2015 Cilt 20 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/11688
Browse
collection.page.browse.recent.head
Item IP/MPLS ağlar üzerinde sanal-yerel servisler ve yönlendirici konfigürasyonları(Uludağ Üniversitesi, 2015-05-26) Kırcı, Pınar; Toka, Çağlar Özgür; Erdem, FatihZaman içinde ağlarda artan kullanıcı sayısı ve büyüyen trafik hacmi, daha yüksek bant genişliği ve hızlı iletim ihtiyacını da beraberinde getirmiştir. Yönlendiricilerin (router), her paket iletiminde yönlendirme tablosuna (routing table) bakıp yönlendirmeyi gerçekleştirmesi, hem yönlendiricilerin yükünü arttırmakta hem de işlemlerin süresini uzatmaktadır. Ayrıca yönlendirici konfigürasyonları da oldukça vakit almaktadır. Günümüzde kullanıcılar, artan teknoloji kullanımı ile birlikte üst düzey güvenlik, daha hızlı veri iletimi ve daha kolay yönetilebilen ağ yapılarına ihtiyaç duymaktadır. MPLS ağ topolojileri, sundukları Servis Kalitesi (Quality of Services- QoS) ile bu gereksinimlere cevap verebilecek düzeydedir. Çalışmamızda, Alcatel-Lucent laboratuvarlarında kullanılan yönlendiriciler ile öncelikle bir topoloji yapısı oluşturulmuştur. Bu topoloji üzerinde, ilk açık en kısa yol (Open Shortest Path First-OSPF) yönlendirme protokolü ve çoklu protokol etiket anahtarlama (Multiprotocol Label Switching-MPLS) teknolojileri kullanılmıştır. Sonrasında, yönlendiriciler üzerinde E-pipe (Ethernet Pipe) ve Sanal Özel LAN Hizmetleri (Virtual private LAN services- VPLS) konfigurasyonları yapılmıştır. Güncel ağ veri trafiğini örneklemek amacıyla da üç ayrı test yapılmıştır. Yönlendiricilerin konfigürasyonları ise Secure-CRT ve yeni geliştirilmekte olan i-Gen yazılımı ile yapılmıştır. I-Gen ile birden fazla cihaz konfigürasyonu, kullanıcı dostu bir arayüz ile yapılabilmektedir. Kullanıcı, Secure CRT’den tek tek ayarları girmek yerine i-Gen yazılımı ile sistemin çalışması için gerekli olan değerleri girerek cihazların konfigürasyonunu kolayca üretebilmektedir. Çalışmamızda, Windows işletim sisteminde yönlendirici konfigürasyonları için en çok tercih edilen Secure-CRT yazılımı ile Alcatel-Lucent tarafından geliştirilen i-Gen yazılımları ele alınmış, iki ayrı konfigürasyon programı üzerinde çalışılmış ve elde edilen çıktılar yorumlanmıştır. Sonuç olarak, oldukça vakit alan Secure-CRT yönlendirici konfigürasyonu yerine yeni geliştirilmekte olan i-Gen yazılımının kullanımı ile kullanıcıların iş yükünün büyük ölçüde azaldığı görülmüştür.Item Designing a prototype LPG injection electronic control unit for a carburetted gasoline engine(Uludağ Üniversitesi, 2015-07-03) Sürmen, Ali; Erkuş, Barış; Karamangil, M. İhsan; Mühendislik Fakültesi; Otomotiv Mühendisliği BölümüIn this study, the originally carburetted gasoline engine was converted to gas-phase liquefied petroleum gas (LPG) injection engine by using an aftermarket LPG conversion kit's components except the electronic control unit (ECU). Instead of aftermarket LPG injection ECU, the ECU which was designed considering the effects of electromagnetic interference (EMI), was used for controlling injection. Designed ECU was used in performance tests at different engine conditions and the results obtained with LPG injection were compared with the results obtained with LPG carburetion. According to the performance test results, LPG injection ECU designed in this study could help to