2024 Cilt 29 Sayı 2
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/48921
Browse
Browsing by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 22
- Results Per Page
- Sort Options
Publication Poliester kumaşın ekolojik boyama işlemi optimizasyonu için yanıt yüzey metodolojisi yaklaşımı(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-03-27) Çavdur, Tuba Toprak; Çelik, Tolga; Çavdur, Fatih; TOPRAK ÇAVDUR, TUBA; Çelik, Tolga; ÇAVDUR, FATİHPoliester liflerinin hidrofobik yapısı, yüksek kristalinitesi, lifleri oluşturan makromoleküller arasındaki yüksek çekim kuvveti gibi özellikleri boyanmasında önemli kısıtlar oluşturur. Ayrıca, poliesterin boyanmasında kullanılan yöntem ve kimyasallar çevre için zararlıdır. Bu çalışmada, bu sınırlamaları ortadan kaldırmak ve daha çevre dostu boyama prosesi geliştirmek amacıyla, poliesterin doğal boya ile boyanabilirliği ve yanıt yüzey metodoloji ile işlem parametrelerinin optimizasyonu araştırılmıştır. Bu kapsamda öncelikle pH, sıcaklık ve süreden oluşan üç faktör için Box-Behnken deneysel tasarımından baz alınan üç seviye belirlenerek bunlara yönelik deneysel çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Gerçekleştirilen deney sonuçlarına bağlı olarak L*, a*, b*, C* gibi farklı çıktıları tahmin etmek için kullanılabilecek bir meta model oluşturmak amacıyla yapılan incelemelerde, literatürde de genel olarak kullanılmakta olan ikinci dereceden bir modelin ilgili sonuçlarını tahmin etmede başarılı olduğu (𝑅2 ≥ 0,9) ve bazı tasarımlarda ilgili 𝑅2 değerlerinin 0,99 seviyelerine yaklaşmakta olduğu gözlenmiştir. Benzer şekilde bazı çıktılar için 0,1720 ortalama mutlak hatayla deney sonuçlarını tahmin edebildiği görülmektedir. Buna ek olarak, oluşturulan model denklemlerinden teorik optimal boyama koşulları tespit edilmiştir. Sonuçlar poliesterin boyanmasında pH-sıcaklık ve pH-süre ikililerinin, sıcaklık ve süreye göre çok daha etkili olduğunu ve ayrıca alınan yüksek yıkama haslıkları bu boyama prosesinin açık-orta tonlarda sürdürülebilir boyamalar için kullanılabileceğini göstermiştir. Ayrıca bu çalışmanın maliyet ve zaman tasarrufu sağlama potansiyeli de vardır.Publication Kamu personelinin enerji tasarrufuna yönelik tutum ve davranışlarının belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-03-28) Kılıç, Melike Yalılı; Elmacı, Ayşe; Solmaz, Seval Kutlu Akal; YALILI KILIÇ, MELİKE; ELMACI, AYŞE; AKAL SOLMAZ, SEVAL KUTLUDünya genelinde yaşanan enerji kaynaklarındaki yetersizlik ve aşırı fiyat artışları, mevcut kaynakların sürdürülebilir şekilde kullanılmasını gerekli kılmıştır. Var olan kaynakların korunması ve tüketimin tasarruflu olarak yapılması enerjinin sürdürülebilir kullanımını sağlayacaktır. Bu bağlamda, özellikle enerjinin kullanımının kontrolüne yönelik faaliyetlerin yürütülmesi son derece önemlidir. Bu nedenle yapılan bu çalışmada, Bursa ilinde merkez kamu kurumlarında görev yapan personelin, elektrik enerjisi kullanım alışkanlıkları ve enerji tüketimi konusundaki duyarlılıklarını belirlemeye yönelik bir anket çalışması gerçekleştirilmiştir. İlgili kurumlarda yönetici pozisyonu dışında çalışan toplam 1405 personele uygulanan 25 soruluk anket çalışması neticesinde elde edilen veriler, Statistical Package for the Social Sciences (SPSS) programıyla değerlendirilmiştir. Değerlendirme sonucunda enerji ve özellikle elektrik enerjisi tasarrufu konusunda katılımcıların kontrollü tüketim alışkanlığına sahip oldukları ve mevcut enerji kaynaklarının korunma ve sürdürülebilirliğinin temin edilmesi hususunda duyarlı oldukları belirlenmiştir.Publication Tenceltm kumaşların su ve yağ iticilik özelliklerinin iyileştirilmesinde siklodekstrin ve çapraz