Veteriner Hekimlikte Araştırma Dergisi / Journal of Research in Veterinary Medicine
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11452/5067
Browse
Browsing by Issue Date
Now showing 1 - 20 of 938
- Results Per Page
- Sort Options
Item Newcastle hastalığı virulans- hastalık şekilleri- teşhis ve hastalıkla savaş(Uludağ Üniversitesi, 1981) Minbay, Ahmet; Bursa Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Kliniğe Hazırlık Bilimleri Bölümü.Newcastle disease viruses isolated from different cases uary in virulans. Three standart technigues are used to determine the virulans of Newcastle disease virus isolates. These are mean death time, intracerebral pathogenicity index and intravenous pathogenicity index, using embryos or baby chicks. Velogenic strains were iso lated from the epidemics. Some mesogenic and lentogenic strains may also result in forms of Newcastle disease. An affective immune response against the disease should protect the chickens against death, elinical signs and drop in egg production. The vaccines used should contain 10 7.0 EID/ 50 per dose at least . The vaccination programs suggested and the importance of the hijiyen in protection of the chicken flocks were discussed.Item Türkiye hayvancılığının sorunları hakkında rapor(Uludağ Üniversitesi, 1981) Baran, İsmet; Özan, Kemal; Özgen, Hümeyra; Aytuğ, Cemal Nadi; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Hayvanın , hayvansal ürünlerin ve hayvancılık işletmelerinin bazı karakteristik özelliklerinden dolayı bütün ülkeler hayvancılık sektörüne önem verme ihtiyacını duyarlar. Hayvancılığı önemli kılan başlıca faktörler şunlardır.Item Etlerin soğukla muhafazası ve «cold shortening» şekillenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1981) Yıldırım, Yalçın; Bursa Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Besin Kontrolü ve Teknolojisi Bölümü.Die Anuendung von Temperaturen des Kühlbereiches und des Gefrierbereiches auf Fleisch erfolgt zu dem Zweck, den Ablauf mikrobieller und chemischer Reaktionen zu verlangsamen oder vollstaendig zum Stillstand zu bringen. Von tag zu Tag kommt der Kaeltekonservierung uon Fleisch eine staendig wachsende Bedeutung, zu, da die durch Kaelte konservierten Schlacht und Verarbeitungspodukte hinsichtlich Konsistenz, Geschmack und Aussehen dem Frischezustand weitgehend entsprechen. Die Auskühlung mit Hilfe von kalter luft wurde in den letzten Jahrzehnten zu grosser Leistungfaehigkeit entwickelt. Die Wirkung der Hochleistungs-Kaeltenanlagen auch nachteilig auf die Verzehrsqualitaet des Fleisches bemerkbar. Wird Schalchtfrisches Fleisch vor Eintritt der Muskelstarre auf Temperaturen von + l0°C oder tiefer herabgekühlt, tritt durch besondere biochemische Vorgaenge eine starke Kontraktion der Muskelfasern auf (Cold Shortening).Item (Tatlısu ıstakozu (kerevit). Türkiyede kerevit ürünü ve bunun ülke ekonomisinde yeri) üzerinde rapor(Uludağ Üniversitesi, 1981) Erençin, ZihniGövde: Bu, dorsal'den ventrale basıktır, Cephalothorax ve Abdomen bölümlerinden oluşur. Dış yüzü sert bir kabukla kaplıdır. Renk Astacus astacus'da (nehir istakozu) koyu kahverengi (pişmişde koyu kırmızı) , Astacus leptodactylus'da (göl ıstakozu) sarı pembe (pişmişde hafif kırmızı) dır. Cephalothorax'ı sert bir zırh (Karapaks) sannıştır. Cephalothorax kranialde sivri bir uçla (Rostrum) sonuçlanır. Başın, Rostrum'un sağından solundan simetrik olarak, Antenler çıkar (Uzun ve kısa Antenler). Rostrum'un altında ağız bulunur. Anten'lerin hemen gerisinde gözler yer almıştır.Item Bursa Üniversitesi Veteriner Fakültesi hakkında bilgi(Uludağ Üniversitesi, 1981) Altuğ, Cemal Nadi; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Bursa Üniversitesi Veteriner Fakültesi Türkiye'nin