achieve low exhaust emissions and high engine performance.Item Gri suyun arıtımı ve yeniden kullanımı(Uludağ Üniversitesi, 2015-06-22) Üstün, Gökhan Ekrem; Tırpancı, Ayşenur; Mühendislik Fakültesi; Çevre Mühendisliği BölümüÇalışmanın amacı, gri su arıtımının ve yeniden kullanılması konusunun incelenmesidir. Bu amaç için daha önce yapılmış literatür çalışmaları araştırılıp, yorumlanmıştır. Çalışmanın ilk aşamasında gri suyun tanımlanması ile fiziksel, kimyasal ve biyolojik karakteristiği açıklanmıştır. İkinci kısmında, gri suyun arıtım yöntemleri ve yeniden kullanımı incelenmiştir. Üçüncü kısımda gri suların arıtımında kullanılan teknolojiler tek tek açıklanmıştır. Son olarak gri su arıtımı ve yeniden kullanımı ile ilgili yapılan çalışmalardan ve maliyetlerden bahsedilmiştir.Item An economic analysis of residential PV system for Adıyaman, Turkey(Uludağ Üniversitesi, 2015-06-22) Soğukpınar, Haci; Bozkurt, İsmailSolar energy constitutes the main source of all energy sources and it is one of the most important renewable energy sources in terms of huge potential. As others, energy sources not just in certain places in the world, everywhere have the potential where the sun rises and set. Turkey is located on the sunny area and solar energy generation is quite rich in potential. Together with the substantial increase in the efficiency of photovoltaic cells, generating electricity from solar energy is becoming increasingly common. Especially in places where no grid connection, photovoltaic cells is very useful in supplying the energy needs. In this study, Turkey's solar energy potential was analyzed, and PV systems to meet the electricity needs of a home were analyzed economically. Consequently, in order to meet the electricity needs of a house in Adiyaman conditions that require a surface area of 24 m2 with a PV system, and this system was determined to be able to amortize itself in 10 years.Item Atıksuların sulamada kullanımı: Toprak ve üründe kalıcı organik kirleticiler(Uludağ Üniversitesi, 2015-06-12) Aydın, Mehmet Emin; Aydın, Senar; Bedük, Fatma; Tekinay, ArzuTarımsal sulamada kullanılan arıtılmış veya arıtılmamış atıksular pek çok kalıcı organik kirletici içerebilmektedir. Bu kirleticiler uzun süre sulama sonucunda toprak ortamında birikebilmekte, yetiştirilen ürüne bulaşabilmekte ve besin zinciriyle taşınarak insan sağlığını, toprak flora ve faunasındaki biyolojik faaliyetleri olumsuz şekilde etkileyebilmektedir. Konya kentsel atıksuları 2010 yılına kadar hiçbir arıtma işlemine tabi tutulmaksızın Ana Tahliye Kanalı ile Tuz Gölü’ne uzaklaştırılmıştır. Kurak dönemlerde Ana Tahliye Kanalı boyunca bu sular gıda ürünleri yetiştirilen tarımsal alanların sulanması amaçlı kullanılmıştır. Bu çalışmada kentsel atıksular ile sulanan tarım topraklarında ve bölgede yetiştirilen buğday ürünlerinde kalıcı organik kirleticilerden poliklorlu bifenil (PCB 28, 52, 101, 138, 153, 180) ve poliaromatik hidrokarbon (PAH) (naphthalene, acenaphthalene, acenaphthene, fluorene, phenanthrene, anthracene, fluoranthene, pyrene, benzo[a]anthracene, chrysene, benzo[b]fluoranthene, benzo[k]fluoranthene, benzo[a]pyrene, indeno[1,2,3-cd]pyrene, dibenzo[a,h]anthracene, benzo[g,h,i]perylene) bileşiklerinin kalıntı miktarları belirlenmiştir. Konya topraklarının yüksek alkali özelliğe ve killi yapıya sahip olduğu tespit