Uluslararası Biyosistem Mühendisliği Dergisi
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11452/10995
Browse
Browsing by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 28
- Results Per Page
- Sort Options
Item Arıtılmış atıksuların tarımsal sulamada kullanımı: İznik örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-01) Adalı, Sümeyye; Kılıç, Melike Yalılı; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-5077-7358; 0000-0001-7050-6742Nüfus artışı ve antropojenik faaliyetlerin gelişimine paralel olarak insanoğlunun doğal kaynak ve ham madde ihtiyacının artması, özellikle tüketim alışkanlıklarının değiştiği günümüzde kaynakların aşırı tüketilmesine ve kirlenmesine yol açmış ve buna bağlı olarak kaynakların doğadaki varlığı tükenme tehlikesiyle karşı karşıya gelmiştir. Tehlike altındaki bu kaynaklardan biri de sudur. Bu durumun farkında olan birçok ülke, mevcut su kaynakları ve kalitesinin korunması, oluşan atıksuyun yeniden kullanımına imkan vermesi dolayısıyla atıksu arıtma teknolojilerini kullanmaktadır. Ülkemizde de atıksu arıtımına önem verilmekte ve arıtma tesisleri projelerinin ülke genelinde yaygınlaşması devam etmektedir. Özellikle akarsu, göl, deniz gibi bir çok habitata ev sahipliği yapan doğal sulak alanların kirlenmesini önlemek amacıyla uygun teknoloji kullanımıyla deşarj kriterleri sıkı tutulmaktadır. Bu çalışmada Bursa ilinin İznik ilçesinde membran biyoreaktör (MBR) teknolojisine sahip olan evsel atıksu arıtma tesisinde arıtılmış atıksuların, 2019 yılı verileri baz alınarak tarımsal sulamada kullanılması durumunda elde edilecek tasarruf miktarı hesaplanmıştır.Item Development of an android-based application to be used in the calculation of biogas and electrical energy potentials of different livestock manure(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-14) Altınbilek, Hakkı Fırat; Kızıl, ÜnalToday, in parallel with the increasing world population, the amount of waste and energy deficit is growing steadily. In order to ensure the sustainability of the resources available in this process, the environmental damage of waste should be minimized and innovative approaches should be undertaken. Especially recently, biogas production from organic wastes has been considered as an alternative for the effective use of resources. Since organic wastes are used in the biogas production process, not only the wastes are removed from the production facilities but also the energy acquisition makes waste management systems necessary. Data operating environments are important sources for demonstrating different capacities and alternatives in waste management. In this context, an application has been developed on the MIT App Inventor 2 platform that can calculate biogas and electrical energy potentials according to the characteristics of 7 different farm animals’ manure including dairy cattle, beef cattle, calf, sheep, goat, laying hen and broiler. As an example, biogas potential was calculated using the dairy and beef cattle data in Biga district of Çanakkale.Item Farklı örtü malzemesi ve ısıtma derece değerlerine bağlı olarak seralarda ortaya çıkan ısı enerjisi gereksiniminin belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-16) Boyacı, Sedat; Kılıç, İlker; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Biyosistem Mühendisliği Bölümü.; 0000-0003-0087-6718Sera yetiştiriciliğinde kaliteli yüksek verimin alınabilmesi bitkilerin gereksinim duyduğu optimum sıcaklıkların sağlanması ile mümkün olabilmektedir. Ancak bu sıcaklıkların sağlanması için gerekli olan enerji maliyetlerinin yüksek olması üreticinin ısıtma konusunda karar vermesini olumsuz yönde etkilemektedir. Çalışmada, polietilen (PE) ve polikarbon (PC) sera örtüsü ve seraların beş farklı sıcaklık derecesinde (16°C, 17°C, 18°C, 19°C ve 20°C) tutulması durumunda gereksinim duyulan ısı gücü, yakıt miktarı ve atmosfere salınan karbondioksit miktarlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada, PE serada iç ortam sıcaklık değerinin 16°C de tutulması durumunda gereksinim duyulan ısı gücü gereksinimi, yakıt miktarı ve karbondioksit miktarı sırasıyla 834.93 