Uluslararası Biyosistem Mühendisliği Dergisi
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11452/10995
Browse
Browsing by Rights "info:eu-repo/semantics/openAccess"
Now showing 1 - 20 of 28
- Results Per Page
- Sort Options
Item Ankara ili Ayaş ilçesinde kuraklığın değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-12-30) Akcapınar, Muhammed Cem; Çakmak, BelginTürkiye ve dünyada son yıllarda kuraklık olaylarının sayı ve şiddetinde önemli artışlar gözlenmektedir. Kuraklık başlangıcı ve sonu net olarak belirlenemeyen, sonuçları yıkıcı felaketlere dönüşebilen, başta su kaynakları olmak üzere tarım, sanayi ve turizm sektörü ile yaban hayatı ve nüfusun yoğun olduğu kentlerde yaşamı tehdit eden önemli bir doğal afettir. Bu araştırmada, son yıllarda yağışların azalmasıyla birlikte kuraklık açısından riskli bölgeler arasında yer alan Ankara İli Ayaş İlçesi çalışma alanı olarak belirlenmiştir. Çalışmada FAO-Penman Monteith (PM), Blaney Criddle (BC), Hargreaves Samani (HS) ve Thorntwaite (TW) yöntemleriyle potansiyel evapotranspirasyon (PET) değerleri hesaplanmış ve elde edilen sonuçların karşılaştırılması yapılmıştır. PM yöntemiyle hesaplanan yıllık ortalama evapotranspirasyon miktarına en yakın tahmini yapan yöntemin BC olduğu belirlenmiştir. Elde edilen evapotranspirasyon değerlerinden yararlanılarak Su Yılına göre Standartlaştırılmış Yağış Evapotranspirasyon İndeksi (SPEI), Palmer Kuraklık Şiddeti İndeksi (PDSI) ve Palmer Hidrolojik Kuraklık İndeksleriyle (PHDI) kuraklık analizleri gerçekleştirilmiştir. Sonuçların değerlendirilmesi kuraklık indekslerinin şiddet sınıflandırmalarına göre Frekans Analizleriyle yapılmıştır. Böylece hem kuraklık indekslerinin hem de evapotranspirasyon tahmin yöntemlerinin karşılaştırılması sağlanmıştır. Ayaş İlçesi 37 yıllık zaman diliminde sıklıkla kurak dönemler geçirmiştir. PM yöntemi temel alınan 12 aylık SPEI analizine göre araştırma periyodunda 2 yıl olağanüstü, 5 yıl çok şiddetli, PDSI ve PHDI indekslerine göre ise 1 yıl olağanüstü, 7 yıl çok şiddetli kuraklıkların görüldüğü dönemler yaşanmıştır.Item Application of parallel background algorithm on radar images to detect sudden weather changes(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-06-08) Çelik, AhmetToday, depending on the development of technology, large and diverse data are formed. It will be very useful to process these data quickly and to make decision-making process by an automated system. Decision-making process by machine learning and many calculations processes can be performed quickly and easily with the help of programs written on computer systems. If the programs written are parallel, fast results will be obtained in a shorter time. Paralleling can be performed using a common memory structure or using a distributed memory structure. In this study, an application that can be used in a fast early warning system indicating weather forecast or rapidly changing weather conditions has been implemented. For this, a frame difference background extraction algorithm was applied on the infrared satellite images of a specified region at different time intervals. This algorithm was used to compare the cloudiness levels of the images obtained at time t and the images obtained at time t-30 min. Subsequently, the results obtained are shown in color. In addition, in this study, the Background subtraction algorithm was applied by paralleling it on images of different resolutions in order to detect the speed gain. According to the results, it was determined that the high resolution images were processed 38.47 times faster with the parallel program than the serial program.Item Arıtılmış atıksuların tarımsal sulamada kullanımı: İznik örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-01) Adalı, Sümeyye; Kılıç, Melike Yalılı; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-5077-7358; 0000-0001-7050-6742Nüfus artışı ve antropojenik faaliyetlerin