edilmiştir. Toprağın bu özellikleri kirleticilerin mobilitesini azaltarak zirai üretim yapılan üst katmanda birikmesine neden olmaktadır. Öte yandan, PCB ve PAH bileşiklerinin kuyu suyu ile sulanmış referans toprak örneklerinde tespit edilen miktarlarının atıksular ile sulanan zirai alanlardaki toprak örneklerinden daha yüksek veya yakın değerlerde olduğu tespit edilmiştir. Bu durum değerlendirilen sahada atıksu dışında PCB ve PAH kirletici kaynaklarının bulunduğunu ortaya koymuştur.Item Bulaşıcı olmayan hastalıklar bakımından farklı ülkelerin makina öğrenmesi yöntemleri kullanılarak sınıflandırılması(Uludağ Üniversitesi, 2015-05-26) Çınaroğlu, Songül; Avcı, KezibanBu çalışmanın amacı Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)'ne üye olan 193 ülkeyi gelir gruplarına göre Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar (BOH) ile ilgili veriler bakımından sınıflandırmaktır. Ülkelerin sınıflandırılmasında veri madenciliği yöntemleri içerisinde danışmanlı öğrenme yöntemleri arasında bulunan destek vektör makinesi ve random forest yöntemleri kullanılmıştır. Analizlerde bir açık kaynak kodlu yazılım olan Orange programından yararlanılmıştır. Analizler sonucunda random forest yöntemi kullanılarak elde edilen performans sonuçlarının destek vektör makinesine göre daha yüksek olduğu görülmüştür. Araştırma sonuçlarının küresel sağlık yöneticilerine Bulaşıcı Olmayan Hastalıklar (BOH) ile mücadele etmek konusunda ve etkin politikalar üretmede faydalı olacağı düşünülmektedir.Item Scattering of plane waves by a half-plane at the interface of two isorefractive media(Uludağ Üniversitesi, 2015-05-26) Başdemir, Hüsnü DenizScattering of plane waves by a half-plane at the boundary of two isorefractive media is analyzed. The E-polarization case is taking into account. The results were analyzed numerically and compared with a similar previous study. The results are consistent with each other.Item Evrimsel algoritmalarla tristörlü doğrultucu devrelerindeki tetikleme açılarının hesaplanması(Uludağ Üniversitesi, 2015-05-19) Vatansever, Fahri; Yalçın, Nedim Aktan; Kuyu, Yiğit Çağatay; Mühendislik Fakültesi; Elektrik Elektronik Mühendisliği BölümüElektrik enerji sistemlerinde doğrultucu devreleri önemli yer tutmaktadır. Özellikle çok farklı seviyelerde çıkış gerilimleri oluşturabilme yeteneklerine sahip tristörlü doğrultucu devrelerinde en uygun tetikleme açılarının belirlenmesi/hesaplanması ve bu açılarda tetikleme işaretlerinin uygulanması temel işlemlerdir. Gerçekleştirilen çalışmada; istenilen seviyedeki çıkış gerilimin ortalama veya etkin değerine göre tetikleme açıları hem klasik denklem çözümüyle hem de genetik algoritma ve diferansiyel gelişim algoritması kullanılarak elde edilmiştir. Bu doğrultuda; doğrultucu devrelerinin eğitiminde de kullanılabilecek ve en uygun tetikleme açılarını hem klasik hem de evrimsel algoritmalarla hesaplayabilen, sonuçları ve devreye ait birçok özellik/parametreleri hem sayısal hem de grafiksel olarak sunabilen bir yazılım geliştirilmiştir. Yazılımla gerçekleştirilen analizler/benzetimler, bu alanda da evrimsel algoritmaların hızlı, etkin ve verimli bir şekilde kullanılabileceğini göstermiştir.Item Tekstil atık suları kullanarak mikrobiyel yakıt hücresi ile elektrik üretiminin araştırılması(Uludağ Üniversitesi, 2015-04-29) Üçgül, İbrahim; Yılmaz, FeyhanBu