders planının öğrenci karşında etkisini görme fırsatı yakaladıklarını, öğretmenlik mesleği için iyi bir deneyim yaşadıkları, öğrencinin seviyesine inmenin ve seviyesini anlamanın ne kadar önemli olduğunu fark ettiklerini açıklamıştır. Öğretmen adayları baskın olarak olumlu görüşler belirtse de bazı öğretmen adayları kendilerinin öğrenci karşısında sunum yapamamalarını ders süreci ile ilgili olumsuz bir durum olarak açıklamaktadır.Item Öğretmen adaylarının çocukluk çağı örselenmeleri ile psikolojik belirti düzeylerinin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2017-03-27) Pekdoğan, SerpilBu araştırmanın amacı öğretmen adaylarının, çocukluk çağı örselenmeleri ile psikolojik belirti düzeylerini incelemektir. Araştırmanın örneklemini 322 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Örneklemi oluşturan öğretmen adaylarının çocukluk çağı örselenme yaşantıları ve psikolojik belirti düzeylerini belirlemek için, Çocukluk Örselenme Yaşantıları Ölçeği (ÇÖYÖ) ve SCL-90-R Psikolojik Belirti Tarama Listesi uygulanmıştır. Elde edilen veriler üzerinde t testi uygulamaları ve pearson çarpım momentler korelasyon katsayısı hesaplanmıştır. Araştırmanın sonucunda öğretmen adaylarının çocukluk çağı örselenme yaşantıları ölçeğinden ve psikolojik belirti tarama testinden aldıkları puanların orta düzeyde olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Öğretmen adaylarının çocukluk çağı örselenme yaşantıları ve psikolojik belirtilerinin cinsiyet değişkeni bakımından farklılaştığı görülmektedir. Aynı zamanda öğretmen adaylarının fiziksel örselenme düzeyleri ile psikolojik belirtilerinin toplamında, ,05 anlamlılık düzeyinde pozitif bir ilişki bulunduğu görülmüştür.Item Öğrenme güçlüğü ve matematik güçlüğü yaşayan öğrencilerin toplama ve çıkarma işlemlerindeki hatalarına ilişkin öğretmen görüşleri(Uludağ Üniversitesi, 2017-03-27) Kumaş, Özlem Altındağ; Ergül, CevriyeBu araştırmanın amacı öğrenme güçlüğü ve matematik güçlüğü olan öğrencilerin toplama ve çıkarma işlemlerindeki hatalarına ilişkin öğretmen görüşlerinin belirlenmesidir. Çalışmada öğrenme güçlükleri ve matematik güçlükleri yaşayan öğrencilerin toplama ve çıkarma işlemlerindeki hataları incelenmiştir. Çalışma grubunu 30 öğrenme güçlüğü olan, 30 matematik güçlüğü yaşayan 60 öğrenci oluşturmuştur. Katılımcıların tümü ilköğretim 3. sınıfa devam eden öğrenciler arasından seçilmiştir. Araştırmada, çalışmada yer alan öğrencilerin öğretmenlerine likert tipi bir anket uygulanarak, öğrencilerinin hatalarını ne düzeyde tanımlayabildikleri belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırma sonucunda öğretmenlerin görüşleri ile öğrencilerin yaptıkları hata türleri karşılaştırıldığında öğretmenlerin öğrenci hatalarını doğru bir şekilde tanımlayamadıkları görülmüştür. Öğretmen görüşleri ile sadece rastgele hata arasında anlamlı ilişki çıkmıştır. Öğretmenlerin düşük beklentileri, önyargıları ve bilgi yetersizlikleri ve sınıf mevcutlarının yüksek olması ile ilişkili olabileceği düşünülen bu sonuçların iyileştirilmesine yönelik olarak öğretmen adaylarının eğitiminde, matematik öğretimi için yeterli ders saati ayrılması, bu derslerde öğrenci hatalarının farkına varma, bunların nedenlerini açıklama ve hataları analiz etmeye ilişkin çalışmalara yer verilmesi önerilmiştir.Ayrıca hizmet içi eğitim programlarının daha etkili hale getirilmesi ve etkili öğretim yöntemlerinin belirlenmesine yönelik çalışmaların artırılması önemli görülmektedir.Item Siber zorbalığı önleme ve müdahale programları: Ulusal bir alanyazın taraması(Uludağ Üniversitesi, 2017-03-27) Uzer, Çiğdem Topçu; Tanrıkulu, İbrahimBu çalışmanın amacı, siber zorbalığı önlemeye yönelik Türkiye’de geliştirilmiş programları sistemli bir şekilde inceleyip değerlendirmektir. Çalışmanın veri kaynakları, Nedim-Bal ve Kahraman’a (2015), Peker’e (2013) ve Tanrıkulu’na (2013) ait siber zorbalığı önleme programlarıdır. Programların (a) ortaokul ve lise öğrencilerine yönelik, (b) yarı deneysel araştırma deseni kullanılarak test edilmiş, (c) 60-75 dakika ve 8-10 oturumdan