W m-2 , 157,80 kg m-2 575.46 kg m-2 iken 20°C de 1208.68 W m-2 , 228.44 kg m-2 , 833.06 kg m-2 olarak hesap edilmiştir. PC serada 16°C de gereksinim duyulan ısı gücü gereksinimi, yakıt miktarı ve karbondioksit miktarı sırasıyla 197.66 W m-2 , 37.36 kg m-2 , 136.23 kg m-2 iken 20°C için 321.92 W m-2 , 60.84 kg m-2 , 221.88 kg m-2 olarak hesap edilmiştir. Çalışma sonucunda, üreticilerin farklı örtü malzemesi ve iç sıcaklık değerlerine bağlı olarak birim alan için gerekli olan yakıt miktarlarının önceden belirleyerek üretim ve enerji maliyetleri arasında bir denge oluşturması gerekliliği ortaya konulmuştur. Bunun yanında ekonomik bir yetiştiricilik için ısıtmanın üretim maliyetleri içerisindeki payını azaltıcı önlemler konusunda planlama aşamasında alınması gerekli tedbirler belirtilmiştir.Item Kümeslerde gürültü kirliliği ve etkileri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-30) Girgin, Çağla; Kılıç, İlker; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Biyosistem Mühendisliği Bölümü.; 0000-0003-4666-5131; 0000-0003-0087-6718Gürültü kirliliği sadece insanoğlu için değil hayvanlar için de bir tehdittir. Özellikle kümes hayvanlarında ciddi sağlık problemlerine sebep olmaktadır. Bu problemlerin başında hayvanların psikolojik streslere maruz kalması gelir. Stres, insanlarda olduğu gibi hayvanlar arasında da yaşamı olumsuz etkiler. Ayrıca et ve yumurta tavuklarının verimliliğini ciddi oranda azaltmaktadır. Bunun sonucu olarak da insan vücudunun önemli yapıtaşı olan proteinin kalitesi düşmektedir. Bu çalışmada kümeslerde gürültüye neden olan etkenler ortaya konmaktadır. Bununla beraber gürültünün tavuklar üzerindeki etkiler tartışılmıştır. Gürültünün olumsuz etkileri literatür verileri ile desteklenmiştir, hayvan refahı üzerinde durulmuş ve yapılması gerekenler incelenmiştir.Item A closer look at the statistical data: The tractor count increases as the agricultural production value decreases for Turkey(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-30) Solak, MehmetFAO claims that the World population will increase by 2.3 billion people by the year 2050 that practically means more food and more energy demand. Agriculture is an energy-intensive industry. Nearly 30% of the world’s total energy production is utilized by agriculture and related sectors. Energy consumption per-capita is accepted as an indicator of development and prosperity. Mechanization levels in agriculture are believed to be the key factor for total productivity. Tractors are the key mechanization units that operate in agricultural activities. Statistics show that in past years tractor numbers of Turkey have shown a great increase every year, however, some other statistics show a decrease in total agricultural production value. A simple co-efficient is proposed in this study calculated by dividing total production value to tractor count. Study shows that although tractor numbers are rising, agricultural production value is decreasing and the co-efficient for 2010 was 0.075, and it gradually decreased to 0,052 in the year 2016. Simplistic forecasting of tractor numbers showed that there might be nearly 1.6M tractors by the year 2030. Statistical data from TUIK and FAO shows tractor count increases but total agricultural production value decreases.Item Farklı özellikteki toprak iyileştiricilerinin hafif bünyeli toprakların su tutma kapasitesi üzerine etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-09-26) Er, Hasan; Demir, Yasin; Meral, RamazanTarımsal üretimde su en önemli faktörlerden biri olup; verim ve kalite üzerinde doğrudan etkilidir. Uygulanacak su miktarı toprağın su tutma kapasitesi ile sınırlı olup kumlu topraklarda daha düşük değerdedir. Bitkilerin yararlanabildikleri yarayışlı su miktarı toprağın bünyesi, yapısı, gözeneklilik ve organik madde içeriği gibi faktörlere bağlıdır. Toprağın organik madde içeriğini artıran uygulamalar diğer olumlu etkilerinin yanı sıra yarayışlı su miktarını da artıracaktır. Bu amaçla yapay ve doğal pek çok toprak iyileştirici kullanılmaktadır. Bu uygulamalarda esas olan konu toprak iyileştiricinin beklenen faydaları sağlarken