Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi / Journal of Agricultural Faculty of Bursa Uludag University
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11452/1350
Browse
Browsing by Department "Fen Bilimleri Enstitüsü"
Now showing 1 - 20 of 31
- Results Per Page
- Sort Options
Item Azot ve potasyumlu gübrelemenin şeker pancarının verim ve bazı kalite özellikleri üzerine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1992) Turhan, Ahmet; Özgümüş, Ahmet; Fen Bilimleri Enstitüsü; Toprak BölümüBu araştırma azot ve potasyumlu gübrelemenin şeker pancarında verim ve kalite üzerine etkilerini araştırmak amacıyla yürütülmüştür. U.Ü. Ziraat Fakültesi'nin Görükle'deki Uygulama ve Araştırma Çiftliği'nde yürütülen tarla denemesinde parsellere azot 0, 100, 150 ve 200 kg N/ha düzeylerinde süre halinde); potasyum ise 0, 100, 150 ve 200 kg K 0/ha düzeylerinde (potasyum sülfat halinde) uygulanmıştır. Değişik azot ve potasyum düzeylerinin şeker pancarında kök verimi, şeker verimi, yüzde kuru madde ve zararlı azot miktarı üzerine etkileri araştırılmıştır. Azotlu gübrelemenin şeker pancarının kök ve şeker verimi üzerine etkileri istatistiksel olarak % 1 düzeyinde önemli bulunmuştur. Azot miktarı arttıkça şeker varlığı azalmış ancak kök verimindeki arışa bağı olarak toplam şeker veriminde de artış görülmüştür. En yüksek şeker verimi (ortalama 7.79 ton/ha), hektara 200 kg N ve 150 kg K20 verilen parsellerde elde edilmiştir. Artan azot miktarları ile ilişkili olarak şeker pancarındaki zararlı azot miktarı da önemli düzeyde artmıştır. Potasyumlu gübrelemenin ise, şeker pancarında kök ve şeker verimi ile zararlı azot miktarı üzerine istatistiksel olarak önemli düzeyde herhangi bir etkisi saptanmamıştır.Item Badem sütü ile zenginleştirilmiş probiyotik yoğurtların mikrobiyolojik ve bazı fiziko-kimyasal özellikleri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-09-23) Ersan, Lütfiye Yılmaz; Topçuoğlu, Esra; Ziraat Fakültesi; Gıda Mühendisliği Ana Bilim Dalı; 0000-0001-9588-6200; 0000-0002-7964-1008Bu çalışmada badem sütü ile zenginleştirilmiş probiyotik yoğurtların üretimi, mikrobiyolojik ve bazı fizikokimyasal özelliklerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla, farklı konsantrasyonlarda (%0, %25, %50, %75 ve %100) badem sütü- rekonstitüe süt kompozisyonları ile probiyotik yoğurtlar üretilerek 21 gün süre ile 4°C’de depolanmıştır. Depolama süresince (1., 7., 14. ve 21. günler) üretilen probiyotik yoğurtların mikrobiyolojik ve bazı fiziko-kimyasal (pH, titrasyon asitliği, serum ayrılması) özellikleri incelenmiştir. Titrasyon asitliği % 0.19 (% 100 badem sütü ile üretilen probiyotik yoğurt) ile % 1.25 ile (%100 rekonstitüe süt ile üretilen probiyotik yoğurt) arasında değişmiştir. Probiyotik yoğurt örneklerinde en düşük serum ayrılması değeri (4.83 mL 25 g-1 ) % 100 rekonstitüe süt ile üretilen A çeşidinde, en yüksek ise % 100 badem sütü ile üretilen E (20.33 mL 25 g-1 ) örneğinde saptanmıştır. Badem sütü ilavesinin; yoğurtların probiyotik mikroorganizmaların % canlılık değerlerini arttırdığı ve mikroorganizma sayısının terapötik etki için gerekli olan miktarın (>7 log kob g-1 ) üzerinde olduğu saptanmıştır. Badem sütü ile zenginleştirilmiş probiyotik yoğurt örneklerinde özellikle % 100 badem sütü ile üretilen örnekte, depolama süresince tüm probiyotik bakteri sayılarının artış göstermesi badem sütünün bu bakterilerin gelişimini stimüle ettiğini göstermektedir.Item Bakü ilinde faaliyet gösteren süt sığırı işletmelerinin yapısal durumu ve değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-02-28) Kılıç, İlker; Yaylı, Büşra; Alakberov, Aydın; Fen Bilimleri Enstitüsü; 0000-0003-0087-6718; 0000-0002-0198-3550; 0000-0002-6864-3606Bu çalışmada, Azerbaycan’ın Bakü ilinde