çalışmada, mikrobiyel yakıt hücresi kullanarak tekstil atık sularının arıtımı sırasında elektrik üretimi araştırılmıştır. Bunun için iki farklı sistem tasarımı yapılmıştır. Bunlar biri tuz köprülü mikrobiyel yakıt hücresi diğeri ise membranlı mikrobiyel yakıt hücresidir. Bu sistemlerde iki farklı türde bakteri kullanılmıştır. Bakterilerin ilk grubu koku tüketirken diğer grup ise küf tüketmektedir. Substrat olarak atık haşıl çözeltisi, atık boyarmadde çözeltisi ve glikoz kullanılmıştır. Koku tüketen bakteri ile atık boyarmadde kullanılarak yapılan deneyde kirliliğe neden olan boyarmadde moleküllerinin parçalanmasıyla oluşan gazlar buradaki bakteriler tarafından yok edilerek elektrik üretimi sağlanmıştır. Küf tüketen bakteri ile organik besiyer ve glikoz kullanılarak yapılan deneyde elektrik akımı oluşumu gözlemlenmemiştir.Item Effects of plasma and ozone treatments on tensile and whiteness properties of 100 % silk(Uludağ Üniversitesi, 2015-04-25) Balcı, Nurşah; Ömeroğulları, Zeynep; Kut, Dilek; Eren, Hüseyin Aksel; Mühendislik Fakültesi; Tekstil Mühendisliği BölümüIn this study raw and degummed silk fabrics are treated with low frequency oxygen plasma and ozone in order to investigate the effects on the physical properties of silk. Plasma and ozone treatments are performed individually and in combined order for 5, 10 and 15 min. The yellowness and whiteness values are determined after the plasma and ozone treatments. The tensile strengths of treated and untreated silk fabrics are measured. The SEM images of the surfaces of silk fabrics are investigated and the combined effect of ozone and plasma treatments are discussed after each test. Results indicate that there is more significant decrease in ozone treatment, considering decrease in whiteness indexes and increase in yellowness values of silk fabrics when compared to the plasma treatment. Generally, when the treatment time of plasma or ozone is increased, increase of yellowness and decrease of whiteness become clear.Item Soğutma yüklerinin hesaplanmasında kullanılan yöntemler ve karşılaştırılması: İlköğretim okulu örneği(Uludağ Üniversitesi, 2015-04-25) Kalfa, Sibel Maçka; Yaşar, YalçınGünümüzde, iç ortam konfor koşullarının sürekliliği ve ilk yatırım, bakım ve işletme maliyetlerinin azaltılması açısından binalarda uygun bir soğutma sisteminin seçilmesi önemlidir. Soğutma sistemi seçiminde, sistemin sahip olduğu kapasitenin binanın soğutma yüküne göre belirlenmesi gereklidir. Soğutma yükünün güvenilir bir şekilde hesaplanamaması, binaya uygun olmayan soğutma sistemi seçimine neden olmakla birlikte, soğutma sistemi maliyetini artırmakta ve iç ortam konfor koşullarını kötü etkilemektedir. Bu nedenle binaların soğutma yüklerinin hesaplanmasında güvenilir bir hesap yönteminin kullanılması gereklidir. Binaların soğutma yüklerini hesaplayan birçok yöntem mevcuttur. Bu çalışmada, bu yöntemlerden yaygın olarak kullanılan TEDT/TA, HB, TFM, CLTD/SCL/CLF ve RTS yöntemleri; kullandıkları veriler, katsayılar ve hesap prosedürlerine göre karşılaştırılmıştır. Yöntemler arasındaki sayısal farkların karşılaştırılmasının yapılabilmesi için İstanbul’da konumlanan bir ilköğretim binası ele alınmış ve bu binanın 21 Temmuz tasarım günü için soğutma yükleri TEDT/TA, TFM, CLTD/SCL/CLF ve RTS yöntemleri kullanılarak MS Excel programında hazırlanan hesap