oluşan grup rehberliği şeklinde hazırlandığı ve (d) dijital uygulamalar içermedikleri görülmüştür. Çalışmalardan biri siber zorbalığa, diğer ikisi ise siber zorba ve mağdur davranışlarını önlemeye yöneliktir. Bu çalışmada vurgulandığı üzere ülkemizde siber zorbalığı önlemeye ve müdahale etmeye yönelik oldukça sınırlı çalışma vardır. Siber zorbalığın, farklı yaş grupları üzerindeki olumsuz etkileri göz önüne alındığında veriye dayalı ve farklı yaş gruplarıyla geliştirilmiş ve etkisi test edilmiş daha çok önleme ve müdahale programına ihtiyaç olduğu aşikârdır. Çalışmanın bulguları, gelecekte çocuklar ve gençlere yönelik siber zorbalığı önleme ve müdahale programları geliştirmek isteyen kuramcılara, araştırmacılara ve uygulamacılara yol gösterecek şekilde tartışılmıştır.Item Developing pragmatic competence through teaching requests in English classrooms(Uludağ Üniversitesi, 2017-03-27) Çiftçi, HatimeThis study investigates the effect of pedagogical intervention in pragmatics on Turkish learners of English. More specifically, the study examines how pragmatics-based instruction on the speech act of request in English influences Turkish learners of request strategy use in English. Additionally, it explores students’ overall perceptions on their pragmatics-based classes. The study embraces a single group quasi-experimental design with multiple data sources: a discourse completion test (DCT), a survey, students’ reflective papers, and the researcher’s field notes. The analysis of request realizations in the pre-test and post-test DCTs indicates that there was not a statistically significant difference between the overall number of request strategies in pre-test and post-test. However, Turkish learners of English had more variety in their use of request strategies and decrease in directness after the treatment. They also expressed mainly positive perceptions with regard to activities and materials in the instructional plan. Finally, the study discusses the future directions and pedagogical implications with regard to instructional pragmatics teaching in L2 context.Item Kimya öğretmenlerinin yetiştirilmesinde önemli hususlar: Laboratuvar yeterliliklerinin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2016-09-21) Uyulgan, Melis Arzu; Kartal, MehmetBu çalışmada, kimya öğretmenliği ve kimya bölümü son sınıfında öğrenim gören geleceğin kimya öğretmenlerinin laboratuvar yeterlilikleri bilimsel süreç becerileri açısından incelenmiştir. Araştırma tarama modellerinden tekil tarama modeline göre tasarlanmıştır. Çalışmaya eğitim fakültesi kimya öğretmenliği (N=67) ve fen fakültesi kimya bölümünde (N=96) okuyan toplam 163 son sınıf öğrencisi katılmıştır. Öğrencilerin temel kimya laboratuvar yeterliliklerine ilişkin veriler Laboratuvar Yeterlilikleri Testi kullanılarak belirlenmiştir. Verilerin analizi analitik kriter ölçeği yardımıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonuçlarından öğrencilerin incelenen bilimsel süreç becerilerinden gözlem yapma, sınıflandırma, veri işleme ve model oluşturma, yorumlama ve sonuç çıkarma, verileri kaydetme ve hipotez kurma, değişkenleri belirleme, değişkenleri kontrol etme ve değiştirme, işlevsel tanımlama, deney tasarlama, deney araç-gereçlerini tanıma ve kullanma, deney düzeneği kurma becerilerinde yetersiz kaldıkları; ölçme, tahminde bulunma ve çıkarım yapma becerilerinde ise yeterli düzeyde cevaplar verebildikleri ortaya çıkmıştır. Ayrıca araştırma sonuçlarından kimya öğretmenliği gruplarının testten aldıkları ortalama puanlarının 49,34 ve başarı oranının % 41, kimya bölümü gruplarının ise ortalama puanlarının 48,08 ve başarı oranının % 40 olduğu bulunmuştur.Item Otizm spektrum bozukluğu olan çocuklar için Tasarım Tabanlı Araştırma Yaklaşımına dayalı eğitsel oyun tasarımı(Uludağ Üniversitesi, 2016-09-21) Erişti, Suzan Duygu Bedir; Fırat, Mehmet; İzmirli, Serkan; Ceylan, BerilTeknoloji odaklı ortamlar, Otizm Spektrum Bozukluğu (OSB) tanısı konulmuş ve öğrenme güçlüğü çeken çocukların sosyal etkileşim, iletişim becerileri