1995 Cilt 11 Sayı 1
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/14997
Browse
Browsing by Department "Ziraat Fakültesi"
Now showing 1 - 20 of 29
- Results Per Page
- Sort Options
Item Ayçiçeğinde Line x Tester analizi ile üstün uyum yeteneği gösteren hibrid kombinasyonlarının belirlenmesi üzerinde bir araştırma-1(Uludağ Üniversitesi, 1995) Türkeç, Aydın; Göksoy, Abdurrahim T.; Turan, Z. Metin; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüBu araştırma, ayçiçeğinde 5 ana (Sitoplazmik erkek kısır) hat ile 5 baba (restorer) testerin genel ve özel kombinasyon kabiliyetlerini tahmin etmek ve üstün F1 hibridlerini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Çalışmada kullanılan ebeveynler Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümünde geliştirildi. Araştırmanın ilk yılında CMS hatlar ve restorer testerler mümkün bütün kombinasyonlarda melezlendi. İkinci yılda (1992), elde edilen 25 hibrid Bursa’da tekrarlamalı bir tarla denemesinde değerlendirildi. Veriler Line x Tester metoduna göre analiz edildi. Deneme sonuçlarına göre, bitki boyu için 3 ve 7 nolu; tabla çapı için 2 ve 10 nolu; 1000 tane ağırlığı için 6 nolu; tek tabla verimi için 3 ve 6 nolu; tane verimi için, 1, 5, 6 ve 10 nolu; hat (ana) ve testerlerin (baba) en iyi genel uyuşma yeteneği gösteren ebeveynler olduğu belirlenmiştir. Öte yandan, tane verimi ve gözlenen diğer karakterler yönünden 1x6, 1x7, 1x10, 4x10 ve 5x9 melez kombinasyonları en yüksek özel kombinasyon kabiliyeti göstermiştir. Genel ve özel kombinasyon kabiliyeti varyanslarının önemlilik testleri, tabla çapı, tek tabla verimi ve tohum verimi üzerine dominant gen etkilerinin eklemeli gen etkilerinden daha yüksek olduğunu ortaya çıkarmıştır.Item Ayçiçeğinde Line x Tester analizi ile üstün uyum yeteneği gösteren hibrid kombinasyonlarının belirlenmesi üzerinde bir araştırma-ll(Uludağ Üniversitesi, 1995) Göksoy, Abdurrahim T.; Türkeç, Aydın; Turan, Z. Metin; Ziraat Fakültesi; Tarla Bitkileri BölümüBu çalışma ayçiçeğinde 6 ana (CMS) hat ve 3 baba (restorer) testerin genel ve özel kombinasyon kabiliyetini tahmin etmek ve iyi verim verme kapasitesine sahip olan yeni F1 hibridlerini belirlemek için yürütülmüştür. Çalışmada kullanılan ebeveynler Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü’nde geliştirilmiştir. İlk yıl (1992), CMS hatlar ve restorer testerler mümkün bütün kombinasyonlarda melezlenmiştir. Elde edilen 18 hibrid 1993 yılında Bursa'da tekrarlamalı bir tarla denemesinde değerlendirilmiş ve veriler Line x Tester metoduna göre analiz edilmiştir. Elde edilen bulgulara göre, 5 nolu hat ve 9 nolu tester, tohum verimi, tabla çapı, 1000 tohum ağırlığı ve tabla başına tohum ağırlığı bakımından en yüksek genel kombinasyon kabiliyeti vermiştir. Öte yandan, bu iki ebeveynin oluşturduğu hibrid, tohum verimi bakımından en yüksek özel kombinasyon kabiliyeti göstermiştir. Genel ve özel kombinasyon kabiliyeti varyanslarının önemlilik testleri. bitki boyu dışımda gözlenen tüm karakterlerde dominant gen etkilerinin eklemeli gen etkilerinden daha yüksek olduğunu ortaya