1976 Cilt 3 Sayı 3-4

Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/22339

Browse

Now showing 1 - 10 of 10

Akut mide volvulusu
(Bursa Üniversitesi, 1976) Kutlay, Burçin; Doğruyol, Hasan; Bursa Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Cerrahi Anabilim Dalı.
Akut mide volvulusları nadir görülen hastalıklardandır. Para-ozofagial hernilerin bulunmadığı durumlarda çok daha nadirdirler. Bununla beraber bir kere görülüp tanınırsa klinik teşhislerini koymak kolaylaşır. İlk defa 1866 da Berti tarafından tarifedilmiştir. 1967 tarihine kadar dünya literatüründe 300 kadar vak’ a toplanabilmiştir. Ayrıca son yıllarda Berki ve Uğur münferit vakalar yayınlamışlardır. Biz bu yazımızda 65 yaşında mide volvulusu gösteren bir vak’a bildirdik ve bu nedenle hastalığın klinik belirtileri, şekilleri ve tedavisi gözden geçirildi.
Akut romatizmal ateşte akut faz reaktanı olarak serum haptoglobinleri
(Bursa Üniversitesi, 1976) Meriç, Nurten; Tuncer, Gönül; Küner, Mesut; Bursa Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı.
Plazmada Hemoglobin ile birleşerek stabil kompieksler yapan, Hemoglobin taşıyan Haptoglobinlerin (Hp), bazı enfeksiyon hastalıklarında serumda arttığı, enfeksiyonun ciddiyeti ile artış hızının paralelizim gösterdiği bilinmektedir. Günümüzde oto-immun bir hastalık olduğu kabul edilen akut romatizmal ateşli vakaları kapsayan araştırmamızda, serum Haptoglobin de erlerinin, hastalığın akut döneminde yükseldiği, aktivasyon belirtileri düzeldikçe bu değerlerin rormale dönüştüğünü gözledik. Lnogitüdinal çalışma uyguladığımız vakalarda serum Haptoglobinleri, genellikle 4. haftanın sonunda normale dönmektedir. En yüksek Haptoglobin düzeyleri, hastalığın en ciddi seyrettiği vak’ alarda izlenmiştir. Bu vak’ alarda hastalığın 4. haftasının sonunda dahi normalin üstünde değerler saptanmıştır. Her ne kadar sedimantasyon değerleri ile Haptoglobin değerleri arsında bir paralel gidiş mevcutsa da, hastalarda sedimantasyon değerlerinin normale dönüşü daha erken dönemde olmaktadır. Bu alışma, serum Haptoglobin değerlerini akut faz reaktanı olarak klinikte kullanılabileceği kanısını vermiştir.
Gebelikte viral hepatit
(Bursa Üniversitesi, 1976) Kıyan, Suat; Ahat, Erdal; İmamoğlu, Şazi; Bursa Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı.; Bursa Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hstalıkları Anabilim Dalı.
Bu çalışmada gebelikteki viral hepatitte son görüşler gözden geçirilmiş viral hepatitli bir gebe literatür ışığı altında gebelik sonlandırılmadan takip edilmiş doğumda çocukta kötü bir tesir tesbit edilmemiştir. Viral hepatitte gebeliğin sonlandırılmaması hakkındaki kanımız bir kere daha geçerlilik kazanmıştır.
Günümüzde kalb kapağı hastalıklarında cerrahi girişim endikasyonları
(Bursa Üniversitesi, 1976) Özenci, Metin; Cordan, Jale; Lüleci, Cemal
New York Heart Association sınıflandırımına göre grade III de bulunan MD vakalarının % 65'i semptomlardan sonraki ilk 3 yılda kaybedilirler. Her gruptan MD vakalarının tabi seyrinde ise yaşama oranları genellikle ilk 5 yıl için % 80, ikinci 5 yıl içinse % 60 tır. Bu oranlar MY içinde aynı kalırken, mikst mitral vakalarında %66 ve %33’e düşer. AD da ise bu oranlar birinci ve ikinci 5 yıl için %48 ve %10 dur. AY ve AD de genellikle anginadan sonra 5, senkoptan sonra 3 ve kalb yetmezliğinden sonra 2 yıllık yaşama şansı vardır. Mitral lezyonlarda kapak değişimi tavsiyesi grade III ve IV için yapılırken, aortik lezyonlarda erken grade'lar tercih edilmektedir.