gelişimine paralel olarak insanoğlunun doğal kaynak ve ham madde ihtiyacının artması, özellikle tüketim alışkanlıklarının değiştiği günümüzde kaynakların aşırı tüketilmesine ve kirlenmesine yol açmış ve buna bağlı olarak kaynakların doğadaki varlığı tükenme tehlikesiyle karşı karşıya gelmiştir. Tehlike altındaki bu kaynaklardan biri de sudur. Bu durumun farkında olan birçok ülke, mevcut su kaynakları ve kalitesinin korunması, oluşan atıksuyun yeniden kullanımına imkan vermesi dolayısıyla atıksu arıtma teknolojilerini kullanmaktadır. Ülkemizde de atıksu arıtımına önem verilmekte ve arıtma tesisleri projelerinin ülke genelinde yaygınlaşması devam etmektedir. Özellikle akarsu, göl, deniz gibi bir çok habitata ev sahipliği yapan doğal sulak alanların kirlenmesini önlemek amacıyla uygun teknoloji kullanımıyla deşarj kriterleri sıkı tutulmaktadır. Bu çalışmada Bursa ilinin İznik ilçesinde membran biyoreaktör (MBR) teknolojisine sahip olan evsel atıksu arıtma tesisinde arıtılmış atıksuların, 2019 yılı verileri baz alınarak tarımsal sulamada kullanılması durumunda elde edilecek tasarruf miktarı hesaplanmıştır.Item Arıtılmış atıksuların yeniden kullanımı: Paşaköy atıksu arıtma tesisi örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-06-28) Kılıç, Melike Yalılı; Rukiah, Kawthr; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mühendislik Fakültesi/Çevre Mühendisliği Bölümü.; 0000-0001-7050-6742; 0000-0002-9976-7265Dünyada yaşanan hızlı nüfus artışı ve sanayinin gelişmesine paralel olarak su kullanımı da her geçen gün artmaktadır. Temiz su kaynaklarına olan erişimin zorlaştığı günümüzde, mevcut su kaynaklarının tasarruflu kullanılmasına ilave olarak alternatif su kaynaklarının yaratılması oldukça önem arz etmektedir. Bu alternatif kaynaklardan birisi olan arıtılmış atıksuların farklı alanlarda yeniden kullanılması, su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımına önemli oranda katkı sağlayacaktır. Dünyanın en kalabalık şehirlerinden birisi olan İstanbul, ticaret merkezi olması, ekonomisinin büyüklüğü, konumu, tarihi ve turistik değerleri ile en fazla göç alan şehirlerin başında gelmektedir. 16 milyonluk nüfusu ve yıllık ‰24.2 nüfus artış hızı ile İstanbul’da, yüksek miktarlarda atıksuyun oluşması kaçınılmazdır. Bu çalışmada, Paşaköy İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’nde arıtılmış atıksuların Riva Deresi’ne deşarj edilmeden önce Ömerli Havzası’ndaki yeşil alan ve tarım arazilerinin sulanmasında kullanılması halinde sağlanabilecek su tasarruf miktarı hesaplanmıştır.Item Biyolojik sistemlerde gelecekteki nano / biyosensör ürünlerine hazırlık(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-06-17) Tüylek, ZülfüBiyosensörler, temel biyolojik süreçleri anlamamıza yardımcı olan değerli bilgileri kodlayan biyomoleküllerin ve biyo-işlevlerin dinamik değişikliklerini izlemek için tasarlanmış temel araçlardır. Günümüzde doku histolojisi, doku analizi ihtiyacını karşılayan en yaygın analitik tekniktir. Bu teknik, uç nokta analizi, yüksek maliyet ve uzun hazırlık süresi ile sınırlıdır. Uygulamalarda, gerçek zamanlı izlemedeki zorluklar ve nitel yorumlamada ortaya çıkan etik sorunlar nedeniyle kullanımı avantajlı değildir. Bu nedenle, boyuta bağlı olarak farklı fizikokimyasal özelliklere sahip nanometre ölçekli malzemeler, son zamanlarda biyolojik algılama (sensör) uygulamaları için umut verici adaylar olarak ortaya çıkmıştır. Bu sensör yapıları, önemli fizyolojik parametrelerin gerçek zamanlı değişikliklerine benzersiz bir bakış açısı sağlar. Sensör bileşenlerinin iki veya daha fazla sinyal aktarım mekanizmasına dayalı olarak çalıştığı çok modlu (multi mod) nanosensörlerin yarattığı sinerji daha ayrıntılı olarak elde edilir. Yogi Berra'nın "Sadece izleyerek çok şey gözlemleyebilirsiniz" ifadesi, biyosensörlerde biyoalgılama işlevinde sadece küçük bir ayarlama ile yerine getirilir. Pek çok biyolojik süreç, basitçe yüksek