2023 Cilt 24 Sayı 44
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/30944
Browse
Browsing by Rights "info:eu-repo/semantics/openAccess"
Now showing 1 - 20 of 23
- Results Per Page
- Sort Options
Item Ali Dede Bosnevî’nin İbn Sînâ’ya ait Kasîde-i Rûhiyye’ye yaptığı manzum tercüme(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-08-26) Alzyout, Hassan Abdallahİbn Sînâ’nın ruh konusu üzerine alegorik bir üslupla Arapça olarak kaleme aldığı Rûhâniyye kasidesi, çok sayıda âlim tarafından Arapça olarak şerh edilmesinin yanı sıra İngilizce, Fransızca, Tacikçe ve Rusçaya tercüme edildiği gibi Türk edebiyatında da şerh ve tercüme geleneği içinde önemli bir yer kazanmıştır. Türk edebiyatında tespit edilmiş üç şerhi bulunan bu kaside dört defa da mensur olarak Türkçeye tercüme edilmiştir. Ancak kasidenin ilk ve yegâne manzum tercümesi Ali Dede Bosnevî’nin (öl. 1007/1598) tercümesidir. Kaynak metnin nazım şekline sadık kalan ancak vezni ve kafiyesi kaynak metinle aynı olmayan bu tercüme bugüne dek müstakil herhangi bir ilmi çalışmaya konu edilmemiştir. Ali Dede Bosnevî’nin Rûhâniyye tercümesini inceleyerek ilim âlemine sunmak amacını güden bu çalışma başlıca iki bölümden müteşekkil olup ilk bölümünde; Ali Dede Bosnevî’nin hayatı ve eserleri hakkında muhtasar bilgiler verilip söz konusu tercüme karşılaştırmalı edebiyat ve çevribilim disiplinleri odağında incelenmiştir. İkinci bölümde ise söz konusu tercümenin tenkitli metnine yer verilmiştir.Item Ali Rûmî’nin Elif-Nâmelerinde şahıs ve eser isimleri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-12-11) Eğri, Sadettin; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü.; 0000-0001-9879-5291Türk edebiyatında elif-nâmeler hemen her dönem tarihte ilgi duyulan ve örnekleri verilen bir konudur. Anlatımların çok daha çekici hâle getirilmesinin yollarından birisi olan bu manzumeler, harflerin hem şekil hem de anlam bakımından imge olarak kullanılmasıdır. Leb-değmez, muvaşşah, mühmel, mu’cem, hayfa, rakta gibi harf temelli söz sanatları, harflerin şekillerine göre benzetmeler yapılması ve ebced hesabı ile ilgili unsurlar harflerle ilgili özelliklerden yalnızca birkaçıdır. Edebî kaynaklarda ve özellikle tezkirelerde hayatı ve şahsiyeti hakkında bilgi bulunmayan Seyyid Ali Rûmî, Dürrü’l-Fu’âd ve Şeyhu’l-İrşâd adını verdiği hacimli eserinde kendisi ve eserleri hakkında ayrıntılı bilgiler sunmaktadır. Bu eserde bulunan iki elif-nâmesinde tasavvufî açıdan gönülden bağlı olduğu Abdülkadir Geylânî ve onun eserleri hakkında bilgileri manzum olarak anlatır. İkinci elif-nâmesinde ise, yaşadığı dönemdeki insanlarda bulunan ahlakî ve dinî zafiyetleri eleştirip, onlara yol gösterir. Aslında bir elif-nâme örneği olmayan üçüncü şiirinde kendisinin yazdığı eserlerin isimlerini yazıp, o risale ve kitapları tanıtır. Ne yazık ki Ali Rûmî’nin adı geçen eserleri günümüze kadar tespit edilememiştir.Item Bir anomi formu olarak devrim: Durkheim ve schopenhauer ekseninde bir değerlendirme(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-10-07) Yeniçırak, HasanBu çalışmada devrim kavramını, anomi kavramı bağlamında inceledik. Buna göre çalışmanın temel problematiğini şu şekilde formülleştirmeye çalıştık: Devrim bir anomi formudur. Devrimler Durkheim’ın intiharı gibidir. Her ikisi de toplumsal çöküntünün semptomlarıdır. Böyle bir devrim okuması için ilk olarak anomi kavramını