bağlayıcı etkisinin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-04-17) Ildız, Deniz; Arık, Buket; YokBu çalışmada, normalde hidrofil olan TencelTM liflerinin kullanım olanaklarını genişletmek için su ve yağ iticilik özelliklerinin iyileştirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, TencelTM kumaşlara floroalkiloligosiloksan (Dynasylan F 8815), siklodekstrin, çapraz bağlayıcı ve katalizör kullanılarak işlem yapılmıştır. Yedi farklı işlem reçetesi hazırlanarak tek aşamalı veya iki aşamalı olarak kumaşlara uygulanmıştır. Daha sonra numunelerin su ve yağ iticilik değerleri, yıkama sonrası işlemlerin kalıcılığı, patlama mukavemetleri, tutum sertleşmesi ve sararma gibi özellikleri belirlenmiş ve kıyaslanmıştır. Ayrıca numunelerin mikroskobik görünümleri incelenmiş ve kumaş yüzeylerinin kimyasal yapısı karakterize edilmiştir. En başarılı sonuç, floroalkiloligosiloksan, siklodekstrin, çapraz bağlayıcı ve katalizörün TencelTM kumaş yüzeylerine birlikte uygulandığı iki aşamalı işlemle elde edilmiştir.Publication Fıstık kabuğu ile sulardan metilen mavisi gideriminin atık yönetimi yaklaşımıyla incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-04-18) Çelebi, Hakan; Tülün, Şevket; Şimşek, İsmail; Bahadır, Tolga; Bilican, İsmail; YokBoyar maddelerin kullanımının yaygınlaşması, özellikle tekstil endüstrisinin gelişmesi su kirliliğinin en önemli nedenlerinden bir olan boya kirliliğini oluşturmaktadır. Günümüzde metilen mavisi (MM), tekstil endüstrisinde yaygın olarak kullanılan boyar maddedir. Bu çalışmada, atık olarak kabul edilen ham yer fıstığı kabuğunun (YFK) adsorbent olarak kullanılarak metilen mavisinin (MM) giderim şartları incelenmiştir. Herhangi bir işlem yapılmadan alınan YFK adsorbentinin farklı dozlarda (0,1, 0,5, 1, 2, 3, 5 g), işletme sürelerinde (5, 10, 15, 30, 45, 60, 90, 120, 150 dk), pH değerlerinde (2, 4, 6, 8, 10, 12) ve sıcaklıklarında (20, 25, 30, 35, 40 °C) giderim verimine etkileri araştırılmıştır. Yapılan çalışmalarda, en uygun adsorpsiyon şartları: YFK miktarı 0,5 g, işletme süresi 15 dakika, pH 4, sıcaklık 20 °C olarak bulunmuştur. İzoterm modellerinin korelasyon değerleri incelendiğinde en yüksek korelasyon değeri Langmuir izotermine (R2=0,9999) olduğu belirlenmiştir. Gerçekleşen adsorpsiyon mekanizması YFK’nın yüzeyinde tek bir tabaka halinde MM tutulduğu sonucuna varılmıştır. Herhangi bir işlem yapılmadan kullanılan YFK’nın yeşil atık yönetimi yaklaşımı ile boyar madde giderimi için uygun bir adsorbent olarak kullanılabileceği belirlenmiştir.Publication Nihard-4 beyaz dökme demirin katılaşma davranışının simülasyonu ve metalurjik karakterizasyonu(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-04-18) Çelik, Gülşah Aktaş; YokNiHard-4 beyaz dökme demir tarım ve madencilik endüstrilerinde yüke, katı partikül erozyonuna ve aşınmaya maruz kalan iş parçalarında çoğunlukla kullanılan bir malzemedir. Katılaşma yapısının metalurjik olarak tanımlanması, katılaşmada mikrosegregasyonun izlenmesi ve tüm faz dönüşümlerine ait kritik sıcaklıkların tanımlanması dökme demirin tokluğunun ve aşınma direncinin optimizasyonunda önemli bir rolü olan ısıl işlem koşullarının belirlenmesine katkı sağlar. Bu çalışmada, NiHard-4 beyaz dökme demir kompozisyonu üzerine Thermo-Calc hesaplamaları kullanılarak termodinamik bir modelleme yapılmıştır. Böylece dökme demirde katılaşma sıralaması, faz dönüşümleri ve elementel mikrosegregasyonlar hesaplanmıştır. Hesaplamalar; (i) dökme demirin katılaşma yapısında östenit ve Cr-ca zengin M7C3 ötektik karbürlerin var olduğunu, (ii) katılaşmanın sıvıdan östenit fazının kristallenmesi ile başladığını ve ötektik katılaşma sonrası tamamlandığını ve (iii) C, Cr, Mn ve Fe elementlerinin pozitif segregasyona karşılık Si ve Ni elementlerinin negatif segregasyona eğilimi olduğunu göstermiştir. Y blok olarak kum kalıba dökümü gerçekleştirilen dökme demir üzerine yapılan mikroyapısal ve termal karakterizasyon çalışmaları alaşımın katılaşma davranışını, kritik faz dönüşüm sıcaklıklarını ve elementlerin segregasyon eğilimini modele göre doğrulamıştır.Publication AUTOMIND: Otomobil ne kadar “Oto”? insan-otonom araç etkileşimi üzerine bir inceleme(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-05-13) Adar, Uğur Güven; Altan, Zeynep; YokTekerleğin icadından bu yana süregiden insan-makine etkileşimi günümüz modern dünyasında önemli bir dönüşüm geçirmekte; yapay zekâ teknolojileri, donanım ve yazılım, çevresel algılayıcılardaki ilerlemeler sayesinde insanlar ile otomobiller arasındaki etkileşimi değiştirmektedir. Buna bağlı olarak otonom sürüş seviyeleri artmış, otomobil ve insan arasındaki etkileşimin nasıl değiştiğini incelemek önem kazanmıştır. Bu bağlamda otomobillerde otonomluk seviyelerine bağlı olarak kullanılan yazılım ve donanım teknolojileri, insanlar ile otonom araçlar arasındaki etkileşim ve otonom araçlar ile çevre, şirketler arasındaki ilişkileri içeren üç temel kategori tanımlanmıştır. Değişen otonomluk seviyelerinin insan-makine etkileşimi üzerindeki etkisi, geçiş sürecindeki otonom araçların sürdürülebilirliği insanbilgisayar etkileşimi bağlamında ele alınmakta, geleceğe yönelik tahminler yapılmakta ve dijital pazarlamanın otonom araçlar üzerindeki etkisi örnekler üzerinden değerlendirilmektedir. Bu çalışma, otomotiv endüstrisi ve insan-bilgisayar etkileşimi bağlamında otonom araçların mevcut uygulamaları ve gelecek vaat eden yönlerinin kapsamlı bir değerlendirmesini sunmayı ve bu etkileşimleri sınıflandırmayı amaçlamaktadır. Yapılan inceleme sonucunda otonomluk seviyelerinin değişmesiyle insan-makine etkileşimi bir iş birliğine dönüşmekte, otomobillerdeki sürücüler bir yolcu olarak değerlendirilmekte ve kullanıcı deneyimi bir seyahat deneyimi haline gelmektedir.Publication Değiştirilmiş gerilme çifti teorisi ile gözenekli fonksiyonel derecelendirilmiş konsol nanokirişlerin statik analizi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-05-20) Kafkas, Uğur; YokÜretim aşamasında çeşitli sorunlar sebebiyle gözenek oluşumu fonksiyonel derecelendirilmiş kirişlerde sıklıkla gözlemlenmektedir. Bu çalışmada gözenekli fonksiyonel derecelendirilmiş konsol nanokirişlerin değiştirilmiş gerilme çifti teorisi çerçevesinde sonlu elemanlar yöntemi kullanılarak statik yükler altında düşey yer değiştirmeleri incelenmiştir. Fonksiyonel derecelendirilmiş kirişlerin malzeme dağılımlarında kuvvet yasası teorisi, gözenek dağılımı içinse düzenli ve düzensiz dağılım olmak üzere iki model kullanılmıştır. Çalışma kapsamında gözeneksiz ve gözenekli fonksiyonel derecelendirilmiş konsol nano-kirişlerin düşey yer değiştirmelerinde, gözenek dağılım modellerinin, gözeneklilik parametresinin, değiştirilmiş gerilme çifti teorisinden gelen malzeme uzunluk ölçeği parametresinin ve kuvvet yasası parametresinin etkisi tablolar ve şekiller vasıtasıyla sunulmuştur. Çalışmada, malzeme uzunluk ölçeği parametresinin nano-kirişin rijitliğini arttırıcı etkisinin olduğu ve düzensiz gözenek dağılımına sahip nanokirişlerin, düzenli gözenek dağılımına sahip olanlara göre daha rijit davrandığı sonuçlarına ulaşılmıştır.Publication Üç-fazlı dört-telli şebeke bağlantılı nötr noktası kenetli bir evirici’nin ysa ile kontrolü(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-05-24) Yağan, Yunus Emre; YokBu çalışmada üç fazlı dört telli şebeke bağlantılı nötr noktası kenetli (NNK) bir