Halojenli hidrokarbonların parankim toksisiteleri
(Bursa Üniversitesi, 1976) Toydemir, Orhan; Bursa Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı.
İdeal anestetik ilaçların özellikleri saptandıktan sonra halojenli hidrokarbon esaslı anestetik ilaçlar ve bunların parankim toksisiteleri araştırıldı. En uygun koşullardaki uygulamalarda bile bu toksik etkiden kaçınılamıyacağı dikkate alınarak gerçekten gereksinme duyulmayan durumlarda bu tip anestetiklerin kullanılmaması önerildi.
Kronik servisitis tedavisinde kriyoterapi
(Bursa Üniversitesi, 1976) Arınç, Sebla; Kocaer, Ata; Bursa Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı.
Yirmi altı kronik servisitisli hastaya kriyoterapi uygulandı. Yirmi üç vakada (%88, 4), 5-8 hafta içinde iyileşme oldu. İki vakada (%7.7), iyileşmediği için ikinci kez tedavi uygulandı ve bunlarda 8 hafta sonra tam iyileşme görüldü. Bir vaka ise (%3.9), tam iyileşme göstermedi. Bu tedavinin ucuz, pratik, ağrısız ve çok az yan etki ve komplikasyonları olduğu kanısına varıldı.
Osteopoikilosis (bir vak’ a nedeniyle)
(Bursa Üniversitesi, 1976) Özyardımcı, Nihat; Adanır, Celal; Gözü, R. Oktay; Ürkmez, Fahri; Bursa Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Anabilim Dalı.; Bursa Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Radyoloji Anabilim Dalı.
Bursa Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Kürsüsünde yatmakta iken osteopoikilosis tesbit edilen bir vaka detaylı olarak incelenmiştir.
Persistan hiperplazik primer vitreus
(Bursa Üniversitesi, 1976) Yöney, Erhan; Bursa Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Göz Hastalıkları Anabilim Dalı.
Tek taraflı retina displazisi ile assosiasyon söz konusu olan (Lensi spantan olarak rezorbe olmuş) bir persistan hiperplazik primer vitreus vakası takdim edilmiştir.
Servix yetmezliği ve tedavisi
(Bursa Üniversitesi, 1976) Kıyan, Suat; Ahat, Erdal; Dönmez, Melahat; Bursa Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı.
Yapılan 21 Serklaj operationu anlatılmış, Bunlarda yaş ortalaması 26,5 dir. Müdahale yapılan hastaların %76,2’i 24-29 yaş arasında bulunuyordu. En çok tespit edilen bulgu Servikal Kanalın parmak girişine müsait oluşu idi. Hastaların 2 tanesinde Proflaktik diğerlerinde Terapötik olarak serklaj yapılmıştır. Hastalardan % 84,3’ü spontan doğurmuştur. Doğum başlama zamanı ortalama 39.haftadır. Serklajdan evvel 62 gebelikten % 12, 9 yaşayan çocuk bulunduğu halde 19 Serklajdan sonra çocukların %94,7’si yaşamıştır.
Yeni doğanların resusitasyonu
(Bursa Üniversitesi, 1976) Toydemir, Orhan; Bursa Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı.
Yeni doğan çocukların %10’u solunum ve dolaşım güçlüğü gösterirler. Bunları yeniden hayata döndürmek üzere gerekli tıbbi girişimleri yababilmek için durumun fizyolojisi ve Apgar'la değerlendirilmesi yapılmış solunum ve dolaşım yetersizliğinden uygulanacak tedaviler açıklıkla gösterilmiştir.

Browse

Browsing by Title