1992 Cilt 11 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/17580
Browse
Browsing by Department "Veteriner Fakültesi"
Now showing 1 - 20 of 20
- Results Per Page
- Sort Options
Item Ankara keçilerinde enfeksiyöz olmayan yavru atmalar(Uludağ Üniversitesi, 1992) Eroğlu, Ali; Veteriner FakültesiAnkara keçilerinde enfeksiyöz olmayan yavru atmalar ciddi bir problem olarak ortaya çıkmıştır. Endokrinolojik yönden bu tür yavm atmalar, strese bağlı olanlar ve lıabituel olanlar olmak üzere iki grup altında oplanaktadır. Bu derlemede her iki tip yavru atmanın nedenleri ve önlemleri üzerinde durulmuştur.Item Aynı koşullarda beslenen kıvırcık ve karacabey merinos koyunların semitendinosus ve rhomboideus kaslarında yapısal ve histakimyasal farklılıklar üzerinde araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1992) Yakışık, Mine; Özer, Aytekin; Özfiliz, Nesrin; Veteriner FakültesiÇalışmada birbirleriyle genotipik özelliklere sahip Kıvırcık koyunu ile Karacabey Merinos koyunun semitendinosus ve rhomboideus kaslan kullanıldı. Kaslar histolojik incelemeler yanında, lipid, glikojen ve A TPase de monstrasyonu gibi histoşimik incelemelere tabi tutuldular. Kaslan oluşturan primer demetlerdeki kas tellerinin çaplan mikrometrik metodlarla ölçülerek biyometrik ortalamalan almdı . İncelemeler sonunda: Kıvırcık koyunlarında kas yapılarının , Karacabey Merinoslanna göre daha ince, kas hücreleri çap ortalamalannın daha küçük oldugu görüldü. Kıvırcık koyunu kaslannın endomizyum ve perimizyumlamıda daha fazla lipid depo ettikleri ve kas hücrelerinin daha fazla glikojene sahip olduklan tesbit edildi.Item Besi sığırlarında besleme ve urolithiasis olguları arasmdaki ilişkiler(Uludağ Üniversitesi, 1992) Mert, Nihat; Çetin, Meltem; Sönmez, Gürsel; Tayar, Mustafa; Mısırlıoğlu, Deniz; Oğan, Canan; Özbilgin, Selda; Veteriner FakültesiU. Ü. Veteriner Faküilesi Pilot Besi Ünitesinde konsantre yemle beslenen 15 adet erkek esmer ırkı besi sığırlannda, böbrek taşı oluşumlan gözlendi. 8 ay süre ile yapılan besi sonunda kesilen hayvanlarda makros kopik ve histopatolojik olarak böbrek ve sidik kesesi muayene edilirken, bu hayvanlarda idrann kimyasal bileşimi ve taşinan içerigi incelendi. içtikleri suyun detaylı olarak analizi yapıldı. Saptanan taş oluşumunun kış aylarında içeren besi süresinde konsantre yemden kaynaklandığı saptandı.Item Böbreklerdeki filtrasyon değişikliklerine bağlı olarak böbrek üstü bezlerinde meydana gelen değişmeler(Uludağ Üniversitesi, 1992) Mısırlıoğlu, Deniz Yaman; Veteriner FakültesiBu çalışmada, böbrek bozukluklannın böbrek üstü bezlerinde değişikliğe yol açıp, açmadığı araştırılmıştır. Sonuçta adrenal bezlerde renal lezyonlarla paralel seyreden ve istatistik önemi büyük olan bazı değişiklikler saptanmıştır. Bu değişiklikler; a) Stromal bağ dokunun genel artışı ve burada oluşalt metaplazik değişmeler, b) Korteks'te yığınlar halinde degranüle hücrelerin bulunuşu, c) Z. glomernlosa katında vasküler genişlemeler ve hücrelerinde atrofi, d) Adrenal korteks'te hiperplazi, e) Medülla ve korteks'te adenoid yapılar halinde korteks adacıklan oluşumu şeklinde tanımlanmıştır.Item Bovine leukemia virusu (blv) ile doğal olarak infekte aleukemik sığırların humoral immun yanıtı ve in vivo t -hücresi cevabı(Uludağ Üniversitesi, 