eviricinin kontrolü için çok katmanlı algılayıcı yapısında olan bir yapay sinir ağı (YSA) kontrolcüsü tasarlanmış ve test edilmiştir. Tasarlanan YSA kontrolcü, MATLAB/Simulink ortamında oransal-integral (PI) kontrolcüler kullanılarak oluşturulan bir kontrol döngüsünden elde edilen veriler ile, Levenberg Marquardt geri yayılım eğitim algoritmasıyla eğitilmiştir. YSA kontrolcünün görevleri, NNK eviricide akım kontrolünü ve kapasitör gerilimlerinin dengelenmesini sağlamaktır. Önerilen YSA kontrolcünün performansı MATLAB/Simulink ortamında modellenen şebeke bağlantılı NNK evirici sistemi kullanılarak test edilmiştir. Test sonuçları, aynı evirici sisteminde PI kontrolcüler kullanılarak elde edilen sonuçlar ile karşılaştırmalı olarak sunulmuştur.Publication The use of graphene in the modification of bitumen: A literature review(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-05-28) Şahan, Neslihan; Kumandaş, Aytuğ; Oruç, Şeref; YokIn recent years, nanomaterials in bitumen modification have become widespread due to their superior properties. Graphene and its derivatives are prominent examples of this. Therefore, this review study was conducted to evaluate the effect of graphene on bitumen in detail. Accordingly, by examining the literature studies, general information about graphene and its derivatives was given, and the preparation conditions of graphene-modified bitumen were evaluated. Then, the effect of graphene on the physical and rheological properties of bitumen was investigated. In addition, the effect of graphene modification on the performance of asphalt mixtures and the use of graphene in composite modification was investigated. As a result, it was determined that graphene improves the high-temperature performance of bitumen, but its effect on the lowtemperature and fatigue performance of bitumen is mostly negligible. In addition, it has been determined that graphene increases the rutting resistance of bituminous mixtures and positively affects the cracking resistance of bituminous mixtures in general.Publication Farklı dezentegrasyon yöntemleriyle işlem görmüş çamurların çözünebilirliklerinin ve suyunu verme özelliklerinin değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-06-10) Topaç, Fatma Olcay; Kılıç, Melike Yalılı; TOPAÇ, FATMA OLCAY; YALILI KILIÇ, MELİKEÇamur dezentegrasyon yöntemleri özellikle atık çamurların anaerobik çürütülmesinden önce ön arıtım yöntemi olarak kullanılmakta ve çeşitli çamur özelliklerinde iyileşmeler sağlayabilmektedir. Bu çalışmada, konserve gıda üretimi yapan bir işletmenin atıksu arıtma tesisinden alınan atık aktif çamura hidrodinamik kavitasyon, asidik dezentegrasyon ve alkali dezentegrasyon yöntemleri uygulanmış, çözünebilir kimyasal oksijen ihtiyacı (ÇKOİ), kapiler emme süresi (KES) ve santrifüjlenebilir çökelebilirlik indeksi (SÇİ) değerlerinde meydana gelen değişimler incelenmiş ve uygulanan yöntemlerin, çamur çözünebilirliği ile susuzlaştırılabilirliği üzerindeki etkileri kıyaslanmıştır. Çalışmada çamura uygulanan tüm dezentegrasyon yöntemleri atık aktif çamurun çözünebilirliğini olumlu yönde etkilemiş ve çamurdaki ÇKOİ konsantrasyonunu önemli derecede arttırmıştır. Uygulanan yöntemler içerisinde çamurun çözünebilirliğini en fazla arttıran yöntemlerin hidrodinamik kavitasyon ve alkali dezentegrasyon (pH 11) olduğu tespit edilmiştir. Diğer yandan çamurun çözünebilirliğini en fazla arttıran bu yöntemlerin çamurun KES ve SÇİ değerlerini de arttırdığı, yani çamurun su verme performansını olumsuz yönde etkilediği sonucuna ulaşılmıştır.Publication Bir lojistik dağıtım ağının genetik algoritma ile yeniden tasarlanması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-06-11) Cam, Ahmet