aynı zamanda kolay elde edilebilir ve ekonomik olmasıdır. Bu çalışmada yöre toprak koşulları ve toprak düzenleyicinin elde edilebilirliği dikkate alınarak; ahır gübresi, leonardit ve su tutucu polimer, ağırlık/ağırlık (w/w) esasına göre toprağa ahır gübresi (A) ve leonardit (L), toprağa %1, %2, %4 oranında, su tutucu polimer (S) ise toprağa %0.1, %0.25 ve %0.4 oranında karıştırılmıştır. Uygulamalar %48.6 kum içerikli toprak kullanılarak saksı ortamlarında yürütülmüştür. Elde edilen sonuçlara göre her bir uygulama organik madde içeriğindeki artışa paralel olarak; hacim ağırlığı, porozite ve su tutma kapasitesi üzerinde olumlu etkilerde bulunmuştur. Yarayışlı su değerleri kontrol uygulamasında ortalama %9.47 olarak belirlenirken, leonardit uygulamalarında %9.50-14.04, ahır gübresi uygulamalarında %9.05-17.30, su tutucu polimer uygulamasında ise %10.68-16.48 arasında değişmiştir. Polimer uygulaması tarla kapasitesinde daha yüksek artış göstermiş ancak aynı oranda solma noktasının da artması nedeniyle toplam etkisi sınırlı olmuştur. Sonuç olarak ahır gübresi uygulamasının aynı zamanda etkisinin kalıcı olması ve bitki besin elementi avantajı gibi diğer etkileri de dikkate alındığında; kumlu toprakların su tutma kapasitesinin artırılmasında en etkili yöntem olduğu belirlenmiştir.Item The improvement of tamper evident closure mechanism(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-12-30) Kutluğ, Gürer; Ak, Gökhan; Dede, Kübra; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Biyosistem Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-1459-3869The enhancement of the original content within the package with another similar range of low quality without evidence is the most common problem of the world. The danger in such counterfeit attempts is seriously understood by not just developing countries but also by developed countries as well. Counterfeit contents may lead to the death of people by damaging them and especially engine oil, fuel, cooking oil, fruits, tomato paste, milk etc. Tamper evidence (TE) in industrial containers becomes more critical with the improvement of forgery techniques by unauthorized persons. However, although security measures have been taken against unauthorized persons, an unauthorized person who makes extra-special efforts to remove the original closure mechanism can access the contents of the package before the first user without visible evidence. The user spending a lot of money to buy high-quality product wants to know whether he/she uses the original content or not. Therefore, a closure mechanism that prevents unauthorized persons from removing the actual closure mechanism without any damage to the closure mechanism, or, for such industrial containers, the container piercing mechanism can be used. In this study, a closure mechanism has been developed that prevents unauthorized persons from removing the original closure mechanism without damaging the closure mechanism. Analyzes regarding the first opening guarantee of the relevant closure mechanism have been created. Thus, it is proved that closure mechanism could not be reused in case of any opening due to the permanent deformation it is achieved in the designed closure mechanism.Item Süt sığırı işletmelerinin küresel ısınma potansiyelinin Tier-1 yöntemi ile tahminlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-12-30) Yaylı, Büşra; Kılıç, İlker; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Biyosistem Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-0198-3550; 0000-0003-0087-6718Türkiye’de süt sığırı işletmelerinin entansif hale gelmesiyle, atık ve kirletici miktarı da artmaktadır. Ruminant hayvanlar olmaları nedeniyle önemli CH₄ (metan) emisyon kaynağı olarak görülmektedir. Ayrıca gübre yönetiminden kaynaklanan N₂O emisyonları da atmosferde tehlike oluşturmaktadır. CH₄ ve N₂O gazlarının atmosferde ısıyı absorbe kapasiteleri yüksektir, bu nedenle küresel ısınmaya etkileri üzerinde önemle durulması gerekmektedir. Bu çalışmada, Türkiye’deki mevcut süt sığırı işletmelerinin enterik fermantasyon ve gübre yönetiminden kaynaklanan küresel ısınma potansiyeli ve