Tıpta Uzmanlık / Specialization in Medicine
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/939
Yasal Uyarı ⚠️ Araştırmacılar, tezlerin tamamı veya bir bölümünü yazarın izni olmadan ticari veya mali kazanç amaçlı kullanamaz, yayınlayamaz, dağıtamaz ve kopyalayamaz. BUU Akademik Açık Erişim Web Sayfasını kullanan araştırmacılar, tezlerden bilimsel etik ve atıf kuralları çerçevesinde yararlanırlar.
Browse
Browsing by Department "Anestezi ve Reanimasyon Ana Bilim Dalı"
Now showing 1 - 2 of 2
- Results Per Page
- Sort Options
Item İki balans anestezi yönteminin anestezi sırası ve sonrası erken dönemde bazı parametreler açısından karşılaştırılması(Uludağ Üniversitesi, 1985) Özgün, A. Deniz; Tıp Fakültesi; Anestezi ve Reanimasyon Ana Bilim DalıÇalışmamızda farklı İki balans anestezi yöntemi uygulayarak, ameliyatlar süresince ve ameliyat sonrası erken dönem ile birinci, ikinci ve dördüncü saatlerde elde edilen bulgularımızı karşılaştırdık. Elde ettiğimiz sonuçları değerlendirmeyi amaçladık. Araştırmada yer alan 40 hastanın 20' sine tiyopental sodyum-kas gevşetici-oksijen-azot protoksit'den oluşan bir balans anestezi yöntemi uyguladık. Bu grubu Pentotal grubu olarak isimlendirdik. Diğer 20 hastaya da tiyopental sodyum-kas gevşeticl-oksijen-azot protoksit-halotan-dolantin'den bileşik bir başka balans anestezi yöntemini uyguladık. Bu gruba da Halotan-Dolantin grubu dedik. Ayrıca ayılma odasına gelen hastaların ilk ağrı yakınmalarının baş lama zamanı yaklaşık olarak belirlenerek 50 mg. dolantin*! İM yoldan uyguladık.-48- Her iki gruptaki 20' şer hastanın ameliyatlar süresince dakika nabız sayıları, kan basınçları, refleksleri, cerrahi uyaran ile oluşan ekstremite ve baş hareketlerini inceledik ve biribirleri ile karşılaştırdık. Ameliyatların bitiminden hemen sonra ayılma odasına alınarak her hasta İçin bir ayılma raporu tuttuk. Hareket (A), Solunum (®), Dolaşım (C), Bilinç (D), ve Renk (B) değeri yönünden karşılaştırdık» Ameliyattan çıkan hastaların 4 saatlik zaman aralığında uyanıklık durumlarını, ayılma odasına geldiklerinde ortalama ağrı başlama sürelerini ve ameliyat öncesi ile ayılmaya geliş, 1., 2., 4. saatlerdeki dakika nabız sayıları ile dakika solunum sayılarını karşılaştırdık. Bundan başka, araştırma kapsamına giren hastaları ağrı duyusu ifa- desi olarak, ayılma odasına gelişlerinde, birinci saat, ikinci saat ve dördüncü saatlerde karşılaştırdık. Kaynak taraması sonucu elde ettiğimiz bilgileri, bulgularımızla karşılıklı olarak tartıştık. Anesteziye halotan ve dolantin ekleyerek uyguladığımız balans anestezi yönteminin hem hastaların vital fonksiyonlarının daha dengeli bir şekilde sürdürülmesi hemde anestezist ile operatörün daha rahat çalışacakları bir ortam sağlaması, ayrıca ameliyat sonrası dönemde ağrı yakınmasının daha geç ortaya çıkması yönünden diğer yönteme yeğlediğimizi belirttik. Ayrıca ameliyat sonrası erken dönemde uygulanacak yeterli bir analjezik ajanın da hasta, anestezist ve operatörü büyük ölçüde rahatlattığını gözleyerek, oluşabilecek çeşitli komplikasyonlara da engel olabileceğini saptadık.Item Kombine spiral-epidural teknikle doğum analjezisinde intratekal epinefrin kullanımı(Uludağ Üniversitesi, 2004) Köse, Dilek; Uçkunkaya, Nesimi; Tıp Fakültesi; Anestezi ve Reanimasyon Ana Bilim DalıAmaç:Çalışmamızda; kombine spinal-epidural (KSE) teknikle doğum analjezisi uygulanan olgularda, intratekal olarak verilen 2.5 mg bupivakain ile 25 µg fentanile eklenen dört farklı dozdaki epinefrinin, spinal analjezi süresi ve kalitesine, bulantı-kusma, hipotansiyon, motor blok gelişimi, kaşıntı, doğum süresinde uzama gibi yan etki insidanslarına etkilerini karşılaştırarak, optimal epinefrin dozunu bulmayı amaçladık. Gereç-Yöntem: Etik kurul onayından sonra, ASA 1-11 grubu 37-42. gebelik haftasında, KSE teknikle doğum analjezisi uygulanan 100 olgu çalışmaya dahil edildi. Olgular intratekal verilen epinefrine göre rastgele olarak 20'şerli beş gruba ayrıldılar. Grup l, II, III ve IV'de 2.5 mg bupivakain ile 25 µg fentanile sırasıyla 12.5, 25, 50 ve100 µg epinefrin eklendi. Lokal anestezik ve opioid solüsyonuna epinefrin eklenmeyen grup V ise kontrol grubu olarak alındı. Girişim öncesi ve girişimden sonraki 5, 10, 15 ve 30. dakikalarda maternal sistolik-diastolik kan basınçları, kalp atım hızları, VAS skorları, duyu-motor blok değerlendirmeleri, yan etkiler (bulantı-kusma, kaşıntı, hipotansiyon, motor blok vb), spinal analjezi süreleri, doğum süreleri, fetal kalp atım hızları, 1. ve 5. dakika Apgar skorları kaydedildi. İstatistiksel değerlendirmede Wilcoxon-Signed Ranks, Kruskall VVallis, Mann-Whitney U, Ki-kare ve Student-T testleri kullanıldı. Bulgular: Demografik veriler tüm gruplarda benzer bulundu. Beş grubun 30 dakikalık süre boyunca takip edilen hemodinamik parametreleri arasında da anlamlı fark gözlenmedi. Spinal analjezi sürelerinin epinefrin kullanılan tüm gruplarda kontrol grubuna göre anlamlı olarak uzadığı(p[0.05), ancak epinefrin uygulanan gruplar arasında istatistiksel oîarak anlamlı fark olmadığı gözlendi. Yan etki insidanslarında da gruplar arasında anlamlı fark olmadığı, epinefrin dozunun artışı ile beraber kaşıntı, hipotansiyon, bulantı- kusma sıklığının arttığı görüldü, istatistiksel olarak anlamlı olmamakla beraber, doğum süreierinde de epinefrin artışıyla birlikte uzama olduğu saptandı. Analjezinin başlama süresi, oksitosin gereksinimleri, 1. ve 5. dakika Apgar skorları arasında da fark bulunmadı. Sonuç: KSE teknikle doğum analjezisi uygulamasında, intratekal olarak verilen 2.5 mg bupivakain ile 25 µg fentanile eklenen 12.5 µg epinefrinin yan etkiler üzerinde anlamlı bir değişiklik yapmaksızın spinal analjezi süresini anlamlı olarak uzattığı gözlendi. Bu sebeple biz 12.5 µg epinefrin dozunun doğum analjezisinde intratekal olarak kullanılabilecek optimal doz olduğu görüşündeyiz.