Mert; Aydın, Nezir; YokLojistik yönetimi, özellikle ticaretin küreselleşmesi ve endüstriyel döngülerin hızlandığı bir ekonomik ortamda, ekonomik rekabet gücü, zaman ve hizmet kalitesi açısından hedeflerine ulaşmak isteyen herhangi bir şirket için stratejik bir konu haline gelmiştir. Bu gelişmeler, teknolojik alt yapıların gelişmesi, ticaret akışlarının artan karmaşıklığı, artan rekabet ve sürdürülebilir kalkınmadan kaynaklanan ekonomi eğilimlerden etkilenmiştir. Bu nedenle lojistik ağların tasarımı ve planlaması hem işletmeler hem de araştırmacılar için giderek daha önemli hale gelmiştir. Bu çalışmada, gönderilerin üreticilerin bulunduğu şehirlerden perakendecilerin bulunduğu şehirlere, doğrudan veya yerleri model tarafından belirlenecek olan bir dizi dağıtım merkezi aracılığıyla dağıtıldığı bir deterministik model oluşturulmuştur. Her varış şehrine sadece bir dağıtım merkezi atanırken, her dağıtım merkezi birden fazla varış şehrine hizmet verebilmektedir. Model, dağıtım merkezlerinin nereye yerleştirileceğine karar vermekte ve lojistik işletme maliyetini en aza indirmeyi amaçlamaktadır. Model, her bir dağıtım merkezi için kapasite kısıtını dikkate almaktadır. Problemi çözmek için genetik algoritma tabanlı bir yöntem geliştirilmiştir. Genetik algoritma modeli Python dili ile kodlanmıştır. Genetik algoritma çözümü, Genel Cebirsel Modelleme Sistemi (GAMS) tarafından elde edilen optimal çözümle karşılaştırılarak küçük boyutlu problemler üzerinde doğrulanmıştır.Publication Bölgesel keşif yapan hava araçları için iki amaçlı görev planlaması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-06-11) Atak, Ayşegül; Öztürk, Diclehan Tezcaner; Yokİnsanlı veya insansız hava araç sistemleri ile birlikte keşif ve gözetleme, kara ve sınır güvenliği, arama ve kurtarma operasyonları gibi önemli faaliyetler yürütülür. Özellikle insansız hava araçlarının kullanımı ile hem sivil hem askeri uygulamalarda bilgi edinilmesi ve müdahale edilmesi kolaylaşmaktadır. İyi bir görev planlama yapılması faaliyetlerin başarı ile yürütülmesi için büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada bölgesel gözetleme yapan hava keşif araçları için görev planlaması yapılmıştır. Bir hava aracı kalkış noktasından göreve başlayarak hedef bölgeleri gözetlemekte ve kalkış noktasına dönmektedir. Çalışmada hedefler, literatürdeki genel yaklaşım olan düğüm ile temsil edilmenin aksine, dikdörtgen alanlar olarak temsil edilmiştir. Bu alanların içini şeritler halinde tarayarak hedeften bilgi edinilmektedir. Rotalar oluşturulurken birbiri ile çelişen iki amaç gözetilmiştir. Birincisi uğranılan hedeflerden elde edilen toplam bilgiyi maksimize etmek ikincisi ise görev boyunca kat edilen toplam mesafeyi minimize etmektir. Etkin çözümlerin bulunması için iki amaçlı karma tam sayılı programlama modeli geliştirilmiş ve epsilon-kısıt yöntemi ile çözülmüştür. Büyük boyutlu problemler için de bir sezgisel çözüm yöntemi önerilmiştir. Tüm çözüm yöntemleri farklı boyutlardaki problemlerde karşılaştırılmıştır.Publication Irrigation scheduling and determination of irrigation water requirement of paddy rice with drip irrigation using TAGEM-SUET model(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-06-18) Altınbilek, Hakkı Fırat; Kızıl, Ünal; YokNowadays, as the pressure of drought on water resources increases, new approaches regarding paddy rice irrigation, which has the highest water consumption rate, need to be taken into consideration.One of these approaches is the drip irrigation method, which saves significant amount of water in paddy rice irrigation. In this study, 4 different irrigation programs (25%, 50%, 