ve davranış ihtiyaçlarını kişileştirmelerini desteklemektedir. Bilgisayar oyunları, OSB tanısı konulan çocukların ilgisini çekmekte ve bu bağlamda kimi becerilerin kazandırılmasını olanaklı hale getirmektedir. Bu araştırma 2009-2011 yılları arasında Otistik Çocuklar Eğitim Merkezinde (OÇEM) yaşları 5-7 arasında değişen dört OSB’li öğrencinin davranışlarının gözlemlenmesi sonucunda ortaya çıkan odaklanma problemini merkeze alan, görsel dikkat odaklı oyun tasarımı geliştirme sürecini içermektedir. OSB’li çocukların oyun tasarımına ilişkin tercihlerini belirlemek amacıyla katılımcı gözlem süreci ve tasarım tabanlı araştırma deseni birlikte işe koşulmuştur. Bu süreçte araştırmacılar tarafından saha notları tutulmuş ve OÇEM’de görev alan öğretmenlerle informal görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Tasarım tabanlı araştırma yöntemine dayalı olarak yürütülen süreç sonunda OSB’li çocukların ihtiyaçlarına cevap vermesi amaçlanan bir eğitsel oyun tasarımı geliştirilmiştir. Süreçte öğretmenlerden öğrenci ihtiyaçları ve öğretim amaçları konusunda dönütler alınarak tasarıma yansıtılmıştır. Süreç sonunda, toplam beş etkinlik ile eğitsel oyun tasarımı tamamlanmıştır.Item Okul öncesi öğretmenlerinin okul öncesi eğitim programındaki etkinliklere yönelik öz-yeterlik inançlarının incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2016-11-30) Koç, Fatma; Sak, RamazanBu çalışmanın amacı, okul öncesi öğretmenlerinin okul öncesi eğitim programındaki etkinliklere yönelik öz-yeterlik inançlarının incelenmesidir. Tarama modelinin kullanıldığı bu çalışmanın katılımcıları, seçkisiz örneklem yöntemiyle belirlenen 683 okul öncesi öğretmenidir. Çalışmada veri toplama aracı olarak “Okul Öncesi Eğitim Programındaki Etkinliklere Yönelik Öğretmen Öz-Yeterlik İnanç Ölçeği” kullanılmıştır. Değişkenler arasında fark olup olmadığını belirlemek için Mann Whitney U Testi ve Kruskal Wallis H testleri uygulanmıştır. Analizler sonucunda okul öncesi öğretmenlerinin okul öncesi eğitim programındaki etkinliklere ilişkin öz-yeterlik inançlarının; cinsiyetlerine göre Türkçe, sanat, oyun ve müzik etkinliklerinde anlamlı farklılık gösterdiği, yaşlarına göre Türkçe, sanat, oyun, matematik, drama, okuma-yazma, fen, hareket ve gezi etkinliklerinde anlamlı farklılık gösterdiği, mesleki deneyimlerine göre Türkçe, sanat, oyun, müzik, matematik, okuma-yazma, fen ve gezi etkinliklerinde anlamlı farklılık gösterdiği, öğrenim düzeylerine göre gezi etkinliğinde anlamlı farklılık gösterdiği ve programla ilgili çalışmalara katılma durumlarına göre ise matematik ve gezi etkinliklerinde anlamlı farklılık gösterdiği bulunmuştur.Item Fen bilimleri öğretmenlerinin teknolojik pedagojik alan bilgilerine yönelik algıları üzerine bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 2016-08-15) Avcı, Turgay; Ateş, ÖzlemAraştırmanın amacı, fen bilimleri öğretmenlerinin teknolojik pedagojik alan bilgilerine yönelik algılarının belirlenmesi ve bu algılarının çeşitli değişkenlere göre farklılık gösterip göstermediğinin incelenmesidir. Çalışmaya 2013-2014 eğitim öğretim yılında Manisa ilinde görev yapan 332 fen bilimleri öğretmeni katılmıştır. Veri toplama araçları olarak “Kişisel Bilgi Formu”, “Teknolojik Pedagojik Alan Bilgisi Ölçeği” ve “Görüş Formu” kullanılmıştır. Nicel verilerin analizinde; ilişkisiz t-testi, tek faktörlü varyans analizi, Mann Whitney U testi ve Kruskal Wallis H testleri kullanılmıştır. Nitel verilerin analizinde ise içerik analizinden yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda fen bilimleri öğretmenlerinin teknolojik pedagojik alan bilgisi ölçeğinin tüm bileşenlerine yönelik algılarının “iyi” düzeyde oldukları belirlenmiştir. Ayrıca, fen bilimleri öğretmenlerinin teknolojik pedagojik alan bilgi düzeyleri; cinsiyete, mezun olunan bölüme, çalışılan yerleşim yerine, kıdeme ve günlük ortalama bilgisayar kullanma süresine göre farklılıklar göstermektedir. Araştırmadan elde edilen sonuçlara bağlı olarak öğretmen yetiştirme süreci ve sonrası ile ilgili bazı önerilerde bulunulmuştur.