2018 Cilt 27 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/16124
Browse
Browsing by Issue Date
Now showing 1 - 9 of 9
- Results Per Page
- Sort Options
Item Güncel fıkhî konular, Ali Kaya Bursa: Emin Yayıncılık 2017, 414 sayfa.(Uludağ Üniversitesi, 2018) Kasapoğlu, Saliha; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.Bireyin ve toplumun amelî yükümlülüklerini konu edinmiş olan fıkıh ilminden, kişinin bu alanla ilgili tüm görevlerine ışık tutması beklenir. ‘Fıkhî hükümlerin hayatla buluşturulması’ görevi Hz. Peygamber’in ahirete irtihâli ile fakihlere intikal etmiştir. Gelişen ve çeşitlenen hayat karşısında fıkhın bu gelişim ve değişime ayak uydurabilmesi için, yeni karşılaşılan olaylarla ilgili ilk sistemli tepkiler, kurucu mezhep imamlarından gelmiş ve bu durum zamanla bir disiplin halini almıştır. Mezheplerin tedvin edilerek teşekkül ettiği bu dönemin ilmî çalışmaları, sonraki dönemlerden ayrı tutulmuş, sonraki dönemlerde karşılaşılan meselelere nevâzil denmiştir. Modern dönemde yeni fıkhî problemleri ifade eden nevâzil bahsi, günümüzde tabii olarak fıkıh âlimlerinin kalemini meşgul etmeye devam etmektedir. Ali Kaya 1 tarafından kaleme alınan söz konusu eser, Emin Yayınları tarafından 2017 tarihinde 2. baskı olarak bahsedilen konuya bir hizmet olarak okuyucunun teveccühüne sunulmuştur.Item Halk dindarlığı’nın gündelik hayattaki görünümü ile ilgili sosyolojik çözümleme(Uludağ Üniversitesi, 2018) Güleç, Melda Medine; Bilgin, Vejdi; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.Halk dindarlığının ele alındığı çalışmada, örnek olarak sosyolojik çalışmalar bakımından bakir olan Giresun’un Espiye ilçesi seçilmiştir. Araştırma Espiye İlçe merkezi ve köyleri ile sınırlıdır. Araştırmada doğrudan gözlem ve derinlemesine mülakat yöntemlerinden yararlanılmıştır. Toplanan veriler birbirinden haberli ya da habersiz kişilere doğrulattırılmış, karşılaştırma ve farklılıkları tespit konusunda da farklı kişilere sormak suretiyle doğru ve güvenilir bilgi edinilmeye çalışılmıştır. Bununla birlikte kişiler arasında yaş, cinsiyet, sosyal sınıf gibi ayrım düşünülmemiş, elde edilen bulgular öznel değerlerden bağımsız olarak çözümlenmiştir. Araştırmada sonuç olarak: Din ve toplum arasında karşılıklı bir etkileşimin olduğu, bilim ve teknolojideki hızlı gelişime rağmen halk dindarlığının toplumdaki işlevleri nedeniyle varlığını sürdürdüğü; araştırmanın yapıldığı bölgede Orta Asya’dan gelen halk dindarlığının etkilerinin sürdüğü; bilgisine ulaşılmıştır.Item Notes on the concept of warner (khāṭir) in Basrian muʿtazilite theology(Uludağ Üniversitesi, 2018) Koloğlu, Orhan Şener; Uludağ Üniversitesi/İlâhiyat Fakültesi.In Basrian Muʿtazila, the concept of warner (khāṭir) is principally considered as an element that imposes obligation on man. Warner instils fear within the obliged believer and prompts him to contemplate about the existence of God. Basrian Muʿtazila brings along two essential approaches on the content of warner: According to first approach, led by Abū ʿAlī al-Jubbāʾī, warner is a kind of conviction (iʿtiqād) or assumption (ẓann). As for second approach, defended by Abū Hāshim al-Jubbāʾī, warner is speech (kalām). Besides, the Muʿtazilites discuss the prerequisites to enable goodness (ḥusn) of warner. Accordingly, warner should comprise fear so as to make one abandon reflection (naẓar), it should express why reflection is obligatory (wājib), include the imperativeness of other obligatory issues because of reflection, and express such imperative knowledge within a certain order. Besides, Muʿtazilites argue whether a contrary warner, in other words, a