75% and 100%) in drip irrigation method and ponding methodfor paddy rice in Edirne were examined in TAGEM-SUET. As a result of the study, the evapotranspiration of paddy rice during the production season was calculated as 692.83 mm, the amount of irrigation water was calculated as 162-648 mm in drip irrigation. In the model, it was measured that the optimum drip irrigation program would not cause a decrease in efficiency despite saving 38% of water compared to the ponding method. It is thought that TAGEM-Suet can be a good tool for irrigation planning and management of paddy rice, depending on climatic conditions.Publication Sıcaklık ve yağış verilerinin yenilikçi trend analizi yöntemleriyle analiz edilmesi: Küçük menderes havzası örneği, Türkiye(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-06-26) Güneş, Begüm; Demirtaş, Batuhan; Tuncer, Gamze; Sönmez, Osman; Yokİklim değişikliği, aşırı yağış/sıcaklık, taşkın veya kuraklık gibi ekstrem olaylara sebebiyet verebilmektedir. Bu çalışmada ülkemizin önemli havzalarından biri olan Küçük Menderes Havzasının uzun vadeli bölgesel eğilimlerinin yönünü belirlemek için Yenilikçi Şen (ITA) ve Yenilikçi Poligon Trend (IPTA) Analizi yöntemleri kullanılmıştır. 6 istasyonun (Kuşadası, İzmir Bölge, Çeşme, Ödemiş, Seferihisar ve Selçuk) 1972-2023 periyodu aylık ortalama sıcaklık ve toplam yağış verileri çalışmada analiz edilmiştir. Bu verilerin homojenliği Buishand, Pettitt, Standard Normal Homogeneity Test (SNHT) ve von Neumann Ratio Test yöntemleri ile sınanmıştır. ITA yönteminde veriler düşük, orta ve yüksek olarak sınıflandırılmış ve grafiklere %1,%2 ve %3 eğilim çizgileri çizilmiştir. Toplam yağışlar incelendiğinde orta sınıfta trend gözlenmezken, yüksek sınıfta ortalama %0,33 oranında artan trend gözlenmiştir. Ortalama sıcaklık verileri incelendiğinde ise düşük, orta ve yüksek sınıfta sırasıyla ortalama %0,92, %1,67 ve %2,42 oranında artan trend gözlenmiştir. IPTA yönteminde ise istasyonların ay bazında trend uzunlukları, eğimleri ve yönleri bulunmuştur. Sıcaklık verileri hemen hemen tüm istasyonlarda artan trend bölgesi içinde kalmıştır. Yağış verilerindeyse dinamik bir tabloyla karşılaşılmaktadır. Analizler sonucunda ilerleyen periyotta hem sıcaklık hem de yağışlar için artan trend gözlenmiştir.Publication Meyve ve sebze atıkları ile inek gübresinin anaerobik kofermantasyonu ile elde edilen biyogazın enerji potansiyelinin belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-03) Kaptan, Rutkay; Topaç, Fatma Olcay; Kaptan, Rutkay; TOPAÇ, FATMA OLCAYİnsanlık tarih boyunca günlük hayatını devam ettirebilmek için hem enerjiye hem de gıda maddelerine ihtiyaç duymuştur. Tarım ve hayvancılık sektörleri ürünleri insanların temel besin ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Bu tüketim sonucunda oluşan atıklar ise anaerobik kofermantasyon yoluyla biyogaza çevrilerek enerji eldesinde kullanılabilmektedir. Bu çalışma meyve ve sebze atıkları ile inek gübresinin anaerobik kofermantasyonu yoluyla elde edilen biyogazın enerji üretimine uygun olup olmadığını araştırmaktadır. Kullanılan atıklar meyve ve sebze atıkları ile inek gübresi olarak belirlenmiştir. Çalışma, 30 günlük hidrolik bekletme süresi boyunca, 37 °C sıcaklıkta, 3 L hacme sahip 2 reaktör kullanılarak gerçekleştirilmiştir. R1 ve R2 olarak adlandırılan bu reaktörlerin organik yükleme oranları sırasıyla; 0,5 ve 0,6 g VS/L.gün olarak belirlenmiştir. Karışım oranları sırasıyla; R1:%40 meyve + %30 sebze + %30 inek gübresi; R2: %35 meyve + %40 sebze + %25 inek gübresi şeklindedir. Reaktörlerden toplanan veriler, bu atık kompozisyonundan üretilecek biyogazdan elde edilecek elektrik enerjisi