2014 Cilt 33 Sayı 1-2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/14263
Browse
Browsing by Issue Date
Now showing 1 - 14 of 14
- Results Per Page
- Sort Options
Item Yüzen köpek sendromu(Uludağ Üniversitesi, 2014-04-04) Akgül, Mustafa Barış; Şen, İsmail Altuğ; Çeşme, Hilal; Yanık, Kemal; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Swimming Puppy Sendromu yeni doğan köpek yavrularının genellikle arka bacaklarının veya ön bacaklarının, bazen de ön ve arka bacaklarının yanlara açılmasıyla, göğüs ve/veya karın ventralinin yere temas etmesiyle karakterize olan nadir bir gelişim anomalisidir. Yüzen köpek sendromu dünyaca iyi bilinen bir sendrom olmasına karşın hala etiyolojisi tam olarak bilinmemektedir. Doğumu takiben normal olarak görünen yavrular 2-3 haftalık olduklarında yürümeye çalışırlar ve bu aşamada klinik olarak anomali fark edilir. Bacaklar yanlara doğru açık vaziyette ve yüz üstü bir duruş sergilerler. Vücut ağırlığının ventral yüzey üzerine binmesi ile sternumda düzleşme oluşur. Bu yazımızda, cerrahi kliniğimize getirilen 2,5 aylık, erkek, doberman ırkı ve 2 aylık, erkek, rottweiler ırkı iki yavru köpekte karşılaştığımız anomalilerin klinik görünümleri ve yapılan sağaltımlarını sunmayı uygun bulduk.Item Damızlık broyler rasyonlarında bitkisel kaynaklı (solanum glaucophyllum) 1.25-dihidroksikolekalsiferol kullanılması(Uludağ Üniversitesi, 2014-05-21) Songur, Sümer; Deniz, Gülay; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Bu araştırmanın amacı; damızlık broyler rasyonlarına bitkisel kaynaklı (Solanum glaucophyllum) 1.25- dihidroksikolekalsiferol (1.25(OH)2D3) katılmasının; yumurta ağırlığı, yumurta kabuk kalitesi ve çıkım sonuçları üzerindeki etkilerini belirlemekti. Araştırma; 49 haftalık yaşta 40000 damızlık broylerin (Ross 308) bakıldığı Hastavuk A.Ş.’ye ait damızlık kümesinde ve aynı işletmenin kuluçkahanesinde yürütüldü. Araştırmada kullanılan rasyonlar yine Hastavuk A.Ş.’ye ait yem fabrikasında toz formda hazırlandı. Araştırma süresince kontrol grubundaki hayvanların beslenmesinde Damızlık Broyler Rasyonu 1 (49-53. haftalar arası) ve Damızlık Broyler Rasyonu 2 (54-59. haftalar arası) kullanıldı. Deneme grubundaki hayvanların rasyonlarına kontrol grubundan farklı olarak 10 ppm dozda Solanum glaucophyllum kaynaklı 1.25(OH)2D3 katıldı. 1.25(OH)2D3 katkılı rasyonu tüketen deneme grubunun 59. haftada; yumurta kabuk kalınlığı (P<0.001), yumurta kabuk kırılma direnci (P<0.05) ve kırık yumurta oranında (P<0.05) istatistik düzeyde bir iyileşme saptandı. Ancak kontrol ve deneme grubunun yumurta ağırlıkları ve kuluçka sonuçları arasında önemli bir farklılık bulunmadı. Sonuç olarak; Solanum glaucophyllum kaynaklı 1.25(OH)2 D3’ün ileri yaş dönemlerindeki damızlık broylerlerde yumurta kabuk kalitesini iyileştirebileceği ve kuluçka sonuçları üzerindeki etkisinin daha uzun süreli denemelerle ortaya konulabileceği kanısına varıldı.Item Kanatlı hayvanların rasyonlarında fitaz enzimi kullanılmasının önemi(Uludağ Üniversitesi, 2014-05-21) Deniz, Gülay; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Bilindiği gibi kanatlı hayvanların rasyonları büyük ölçüde bitkisel kökenli yem maddelerinden oluşmaktadır. Bu yem maddelerindeki toplam fosforun önemli bir kısmı kanatlılar tarafından yeterince yararlanılamayan fitik asite bağlı fitat fosforu formundadır. Bitkisel kökenli yem maddelerindeki fitik asit; fosfor dışındaki diğer mineral maddeler, nişasta, protein ve proteolitik enzimlerle de kompleks oluşturmaktadır. Kanatlı hayvanların rasyonlarına fitaz enzimi ilave edilerek; fitik asite bağlı fosfor, kalsiyum ve çinko gibi mineral maddeler ile protein, amino