2012 Cilt 13 Sayı 23

Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/13954

Browse

collection.page.browse.recent.head

Now showing 1 - 10 of 10
  • Item
    İsrail güvenlik politikasını şekillendiren anlayışa dair temel bir tanımlayıcı: Tevrat’a göre düşman kavramı
    (Uludağ Üniversitesi, 2012-01-12) Balpınar, Zafer
    Bu çalışma Tevrat’ı Yahudi düşünce, kavrama ve kavram oluşturma mekanizmasının merkezinde kabul ederek, Yahudiler için düşmanın kim ve neden düşman olduğunu tanımlamayı amaçlamaktadır. Bu yapılırken kullanılan yöntem, Tevrat’ın tahlili üzerinden başta güvenlik olmak üzere yaşamsal politikalar oluşturulurken temel alınan düşmanın konumunu belirlenmeyi esas almaktadır. Buradan da düşmanla ilgili dini açıdan oluşturulan kriterlerin siyasi politikalara güçlü zemin teşkil edebilme potansiyeli ortaya konmaya çalışılmaktadır. Böylece İsrail’in güvenlik denklemine ilişkin olarak yapılacak projeksiyonlarda ve analizlerde kullanılmak üzere tanımlayıcı bir referans noktası oluşturulması hedeflenmektedir. Analiz çerçevesi, uluslar arası ilişkiler literatürü bağlamında tanımlı düşman kavramı üzerine oturtulmuştur.
  • Item
    Ulus, devlet ve yurttaşlık: Fransa Modeli
    (Uludağ Üniversitesi, 2012-01-12) Kaya, Funda Günsoy; Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Felsefe Bölümü.
    Bu çalışmanın merkezi problematiği, Fransa'da, sınırları belirsiz belli bir toprak parçasının teritoryal bir birlik olarak kutsal vatana (patrie); bu sınırlar dâhilinde aynı coğrafi alanda doğmuş olan, aynı coğrafi alanı paylaşan ve aynı yönetime tabi bir nüfus kitlesinin aynı siyasal haklara sahip insanların birlikteliği ve egemenliğin kaynağı olarak ulusa; ve sadakatin biricik objesi olarak mutlak egemen kralın otoritesinin ulusun siyasal iradesinin tezahürü ve bu iradenin aplikasyonunun garantörü olarak modern devlete dönüşüm sürecidir. Bu çalışma, Fransa’da bireysel kimliğin etnik-dini kaynağının yerini neden ve hangi süreçler sonunda egemenliğin taşıyıcısı, modern devletin normatif temeli ve sosyal entegrasyonun ve dayanışmanın modern formu olarak ulusal kimliğin aldığı sorusuna cevap vermeyi amaçlamaktadır. Bu soruya cevap ararken Liah Greenfeld’in tipolojisi esas alınmıştır.
  • Item
    Osmanlı yönetiminin Bursalı zenginlerden borç alma girişimi (1787-1792)
    (Uludağ Üniversitesi, 2012-01-12) Günay, Nilüfer Alkan; Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Tarih Bölümü.
    18. yüzyıl sonlarında malî durumu iyi olmayan Osmanlı Devleti, savaşları finanse etmek için tağşiş, müsâdere, sultanın hazinesinden para almak gibi yöntemlere başvurmasının yanında âyanlardan ve zengin tüccarlardan asker, mühimmat ve zorunlu borç taleplerinde de bulunmuştur. Devletin Bursa’dan da aynı dönemde benzer talepleri olmuştur. Bu çalışmada Osmanlı Devleti’nin 1787-1792 tarihleri arasında Bursa’nın zenginlerinden ordunun masraflarını karşılamak üzere borç alma girişimi ele alınmıştır. Dönemin koşulları, devletin talebini nasıl gerekçelendirdiği ve tahsilat süreci makalenin alt başlıklarını oluşturmaktadır. Araştırmanın başlıca kaynağı Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nde tespit edilen kayıtlar ve Bursa Kadı Sicilleridir. Bu çalışmanın 18. yüzyıl Bursası hakkındaki literatüre katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
  • Item
    Karamanlı Türkçesinde ad durum ekleri
    (Uludağ Üniversitesi, 2012-07-31) Ekşi, Pelin
    Karamanlılar yoğun olarak Karaman, Konya, Kayseri ve civarında yaşamış Ortodoks Hristiyan Türklerdir. 1926’daki nüfus mübadelesinde Yunanistan’a göç ettirilmişlerdir. Karamanlı Türkleri zengin bir yazılı edebiyata sahiptirler. Bu eserler Türkçedir ve Yunan alfabesiyle yazılmıştır. Bu çalışmada Karamanlı Türkçesindeki ad durum ekleri tarihsel gelişimleri çerçevesinde ele alınacaktır.
