Sağlık Bilimleri Doktora Tezleri / PhD Dissertations
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/25
Browse
Browsing by Department "Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim Dalı"
Now showing 1 - 14 of 14
- Results Per Page
- Sort Options
Item 12-13 yaş grubu yüzücülerin anaerobik, aerobik kapasitelerinin incelenmesi ve oksidan ve antioksidan dengenin değerlendirilmesi(Uludağ Üniversitesi, 2005-01-10) Şahin, Şenay; Kuter, Füsun Öztürk; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıBu çalışmada, yüzme kış sezonunda yatışmalara hazırlanan yüzücülere uygulanan antrenmanların sezon öncesi ve sezon sonrası anaerobik ve aerobik kapasiteleri incelenerek oksidan ve antioksidan denge üzerine olan etkileri araştırıldı. Çalışma kapsamına, yaş ortalamaları 12.4 ± 0.3 arasında olan 10 erkek 9 bayan yüzücü gönüllü olarak katıldı. Denekler haftada 6 gün 60-90 dakika antrenman yapan yüzücülerden oluştu. Deneklere yüzme sezonunda antropometrik ölçümler, saha testleri, motorik testler ve biyokimyasal testler yapıldı. Deneklerin sezon öncesi ve sezon sonrası yapılan testler sonucunda elde edilen değerlerin grup içi istatistiksel karşılaştırılmasında eşleştirilmiş t-testi ve Willcoxon testi, gruplar arası karşılaştırmalarda ise Mann-Whitney U testi kullanıldı. Deneklerin sezon öncesi ve sezon sonrası değerlerinin karşılaştırılmasında, saha testlerinde; sezon sonrası birinci yüzme derecesinde, ikinci yüzme derecesinde, üçüncü yüzme derecesinde, üçüncü yüzme nabız değerinde, hedef yarış olarak seçilen 100 m branş yüzme nabız değerinde ve T 30 yüzme değerinde sezon öncesine göre istatistiksel düzeyde anlamlı bulundu (p<0.001). Yüzücülerin yapılan motorik testlerinde sezon sonrası 20 m mekik koşusu, aktif sıçrama değerlerinde sezon öncesine göre istatistiksel düzeyde anlamlı bulundu (p<0.01). Biyokimyasal testler açısından yarışma öncesi değerler yarışma sonrası değerlere göre serum katalaz enziminde, Kreatin kinaz ve laktatdehidrogenaz enzimlerinde istatistiksel düzeyde anlamlı farklılıklar bulundu (p<0.01, p<0.001). Çalışma sonucunda; yüzücülere yapılan saha ve motorik test ölçümleri sonucunda, elde edilen değerler özellikle aerobik kapasite bakımından geliştikleri yönünde oldu. Deneklerin saha testinde uygulanan 20 m mekik testi ile aerobik kapasiteyi belirleyen endirekt yöntemini desteklemek amacıyla yapılan laktat ölçümleri ve T 30 test sonucu elde edilen değerler de aerobik kapasitenin gelişimini göstermektedir. Deneklerin, 100 m branş yüzme değerleri ve 200 m test performansları ile anaerobik kapasitenin gelişim içinde olduğu, oksidan ve antioksidan dengenin ise korunduğu söylenebilir.Item 14-16 yaş grubu bireylerde spor çalışmalarının sosyal yetkinlik beklentisi ve atılganlık üzerine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2007) Efe, Mehmet; Kuter, Füsun Öztürk; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıBu çalışmada, 14-16 yaş grubu bireylerde spor çalışmalarının sosyal yetkinlik beklentisi ve atılganlık üzerine olan etkisi araştırılmıştır. Çalışmaya Bursa ve Sakarya İl Milli Eğitim Müdürlüklerine bağlı, araştırmaya destek vermeyi