Bursa ilinin katkısı, IPCC tarafından tanımlanan Tier-1 yöntemi yardımıyla belirlenmiştir. Hesaplamalar sonucunda Türkiye’deki süt sığırı işletmelerinin küresel ısınma potansiyeli 53.5 Tg CO₂ ve Bursa’nın potansiyeli ise 0.70 Tg CO₂ olarak hesaplanmıştır. Küresel ısınma potansiyeline en büyük negatif etkiyi N₂O emisyonlarının oluşturduğu görülmüş ve çeşitli önleme önerileri sunulmuştur.Item Seralarda soğutma pedi olarak yerel malzemelerin kullanımı olanaklarının araştırılması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-12-31) Boyacı, Sedat; Akyüz, Adil; Eren, Merve NurSeralarda yaz aylarında sera iç ortamında meydana gelen aşırı sıcaklık yükselmeleri bitki yetiştiriciliğini sınırlandırmaktadır. Bu dönemlerde uygulanan doğal havalandırma ve zorunlu havalandırma uygulamaları yetersiz olmaktadır. Ancak iç sıcaklık değerlerini düşürmek amacıyla kullanılan evaporatif serinletme yöntemleri havanın duyulur ısısını gizli ısıya dönüştürerek iç ortam sıcaklık değerlerini düşürmenin yanında ortamdaki bağıl nem değerlerini arttırarak yetiştiriciliğe imkân tanımaktadır. Bu evaporatif serinletme yöntemlerinden biri de fan ped serinletme yöntemidir. Bu sistemde ticari olarak kullanılan selüloz esaslı ped malzemesinde iç ortam hava sıcaklığının, dış ortam havasının sıcaklığına göre 5-15°C altına düşürülebileceğini ve sistem etkinliğinin ise yaklaşık %80 olabileceği araştırmacılar tarafından belirlenmiştir. Ancak ped maliyetinin yüksek olması sistemin kullanılmasını sınırlandıran en büyük etmenlerden biridir. Bu amaçla kırsal bölgelerde atık olarak değerlendirilecek birçok yerel malzeme (kabak lifi, saman, çuval bezi, kavak talaşı, hindistan cevizi lifleri, odun talaşı, samar, japon şemsiyesi, topalak, kenevir, palash ağacı, pomza taşı, volkanik tüf) araştırmacılar tarafından denenmiştir. Araştırmacılar, bu malzemelerin ticari olarak kullanılan pedlere alternatif olarak düşük maliyet ile kullanılabileceği ve iç ortam hava sıcaklığının, dış ortama göre 3-13°C düşürülebileceğini ve sistem etkinliğinin ise yaklaşık %80 olduğunu bildirmektedirler. Yapılan bu çalışmada, Türkiye’deki örtü altı alan ve üretim miktarları, seralardaki serinletme ihtiyacı, yerel olarak kullanılabilecek malzemelerin verimlilikleri ve ped malzemesinde aranacak özellikler literatür verileri ile tartışılarak kullanım olanakları hakkında bilgiler sunulmuştur.Item Pamuk bitkisinde yapraktan kükürt uygulamasının uzun süreli su stresi koşullarında yaprak sıcaklığına etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-04-23) Candemir, Derya Kazgöz; Ödemiş, BerkantBu araştırma farklı gelişme dönemlerinde (vejetatif gelişme dönemi (VG), çiçeklenme ve koza oluşumu dönemi (ÇKO), kozaların açılması dönemi (KA)) uzun süreli su stresine maruz bırakılmış Carisma çeşidi pamuk bitkisine yapraktan kükürt uygulamasının yaprak sıcaklığına etkisinin belirlenmesi amacıyla 2015-2016 yıllarında yürütülmüştür. Tesadüf bloklarında bölünmüş parseller deneme desenine göre üç tekerrürlü olarak kurulan bu araştırmada, ana parsellere gelişme dönemleri (OOO, TTT, TOO, OTT, OTO, TOT), alt parsellere kükürt dozları (S₀: Kontrol, S1: 1500 ml ha-¹, S2: 2500 ml ha-¹, S3: 3500 ml ha-¹) konumlandırılmıştır. Çalışmada su stresinin fizyolojik etkilerini belirlemek amacıyla yaprak sıcaklığı ile bitki su tüketimi ve verim ölçümleri yapılmıştır. Ortalama değerler incelendiğinde gelişme dönemlerinde uygulanan sulama suyu miktarındaki artış yaprak sıcaklığı değerlerini önemli ölçüde azaltmıştır. Verilen sulama suyu miktarının azalması (OOO ve TTT karşılaştırıldığında) ile yaprak yüzey sıcaklığında ilk yıl %7.1, ikinci yıl %18.4 oranında artış gerçekleşmiştir. Her iki yılda da en düşük yaprak sıcaklığı bütün gelişme dönemlerinde tam sulama suyu uygulanan TTT konusunda gerçekleşmiştir (27.35-27.28 °C). Stres nedeniyle yaprak sıcaklıklarındaki 1⁰C’lık artış, verimde ilk yıl 78.6 kg da-¹, ikinci yıl 75.2 kg da-¹ azalmaya neden olmuştur. Farklı gelişme dönemlerinde uzun dönemli su stresine maruz kalındığında uygulanan kükürt dozlarının etkileri her sulama konusunda farklılık göstermiş ancak genel olarak S₁ dozunun yaprak sıcaklığını