1992) Çarlı, K. Tayfun; Batmaz, Hasan; Şen, Ayşin; Minbay, Ahmet; Veteriner FakültesiBu çalışmada, aynı sayıda Enzootik Bovine Leukosis'li ve aleukemik (EBL + PL-) ve bu infeksiyona sahip olmayan (seronegatif; EBL-) 2 inek grubu in vivo T-hücresi ve humoral immun yanıtlan yönünden karşılaştınldılar. EBL + PL- gruba ait in vivo T-hücresi yanıtının EBLgrubunkine göre istatistiki olarak daha düşük (P s 0.01) oluştuğu belirlendi. T-independent antijen (Brncella S19)'e karşı humoral immun yanıt yönünden iki grup arasında bir fark olmadığı saptandı.Item Bursa bölgesindeki brayler damızlıklardan sağlanan serumlarda anti-reovirus presipite edici antikorlarin aranmasi(Uludağ Üniversitesi, 1992) Çarlı, K. Tayfun; Şen, Ayşin; Ülgen, Mihriban; Kahraman, Mustafa; Veteriner FakültesiBursa bölgesinde 4 damızlık işletmede bulunan 1617 adet broyler damızlıgın kan seromlarında anti-reoviros presipite edici antikranın var lıgı ara tınldı. Çalışmada antijen olarak S1133 reoviros suşu kullanıldı . 1 No. 'lu ve 2 No. 'lu çiftliklerden antikor taşryıcıtıgı prevalanslan sırasıyla % J.7tf ve % 0.302 olarak belirlendi. 3 ve 4 No.'lu çiftliklerden elde edilen serom örneklerinde antikor saptanamadıItem Civcivlerde bakar noksanlığının yemden yararlanma ve canlı ağarlık kazanca üzerine etkilerinin araştırılması konusunda çalışmalar(Uludağ Üniversitesi, 1992) Çetin, Meltem; Mert, Nihat; Yavuz, Melih; Erdinç, Hüseyin; Veteriner FakültesiHayvanlarfla esansiyel bir izelement olan bakır canlı ağırlık artışını olumlu yönde etkilemektedir. Bakırın yemden yararlanma üzerine etkisini incelemek için apılan bu çalışmada 150 adet Isobrown x Lohmann civciv 130 gün süre ile beslendi. Kontrol ve deneme olarak iki gruba ayrılan hayvanlar temelde aynı olan, fakat mineral karışımlarında bakır yönünden farklılık gösteren rasyonla beslendiler. Rasyonda bakır bulunmayan deneme gnıbuna karşın, kontrol gnıbuna 5 mg/kg bakır ilavesi yapıldı . Belirli sürelerde rastgele seçilerek düzenli olarak tartılan lıayvanlann, yem tüketimleri kaydedilerek plazma bakır degeri ölçüldü. 130. gün sonunda 1424 ± 90.5 gr canlı ağırlığa ulaşan kontrol grubuna göre, 1238 ± 73.6 grama ulaşan deneme grubunun bu süre içinde daha fazla yem tükettiği saptandı. Elde edilen sonuçlarla bakır noksanlığının büyüme ve gelişmeyi etkileyerek yemden yararlanma ve canlı ağırlık artışını olumsuz yönde etkilediği gösterilmişItem İnfeksiyöz bronşitis'te aşılarla korunma(Uludağ Üniversitesi, 1992) Şen, Ayşin; Veteriner Fakültesiİnfeksiyöz br itis broiler, ticari yumurt acı ve damızlık işletmelerde eko nomik yönden büyük öneme sahip bir infcksiyondur. infeksiyon ilk defa 1931 yılın da Schalk ve Hawn tarafınd n A.B.D.'nde sa ptanmıştır • Damızhk ve ticari yumurtacı tavuklarda yumurta veriminde düşme, yumurtanın iç ve dış kalitesinde bozulma, broilerlerde ise kilo kaybı ve yemin değerlendirilememesine neden olan astalığın etkeni Corona virus grubunda yer alan Avian lnfectious Bronchitis Virusu'dur (AlBV)Item Karacabey merinos koyunlarında deri ve K11 follikülleri üzerinde araştirmalar(Uludağ Üniversitesi, 1992) Özfiliz, Nesrin; Veteriner FakültesiÇalışma 5-9 aylık Karacabey Merinosu toklularla yapıldı. Değişik yaşlardaki tokluların farklı vücut bölgelerinden alınan deri biyopsileri ince lendiğinde