kabul eden okullardan seçilmiş ve daha önce hiçbir benzeri sosyal etkinliğe katılmamış olan 14-16 yaşları arasındaki gönüllü öğrenciler alınmıştır. Çalışmaya alınan spor branşlarının üçü badminton, judo ve atletizm olmak üzere bireysel; diğer üçü ise hentbol, voleybol ve futbol olmak üzere takım sporlarıdır. Tüm branşlardan deney ve kontrol grupları için 60 kız, 65 erkek toplam 125 kişi kontrol grubunu, 60 kız 65 erkek toplam 125 kişi de deney grubunu oluşturmuştur. Deney grupları haftada iki gün 36 hafta (9 ay) branşa özgü temel spor çalışmalarına alınmıştır. Kontrol grubundaki 125 öğrenci herhangi bir antrenman programına katılmamıştır. Belirlenen deney ve kontrol gruplarına kişisel bilgi formu, Sosyal Yetkinlik Beklentisi (SYB) Ölçeği ve Rathus Atılganlık Envanteri (RAE) çalışmalara başlamadan önce ekim ayı başında ön test olarak verilmiş ardından ara takip testi mart ayı başında gerçekleştirilmiş ve son test ise Haziran ayı sonunda yapılmıştır. Elde edilen verilerin (S.P.S.S. 13.0); grup içi farklılıklarının karşılaştırılmasında Wilcoxon testi, iki grup arasındaki farklılıkları incelemek amacıyla Mann-Whitney U testi, ikiden fazla gruplar arasındaki farklılığı değişkenlere göre incelemek için Kruskal Wallis, değişkenler arasındaki ilişkileri incelemek amacıyla Pearson Korelasyon Katsayısı testleri kullanılmıştır. Bireysel ve takım sporlarının kontrol gruplarında çalışma sonrası SYBPRAEP’larının çalışma öncesi SYBP-RAEP’larına göre yapılan karşılaştırmasında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Bununla birlikte bireysel ve takım sporlarının her ikisinin de deney gruplarında çalışma sonrası SYBP-RAEP’ları çalışma öncesi SYBP-RAEP’larıyla karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar bulunmuştur (p<0.001). Bireysel ve takım sporlarının deney ve kontrol gruplarındaki deneklerin SYBP-RAEP’ları karşılaştırıldığında ilk test SYBP-RAEP’larında anlamlı bir farklılık yokken, ara test ve son test SYBP-RAEP’larında istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir (p<0.001). Ayrıca deneklerin SYBP’larıyla RAEP’ları arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir (p<0.001). Sonuç olarak, 9 ay boyunca uygulanan branşlara özgü temel spor çalışmalarının, 14-16 yaş grubu bireylerin Sosyal Yetkinlik Beklentisi ve Atılganlık düzeylerini arttırmada etken olduğu tespit edilmiştir.Item Aktif sporcularda ve spor yapmamış kişilerde ısınmanın oluşumu, değişik ısınma türlerinin performansa etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1993) Koçyiğit, Fuat; Gözü, Oktay; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıÇalışmamızda aktif sporcu ve aktif spor yapmayanlarda ısınma oluşum zamanı (IOZ); IOZ'ını etkileyen faktörler ve formel bölümünde ön Yükleme (ÖY) uygulanan ısınma ile ÖY uygulanmayan ısınmanın performans türleri üzerindeki etkisi incelendi. Ölçümlerde 36 'sı çeşitli kulüplerde aktif spor yapan (Yaşı x:19,61), 29'u ise düzenli spor yapmayan ( Yaş :x=18,82 ) toplam 65 denek yer aldı. 20 aktif sporcu (Yası x=19,65) ve 20 düzenli spor yapmayan (Yas x=19,9) toplam 40 denek MAxVO2' nin %60'ı düzeyinde egzersiz yükü ile