azaltarak aynı zamanda verim değerini artırdığı belirlenmiştir.Item Sustainable design of stormwater runoff treatment systems for small airports(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-06-16) Güneş, KemalAirports designated with special status; where, rather than passenger and cargo transportation; pilot, parachute, model plane and glider trainings are conducted mostly, have important functions in Turkey. They are much smaller than other commercial airports in terms of the space they occupy and the aircrafts that use the same. Nevertheless, wastewater is produced due to runways and other impervious surfaces, though much less than large airports. Therefore, in terms of waste management, it is important to eliminate wastewater that originates from these areas and to include them in waste management plans besides other pollutants. This is even more important especially in small airports that are located on drinking water basins. In this study, exemplary effective and low cost treatment systems, which are easy to construct and manage and intended to treat pollutants which may be carried by stormwater runoff from asphalt and other impervious surfaces of small airports are discussed. According to a research conducted under meteorological conditions of Istanbul, BOD₅ and heavy metal removals are taken as basis in these exemplary treatment systems. It has been calculated and recorded that required constructed wetland system area is 397m² based on the estimated removal efficiency of 95% and the lowest average water temperature for Istanbul. On the other hand, preliminary treatment system that consists of filtration and settling pond has a volume of 20 m³ and has the capacity to discharge into a further treatment system following the preliminary treatment depending on the conditions.Item Biyolojik sistemlerde gelecekteki nano / biyosensör ürünlerine hazırlık(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-06-17) Tüylek, ZülfüBiyosensörler, temel biyolojik süreçleri anlamamıza yardımcı olan değerli bilgileri kodlayan biyomoleküllerin ve biyo-işlevlerin dinamik değişikliklerini izlemek için tasarlanmış temel araçlardır. Günümüzde doku histolojisi, doku analizi ihtiyacını karşılayan en yaygın analitik tekniktir. Bu teknik, uç nokta analizi, yüksek maliyet ve uzun hazırlık süresi ile sınırlıdır. Uygulamalarda, gerçek zamanlı izlemedeki zorluklar ve nitel yorumlamada ortaya çıkan etik sorunlar nedeniyle kullanımı avantajlı değildir. Bu nedenle, boyuta bağlı olarak farklı fizikokimyasal özelliklere sahip nanometre ölçekli malzemeler, son zamanlarda biyolojik algılama (sensör) uygulamaları için umut verici adaylar olarak ortaya çıkmıştır. Bu sensör yapıları, önemli fizyolojik parametrelerin gerçek zamanlı değişikliklerine benzersiz bir bakış açısı sağlar. Sensör bileşenlerinin iki veya daha fazla sinyal aktarım mekanizmasına dayalı olarak çalıştığı çok modlu (multi mod) nanosensörlerin yarattığı sinerji daha ayrıntılı olarak elde edilir. Yogi Berra'nın "Sadece izleyerek çok şey gözlemleyebilirsiniz" ifadesi, biyosensörlerde biyoalgılama işlevinde sadece küçük bir ayarlama ile yerine getirilir. Pek çok biyolojik süreç, basitçe yüksek uzay- zamansal algılayıcı tepkileri takip edilerek gözlemlenir. Makalemizde son yıllarda in vitro veya in vivo ölçümlere uygulanan nanobiyosensör cihazlarındaki önemli gelişmelere değinilmektedir. Biyolojik algılama uygulamaları için birden fazla mekanizma içeren nanobiyosensörlerin son gelişmelerine kısaca değinilecektir.Item Sulama göleti suyunun yüzeysel su kalitesi ve sulama suyu kalitesi açısından değerlendirilmesi; Uşak ili Güllübağ göleti örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-06-25) Kapdı, Esra Bozan; Aşık, Barış Bülent; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Toprak ve Bitki Besleme Bölümü.; 0000-0003-2842-7535; 0000-0001-8395-6283Su kaynaklarının kalitesinin belirlenmesi ve izlenmesi, kullanım amacına bağlı olarak büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada, Uşak ilinde sulama amaçlı kullanılması planlanan Güllübağ baraj göletinden farklı dönemlerde (Mart, Mayıs ve