asitler ve nişasta sindirilebilirliğinde artış sağlanmaktadır. Rasyona fitaz enzimi ilavesiyle besin maddelerinin sindirilebilirliğinde meydana gelen bu artışlar, kanatlı hayvanların performansında iyileşmeye yol açmaktadır. Ayrıca mineral maddelerin biyoyararlanımlarının artmasıyla gübredeki düzeyleri azalmakta ve böylece çevre kirliliğinin önlenmesine katkıda bulunulmaktadır.Item Sağlıklı ve koksidiyozlu etlik piliçlerde sülfakinoksalin’in farmakokinetiği(Uludağ Üniversitesi, 2014-09-16) Kocasarı, Fatma Şahindokuyucu; Bilgili, AliBu çalışmada, sağlıklı ve deneysel olarak Eimeria tenella (E. tenella) ile koksidiyoz oluşturulan etlik piliçlere 100 mg/kg c.a. dozunda verilen sülfakinoksalin’in farmakokinetik parametrelerinin karşılaştırılması amaçlanmıştır. Çalışmada günlük, 35 adet, erkek, Avian ırkı etçi civciv kullanıldı. Hayvanlar her bir grupta 7 hayvan olacak şekilde 5 eşit gruba (Grup I, II, III, IV ve V) ayrıldı. Grup IV ve V’te bulunan hayvanlara 24. günde 10 000 E. tenella oosisti içeren inokulum verildi. İlaç bütün gruplara 30. günde uygulandı. İlaç Grup I’de bulunan hayvanlara damar içi, Grup II ve Grup IV’te bulunan hayvanlara kursak içi, Grup III ve Grup V’te bulunan hayvanlara ise içme suyuna katılarak verildi. Hayvanlara ilaç verilmesini takiben 0.08., 0,25., 0,50., 1., 1.5., 2., 4., 6., 8., 12., 18., 24., 30., 36. saatlerde, heparinli tüplere kan alındı. Plazma örneklerindeki ilaç yoğunlukları spektrofotometrik olarak belirlendi. Sülfakinoksalinin damar içi verilmesini takiben belirlenen plazma yoğunlukzaman eğrisinden ilacın iki bölmeli dışarıya açık modele göre dağıldığı anlaşıldı. İlacın koksidiyozlu hayvanlara kursak içi verilmesi durumunda, sağlıklı hayvanlara göre emilme hız sabitesi (ka) ve dağılma dönemi hız sabitesinde (α) önemli (p<0,05) bir artış; atılma dönemi yarı ömrü (t1/2β), dağılım dönemi yarı ömrü (t1/2α), emilme yarı ömrü (t1/2a), ilacın ortalama kalış süresi (MRT), atılma hız sabitesi (k10) ve doruk yoğunluğa ulaşma süresinde (tdoruk) önemli (p<0,05) düşüş tespit edildi. İlacın içme suyuyla verilmesinde ise, koksidiyozlu hayvanlarda sağlıklı hayvanlara göre ka ve α önemli (p<0,05) bir artış; t1/2β, t1/2a, t1/2α, merkezi bölme hacmi (V1) ve ilacın ortalama kalış süresinde (MRT) önemli (p<0,05) bir düşüş tespit edildi. Sonuç olarak gerek sağlıklı, gerekse koksidiyozlu hayvanlarda, içme suyu ile ilacın 100 mg/kg c.a. dozunda uygulanması durumunda etkili olabilmesi için 18 saat arayla kullanılması gerektiği tespit edilmiştir. Sağlıklı ve koksidiyozlu hayvanlarda uygulama sıklığı yönünden önemli bir farkın bulunmaması, koksidiyoz olgularında, farklı bir yolun izlenme zorunluluğunu da ortadan kaldırmaktadır.Item İmmünglobulinler ve septisemi(Uludağ Üniversitesi, 2014-09-29) Yılmaz, Nedim; Akgül, Yakupİmmünglobulinler geviş getiren ve tek tırnaklı hayvanlardaki plasenta tipi nedeniyle anneden yavruya geçememekte ve bu hayvanların bağışıklığı doğumu takiben alınan kolostrum sütü ile sağlanmaktadır. İlk 48 saat içinde yeterli miktarda kolostrum alamamış hayvanlarda pasif transfer yetmezliği sendromunun ortaya çıkmakta ve bu durum yavruların kolayca enfeksiyona yakalanmasına yol açmaktadır. Pasif transfer yetmezliği sebebiyle ortaya çıkan hastalıkların başında septisemik hastalıklar gelmektedir. Septisemik hastalıkların önüne geçmek için günümüzde antimikrobiyal tedavi ve destek tedavileri uygulanmaktadır. Son yıllardaki bilimsel araştırmalar neticesinde immünglobulinlerin septisemik hastalıklarda uygulanan destek tedavisinde kullanıldığı bildirilmiştir. Bu derlemedeki temel amacımız güncel bilimsel bilgiler ışığında immünglobulinler ve septisemi