uzay- zamansal algılayıcı tepkileri takip edilerek gözlemlenir. Makalemizde son yıllarda in vitro veya in vivo ölçümlere uygulanan nanobiyosensör cihazlarındaki önemli gelişmelere değinilmektedir. Biyolojik algılama uygulamaları için birden fazla mekanizma içeren nanobiyosensörlerin son gelişmelerine kısaca değinilecektir.Item A closer look at the statistical data: The tractor count increases as the agricultural production value decreases for Turkey(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-30) Solak, MehmetFAO claims that the World population will increase by 2.3 billion people by the year 2050 that practically means more food and more energy demand. Agriculture is an energy-intensive industry. Nearly 30% of the world’s total energy production is utilized by agriculture and related sectors. Energy consumption per-capita is accepted as an indicator of development and prosperity. Mechanization levels in agriculture are believed to be the key factor for total productivity. Tractors are the key mechanization units that operate in agricultural activities. Statistics show that in past years tractor numbers of Turkey have shown a great increase every year, however, some other statistics show a decrease in total agricultural production value. A simple co-efficient is proposed in this study calculated by dividing total production value to tractor count. Study shows that although tractor numbers are rising, agricultural production value is decreasing and the co-efficient for 2010 was 0.075, and it gradually decreased to 0,052 in the year 2016. Simplistic forecasting of tractor numbers showed that there might be nearly 1.6M tractors by the year 2030. Statistical data from TUIK and FAO shows tractor count increases but total agricultural production value decreases.Item Covid-19 hastalarının tedavisinde moleküler hidrojen inhalasyonunun potansiyel uygulaması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-07-02) Alwazeer, Duried; Çiçek, Sümeyra; Alma, Mehmet HakkıCOVID-19 (Corona Virüs Hastalığı 2019), SARS-CoV-2 (Şiddetli akut solunum yolu sendromu koronavirüs 2) suşunun yol açtığı akut solunum sendromu hastalığıdır. İlk COVID-19 vakası Aralık 2019'da ortaya çıkmış ve aylar içinde tüm dünyada görülen salgın haline gelmiştir. Moleküler hidrojen (H₂); reaktif oksijen türlerini seçici olarak süpürmesi, inflamatuar sitokinlerin inaktivasyonu, antiapoptotik özelliği sayesinde birçok hastalık üzerinde etkili bir tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır. Özellikle inflamatuar akciğer hasarı tedavisinde H₂'nin terapötik etkileri, COVID-19 hastalığını hafifletebileceği görüşünü desteklemektedir. Aynı zamanda, H₂ SARS-CoV-2'nin neden olduğu yıkıcı sitokin fırtınasını ve akciğer hasarını azaltabilir. Bu nedenle moleküler hidrojen tedavisi, COVID-19 için yeni ve etkili bir yardımcı tedavi yöntemi olma potansiyeline sahiptir. Fakat bu hipotezin doğrulanması için daha fazla klinik denemelere ihtiyaç vardır.Item Design of constructed wetland systems for cold climates(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-12-31) Güneş, KemalThis study was conducted in order to treat domestic wastewater in Karaurgan village which is located in Sarikamis, a district of the city Kars and on which the most severe weather conditions of Turkey prevail. Karaurgan village which consists of two neighborhoods and one center is located 38 km from the district Sarikamis. During the time when work is carried out (2007), the population of the village is approximately 750 and the number of households is around 750. It has been recorded that the domestic wastewater that originates from the village is discharged directly into the stream even without being retained in a septic tank. This stream that is also known as Karaurgan stream is one of tributaries of Aras river. The treatment system project that has been designed specifically for this village in order to