doyurulmamış arzuların sonucu olan ıstırap durumu olarak ele aldık. Bunun için de Durkheim’ın anomi kavramını Schopenhauer’in felsefesi üzerinden yeniden inşa etmeye çalıştık. İnsan ne kadar çok arzu ederse, o kadar çok ıstırap çeker. Schopenhauer’in sınırsız arzu ile ıstırap arasında kurduğu bu ilişki Durkheim’ın anomi kavramsallaştırmasının da bir tasvirini sunmaktadır. Durkheim’ın anomisi sınırsız arzuların yol açtığı bir ıstırap durumudur. İntihar da sınırsız arzunun yol açtığı ıstırabın doğal bir uzantısıdır. Nasıl ki sınırlandırılmamış arzuların yol açtığı ıstırap durumu olarak anomi tecrübesi bireysel düzeyde intihara yol açıyorsa, benzer şekilde sınırlandırılmamış arzuların yol açtığı ıstırap, engelleme durumu da kolektif düzeyde devrime yol açar.Item Doğal afetlerin toplumsal tarihe etkileri üzerine yerel bir örnek: 1931-1941 döneminde Edirne ve çevresindeki taşkınlar ve sonuçları(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-09-29) Akkuş, Tugay; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Bölümü.; 0000-0002-5409-7931Seller ve taşkınlar insanlık tarihinde yıkıcı etkileriyle doğal afetler arasında ön plana çıkmıştır. Türkiye’de can ve mal kaybı açısından depremlerden sonra ikinci sırada, meteorolojik afetler arasında birinci sırada yer almışlardır. Arda, Meriç ve Tunca nehirlerinin taşkın alanlarının oluşturduğu bereketli topraklarda konumlanmış tarihi bir şehir olan Edirne seller ve taşkınlara sık sık tanıklık etmiştir. Bu çalışma cumhuriyet tarihinin belirli bir kesitinde Edirne’de yaşanan sel ve taşkınların yol açtığı sonuçları toplumsal boyutlarıyla ortaya koymayı amaçlamıştır. Arşiv kayıtları ve dönemin basın-yayın organları araştırmanın kaynaklarını oluşturmuştur. Kaynakların taranması, elde edilen bilgilerin-verilerin kronolojik olarak işlenmesi ve analiz edilmesine dayalı bir yöntem izlenmiştir. Seller ve taşkınların Edirne’de toplumsal hayatın üretim, iletişim, ulaşım, enerji ve tarihi yapıları içeren boyutlarında olumsuz etkiler doğurduğu saptanmıştır.Item Edward Gibbon’s the decline and fall of the Roman Empire and the Byzantine studies(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-08-24) Bamyacı, Hıdır Nezih; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Tarih Bölümü.; 0000-0002-4927-5203Edward Gibbon’s The Decline and Fall of the Roman Empire is an iconic book which inspired many works in various disciplines like the fields of cinema and literature besides of being considered one of the masterpieces in the field of history writing. Gibbon also had a great impact on the field of Byzantine studies by negative image of Byzantine Empire that he portrayed in his book, and by many scholars he is named among those who are mainly responsible for nearly a century-long apathy towards Byzantine history. In this study, the negative impact of Gibbon’s work on the field of Byzantine studies will be mentioned in detail, an effort will be made to reveal the framework of the author’s negative view about Byzantine Empire by the medium of original text of the book, and the factors that shaped this negative view, the Enlightenment thought being in the first place, will be discussed.Item Epic culture in Turkmen literature(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-09-14) Yılmaz, EmrahTurkmens; with its rich oral cultural products, strong national ties and dynamic