warner which abolishes the obligation of reflection that takes one to knowing of God (maʿrifat Allāh), is possible. Some views put forth theoretical possibility of such warner, even though it is widely considered impossible in practice.Item Fârâbî’nin “el-fusûlu’l-hamse” adlı eseri: tahlil ve çeviri(Uludağ Üniversitesi, 2018) Aydınlı, Yaşar; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.Fârâbî’nin “el-Fusûlu’l-Hamse” adlı çalışması, mantık öğrenimine başlamak için gerekli olan temel bilgileri içermektedir. Beş bölümden oluşan risale, genel ve teknik kullanımları çerçevesinde lafızlar konusunu kısaca ele alan bölümle başlamaktadır. İkinci bölümde, bir kıyasa dayalı olmaksızın bilinen ve düşünmenin çeşitli formlarını mümkün kılan temel önermeler ele alınmaktadır. Üçüncü bölümde, “özsel-ilineksel”, dördüncü bölümde ise “önce-sonra” kavramları üzerinde durulmaktadır. Son bölümün konusu ise, müfret-mürekkep ayrımı çerçevesinde, delalet eden lafızlardır. İbn Bacc’nin de belirttiği üzere, bu çalışmada değinilen konular ve işaret edilen problemler mantığın hemen hemen bütün konularını doğrudan veya dolaylı olarak içermektedir. Dolayısıyla mantık sanatını öğrenmek isteyen öğrenciye, bu sanatın öğrenimine başlamak için gerekli zihinsel alt yapıyı sunmaktadır. Çalışmamızın ilk kısmında, Farabi’nin diğer eserleri yanında İbn Bacce’nin taliklerine de yer vererek, risalenin muhteva analizi yapılacak, ikinci kısmında ise çevirisi verilecektirItem Çağdaş Katar şiirinde mirasın işlenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2018) Omara, Eslam Maher; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.Bu makalenin konusu Üç körfez şairi tarafından kaleme alınan şiir metinlerinde dini, edebi ve beşeri miras fenomeninin nasıl ele alındığıdır. Bu üç şairden ikisi Katarlı Ahmet el-Câbir ve Abdurrahman el-Muâvide’dir. Bu iki şairin çağdaşı Birleşik Arap Emirlikleri’nden Hammad Bin Halife Ebu Şihâb da Körfez şairlerinin temsilcisi olarak kabul edildiğinden konunun etraflıca anlaşılması için o da araştırmanın kapsamına dahil edilmiştir. Makelemiz, körfez şiirinin Arap şiir dünyasındaki konumuna mercek tutmaktadır. Bunu da edebiyattaki etkilenme ve etkileme diyalektiğine uygun olarak şiirsel etkileşimden doğan izdüşümleri takip ederek yapmaktadır. Bununla birlikte körfez şiiri genel olarak irdelenip tenkit edilmiştir. Araştırma ayrıca, Körfez'in şiirine ait metnin estetik taraflarını keşfetmeye ve bu şiirin tecrübe alanındaki estetik zevkini ortaya koymaya çalışmakta ve şiir metinlerinin söz konusu mirastan aldığı ilhamın boyutunu gözler önüne sermeyi amaçlamaktadır. Araştırma, elde edilen sonuçları, dil ve belağat eksenli bir yöntem çerçevesinde gözlem, tümevarım ve analize dayanarak analitik ve dengeli bir yaklaşımla sunmaktadır.Item Jean Meslier düşüncesinde ateizmin temel dayanakları ve eleştirisi(Uludağ Üniversitesi, 2018) Şener, HabibTanrı inancına tepki olarak ortaya çıkmış olan ateizm, düşünce tarihindeki en önemli problemlerden birisidir. Ateist düşünceyi savunan Jean Meslier, 1664- 1729 yılları arasında yaşamış Fransız rahip ve filozoftur. 1689 yılında papazlık yapmaya başlayan Meslier, yaşadığı bazı sorunlardan dolayı sonradan ateist olmuştur. Başta Hıristiyanlık olmak üzere ilahî dinleri hedef alıp ateist iddialarını ortaya koymaya çalışmıştır. Onun ölümünden sonra yayımlanan ve Türkçe’ye Sağduyu adı ile çevrilmiş olan tek bir kitabı vardır. Bu çalışmada Meslier’in ateizme dayanak olarak ortaya koyduğu madde ve kötülük problemi hakkındaki görüşleri ele alınıp değerlendirilecektir.Item İnternet kullanımı ve ergenlerin dini gelişimleri üzerine bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 2018) Gürses, İbrahim; İrk, Esra; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.