  • Item
    Doğu Anadolu arkeolojisinde göçebelik ve yaylacılık kültürü (M.Ö. II. bin): Veriler ışığında yeni düşünceler
    (Uludağ Üniversitesi, 2012-01-12) Baysal, Adnan
    Anadolu ve dünya Arkeolojisinde Doğu Anadolu’nun arkeolojik ve kültürel açıdan yeri ve önemi kuşkusuz tartışılamaz ayrıcalık taşımaktadır. Özellikle bölgedeki 19. yy sonlarından günümüze dek yürütülen arkeolojik araştırmalar bu noktayı destekler durumdadır. 1950’lerden sonra Türk arkeologların yoğun olarak çalışmaya başladığı bölgede yapılan araştırmalar neredeyse Urartu kültürü üzerine odaklanmış durumdadır. Bu odaklanmadan dolayı da bölgenin prehistoryası, prehistorik sanatı, etnografyası, jeoarkeolojisi, etno-arkeolojisi, sosyo-arkeolojisine hemen hiç değinilmemiştir. Bölgede, aralıklarla yürütülen ve Kaya Sanatı üzerine odaklanan tek prehistorik çalışma hala sürekliliğini korumaktadır. Son yıllarda bölge üzerine yapılan yayınlar arasında gördüğümüz ‘Transhümanizm’, ‘Nomadizm’, ‘Göçebelik’ ‘Yayla Kültürleri’, ‘Yaylacılık’ ‘Pastoralism’ ve ‘Yarı Pastoralism’ benzeri terimler yoğun olarak göze çarpmaktadır. Bu kavramların yerli yerine oturması için bölgedeki arkeolojik kazı sonuçlarına ait verilerin kapsamlı olarak yeniden değerlendirilmesinin ne denli önemli olduğu açıkça ortadır. Bu çalışma, kapsamlı değerlendirmeyi hedeflemek yerine, söz konusu kavramların tanım örtüşmesi, bu örtüşmeye hangi arkeolojik materyal kültürün etki ettiği ve materyal kültürün bu kavramların kullanımını nasıl desteklediği üzerinde duracaktır.
  • Item
    Çağdaş Türk operaları içinde farklı bir tat “Alibaba Ve Kırk Haramiler Operası”
    (Uludağ Üniversitesi, 2012-07-31) Helvacı, Ayhan; Uludağ Üniversitesi/Güzel Sanatlar Fakültesi/Sahne Sanatları Bölümü.
    Opera şaşalı ve gösterişli olmasına karşın genellikle toplumumuzda insanların ön yargı ile baktığı bir sanat dalıdır. Bazı kişiler için opera izlemek dünyanın en sıkıcı işi olabilir. Bu düşünceleri kırmanın en kolay yolu müzik, dans, dekor ve konu olarak kendi geleneksel kültürümüzü içinde barındıran yapıtların artmasından geçmektedir. Bu hem Türk operasının gelişmesine yardımcı olacak hem de insanların önyargısını kırarak opera izleyicisinin artmasını sağlayacaktır. Çağdaş Türk Operaları içinde bu özelikleri barındırdığı görülen Alibaba ve Kırk Haramiler Operası makalenin ana metnini oluşturmaktadır. Makalede Alibaba ve Kırk Haramiler Operası ağırlıklı biçimde müzikal olarak incelenmiş, barındırmış olduğu diğer geleneksel öğelerde araştırılmış, elde edilen bulgular tartışılmış ve sonuçlandırılmıştır.
