Browsing by Author "Tayar, Mustafa"
Now showing 1 - 20 of 24
- Results Per Page
- Sort Options
Item Aflatoxin M-1 levels in cheese samples from some provinces of Turkey(Elsevier Sci, 2005-12) Yaroğlu, Tolga; Oruç, Hasan Huseyin; Tayar, Mustafa; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.; 0000-0002-5399-2395; AAH-2904-2021; AAI-2212-2021Aflatoxin M-1 (AFM(1)) levels were determined in 600 cheese samples (200 white, 200 kashar and 200 processed cheeses). The samples were collected from some provinces of Turkey and analysed between January 2001 and February 2002 in Bursa, Turkey. AFM(1) levels were determined by competitive enzyme-linked immunosorbent assay (ELISA) technique. The highest AFM(1) concentration was 800 ng/ka in kashar cheese. AFM(1) was detected in 30 (5 %) samples consisting of 10 white, 12 kashar and 8 processed cheese. Altogether, the AFM(1) levels in 6 of 600 (1 %) exceeded the legal limits of 250 ng/kg established by the Turkish Food Codex. (c) 2004 Elsevier Ltd. All rights reserved.Item Besi sığırlarında besleme ve urolithiasis olguları arasmdaki ilişkiler(Uludağ Üniversitesi, 1992) Mert, Nihat; Çetin, Meltem; Sönmez, Gürsel; Tayar, Mustafa; Mısırlıoğlu, Deniz; Oğan, Canan; Özbilgin, Selda; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.U. Ü. Veteriner Faküilesi Pilot Besi Ünitesinde konsantre yemle beslenen 15 adet erkek esmer ırkı besi sığırlannda, böbrek taşı oluşumlan gözlendi. 8 ay süre ile yapılan besi sonunda kesilen hayvanlarda makros kopik ve histopatolojik olarak böbrek ve sidik kesesi muayene edilirken, bu hayvanlarda idrann kimyasal bileşimi ve taşinan içerigi incelendi. içtikleri suyun detaylı olarak analizi yapıldı. Saptanan taş oluşumunun kış aylarında içeren besi süresinde konsantre yemden kaynaklandığı saptandı.Item Bir beslenme danışma merkezine başvuran kadın tüketicilerin etiket okuma alışkanlıkları ve beslenme durumları ilişkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023) Kılınç, Kübra Nur; Tayar, Mustafa; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü/Veteriner Fakültesi/Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı.; 0000-0003-4012-3040Bu çalışmada, yetişkin kadın tüketicilerin etiket okuma alışkanlıkları ve beslenme durumları arasındaki ilişkinin bulunması amaçlanmıştır. Kesitsel türde yapılan bu araştırmanın çalışma grubunu bir beslenme danışma merkezine başvuran 250 yetişkin kadın oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama yöntemi olarak 46 sorudan oluşan ve yaklaşık 30 dakika zaman alacak anket soruları kullanılmıştır. Boy uzunluğu sabit boy ölçer ile bel çevresi ölçüsü mezura ile vücut ağırlığı, Beden Kitle İndeksi (BKİ), vücut kas oranı, vücut yağ oranı ve vücut su oranı ölçümleri Tanita BC- 601 cihazı ile alınmıştır. Çalışmamıza katılan kadınların yaş ortalaması 34 yaş, vücut ağırlığı 68,74 kg, boy uzunluğu 162,86 cm, BKİ 25,95, bel çevresi 83,19 cm, yağ oranı %33,8 ve sıvı oranı %48 olarak bulunmuştur. Yetişkin kadın tüketicilerin, %59,6’sı kötü, %37,2’si orta, %2,8’i iyi ve %0,4’ü çok iyi beslenme bilgisine sahiptir. Ürün satın alırken etiket bilgisini her zaman okuyanların %57,1’inin kötü, %40,8’inin orta ve%2,1’inin temel beslenme bilgi düzeyi iyi düzeydedir. Çoğunlukla okuyanların, %60’ının kötü, %36,2’sinin orta, %2,85’inin iyi ve %0,95’inin temel beslenme bilgi düzeyi çok iyi düzeydedir. Ürün satın alırken etiket bilgisini bazen okuyanların %59,1’inin kötü; %37,5’inin orta ve %3,4’ünün temel beslenme bilgi düzeyi iyi düzeydedir. Ürün satın alırken etiket bilgisini okumayanların %75’inin kötü ve %25’inin temel beslenme bilgi düzeyi orta düzeydedir. Çalışmanın sonucuna göre; kadınların besin etiketi okuma alışkanlıkları ile temel beslenme bilgi düzeyi arasında anlamlı bir sonuç (p>0,05) bulunamamıştır.Item Bir beslenme danışmanlığı merkezine başvuran yetişkin bireylerin mikrobiyota farkındalığı ve bağırsak sağlığının değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-07-14) Makas, Sümeyye; Tayar, Mustafa; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü/Veteriner Fakültesi/Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı.; 