konularında dünya çapında yapılmış bulunan çalışmaları değerlendirmek ve bu değerlendirmeler doğrultusunda immünglobulinlerin veteriner hekimlikteki kullanımı hakkında bilim insanlarını, sahadaki veteriner hekimleri ve yetiştiricileri bilgilendirmektir.Item Bir köpekte aşırı doz neostigmin uygulanması sonucu şekillenen tetraparezi olgusu ve sağaltım sonuçları(Uludağ Üniversitesi, 2014-09-29) Çatık, Serkan; Bulgaç Erten, Evren; Salcı, Hakan; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Sekiz aylık, Rotweiller ırkı, erkek bir köpek, ani şekillenen felç nedeniyle kliniklerimize sevk edildi. Köpeğin son günlerde konstipasyon şikayeti çekmesi nedeniyle barsak peristaltiğini arttırmak için B1-B6 vitamini, neostigmin ve parafin likit uygulandığını belirtildi. Bu uygulama sonrası ekstremitelerinde güçsüzlük, inkoordinasyon, tetraparezi, solunum güçlüğü, kusma ve yumuşak kıvamlı defekasyon görüldüğü ve tedavi olarak deksametazon ve sıvı sağaltımı uygulandığı bildirildi. Klinik ve nörolojik muayeneler sonucu hastada tetraparezi tanımlandı ve atropin sülfat uygulamasına cevap alınamadı. B1 – B6 vitamini, E vitamini - selenyum ve sıvı uygulaması ile birlikte diklofenak sodyum, ranitidin ve ampisilin-sulbaktam tedavi protokolü olarak seçildi. Diklofenak sodyum uygulamasının 2. gününden itibaren kademeli olarak hastada düzelme ve 10 günde tamamen klinik geri dönüş gözlendi.Item Subklinik laminitis ile ilgili araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 2014-10-15) Çeçen, Göksen; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Tüm dünyada kabul edildiği üzere, topallıklar sığırlar için ciddi bir refah sorunudur. Sığır topallıklarının şekillenmesinde laminitis’in subklinik formunun önemli bir rol oynadığı kabul edilir. Hastalığın bu formu yaygın olup, teşhisi ise oldukça güçtür. Hayvanların bireysel olarak sağaltımları pratik olmadığı için, sürü genelinde hastalığa karşı gerekli tedbirler alınmalıdır.Item Kanatlı hayvanlarda bağırsak sağlığı ve beslenme arasındaki ilişki(Uludağ Üniversitesi, 2014-10-16) Efil, Mukaddes Merve; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Bağırsak sağlığı; fizyoloji, mikrobiyoloji, immünoloji ve beslenme konularını kapsayan kompleks bir kavramdır. Kanatlı hayvanlarda bağırsak sağlığı ve beslenme arasında sıkı bir ilişki vardır. Bağırsak sağlığı bozulur ise; sindirim ve besin maddelerinin emilimi olumsuz yönde etkilenir. Bu durum büyüme performansını ve yemden yararlanmayı negatif yönde etkileyerek ekonomik kayıplara neden olur. Bu yüzden; kanatlı hayvanlarda bağırsak sağlığını etkileyen faktörler rasyonların formülasyonunda göz önünde bulundurulmalıdır. Bu derlemede; ekonomik bir kanatlı üretimi için önem taşıyan bağırsak sağlığı ve beslenme arasındaki ilişkinin açıklanması amaçlanmıştır.Item Veteriner anatomi’de bilgisayar destekli illüstrasyon uygulamaları(Uludağ Üniversitesi, 2014-10-16) Kaya, Sezin Türk; Arıcan, İlker; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.; Uludağ Üniversitesi/Güzel Sanatlar Fakültesi/Resim Bölümü.Veteriner anatomi, hayvan vücudunun şekil ve yapısını inceleyen bir bilim dalı olarak illüstrasyon yöntem ve tekniklerinden en çok yaralanan bilim dallarından biridir. Veteriner anatomide kullanılan illüstarayonlar, bitkileri, hayvanları ve diğer canlıları tanımlamak için yapılan bilimsel ve teknik illüstrasyonlar içinde değerlendirilir. Son yıllarda yapılan bilimsel illüstrasyon çalışmalarında geleneksel yöntemlerin yanında bilgisayar teknolojisi de kullanılmaya başlanılmıştır. Türkiye’de bilgisayar destekli illüstrasyon çalışmaları sağlık bilimleri alanında da uygulanmaktadır. Ancak veteriner