çıkarmıştır.Item Azotlu gübre çeşitleri ve aşırı miktarlarının ıspanak bitkisinin verim, nitrat ve kimi mineral madde kapsamı üzerine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1995) Çil, Nurşen; Katkat, Vahap; Ziraat Fakültesi; Toprak BölümüBu çalışmada azotlu gübre çeşitleri ve aşırı miktarlarının ıspanak bitkisinin (Spinacia oleraceae L.) verim, nitrat ve kimi mineral madde kapsamı üzerine etkileri araştırılmıştır. Bu amaçla serada bir saksı denemesi kurulmuştur. Bitkilere azot üç değişik azotlu gübre (üre, amonyum sülfat, amonyum nitrat) ve altı ayrı doz (0, 25, 50, 100, 200, 400 kg N/da) halinde uygulanmıştır. Deneme sonunda hasat edilen bitkilerde kuru madde, nitrat ve mineral madde miktarları belirlenmiştir. Azotlu gübre çeşit ve aşırı miktarlarının ıspanak bitkisinin kuru madde miktarı, nitrat, toplam-N, P, K, Na, Ca, Mg, Mn ve Cu kapsamları üzerine etkileri istatistiksel olarak %1 düzeyinde önemli bulunmasına karşın, Fe ve Zn kapsamları üzerine olan etkileri önemsiz olmuştur.Item Beş ekmeklik buğday çeşidinin diallel melez döllerinde bazı agronomik özelliklerin kalıtımı(Uludağ Üniversitesi, 1995) Yağdı, Köksal; Ekingen, Halis Ruhi; Ziraat Fakültesi; Tarla Bitkileri BölümüBazı tarımsal özelliklerin kalıtımı, 5x5 ekmeklik buğday diallel melez populasyonunda Jinks-Hayman metoduna göre araştırılmıştır. Analiz sonuçlarına göre bitki boyu, başakla tane ağırlığı özellikleri için eklemeli dominant, başak boyu ve başakta tane sayısı yönünden dominant, bin tane ağırlığı için ise eklemeli varyansın varlığı belirlenmiştir. Yapılan genetik analizler ve Wr, Vr grafikleri sonucunda incelenen tüm tarımsal özelliklerde üstün dominantlık durumu saptanmıştır. Bitki boyu, başakta tane ağırlığı ve bin tane ağırlığı özelliklerinde eklemeli varyans komponentinin belirgin olması, bu özellikler bakımından populasyonda başarılı bir seleksiyon uygulanabileceği sonucunu ortaya çıkarmıştır. Kalıtım derecesi başak boyunda 0.74 değeri ile en yüksek olarak belirlenirken, diğer özellikler için bu değer 0.25 ile 0.37 arasında değişmiştir. Çeşitlerden Martonvasari-17 çeşidi bitki boyu özelliği dışında diğer tüm özellikler için dominant ve üstün dominant genlerini içermektedir.Item Bursa ilinde bünyesinde süt sığırcılığına yer veren tarım işletmelerinin doğrusal programlama yöntemiyle planlanması(Uludağ Üniversitesi, 1995) Çetin, Bahattin; Ziraat Fakültesi; Tarım Ekonomisi BölümüBu araştırmada 1993-1994 üretim döneminde tesadüfi örnekleme yöntemiyle belirlenen 52 işletmeden elde edilen verilerden hareketle Bursa ilinde pazar için süt üretiminde bulunan tarım işletmelerinde ekonomik yapı ve mevcut üretim kaynaklarına göre doğrusal programlama yöntemi ile optimum işletme planları saptanmıştır. Doğrusal programlama yöntemi ile yapılan hesaplamada iki alternatif model ortaya konulmuştur. Mevcut üretim kaynakları, çözümleme sonucu elde edilen optimum işletme planlarında halihazır duruma göre farklı kullanılmıştır ve brüt kâr artışının I. alternatifte % 7.99 ve II. alternatifte % 29.69 oranında olduğu belirlenmiştir.Item Bursa'da çilek