lifestyle, it forms an important part of the Turkish cultural circle. In various sources, there is information that the epic is composed of poetry or parable genres, with the mention that it is based on the literary reworking of prose genres such as tales, legends, and narrations, and that it is written as a mixture of verse and prose in literatures based on the Turkish language. In this respect, the concept of epic is considered as an important part of the literary heritage, social memory, written and oral tradition, although it is considered within the category of “parable” in folk literature in Turkmen culture. In this tradition, under the title of “dessan”, the concept of the term is quite broad compared to other traditions and Turkish literature, since many topics related to social life are covered besides the themes of heroism, love, religion, history and music. In this study, the nature of the concept of epic, which has an important place in the literary tradition of Turkmenistan, the performers, the musical instruments used, the schools of bahshilik and the ways of epic are emphasized.Item Etnos sözcüğünün zamanda yolculuğuna eklenen yeni bir durak: Sovyetler Birliği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-28) Aydın, OnurEtnos sözcüğü, okurların karşısına ilk olarak Antik Yunan metinlerinde çıkmıştır. O tarihten günümüze kadar süren yolculuğunda çeşitli anlam duraklarından geçmiştir. Ancak yürütülen bilimsel çalışmalara bakıldığında etnos kavramı için net ve açık bir anlamsal çerçeve çizilemediği göze çarpmaktadır. Bu sorunun çözümüne katkıda bulunmak amacıyla çalışmada etnos sözcüğü zaman bilimsel ve coğrafi düzlemde birlikte ele alınmıştır. İlk olarak, sözcüğün köken bilimsel analizi yapılmış, ardından XXI. yüzyıla kadar farklı coğrafyalarda geçirdiği tüm anlam değişimleri betimsel ve karşılaştırmalı analiz yöntemleriyle saptanmıştır. Yapılan inceleme ışığında, önceleri devlet, grup, halk, kabile, klan, sınıf, ulus gibi sözcüklerle yakın anlamlarda kullanılan etnosun son yıllarda etnik köken, etnik yapı ve etnisite sözcükleriyle daha sık yan yana geldiği sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca sözcüğün, farklı coğrafyalardaki çeşitli ideolojik yaklaşımları yansıttığı göze çarpmıştır. Ulaşılan sonuçlar sayesinde başta etnografi, coğrafya, etnoloji, antropoloji, arkeoloji ve tarih olmak üzere birçok alanda yararlanılmak üzere sözcüğün kavramsal bir çerçevesinin oluşturulmasına katkıda bulunulduğu düşünülmektedir.Item Güzel sanatlar lisesinde çalgı eğitimi alan kaynaştırma öğrencilerine ilişkin öğretmen görüşleri (Bursa ili örneği)(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-11-02) Ceyhan, Şenay Savaş; Alıcı, Sezin; Bursa Uludağ Üniversitesi/Eğitim Bilimleri Enstitüsü/Güzel Sanatlar Eğitimi Ana Bilim Dalı.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Eğitim Fakültesi/Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü.; 0000-0003-4345-8313; 0000-0002-4288-2836Bu araştırma, Bursa Zeki Müren Güzel Sanatlar Lisesinde kaynaştırma öğrencilerine çalgı eğitimi veren öğretmenlerinin karşılaştıkları zorlukları incelemek, öğretmenlerin yaşadığı sorunları tespit etmek ve çözüm önerileri sunmak amacıyla yapılmıştır. Bu araştırma nitel bir araştırma olup, verilerin toplanmasında nitel çalışmalarda en çok kullanılan yöntemlerden görüşme tekniği türlerinden yarı