ergometrik bisiklette çalıştırılarak IOZ 'lan tesbit edildi. IOZ aktif sporcu ve spor yapmayanlarda farklı görülmedi (p>0,05). Isınmayı etkileyen faktörlerden MaxV02 ; vücut yağ yüzdesi (VY%); relatif ısınma egzersiz yükü (RIEY); yağsız vücut ağırlığı (Ysız VA)nın lOZ'na etkisi incelendi. Saydığımız bu faktörler ile IOZ arasında anlamlı ilişki bulundu (p<0,05). Değişik ısınma türlerinin performans türleri üzerindeki et kisine yönelik ölçümlerde iki farklı ısınma protokolü uygulandı. İlk protokolde denekler ısınmanın informel bölümünde MaxV02 nın %60 yükte bisiklet egzersizi ile ısıtıldı. İkinci protokolde MaxVOa nin %60 ile uygulanan egzersizin üzerine formel bölümünde 1,5-2 dakika ara ile 6 sn'lik maksimal şiddette 4 adet ön yüklenme uygulandı. Ayrı ayrı her iki protokolle ısınma sonrası performans türlerine yönelik testler uygulandı. Aerobik güç PWC-170 testi ile, alaktik ve laktik anaerobik güç, wingate testi ile; sürat, 30 m sürat testi ile; patlayıcı kuvvet ise sargent dikey sıçrama testi ile ölçüldü. Sonuçta OY uygulanan ısınmanın aerobik gücü, alaktik ve laktik anaerobik gücü, sürati ve patlayıcı kuvveti anlamlı düzeyde arttırdığı saptandı. Sözü edilen parametreler ile IOZ arasında yüksek düzeyde (p<0,01) anlamlı ilişki bulundu. Isınma ve ÖY ile performans testleri arasında verdiğimiz 5 dakika aktif dinlenme zamanının etkisini incelemeye yönelik çalışmada ısınmanın geri dönüşümü 10 denek (Yas x=19,7) üzerin de izlendi. ÖY'nin oral sıcaklığı (SO) kısa süre ile arttırdığı, ancak bu artışın 5 dakika içinde informel bölüm sonundaki düzeye döndüğü ve bu düzeyde uzun süre korunduğu tesbit edildi. ÖY'nin Sinir İleti Hızına (SİH) etkisini incelemeye yönelik 12 denekte EMG uygulamasıyla yaptığımız çalışmada SIH'nm ısın manın informel bölüm ve ÖY sonunda arttığı saptandı. SIH, ÖY sonra 5'ci dakikada informel sonu düzeye göre bir miktar artma gösterdi, ancak bu fark istatistiki açıdan anlamlı çıkmadı (p>0,05). Ulaştığımız bu bulgular İOZ'nın bireysel farklılıklardan etkilendiğini ve ısınmada uygulanan ÖY'nin performans türlerini geliştirdiğini göstermektedir.Item Atletizm temel cimnastik ve hentbol uygulamalarının kuvvet ve kuvvette devamlılığa etkisi üzerine bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 1992) Toker, Hüseyin Fevzi; Kurap, Gayyur; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıBu çalışmada, Uludağ Üniversitesi Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü birinci yarıyılı eğitim-öğretim programında yer alan ve zorunlu okutulan Atletizm, Temel Cimnastik ve Hentbol derslerinde, öğrencilerin genel kuvvet ve kuvvette devamlılık özelliklerinin gelişip gelişmediği araştırıldı. Çalışma, 15 kız ve 15 erkek denek öğrenciden oluşan iki grup öğrenci üzerinde yapıldı. Kız denek öğrencilerin yaş ortalaması: 18.8 F 1.27 Erkek denek öğrencilerin yaş ortalaması: 19.3 F 1.49 idi. Denek öğrencilerin hepsi birinci yarıyıl derslerine devam ettiler. Denek öğrencilere ders dışında herhangi bir aktivite de bulunmamaları önerildi. Denek öğrenciler bu dersleri 12 hafta süreyle haftada 10 ders saati olarak okudular. Denek öğrencilerin genel kuvvet ve kuvvette