yetiştiriciliği üzerine bir inceleme(Uludağ Üniversitesi, 1995) Özer, Ercan; Türkben, Cihat; Şeniz, Vedat; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüBu çalışmada Bursa yöresi çilek yetiştiriciliği 1994 yılında incelenmiş, sorunları tesbit edilmiş ve bunların çözümüne yönelik önerilerde bulunulmuştur. Yörede Ti oya Pocahontas, Aliso ve Yalova-15 çilek çeşitleri yaygın olarak üretilmektedir. Çilek üretimini küçük aile işletmeleri, klasik yöntemlere göre yapmaktadır. Çilek üretimi sırasında görülen en önemli sorunlar: çilek fidesi üretimi için gerekli bir bahçenin bulunmaması ve bu nedenle üreticilerin kendi bahçelerinden elde ettikleri kollardan yeni çilek bahçesi tesis etmeleri, gereği gibi kültürel işlemleri uygulamamalarıdır. Ayrıca, üretim aşamasında hasat, tasnif, ambalaj ve pazarlama koşullarının da yetersiz olduğu söylenebilir. Bu sorunların çözümü için aşağıdaki öneriler verilebilir: Çilek yetiştiriciliğinin değişik safhalarındaki problemleri çözmek için yetiştiricilerin ilgili kuruluşlara başvurması gerekir. Bursa da donmuş ürün endüstrisi gelişmekte olduğundan derin dondurmaya uygun yeni çeşitler belirlenmelidir. Yetiştiricilerin kendi kooperatiflerini kurmaları desteklenmeli, teknik ve ekonomik yönden yetiştiricilere çilek üretiminin nasıl yapılacağı hakkında bilgi verilmelidir.Item Bursa'da piyasaya sunulan kavurmaların kimyasal ve mikrobiyolojik kalite niteliklerinin araştırılması(Uludağ Üniversitesi, 1995) Tiryakioğlu, Özlem; Yücel, Ahmet; Ziraat Fakültesi; Gıda Mühendisliği BölümüBu araştırma, Bursa ili merkezinde tüketime sunulan kavurmaların fiziksel, kimyasal ve mikrobiyolojik kalitesini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla kavurma örnekleri fiziksel ve kimyasal olarak; rutubet, protein, yağ, kül, tuz, peroksit, yağda asillik, kokuşma, yabancı madde ve pH bakımından; mikrobiyolojik olarak ise; toplam bakteri, koliform bakteri, maya-küf sayısı yönünden incelenmiş ve sonuçlar değerlendirilmiştir. Yapılan fiziksel ve kimyasal analizler sonucunda ortalama; rutubet % 38.84, protein % 23.66, yağ % 25.83, kül % 3.93, tuz % 3.67, peroksit 61.44 meq.g./kg., yağda asitlik % 2.15, yabancı madde % 4.73, pH 6.39; mikrobiyolojik analizler sonucunda ortalama; toplam bakteri sayısı 1.64x10⁴/g., koliform bakteri sayısı 4.79x10² /g., maya ve küf sayısı ise 4.79x10³/g. olarak belirlenmiştir. Örneklerin hepsinde yapılan analiz sonucu kokuşmanın başladığı saptanmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgular, kavurma üretiminden sonra ürünün kötü şartlarda muhafaza edildiği, hijyenik kurallara uyulmadığı ve standartlara uygun olmayan ürünün piyasaya sürüldüğünü ortaya koymaktadır.Item Demir sülfat ve Fe-EDDHA (Seguestrene 138 Fe) uygulamalarının şeftali yapraklarının makro element kapsamları üzerine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1995) Tümsavaş, Zeynal; Katkat, Vahap; Ziraat Fakültesi; Toprak BölümüBu araştırma, toprağa uygulanan demir sülfat ve Fe-EDDHA ’nın demir klorozundan etkilenen şeftali ağaçlarının makro element (N, P, K, Ca ve Mg) kapsamları üzerine