süt sığırcılığı yapan büyük baş hayvan barınaklarının yapısal ve teknik özellikleri, gübre yönetimi, barınaklarda bulunan büyük baş hayvan sayısı, günlük süt verimi, işletmelerdeki işçi varlığı, barınak sahiplerinin iş deneyimleri ve eğitim durumları ile barınakların geliştirilme olanakları incelenmiştir. Araştırma materyali, Bakü ili ve çevresinde yer alan 50 adet süt sığırı ahırından oluşmaktadır. İncelenen işletmelerin sahipleriyle yüz yüze görüşülerek anket ve barınaklarda gözlem yapılmıştır. İşletme sahiplerinin %30’unun lisans eğitimi, %14’ünün meslek lisesi, %38’inin ortaokul mezunu ve %18’inin eğitimsiz olduğu belirlenmiştir. İşletme sahiplerinin 0-40 yaş arası %22, 41-50 yaş arası %34, 51-60 yaş arası %28, 61 yaş ve üstü %16 oranında olduğu gözlemlenmiştir. Araştırılan barınakların %22’si serbest duraklı, %46’sı serbest yarı kapalı ve %32’si serbest açık sisteme sahiptir. İşletmelerin %56’sı sadece süt sığırcılığı, %44’ü aynı zamanda et üretimi faaliyeti yapmaktadır. Barınakların %82’sinde gübre deposu ve %92’sinde sağım odası bulunmamaktadır. Sağımın %42 oranda makine ile yapıldığı ve işletmelere göre hayvan başına düşen günlük süt miktarının 5-25 L arasında değiştiği gözlemlenmiştir. İşletmelerin %18’inin ürettiği sütü işleyerek sattığı belirlenmiştir. Çalışma sonunda işletmelerin bir kaçı dışında çoğunun yapısal açıdan uygun olmadığı, verimli inek ırklarının kullanılmasına rağmen süt veriminin düşük olduğu gözlenmiştir. Modern bir süt sığırı barınağında olması gereken özellikler ortaya konmuşturItem Ballıkayalar ve Beşkayalar (Kocaeli) Tabiat Parkları peyzaj ve rekreasyon değerleri üzerine bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 2017-07-20) Zencirkıran, Murat; Eraslan, Esma; Çetiner, Sena; Görür, Ayşegül; Tanrıverdi, Duygu; Çelik, B. Hümeyra; Fen Bilimleri Enstitüsü; Peyzaj Mimarlığı BölümüTabiat parkları doğal, kültürel, turizm gibi birçok kaynak değerlerine sahip olan alanlardır. Bu tip alanlar çevre ve kırsalın korunmasına, turizmin teşvik edilmesine aynı zamanda ekonomiye önemli katkıda bulunurlar. Kocaeli ili; Ballıkayalar, Beşkayalar, Eriklitepe, Kuzuyayla, Suadiye, Uzuntarla, Gazilerdağı ve Uzunkum olmak üzere toplam 34.419,6 dekar alana sahip 8 adet Tabiat Parkına sahiptir. Türkiye’de bulunan tabiat parklarının alan itibariyle % 3,55’i Kocaeli il sınırları içerisinde yer almaktadır. Bu çalışmada, Kocaeli il sınırları içerisinde yer alan Ballıkayalar ve Beşkayalar tabiat parkları incelenmiş, tabiat parkları içerisinde yer alan peyzaj ve rekreasyon açısından önemli olan değerlerin bulundukları bölgeye olabilecek potansiyel katkıları ortaya konulmaya çalışılmıştır.Item Bazı ileri makarnalık buğday (Triticum turgidum var. durum L.) genotiplerinin çimlenme döneminde tuz stresine tepkileri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-02-08) Çiçek, Samet; Kilercioğlu, Barış; Doğan, Ramazan; Çarpıcı, Emine Budaklı; Fen Bilimleri Enstitüsü; Tarla Bitkileri Ana Bilim Dalı; 0000-0002-8271-1476; 0000-0002-1056-7911; 0000-0002-6057-5389; 0000-0002-2205-2501Bu araştırma, bazı ileri makarnalık buğday genotiplerinin çimlenme döneminde farklı tuz konsantrasyonlarına tepkilerinin belirlenmesi amacıyla Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Bitki Fizyolojisi laboratuvarında yürütülmüştür. Araştırmada, 10 adet ileri makarnalık buğday genotipi ile karşılaştırmak için 1 adet makarnalık buğday çeşidi (st. Gediz-75) materyal olarak kullanılmış ve 6 farklı tuz konsantrasyonu (0, 50, 100, 150, 200 ve 250 mM NaCl) ele alınmıştır. Araştırma, Tesadüf Parselleri Deneme Deseni’nde iki faktörlü ve 3 tekrarlamalı olarak yürütülmüştür. Çalışmada, çimlenme gücü, sürgün uzunluğu, kökçük uzunluğu, sürgün ve kökçük kuru ağırlıkları ve tuza tolerans indeksi özellikleri incelenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre; ele alınan ileri makarnalık genotipleri arasında M-1 numaralı genotip ile Gediz-75 çeşidi çimlenme döneminde sürgün uzunluğu, kökçük uzunluğu, sürgün ve kökçük ağırlığı ve tuz toleransı gibi özellikler yönü ile ön plana çıktığı için tuz stresine toleranslı bulunmuştur.Item Bazı yonca (Medicago sativa L.) çeşitlerinin ot verimi ve kalite özelliklerinin belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-01-07) Erbeyi, Betül; Erol, Sebha; Çarpıcı, Emine Budaklı; Fen Bilimleri Enstitüsü; Tarla Bitkileri Ana Bilim Dalı; 0000-0002-4530-8557; 0000-0002-7906-3367; 0000-0002-2205-2501Bu araştırma, Bursa ekolojik koşullarında bazı yonca çeşitlerinin ot verimi ve kalite özelliklerini belirlemek amacıyla 2015-2017 yılları arasında yürütülmüştür. Denemede Alsancak, Bilensoy-80, Diane, İside, Özpınar ve Prosementi çeşitleri ele alınmıştır. Çalışmada yonca çeşitlerinde ana sap uzunluğu, ana sap çapı, kuru ot verimi, ham protein oranı, ham protein verimi, ADF ve NDF içeriği gibi özellikler incelenmiştir. Araştırmadan elde edilen sonuçlara göre; denemenin ikinci ve üçüncü yıllarında en yüksek kuru ot verimleri sırasıyla 1830.6 kg da-1 ve 1559.2 kg da-1 ile İside çeşidinden elde edilmiştir. Denemede kullanılan bu çeşidin ham protein verimleri de aynı yıllarda diğer çeşitlerden daha yüksek olmuştur. Araştırma elde edilen sonuçlara göre, yüksek verim ve kalite açısından Bursa ve benzer ekolojik koşullarda İside, Bilensoy-80 ve Alsancak çeşitlerinin yetiştirilebileceği belirlenmiştir.Item Bursa ekolojik koşullarında yetiştirilen farklı kökenli çörek otu (Nigella sativa L.) genotiplerinin tarımsal özelliklerinin ve sabit yağ oranlarının belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-11-25) Özdemirel, Faruk; Kaçar, Oya; Fen Bilimleri Enstitüsü; Tarla Bitkileri Bölümü; 0000-0003-4699-9473; 0000-0002-1337-2423Bu araştırma 2016 ve 2017 yıllarında Bursa ekolojik koşullarında farklı kaynaklı çörek otu (Nigella sativa L.) genotiplerinin tarımsal özellikleri ve sabit yağ oranlarının belirlenmesi amacı ile yürütülmüştür. Araştırma Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Uygulama ve Araştırma Merkezi deneme alanlarında Tesadüf Blokları Deneme Deseni’ne göre 3 tekrarlamalı olarak kurulmuştur. Denemede bitki materyali olarak 1’i tescilli çeşit (Çameli), 12’si farklı kaynaklardan (Mısır, Hindistan, Yunanistan, Denizli, Keles-Basak, Keles-Avdan, Keles-Yazıbaşı, Harmancık, Dereyalak, Ankara, Gaziantep, Mardin) temin edilmiş toplam 13 çörek otu genotipi kullanılmıştır. Birleştirilmiş veriler değerlendirildiğinde incelenen özelliklerden bitki boyu 25.58-50.50 cm, bitkide dal sayısı 3.53-4.31 adet, bitkide kapsül sayısı 5.36-8.05 adet, kapsülde tohum sayısı 60.66-89.25 adet, kapsülde tohum ağırlığı 0.178-0.251 g, bitkide tohum sayısı 250.76-439.48 adet, tohum verimi 38.75-89.08 kg da-1, 1000 tane ağırlığı 2.23-3.42 g, sabit yağ oranı % 29.14-32.98 ve sabit yağ verimi 12.13-27.27 kg da-1 arasında değişmiştir. Araştırma sonucunda özellikle tohum verimi ve sabit yağ oranı göz önüne alındığında Harmancık, Denizli, Keles-Basak, Keles-Yazıbaşı, Ankara ve Çameli genotiplerinin Bursa ve benzer ekolojilerde yetiştirilebileceği sonucuna varılmış ve bu genotipler gelecekteki çalışmalar için ümitvar olarak kabul edilmişlerdir.Item Bursa ekolojik koşullarında yetiştirilen yulaf (Avena sativa L.) genotiplerinin tane verimi ve bazı kalite özellikleri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-09-12) Halil, Dilyaver S.; Uzun, Ayşen; Fen Bilimleri Enstitüsü; Tarla Bitkileri Ana Bilim Dalı; 0000-0002-4532-1241; 0000-0001-6043-8854Bu çalışma; Bursa ekolojik koşullarında yetiştirilen bazı yulaf genotiplerinin tane verimi ile kalite özelliklerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Çalışma Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Uygulama ve Araştırma Merkezi deneme tarlalarında gerçekleştirilmiştir. Deneme 2013-2015 yıllarında iki yıl yürütülmüştür. Bursa’nın altı ilçesinden (Büyükorhan, İnegöl, Karacabey, Keles, Mustafakemalpaşa, Yenişehir) sağlanan yulaf popülasyonları ile birlikte Faikbey çeşidi kontrol olarak kullanılmıştır. Denemedeki bu genotiplerin bitki boyu, salkımda başakçık sayısı, salkımda tane sayısı, salkımda tane ağırlığı, tane verimi, 1000 tane ağırlığı, ham protein oranı ve ham protein verimi değerleri belirlenmiştir. Yapılan araştırma sonucunda; genellikle tüm özellikler açısından Karacabey popülasyonunun en iyi genotip olduğu belirlenmiştir. Bu popülasyonun tane verimi 454.84 kg da-1 , 1000 tane ağırlığı 37.00 g ve ham protein verimi 33.17 kg da-1 olarak tespit edilmiştir.Item Bursa ili Gürsu ve Kestel ilçelerindeki meyve üreticilerinin pestisit kullanımına yönelik tutum ve davranışlarının belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-04-29) Erbek, Elif; Özyörük, Ahmet; Arslan, Ümit; Fen Bilimleri Enstitüsü; Bitki Koruma Bölümü; 0000-0001-7698-8244; 0000-0003-4353-9340; 0000-0003-0411-5502Bursa ilinin Gürsu ve Kestel ilçelerinde 2017 yılında yapılan bu çalışmada, meyve üretiminde pestisit kullanımı ile ilgili üreticilerin tutum ve davranışlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu ilçelere ait 9 mahalleden tesadüfi olarak seçilen 75 meyve üreticisi ile anket çalışması yapılmıştır. Anket çalışmasında üreticilere yaş, eğitim durumu, arazi mülkiyeti, arazi büyüklüğü ve yetiştirilen tarımsal ürünler gibi kişisel bilgilerin yanı sıra pestisit kullanımı ile ilgili sorular sorulmuştur. Çalışma sonuçlarına göre, üreticilerin %75.1’inin pestisitleri zirai ilaç bayilerinden temin ettikleri belirlenmiştir. Üreticilerin %67.9’u sırasıyla fungisit, insektisit, herbisit ve akarisit kullanmışlardır. Üreticilerin %71.6’sı pestisit seçiminde, %66.3’ü doz belirlemede ilaç bayilerinin önerilerine uymuşlardır. Üreticilerin en çok (%46.3) Armut Kara Lekesi (Venturia pirina Aderh.)’ne karşı fungisit kullandığı saptanmıştır. Üreticilerin bir yetiştiricilik sezonunda armuttaki hastalık ve zararlılara karşı ortalama 18.3 kez pestisit uyguladıkları belirlenmiştir. Ayrıca, üreticilerin %54.2’sinin biyopestisitler konusunda bilgiye sahip olmadığı gözlenmiştir. Pestisit uygulamalarında koruyucu maske, eldiven vb. ürünleri kullanmayanların oranı %53.6 olarak kaydedilmiştir. Bununla birlikte, üreticilerin %63.7’si, pestisitlerin çevreye zarar verdiğini belirtmişlerdir. Çalışma sonucunda, elde edilen bulgular değerlendirilmiş ve önerilerde bulunulmuştur.Item Bursa ili Mudanya ilçesi aktif yeşil alanları üzerine bir araştırma(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-03-01) Müdük, Burcu; Zencirkıran, Murat; Ziraat Fakültesi; Peyzaj Mimarlığı Ana Bilim Dalı; 0000-0001-8260-5043; 0000-0003-0051-8937Şehir hayatı içerisinde insanlar, ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri, yorgunluklarını ve streslerini azaltabilecekleri aktif yeşil mekânların arayışı içerisindedir. İnsanların ve doğanın kaynaşmasına olanak sağlamak için oluşturulan bu alanlar planlama ve tasarım yönleriyle ülkeler ve bölgelere göre farklılıklar göstermektedir. Aktif yeşil alanların ulaşılabilirlik ve etkin hizmet alanları kapsamında değerlendirildiği bu çalışma; Mudanya ilçesinin yüz ölçümünün yalnızca %11,61’lik kısmının etkin hizmet alanları içerisinde bulunduğunu, ilçede bulunan 29 mahallenin ortalamanın altında etkin hizmet alanına sahip olduğunu ortaya koymuştur. Tespit edilen bu olumsuzlukların giderilebilmesi için aktif yeşil alanların dağılımının etkin hizmet alanları dikkate