Temmuz) alınan su örnekleri yüzeysel su kalitesi ve sulama suyu kalite parametreleri açısından değerlendirilmiştir. Su örneklerinde yönetmeliklerde belirtilen fiziksel ve kimyasal analizler yapılmış ve sınır değerler ile karşılaştırılmıştır. Çalışmada gölet suyu sulamaya uygunluk açısından; Elektriksel İletkenlik (EC), ve Toplam Sertlik (TS) değerleri ile Sodyum Adsorbsiyon Oranı (SAR), Sodyum Yüzdesi (%Na), Magnezyum Adsorbsiyon Oranı (MAR), Potansiyel Tuzluluk (PS) ve Permeabilite İndeksi (PI), Kelley İndeksi (KI) gibi parametreler kullanılmıştır. Elde olunan sonuçlara göre Güllübağ göleti amonyum azotu, nitrat azotu, nitrit azotu, toplam kjeldahl azotu ve toplam fosfor içeriği bakımından yüzeysel su kalitesi olarak 3. ve 4. sınıfta yer aldığı, Cl ve SO4 içeriği açısından 2. ve 1 sınıf, B konsantrasyonu açısından ise 2. sınıf, N bileşikleri açısından 4.sınıf, BOİ 3. sınıf, KOİ 2. sınıf sulama suyu olarak değerlendirilmiştir. Ayrıca sulamaya uygunluk açısından hesaplanan parametreler değerlendirildiğinde; Güllübağ sulama göleti suyu % Na değeri 52.8 ile 54.6 arasında, SAR değeri 3.1 ile 3.5, MAR değeri 35.6 ile 37.1, TDS değerleri 782 ile 1038 mg L-1, PS açısından değerlendirildiğinde 4.41-5.72 meq L-1, Kelley indeks değerleri 0.94 ile 1.0 ve PI değerleri 72.5 ile 74.9 arasında değişim göstermiştir. Analizi yapılan ağır metaller açısından sulama yönünden bir problem bulunmamaktadır. Sonuç olarak, değerlendirilen su kaynağının sulama amaçlı kullanımında dikkatli olunması ve toprak özellikleri ile yetiştirilecek bitkinin toleransları da dikkate alınarak uygulamalar yapılmalıdır.Item Okullarda atık yönetimi yaklaşımı: Balıkesir ili örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-06-30) Hacısalihoğlu, SaadetDünyada nüfusun, kentleşmenin ve teknolojik çalışmaların her geçen gün artması, atık miktarını da dolaylı olarak artırmaktadır. Bu artıştan dolayı insan ve çevre sağlığının korunabilmesi adına atık yönetimi çalışmalarının yapılması zorunlu hale gelmektedir. Bu çalışmada, Balıkesir’de yer alan özel bir orta öğretim kurumunda çalışanların ve öğrencilerin çevre ve atık yönetimi konusunda, sahip oldukları bilgi düzeyini test etmek amacı ile 60 kişilik bir örneklem kitlesine anket çalışması uygulanmıştır. Anket çalışması ile öğrencilerin ve çalışanların demografik yapıları belirlenmiş, çevre ile ilgili geçmiş deneyimleri ilk anket çalışması (ön test) uygulanarak test edilmiştir. Daha sonra eğitim ve seminer çalışmaları ile çevresel duyarlılıkları aynı anketin tekrar uygulanması ile (son test) yeniden değerlendirilmiştir. Çalışmada uygulanan eğitim ve seminerler ile okullarda daha az atık oluşumu, su ve enerji tasarrufu ve atıkların ekonomik ve çevresel boyutları da düşünülerek toplanması konularında farkındalık ve bilinçlendirme hedeflenmiştir.Item Yerel bazı makarnalık buğday (Triticum Durum L.) çeşitlerine ait tohumların fiziksel özellikleri ile renk karakteristiklerinin belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-12-30) Gül, Esra Nur; Altuntaş, Ebubekir; Kırmık, GülşenBu çalışmada, yerel bazı makarnalık buğday çeşitlerine (Eminbey, Mirzabey 2000 ve Şahinbey) ait tohumların bazı fiziksel özellikleri ve renk karakteristikleri incelenmiştir. Çalışmada kullanılan Eminbey, Mirzabey 2000 ve Şahinbey çeşitlerinin nem içerikleri sırasıyla %9.00, %7.72 ve %6.92 (kuru baz, k.b) olarak belirlenmiştir. Fiziksel özelliklerden uzunluk, kalınlık, geometrik ortalama çap, küresellik ve yüzey alanı değerleri açısından çeşitler arasında istatistiksel olarak farklılıklar gözlenmiştir (p<0.01). L parlaklık değerlerinin Eminbey çeşidinde daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Buğday çeşitlerinde maksimum yığılma açısı değeri 7.33⁰ ile Şahinbey çeşidinde bulunurken, minimum değer ise 3.78⁰ ile Mirzabey 2000 çeşidinde bulunmuştur. Çalışmanın sonuçları, ekim ve hasat makinaları ile hasat sonrası teknolojilerindeki taşıma, boyutlandırma, sınıflandırma ve depolama sistemlerinin tasarlanmasında ve ürün işlemede mühendislik verisi olarak kullanılabilecektir.Item Ankara ili Ayaş ilçesinde kuraklığın değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-12-30) Akcapınar, Muhammed