Çocuk ve ergenlerin aktif kullanıcısı olduğu iletişim araçlarının başında gelen internet, dinlerin sanal ortama girmesinde önemli bir faktör olmuştur. Dinlerin esaslarının ve ritüellerinin bireylere ulaştırılmasında internet etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Bu çalışmada dini ilgi ve şüphenin yoğun bir şekilde yaşandığı ergenlik döneminde internet kullanımının ergenlerin dini gelişimine katkısı incelenmiştir. Çalışmamızda nitel araştırma tekniklerinden biri olan mülakat yöntemi kullanılmış, ergenlerin interneti dini amaçla kullanıp kullanmadıkları incelenmiştir. Elde edilen bulgular içerik ve betimsel analiz yöntemiyle ortaya konulmuştur. Mülakatta Kütahya ilinde farklı lise türlerinde eğitim gören rassal yöntemle seçilmiş 50 lise öğrencisi katılmıştır. İnternetin öğrencilerin dini gelişimlerine hangi boyutta katkı yaptığı araştırılmıştır. Araştırmamız sonucunda ergenlerin interneti dini amaçlı kullanmak yerine eğlence, sosyalleşme ve iletişim için kullandıkları ortaya çıkmıştır.Item Hulâsatü’l-Mukarrirîn: huzur dersi’nde Fâtiha tefsirinden süzülenler(Uludağ Üniversitesi, 2018) Alpaydın, Mehmet AkifDönemlerinin seçkin âlimleri huzur derslerinde, padişah huzurunda Kur’ân-ı Kerîm’in tefsirini yapmışlardır. Sultan III. Mustafa döneminde 1172/1759 senesinde başlanan bu dersler, 1341/1923 senesine kadar devam ettirilmiştir. Derslerde 1172/1759 senesinden, 1200/1786 senesinde kadar tefsir edilen ayetlerin seçiminde herhangi bir sistematik bulunmamaktadır. Fakat 1200/1786 senesinden sonra yapılan derslerde, mushaf tertîbi esas alınmıştır. Yazma eser kütüphanelerinde, bu derslerin yazıya geçirildiği risâlelere rastlanabilmektedir. Bazı akademik çalışmalarda, -tespit edilebilen yazılı metinler doğrultusunda- bu derslerin kayıt altına alınma eyleminin 1238/1823 tarihinde başlamış olabileceği iddia edilmiştir. Fakat Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi, Kasidecizâde koleksiyonu, 756m numarada bulunan bir risale, 1238/1823 senesinden önceki tarihlerde yapılan huzur derslerinin de bir şekilde yazılı metin haline dönüştürülmüş olabileceğini bizlere göstermektedir. Bu makalede, daha önce alana dair yapılan çalışmalarda zikredilmeyen ve Fâtiha sûresi tefsirinin yapıldığı 1200/1786 senesine ait huzur derslerinin özeti mahiyetinde olan Hulâsatü’lMukarrirîn isimli risâle değerlendirilecektir. Makalede Hulâsatü’l-Mukarrirîn’in transkripsiyonlu metni de yer alacaktır.Item Nasreddin Hoca fıkralarının klasik arap mizahı kaynaklarındaki izdüşümleri üzerine değerlendirmeler(Uludağ Üniversitesi, 2018) Şahin, Şener; Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.Hicri II. yüzyıldan başlayıp X. yüzyıla kadar geçen bir sürede, Müslüman kültür ve medeniyetine mensup unsurlar Doğu’ya ve Batı’ya uzanan geniş bir coğrafyada Arap edebiyatının mizah branşında sayısız hikâye üretmiştir. Bu anlatılar özellikle birbirini izleyen müstensihler ya da derleyiciler tarafından zaman zaman kasıtlı olarak dönüşüme uğratılmıştır. Anadolu havzasında Nasreddin Hoca fıkraları olarak bilinen rivayet külliyatının hatırı sayılır bir bölümünün konu, kurgu ve mizahi vurgu bakımındanArapça orijinli mizahi anlatılarla büyük ölçüde benzeşmesi hatta bazı örneklerde tamamen örtüşmesi bu makalenin yazılmasını gerektirmiştir. Burada değerlendirmeye konu edilen 20 adet örnek fıkra, Arapça eşdeğerleri ile birlikte, Nasreddin Hoca fıkralarının oluşum, gelişim ve dönüşüm süreçleri hakkında bize yeterli bir fikir verebilecek düzeydedir.