0000-0001-7634-1627Bu çalışma bir beslenme danışmalığına başvuran yetişkin bireylerin mikrobiyota farkındalığı ve bağırsak sağlığının değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır. Çalışmaya %75’i kadın, %25’i erkek olmak üzere 100 kişi dahil edilmiştir. Çalışmada katılımcılara sosyo demografik bilgileri, antropometrik ölçümleri, beslenme alışkanlıkları, Mikrobiyota Farkındalık Ölçeği, fiziksel aktivite durumu, bağırsak sağlığı, probiyotik ve prebiyotik tüketim durumu ve besin tüketim kaydını içeren yedi bölümden oluşan bir anket uygulanmıştır. Besin tüketim kaydı bilgileri beslenme bilgi programı (BeBiS)’nda analiz edilmiş ve sonuçları diğer veriler ile birlikte Statistical Package for the Social Sciences (SPSS) programına aktarılmıştır. Sonuçlar yüzde, ortalama, standart sapma, ortanca, açıklık değerleri verilerek betimlenmiş, verilerin analizinde ki-kare, mann whitney u, kruskal wallis, spearman korelasyon analizi testleri kullanılmıştır. Mikrobiyota farkındalık ölçeği puanı ile katılımcıların vücut ağırlığı, bki, bel çevresi değerleri arasında zıt yönde anlamlı bir ilişki vardır (p<0,05). Mikrobiyota farkındalık ölçeği puanı ve cinsiyet, eğitim, probiyotik ve prebiyotik eğitimi alma durumuna göre anlamlı olarak farklılık gösterirken (p<0,05), medeni durum, meslek, gelir düzeyi, sigara tüketim, alkol tüketim, kolonik taşıma hızı durumuna göre anlamlı olarak farklılık göstermemektedir (p>0,05). Kolonik taşıma hızı, bki ve bel çevresi değerine göre anlamlı olarak farklılık göstermektedir (p<0,05). Kolonikt aşıma hızı ve katılımcıların hareket düzeyi arasında aynı yönlü anlamlı bir ilişki vardır (p<0,05). Kolonik taşıma hızı ve şalgam suyu, yulaf, enginar, kereviz, elma, çilekgil tüketim sıklığı arasında zıt yönlü anlamlı bir ilişki vardır (p<0,05). Kolonik taşıma hızı; lif ve su alımına göre anlamlı bir faklılık göstermemektedir (p>0,05).Bireylerin mikrobiyota farkındalığının yüksek olması sağlığın korunmasında ve geliştirilmesinde önemlidir ve bireylerin bilgilendirilmesi için konunun uzmanlarına önemli bir sorumluluk düşmektedir.Item Beyaz peynir üretiminde mezofilik homofermentatif streptekok kombinasyonunun starter kültür olarak kullanılması(Uludağ Üniversitesi, 1998) Yılmaz, Engin; Tayar, Mustafa; Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü/Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı.Bu çalışmada, pastörize sütten salamura beyaz peynir üretiminde uygun olgunlaşmayı geliştirebilmek ve bu amaçla dünyada yaygın olarak kullanılan Mezofılik Homofermentatif Streptekok Kombinasyonlarının starter kültür olarak kullanılması, Türk damak zevkine ve standarda uygun, kaliteli salamura beyaz peynir elde edilmesi araştırıldı. Bu amaçla Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Araştırma ve Uygulama Çiftliği'nden sağlanan süt, Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı Süt Ünitesi'nde beyaz peynir yapımında kullanıldı. Peyma Chr. Hansen firmasından sağlanan üç farklı Mezofılik Homofermentatif kültür kombinasyonu kullanıldı. Peynir örneklerine olgunlaşmanın 0., 1., 7., 15., 30., 45., 60. ve 90. günlerinde duyusal, fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik analizler yapıldı. Beyaz peynirlerdeki kimyasal analiz parametrelerinde rutubet oranının; 90 günlük olgunlaşma süresi sonunda I. Grupta % 56.95'e, II. Grupta % 57.64'e III. Grupta ise % 57.12'ye düştüğü, pH değerinin ; I. Grupta % 4.53'e, II. ve III. Grupta da 4.51'e düştüğü, asitliğin (SH); I. Grupta 42.66'ya, II. Grupta 42.22'ye, III. Grupta da 39.56'ya yükseldiği saptanmıştır. Kuru maddede tuz oranı artış göstererek I. Grup peynirlerde % 7.03 'e, II. Grupta % 7.20'ye III.Grupta ise % 7.85'e ulaşmıştır. Kuru maddede yağ oranlan azalma göstererek I. Grupta % 55.98'e, II. Grupta % 54.29'a III grupta ise % 60.63'e düşmüştür. Starter kültür kullanılarak yapılan peynir örneklerinin belirtilen günlerdeki mikrobiyolojik kontrollerinde E.coli, Koliform, Staph. aureus, Salmonella bakterilerine, Maya ve Küfe rastlanmadı. Peynir örneklerinin tamamı olgunlaşmadan sonra, incelenen tüm parametreler yönünden beyaz peynir standardına