Ekolojik düşüncede feminizm – maskülizm diyalektiği
Files
Date
2014-08-25
Authors
Journal Title
Journal ISSN
Volume Title
Publisher
Uludağ Üniversitesi
Abstract
Aklın ötekileştiriciliğinin kaçınılmaz sonucu olan tahakküm, bugüne kadar hep mağdur olarak kabul edilen tarafın üzerindeki baskıyı dile getirmek maksadıyla tartışmaya açılmıştır. Ruh-beden düalizmi ekseninde salt bedene indirgenen doğa ve kadın üzerindeki tahakkümün mimarı olarak daima erkeğin adı anılmıştır. Kökleri ataerkilliğin doğuşuna kadar uzanan ve modern çağda feminizm adını alan kadın hareketi de iddiasını daha çok bu dayanak üzerinden sürdürmüştür. Fakat erkeklerin üzerindeki baskıyı dile getirmek amacıyla feminizme karşı argümanlarla tartışmaya dahil olan maskülizm, tabuların yıkılmasını zorunlu kılmıştır. Bu karşı çıkış, aynı zamanda, tahakkümün boyutlarının ne kadar derinlerde olduğunun ve bir cinsiyetinin olmadığının göstergesidir. Akıl kavrayışı ile egemenliğini ilan eden düşünce yapısı her türlü tahakkümü düalizmin ötekileştiriciliğinde meşrulaştırmıştır. İnsan en büyük kazanımlarını aklını kullanarak sağladığı gibi aslına yabancılaşmayı ve yeryüzündeki ahengi bozmayı da aynı akılla gerçekleştirmiştir. İnsanın doğaya yabancılaşması anlaşılmadan birbirine yabancılaşması tam manasıyla anlaşılamayacağı için sorunun kökeninin insan ilişkilerinden önce insanın doğayla ilişkisinde aranması gerekmektedir. Bu nedenle, feminizm ve maskülizm akımlarının doğmasına yol açan süreç ekoloji perspektifinde ele alınmalıdır. Hakim düalist yapının dışındaki dünyayı yeniden bulmak için dilin temeline inip onu buradan yok etmek gerekmektedir. Aksi durumda, bu akımların arzuları haksız bir talep olarak yorumlanacağı gibi kendi içlerinde de yanlış ya da eksik temellendirmelerden dolayı çelişkiler görülecektir. Feminizm ve maskülizm diyalektiğinde bütünsel bir anlayışın kazanılması, düalizmin sınırlandırıcılığından kurtularak cinsiyetlerarası uyumun öneminin anlaşılmasını sağlamanın yanı sıra doğanın dilinin hatırlanmasına da olanak tanıyacaktır.
Domination as an inavitable consequence of marginalisation of mind has been brought up to discussion to mention the pressure on certain party that is accepted as a victim, yet. Man is always mentioned as an inventor of domination on nature and woman that are degraded to just body in the axis of mind and body dualism. The womens's movement, its roots go up to the patriarchy and is called feminism in the modern age, maintains its claim on the same basis. But, masculism, that has joined the discussion with arguments against feminism to mention the pressure on men, obligates to break the taboos. At the same time, the challenge has shown how deep is the dimension of domination and the domination doesn't has a gender. The mentality, that declare dominance with the realisation of mind, has legitimated all kinds of dominations in marginalisation of dualism. Human provided the greatest gains by using the mind but also self-alienated and disrupted harmony of nature with the same mind. The depth of issue must be sought at the relationship between nature and human before the relationship between people because alienation of people to each other can not be understood without understanding alienation to the nature. For this reason, the course that created to birth of feminism and masculism must be put into the ecological perspective. To find the world out of dominant system it must be cleared off by going to the root of language. Otherwise, these movements wishes will be assessmented as an imposition also they have a lot of contradictions because of wrong or lesss reviews. Gained a holistic thought with dialect of feminism and masculism will enable us to remember the languege of nature besides will be understood the importance of harmony between the sexes getting rid of the classifier of dualism.
Domination as an inavitable consequence of marginalisation of mind has been brought up to discussion to mention the pressure on certain party that is accepted as a victim, yet. Man is always mentioned as an inventor of domination on nature and woman that are degraded to just body in the axis of mind and body dualism. The womens's movement, its roots go up to the patriarchy and is called feminism in the modern age, maintains its claim on the same basis. But, masculism, that has joined the discussion with arguments against feminism to mention the pressure on men, obligates to break the taboos. At the same time, the challenge has shown how deep is the dimension of domination and the domination doesn't has a gender. The mentality, that declare dominance with the realisation of mind, has legitimated all kinds of dominations in marginalisation of dualism. Human provided the greatest gains by using the mind but also self-alienated and disrupted harmony of nature with the same mind. The depth of issue must be sought at the relationship between nature and human before the relationship between people because alienation of people to each other can not be understood without understanding alienation to the nature. For this reason, the course that created to birth of feminism and masculism must be put into the ecological perspective. To find the world out of dominant system it must be cleared off by going to the root of language. Otherwise, these movements wishes will be assessmented as an imposition also they have a lot of contradictions because of wrong or lesss reviews. Gained a holistic thought with dialect of feminism and masculism will enable us to remember the languege of nature besides will be understood the importance of harmony between the sexes getting rid of the classifier of dualism.
Description
Keywords
Ekoloji, Düalizm, Erklik, Tahakküm, Toplumsal cinsiyet, Feminizm, Maskülizm, Holizm, Ecology, Dualism, Power, Dominance gender, Feminism, Masculism, Holism
Citation
Kef, E. (2014). Ekolojik düşüncede feminizm – maskülizm diyalektiği. Yayınlanmamış doktora tezi. Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.