hekimlikte uygulama alanına sahip olmasına rağmen bu alanda yeterli gelişim görülmemektedir. Bu alana katkı sağlamak amacıyla Uludağ Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü ve Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı öğretim üyeleri, 30 Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencisi ile fotoğraf ve bilgisayar destekli çalışarak “Köpeğe İçerden Bakmak” başlıklı bir sergi ile sonuçlanan bir çalışma gerçekleştirmiştir. Çalışma materyali olarak sağlıklı köpeklerin kemik ve iç organları kullanıldı. Seçilen görüntüler Adobe Photoshop ve Adobe Illustrator isimli grafik tasarım programları kullanılarak çizimleri yapıldı. Elde edilen eserler fakültede sergilendikten sonra veteriner anatomi anabilim dalında eğitim materyali olarak kullanıldı. Ülkemizde alanında ilk örnek olan ve gelecekte bu alanda yapılacak olan çalışmalara önderlik ettiğini düşündüğümüz “Köpeğe İçerden Bakmak” adlı bilgisayar destekli anatomik illüstrasyon çalışması güzel sanatlar eğitimi açısından ve veteriner anatomi açısından değerlendirildiğinde her iki alanın birbirlerini beslediği ve kendi içlerinde gelişmeye katkı sağladıkları sonucuna varılmaktadırItem Effects of shrink film, extended storage and temperature on external and ınternal table egg quality(Uludağ Üniversitesi, 2014-10-17) Petek, Metin; Alpay, Fazlı; Dikmen, Serdal; Çavuşoğlu, Enver; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.This study was conducted to investigate effects of shrink film treatment as a covering material (plastic shrink film or without), extended storage (5, 10, 15 or 20 d) and temperature (room or refrigerator) and on internal and external table egg quality. Freshly laid eggs (n:480) were collected, randomized, weighed, pointed out numerically and divided into four groups of 120 eggs to test the length of egg storage treatments for 5, 10, 15 or 20 d. Eggs in each egg storage treatment group were randomized and allocated into two groups (with or without shrink film) of 60 eggs to test the effect of covering material. Then, eggs were stored at room (18-20 ◦ C) or refrigeration (4-6 ◦ C) temperature conditions. Significant differences were observed for all internal and external egg quality traits related with the length of storage time and temperature. The internal quality worsened by the prolonged storage particularly when the eggs were stored at room temperature. Shrink film treatment were significantly affected egg weight loss during storage and yolk index. As conclusion, table eggs should be storage in refrigeration temperatüre with shrink film and shorter time as soon as possible to improve food safety.Item Tayların beslenmesi ve beslenme hastalıkları(Uludağ Üniversitesi, 2014-10-17) Baran, Murat Sedat; Alkan, OnurFiziksel özellikler bakımından mükemmel bir at yetiştirmek için tayların döllenmiş yumurtadan itibaren erişkin ağırlığa ulaşıncaya kadar gelişme dönemlerine uygun; esansiyel aminoasit, yağ, vitamin ve mineral maddeler bakımından yeterli ve dengeli rasyonlar ile beslenmeleri gerekmektedir. Yeni doğan bir taya ilk 24 saat içerisinde mutlaka kolostrum verilmelidir. Kolostrum verilemez ise taylar vitamin, polivalan serum ve antibiyotik ile desteklenmelidir. Tayların beslenmesinde en önemli kıstas uygun canlı ağırlık artışının sağlanmasıdır. Tayların beslenmesi; tayın uygun bir kemik gelişimi ve büyümesi açısından büyük bir öneme sahiptir.Item Parameters of broiler meat quality(Uludağ Üniversitesi, 2014-10-27) Üstüner, Hakan; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Animal originated foods are important for human nutrition and one of the major component of poultry