uygunluk göstermiştir. Sonuç olarak Mezofılik Homofermentatif Lactococcus lactis sub-sp. lactis, Lactococcus lactis sub-sp. cremoris ve Str. salivarius sub-sp. thermophilus'u içeren kültür kombinasyonu kimyasal, mikrobiyolojik yönden mevcut yasal düzenlemelere ve organoleptik nitelikleri yönünden Türk damak zevkine uygun bulunmuştur.Item Bursa et ve balık kurumunda kesilen koyun ve keçilerin hareketli aeromonaslar yönünden incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1994) Tayar, Mustafa; Çetin, Cengiz; Şen, Cem; Şen, Ayşin; Eyigör, Ayşegül; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Aeromonas cinsine ait hareketli aeromonas türleri (A. hydrophila, A. sobria ve A. caviae) çeşitli hayvan türlerinde enfeksiyonlar oluşturmakta, insanlarda ise sindirim sistemi ve ekstraintestinal sistem hastalıklarına neden olmaktadır. Bu çalışmada; Bursa E.B.K. Kombinasında kesilen 113 adet koyun ile keçiye ait karkas ve dışkı örneklerinden izole edilen hareketli aeromonas türleri, morfolojik, kültürel ve biyokimyasal özellikleri yönünden incelenerek identifiye edildi. İncelenen toplam 241 örneğin 21 'inden % 8.71) hareketli Aeromonas izole edildi. İzolasyon oranları karkas örneklerinde 13/113 % 11.50) rektal içerik örneklerinde 8/113 % 7.07) olarak saptandı. İzole edilen aeromonasların 14/21'i (% 66.66) A. hydrophila, 5/21'i % 23.80) A. sobria ve 2/21'i (% 9.52) A. caviae olarak identifiye edildi. Su örneklerinden (serbest klor miktarı 0.34 + 0.04 mg/lt) aeromonas izole edilemedi. Sonuç olarak, kesim sırasında koyun ve keçi karkaslarının dışkı ile kontamine olduğu ve bu karkasların insanlar için bir tehlike olabileceği kanaatine varıldı.Item Bursa ilinde tüketime sunulan hazır kıymaların kimyasal niteliklerinin kodekse uygunluk yönünden incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2005) Güven, Nesrin; Tayar, Mustafa; Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü/Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı.Bu çalışmada, Bursa ilinde tüketime sunulan hazır kıymaların kimyasal nitelikleri yönünden Türk Gıda Kodeksi ile Avrupa Birliği normlarına uygunluğunun saptanması böylece; tüketime sunulan hazır kıymaların niteliklerinin belirlenmesi, tüketicilerin aldatılmasının önlenmesi amaçlanmaktadır. Çalışma materyalini, Bursa ili merkezinde faaliyet gösteren kasap, market sakatatçı ve alışveriş merkezlerinden Ocak 2004 – Mart 2005 tarihleri arasında alınan farklı şekillerde sınıflandırılmış ve fiyatlandırılmış 50 adet hazır kıyma örneği oluşturdu. Örnekler soğuk zincir ile en kısa sürede Uludağ Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Gıda Analiz Laboratuvarına getirildi. Örnekler protein, bağ doku, toplam proteindeki bağ doku, hidroksiprolin oranı, rutubet, yağ ve kül miktarı yönünden incelendi. Kıymanın kimyasal analizlerinde % hidroksiprolin miktarı 0,015 - 1,269 arasında, ortalama 0,392; % protein miktarı 7- 29 arasında, ortalama 17,98; bağdoku % (m/m) miktarı 0,1065 - 9,0099 arasında, ortalama 2,7875; toplam proteindeki bağ doku oranı % (m/m) miktarı 0,46 -55,07 arasında, ortalama 16,48; % yağ miktarı 0,99 -31 arasında, ortalama 13,06; % rutubet miktarı 55 - 82 arasında, ortalama 67,72; % kül miktarı 0,09 - 1,28 arasında, ortalama 0,68 düzeylerinde saptanmıştır. Sonuç olarak, Bursa’da satışa sunulan hazır kıymaların kimyasal niteliklerinin kodekste belirlenen değerlere uymadığı, kıymaların tüketici hakları açısından haksız kazanç kapısı olduğu anlaşılmıştır. Elde edilen bulgular, uygulamaya konulan yasal düzenlemelerin tüketici haklarının korunması ve haksız rekabetin önlenmesi açısından önemini ortaya çıkarmıştır. Bu bakımdan et ve et ürünleri üretiminde etkin bir denetimin yararlı olacağı önerilmektedir.Item Bursa yöresinde tüketilen sütlerdeki kurşun (Pb) düzeylerinin saptanması(Uludağ Üniversitesi, 1993) Sayal, Ahmet; Aydın, Ahmet; Mert, Nihat; Tayar, Mustafa; Şen, Cem; Çetin, Meltem; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Biyokimya Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Besin Hijyeni ve Teknoloji Anabilim Dalı.Yüzyıllardan beri çeşitli amaçlar için yaygınca kullanılan