etkilerini araştırmak amacıyla yürütülmüştür. Bu amaçla Bursa yöresinde 3 şeftali bahçesi seçilmiş ve 1990 yılında topraklara demir sülfat 500 g ve 1000 g FeSO4.7H2O)/ağaç, Fe-EDDHA (sequestrene 138 Fe) ise 100, 200 ve 300 g/ağaç düzeylerinde uygulanmıştır. Demir sülfat toprağa 10 kg ahır gübresi ile birlikte uygulanmıştır. Demir bileşiklerini uygulamadan önce şeftali bahçelerinden toprak örnekleri alınarak bazı fiziksel ve kimyasal özellikleri belirlenmiştir. 1990 ve 1991 yıllarının iki ayrı döneminde yaprak örnekleri alınarak toplam N, P, K, Ca ve Mg analizleri yapılmıştır. Analiz sonuçları, yaprakların makro element kapsamlarının yeterli düzeyde olduğunu göstermiştir. Topraklara farklı düzeylerde uygulanan FeSO4.7H2O ve Fe-EDDHA şeftali yapraklarının N, P, K, Ca ve Mg kapsamlarını azaltmıştır. Bu yönden Fe-EDDHA ’nın daha etkili olduğu belirlenmiş olmakla birlikte, bu iki bileşiğin şeftali yapraklarının makro element kapsamlarını azaltıcı etkisi düzenli olmamıştır.Item The effect of storage environment on seed longevity(Uludağ Üniversitesi, 1995) Sivritepe, H. Özkan; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüSeed moisture content, temperature, length of storage and atmospheric gases are the main factors affecting loss of seed viability and the induction of genetic damage during long-term storage of seeds. Although seeds are evaluated in three categories in terms of their storage behaviour, long-term storage is normally the preferred method of genetic conservation for orthodox seeds. Therefore, this review concerns the effect of storage environment on longevity of orthodox seeds.Item Ekim zamanının nohut (Cicer arietinum L.)un bazı agronomik özelliklerine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1995) Yürür, Nevzat; Karasu, Abdullah; Ziraat Fakültesi; Tarla Bitkileri BölümüBu araştırma, Bursa koşullarında Antraknoz (Ascochyta rabieipas. Labr.) hastalığından etkilenmeyi önlemek amacı ile geciktirilmiş ekimin Nohut (Cicer arietinum L.) 'un tane verimi ve bazı agronomik karakterleri üzerine etkilerini saptamak amacı ile yapılmıştır. Normal ekim 15 Mart, geciktirilmiş ekim 24 Nisan 1991 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Geç ekim tarihi olan 24 Nisan ekiminde, hat ve çeşitlerde Antraknoz hastalığı görülmemiştir. Ancak bu zamandaki ekimde makinalı hasat için gerekli olan bitki boyu ve ilk baklanın toprak yüzeyine olan uzaklığı, % 40-50 oranında azalmıştır. Aynı zamanda tane verimi, bitkide bakla sayısı, vegetasyon süresi, çiçek açış süresi ve çiçeklenme süresinde de düşüş olmuştur.Item Ekmeklik buğday çeşidi Arpathan-9'un azot gereksiniminin ve uygulama frekansının saptanması üzerinde araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 1995) Doğan, Ramazan; Çelik, Necmettin; Yürür, Nevzat; Ziraat Fakültesi; Tarla Bitkileri BölümüBu araştırmada, Bursa ekolojik koşullarında azot dozlarının ve uygulama frekanslarının ekmeklik buğday çeşidi Arpathan-9 ’da tane verimi ve bazı verim kriterleri üzerindeki etkileri araştırılmıştır. İki yıllık araştırma sonuçları, artan miktarlarda