ensure hygiene and prevent other environmental problems caused by domestic wastewater comprises 2 parts. Imhoff tank system that is known as the pre-treatment constitutes the first part while SFS-h or HF (submerged horizontal flow) which is known to be less problematic under cold climate conditions constitutes the other. It is planned that if the required treatment conditions are met within the scope of treatment system, the wastewater treated will be used as water source for irrigating forage plants. It is planned that minimum BOD₅ removal rate be 92% according to the treatment system project designed.Item Development of an android-based application to be used in the calculation of biogas and electrical energy potentials of different livestock manure(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-14) Altınbilek, Hakkı Fırat; Kızıl, ÜnalToday, in parallel with the increasing world population, the amount of waste and energy deficit is growing steadily. In order to ensure the sustainability of the resources available in this process, the environmental damage of waste should be minimized and innovative approaches should be undertaken. Especially recently, biogas production from organic wastes has been considered as an alternative for the effective use of resources. Since organic wastes are used in the biogas production process, not only the wastes are removed from the production facilities but also the energy acquisition makes waste management systems necessary. Data operating environments are important sources for demonstrating different capacities and alternatives in waste management. In this context, an application has been developed on the MIT App Inventor 2 platform that can calculate biogas and electrical energy potentials according to the characteristics of 7 different farm animals’ manure including dairy cattle, beef cattle, calf, sheep, goat, laying hen and broiler. As an example, biogas potential was calculated using the dairy and beef cattle data in Biga district of Çanakkale.Item Endüstriyel mutfaklarda kullanılan atmosferik brülörlü fırın ile premix brülörlü fırının enerji tüketiminin deneysel olarak karşılaştırılması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-12-31) Sakin, Akay; Burhan, Mahmut; Bursa Uludağ Üniversitesi/Makine Mühendisliği Bölümü.; 0000-0003-2059-2958Yapılan çalışmada Endüstriyel mutfaklarda kullanılan gazlı fırınların farklı yanma teknolojileri kullanılarak hem performanslarının hem de enerji maliyetlerinin kıyaslanması amaçlanmıştır. Bu çalışma kapsamında İNOKSAN firmasının atmosferik brülöre sahip FKG042E model fırını ve premix brülöre sahip FKG40 fırını kullanılmış olup, her iki fırında deneysel çalışmalar yapılmıştır. Her iki fırın da 20mbar doğal gazda ve ortam sıcaklığında test edilmiştir.Yapılan testler sonucunda premix brülör ile çalışan fırında 0,963 m³ doğalgaz tüketimi, atmosferik brülör ile çalışan fırında 1,809 m³ doğalgaz tüketimi olmuştur. Çalışmada elde edilen bir diğer sonuç ise premix teknoloji ile üretilen fırının gücü atmosferik fırından daha yüksek olmasından dolayı pişirme kapasitesi yaklaşık % 50 artmıştır.Item Farklı örtü malzemesi ve ısıtma derece değerlerine bağlı olarak seralarda ortaya çıkan ısı enerjisi gereksiniminin belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-16) Boyacı, Sedat; Kılıç, İlker; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Biyosistem Mühendisliği Bölümü.; 0000-0003-0087-6718Sera yetiştiriciliğinde kaliteli yüksek verimin alınabilmesi bitkilerin gereksinim duyduğu optimum sıcaklıkların sağlanması ile mümkün olabilmektedir. Ancak bu sıcaklıkların sağlanması için gerekli olan enerji maliyetlerinin yüksek olması üreticinin ısıtma konusunda karar vermesini olumsuz yönde etkilemektedir. Çalışmada, polietilen (PE) ve polikarbon (PC) sera örtüsü ve seraların beş farklı sıcaklık derecesinde (16°C, 17°C, 18°C, 19°C ve 20°C) tutulması durumunda