kurşun (Pb), insan ve hayvanlarda toksik yatması nedeniyle biyolojik öneme sahiptir. Sunulan çalışmada trafikten uzak, yoğun trafik akışına sahip yol kenarlarında ve sanayi bölgelerinde bulunan 25 adet çiftlikte beslenen ineklerden alınan süt örnekleri incelendi. Numunelerde kurşun düzeyi Atomik Absorbsiyon Spektrofotometresi kullanılarak ölçüldü. Pb düzeyi kontrol grubu diye nitelendirilen trafikten uzak bölgedeki 5 numunede 0.0231 ppm iken, yoğun trafiğe sahip yol kenarlarındaki bölgede 10 numunede 0.0342 ppm ve sanayi bölgesindeki 10 numunede ise 0.0907 ppm olarak saptandı. Elde edilen sonuçlar, Bursa yöresinde gerek trafik yoğunluğu ve gerekse sanayi bölgelerinin tüketilen sütlerdeki Pb miktarını etkilemekte olduğu ve çevre kirliliği açısından olumsuz sinyaller verdiğini vurgulamaktadır.Item Clostridium perfringens contamination in retail meat and meat-based products in Bursa, Turkey(Mary Ann Liebert, 2018-04) Çetin, Ece; Ata, Zafer; Yırbar, Artun; Erköse, Evren; Tayar, Mustafa; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Gıda Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı.; JCE-6799-2023; AAH-2904-2021; 38762296900; 56394561200; 8607410400This study examined the incidence of Clostridium perfringens in raw, ready-to-cook (RTC), and ready-to-eat (RTE) meat and meat-based products (N=306) collected from restaurants, supermarkets, and butcher shops in Bursa, Turkey. In addition, we investigated the presence of the C. perfringens enterotoxin (CPE), as well as cpe genes and their source (chromosomal or plasmid borne). In this study, tryptose sulfite cycloserine (TSC) agar for classic culture isolation and API and real-time polymerase chain reaction (RT-PCR) techniques were used to identify C. perfringens and detect cpa and cpe genes from these products, respectively. Seventeen C. perfringens isolates (5.6%) were isolated and identified with API 20A. In addition, 42 of 81 suspicious isolates (51.9%) were identified as C. perfringens using RT-PCR. Of the 81 suspicious isolates tested by RT-PCR, 22 (27.2%) carried the cpe gene either on the plasmid or chromosome. Twenty-one isolates were positive for chromosomal cpe (C-cpe), and one was positive for plasmid-borne cpe (P-cpe). CPE was detected in 31.8% (7/22) of the cpe positive isolates by the PET-RPLA test. In conclusion, C. perfringens and their CPEs were present in raw, RTC, and RTE meat and meat-based foods in this study. It is emphasized that the presence of C. perfringens and the cpe gene in these foods may be a potential risk for human health.Item COVID-19 salgını sürecinde sağlık çalışanlarının beslenme alışkanlıkları değişimi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-02-22) Tuna, Betül; Tayar, Mustafa; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü/Veteriner Fakültesi/Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı.; 0000-0003-3950-230XBu çalışmada Koronavirüs Hastalığı 2019 (COVID-19) döneminde sağlık çalışanlarının beslenme alışkanlıklarında meydana gelen değişimlerin sorgulanması amaçlanmıştır. Kesitsel türde yapılan bu araştırmanın çalışma grubunu Mustafakemalpaşa Devlet Hastanesi’nde görev yapan 200 sağlık çalışanı oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak dört bölümden oluşan anket yöntemi kullanılmıştır. Boy uzunluğu sabit boy ölçer, bel çevresi mezura ve vücut ağırlığı, Beden Kitle İndeksi (BKİ), yağ oranı, sıvı oranı ölçümleri TanitaMC-780MA cihazı ile alınmıştır. Sağlık çalışanlarının %30’u COVID-19'a yakalandığını ve %78,6’sı hastalığı hafif atlattığını belirtmiştir. Salgın sürecinde katılımcıların %42’si vücut ağırlığının arttığını, %21,5’i azaldığını, %36,5’i değişmediğini belirtmiştir. COVID-19 nedeniyle normalden daha fazla el yıkama/ antiseptik kullandığını belirtenler %88,5, yurtiçi seyahatten kaçınanların oranı %52, evde normalden daha fazla temizlik/dezenfektan kullandığını belirtenler %50, gıdaları dezenfekte eden ve yiyecek stoklayanların oranı %40,5’tir. COVID-19 pandemisinin sağlık çalışanlarının beslenme alışkanlıklarını etkilediği, beslenme bilinci olarak sağlıklı beslenmeye yönlendirdiği fakat yoğun