meatToday, it was taken into account from farm to fork, food safety that consumers preferred producing and quality parameters which are so important. In the daily life; food quality is very important for consumers. Quality is a concept of flavor and visuality (color, fiber quality). The taste which remains after you eat it, flavor, freshness, crispness are components of the aroma of the meat or meat’s product and this tastiness generally detected with sensory features. Wholeness, color and massiveness are the major visual characteristics. These are quality parameters of first salient and these are unidentified with measurements by the consumers, so quality of meat is related to many factors such as specie, race, gender, age of slaughter and weight, type of the production system, stress, combination of bait, additive agents, transport conditions of animals and this factors are measurable as of quantitative with several tools and equipments. These properties are shear force of meat, water holding capacity, springiness, pH, color hardness, cohesiveness and chewiness. These parameters are important characteristics for consumer preferencesItem Balarılarında varroa destructor enfestasyonuna karşı pudra şekeri etkinliğinin araştırılması(Uludağ Üniversitesi, 2014-10-30) Muz, Mustafa Necati; Arslan, Servet; Girişgin, Ahmet Onur; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Bu araştırma Varroa destructor ile organik mücadele amacıyla kullanılan pudra şekeri uygulamasının Nisan ve Haziran aylarının sabah ve öğleden sonra saatlerindeki etkinliğinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Çalışma Hatay’a bağlı Arsuz yöresinde yedi farklı arılıkta yürütülmüştür. Her arılıkta Varroa destructor ile yüksek düzeyde enfeste olduğu belirlenen onar adet koloni deneme amacıyla, beşer adet koloni kontrol amacıyla toplam 105 adet koloni kullanılmıştır.. Deneme grubuna farklı aylar ve saatlerde aynı miktarda pudra şekeri uygulanmıştır. Denemelerin öncesi ve sonrasında V. destructor sayımları gerçekleştirilmiştir. Pudra şekeri uygulamasının etkinliği, tedaviden önce ve sonra arıların üzerindeki akar yükü farklılığını değerlendiren Henderson-Tilton formülü uygulanarak sabah ortalama % 39,72 öğleden sonra ortalama % 44,26 olarak belirlenmiştir. Karşılaştırılan bu iki etkinlik düzeyi arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır (p<0,05). Varroa destructor enfestasyonu ile nektar akımı dönemlerinde mücadele edilmesi gereken durumlarda kalıntı ve direnç riski taşımayan pudra şekeri uygulaması organik mücadeleye katkı sağlamaktadırItem Holstein-Friesian ırkı bir buzağıda boynuz köreltme sonrası beyin hasarı(Uludağ Üniversitesi, 2014-10-30) İpek, Volkan; Akgül, Gülşah; Akkoç, Ahmet; Akgül, M. Barış; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Sinirsel bulgular gösteren 25 günlük bir buzağının ölüm sonrası nekropsisi yapıldı. Nekropside boynuz kaidelerinde deride yanıklar şekillenmiş olduğu gözlendi. Kafatası açıldığında sağ boynuz bölgesine denk gelen beyin dokusunda hemorajik ve nekrotik değişikliklerin şekillenmiş olduğu görüldü. Beyne atılan kesitlerde, kanama ve nekrozun beynin parenkiminde de bulunduğu dikkati çekti. Anamnezde sıcak dağlama ile boynuz köreltme işleminin yapıldığı öğrenildi. Alınan doku örneklerine mikroskobik inceleme için rutin takip prosedürleri uygulandı. Mikroskobik incelemede beyinde yaygın nekroz ve kanama ile birlikte non-purulent meningitise rastlandı. Bazı parenkimal kan damarlarında fibrin trombüsleri dikkati çekti. Bu vakada beyin lezyonlarının koterizasyon kullanımı esnasında oluşan yüksek ısı etkisinden kaynaklanabileceği düşünülmüştür.