alınarak gerçekleştirilmesi ve bu tip alanların yer almadığı mahallelere öncelik verilmesi gerekmektedir.Item Bursa İli'nden toplanan yonca (Medicago sativa L.) genotiplerinde verim ve verim komponentleri arasındaki ilişkilerin korelasyon ve path analizi ile belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-12-11) Erol, Sebiha; Çarpıklı, Emine Budaklı; Fen Bilimleri Enstitüsü; Tarla Bitkileri Ana Bilim Dalı; 0000-0002-2205-2501; 0000-0002-7906-3367Bu araştırma 2018 yılında Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarımsal Uygulama ve Araştırma Merkezi’nde tesadüf blokları deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Deneme materyali olarak 2015 yılında Bursa’nın 14 farklı ilçesinden toplanmış ve klonal olarak çoğaltılmış 307 farklı yaygın yonca genotipi (Medicago sativa L.) kullanılmıştır. Çalışmada toplam kuru madde verimi ile ana sap uzunluğu, ana sap kalınlığı, ana sap sayısı, yaprak büyüklüğü, çiçeklenme gün sayısı, dormansi oranı, yatma durumu ve biçim sayısı özellikleri arasındaki ilişkileri incelemek amacıyla korelasyon ve path analizleri yapılmıştır. Korelasyon analizi sonucuna göre; toplam kuru madde verimi ile ana sap uzunluğu (0,631**), ana sap kalınlığı (0,405**), ana sap sayısı (0,620**), yaprak büyüklüğü (0,374**), dormansi oranı (0,339**) ve biçim sayısı (0,625**) arasında pozitif korelasyon sonucu saptanmıştır. Path analizi sonucuna göre; toplam kuru madde verimine en yüksek doğrudan etkiyi % 61,29 ile ana sap sayısı (0,389) ve % 50.29 ile biçim sayısı (0.332) yapmıştır. Toplam kuru madde verimine en yüksek dolaylı etkiyi yaprak büyüklüğü (0,514) % 13,15 ile ana sap uzunluğu üzerinden yapmıştır.Item Changes in climate parameters and their effects on renewable energy resources potential: Bursa sample(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-11-25) Arslan, Aslı Ayhan; Biçen, Tuğba; Vardar, Ali; Fen Bilimleri Enstitüsü; Biyosistem Mühendisliği Bölümü; 0000-0001-6349-9687; 0000-0003-0018-0825; 0000-0001-6826-2494In this study, the objective was to find at what rate Bursa province of Turkey, is affected by the climatic process called "climate change" and the impacts of climate change on the potential of renewable energy resources, especially solar energy and wind energy. As a result of analyzes, it is seen that there is significant warming between 1960 and 2017. Especially soil temperatures and solar radiation intensity support this result. As a result of this work, it was determined that the changes in climate parameters for the province of Bursa have significant effects on renewable energy potential. According to the results obtained, there has been an increase of 34.5% in the solar energy potential, of 8.2% in thermal solar energy potential and of 3.6%-6.7 in soil temperature potential depending on the depths. In the wind energy potential, there was a decrease of 75% between 1960-1998 and an increase of 217.1% between 1999-2017.Publication Crop type classification using Sentinel 2A-derived Normalized Difference Red Edge Index (NDRE) and machine learning approach(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-03-20) GÜNDOĞDU, KEMAL SULHİ; Bantchina, Benjamin Bere; Fen Bilimleri Enstitüsü; Biyosistem Mühendisliği Bölümü; 0000-0002-2593-426X; 0000-0002-5591-4788Satellite remote sensing (RS) enables the extraction of vital information on land cover and crop type. Land cover and crop type classification using RS data and machine learning (ML) techniques have recently gained considerable attention in the scientific community. This study aimed to enhance remote sensing research using high-resolution satellite imagery and a ML approach. To achieve this objective, ML algorithms were employed to demonstrate whether it was possible to