çalışma şartları, COVID-19’a güvensizlik hissi ve stres nedeni ile beslenmelerinin olumsuz yönde etkilendiği düşünülmektedir.Item The effect of lactic acid spray application on the microbiological quality of sheep carcasses(Medwell Online, 2010-03-15) Beyaz, Devrim; Tayar, Mustafa; Uludağ Üniversitesi/Veterinerlik Fakültesi/Gıda Hijyeni ve Teknolojisi Bölümü.; AAH-2904-2021; 8607410400This study was conducted to decontaminate sheep carcasses by spraying lactic acid solutions in two different concentrations (1 and 2%). The microbiological quality of carcasses and the effects of lactic acid spraying after slaughter and one day cold storage were determined. Commercial lactic acid solutions (1 and 2%) were sprayed to the sheep carcasses for 30 sec just before cold storage in a commercial slaughterhouse belonged to a private company located in Bursa. Sampling was carried out 30 min after spraying and after 24 h cold storage. A total of 400 samples were examined for Total Viable Count (TVC), the number of coliforms and Escherichia coli. A total of 1.57, 2.69 and 2.06 log cfu cm(-2) reductions in the numbers of TVC, the number of coliforms and E. coli were obtained when 1% lactic acid concentration was applied. The reduction rates for these microorganisms were 1.77, 2.98 and 2.23 log cfu cm(-2), respectively when 2% lactic acid was applied. Following a 24 h cold storage the TVC, the number of coliforms and E. coli numbers reduced 1.30, 2.16 and 1.59 log cfu cm(-2) in the 1% lactic acid treated samples when compared with untreated control samples. The reductions in the numbers of TVC, the number of coliforms and E. coli in 2% lactic acid treated samples after 24 h of cold storage were 1.67, 2.31 and 1.76 log cfu cm(-2), respectively. As a result, application of 2% lactic acid was more effective than 1% lactic acid application on the microorganisms investigated. It could be suggested that 2% lactic acid application with proper hygiene and handling procedures could provide safer meat/meat productItem Entansif besiye alınan merinos erkek kuzularda zorunlu hareketin besi performansına ve karkas özelliklerine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1993) Ak, İbrahim; Tuncel, Erdoğan; Koyuncu, Mehmet; Filya, İsmail; Tayar, Mustafa; Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Zootekni Bölümü.; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Gıda Teknolojisi Bölümü.Araştırma, entansif besiye alman kuzulan yürütmenin, kuzuların besi performansı, et ve karkas kalitesine etkisini belirlemek amacıyla düzenlenmiştir. Araştırma, her birinde 30 baş Merinos erkek kuzu bulunan 2 gruptaki toplam 60 baş kuzuyla yürütülmüştür. Araştırmada, deneme grubundaki kuzular her gün 6 km yürütülürken, kontrol grubundaki kuzular kapalı bir yerde barındırılmıştır. 56 günlük besi dönemi sonunda her gruptan 10 baş kuzu kesilerek kuzularda yağlanma, et ve karkas kalitesi belirlenmeye çalışılmıştır. Besi süresince kuzulara ad libitum düzeyde kesif yem verilmiştir. Araştırma sonucunda, entansif besiye alınan kuzulan yürütme, besi süresince kuzuların canlı ağırlık artışı, yem tüketimi ve yemden yararlanma oranlarına olumsuz bir etkisi gözlenmemiştir. Ayrıca, deneme grubundaki kuzulardan daha az yağlı bir karkas elde edilirken, araştırmada but ağırlığı hariç diğer karkas özellikleri bakımından gruplar arasında önemli bir fark gözlenmemiştir. Yürütmenin, kuzularda vücut yağının belli bölgelerde birikimini azalttığı, buna karşın göz kasında yağlanma oranını önemli düzeyde artırdığı belirlenmiştir (P < 0.01 ).Item Et ve fermente et ürünlerinden izole edilen Lactobacillus sake ve Lactobacillus curvatus suşlarının moleküler ve biyokimyasal identifikasyonu ve bazı teknolojik özelliklerinin belirlenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2008) Güleren, Aykut; Tayar, Mustafa; Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü/Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı.Bu çalışmayla, ülkemizde çiğ etlerdeki ve geleneksel yöntemlerle üretilen fermente et ürünlerindeki laktik asit bakterilerinin izolasyonu ile moleküler ve biyokimyasal tekniklerle