yapılandırılmış görüşme tekniği kullanılmıştır. Araştırma bulgularını elde edebilmek amacı ile araştırmacılar tarafından hazırlanmış 10 sorudan oluşan yarı yapılandırılmış görüşme formu hazırlanmış ve katılımcıların bu soruları yanıtlaması istenmiştir. Araştırma sonucunda öğretmenlerin lisans eğitimleri süresince özel eğitim dersi almadıkları, kaynaştırma öğrencilerine yönelik ayrı bir öğretim programına ihtiyaç duyulduğu, okullarda özel eğitim mezunu öğretmenlerin olması gerektiği ve kaynaştırma öğrencilerinin tanılarının daha ayrıntılı bir şekilde koyularak rapor şeklinde öğretmene sunulması gerektiği, çalgı eğitiminde izlenecek yöntemlerin uzman hocalar tarafından geliştirilmesi böylece kaynaştırma öğrencilerinin eğitim faaliyetlerine yönelik çalışmaların daha verimli bir şekilde yürütülebileceği sonucuna ulaşılmıştır.Item Hayvanlarda ve insanlarda zihin kuramı farklılıkları ve nedenleri üzerine bir derleme(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-12-26) Süngü, Melis; Alıcı, Tevfik; Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Psikoloji Ana Bilim Dalı.; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Psikoloji Bölümü.; 0000-0001-5682-6846; 0000-0002-5105-2180Zihin kuramı başka insanların zihinsel durumlarını anlayarak davranışlarını tahmin edebilme becerisidir. İnsanlarda okul öncesi dönemde geliştiği düşünülen bu beceri birçok hayvan çalışmasına konu olmuş fakat net bulgulara rastlanmamıştır. Bu durum benzer evrimsel hikâyeye ve sosyal-bilişsel yapılara sahip büyük maymun ve insanlar arasındaki farkın zihin kuramından kaynaklı olabileceğini düşündürmektedir. Bu çalışmada zihin kuramının nasıl oluştuğuna ve geliştiğine dair bulgular ve fikirler derlenerek insan-hayvan farkının zihin kuramına da sebep olabilecek temellerini araştırmak amaçlanmıştır. Yapılan araştırmalar diğer önemli bir fark olan dil becerisinin zihin kuramını yordadığını göstermektedir. Dilin topluma katılımı sağlamaya yardımcı olması ve sosyal bir varlık olan insanın çevreyle etkileşimi diğer insanların zihinsel durumlarını tahmin edebilmenin yolunu açmış olabilir. Sosyal çevreyle iletişim aynı zamanda bilgi aktarımı ve öğrenmeyi içermektedir. Bu derleme çalışmasında da öğrenme tipinin, sosyal çevre ve dil ile birlikte karmaşık bir bilişsel ve sosyal yapıya evrilerek modern insanı hayvanlardan farklı kılabileceği fikriyle alanyazına katkı sağlamak amaçlanmaktadır.Item II. Meşrutiyet dönemi Bağdat vilayetinde 1908 seçimleri ve Bağdat mebusları(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-09-13) Şahin, Emine23 Temmuz 1908’de II. Meşrutiyet’in ilan edilmesiyle Osmanlı İmparatorluğu’nda anayasal döneme geçiş gerçekleşti. II. Abdülhamid Kanun-ı Esasi’nin devreye girdiğini, Meclis-i Mebusan’ın açılacağını ve bu yüzden en yakın sürede bir seçimin gerçekleşeceğini duyurdu. Bunun üzerine ülkede bir seçim sürecine girildi ve hem merkezde hem de taşrada meclise girecek olan adaylar belirlenmeye başladı. 