şablonlarına göre elde edilmiştir. Elde edilen sonuçlar bina kullanım saatlerine göre %5 ile %25 arasında farklı çıkmıştır.Item Modeling an optoelectronic system which includes one LED and one photodiode(Uludağ Üniversitesi, 2015-04-16) Özütürk, Erdem; Mühendislik Fakültesi; Elektrik Elektronik Mühendisliği BölümüIn this study, the model relations of an optoelectronic system which include a LED and a photodiode which are connected with the information of light have been obtained. The voltage which measured from the anode of photodiode is used as proportional value with radiant power of LED. Because of using this value as model parameter instead of radiant power, all the magnitudes that used in the model relations are electrical magnitudes. The system equation can be expended by adding the information of optical medium that the light has been passed through, if it necessary.Item 21. yüzyılda postmodern mimarlığa naif bir bakış: Bitiş mi, dönüşüm mü?(Uludağ Üniversitesi, 2015-04-13) Aras, LerzanVenturi’nin Las Vegas çözümlemelerinin üstünden uzun yıllar geçti; zevklerimiz, bakış açılarımız ve tabii ki toplumsal yapımız değişime uğradı. Artık daha teknolojik bir dönemde yaşıyoruz. Gene Roddenberry’nin 1967 yılında yarattığı ve büyük beğenilerle yıllarca ekranda kalan, hatta bir kült haline gelen Uzay Yolu (Star Trek) dizisi bizim için çok naif, ama yetersiz bir tona dönüştü. İletişim kanalları çok arttı, teknoloji kendini bile şaşırtacak bir devinimde ilerlerken Lyotard’ın postmodern durum çözümlemeleri, ya da Hassan’ın devamlı yenilemek durumunda kaldığı postmodernizm tarifleri artık başka bir boyuta taşınmak zorunda. Hassan’ın deyişi ile, “... Postmodernizm artistik bir stil, tarihi bir akım, ya da zamanın ruhu olmaktan çok öte bir biçim aldı ve adeta bir ihanetin emri altında oluşan işaretlerin yorumlanmasına dönüştü.” ( Hassan, 2003). Postmodern mimarlık 21. yüzyılın ilk çeyreğini yaşadığımız bugünlerde kimi eleştirmenlerce bir ‘çıkmaz sokağa’ doğru ilerlemektedir. Ancak, bir bitişe mi varılmıştır, ya da postmodern mimarlık bir dönüşüm mü geçirmektedir? sorusu tartışma konusudur. Bu çalışmanın amacı, kısa bir geçmiş hatırlatmasının ardından postmodern mimarlığın geldiği eşikte değerlendirilmesidir.Item Binek araçlarda kullanılan gazlı pistonlu bagaj kapağı açma-kapama mekanizmalarının incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2015-04-10) Gökyer, Yusuf; Yıldız, Ahmet; Kopmaz, Osman; Mühendislik Fakültesi; Makine Mühendisliği BölümüBu çalışmada binek araçlarda kullanılan gazlı pistonlu bagaj kapağı açma-kapama mekanizmaları teorik ve deneysel olarak incelenmiştir. Öncelikle bir dört çubuk mekanizması olduğu açıkça görülen bu mekanizmanın konum analizi yapılmıştır. Daha sonra virtuel işler ilkesine göre sanki-statik analizler yapılmış ve böylece ergonomi açısından en önemli parametrelerden biri olan kapağı açma ve kapama için gerekli el kuvveti hesaplanmıştır. Kurulan bu modeli doğrulamak için Türk Otomobil Fabrikası A. Ş. (TOFAŞ)’ de mevcut olan bir araç üzerinde fiziksel testler yapılarak el kuvveti deneysel olarak da tespit edilmiştir. Nihayetinde, matematiksel modelden elde edilen sonuçlar ile deneysel ölçümlerden elde edilen sonuçların uyumlu olduğu görülmüştür. Kurulan bu model farklı model araçlar için el kuvvetinin bulunmasında üreticilere kolaylık sağlayacaktır.