identifikasyonu sağlayarak mikrorganizmaların karakterize edilmesi amaçlanmıştır. Türkiye`nin çeşitli illerinden (Adapazarı, Afyon, Ankara, Balıkesir, Bursa, Çankırı, Diyarbakır, Edirne, Eskişehir, İstanbul, İzmir, Kayseri, Kocaeli, Kütahya, Manisa, Mardin, Mersin, Muğla, Şırnak, Tekirdağ ve Yalova) temin edilen sucuk, pastırma ve çiğ et numunelerinden izole edilen 234 adet izolata Mini API’de tür tayini analizi uygulandı. İzolatların 174 adedi daha sonra moleküler Real Time PCR ile türe spesifik primerler kullanılarak olarak test edildi. Lactobacillus brevis (74 izolat) en yaygın tür olarak identifiye edilirken, Lactobacillus plantarum (46 izolat) ve Lactobacillus pentosus (8 izolat) diğer laktobasil türleri olarak tanımlandı. Laktobasillerle birlikte Pediococcus pentosaceus (9 izolat), ve Pediococcus acidilactici (2 izolat) her iki teknikle de (API and PCR) tanımlanan izolatlar olduItem Gebe kadınların beslenme bilgileri, beslenme alışkanlıkları ve yeni doğan üzerine etkileri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-02-15) Akaç, Emine İlknur; Tayar, Mustafa; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü/Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı.; 0000-0002-6682-6900Bu çalışmada, gebelerin gebelik süresi boyunca besin tüketim şekillerini anket formu ile izleyerek beslenme bilgilerini ve beslenme alışkanlıklarını tespit edip bu beslenme düzenin yeni doğanlar üzerinde etkisini gözlemlemek amaçlandı. Bu çalışma Ocak-Haziran 2020 tarihleri arasında Bursa ili Osmangazi ilçesine bağlı Tuna Sağlık Ocağına kayıtlı çalışmaya gönüllü katılan 100 gebe ve bebekleri üzerinde yapıldı. Veriler, anket formu ile toplandı. Anket formu gebe kadınların genel bilgileri, genel sağlık durumları, beslenme bilgileri, beslenme alışkanlıkları hakkında bölümlerden oluşmaktadır. Kadınlarda antopometrik ölçüm olarak, boy uzunluğu ve vücut ağırlığı ölçümleri alınmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde SPSS programı kullanılmıştır. Sorularla ilgili mutlak ve % değerlerini gösteren çizelgler hazırlanmış ve gerekli aritmetik ortalama değerleri alınmıştır. Kadınların %70’inin ev hanımı, %35’inin ortaokul mezunu olduğu, ilk evlilik yaşlarının 22,82 ±3,86 ve ilk gebelik yaşlarının ise 24,08±4,45 olduğu tespit edilmiştir. Bunun yanı sıra gebelik öncesi BKI 25,23±4,43, gebelik sırasındaki BKI 28,7±4,46, öğün atlama durumları incelendiğinde %76’sının öğün atladığı ve atlanan en sık öğünün %16 ile öğle öğünü olduğu belirlenmiştir. Yapılan bu araştırmada gebelik dönemi beslenme bilgi düzeyinin yeterli olmadığı görülmüştür. Gebe kadınlar gebelik beslenmesi konusunda düzenli aralıklarla bilgili diyetisyen ve sağlık personelleri tarafından takip edilip, bilgilendirilmelidir.Item Kalsiyum klorür ilavesi ve ısıl işlemin beyaz peynir randırnamı üzerine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1992) Şen, Cem; Tayar, Mustafa; Berker, Aşkın; Ergüzel, Ece; Başeğmez, Zehra; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Süt proteinlerinin stabilitesi, siite uygulanan ısıl işlemler ve kal siyum kollsalltrasyonu gibi süte ait fiziksel ve kimyasal niteliklerle ilgilidir. Bu çalışmada, iğ ve fa klı derecelerde (65°C/10 dk., 7;/CJ40 sn., BSOC/15 sn.) pastörize edilerek işlenen sütlere farklı düzeylerde (% 0.01, 0.02, 0.03 ve 0.1) kalsiyum klonır ilave ederek peynire işlemenin taze beyaz peynirin bazı nilelikleri üzerine etkileri inc lenmi tir. Sonuç olarak; en yüksek peynir randımam 8SOC'de 15 saniye pas törize edilmiş ve % 0.03 oranmda kalsiyum klorür ilave edilerek işlem örneklerden elde edilmiştir.Item Koyun karkaslarının mikrobiyal kalitesi üzerine laktik asit sprey uygulamasının etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2007) Beyaz, Devrim; Tayar, Mustafa; Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü/Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı.Bu çalışma, koyun karkaslarının dekontaminasyonu amacı ile iki farklı yoğunlukta hazırlanan laktik asit solüsyonunun sprey şeklinde uygulanmasının karkasların mikrobiyal kalitesi üzerine etkisinin incelenmesi ve bir günlük soğuk muhafaza sonrasında