1908 seçimlerinde İttihad ve Terakki Cemiyeti istibdadı yıkıp meşrutiyeti yeniden getirdiği için hâkim unsur olmayı başarmıştı. Ancak Irak kıtasının merkezinde yer alan Bağdat vilayetinde cemiyet, seçimlerde tam anlamıyla etkin olamadı ve yalnızca İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin mensubu olarak iki mebus meclise girebildi. Bu çalışma II. Meşrutiyet Dönemi’nde Arap vilayetlerindeki seçim sürecine bir örnek olarak Bağdat vilayetinde gerçekleşen 1908 seçimlerini ele almaktadır. Ayrıca Bağdat’tan seçilen mebusların kimler olduğu ve meclisteki deneyimleri bu makalenin konusunu teşkil etmektedir.Item Kişisel kimlik için kriter arayışı: Sezgilerin çatışması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-01-09) Onur, FerhatKişisel kimliğimizin sürekliliğinin nasıl sağlandığı, yani hayatımız boyunca nasıl aynı kişi olarak kaldığımız - eğer kalıyorsak - felsefenin en zorlu problemlerinden biridir. Kişisel özdeşlik problemi denilen bu zorluğun aşılması kişinin farklı zamanlardaki var oluşunu kimliğini koruyacak şekilde birbirine bağlayan zorunlu ve yeterli koşulların verilebilmesini veya bir kriterin tayin edilmesini gerektiriyor. Ancak kişisel kimliğin sürekliliğini sağladığı düşünülen kriterler genellikle güçlerini kaynağının güvenirliği hakkında açık ve net bilgilere sahip olmadığımız sezgilerimizden alıyor görünmektedir. Özellikle hayal gücünün kurguları olan düşünce deneyleri sezgilerimizi yoklayan araçlar olarak etkin bir şekilde kullanılmaktadır. Böylece konu hakkındaki tartışmalar diğer felsefi problemlerde örneğini görmediğimiz derecede sezgilerin çarpıştırıldığı bir düşün ortamında yürütülmekte ve bu durum problemin özgül metafizik zorluğunun yanında metodolojik bir zayıflık olarak karşımıza çıkmaktadır.Item Kültürel bir miras olan Taşpınar (Aksaray) el dokuma halılarının korunması ve turistik ürün olarak sürdürülebilirliği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-09-28) Ceylan, Serdar; Aydın, Fatma Emiroğlu; Bulut, İhsanAraştırmanın amacı, araştırma sahasındaki el dokuma halı kültürünün geçmişini ve günümüzdeki durumunu anlamak ve bu kültürel mirasın korunması ve sürdürülebilirlik durumunu değerlendirmektir. Çalışma nitel araştırma yöntemi ile yapılmış olup, görüşme ve gözlem tekniği uygulanmıştır. Nitel bulgular, alıntılama tekniğine göre kelime, cümle ve paragraflar şeklinde betimlenerek yorumlanmıştır. Araştırmanın bulgularına göre, el dokuma halıcılığının araştırma sahasında Selçuklu döneminden günümüze kadar yapılageldiği tespit edilmiştir. Önceden her evde halı dokunmakta iken, yaklaşık 25 yıldır Taşpınar Belediyesi’nin halı dokuma evinde halılar dokunmaktadır. Kasabada kadınların sosyal güvencesiz ve düzenli bir ücret almadan halı dokudukları, dokudukları halı miktarına göre düşük bir ücret aldıkları belirlenmiştir. Sonuç olarak, geleneksel el dokuma halılarının turizmde pazarlanabilme durumunda, kadınların ücretlerinde artış ve devamlılık olacaktır. Bu durumda yörenin geleneksel halı kültürünün korunması ve sürdürülebilirliği sağlanacaktır.Item Kuruçay kazasında XVIII. yüzyıl ortalarında meydana gelen asayiş sorunları ve devlet merkezinin yaklaşımı (1 ve 3 numaralı Erzurum Ahkâm defterlerine göre)(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-08-23) Durmuş, GürselOsmanlı İmparatorluğu’nda ahalinin her türlü davasına “şer’iyye mahkemeleri” adı verilen kadı mahkemeleri bakardı. Fakat bölgesel nitelikli bu mahkemelerin kararlarından memnun kalmayanların, en yüksek yönetim ve yargı organı mahiyetindeki Divanıhümayun’a müracaat etme hakları vardı. Bundan başka, herhangi bir şer’iyye mahkemesine başvurmadan doğrudan Divanıhümayun’a da gidilebilmekteydi. Buraya akseden davalar başlangıçta “mühimme defterleri” içerisinde yer alırken, sonra “şikâyet defterleri” denilen