accurately classify various crop types within agricultural areas using the Sentinel 2A-derived Normalized Difference Red Edge Index (NDRE). Five ML classifiers, namely Support Vector Machines (SVM), Random Forest (RF), Decision Tree (DT), K-Nearest Neighbors (KNN), and Multi-Layer Perceptron (MLP), were implemented using Python programming on Google Colaboratory. The target land cover classes included cereals, fallow, forage, fruits, grassland-pasture, legumes, maize, sugar beet, onion-garlic, sunflower, and watermelon-melon. The classification models exhibited strong performance, evidenced by their robust overall accuracy (OA). The RF model outperformed, with an OA rate of 95% and a Kappa score of 92%. It was followed by DT (88%), KNN (87%), SVM (85%), and MLP (82%). These findings showed the possibility of achieving high classification accuracy using NDRE from a few Sentinel 2A images. This study demonstrated the potential enhancement of the application of high-resolution satellite RS data and ML for crop type classification in regions that have received less attention in previous studies.Item Derry x Yemsoy soya (Glycine max. (L.) Merr.) melezlerinin bazı tarımsal özellikleri üzerinde araştırmalar(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-02-01) Şenbek, Gözde; Açıkgöz, Esvet; Ziraat Fakültesi; Tarla Bitkileri Ana Bilim Dalı; 0000-0002-9953-2335; 0000-0001-8537-7488Bu çalışma; Derry ve Yemsoy yemlik soya (Glycine max (L.) Merr.) çeşitleri arasında yapılan melezlerin ot verimleri ve bazı tarımsal özelliklerini belirlemek amacı ile 2014 ve 2015 yıllarında Bursa ekolojik koşullarında yapılmıştır. Araştırmanın F2 kademesinde boy, dallanma ve ot verimi yönünden seçilmiş 60 tek bitki, 4 soya çeşidi (Derry, Yemsoy, Arısoy, Nova) ile birlikte 2014 yılında augmented deneme deseninde denemeye alınmıştır. Bu deneme sonuçlarına göre 12 hat seçilmiş ve seçilen hatlar 4 tanık soya (Derry, Yemsoy, Arısoy çeşitleri ve Msw hattı) ile birlikte 2015 yılında tesadüf blokları deneme deseninde ekilmiştir. Her iki yılda da hatlar ve tanıklar, bitki boyu, dal sayısı, yaprakçık eni ve yaprakçık boyu, yeşil ot ve kuru madde verimi yönünden incelenmiştir. Araştırmalarımızda, ölçülen özellikler yönünden O13, O31 ve O36 melezlerinin tanıklara ve diğer hatlara göre üstün olduğu belirlenmiştir.Item Ekmeklik buğday (triticum aestivum l.) hat ve çeşitlerinin farklı çevrelerde bazı tarımsal özellikler yönünden incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-06-01) Koç, Samet; Çifci, Esra Aydoğan; Fen Bilimleri Enstitüsü; Tarla Bitkileri Bölümü; 0000-0001-9823-2325; 0000-0002-7473-014017 adet ekmeklik buğday hattı ve 8 adet ekmeklik buğday çeşidinin verim denemesine alındığı bu araştırma, 2019-2020 yetiştirme sezonunda Bursa ekolojik şartlarında iki farklı lokasyonda (İnegöl/Boğazköy ve Karacabey/Fevzipaşa) üretici tarlalarında Tesadüf Blokları Deneme Desenine göre 4 tekrarlamalı olarak yürütülmüştür. Araştırmada çeşitlerin ve hatların bitki boyu, başakta tane sayısı,1000 tane ağırlığı, hektolitre ağırlığı ve tane verimi ile başaklanma süresi, yatma dayanımı ve soğuk zararına karşı gösterdikleri tepkiler incelemeye alınmıştır. Araştırmada birleştirilmiş analiz sonuçlarına göre genotip ortalamaları; başaklanma süresi 142.25 - 149.75 gün, bitki boyu 68.50 - 86.50 cm, başakta tane sayısı 47.25 - 64.13 adet, bin tane ağırlığı 26.96 -36.25 g, hektolitre ağırlığı 68.18 - 78.0 kg, tane verimi 417.0 - 780.0 kg da-1, yatma dayanımı % 92.0 - %100.0 ve soğuk zararı ise 1.00 - 4.63 aralığında değişmiştir. Deneme sonucu her iki lokasyon bakımından Bursa ili buğday verimi ortalaması olan 364 kg da-1’ın üstünde tane verimine sahip genotiplerin mevcudiyetini göstermiştir.Item Entansif besi uygulanan hindilerde