Cem; Çakmak, BelginTürkiye ve dünyada son yıllarda kuraklık olaylarının sayı ve şiddetinde önemli artışlar gözlenmektedir. Kuraklık başlangıcı ve sonu net olarak belirlenemeyen, sonuçları yıkıcı felaketlere dönüşebilen, başta su kaynakları olmak üzere tarım, sanayi ve turizm sektörü ile yaban hayatı ve nüfusun yoğun olduğu kentlerde yaşamı tehdit eden önemli bir doğal afettir. Bu araştırmada, son yıllarda yağışların azalmasıyla birlikte kuraklık açısından riskli bölgeler arasında yer alan Ankara İli Ayaş İlçesi çalışma alanı olarak belirlenmiştir. Çalışmada FAO-Penman Monteith (PM), Blaney Criddle (BC), Hargreaves Samani (HS) ve Thorntwaite (TW) yöntemleriyle potansiyel evapotranspirasyon (PET) değerleri hesaplanmış ve elde edilen sonuçların karşılaştırılması yapılmıştır. PM yöntemiyle hesaplanan yıllık ortalama evapotranspirasyon miktarına en yakın tahmini yapan yöntemin BC olduğu belirlenmiştir. Elde edilen evapotranspirasyon değerlerinden yararlanılarak Su Yılına göre Standartlaştırılmış Yağış Evapotranspirasyon İndeksi (SPEI), Palmer Kuraklık Şiddeti İndeksi (PDSI) ve Palmer Hidrolojik Kuraklık İndeksleriyle (PHDI) kuraklık analizleri gerçekleştirilmiştir. Sonuçların değerlendirilmesi kuraklık indekslerinin şiddet sınıflandırmalarına göre Frekans Analizleriyle yapılmıştır. Böylece hem kuraklık indekslerinin hem de evapotranspirasyon tahmin yöntemlerinin karşılaştırılması sağlanmıştır. Ayaş İlçesi 37 yıllık zaman diliminde sıklıkla kurak dönemler geçirmiştir. PM yöntemi temel alınan 12 aylık SPEI analizine göre araştırma periyodunda 2 yıl olağanüstü, 5 yıl çok şiddetli, PDSI ve PHDI indekslerine göre ise 1 yıl olağanüstü, 7 yıl çok şiddetli kuraklıkların görüldüğü dönemler yaşanmıştır.Item Konya ovası topraklarının doygun hidrolik iletkenliğinin paralel drenler yöntemi ile kararlı akış eşitliği kullanılarak belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-12-30) Bahçeci, BarışBu çalışmada, Konya ovasında Hooghoudt denklemi kullanılarak paralel dren yöntemi ile toprakların ortalama doygun hidrolik iletkenliği (Ksat) belirlenmiştir. Çalışmada dren boru çapı 0.1 m, derinliği 1.70 m ve uzunluğu 80 m olan, 40 m dren aralığına sahip, 3 dren hattı ve oluklu plastik borulardan oluşan bir pilot deneme alanından elde edilen veriler kullanılmıştır. Zarf malzemesi olarak, dren derinliğindeki toprağın özelliklerine göre belirlenen kum-çakıl karışımı kullanılmıştır. Testlerde, sistemde serbest akış sağlandıktan sonra drenaj çıkışlarındaki debiler ve iki dren orta noktasındaki hidrolik yükler aynı anda ölçülmüştür. Elde edilen veriler değerlendirilerek Konya Ovası’ndaki akiferin geçirgenliğinin 7.282 m² gün-¹, ortalama hidrolik iletkenliğin (Ksat) 2.867 m gün-¹, ve alt ve üst sınırlarının %90 olasılıkla 2.461Item What’s difference between faunistic and biodiversity studies?(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-12-30) Aydın, GökhanWhile faunistic studies give information about the distribution of animals in a region, the diversity (number and variety of species) studies give information about diversity of plant and animal life within a region of which they are part. In other words; faunistic studies prove the existence of animals in that habitat or region with systematically or by random sampling. The number of individuals of the sampled species is not that important. Faunistic studies are essential scientific studies, especially for the detection of new species and their introduction to the inventory. There is no doubt as to the great desirability of faunistic studies on the geographical distribution of animals. Biological diversity is the variability among living organisms from all sources (including terrestrial, marine, and other aquatic ecosystems) and the ecological complexes. This includes diversity within species (alpha), between species (beta), and of ecosystems (gamma). The importance of this description is that it draws attention to the many dimensions of biodiversity (Genetic, species, habitat, and ecosystem). Studies of biological diversity and its measurement necessarily require systematic and homogenous