dördüncü Veteriner Fakültesi olup, 1981/1982 ders yılında dördüncü öğretim yılına girmiş bulunmaktadır. Kuruluştan buyana geçen süre içinde Bursa üniversitesi Yıllığındaki yazılar hariç, Fakülteyi tanıtıcı nitelikte bir yayın yapılmamıştır. Büyük Atamızın 100. Doğum Yılı içinde yayınını başlatmış olmakla gurur duyduğumuz Fakülte Dergimizin ilk sayısında Fakültenin Kurucu Dekanı sıfatıyla Fakültenin kuruluşu ve bu güne kadar sağladığı gelişmeleri kamu oyuna tanıtıcı nitelikte özet bilgiler sunmayı görev bilmekteyim.Item DDT'nin tavuk ve bıldırcın embriyolarında teratolojik etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1981) Evren, Aydın; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Temel Bilimler Bölümü/Histoloji ve Embriyoloji Bilim Dalı.On a etudie l'effect du DDT a doses sublethales. Dans le cas de traitement par immersion chez les embryons de Caille, ona abserve des differents malformations externes. Par injection, chez les embryons de poulet, sur l'aspect histologique des testicules gauches, les tubes seminipares s'o uvrent a la surface du testicule.Item Yeni bir yöntemle her mevsim standart sucuk üretimi(Uludağ Üniversitesi, 1981) Yıldırım, Yalçın; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Besin Kontrolü ve Teknolojisi Bölümü.Bei dieser Arbeit, wurde türkisches Rohwurst durch neue technologische Methode ein jahrelang hergestellt und am Ende des Reifprozesses laufend chemisch untersucht. Zur kontralle wurde von den Markt 24 Rohwurst- Muster gekauft und auch chemisch untersucht. Um pozitife Ergebnisse unter praktischen Bedingungen erzielen zu können, soll waehrend der Reifung der Wurste in den ersten 24 stunden die Raumtemparutur zwischen 22 - 27°C und der Feuchtigkeitgehalt zwischen 85-96% liegen und ausserdem eine Luftbewegung von 0,5 - 1,5 m/sek. gewaerhleistet sein. Allerdings müssen die Raumtemparatur bis 18 - 22° C und der Feuchtigkeit bis 75 - BO % im laufe der Reifung allmaehlich gesenkt werden.Item DDT'nin tavuk ve bıldırcın yavrularında seksüel farklılaşmaya etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1981) Evren, Aydın; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Temel Bilimler Bölümü/Histoloji ve Embriyoloji Bilim Dalı.Dans ce travaille, on a examine des effects d'un insecticide commercial a concantration de 50 % de DDT sur la differentiation sexuelle de l'embryon de Poulet et de Caille (Coturnix Coturnix Japonica). Apres l'action du DDT a dose 50 %, les canaux de Müller ne peuvent pas regresser dans les embryons des deux sexes. Le testicule gauche acquerie un aspect d'ovo - testis.Item Piliçlerde akut seyirli bir aspergillosis salgını üzerinde araştırma(Uludağ Üniversitesi, 1981) Akay, Ömer; Minbay, Ahmet; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.An acute aspergillosis outbreak occured in 130 days old chickens was investi gated. Mortality reached 20 % 3000 chickens. Anorexia, listlessness and diarhoe were observed in most of the affected chickens. At autopsy discrete lesions in dif ferrent size were seen throughout the lungs, liver, and kidneys. Lesions were also found in proventriculus, Bursa of fabricius and heart. Smail typical nodules were present on airsacs. Masses of hyphae were seen in lesions histopathologically, Fun dus isolated on Sabouraud's agar was identified morphologically as A. fumigatus on slide • culture. Disease devoloped in 10 days in chicks experimentolly exposed to the culture of A . fumigatus by aerosol and fed with contaminated food.Item Et ürünlerimizin su aktivitesi (aw) değerlerinin saptanması üzerine bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 1981) Yıldırım, Yalçın; Bursa Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Besin