Sosyal Bilimler Doktora Tezleri / PhD Dissertations
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/27
Browse
Browsing by Department "Bursa Yüksek İslâm Enstitüsü"
Now showing 1 - 4 of 4
- Results Per Page
- Sort Options
Item Hitabet-i nebeviyye(Uludağ Üniversitesi, 1980) Kazancı, Ahmet Lütfi; Aydın, Hüseyin; Bursa Yüksek İslâm EnstitüsüResulullah(s. a. v.) nübüvvet ve risalet vazifesinin gereği olarak “HİKMETLE, MEV’IZA-İ HASENE İLE RABBİNİN YOLUNA DAVET” ve ilahi hükümleri tebliğ maksadiyle; ciddi, samimi, gösterişten uzak bir hitabet örneği vermiştir. O, “İDDİASIZ FAKAT MÜKEMMEL BİR HATİPTİR” Gayesi hitabet olmamakla beraber, modern hitabette faydalı ve başarılı olan her usul ve tekniği. Resulullahın, hitabetinde kullandığını görmek mümkündür. O, kendinden sonra gelen ve samimi dileklerle İslama davet görevini yüklenecek olanlara: tatbiki mümkün, faydalı ve başarılı bir hitabet tekniği bırakmıştır. Resulullah(s. a. v.) nübüvvet hayatı boyunca yüzlerce defa değişik fert ve gruplara karşı hitabetmiştir. Ayrıca Medinede cemaatinin ondan dinlediği Cuma hutbesi beşyüz civarındadır. Bilhassa sabah namazlarından sonra yapılan sohbetler de buna ilave edilirse hutbe sayısı bini geçer. Bununla beraber Resulullah (s. a. v.) ın hitabeti konusunda Arapça veya Türkçe bir eser yazılmamıştır. –Yahut biz bulamadık.- “HİTABET-İ NEBEVİYYE” yi hazırlarken önce genel manasıyla hitabet konusunda yazılmış eserleri gözden geçirdik. Daha sonra hadis kitaplarından elde edebildiğimiz malzemeyi değerlendirmeye çalıştık. “HİTABET-İ NEBEVİYYE” konusunda ilk adım diyebileceğimiz bu çalışmamız, ilerde ilim yolcularının vereceği mükemmel eserlere bir ön hazırlık mahiyeti taşırsa memnun olacağız. “Giriş-dört bölüm-ek” halinde hazırladığımız bu çalışmamızda “giriş” kısmı; hitabet, hitabetin çeşitleri ve tarihi hakkında bilgi ihtiva etmektedir. Birinci bölüm: hitabet yönüyle Peygamber (s. a. v.) de dış görünüş konusudur. Bir hatip olarak Peygamber (s. a. v.) de kıyafet, ses, jest, mimik… gibi konular işlemiştir. Hatibin şahsiyeti konusuyla da yakın ilgili bulunan “heyecan, protesto, alkış” bahisleri, dış görünüş yönleri de düşünülerek bu bölüme alınmıştır. İkinci bölüm: bir hatip olarak Peygamber (s. a. v.) in şahsiyeti konusudur. Bu bölümde hitabetin temelini teşkil eden; samimiyet, inanç, bilgi, muhatabı tanımak… gibi hususların önemi ve bu sıfatları yönüyle Peygamberimiz tanıtılmıştır. Üçüncü bölüm: Peygamber (s. a. v.) in konuşmasına tahsis edilmiştir. Resulullah (s. a. v.) ın hitabet yönüyle konuşması çeşitli yönleriyle ele alınmış, belagatine te’sir eden sebepler üzerinde durulmuştur. Dördüncü bölüm: Resulullah (s. a. v.) ın hitabetinin eğitim ve üretim yönüyle değeri konusudur. Eğitim ve üretimin genel prensipleri yönüyle Resulullah (s. a. v.) ın hutbeleri ve hitabeti değerlendirilmiş, ayrıca onun konuşma uslubu üzerinde durulmuştur. Ek kısım: Peygamber (s. a. v.) in hutbelerinden birkaç örneği ihtiva etmektedir. Hadis kitaplarında kaynak gösterirken daha faydalı olur ümidiyle cilt (romen rakamlarıyla) ve sahife numarası da verilmiştir. Müslim, Ebu Davud, et-Tirmisi ve İbnü Mace için hadis numaraları da eklenmiştir. Kitap ismini takiben “el-Cihad:5/13” şeklinde verilen kısım, “bab no: 5. Hadis no:13 “demektir. Hicretin 1400. Yılını idrak ederken hala el-Buhari ve en-Nesal’ nın kıllanışlı bir nüshasına sahip olmamanın üzüntüsünü taşıyoruz. Şahısların vefat tarihleri(hicri/miladi) çerçevesinde verilmiş, yabancı müellifler ve hatipler için sadece miladi tarih yazılmıştır. Şahıs ve kitap isimlerinin yazılışında transkripsiona riayet edilmiş, Türkçe eserler için isimler olduğu gibi verilmiştir.Item İslâm tarihinde ilk siyasi ve dini fırkaların zuhuru(Uludağ Üniversitesi, 1983) Algül, Hüseyin; Bursa Yüksek İslâm EnstitüsüCahiliye devri Arap ictimai hayatını tanzim eden eserler asabiye terimi çevresinde toplanmaktadır. Peygamber 23 senelik tevhit mücadelesiyle cahiliye