bu uygulamanın etkinliğinin saptanması amacı ile yapıldı. Bu amaçla, Bursa’da faaliyet gösteren özel sektöre ait 1. sınıf bir mezbahaya 2006 Mart-Haziran ayları arasında gidilerek kesimi takiben koyun karkaslarına soğuk depoya girmeden önce % 1 ve % 2’lik yoğunluklarda hazırlanan ticari laktik asit solüsyonu 30 saniye süre ile sprey şeklinde uygulandı. Uygulamanın ardından 30 dakika ve soğuk depoda 24 saat bekletildikten sonra karkaslardan alınan toplam 400 adet örnek mikrobiyolojik olarak aerobik mezofilik genel canlı, koliform bakteriler ve Escherichia coli (E.coli) sayısı yönünden incelendi. Çalışmada, % 1’lik yoğunluktaki laktik asit uygulamasının kontrol grubu örneklere oranla incelenen mikroorganizma sayılarında önemli (p<0.001) düzeyde azalma oluşturduğu, soğuk depoda bekletmenin ise aerobik mezofilik genel canlı sayısında önemli (p<0.005) düzeyde artış sağladığı tespit edildi. % 2’lik yoğunluktaki laktik asit uygulaması sonrasında, örneklerin 5.03 log kob/cm2 düzeyinde olan aerobik mezofilik genel canlı sayısının 3.26 log kob/cm2 seviyesine (% 35.18), 2.98 log kob/cm2 düzeyinde olan koliform bakterilerin ve 2.23 log kob/cm2 düzeyinde olan E. coli sayısının da saptama sınırının altına düştüğü (% 100) belirlendi (p<0.001). Bununla birlikte, soğuk depolama sonrasındaki örneklerde tüm mikroorganizmalar açısından belirlenen artışın istatistiki olarak önemli olmadığı (p>0.05) saptandı. Sonuç olarak, % 2’lik yoğunlukta uygulanan laktik asit spreyinin % 1’lik yoğunluğa oranla incelenen mikroorganizmalar açısından daha etkili bir azalma sağladığı, bu azalmanın özellikle koliform bakteriler ve E. coli sayısı üzerinde daha fazla şekillendiği ancak soğuk depolama sonrasında rekontaminasyona bağlı olarak etkinliğinin azaldığı belirlendi. Bu nedenle, asgari teknik ve hijyenik düzenlemelerin yapıldığı mezbahalarda, karkaslara dekontaminasyon amacı ile % 2’lik laktik asit uygulanması, halk sağlığı açısından kaliteli ve güvenli et-et ürünleri elde edilebilmesinde koruyucu bir önlem olacaktır.Item Liver lead levels of slaughtered cattle in Bursa(Uludağ Üniversitesi, 1993) Sayal, Ahmet; Aydın, Ahmet; Tayar, Mustafa; Mert, Nihat; Çetin, Meltem; Şen, Cem; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Biyokimya Anabilim Dalı.Bursa is a city of over two million with enormous environmental pollution problems. Lead, has an important role in environmental pollution, reaches to man with animal originated foods in ecosystems. In the presented research, cattle liver samples were obtained from the animals which had highway feeding. Five liver samples from Çalı, fıve from Akçalar and ten samples from Bursa Meat and Fish Foundation (EBK) slaughterhouses were provided All of the samples were ashed by nitric acid perchloric acid (4:2 v/v) and lead levels were measured by Atomic Absorption Spectrophotometer with graphite furnace. The estimated liver lead levels in Çalı, Akçalar and E.B.K samples were 0.397 mg/kg, 0.270 mg/kg and 0.248 mg/kg, respectively. Comparing to these values with other published data, it was observed that all samples had high lead levels. As conclusion, Bursa and surrounding are getting more polluted. These results were prompted us to carry out further investigation.Item Mihalıç peynirlerinde bazı kimyasal niteliklerin staphylococcus aureus ve koliform bakteri bulunuşu üzerine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1993) Tayar, Mustafa; Şen, M.K. Cem; Eyigör, Ayşegül; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Bu araştırma, Bursa ve yöresinde olgunlaştırılmış olarak tüketime sunulan Mihalıç peynirlerinin kalitesini ve halk sağlığı yönünden önemini belirlemek amacıyla yapıldı. Araştırma materyali olarak, Bursa yöresinden toplanan 50 adet mihalıç peyniri örneği kullanıldı. Bu numuneler mikrobiyolojik (Aerob genel canlı, koliform bakteri, Staphylococcus aureus) ve kimyasal (rutubet, asidite, tuz, pH) açılardan değerlendirmeye alındı. Mikrobiyolojik yönden ortalama aerob genel canlı bakteri 6.6x101 kob/gr., Staphylococcus aureus 5.9x103 kob/gr. ve koliform bakteri 7.9x10 3 kob/gr. olarak saptandı. Kimyasal analizler