Kontrolü ve Teknolojisi Bölümü.Der aw - Wert dient als Masszahl des für Mikroorganismen verfügbaren Wassers in einem Fleischerzeugnis und definiert als Quotient des vorliegenden Wasserdampfdruckes zum maximal möglichen Wasserdampfdruck bei einer Temperatur. Wenn die Wasseraktivitaet bisher in der Technologie der Fleischwarenherstellung und in der Lebensmittelüberwachung weniger beachtet worden ist als z.B. der pH - Wert, dann war das sowohl auf den Mangel an geeigneten Messgeraeten als auch das Fehlen fundierter Grundlagen zurückzuführen. Mit einer einfacher und dennoch ausreichend zuverlaessigen aw - Wert - Messer kann unter Praxisbedingungen der aw - Wert von Fleisch und Fleischwaren gemessen werden. Bei dieser Untersuchung wurden die Feuchtigkeit, Salzgehalt, pH - Wert, aw - Wert sowie rechnerisch aw- Wert der türkischen Fkischprodukte (Sucuk, Salam, Sosis, Pastırma ), die zur Teil in der Fkischabteilung des Flakültaets hergestellt und zur Teil vom Markt gekauft waren, festgestellt. Nach den erzielten Ergebnissen waren alle Muster von pastırma und Sucuk, die in unserem Laboratorium analiziert sind, Lagerfaehig. Waehrend der Lagerung dieser Fleischprodukte ist keine Kühlung erforderlich. Salam und Sosis wurden als “leicht verderblich" gefunden. Bei der Lagerung der beiden Wurstarten ist unter + 10° C Kühlung erforderlich. Auf Grund dieser Untersuchung konnte gefolgert werden, dass der aw- Wert und pH - Wert bei der stabilitaet Kontrolle als ausreichende Kriterien sind und mit Erfolg in jeden Laboratorium verwendet werden können.Item Sığırlarda triohophytosis'in neguvon ile tedavisi üzerine araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1982) Güler, SrtkıBu araştırma Trichophytosis'li 32 sığır üzerinde yapılmıştır. Tedavide % 4 Neguvon solüsyonu ile lezyonlar yıkanmış, 2 gün sonra düşen kabukların yerlerine % 5 gliserin-iode sürülmüştür. Böylece hayvanların hepsi iyileşmiştir.Item Hemo-korial placenta (insan)larda çok çekirdekli dev hücrelerin oluşumu(Uludağ Üniversitesi, 1982) Evren, AydınBu çalışmada 5 aya kadar gelişmiş ve sağıtılma amacı ile alınmış insan plasentalarından süspansiyon kültürleri yapıldı. Plasenta dokusunda görülen ve villi koriallislerin transversal kesitleri oldukları kabul edilen çok çekirdekli dev hücrelerin, villi korialislerin tomurcuklanarak bölünmesiyle oluştukları görüldü. Bu hücrelerden de yeni hücrelerin oluştuğu saptandı.Item Et tipi civciv (broiler) rasyonlarında mısır maserasyon likerü'nün (corn steep liguor) kullanılma olanakları(Uludağ Üniversitesi, 1982) Akkılıç, Mahmut; Erdinç, Hüseyin; Bursa Üniversitesi/Veteriner Fakültesi/Hayvansal Üretim ve Islahı Bölümü.Bu araştırma nişasta ve glikoz fabrikalarının artık maddesi olan mısır maserasyon likerünün et tipi civciv rasyonlarında kullanılma olanaklarını saptamak üzere düzenlenmiştir. Araştırmada günlük Hubbard etlik civcivler kullanılmıştır. Her grupta 50 'şer adet ve 4 grup halinde olmak üzere denemeye toplam olarak 200 adet civcivle başlanmıştır. Birinci grup kontrol grubu olarak kabul edilmiş ve diğer 2., 3. ve 4. grup lar bununla karşılaştırılmıştır. Rasyonları grup sırasına göre mısır maserasyon likerü % O, 5, 1O ve 15 oranında konmuştur. Araştırma 8 hafta sürdürülmüş. Civcivler her hafta teker teker tartılarak canlı ağırlık artışları tesbit edilmiştir. Deneme sonunda bir civcivin ortalama canlı ağırlığı gruplarda sırasıyla 1831.4; 1844.6; 1702.5 ve 1668.4 gr olarak saptanmıştır. Gruplar arasında canlı ağırlık bakımından görülen aritmetik farklar istatistik yönden% 1 güven eşiğinde önemli bulunmuştur (P O.O1). Araştırma süresince gruplardaki bir civcivin ortalama yem tüketimi sırasıyla 4959.2; 4801. 7; 4687.8 ve 4599.6 gr, 1 kg canlı ağırlık artışı için tüketilen yem miktarı ise gruplara göre 2. 