defterlere ve H 1155 / M 1742’den itibaren de “ahkâm defterleri” adı verilen ayrı bir defter serisine kaydedilmeye başlanmışlardır. Ahkâm defterleri, özellikle “şer’iyye sicilleri” adı verilen kadı mahkemeleri kayıtlarının bulunmadığı bölgelerin şehir tarihi incelemeleri bakımından ehemmiyetlidirler. Şer’iyye sicilleri mevcut olan bölgelerde ise olaylara devlet merkezinin bakış açısını yansıtmaları nedeniyle önem taşırlar. Bu çalışmada, ilgili dönemde Erzurum eyaletine bağlı olan Kuruçay kazasının XVIII. yüzyıl ortalarındaki asayiş durumu 1 ve 3 numaralı Erzurum Ahkâm Defterleri üzerinden incelenmiştir. Ayrıca, devlet merkezinin bölgeden yansıyan şikâyetlere yaklaşımı ve Divan’dan yazılan hükümlerde sunulan çözüm önerileri ortaya konulmaya çalışılıp sorunların nedenleri de irdelenmiştir.Item Kurumsal kimlik bağlamında radyo sloganları(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-09-15) Kıcır, Güzin KıyıkKurumsal kimlik; işletmelerin faaliyet konusu, amaçları, hedef kitlesi, neyi temsil ettiği gibi sorular üzerinde şekillenen bir kavramdır. Kurumları diğerlerinden ayıran kimlik konusu paydaşlarla iletişim kurma bağlamında da önemlidir. İletişim için önemli bu kavramı, yine iletişim sektöründe yer alan radyo işletmeleri için ele aldığımızda, Türkiye’deki radyolarda sloganların, kurumsal kimliği yansıtma biçimini analiz etmek bu çalışmanın temel amacını oluşturmaktadır. Ülkemizdeki radyoların tercih ettiği sloganlar, sloganların temsil gücü, sektörün eğilimleri araştırma kapsamında yanıt aranan sorular arasındadır. Nitel araştırma metodunun tercih edildiği makale kapsamında ülkemizde en çok dinlenen ulusal kategorideki 25 radyo tespit edilmiştir. Bunlar arasında örnekleme dâhil olanlarla yapılan görüşmelerden gelen yanıtlar, belirlenen tema ve kodlarla betimsel olarak analiz edilmiştir. Sonuç olarak; müzik türüne, yayın formatına, dinleyici profiline göre farklılaşan sloganların radyo işletmelerini temsil gücüne yapılan vurgu dikkati çekerken, program içerikleri, logo, jingle ve görseller üzerindeki etkileşim güçlü görülmektedir. Makalede radyo yayıncılığı alanındaki sloganların birbirine benzeme eğilimi göstermesi de önemli bir diğer sonuçtur.Item Lise öğrencilerinin psikolojik belirti ve öz şefkat düzeylerinin okul tükenmişliği ile ilişkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-10-18) Dinçbaş, İbrahim; Gökkaya, Füsun; Çıvgın, UmutBu araştırmanın amacı üniversite sınavına hazırlanan lise öğrencilerinin depresif belirti, anksiyete, stres belirtileri, öz şefkat ve okul tükenmişliği arasındaki ilişkilerin incelenmesidir. Üniversite sınavına hazırlanan lise öğrencilerinin hem akademik hem de yaşamsal olarak birçok sıkıntı ile yüz yüze geldikleri görülmektedir. Bu bağlamda öz şefkatin koruyucu olabileceği düşünülmektedir. İzmir ilinin Bergama ilçesindeki devlet liselerinde eğitim alan 251 öğrenci araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Demografik bilgi formu, Depresyon - Anksiyete - Stres Ölçeği, Öz-Anlayış Ölçeği ve Okul Tükenmişliği Ölçeği ile oluşturulan ölçek seti katılımcılar tarafından doldurulmuştur. Analizlerden önce normal dağılım varsayımları kontrol edilmiş ve veri analize hazır hale getirilmiştir. Pearson Korelasyon ve Çoklu Regresyon analizleri uygulanmıştır. Araştırma bulguları, depresif belirti, anksiyete, stres, öz şefkat ve okul tükenmişliğinin birbirleri