sonucunda numunelerin ortalama kurumadde oranı % 62.14, tuz miktarı % 8.59, asidite 1.406 % LA ve pH değeri ise 5.3 olarak belirlendi. Sonuç olarak; olgunlaştırıldıktan sonra tüketime sunulan peynirlerde halk sağlığı yönünden önemi olan mikroorganizmalardan koliform bakterilere numunelerin % 78'inde, Staphylococcus aureus'a ise % 24'ünde rastlanmıştır.Item Mudanya’da yaşayan yetişkinlerin beslenme alışkanlıkları, Akdeniz diyet skoru ve antropometrik ölçümler arasındaki ilişki(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-07-14) Ciğerli, Gönül Tuba Tarıkahya; Tayar, Mustafa; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü/Veteriner Fakültesi/Besin Hijyeni ve Teknolojisi Anabilim Dalı.; 0009-0005-2418-6764Bu çalışma Mudanya Belediyesi Diyetisyen Polikliniğine başvuran bireylerin beslenme alışkanlıkları, Akdeniz Diyeti Skoru ve Antropometrik Ölçümler Arasındaki değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır. Çalışmaya 151 yetişkin birey katılmıştır. Sonuçlar, KIDMED ve Akdeniz diyeti uyum ölçeğinden elde edilen puanlara ilişkin veriler, normal dağılım varsayımlarını sağlamadığı için ikiden çok grubun karşılaştırıldığı durumlarda Kruskal Wallis testi, iki grubun karşılaştırıldığı durumlarda ise Mann-Whitney U testi ile değerlendirilmiştir. KIDMED indeksi puanı ve Akdeniz diyeti uyum ölçeği puanlarının antropometrik ölçümler ile ilişkisini değerlendirmek için Spearman Korelasyon analizi kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlar p<0,05 anlamlı olacak şekilde yorumlanmıştır. Verilerin analizinde IBMSPSS Statistics 20 programı kullanılmıştır. KIDMED indeksi puanının ve Akdeniz diyeti uyum ölçeği istatistiksel olarak değerlendirildiğinde, medeni durum açısından, evli olanlar ve olmayanlar arasında anlamlı bir farklılık göstermemektedir (p>0,05). Eğitim durumuna göre lise ve öncesi eğitim seviyesinde olan katılımcılar ile önlisans ve üstü eğitime sahip katılımcılar arasında hem KIDMED indeksi puanı, hem de Akdeniz diyeti uyum ölçeği puanı açısından anlamlı bir farklılık göstermemektedir (p>0,05). KIDMED indeksi puanının kronik sağlık sorunu olan ve olmayanlar arasında farklılık gösterdiği belirlenirken, kronik sağlık sorunu olan katılımcıların bu indekse ait puanlarının daha yüksek olduğu belirlenmiştir (p<0,001). Akdeniz diyeti uyum ölçeği puanı açısından bu gruplar arasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır(p>0,05). Yeterli ve dengeli beslenen ve beslenmeyen katılımcılar arasında yapılan karşılaştırma sonucuna göre KIDMED indeksi puanı ve Akdeniz diyeti uyum ölçeği puanı açısından istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olduğu belirlenmiştir (p<0,05).Yeterli ve dengeli beslenen katılımcılar için her iki ölçekten elde edilen puanlar bu şekilde beslenmeyenlere göre daha yüksek bulunmuştur. Bireylerin akdeniz diyetine uyum farkındalığı arttıkça sağlığa olumlu yönde potansiyel etkiye sahip olduğu görülmektedir. Akdeniz diyetinin uygulanabilirliği ve farkındalığı için uzmanlardan destek alınması gerektiği öngörülmektedir.Item Sığır karkaslarının derecelendirilmesi ve et veriminin saptanması üzerinde araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1993) Albay, Ramazan; Tayar, Mustafa; Şen, M.K. Cem; Yıldız, Bahri; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Hızla artan dünya nüfusuna karşılık, hayvansal protein üretiminde kullanılan kaynaklar giderek azalmaktadır. Bu nedenle, sığır eti üreticilerinin karşı karşıya bulunduğu en önemli sorun ucuz ve kaliteli sığır eli üretimidir. Ülkemizde son yıllarda kaliteli ve az yağlı ete olan talep artmıştır. Gerek Amerika ve gerekse Avrupa Topluluğu ülkelerinde sığır karkaslarından elde edilen etin kaliteye göre sınıflandırılmasında kullanılan metodlar, Türkiye'nin taleplerini karşılayacak nitelikte değildir. Araştırmada U.Ü. Veteriner Fakültesi besi ünitesinde besiye alınan 125 adet Karacabey esmeri besi danasına ait veriler değerlendirildi. Besi danalarında sıcak karkasın 307.35 kg, kemik ağırlığının 56.20 kg, parça etlerden kıyma, kuşbaşı, rosto ve pirzolanın ise sırasıyla % 42.94, 16.96, 3.04 ve 3.10 olduğu belirlendi.