gereksinim duyulan ısı gücü, yakıt miktarı ve atmosfere salınan karbondioksit miktarlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada, PE serada iç ortam sıcaklık değerinin 16°C de tutulması durumunda gereksinim duyulan ısı gücü gereksinimi, yakıt miktarı ve karbondioksit miktarı sırasıyla 834.93 W m-2 , 157,80 kg m-2 575.46 kg m-2 iken 20°C de 1208.68 W m-2 , 228.44 kg m-2 , 833.06 kg m-2 olarak hesap edilmiştir. PC serada 16°C de gereksinim duyulan ısı gücü gereksinimi, yakıt miktarı ve karbondioksit miktarı sırasıyla 197.66 W m-2 , 37.36 kg m-2 , 136.23 kg m-2 iken 20°C için 321.92 W m-2 , 60.84 kg m-2 , 221.88 kg m-2 olarak hesap edilmiştir. Çalışma sonucunda, üreticilerin farklı örtü malzemesi ve iç sıcaklık değerlerine bağlı olarak birim alan için gerekli olan yakıt miktarlarının önceden belirleyerek üretim ve enerji maliyetleri arasında bir denge oluşturması gerekliliği ortaya konulmuştur. Bunun yanında ekonomik bir yetiştiricilik için ısıtmanın üretim maliyetleri içerisindeki payını azaltıcı önlemler konusunda planlama aşamasında alınması gerekli tedbirler belirtilmiştir.Item Farklı özellikteki toprak iyileştiricilerinin hafif bünyeli toprakların su tutma kapasitesi üzerine etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-09-26) Er, Hasan; Demir, Yasin; Meral, RamazanTarımsal üretimde su en önemli faktörlerden biri olup; verim ve kalite üzerinde doğrudan etkilidir. Uygulanacak su miktarı toprağın su tutma kapasitesi ile sınırlı olup kumlu topraklarda daha düşük değerdedir. Bitkilerin yararlanabildikleri yarayışlı su miktarı toprağın bünyesi, yapısı, gözeneklilik ve organik madde içeriği gibi faktörlere bağlıdır. Toprağın organik madde içeriğini artıran uygulamalar diğer olumlu etkilerinin yanı sıra yarayışlı su miktarını da artıracaktır. Bu amaçla yapay ve doğal pek çok toprak iyileştirici kullanılmaktadır. Bu uygulamalarda esas olan konu toprak iyileştiricinin beklenen faydaları sağlarken aynı zamanda kolay elde edilebilir ve ekonomik olmasıdır. Bu çalışmada yöre toprak koşulları ve toprak düzenleyicinin elde edilebilirliği dikkate alınarak; ahır gübresi, leonardit ve su tutucu polimer, ağırlık/ağırlık (w/w) esasına göre toprağa ahır gübresi (A) ve leonardit (L), toprağa %1, %2, %4 oranında, su tutucu polimer (S) ise toprağa %0.1, %0.25 ve %0.4 oranında karıştırılmıştır. Uygulamalar %48.6 kum içerikli toprak kullanılarak saksı ortamlarında yürütülmüştür. Elde edilen sonuçlara göre her bir uygulama organik madde içeriğindeki artışa paralel olarak; hacim ağırlığı, porozite ve su tutma kapasitesi üzerinde olumlu etkilerde bulunmuştur. Yarayışlı su değerleri kontrol uygulamasında ortalama %9.47 olarak belirlenirken, leonardit uygulamalarında %9.50-14.04, ahır gübresi uygulamalarında %9.05-17.30, su tutucu polimer uygulamasında ise %10.68-16.48 arasında değişmiştir. Polimer uygulaması tarla kapasitesinde daha yüksek artış göstermiş ancak aynı oranda solma noktasının da artması nedeniyle toplam etkisi sınırlı olmuştur. Sonuç olarak ahır gübresi uygulamasının aynı zamanda etkisinin kalıcı olması ve bitki besin elementi avantajı gibi diğer etkileri de dikkate alındığında; kumlu toprakların su tutma kapasitesinin artırılmasında en etkili yöntem olduğu belirlenmiştir.Item İklimin hafızası(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-12-31) Kırpık, Mehmet Ali; Ayaz, Yurdakul; Çelebi, Yiğit; Kılıçer, SüheylaBu çalışma, 1-13 Mayıs 2022 yılında İstanbul’un Küçükçekmece, Ümraniye, Başakşehir ve Üsküdar ilçelerinde yapıldı. Yapılan bu çalışmada iklim değişikliğine neden olan olaylar ve bu olayların sonucunda iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini vurgulayan kavramlardan bahsedilmiştir. Çalışmanın metodolojisinde anket çalışması ve web sitesi tasarımı yapılmıştır. Yapılan anket çalışması sözü edilen kavramları içine almakta ve 30 sorudan oluşmaktadır. Ankete 172 kişi katılmış ve katılımcıların tamamı soruları