ile ilişkili değişkenler olduğunu ve okul tükenmişliğinin depresif belirti ve stres düzeyleri tarafından yordandığını göstermiştir. Elde edilen bulgular, literatür tarafından desteklenmektedir fakat öz şefkatin okul tükenmişliğinin yordayıcısı olmaması dikkat çekmiştir. Bulgular, ilişkili literatür ışında tartışılmıştır ve gelecek çalışmalara öneriler sunulmuştur.Item Ludwig van Beethoven’ın “Kreutzer” piyano ve keman sonatının performans analizi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-09-23) Tamer, FarukLudwig van Beethoven’ın op.47 no:9 la majör “Kreutzer” piyano ve keman sonatı, op.55 no:3 mi bemol majör “Eroica” senfonisi ve op.53 no:21 do majör “Waldstein” piyano sonatının da aralarında bulunduğu “Kahramanlık Dönemi” eserlerinden biridir. Beethoven’ın Fransız İhtilalinden etkilendiği ve Napolyon Bonapart’a olan saygısının eserlerine yansıdığı dönemin ürünü olan “Kreutzer” sonat, özellikle birinci bölümünün ihtişamı ve sanki bir konçerto havasındaki yapısıyla, piyano ve keman sonatları arasındaki seçkin yerini almıştır. Eser, Adagio sostenuto - Presto, Andande con varizioni ve Presto olmak üzere üç bölümden oluşmaktadır. Bu çalışmada, kemancıların “korkulu rüyası” olarak tanımlanan Adagio sostenuto - Prestonun (ilk 10 ölçüsü) 3 farklı performans analizi, 10 keman yorumcusunun kayıtlarından faydalanarak yapılmıştır. Çalışmanın amacı, performanslar arasındaki benzerlik ve farklılıkların ortaya çıkarılarak, eseri çalmak isteyen kemancılara yorum yönünden ışık tutmaktır.Item Mekânsal belleğin şiire yansıması: Üsküp örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-03-08) Uğurlu, Alev Sınar; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Edebiyat Fakültesi/Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü.; 0000-0002-0453-585XTürk milletinin beş yüzyıllık mazisiyle bağlı olduğu, bedel ödeyerek vatan edindiği ve yine ağır bedeller ödeyerek çekilmek zorunda kaldığı Rumeli, tarihî yaşanmışlıkları en değerli malzeme olarak gören edebiyatta yansımasını bulmuştur. Gerek nazımda gerek nesirde Balkanlar’daki Türk varlığını işleyen pek çok eser verilmiştir. Bu eserlerde hem bu topraklardaki Türk hâkimiyeti hem de Balkan Türklerinin yaşadıkları facialar işlenmiştir. Bu geniş coğrafya içinde Balkanlar’daki en önemli serhat şehirlerinden olan ve 520 yıl boyunca Türk hâkimiyeti altında kalan Üsküp adı en fazla anılan, kişisel ve toplumsal belleklere kaydedilmiş şehirlerden biridir. Bu uç şehri romanlara, gezi kitaplarına yansıdığı gibi şiirlerde de işlenmiştir. Bu çalışmada Yeni Türk şiirine Üsküp’ün mekân bellek ilişkisi içinde nasıl yansıdığı üzerinde durulacaktır.Item Modern şiir sanatına kuramsal bir yaklaşım(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-09-08) Bakır, SinanBir sanat türü olarak şiirin arkaik dönemlere dek uzanan tarihsel yolculuğu çağdaş dönemlere güçlü bir gelenek üzerinden intikal etmesinde rol oynar. Şiiri sanatsal bir tür hâline getiren özellikler türün yapısal dinamiklerinden kaynaklı nedenlerle göreceliğini korurken metnin edebîliği daha çok dilin çağrışım değeri, söz ve anlam sanatları, ritim, imge ve çokanlamlılık ya da biçimi var eden kayıtların kullanılma düzeyiyle açıklanır. Söz konusu bakış açısı edebî olanın sınırlarını belirginleştirmesine rağmen büyük sanatların özünde var olması gereken özellikleri bütünüyle açıklamaktan uzaktır. Modern şiir