Lasalosid'in besi performansı ve kesim özelliklerine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1992) Kırgöz, Vecdi; Ak, İbrahim; Filya, İsmail; Fen Bilimleri Enstitüsü; Zootekni BölümüAraştırma, entansif besi uygulanan BetinaxBroviz melezi erkek hindilerin rasyonlarına yem katkı maddesi olarak 0, 50, 100, 150 ve 200 mg/kg lasalosid kalmanin hindilerin besi performansı ve kesim özelliklerine etkilerini belirlemek amacıyla düzenlenmiştir. Besi 750 adet hindiyle 5 grupta ve 70 gün süreyle yürütülmüştür. Hindiler 3200 Kcal/kg ME ve % 15.4 dam protein içeren peler formadaki rasyonla ad libitum olarak yenilenmiştir. Hindilerini besi başlangıç ağırlıklar 4.04.2 kg arasında olup, grupların besi son canlı ağırlıklar ve günlük ortalama canlı ağırlık artışları ise gruplara göre sırasıyla; 8.& 2.0, 89, 9.0 ve 9.0 kg 68.5, 70.2, 69.6, 63.9 ve 70.0 g olarak belirlenmiştir. Hindilerin besi süresince günlük ortalama yem tüketimleri gruplara göre sırasıyla; 412.3, 424.2, 421.5, 421.5, 385.1 ve 409.3 & yerden yararlanma oranlar ise; 6.02, 6.04, 6.06, 5.63 ve 5.85 kg olarak belirlenmiştir. Araştırma sonucunda hindi besi rasyonlarına yem katkı maddesi olarak lasalosid kalmanın, hindilerde canlı ağırlık artış yeri tüketimi ve yerden yararlanma oranını artırdığı saptanmıştır. Ayrıca hindilerde kesimhane ağırlığı ve karkas ağırlığının arttığı, abdominal yağlanmanın azaldığı belirlenmiştir. Ancak besi performansı ve kesim özellikleri bakımından gruplar arasındaki farklılıklar önemsiz bulunmuştur.Item Entansif ve yarı entansif besi uygulanan kıvırcık erkek kuzuların besi performanslarının karşılaştırılması(Uludağ Üniversitesi, 1992) Akay, Veysel; Ak, İbrahim; Fen Bilimleri Enstitüsü; Zootekni BölümüAraştırma, entansif ve yan entansif besi uygulanan Kıvırcık erkek kuzuların besi performansın belirlenmesi amacıyla düzenlenmiştir. Araştırma her biri 10 baş kuzu içeren 2 grupla yürütülmüş ve deneme 56 gün sürmüştür. Kuzuların besi başlangıcındaki ortalama canlı ağırlıklar, günlük ortalama canlı ağırlık artışlar ve toplam canlı ağırlık artışlar sırasıyla; 19.9 + 0.69 - 19.1 0.38 kg 253.6 14.23 - 176.8 + 7.88 & ve 14.2 + 0.80 - 9.9 0.44 kg olarak bulunmuştur. Günlük ortalama kesif yem tüketimi ile her kg canlı ağırlık artışı için tüketilen ortalama kesif yem miktarına ilişkin değerler ise sırasıyla; 1.308-0.641 kg ve 5.758 - 3.627 kg olarak saptanmıştır. Besi sonu ortalama canlı ağırlıklar arasındaki fark ve besi süresince günlük ortalama canlı ağırlık artışlar bakınından gruplar arasındaki fark istatistik olarak önemli bulunmuştur.Item Farklı kuraklık stresi seviyelerinin makarnalık buğday çeşitlerinde çimlenme ve erken fide gelişimi üzerine etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-05-30) Dolgun, Canser; Çifci, Esra Aydoğan; Fen Bilimleri Enstitüsü; Tarla Bitkileri Ana Bilim Dalı; 0000-0002-7473-0140; 0000-0002-8036-2962Bu çalışma 2018 yılında Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tohumluk Laboratuvarında Maestrale, Meram, Levante makarnalık buğday çeşitlerinde farklı kuraklık stresi seviyelerinin çimlenme ve erken fide gelişimi üzerine etkilerini araştırmak amacıyla kurulmuştur. Çalışmada 4 farklı kuraklık stresi seviyeleri (2.5, 5.0, 7.5, 10.0 bar) ile kontrol olarak distile su, kuraklık stresi oluşturmak için polietilen glikol 6000 (PEG 6000) kullanılmıştır. Araştırma 2 faktörlü tesadüf parselleri deneme deseninde 3 tekerrürlü olarak iklimlendirme kabini içerisinde 45 petri kabı kullanılarak yürütülmüştür. Her petri kabına uygun test solüsyonundan 10 ml konulmuştur. Tohumlar 250 C’de 16 saat aydınlık 8 saat karanlık ortamda 8 gün boyunca çimlenmeye, 12 gün boyunca erken fide gelişimine bırakılmıştır. Çalışmada çimlenme oranı, vigor indeksi, kök uzunluğu, fide uzunluğu, kök yaş ağırlığı, kök kuru ağırlığı, fide yaş ağırlığı, fide kuru ağırlığı özellikleri incelenmiştir. Sonuç olarak; kuraklık stresi seviyelerinin artan etkisi tüm çeşitleri olumsuz yönde etkilemiştir. Özellikle çeşitlerde 5.0 bar kuraklık stresi seviyesinden sonra incelenen tüm özelliklerde önemli derecede azalma görülmüştür. 