sampling methods. Especially when comparing two or more habitats in terms of species richness, diversity, evenness, similarity, etc. Such biodiversity indices are often used to measure the diversity in habitats destroyed by human. Four pasture ecosystems, two of which are natural and two of which are grazed by sheep and goats, were chosen as the study area in Atabey district of Isparta province. Pitfall trap and sweep net sampling methods were used in selected habitats. While the pitfall trap sampling method was applied homogeneously in the habitats, the sweep net sampling method was not applied homogeneously. The data obtained from these two sampling methods, homogeneous and non-homogeneous, were used in the calculation of biodiversity parameters.We desire to call attention in this manuscript to the differences between faunistic and biodiversity studies (specially its measurement) with reference to the previous studies.Item Design of constructed wetland systems for cold climates(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-12-31) Güneş, KemalThis study was conducted in order to treat domestic wastewater in Karaurgan village which is located in Sarikamis, a district of the city Kars and on which the most severe weather conditions of Turkey prevail. Karaurgan village which consists of two neighborhoods and one center is located 38 km from the district Sarikamis. During the time when work is carried out (2007), the population of the village is approximately 750 and the number of households is around 750. It has been recorded that the domestic wastewater that originates from the village is discharged directly into the stream even without being retained in a septic tank. This stream that is also known as Karaurgan stream is one of tributaries of Aras river. The treatment system project that has been designed specifically for this village in order to ensure hygiene and prevent other environmental problems caused by domestic wastewater comprises 2 parts. Imhoff tank system that is known as the pre-treatment constitutes the first part while SFS-h or HF (submerged horizontal flow) which is known to be less problematic under cold climate conditions constitutes the other. It is planned that if the required treatment conditions are met within the scope of treatment system, the wastewater treated will be used as water source for irrigating forage plants. It is planned that minimum BOD₅ removal rate be 92% according to the treatment system project designed.Item Niğde ili ve ilçelerinde tarımsal üretimde kullanılan traktörlerin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-06-08) Saygılı, Yaşar Serhat; Şen, BurakBu çalışmada, Niğde ili ve ilçelerinin 2004 – 2020 yılları arasındaki tarımsal üretimde kullanılan traktörler ve bu traktörlerin tipleri incelenmiştir. Çalışmada, Niğde ili ve ilçelerinin tarımsal alanları, tarımsal üretim ile traktörlerine ait istatistiksel veriler kullanılmıştır. İlgili yıllarda, tarımsal üretim yapılan alanlar ve tarımsal üretim faaliyetlerinde kullanılan traktör sayılarında artış olduğu gözlemlenmiştir. Niğde ilinde yer alan ilçeler düzeyinde kullanılan traktörlerin tipleri ve sayıları belirtilmiştir. Altunhisar ilçesinde 37.54-51.52 kW aralığındaki çift akslı traktörlerin oranı %75,68’dir. Bor ilçesinde kullanılan traktör tipi ve traktör güçlerinde büyük değişiklikler görülmüştür. Bor ilçesinde kullanılan traktörlerin %78,7’lik oranını 37.54-51.52 kW aralığındaki traktörle oluşturmaktadır. Çamardı ilçesinde kullanılan traktörlerin %95’lik kısmını traktör gücü 25.76 kW ve üzeri çift akslı traktörler oluşturmaktadır. Çiftlik ilçesi en az tip traktör çeşitliliğine sahip ilçedir ve traktörler 25.76-51.52 kW aralığında yer almaktadır. Merkez ilçesi, Niğde ilinin toplam traktör sayısının %70’lik dilimini oluşturmaktadır. En çok çeşitliliğe ve sayıya sahip olan Merkez ilçesinde tek akslı traktörler ile 25.76-51.52 kW aralığındaki traktörler çoğunluktadır. Ulukışla ilçesi tek akslı 3.68 kW üzeri traktörlerin tamamının yer aldığı ilçedir. Ayrıca ilçede yüksek güç (51.52 kW üzerinde) grubundaki traktörlerin sayısı çoğunluktadır.