uygulanan azotun tane verimini önemli ölçüde etkilediğini göstermiştir. En yüksek tane verimi azotun 12, 16 ve 20 kg/da dozlarından alınmıştır. Azotun yarısının ekimle yarısının kardeşlenme döneminde verilmesi ile yarısının ekimle, diğer yarısının da ikiye bölünerek kardeşlenme ve sapa kalkma dönemlerinde verilmesi biçimindeki uygulamalar arasında önemli farklılıklar bulunmamıştır.Item Entansif besi uygulanan hindilerde sodyum bikarbonat'ın besi performansı ve karkas özelliklerine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1995) Şahan, Ümran; Filya, İsmail; Cengiz, Fahrunisa; Ziraat Fakültesi; Fizyoloji BölümüAraştırma entansif besi uygulanan Betina ırkı erkek hindilerin rasyonlarına yem katkı maddesi olarak % 0, 0.25, 0.50, 0.75, 1.0 düzeyinde sodyum bikarbonat katmanın besi performansı ve kesim özelliklerine etkilerini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Besi 200 adet hindiyle 5 grupta yürütülmüş ve 98 gün sürmüştür. Hindilerin besi başlangıç ağırlıkları 3.6-3.8 kg arasında olup, besi sonu canlı ağırlıkları ve günlük ortalama canlı ağırlık artışları ise gruplara göre sırasıyla 10.95, 10.67, 10.57, 10.64, 10.26 kg; 75.74, 86.07, 71.25, 74.51, 72.71 g olarak belirlenmiştir. Hindilerin besi süresince günlük ortalama yem tüketimleri 449.98, 402.38, 397.19, 409.79, 418.23 g, 1 kg canlı ağırlık artışı için yem tüketimleri ise 6.146, 5.705, 5.722, 5.794, 6.203 kg olarak saptanmıştır. Araştırma sonucunda hindi besi rasyonlarına yem katkı maddesi olarak sodyum bikarbonat katmanın yemden yararlanma oranını iyileştirdiği saptanmıştır. Ayrıca hindilerde kesimhane ağırlığı ve karkas ağırlığının arttığı, abdominal yağlanmanın azaldığı belirlenmiştir.Item Entansif besi uygulanan Kıvırcık ve Türkgeldi kuzularının besi performanslarının karşılaştırılması(Uludağ Üniversitesi, 1995) Ak, İbrahim; Filya, İsmail; Koyuncu, Mehmet; Ziraat Fakültesi; Zootekni BölümüBu araştırma, entansif besi uygulanan Kıvırcık ve Türkgeldi kuzularının besi performanslarının karşılaştırılması amacıyla düzenlenmiştir. Kıvırcık ve Türkgeldi kuzularında besi başlangıç ağırlığı sırasıyla 19.07 ± 0.426 ve 19.10 ± 0.224 kg; 56 günlük besi süresince ortalama canlı ağırlık artışları 14.54 ± 0.373 ve 18.46 ± 0.513 kg; besi süresince günlük ortalama canlı ağırlık artışları 259.60 ± 6.703 ve 329.59 ± 9.161 g; günlük ortalama yoğun yem tüketimleri 1342.52 ve 1366.79 g; 1 kg canlı ağırlık artışı için yoğun yem tüketimi 5.170 ve 4.146 kg; 1 kg canlı ağırlık artışı için yem gideri ise 14534.94 ve 11656.06 TL. olarak saptanmıştır.Item Entansif besi uygulanan Merinos kuzularda farklı protein kaynaklarının besi performansına etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1995) Ak, İbrahim; Bilgüven, Murat; Ziraat Fakültesi; Zootekni BölümüAraştırma, 6-8 haftalık yaşta besiye alınan Merinos kuzularda farklı protein kaynaklarının besi performansına etkilerini belirlemek amacıyla düzenlenmiştir. Araştırmada protein kaynağı olarak soya fasulyesi küspesi (SFK) ve ayçiçeği tohumu küspesi (ATK) kullanılmıştır. Araştırma, her birinde 25 baş erkek, 