miktarının 2,38 kWh olduğunu göstermiştir. Bu sonuçlar, meyve ve sebze atıklarıyla inek gübresinin anaerobik kofermantasyonunun, üretebilecekleri enerji potansiyeli, atık miktarlarının fazla olması ve sürdürülebilir enerji üretim yöntemi olması sebebiyle, alternatif enerji kaynağı olarak değerlendirilmesinin mümkün olduğunu göstermektedir.Publication Satış tahmini için derin öğrenme yöntemlerinin karşılaştırılması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-14) Erol, Begüm; İnkaya, Tülin; İNKAYA, TÜLİNDijital dönüşüm ile tedarik zinciri yönetiminde büyük veri analitiğinin önemi gün geçtikçe artmaktadır. Özellikle müşteri taleplerinin hızlı ve doğru tahmin edilmesinde büyük verinin kullanımı firmalara rekabet avantajı sağlamaktadır. Bu doğrultuda, yapay zekâ tekniklerinden biri olan derin öğrenme modelleri büyük verideki karmaşık örüntülerin keşfedilmesinde öne çıkmaktadır. Son yıllarda literatürde çok sayıda derin öğrenme yöntemi önerilmiştir. Bu çalışmada, satış tahmini problemi için derin öğrenme yöntemlerinin performansları karşılaştırılmıştır. Bu kapsamda derin sinir ağı (DNN), derin otokodlayıcı (Deep AE), evrişimli sinir ağı (CNN), tekrarlayan sinir ağı (RNN), uzun kısa-süreli bellek (LSTM) ağı, çift yönlü LSTM (Bi-LSTM) ağı, kapılı tekrarlayan birim (GRU), CNN-LSTM ve evrişimli LSTM (ConvLSTM) yöntemleri uygulanmıştır. Çeşitli sektörlere ait satış verileri kullanılarak deneysel çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Hiperparametre optimizasyonu ardından ele alınan yöntemlerin performansları tahmin doğruluğu ve eğitim süreleri açısından karşılaştırılarak sonuçların istatistiksel anlamlılığı değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, LSTM ve GRU modellerinin tahmin doğruluğunda başarılı sonuçlar verdiği, CNN modelinin ise eğitim süresini kısalttığı görülmüştür.Publication Bursa ili’nde iklim değişikliğinin olası etkilerinin belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-29) Dindar, Efsun; Demircan, Mesut; Keskinden, Nilay; DİNDAR, EFSUN; Keskinden, Nilayİklim değişikliği günümüzün en önemli global krizlerinden biri haline gelmiştir. Bu açıdan hem insanlar hem de doğal hayat üzerinde çok önemli etkileri olmaktadır. Sağlık sorunları yanında sosyal ve ekonomik açıdan da olumsuz etkileri bulunmakta olup, iklim değişikliği ile mücadelede önemli adımlar atılmaya başlanmıştır. Aynı zamanda iklim değişikliğine uyum sağlanabilmesi açısından da çeşitli çabalar ve araştırmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalara örnek olarak iklim modeli yöntemi gösterilmekte olup, bu yöntem aracılığıyla iklim değişikliğinin gelecekteki etkilerini öngörülebilmektedir. Bu çalışma kapsamında Bursa ili için HadGEM-AO modeli ve RCP 4.5 ve RCP 8.5 senaryoları kullanılarak yağış trendleri incelenmiştir. RCP 4.5 ve RCP 8.5 senaryoları kullanılarak yapılan analizler iklim değişikliği konusunda önemli bilgiler sağlamaktadır. İklim değişikliği ve etkilerinin ele alındığı bu araştırma, gelecekteki stratejilerin belirlenmesine ve iklim değişikliğiyle mücadelede daha etkili adımlar atılmasına katkıda bulunabilir.Publication Bir otomobil salıncağının topoloji optimizasyonu(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-08-01) Nazlı, Abdulkadir; Özsoy, Neslihan; YokTopoloji optimizasyonu; makine endüstrisi, otomotiv sanayi, savunma sanayi, inşaat sektörü, uzayhavacılık sanayi, sağlık sektörü gibi birçok alanda kullanılmaktadır. Bu yöntem hızlı, çözüm odaklı ve düşük maliyetlidir. Topoloji optimizasyonu sayesinde yakıt tüketiminde düşüş sağlanarak doğaya salınan zararlı emisyon gaz oranlarında da azalma görülmektedir. Bu çalışmada bir otomobil salıncağının topoloji