77; 2.66; 2.81 ve 2.82 kg olmuştur. Mısır maserasyon likerü'nün% 5 oranında broyler rasyonlarına katılması kontrol grubuna göre bir farklılık oluşturmamış. Fakat % 10 ve % 15 oranında kullanılması ise canlı ağırlık artışını kontrol grubuna ve % 5 mısır maserasyon likerü içeren yemi alan gruba nazaran olumsuz yönde etkilemiştir. Bu nedenle broiler civcivi rasyonlarında mısır maserasyon likerü'nün % 5 düzeyinde kullanılmasının ekonomik olacağı kanısına varılmıştır.Item Değişik orijinli esmer sığırlarda Amerikan esmer boğası kullanmanın yavru generasyonda çeşitli verimler üzerine etkisi. ll. döl ve süt verimi(Uludağ Üniversitesi, 1982) Erturan, Murat; Arpacık, Rafet; Uludağ Üniversitesi/Veteriner Fakültesi.Bu araştırma, değişik orijinli Esmer Irk sığırlarda Amerikan Esmer bağası kullanmanın yavru generasyonun döl ve süt verimine ilişkin özellikleri üzerine olan etkisini incelemek amacı ile yapılmıştır. Araştırmanın materyalini 46 baş değişik orijinli Esmer Irk inek teşkil etmiştir. Bu ineklerin döl verim güçlerini ortaya koy mak için; bir gebeliğe düşen ortalama tohumlama sayısı ile ilk buzağı yaşı kriter olarak kullanılmıştır. Süt verimine ilişkin özelliklerin incelenmesinde de hayvanların ilk laktasyon kayıtlarından yararlanılmıştır. Materyal, kontrol ve deneme gruplarına ayrılmıştır. Kontrol gruplan 9 baş Amerikan Esmeri (AME) ve 5 baş Karacabey Esmeri (KBE) ineklerden; deneme grupları ise; AME X KBE çiftleşmesinden doğan 15 baş, AME X İsviçre Esmeri (İE) çiftleşmesinden doğan 7 baş, AME X Avusturya Esmeri (A VE) çiftleşmesinden doğan 4 baş ve AME X Alman Esmeri (ALE) çiftleşm esinden doğan 6 baş ineklerden oluşmuştur. Kontrol ve deneme gruplarında ; bir gebelik elde etmek için yapılan tohumlama sayısı, ilk buzağılama yaşı, süt ve süt yağı verimi ile süt yağı oranı bakımından elde edilen sonuçlar istatistiki yönden önemsiz çıkmıştır. Bununla beraber, bu karakterler yönünden saf Amerikan Esmerleri diğer genotip gruplarına üstünlük sağlamışlardır. Ayrıca, süt verimine ilişkin özelliklerde; AME X İE, AME X A VE ve AME X ALE grupları gerek AME X KBE ve gerekse Karacabey Esmerlerine karşı, istatistiki önemde olmayan bir üstünlük göstermişlerdir.Item Ankara ve civarındaki koyun ve keçilerde kış ixodidae'leri üzerine araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1982) Güler, SıtkıIxodidae ailesine bağlı bazı kene türleri, yaz mevsiminin dışında bilhassa kış aylarında koyun ve keçilerde parazitlenmektedirler. Dört yıl süreyle yapılan bu araştırmada, lxodidae kenelerinin, Ankara ve civarındaki koyun ve keçilerde, hangi aylarda parazitlendikleri saptanmaya çalışılmıştır. Haemaphysalis inermis 'in, Şubat-Haziran ayları arasında hayvanların kulak kepçesi dışı ve içinde; Haemaphysalis punctata'nın Aralık, Ocak, Şubat ve Mart aylarında kulak kepçesi içi ve dışı, karın, sternum üzeri ve boynun alt taraflarında ; Haemaphysalis otophila ve Haemaphysalis sulcata'nın Eylül, Ekim, Kasım, Aralık, Ocak, Şubat ve Mart aylarında boyun altı, sternum üzeri ve ön bacak aralarında; Dermacentor reticulatus 'un Ağustos, Eylül, Ekim aylarında ince derili vücut bölgelerinde, Ekim, Kasım, Aralık, Ocak, Şubat ve Mart aylarında boyun altı, sternum üzeri, ön bacak aralarına yerleştikleri saptanmıştır. H. otophila , H. sulcata ve D. reticulatus 'un koyun ve keçilerde yerleştikleri boyun altı, sternum üzeri ve ön bacak aralarında deride yaralar oluşturdukları gözlenmiştir.Item DDT'nin tavuk (gallus domesticus) ve bıldırcın -(coturnix coturnix japonica) embriyo gonadlarında gametogenezis üzerine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1982) Evren, AydınBu çalışmada, içinde % 50 DDT bulunan "Gesarol" adlı bir ensektisit’in