epidennis ve dennis olmak üzere iki temel katmandan oluştuştuğu gözlendi. Epidennis-dennissınınnda kuvvetli bir bazal membran ve bazal membranın yapısına giren retikulum iplikleri saptandı. Dennis yapısını oluşturan iplikler ve epidennal oluşumlann yerleştikleri bölgeler dikkate alınarak 2 kısımda incelendi. Stratum popillaredeki kollagen ipiikierin stratum retikulareye dognı giderek kalınlaştığı, elastik ipiikierin stratum papillarede yüzeye ve birbirine paralel seyrederek yağ bezleri ile kıl folliküllerini çevrelediği, stratum retikularede ise arterion ve nül ve sinir teli demetlerinin çevresinde yoğunlaşhğı saptandı. Deri yüzeyine paralel kesitlerde Iriadlar görüldü. Biyometrik değerlendirmeler sonucunda dennisin, epidennise nazaran zamana bağlı kalınlık değişmelerinden daha fazla etkilendiğini ve yaşın artış ile primer kıl follikülü sayısının azaldığını, sekunder kıl folliküllü sayısının arttığını gördük .Item Konsantre yemle beslenen merinos erkek kuzularda bazı kan parametreleri üzerinde çalişmalar(Uludağ Üniversitesi, 1992) Cengiz, Fahrünisa; Sönmez, Gürsel; Veteriner FakültesiBu araştırma, konsantre yemle beslenen Merinos erkek kuzularda hematokrit, hemoglobin, alyuvar sayısı, ortalama alyuvar hacmi (OAH), ortalama alyuvar hemoglobini (OAHb), ortalama alyuvar hemoglobin yoğunlugu (OAHbY), akyuvar sayısı ve sedimentasyon değerlerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. alışmada 127 adet Merinos erkek kuzu 4 eşit gruba ayrılmıştır. I. nıp (kontrol) kuzular pelet şeklindeki kuzu-buzağı besi yemi ve artezyen suyu ile, ilave olarak urolithiasis'in profilaksisine yönelik ll. nıp kuzulara 125.000 gün s.c. vitamin-A enjeksiyonu, lll. Grup nonnal yem ve lkalileştirilmiş su (40 mg/litre Potasyum hidroksit) ve W. nıp kuzular da nonnal yeme ilave olarak hem vitamin-A hem de alkali su ile beslenmiştir. Denemenin başlangıcında, bazı degerleri saptamak için 7 kuzu, 3 aylık besi süresince de her ayın sonunda her gruptan 10'ar kuzu kesilmiş ve kan parametreleri incelenmiştir. Hematokrit degtrler, alyuvar sayılan ve hemoglobin miktarlan bazal değee göre tüm gruplarda artış göstermiştir. Hiçbir eğitim ve profilaksi uygulanmayan I. Grup kuzularda akyuvar sayılannda artış görülmesi, yapılan gıtımlann etkili olup, urolithiasis'e ağlı yangısal olaylan önleyebileceğin istenmiştir.Item Prepartum ve postpartum dönemdeki ineklerde bazı hematolojik, biyokimyasal değişiklikler ve klinik bulgular(Uludağ Üniversitesi, 1992) Batmaz, Hasan; Mert, Nihat; Çetin, Meltem; Yavuz, H. Melih; Kennerman, Engin; Veteriner FakültesiPrepartum ve postpartum dönemdeki inek/erde meydana gelen biyokimyasal, hematolojik ve klinik değişimleri incelemek için yapılan bu çalışmada 50 adet inek araştınna materyali olarak kullanıldı. Entansif işletmedeki 21 inekten dogumdan 20, 10 gün önce, doğum günü ve doğumdan 10, 20, 30 ve 45 gün sonra kan alındı. Halk elinde dogumdan sonra 10, 20, 30 ve 45. inci günlerde bulunan toplam 29 inekten de kan alındı. Kanda eritrosit, total lökosit ayılan,· hematokrit, hemoglobin, glutatyon ve methemoglobin düzeyleri; plazmada fosfor ve kalsiyum miktarlan ölçüldü. Entansif letmedeki postpartum dönemdeki ineklerde eritrosit, inorganik fosfor (P < 0.05) ve hemoglobin (P < 0.001) miktarlannda azalma ve