optimizasyonu yapılarak, parça ağırlığında hafifletme amaçlanmıştır. Sonuç olarak optimum ürün elde edilmesi hedeflenmiştir. Bilgisayar ortamında tasarım ve analizler gerçekleştirerek, prototip ve test aşamalarında harcanan zaman ve maliyetten tasarruf sağlanması hedeflenmiştir. Üç boyutlu modelleme çalışması, bilgisayar destekli tasarım aracı olan CATIA programında gerçekleştirilmiştir. Sonlu elemanlar analizi ve topoloji optimizasyonu bilgisayar destekli analiz programı ANSYS ile yürütülmüştür. Sonuç olarak parça ağırlığı 4,917kg (%57 oranında) azaltılmıştır. Araçtaki toplam ağırlıktaki azalma ise 9,83kg’dir.Publication Geri yayılımlı birlikte evrim ile iyileştirilmiş derin sinir ağları kullanılarak yol çatlak tespiti(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-08-02) Anık, Emirhan Mustafa; Arslan, Turan; Anık, Emirhan Mustafa; ARSLAN, TURANKarayolu esnek üstyapılarındaki çatlaklar genellikle trafik yükleri ve hava koşullarından kaynaklanır. Bu çatlakların genişlemeden tespit edilip gerekli bakımlarının yapılması, yol konforunun sürekliliğini sağlamanın yanı sıra bakım maliyetlerini de azaltacaktır. Bu çalışma, yoldaki çatlakları gerçek zamanlı ve yüksek doğrulukla tespit etmeyi amaçlamaktadır. Bu bağlamda, Geri Yayımlı Birlikte Evrim yaklaşımıyla İyileştirilmiş Derin Sinir Ağları ve görüntü işleme yöntemleri birlikte kullanılmıştır. Ayrıca, çeşitli sayı ve çözünürlüklerde çatlaklı görsel veriler içeren EdmCrack600, AsphaltCrack, CFD ve CrackSegmentation veri setleri kullanılarak yeni bir veri seti oluşturulmuş ve bu veri seti üzerinde Derin Sinir Ağları tabanlı öğrenme gerçekleştirilmiştir. Modelin doğruluğu, CFD veri seti kullanılarak Kesinlik, Duyarlılık ve F1-Skoru ile değerlendirilmiştir. Değerlendirme sonucunda, önerilen yöntemin saniyede 48 görsel üzerinde çatlak tespit edebildiği ve %92,74 Kesinlik, %88,92 Duyarlılık ve %89,61 F1 Skoru başarı oranlarına ulaştığı gözlemlenmiştir.Publication Jeofizik yöntemler ile kütle hareketi modellemesi: Karapürçek, Sakarya örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-08-02) Silahtar, Ali; Karaaslan, Hasan; YokBu çalışma, sismisitesi yüksek, aynı zamanda jeomorfolojik yapısı ve yüksek yağış rejimi ile heyelan probleminin sıklıkla gündeme geldiği bölgelerden biri olan Sakarya ilinin Karapürçek ilçesinde meydana gelmiş bir kütle hareketinin bütünleşik jeofizik yöntemler ile modellenmesini amaçlamıştır. Bu amaç doğrultusunda heyelan yüzeyinde farklı fiziksel özelliklere duyarlı iki boyutlu (2B) elektik rezistivite tomografisi (ERT), aktif yüzey dalgaları analizi (MASW) ve mikrotremör (HVSR) yöntemleri uygulanmıştır. Jeofizik kesitler ile heyelan içyapısının gerçeğe daha yakın modellenebilmesi için jeolojik zemin sondajlarına da başvurulmuştur. Gerçekleştirilen bütünleşik çalışmalarda, yüksek özdirence ve kayma dalgası hızına (Vs) sahip heterojen yapıda kırıklı-çatlaklı arkozik kumtaşı malzemesinin alışagelmiş kütle hareketi modellerinin aksine düşük özdirence ve Vs hızına sahip kiltaşı üzerinde hareket ettiği belirlenmiştir. Bu karakterizasyon mikrotremörden elde edilen doruk genlik frekans değerlerinin düşük frekanslara doğru hareketi ile de desteklenmiştir. Ayrıca alt kotlara doğru yeni kayma düzlemleri ile gerçekleşen ilerleyişin peneplen vadi sırtında bir rotasyona uğradığı ve farklı yönde bir kayma düzlemine evrildiği tespit edilmiştir. Elde edilen bu sonuçlar çalışma alanındaki kütle hareketini tanımlayan basitleştirilmiş bir şematik diyagram üzerinde de verilmiştir. Son olarak heyelan karakterizasyonu kapsamında gerçekleştirilen bu gibi çalışmaların kütle hareketini önlemedeki rolü ve farklı disiplinlere sağladığı katkı ortaya konmuştur.