7.5 bar ve 10.0 bar kuraklık stresi seviyesinde hiçbir çeşitte fide gelişimi görülmemiştir. Bu çalışmada Maestrale çeşidi diğer çeşitlerden kuraklık stresine daha dayanıklı çeşit olarak ön plana çıkmıştır.Item Fonksiyonel beslenmede bademin önemi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-05-13) Topçuoğlu, Esra; Ersan, Lütfiye Yılmaz; Fen Bilimleri Enstitüsü; Gıda Mühendisliği Bölümü; 0000-0002-7964-1008; 0000-0001-9588-6200Fonksiyonel beslenme, hastalıkların önlenme ve tedavisinin yanısıra insanlarda sağlığın korunmasında önemli rol oynamaktadır. Badem (Prunus amygdalus), fonksiyonel özellikleri üzerine en fazla çalışılan sert kabuklu ağaç meyvesidir. Günlük diyette oleik asit, diyet lifi, magnezyum, α‐tokoferol, riboflavin, fosfor ve bakırın önemli bir kaynağı olması nedeni ile “yoğun besin içerikli gıda” olarak tanımlanmaktadır. Ayrıca, fonksiyonel bileşen olarak kullanılabilen proteinler, polifenoller, flavonoidler, flavanoller ve flavonol glikozidleri gibi birçok biyoaktif bileşeni de içermektedir. Birçok çalışma badem tüketiminin sağlık üzerine kardiyo-koruyucu, kanseri önleyici, antioksidatif, antiinflamasyon, antialerjik, antidiyabetik özellikler gibi olumlu etkilerinin olduğunu belirtmektedir. Bu makalenin amacı, bademin besin bileşenleri ve insan sağlığı üzerine fonksiyonel özellikleri hakkında bilgi vermektirItem Hibrid ayçiçeği genotiplerinde korelasyon ve path analizi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-07-04) Şanver, Penbe; Göksoy, Abdurrahim Tanju; Fen Bilimleri Enstitüsü; Tarla Bitkileri Bölümü; 0000-0002-5398-7190; 0000-0002-0012-4412Bu çalışma yeni geliştirilen hibrid ayçiçeği genotiplerinde tane verimi ve verimle ilişkili bazı özellikler arasındaki ilişkilerle bu özelliklerin tane verimi üzerine olan doğrudan ve dolaylı etkileri belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Çalışmada, 5 hat ve 5 tester line x tester melezleme yöntemine göre melezlenmiş, böylece 25 F1 hibridi genetik analizler için geliştirilmiştir. Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarafından geliştirilen 10 ebeveyn hat ve 25 F1 dölünden oluşturulan hibrid populasyonunda korelasyon ve path analizleri yapılmıştır. Araştırmada % 50 çiçeklenme gün sayısı, olgunlaşma gün sayısı, bitki boyu, tabla çapı, 1000 tane ağırlığı, ham protein oranı, yağ oranı ve yağ verimi gibi belirli agronomik ve teknolojik özellikler ölçülmüştür. Sonuçlar tane verimi ile bitki boyu, tabla çapı, 1000 tane ağırlığı, % 50 çiçeklenme gün sayısı ve yağ verimi arasında pozitif yönde önemli korelasyonlar olduğunu ortaya koymuştur. Öte yandan, tane verimi ile yağ oranı, ham protein oranı ve olgunlaşma gün sayısı arasındaki ilişkiler istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur. Path analizinden elde edilen Path katsayıları tane verimi üzerine tabla çapının en yüksek pozitif yönde doğrudan etkiye sahip olduğunu ve bunu yağ veriminin negatif yöndeki doğrudan etkisinin izlediğini göstermiştir. Tabla çapı ve yağ veriminin tane verimine doğrudan etkilerinin büyüklüğü sırasıyla % 51.7 ve % 43.5'tir. Bununla birlikte, yağ verimi tabla çapı üzerinden % 50.5’lik payla pozitif yönde en yüksek dolaylı etkiye sahip olmuştur. Bu sonuçlar, tane verimini arttırmak için yapılacak ıslah programlarında, tabla çapı, bitki boyu, % 50 çiçeklenme gün sayısı ve 1000 tane ağırlığı için pozitif yönde seleksiyonlarla başarılı sonuçlar elde edilebileceğini göstermiştir.