methemoglobin (P < 0.05) miktannda artış bulundu. Halk elindeki ineklerde doğumdan sonraki tüm dönemlerde inorganik fosfor miktan düşük (3.30 - 4.40 mg/d/) düzeyde saptandı. Aynca, aynı dönemd~ eritrosit, hematokrit (P < 0.001) ve hemoglobin (P < 0.05) düzeylerinde azalma tespit edildi. Yine bu gnıp inek/erde doğumdan sonraki 30 ve 45. inci günlerde 7 adet ineğin anemik olduğu be}irlendi. Sonuç olarak; dengeli beslenen inek/erde yüksek süt verimine bağlı olarak fosfor, eritrosit ve hemoglobin miktarlannda azalma lduğu dikkati çekti. Bursa bölgesinde halk elindeki inek/erde ise subklinik hipofosfatemi ve anemi olaylannın yaygın olduğu gözlendi.Item Sağlıklı ve septicemia neonatorum'lu buzağalarda immunglobulin düzeylerinin saptanmasında glutaraldehyde koagülasyon testi ve bazı testlerle karşılaştırılması.(Uludağ Üniversitesi, 1992) Batmaz, Hasan; Veteriner FakültesiBu çalışma 20'si sağlıklı ve 62'si hasta olmak üzere toplam 82 adet buzağı üzerinde yapılmıştır. Buzağılar 1-21 günlük (I) ve 22-60 günlük (II) olarak iki gruba aynı olmuşlardır. Hayvanlar klinik olarak muayene edildikten sonra, alman kanlardan total lökosit ve hematokrit değerleri saptanmıştır. Senınılar elde edildikten sonra GCT; Zn S O 4 T. T., Sodyum Sülfit Presipitosyon Testi, Total Protein Tayini ile korşılaştınlmıştır. RID yöntemi ile ölçülen lg G1 konsantrasyonu GCT'nin standardizasyonunda kullanılmıştır. Total protein miktan Biüret metodu ile tayin edilmiştir.Item Serum alkaline phosphatase, aspartate aminotransferase and gamma glutamyltransferase levels in the prognosis of horses with colic(Uludağ Üniversitesi, 1992) Batmaz, Hasan; Veteriner FakültesiAfter elinical examination the blood samples were obtained from twenty five horses with colic and all of them were treated medically. Comprasion of these animals with twenty clinically nonnal horses revealed significant in neutrophil, total protein (P < 0.001) and aspartate aminotransferase levels (P < 0.01). 17.3 % of the horses with colic died. Comparison of the surviving with died animals revealed significant differences in hernatoerit (P < 0.001), total leucocyte, total protein (P < 0.05) and aspartate aminotransferase levels (P < 0.001). In conclusion, it was observed that aspartate aminotransferase had an important role in conjuction with hematocrit, total protein and total leucocyte levels in the prognosis of horses with colic.Item Tavuklarda bakır noksanı diyetle beslemenin aorta duvarında oluşturduğu yapısal değişiklikler(Uludağ Üniversitesi, 1992) Yakışık, Mine; Çetin, Meltem; Mert, Nihat; Özfiliz, Nesrin; Veteriner FakültesiBeslenmede bakır noksonlığınm orteriyosikleroz oluşumu üzerine etki llerini incelemek amacıyla yapılan bu çalışmada, 40 adet Izobrown Lohmann günlük civciv kullanıldı. 5 oy süreyle, en az bakır içeren ve de ney grubunda bakır ilavesi yapılmamış rosyonla beslenen civcivlerin aor tolanndon 3., 4. ve 5. aylar sonunda alman porçalar yapısol özellikler açısından incelendiler. Alman aorta örneklerinde makroskobik olarak bir değişiklik gözlen lmedi. Yapılan mikroskobik incelemeler sonucunda, aorta duvan twıika in timo katmanının kalınlaştığı, duvon öşeyen endotel hücrelerinin kübikleş tiği, endotel hücreleri arasmda makrofujiarın bulunduğu ve endotel altında ki düz