devamlılık özelliklerinin verileri, Mekik, Ters Mekik ve Kol Çekme parametrelerinin eğitim öncesi ve eğitim sonrası ölçümleri yapılarak alındı. Sonuç olarak, eğitim öncesi ve eğitim sonrası alınan test sonuçlarının istatistiksel olarak anlamlı olmadığı eşleştirilmiş t testi uygulanarak saptandı. (p <0.01) Sonuçta; Atletizm, Temel Cimnastik ve Hentbol derslerinin tekniklerinin öğretimi uzun zaman aldığından, öğrencilerin genel kuvvet ve kuvvette devamlılık özelliklerinde anlamlı bir gelişmenin olmadığı söylenebilir.Item Atletizmde sıçrama performansının geliştirilmesinde merdiven çalışmalarının önemi(Uludağ Üniversitesi, 1992) Erden, Salih; Gözü, Oktay; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıBu çalışmada merdiven antrenmanlarının sıçrama performansı üzerine olan etkisi araştırıldı. Araştırmayı gerçekleştirebilmek için 13 yaşında 28 kız öğrenciye bu amaçla antrenman yaptırıldı. Bir grup öğrenciye merdiven basamaklarında sıçrama antrenmanı yaptırılırken diğer gruba farklı sıçrama egzersizi yaptırıldı. Bu çalışmalar haftada 2 gün olmak üzere, 3 ay devam etti. Sıçrama performansının gelişip gelişmediğini anlamak için çalışmalardan önce ve sonra, durarak uzun atlama ile durarak dikey sıçrama testleri yapıldı. Sonuçlar "t" testine göre değerlendirildi. Merdiven çalışması yapan grubun durarak uzun atlama performansında istatistiksel olarak anlamlı olmayan artış gözlendi. (P>0.05)Item Bursa bölgesi spor tesislerinde etkinlik sorunu(Uludağ Üniversitesi, 1994) İlhan, Atilla; Parasız, İlker; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıBu çalışmada spor tesislerinin hangi oranda etkin kullanıldığı ve bunu etkileyen faktörler ile bu faktörlerin etki oranlan araştırıldı. Çalışma kapsamına Bursa merkezde ve Uludağ'da bulunan 56 spor tesisi alındı. Spor tesislerin etkin kullanılıp kullanılmadığını belirleyen 1. Sosyal Anket Formu; sezon öncesi, sezon içi ve sezon sonrası olmak üzere üç kez, buna etki eden faktörler ve bu faktörlerin ne oranda etkilediğini belirleyen 2. Anket Formu ise bir kez uygulandı. Spor tesislerinin etkin kullanımını belirlemek amacıyla aşağıda belirlenen çalışmalar yapıldı. 1 - Spor tesislerinin yıllık çalışma sürelerinin araştırılması, 2 - Spor tesislerinin günlük çalışma sürelerinin araştırılması, 3 - Hafta içinde çalışmadığı gün sayısı, 4 - Bir yıllık çalışma süresi içindeki çalışma kapasitesi, 5 - Bir yıllık süre içindeki çalışma kapasitesi, 6 - Olabilecek kapasite artışı, 7 - Kapasite artışının sonucu spor yapan kişi sayısındaki olabilecek günlük artış, Spor tesislerinin kullanımını etkileyen faktörleri ve bunların tesis işletim kapasitesini hangi düzeyde etkilediğini belirlemek amacıyla aşağıdaki konularda araştırma yapıldı. 