  • Item
    Operaların piyano eşliklerinin yorumlanması
    (Uludağ Üniversitesi, 2012-07-31) Artaç, Arman
    Bir opera şarkıcısının repertuarının önemli bir bölümünü opera aryaları ve düet, terzet1 , kuartet gibi birlikte söylenen parçalar oluşturur ve bu parçalara, opera türünün doğası gereği hemen hemen her zaman orkestra tarafından eşlik edilir. Bu eşliklerin orkestra tarafından yapılamadığı; ders, atölye çalışması, sınav, yarışma ya da resital gibi ortamlarda söz konusu eşlikler piyano ile yapılmaktadır. Bu makalede, söz konusu ortamlarda yapılan piyano eşliğinin, eğitim sürecindeki ya da profesyonel yaşamdaki bir opera sanatçısına orkestra atmosferini hissettirebilmesi için ortaya konulması gereken yorum konusunda öneriler, çalış teknikleri ve bilgilendirmelere değinilecektir.
  • Item
    16. yüzyıla ait bir tarım metni: Kitâbü’l–Felâhat
    (Uludağ Üniversitesi, 2012-07-31) Aytaç, Ayfer
    Kitâbü’l–Felâhat 12. yüzyılın sonlarında Endülüs’ün İşbîliye (Sevilla) şehrinde yaşamış olan Ebu Zekeriyyâ Yahyâ b. Muhammed b. Ahmed b. El– 'Avvâm El–İşbilî tarafından yazılmıştır. İbnü’l–'Avvâm’ın eseri, tarım konusunda Ortaçağ’da yazılmış en kapsamlı çalışmadır. Yazar tarım, bahçecilik ve hayvancılık konusundaki her türlü bilgiyi derlemiştir. Eser 1590 yılında Muhammed bin Mustafa tarafından Türkçeye tercüme edilmiştir. Osmanlı dönemi tarım konulu metinler açısından zengin değildir. Bu nedenle Kitâbü’l–Felâhat alanında Eski Anadolu Türkçesinin temel kaynağıdır. Bu çalışmada bu önemli yazma tanıtılacaktır.
  • Item
    Kuzeybatı Grubu Türk lehçelerinde zarf grubu
    (Uludağ Üniversitesi, 2012-07-31) Baydar, Arzu Sema Ertane
    Türkçede çeşitli kelime grupları her tür metinde farklı sıklıklarda kullanılmaktadır. Bu gruplardan biri de zarf grubudur Eldeki makalede öncelikle zarf grubunun yapısı ve hangi terimlerle karşılandığı Türkiye Türkçesi üzerine yapılmış çalışmalar esasında incelenmiş; daha sonra ise zarf grubunun Kuzeybatı Grubu Türk lehçelerindeki durumu ve hangi görevlerde kullanıldığı bu lehçelerle oluşturulmuş metinlerden tespit edilmiş örneklerden faydalanılarak dikkatlere sunulmuştur.
  • Item
    Musa Çelebi 1403’te “Sultan” oldu mu? Bizans ve Osmanlı kaynaklarına göre yeni bir değerlendirme
    (Uludağ Üniversitesi, 2012-02-12) Kılıç, Şahin; Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Tarih Bölümü.
    I. Bayezid’in ölümünden sonra Timur tarafından serbest bırakılan ve kardeşleriyle taht mücadelesine girişen şehzadelerinden biri olan Musa Çelebi’nin ilk yıllarındaki faaliyetlerine dair bilinenler çok azdır. Mevcut Osmanlı kaynaklarındaki rivayetler ise tartışmalıdır. Âşıkpaşazâde gibi bazı Osmanlı kronikleri onun 1403 gibi erken bir tarihte payitaht Bursa’yı ele geçirerek ağabeyi İsa’yı kovduğunu kaydetmişlerdir. Ancak bu dönem üzerine yapılan modern araştırmaların bazılarında bu rivayete güvenilmediği görülmekteyken bazılarında bu rivayet doğru kabul edilmiştir. Dolayısıyla dönemin tarih yazımı bakımından çözümlenmemiş bir mesele olarak duran bu konu makalemizde yeni kanıtlar ışığında tartışma konusu edilmiştir. Bu kanıtlardan biri anonim bir Bizans Kısa Kroniği ve Sırp Yıllıklarından bir kayıttır. Diğeri ise Âşıkpaşazâde’deki rivayetten bahsetmediği sanılan dönemin en güvenilir Osmanlı kroniği Neşrî Tarihi içindeki Ahmedî’ye atfedilen menâkıbnâmedir. Bizans ve Sırp kronik kayıtlarının yanı sıra Neşrî’nin yayımlanmış nüshaları arasında yapılan kıyaslama ile dönemin bütün kaynaklarında söz konusu rivayetin ortak olduğu kanıtlanmaya çalışılacaktır.