cevaplandırmıştır. Katılımcıların cevapları değerlendirildiğinde; iklim değişikliğine neden olan “Sera Gazı Etkisi” ve iklim değişikliğinin olumsuzluklarından etkilenen ve buna bağlı olarak kullanımı ortaya çıkan kavramlar; sağlık, su, su ayak izi, karbon ayak izi, biyoçeşitlilik ve ekosistemler, orman, tarım, enerji, turizm, okyanus ve atık kavramlarını insanımızın genel olarak bildiği ortaya çıkmıştır. Bu çalışmada yapılan anketteki 30 soruya verilen cevaplar değerlendirilmiş ve en dikkati çeken sorunun 30.soru (iklim değişikliği hakkında bilgi veren ve gidişata göre kendini güncelleyen web sitesi yapılsaydı dijital ortamda kullanır mıydınız?) olduğu kanaatine varılmıştır. Bu soruya 172 kişi cevap vermiş ve bunların % 71.5’i evet, % 12.8’i hayır, geriye kalan % 16’sı kısmen ve hiçbir fikrim yok olarak cevaplarını vermiş ancak kısmen cevabını verenler çoğunluktadır. Bu soruya verilen cevaplara göre web sitesi projemizi hayata geçirme konusunda doğru yolda olduğumuz anlaşılmaktadır. Katılımcıların %71.5’i bu soruya evet olarak cevaplaması projemizin iklim değişikliğinde toplumsal farkındalığı artırma yönünde yaygın etki yapacağını göstermektedir. Yapılan web sitesi, TÜBİTAK Bilim Genç Dergisi’nin Şubat sayısında yayımlanan Periyodik Cetvel modelinden ilham alınarak tasarlanmıştır. Web sitesinin adı: ikliminhafizasi.blogspot.com olarak belirlenmiştir.Item The improvement of tamper evident closure mechanism(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-12-30) Kutluğ, Gürer; Ak, Gökhan; Dede, Kübra; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Biyosistem Mühendisliği Bölümü.; 0000-0002-1459-3869The enhancement of the original content within the package with another similar range of low quality without evidence is the most common problem of the world. The danger in such counterfeit attempts is seriously understood by not just developing countries but also by developed countries as well. Counterfeit contents may lead to the death of people by damaging them and especially engine oil, fuel, cooking oil, fruits, tomato paste, milk etc. Tamper evidence (TE) in industrial containers becomes more critical with the improvement of forgery techniques by unauthorized persons. However, although security measures have been taken against unauthorized persons, an unauthorized person who makes extra-special efforts to remove the original closure mechanism can access the contents of the package before the first user without visible evidence. The user spending a lot of money to buy high-quality product wants to know whether he/she uses the original content or not. Therefore, a closure mechanism that prevents unauthorized persons from removing the actual closure mechanism without any damage to the closure mechanism, or, for such industrial containers, the container piercing mechanism can be used. In this study, a closure mechanism has been developed that prevents unauthorized persons from removing the original closure mechanism without damaging the closure mechanism. Analyzes regarding the first opening guarantee of the relevant closure mechanism have been created. Thus, it is proved that closure mechanism could not be reused in case of any opening due to the permanent deformation it is achieved in the designed closure mechanism.Item İnsansız hava aracı ile akıllı tohumlama ve ağaçlandırma amaçlı kil topu uygulaması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-06-30) Yangal, Hilmi Sefa; Karakoç, Ahmet Serkan; Akbulut, Ahmet; Gedikağaoğlu, MeriçBu çalışma, akıllı tarım çalışmaları kapsamında 2019 yılı aralık ayından 2021 yılı mart ayına kadar (16 aylık süre ile), Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) projesi kapsamında tasarlanmış olan otonom bir tarımsal insansız hava aracı (İHA) olan İGSAŞ CEMRE® ile yapılmış otomatik tohumlama sistemini ve ağaçlandırma rejenerasyon etkisini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Araştırmamızda; ağaç