kas hücre miktannm arttığı saptandı. Tunika mediyoda ise, elastik membraniann yer yer kopuntuya uğradıklan, elastik ipiliklerin bu bölgellerde yoğunlaştığı ve membranlar orasında içieri belirsiz materyallerle dolu fokal boşluklann bulunduğu tesbit edildi.Item Taylarda bleature ve sinovitis ile seyreden sebebi bilinmeyen bir hastalik üzerinde biyokimyasal incelemeler(Uludağ Üniversitesi, 1992) Vural, Rıfat; Akandır, Mehmet; Mert, Nihat; Günşen, Uğur; Müftüoğlu, Ayçe; Veteriner Fakültesi; Biyokimya Ana Bilim DalıBu araştınna, Gemlik Askeri Veteriner Araştırma Enstitüsü Merkez Komutanlıgı'nda yetiştirilen yanmkan ingiliz tayların ön ve art bacaklarında görülen sebebi bilinmeyen bir hastalıgı incelemek amacıyla yapıldı. Hasta taylarda sinovitis ve bleature gözlenmiş olup 4 tanesine tenetomi operasyonu uygulanmıştı. 5 tayın sinovya sıvılan tamamen aseptik şartlarda teknige uygun olarak enjektör ile alındı. Fiziksel ve biyokimyasal analizleri yapıldı. taylı bir biyokimyasal inceleme için de 6 aylık 9 hasta ve 5 adet saglıklı tay araştırma materyali olarak kullanıldı. Vena jugularis'ten alınan kandan serum çıkarılarak analizler gerçekleştirildi.Item Türkiye kedilerinde ilk metorchis albidus (braun, 1893) bulgusu(Uludağ Üniversitesi, 1992) Sönmez, Sadettin; Tınar, Recep; Kaplan, Ayhan; Veteriner FakültesiBursa şehir merkezinden yakalanan 16 sokak kedisinin otopsisi yapılarak helmintolojik yönden incelenmiş, bunlardan 2 (% 12.5) sinde daha önce yurdumuzda varlığı bildirilmeyen Metorchis albidus Braun, 1893 (Trematoda: Opistorchidae) bulunmuştur. Kedilerden birinin karaciğerinden 9, diğerinden 21 olmak üzere 30 adet parazil toplanmış olup bunlann boyutlan 3.23-3.81.x1.46-1.71 mm. (Ortalama 3.6I.x1.59 mm), yumurtalarının , büyüklükleri ise 28.22-30.24x13.10- 20.6 ı.ı. (Ortalama 29.63 x 17.53 ı.ı.) olarak ölçülmüştür.Item Vakumla paketlenmiş ve vakumsuz olarak saklanan pasıtırmaların farkli ısı derecelerinde muhafaza edilmeleri sırasında oluşan mikrobiyolojik değişikliklerin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1992) Anar, Şahsene; Soyutemiz, Gül Ece; Berker, Aşkın; Veteriner FakültesiBu araştınna, Türk pastınnasını vakum/a paket/eyerek saklama koşullannı belirlemek ve vakumsuz olarak depolanan pastınnalarla kıyasla mak amacı ile yapıldı. Aynı şartlarda üretilen pastırmalardan vakumlu ve vakumsuz olarak iki grup oluşturuldu. Vakumlanan ve vakumlanmayan pastırma örnekleri 4C'de ve 2(/JC'de 50 gün süre ile muhafaza edildi. Pastırna grupları 1., 3., 7., 15., 21., 28., 35. ve 50. gün toplam aerob bakteri, toplam anaerob bakteri, laktobasiller, psikrofit bakteri, küfmaya ve kolifonn bakteriler açısından incelendi. C ve 2fPC'de vakumlu ve vakumsuz olarak bekletilen pastırmalara ait ortalama değerler tablo VII, VIII, IX, X ve XI. de görülmekte dir. Pastırma örneklerinde koliforn bakteriye rastlanmamıştır. Vakumla paketierne işlemi laktobasil sayısını arttırmış, fakat 4C'de bekletilen vakumlu pastırmalarda laktobasil sayısı 201C'lere göre daha az bulunmuştur. Bunun yanısıra 4C de saklama işlemi 20C'ye göre, psikrofil bakteriler dışında tüm bakterilerin sayısını azaltmıştır. Aynca va kumla paketlenmeyen pastırmalarda küf ve maya sayısı fazla bulunmuştur.Item Vakumlu ve vakumsuz olarak muhafaza edilen pastırmalardaki