25 baş dişi olmak üzere 50 baş kuzu bulunan 2 gruptaki toplam 100 baş kuzuyla yürütülmüş ve besi 70 gün sürmüştür. Besi süresince kuzular sadece yoğun yem karmasıyla ve ad libitum düzeyde yenilenmiştir. Farklı gruplardaki erkek ve dişi kuzuların besi başlangıç ağırlığı, günlük ortalama canlı ağırlık artışı, günlük ortalama yem tüketimi ve yemden yararlanma oranı gruplara göre sırasıyla; 18.6 ± 0.50, 16.6 + 0.37, 17.3 ± 0.66 ve 16.2 ± 0.38 kg; 279.8 ± 10.10, 212.0 ± 9.41, 251.9 ± 8.05 ve 209.9 ± 6.30 g; 1132 ve 1110 g; 3.988, 5.329, 4.406 ve 5.288 olarak belirlenmiştir. Araştırma sonucunda Merinos kuzularda cinsiyet faktörünün besi performansına etkisi önemli (P < 0.01) bulunurken rasyondaki protein kaynağının etkisi önemsiz bulunmuştur. Ayrıca rasyona SFK katılmasının beside yem giderini artırdığı belirlenmiştir.Item Etçi koyun ırkları ile Merinos melezi (F1) kuzuların besi performanslarının belirlenmesi(Uludağ Üniversitesi, 1995) Akgündüz, Vedat; Filya, İsmail; Ak, İbrahim; Karabulut, Ali; Koyuncu, Mehmet; Ziraat Fakültesi; Zootekni BölümüBu araştırma, Merinos ve Merinosların etçi koyun ırklarıyla melezlenmesi sonucu elde edilen melez (F1) erkek kuzuların besi performansının belirlenmesi amacıyla düzenlenmiştir. Araştırma her birinde 12 baş erkek kuzu bulunan Merinos (M), Siyah Başlı Alman x Merinos (SBA x M), Dorset Down x Merinos (DD x M) ve Hampshire Down x Merinos (HD x M) melezi (Fİ) toplam 48 baş kuzu ile yürütülmüştür. Deneme toplam 70 gün sürmüştür. Kuzuların besi başlangıç ağırlığı, besi sonu ağırlığı, besi süresince günlük ortalama canlı ağırlık artışı, günlük ortalama yem tüketimi, yemden yararlanma oranı ve 1 kg canlı ağırlık artışının yem tüketimi açısından maliyeti sırasıyla;. 16.63 ± 0.375, 16.64 ± 0.519, 16.58 ± 0.480 ve 16.54 ±0.434 kg.; 38.12 ± 0.798, 40.73 ± 1.354, 41.71 + 0.973 ve 40.09 ±0.880 kg.; 307.79 ± 9.152, 335.39 ± 15.506,358.93 ± 9.277 ve 333.75 ± 7.632 g: 1446.30, 1360 65, 1371.43 ve 1271.43 g.; 4 699, 4.057, 3.821 ve 3.810 kg; 4370.1, 3773.0, 3553.5 ve 3543.3 TL olarak belirlenmiştir. Araştırma sonucunda, melez (F1) kuzuların canlı ağırlık artışının Merinos kuzulardan önemli derecede yüksek olduğu belirlenmiştir (p<0.05 ve p<0.01).Item Hayvansal lifler üretimi için alternatif türler(Uludağ Üniversitesi, 1995) Tuncel, Erdoğan; Ziraat Fakültesi; Zootekni BölümüHayvansal liflerin bir kısmı özel lifler olarak anılır ve modaya da bağlı olarak genellikle yüksek fiyatla satılırlar. Bunun bir nedeni de sözkonusu liflerin az üretilmesidir. Bu nedenle tekstilciler zaman zaman yeni lifler bulmaya ve bunlardan yeni materyal üretmeye çalışırken bir yandan da bilinen liflerden yeni ürünler yaratarak tüketicinin beğenisine sunar ve böylece talebi yüksek tutmaya çalışırlar. Diğer taraftan birçok Avrupa ülkesi başta olmak üzere Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkeler bir yandan uzun kıllı keçilerden elde edilen keşmir yünü üretimine ağırlık verirken, bir yandan da diğer türlerden yararlanma yolları aramaktadırlar. Bu çalışmaların bir amacı da kırsal kesimde yaşayan kimselere ek