ve meyve tohumlarının gübrelenmesinde kök gelişimi açısından salınımı ve içerik olarak daha yumuşak olan kompoze gübre kullanılmasına karar verilmiştir. Kontrollü şartlar altında kil ve sadece tohum içeren 1. çalışma grubu ile, içerisinde kil, gübre ve tohum içeren 2. çalışma grubunun karşılaştırılması planlanmıştır. Toplamda her iki gruptan 300 adet içerisinde elma (Malus Domestica), badem (Prunus Dulcis) ve çam (Pinus Pinea) tohumlu kil topları, amaca uygun olarak üretilen kompoze gübre ile 200 metre irtifadan Kütahya il sınırlarında Enlem 39° 27' 54.81"K Boylam 30° 1' 7.86"D GNSS (Küresel konum belirleme sistemi) koordinatlarında bulunan, 27.400 m²’lik proje alanına havadan toprağa atılmıştır. Çalışma on altı aylık gelişim ve tohumlama basamaklarını saptanmaya yönelik yapılmıştır. Araştırmada kil toplarının atıldığı alandaki gelişim basamaklarını incelemek amacıyla 1,5 yıllık süreçlerde tohumlama yapılan bölgedeki elma, badem ve çam tohumlarının gelişimlerini ölçümlemek için boy, yaprak sayısı ve total ağaçlandırma sayısı ölçümlenmiştir. Sonuç olarak İHA uygulamalı tohumlu ve amaçlı gübreli kil toplarının meyve ve çam ağaçlarını tohumlamada yeni bir yöntem olarak uygulanabileceği belirlenmiştir. Bulgular, tohumlamada, yeni nesil teknoloji olan İHA ile tohumlamanın ağaçlandırmayı artırmada ana itici güç olabileceğini ortaya çıkarmıştır. Araştırmamız ülkemizdeki İHA esaslı meyve tohumları ağaçlandırması alanda ilk deneysel çalışma olmuştur. Bu alanda daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.Item Kimyasal ve organik gübrelerin çevre üzerine etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-12-31) Cüre, Berkay; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü.; 0000-0001-5008-6533Tarımsal ihtiyaçların karşılanabilmesi için artan oranda üretim de yapılmalıdır. Tarımsal üretimin yükseltilmesi sırasında ürün kalitesi ve toprak veriminin de düşmemesi gerekmektedir. Üretim esnasında topraktaki besin elementleri tükenmektedir ve verim kaybı yaşamamak için tekrar toprağa bu bitki besin elementleri geri verilmelidir. Uzun dönem üretim yapılan araziler için üretim esnasında gübreleme yapılması, zararlılarla mücadele işlemleri ve sulama ile toprakta verimlilik düzeyi arttırılmaktadır. Bu uygulamalar arasında ise en etkili etmen gübre girdisidir. Ancak yapılan çalışmalar dikkate alındığı takdirde gübrelerin uzun dönemde toprakta zararlı etkiler meydana getirdiği görülmüştür. Bu zararlı etkilerin çoğunluğu yanlış tekniklerle ve ihtiyaç durumundan fazla gübre kullanılmasından kaynaklanmaktadır. Gübrelerin olumsuz etkileri; toprak tuzluluğu, ağır metal birikimi, sularda ötrofikasyona sebebiyet vermesi, nitrat kirliliği, kükürt ve azot içeren gazların hava kirliliğine sebebiyet vermesi ve sera etkisini artırma gibi sorunlara sebebiyet vermektedir. Bu makalede, tarımda gübre kullanımının yarattığı çevre zararları üzerine ve bu zararları azaltmak veya ortadan kaldırılmak için bazı öneriler sunulmuştur.Item Konya ovası topraklarının doygun hidrolik iletkenliğinin paralel drenler yöntemi ile kararlı akış eşitliği kullanılarak belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-12-30) Bahçeci, BarışBu çalışmada, Konya ovasında Hooghoudt denklemi kullanılarak paralel dren yöntemi ile toprakların ortalama doygun hidrolik iletkenliği (Ksat) belirlenmiştir. Çalışmada dren boru çapı 0.1 m, derinliği 1.70 m ve uzunluğu 80 m olan, 40 m dren aralığına sahip, 3 dren hattı ve oluklu plastik borulardan oluşan bir pilot deneme alanından elde edilen veriler kullanılmıştır. Zarf malzemesi olarak, dren derinliğindeki toprağın özelliklerine göre belirlenen kum-çakıl karışımı kullanılmıştır. Testlerde, sistemde serbest akış sağlandıktan sonra drenaj çıkışlarındaki debiler ve iki dren orta noktasındaki hidrolik yükler aynı anda ölçülmüştür. Elde edilen veriler değerlendirilerek Konya Ovası’ndaki akiferin geçirgenliğinin 7.282 m² gün-¹, ortalama