sanatına kuramsal bir çerçeve oluşturmayı amaçlayan bu makalede şiir dilinin bilinçdışı yapılanması, üst dil-doğal dil ilişkisi, deformasyon, us, usdışılık, mantık, anlam ve gerçeklik kurgusu, güzel(lik) algısı, nesnel bağlılaşım, farklılaştırma, imge, imgelem, teknik, biçim, ritim, doğallık / içtenlik, ideoloji üzerinde durulmuş, kavramların hem modern şiirdeki yeri hem de edebî boyutları tartışmaya açılmıştır. Söz konusu problem alanlarının modern şiirde dilsel etkinlikle ilişkili kurgulandığı gözlenmiştir.Item Müzik öğretmeni adaylarının piyano ile eşlik alanında yeterlik algıları(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-10-17) Uğurluol, Gözde Doğa; Eğilmez, Hatice Onuray; Bursa Uludağ Üniversitesi/Eğitim Bilimleri Enstitüsü/Güzel Sanatlar Eğitimi Ana Bilim Dalı.; Bursa Uludağ Üniverstesi/Eğitim Fakültesi/Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü/Müzik Eğitimi Ana Bilim Dalı.; 0000-0001-5432-6661; 0000-0002-4880-2200Araştırma, genel tarama modelinde betimseldir bir çalışmadır. Müzik öğretmeni adaylarının piyano ile eşlik alanında yeterlik (PİEAY) algılarının, bazı değişkenlere göre incelenmesi amaçlanmıştır. Örneklem grubu Bursa Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi ABD’de öğrenim gören gönüllü 108 öğrenciden oluşmuştur. Veriler Piji (2007) tarafından geliştirilen Piyano ile Eşlik Alanında Yeterlik Algı Ölçeği ile toplanmıştır. Verilerin analizinde ttesti, Anova ve Post Hoc Testi kullanılmıştır. Müzik öğretmeni adaylarının ortalamanın üzerinde PİEAY algıları olduğu tespit edilmiştir. Adayların cinsiyete ve mezun olunan lise türüne göre PİEAY algıları arasında anlamlı fark bulunamamışken, öğrenim yılı değişkenine göre 4. sınıfların lehine anlamlı bir fark tespit edilmiştir. Ayrıca piyano çalma süresine, piyano dersinde eşlik çalmaya yönelik çalışma yapmaya, başka çalgıya veya şarkıya piyano ile eşlik yapıp yapmama ve piyano ile doğaçlama yapma durumuna göre PİEAY algılarında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur. Bu bulgulara göre tartışma bölümünde araştırmacının yorumları ve literatür karşılaştırması yapılmış, önerilerde bulunulmuştur.Item Myndos-Asar Adası mimari kalıntılarının ışığında olası yapı program(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-10-17) Gülsefa, Gonca; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen-Edebiyat Fakültesi/Arkeoloji Bölümü.; 0000-0003-3766-9659Karia kentlerinden birisi olan Myndos, günümüzde Muğla ili, Bodrum ilçesi, Gümüşlük beldesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Antik kentin hemen karşısında konumlanan Asar / Tavşan Adası, kentin limanını korumak için oldukça önemli bir lokasyonda bulunur. Ada’da yapılan araştırmalar sonucunda ortaya çıkartılan yapı kalıntılarının bir bölümü, Klasik Dönem ve sonrasına tarihlendirilmektedir. Asar Adası’nın girişinde yer alan açıklık ve bazı mimari buluntular girişte bir propylon (?) olduğu fikrini destekler niteliktedir. Ayrıca adanın daha üst teraslarında “U” / “Π” formlu sunak yapısına ait olduğu düşünülen bir stylobat tespit edilmiştir. Bu alanda yapılan kazılar sayesinde Apollon Arkhegetes’e adanmış olduğu anlaşılan bir yazıt adada Apollon’a ait kült alanının varlığına işaret etmektedir. Detaylı çalışmalarımız kapsamında sunak ve propylon yapıları benzer örneklerle karşılaştırılarak olası yapılarla ilgili bazı mimari öneriler sunulmuştur.