gelir sağlayarak bu bireyleri yerinde tutmaya çalışmaktır. Bu çalışmada özel lifler olarak anılan tiftik ve keşmir gibi keçi lifleri ile yine özel önemi olan başka hayvan türlerinden elde edilen liflerin üretimi ve tüketimi ile ilgili bir inceleme hedeflenmiştir.Item Ispanakta ekim sıklığının verim üzerine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1995) Özgür, Mehmet; Şeniz, Vedat; Demirel, Funda; Tokatlı, Nuray; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüIspanakta ekim sıklığının verim üzerine etkisini belirlemek amacıyla yapılan bu çalışmada; "Spinoza", "Gladiator F1" ve "Meridian F1" ıspanak çeşitleri kullanılmıştır. Bu çeşitlere ait tohumlar Ekim ayında sıra arası 30 cm olacak şekilde 3 cm, 6 cm ve 9 cm ’lik sıra üzeri mesafelerde ekilmişlerdir. Bitkilerin hasatından sonra parsele verim, bitki başına yaprak adedi, kök boyu ve bitki boyu açısından çeşitler karşılaştırılmış; 9 cm ’lik sıra üzeri mesafede yetiştirilen "Gladiator F1" çeşidinin en iyi sonucu verdiği görülmüştür.Item Kanatlı eti üretiminde kalite sağlama(Uludağ Üniversitesi, 1995) Kundakçı, Akif; Çetin, Kader; Ziraat Fakültesi; Gıda Bilimi ve Teknolojisi BölümüSon 30 yılda, kanatlı etinin ve et ürünlerinin üretim ve satışında büyük artış olmuştur. Son 10 yılda hazır yemek satış yerlerinde veya evde tüketim için hem servise hazır hem de yarı-pişmiş kanatlı eti ürünlerine doğru artan bir eğilim görülmektedir. Kanatlı eti, taze ette veya sonraki kötü koşulların gereği oluşan kontaminasyondan dolayı gıda zehirlenmesi olaylarına sıkça neden olmaktadır. Bu yazıda, kesim öncesi kalite sağlama faktörleri, kanatlıların kesimi ve temizlenmesi, soğutma yöntemleri ve bunların karkasın mikrobiyelyükü üzerine etkileri, önemli karkas kontaminantlarının kaynağı ve karkas kontaminasyonunun doğası ve düzeyi üzerine işlemenin etkisi ile işletmedeki verim kontrolü irdelenecektir.Item Kışlık nohut tarımı ve antraknoz hastalığının önemi(Uludağ Üniversitesi, 1995) Baykal, Necati; Karasu, Abdullah; Ziraat Fakültesi; Bitki Koruma BölümüToprak seçiciliği olmayan, sıcağa, kurağa ve oldukça da soğuğa dayanıklı olan nohut, nadas alanlarının değerlendirilmesinde kullanılmaya uygun önemli bir yemeklik tane baklagildir. Kuru tarım bölgelerinde nohutun nadas alanlarına ekiminde, kışlık ekiminin yapılarak; iklimin, özellikle yağışın verimi sınırlayıcı etkisinin azaltılması düşünülmelidir. Ancak kışlık ekimde çeşitlerin kışa dayanımı yanında, Antraknoz hastalığına da dirençli olması gerekir.Item Loss of seed viability and the induction of genetic damage in aged seeds(Uludağ Üniversitesi, 1995) Sivritepe, H. Özkan; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüThere is a close relationship between loss of seed viability during storage and the induction of genetic damage, which is evaluated in two categories, chromosomal aberrations and phenotypic mutations. Historical background of this relationship was given in a wide range of species and, especially, recent studies in this fıeld were also reviewed in detail to update the knowledge on some conflicting aspects.