tavuk (Gallus domesticus) ve bıldırcın (Coturnix coturnix japonica) embriyonal gonadları üzerine etkisi incelendi. DDT'nin gonadlar üzerine etkisini ortaya koymak için immersiyon deneyleri ve organ kültürü deneyleri yapıldı. Organ kültürü denemeleri sonunda tubulus contortus seminiferuslarda gonositlerin yok olduğu, bu kanal ların gelişemediği saptandı. İmmersiyon denemeleriyle DDT etkisinde kalan gonadlarda mitotik onomaliler görüldü.Item Ankara ve çevresinde kuzu colibacillosis'i üzerinde araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1982) Ünsüren, HikmetAnkara ve çevresinde 8 haftalığa kadar olan kuzularda görülen colibacillosis'in yayılışı, etyolojisi, patogenez ve semptomları, neden olduğu ekonomik kayıplar ile ilaçla sağıtımın etki düzeyi araştırıldı. Hasta kuzulardan alınan 53 marazi madde örneğinden etken üretilerek bunların 32'sinin antibiogramları yapıldı . İzole ve identifiye edilen 20 suşun enteropotogeniteleri "Lamb LlS" testi ile araştırıldı ve 6 'sının (% 30) enteropatojen olduğu anlaşıldı. Hastalıkta sağıtımdan ziyade koruyucu önlemlerin daha etkili olacağı kanısına varıldı.Item Tavukların (gallus domesticus) beyin hücrelerinde prenatal ve postnatal sitogenezis(Uludağ Üniversitesi, 1982) Evren, AydınBu çalışmada kuluçka döneminde ve kuluçkadan çıktıktan sonra alınmış ta vuk beyinlerinden ışık ve elektron mikroskobik preparatlar hazırlandı. İnvitro organ kültürleri ve hücre kültürleri yapıldı. İnkubatörlü inverted mikroskopta hücreler sü rekli vital olarak gözlendi ve fotoğrafları çekildi. İncelemeler sonunda, kuluçka döneminde ve kuluçkadan çıktıktan sonra, be yin hücrelerinin mitotik bölünmeler yapmadan çoğalabildikleri saptandı. Bu tip çoğalmaya Türk amitozla çoğalma, bu tip çoğalmada rastlanılan hücrelere de Evren hücreleri adı verildi.Item Türkiye' de giardia bovis fantham, 1921'in sığırlarda bulunuşu ile ilgili ilk gözlemler(Uludağ Üniversitesi, 1982) Burgu, Ayşe; Ünsüren, HikmetTürkiye 'de sığırlarda Giardia bovis'in bulunuşu ilk kez kaydedilmektedir. Mart 1982 de rutin bakılan yapılmak üzere Genel Parazitoloji ve Helmintoloji Laboratuvarına yollanan 15 sığır dışkısının 2'sinde (% 13.33) Giardia bovis kist ve trofozoit formlarına rastlanmıştır. Trofozoit formlarının 12-18.2 ym uzun, 7.2-9.6 ym geniş, kist formlarının 10.4-16 ym uzun 7.2-9.6 ym geniş olduğu ölçülmüştür. Her iki olayda hayvanların genç, diyareli, dışkılarının da mukuslu olduğu kaydedilmiştir. ilk hayvanda başka bir parazit görülmemesine karşın ikinci olayda fazla sayıda Eimeria oocyst'lerine de rastlanmıştır. Buzağılar "septicemia neonatorum" ve "coccidiosis" yönünden sağıtılmışlar, sağıtım sonrası yukarıda belirtilen klinik septomların kaybolduğu gözlenmiştir.Item Koyunların trematod enfeksiyonlarına mebendazol ve hekzachloro p. xylenin etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1982) Tınar, RecepBu çalışmada, doğal enfekte koyunlarda trematodlara mebendazol ve hexachloro p. xylenin etkisi araştırılmıştır. Araştırma 25 koyunda yapılmış, bunlar 5'er hayvanlık 5 gruba ayrılmıştır. Üç grup mebendazolun 30, 40 ve 50 mg./kg., bir grup hexachloro p. xylenin 300 mg./kg. dozlarıyla sağıtılmış beşinci grup ise kontrol tutulmuştur. İlaçların etkisi, sağıtımdan 11-13 gün sonra yapılan otopsilerde, sağılan gruplar ile kontrol grubundan toplanan parazit sayılarının karşılaştırılmasıyla saptanmıştır. Mebendazol 30, 40 ve 50 mg./kg. dozlarda Dicrocoelium dendriticum'a sırasıyla % 33.5, 78.2 ue 90.6, Fasciola hepatica'ya % 65.3, 72.9 ve 79.4, hekzachloro p. xylen ise 300 mg./kg. dozda D. dendriticum'a % 53.6, F. hepatica'ya % 97.0 etkili bulunmuştur. Her iki antelmentik de kullanıldıkları dozlarda Paramphistomum spp. ye kayda değer bir etki göstermemiştir.