bazı kimyasal değişimierin incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1992) Soyutemiz, Gül Ece; Anar, Şahsene; Berker, Aşkın; Veteriner FakültesiBu araştırma, Türk pastırmasının vakumla paketlenerek saklanması sırasında oluşan kimyasal degişimleri belirlemek ve vakumsuz olarak depolanan pastırmalarla kıyaslamak amacı ile yapıldı . Aynı şartlarda üretilen pastırmalardan vakumlu ve vakumsuz olarak iki grup oluşturuldu. Vakumlanan ve vakumlanmayan pastırma örnekleri .4C'de ve 20C'de 50 gün süre ile muhafaza edildi. Pastırma grupları, 3., 7., 15., 21., 28., 35. ve 50. gün % rotubet miktan, % tuz miktarı, pH değeri ve su aktivitesi yönünden incelendi . .4C ve 20C'de vakumlu ve vakumsuz olarak bekletilen pastınna /ara ait ortalama değerler tablo VI, VII, VIII ve IX da görii/mektedir. V akumla paketi en en pastırmaların rutubet miktan, vakumsuz pastınna/ara göre daha fazla bulunmuştur. Yine 4C'de saklanan vakumsuz pastırmaların rutubet miktarı 20C'deki vakumsuz pastırmalardan daha fazladır. Vakumsuz olarak saklanan pastırmaların tuz miktarı vakumlulara göre daha yüksektir. Ambalajlama tipi pH değeri üzerinde etkili olmamasına ragmen, su aktivitesi üzerinde etkili olmuş ve vakumlu pastırmaların su aktivitesi değeri daha yüksek saptanmıştır.Item Yoğurt haline gelen sütün niteliklerindeki değişmeler(Uludağ Üniversitesi, 1992) Anar, Şahsene; Veteriner FakültesiSüt insanoğlu için eşi olmayan en mükemmel besin maddesidir. Çünkü süt başta vücudun beslenmesi için gerekli olan besin öğelerinin hemen hepsi olmak üzere hücre reaksiyonlarına dahil olan çeşitli enzim ve metabolitleri de içeren tek besindir. Fermente süt ürünlerinden olan yoğurdun ilk kez nerede ve ne zaman yapıldığı bilinmemekle beraber, M.Ö. 5000 yılında keçinin ilk evcilleştirilen hayvan olduğu ve sütünün ılık ortamda bekletilmesiyle doğal olarak yoğurt şekillendir tahmin edilmektedir. Günümüzde bütün fermente süt ürünleri içinde en popüleri olan yoğurt, katyk, madzoon, dahi, laber, raib, zabade, mast gibi isimler altında çeşitli yörelerde üretilmektedirItem Yoğurtlarda yağ tayininde yeni yöntemler üzerine araştirmalar(Uludağ Üniversitesi, 1992) Akgün, Seda; Anar, Şahsene; Soyutemiz, Gül Ece; Veteriner FakültesiBu çalışmada yağ miktarı ve kuru maddesi standardize edilmiş sütten yoğurt üretip, en uygun yağ tayini yöntemi geliştirildi. Pastörize edilen sütler 75 +- 3C'de yaklaşık 1 saat kaymak tutması için bıralakdıktan sonra mayalandı . İnkubasyonu takiben soğuk depolarda 16 saat bekletilerek iki grup halinde analize alındı. I. grup yoğurtlarda, yoğurdun tamamı karıştırarak 1/10 oranında NH3J ve yan yanya sulandı rorak ve de direkt metodla yağ tayini yapıldı. ll. grup yoğurtlarda ise kaymak tabakası ayniorak ağırlığı tesbit edildi ve Roeder Metodu ile yağ tayini yapıldı . Altta kalan kısım ise iyice karıştırarak aynca analize alındı. Kaymaksız yoğurtta yine 1/10 oranında NH3 ile, yan yanya su ile sulandırorak ve direkt yöntemle yağ analizleri yapıldı ve formülüze edildi. Sonuç olarak Türk tipi kaymaklı yoğunlarda yağ miktatı tayin yöntemi değiştirilmelidir. Yoğurt numunesinin kaymak kısmında ayn, altta kalan kaymaksız kısımda ayn olmak kaydıyla, standart metodlara göre yağ tayini yapılmalı ve tüm yoğurttaki yağ miktarı hesaplanmalıdır .