hidrolik iletkenliğin (Ksat) 2.867 m gün-¹, ve alt ve üst sınırlarının %90 olasılıkla 2.461Item Kümeslerde gürültü kirliliği ve etkileri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-06-30) Girgin, Çağla; Kılıç, İlker; Bursa Uludağ Üniversitesi/Ziraat Fakültesi/Biyosistem Mühendisliği Bölümü.; 0000-0003-4666-5131; 0000-0003-0087-6718Gürültü kirliliği sadece insanoğlu için değil hayvanlar için de bir tehdittir. Özellikle kümes hayvanlarında ciddi sağlık problemlerine sebep olmaktadır. Bu problemlerin başında hayvanların psikolojik streslere maruz kalması gelir. Stres, insanlarda olduğu gibi hayvanlar arasında da yaşamı olumsuz etkiler. Ayrıca et ve yumurta tavuklarının verimliliğini ciddi oranda azaltmaktadır. Bunun sonucu olarak da insan vücudunun önemli yapıtaşı olan proteinin kalitesi düşmektedir. Bu çalışmada kümeslerde gürültüye neden olan etkenler ortaya konmaktadır. Bununla beraber gürültünün tavuklar üzerindeki etkiler tartışılmıştır. Gürültünün olumsuz etkileri literatür verileri ile desteklenmiştir, hayvan refahı üzerinde durulmuş ve yapılması gerekenler incelenmiştir.Item Niğde ili ve ilçelerinde tarımsal üretimde kullanılan traktörlerin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-06-08) Saygılı, Yaşar Serhat; Şen, BurakBu çalışmada, Niğde ili ve ilçelerinin 2004 – 2020 yılları arasındaki tarımsal üretimde kullanılan traktörler ve bu traktörlerin tipleri incelenmiştir. Çalışmada, Niğde ili ve ilçelerinin tarımsal alanları, tarımsal üretim ile traktörlerine ait istatistiksel veriler kullanılmıştır. İlgili yıllarda, tarımsal üretim yapılan alanlar ve tarımsal üretim faaliyetlerinde kullanılan traktör sayılarında artış olduğu gözlemlenmiştir. Niğde ilinde yer alan ilçeler düzeyinde kullanılan traktörlerin tipleri ve sayıları belirtilmiştir. Altunhisar ilçesinde 37.54-51.52 kW aralığındaki çift akslı traktörlerin oranı %75,68’dir. Bor ilçesinde kullanılan traktör tipi ve traktör güçlerinde büyük değişiklikler görülmüştür. Bor ilçesinde kullanılan traktörlerin %78,7’lik oranını 37.54-51.52 kW aralığındaki traktörle oluşturmaktadır. Çamardı ilçesinde kullanılan traktörlerin %95’lik kısmını traktör gücü 25.76 kW ve üzeri çift akslı traktörler oluşturmaktadır. Çiftlik ilçesi en az tip traktör çeşitliliğine sahip ilçedir ve traktörler 25.76-51.52 kW aralığında yer almaktadır. Merkez ilçesi, Niğde ilinin toplam traktör sayısının %70’lik dilimini oluşturmaktadır. En çok çeşitliliğe ve sayıya sahip olan Merkez ilçesinde tek akslı traktörler ile 25.76-51.52 kW aralığındaki traktörler çoğunluktadır. Ulukışla ilçesi tek akslı 3.68 kW üzeri traktörlerin tamamının yer aldığı ilçedir. Ayrıca ilçede yüksek güç (51.52 kW üzerinde) grubundaki traktörlerin sayısı çoğunluktadır.Item Okullarda atık yönetimi yaklaşımı: Balıkesir ili örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-06-30) Hacısalihoğlu, SaadetDünyada nüfusun, kentleşmenin ve teknolojik çalışmaların her geçen gün artması, atık miktarını da dolaylı olarak artırmaktadır. Bu artıştan dolayı insan ve çevre sağlığının korunabilmesi adına atık yönetimi çalışmalarının yapılması zorunlu hale gelmektedir. Bu çalışmada, Balıkesir’de yer alan özel bir orta öğretim kurumunda çalışanların ve öğrencilerin çevre ve atık yönetimi konusunda, sahip oldukları bilgi düzeyini test etmek amacı ile 60 kişilik bir örneklem kitlesine anket çalışması uygulanmıştır. Anket çalışması ile öğrencilerin ve çalışanların demografik yapıları belirlenmiş, çevre ile ilgili geçmiş deneyimleri ilk anket çalışması (ön test) uygulanarak test edilmiştir. Daha sonra eğitim ve seminer çalışmaları ile çevresel duyarlılıkları aynı anketin tekrar uygulanması ile (son test) yeniden değerlendirilmiştir. Çalışmada uygulanan eğitim ve seminerler ile okullarda daha az atık oluşumu, su ve enerji tasarrufu ve atıkların ekonomik ve çevresel boyutları da düşünülerek toplanması konularında farkındalık ve bilinçlendirme hedeflenmiştir.