1990 Cilt 17 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/22047
Browse
Browsing by BUU Author "Cengiz, Mete"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Item Çocuklarda görülen gastrointestinal sistem yabancı cisimleri(Uludağ Üniversitesi, 1990) Ildırım, İbrahim; Özdemir, Ayhan; Çil, Ergün; Cengiz, Mete; Dönmez, Osman; Özkan, Hayati; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/ Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı.Oyun çocukluğu döneminde Gastrointestinal sistemde (GİS) yabancı cisimler genellikle oyuncak parçalan ve madeni paralardır. Büyük olanlar özofagusun darlıklarında takılırken diğerleri cinsine göre daha aşağılara inerken kendiliğinden çıkabilmektedir. Ağustos 1988 ile Temmuz 1989 arasında kliniğimize yabancı cisim yutma anamnezi ile gelen 14 olgu incelendi. Yaşlan 2 ay ile 10 yaş arasında, ortalama 4.0 + 3.2 yaş idi. Olguların % 86'sı hemen, yabancı cisim yutma şikayeti ile başvurdu. 13 olguda yabancı cisim üst GİS te 1 olguda ise barsaklardaydı. Yabancı cisimlerin % 57'si madeni para idi. 13 olguda yabancı cisim özofagoskopi ile çıkarıldı. Bir olguda ise kendiliğinden gaita ile çıktı. Hiçbirinde komplikasyon gelişmedi.Item Çocuklarda görülen yabancı cisim aspirasyonları(Uludağ Üniversitesi, 1990) Ildırım, İbrahim; Özdemir, Ayhan; Çil, Ergün; Cengiz, Mete; Dönmez, Osman; Özkan, Hayati; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/ Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı.Çocukluk çağında yabancı cisimler sıklıkla akciğer hastalıkları ile konuşabilir. Uzun süren solunum yolu problemleri olan medikal tedaviye yanıt vermeyen hastalarda yabancı cisim aspirasyonu düşünülmelidir. Haziran 1988 ile Ağustos 1989 tarihleri arasında kliniğimizde yatan ve yabancı cisim çıkarılan 50 olgu incelendi. Olgularımızın % 74'ü erkek ve ortalama yaşlan 28 ay idi. En sık rastlanan geliş şikayetleri sırasıyla öksürük, nefes darlığı, morarma, hırıltılı solunum ve ateş idi. Olgulanmızın % 42'sinde yabancı cisim anamnezi mevcutken, % 40 ında şüpheli, % 18'inde ise hiç yabancı cisim anamnezi yoktu. Olguların % 36'sında daha önce çeşitli tedaviler uygulandığı saptandı. Yabancı cisimlerin % 64'ünü çeşitli çerezler, % 12'sini de çeşitli bitki parçalan oluşturuyordu. % 90 olguda bronkoskopi, % 6 torakotomi uygulanırken, % 4 olguda ise yabancı cisim kendiliğinden çıktı.Item Mitral pozisyonda bloprotez uygulaması ve erken sonuçları(Uludağ Üniversitesi, 1990) Özkan, Hayati; Şenkaya, Işık; Özdemir, Okan; Cengiz, Mete; Özdemir, İ. Ayhan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı.Son iki yıl içinde mitral kapak hastalığı bulunan 60 olguya Carpentier-Edwards tipi mitral biyoprotez replasmanı yapıldı. Olguların kadın erkek oranı 45/15 ve yaş ortalaması 30.6 yıl olarak saptandı. Kırkbir olguda mitral stenozu, on olguda mitral yetmezliği, dokuz olguda ise mitral stenozu ile birlikte mitral yetmezligi ardı. Kılpak lezyonlar tüm olgularda romatizmal kardit sonucu oluşmuştu. Onüç olguda sol atrial trombüs vardı. Olguların beşi daha önce kapalı mitral komissürotomi ameliyatı geçirmişti. Ameliyat öncesinde ortalama pulmoner arter basıncı (MPAP) 43 mm Hg, pulmoner arter wedge basıncı (PAUP) 27 mm Hg ve kardiak indeks (Cl) 2.6 Lidakim2 olarak saptandı. Ameliyat sonrasında bu değerler MPAP 30 mm Hg, PAUP 15 mm Hg ve CI 3.1 L/dak/m2 olarak belirlendi. Ameliyatta olgu kaybedilmedi. Ameliyat sonrası ilk ayda üç olgu miyokard yetersizliği nedeniyle kaybedildi. Olgular ortalama 10 ay ( 4-25 ay) süreyle izlendiler. Bir olguda sol hemiparezi, diğer bir olguda antikoagülan kullanımına bağlı subdural hematom oluştu.Item Penetran kalp yaralanmalarının tanı ve tedavisi(Uludağ Üniversitesi, 1990) Özkan, Hayati; Şenkaya, Işık; Özdemir, Okan; Cengiz, Mete; Özdemir, İ. Ayhan; Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Göğüs Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı.Son on yıl içinde kalp yaralanması nedeniyle tedavi edilen 48 olgu arda dönük olarak incelendi. Olguların 45'i erkek, üçü kadındı. Yaralanma 34 olguda delici-kesici aletle, 9 olguda ateşli silahla, 5 olguda künt travmayla oluşmuştu. Kırk sekiz olguda 55 kalp yaralanması vardı. Olguların 25'inde sağ ventrikül, 14'ünde sol ventrikül yaralanmıştı. Olguların dördünde yaralanmaya bağlı intrakardiak şant vardı. İki olguda VSD, bir olguda aorttan sağ ventriküler şant, bir olguda sol.vetfkülden pulmoner artere şant saptandı. Tüm intrakardiak şantlar açık kalp tekniği ile başarılı olarak tedavi edildiler. Kalp yaralanması tanısını destekleyen en önemli bulgu yaralanmanın yeri yanı sıra santral venöz basıncın yüksek olması, paradoks nabız ve hipotansiyon saptanması oldu. Değişik derecede şok ve kalp tamponadı tablosu ile hastaneye başvuran 33 olguda kalp yaralanması belirgin ve olgular hızla ameliyathaneye götürülerek torakotomi yapıldı. Bu olgulardan 8'i kaybedildi. Stabil nornatiransif veya hafif hipotansif durumda olan onbeş olguya ameliyat öncesinde tam klinik muayene ve laboratuvar incelemesi yapıldı. Bu gruptaki olguların hepsi yaşatıldı. Ateşli silah yaralanması ve künt travma geçiren olgularda mortalite, kesici-delici alet yaralanmalarına göre çok yüksek bulundu: İki olgu kontrol edilemeyen kanama ve irreversibl şok nedeniyle ameliyatta, bir olgu miyokard kontüzyonu, bir olgu ise irreversibl beyin ölümü nedeniyle ameliyat sonrası dönemde kaybedildiler. Diğer dört olgunun kaybedilmesinin nedeni karaciğer, beyin ve özofagus gibi diğer organ yaralanmalarıydı.