devrinin ictimai yapısını değiştirmiş, ömrünün nihayetine doğru Hicaz, güven içinde yaşanılan bir bölge haline gelmişti. Mücadelenin iki ana esası Allah’ın yegane ma’bul olduğu fikri ve insana saygı olarak ifade olunabilir. Bu sebeple Mekke fetholunduğu zaman vaktiyle kendilerini memleketlerinden zulmen çıkarmış olan insanlar affolunmuşlardır. Çünkü asıl maksat olan tevhid, Ka’be’nin putların temizlenmesi ile tahakkak etmiştir. Hz. Peygamber, Peygamberlik vazifesini tebiği ile asıl maksadını gerçekleştirdikten sonra şahsına yöneltilen eski işkence ve zulümleri bir istikam vasıtası olarak kullanmamıştır. İnsana saygıyı ise; islam kardeşliği sembolize ediyordu. Çeşitli sebeplerle birbirlerinin aleyhine olan Kaya-Kureyş, Eve-Hazreç v. bg. kabileler sevgi, saygı bağları ile birbirlerine hürmet beslemeye başlamışlardı.Item Muhammed b. el-Cezerî ve et-Temhîd fi İlmi't-Tecvîd(Uludağ Üniversitesi, 1981) Öztürk, Mustafa; Karaçam, İsmail; Sosyal Bilimler Enstitüsü; Bursa Yüksek İslâm Enstitüsüİbnu'l Cezeri, kıraat ve tecvid ile ilgili bir çok değerli eserlerin müellifidir .Bu eserlerden tecvide dair olanların başında et-Temhîd fi İlmi't-Tecvîd adlı eseri gelmektedir. Araştırmanın neticesinde tab olunduğunu teşvik eden bir işaret tespit edemediğimiz et-Temhid'in edisyon kritik ve müellifin hayatını (ehemmiyetine bianen) asistanlık tezi olarak seçtik.Item Mustafa Lutfi el-Menfeluti'nin hayatı, eserleri ve XIX-XX. asır arap edebiyatındaki yeri(Uludağ Üniversitesi, 1983) Aşçıoğlu, Osman; Aydın, Hüseyin; Bursa Yüksek İslâm Enstitüsüİslam Dünyasında Mısır'ın yeri, diğer İslam Ülkelerine göre daha değişik bir durum arz etmektedir. Çoğu zaman dini bakımdan Mısır’ı İslam Aleminde lider olarak görüyoruz. Her ne kadar hilafetin İstanbul'a geçmesiyle bu durumda bir sarsıntı olmuşsa da Ezher vasıtasıyla Mısır, dini liderliğini dün olduğu gibi bu gün de sürdürmektedir. İşte böyle bir ülkeye 1798 yılında batıdan bir saldırı vuku buluyor. Bu saldırı ile Mısır, Batı Dünyasına bir pencere açmış oluyor. Aslı itibariyle arzulanmayan bu saldırı, neticesi bakımından faydalı olmuş. Mehmet Ali Paşa gibi bir kimsenin de Mısır'a vali olmasıyla bu fayda artmıştır. Batı'ya açılan bu pencere sayesinde Mısır'da yepyeni bir kültür ufku belirmekte, o zamana kadar fark edilmeyen bazı yeniliklere şahit olunmaktadır. Bu yeni hayatla birlikte Avrupa ile kültürel temaslar başlamakta, bu kültürle doğrudan ya da dolaylı şekilde etkilenmiş odibler ortaya çıkmaktadır. Bunlar arasında Avrupa kültürü ile dolaylı şekilde etkilenenlerden birisi de Mustafa Lutfi el-Menfeluti'dir. Bu şahıs, milli ve dini duygularına bağlılığının yanında oldukça tatlı ve akıcı bir üslubun da sahibidir. Ayrıca eskileri okumuş, eski ile yeni nesil arasında bir köprü olmuştur. İşte bu özellikleri dolayısiyle Menfeluti' yi ve O'nun XIX-XX. Asır Arap Edebiyatındaki yerini tez konusu olarak araştırmayı uygun bulduk. Ama şurasını hemen belirtelim ki Mısır ile kültürel temasımızın, yok denecek kadar az olması bizi üzen bir konu olmuştur. İstediğimiz şekilde bir araştırma yaptığımızı da bu yüzden maalesef iddia edemiyoruz. Çünkü bu kültür temasının azlığı sebebiyle kaynak bulmakta büyük sıkıntılarla karşılaştık. Hatta istediğimiz kaynakları da bu sebepten maalesef elde edemedik. Bu arada Mısır'ın İstanbul Başkonsolosluğu ile yaptığımız temas bize istediğimizi sağlayamadı. Bir edibin yetişmesi ve fikriyatının oluşumunda siyasi ve kültürel ortamın şüphesiz çok büyük rolü vardır. Bu nedenle araştırmamızın birinci bölümünü, bu konuya tahsis ettik. Burada, araştırmamıza konu olan şahsın yetiştiği döneme tekaddüm eden günlerden başlayarak, ölümünden sonraki zamana kadar olan süre içinde Mısır'ın siyası ve kültürel hayatını, yer yer ekonomik durumlara da temas ederek incelemeye çalıştık. II. Bölümde, Yazarımın hayatını ve eserlerini inceledik. III. Bölümde de; Menfeluti'nin edebi değeri ve Mısır Edebiyatındaki yerini belirtmeğe çalıştık.