1 - Spor tesislerinin personel sayısının araştırılması, 2 - Tesiste bir antrenman süresinde maksimum çalışabilecek sporcu sayısının saptanması,3 - Başka kuram ve kuruluşlarla ortak çalışma durumlarının belirlenmesi, 4 - Tesisin günlük ve yıllık çalışma sürelerinin araştırılması, 5 - Tesisde farklı spor branşı ve tesislerin araştırılması, 6 - Tesisin ulaşım, kirli hava ve sesten etkilenme durumunun araştırılması, 7 - Tesisde sporcuların bekleme ve dinlenme yerlerinin araştırılması, 8 - Tesisin WC-Pisuvar, ve araba park yerlerinin araştırılması, 9 - Tesisin su kaynağı ve sağlık hizmetlerinin araştırılması, Araştırmamızda uygulanan sosyal anket formları, 56 spor tesisinde görev yapan idareci, antrenör, ant. yardımcısı, teknik eleman, temizlikçi ve beden eğt. öğretmenlerinden oluşan 400 kişiye uygulandı. Çalışma sonucunda, Bursa Merkez ve Uludağ'da bulunan spor tesislerinin, genel ortalama alındığında kapasite kaybının % 67 olduğu saptandı. Aynı özelliğe sahip spor tesislerinin ayrı ayrı ortalaması alındığında; 1 - Kapalı spor salonlarında % 55, 2 - Açık yüzme havuzlarında % 71, 3 - Tenis kortlarında % 53, 4 - Kayak spor tesislerinde % 81, 5 - Halı futbol sahalarında % 61, 6 - Özel Spor Merkezlerinde %77,5 şeklinde bulundu. Spor tesislerinin çalışma kapasitesini doğrudan ilgilendiren özelliklerle buna etkisi olabilecek aktörler karşılaştırıldığında tümü arasında farklı düzeylerde de olsa ilişki olduğu görüldü ve tesislerin kapasitelerini kullanımları üzerine bu aktörlerin etkili oldukları belirlendi.Item Bursa yöresinde halkın spora eğilimi ve yeni spor tesis politikasının yönü üzerindeki etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1994) Acar, Zaim Alparslan; Parasız, İlker; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıÜlkemizde spor tesislerine ayrılan kaynaklar ve tesis yatırımları önemli bir yer tutmaktadır. Bu tezin hazırlanmasındaki amaç, ülkemiz kıt kaynaklarının halkın eğilimleri doğrultusunda ne denli etkin olarak kullanıldığının saptanmasıdır. Ülkemizdeki tesis politikasının ve kaynak kullanımının etkinliğini saptamada bir örnek oluşturmak üzere Bursa yöresinin incelenmesi ve araştırılması tezin temel amacıdır. Bursa'da bulunan spor tesisleriyle ilgili veriler Milli Eğitim Müdürlüğü, Uludağ Üniversitesi Yapı İşleri Dairesi ve Bursa Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü kayıtlarından elde edilmiştir. Çalışmamızdaki spor dallarına göre spor tesislerinin okullar ve il merkezindeki durumları belirlenmiş, tesis başına ortalama 2.2 17 öğrencinin düştüğü saptanmıştır. 233.586 kişilik ana kütlenin seçiminde tabakalı örneklem yöntemi kullanılmış, % 2 anlamlılık seviyesine göre 2.009 kişilik örneklem hacmi, orantılı dağıtım yöntemiyle belirlenmiştir. Belirlenen bu örneklem hacmine anket uygulanmıştır. Uygulanan anket yoluyla elde edilen bilgiler bilgisayara "systat" istatistik paket programı kullanılarak yüklenmiştir. Systat istatistik programının getirdiği kolaylıktan yararlanılarak istatitiksel analizler P nin 0.05 den küçük olduğu değerler anlamlı sayılarak yapılmışta". Çalışmamızdan elde edilen sonuçlara göre;. Ele alınan örneklemin % 95' inin spora ilgi duyduğu, * % 56* sının seyirci, % 17.4' ünün lisanslı sporcu olduğu,. % 3 1' inin spor yapmak için gerekli ortamı bulduğu, * % 68' inin semtlerinde spor tesisi bulunmadığını ifade ettiği, I. % 89 unun Bursa' daki spor tesislerini yetersiz bulunduğu,. Spor yapanların daha çok okul, ev ve açık havadan yararlandıkları,. % 67.6 lık bir kitlenin spor yapmak için herhangi bir girişimde bulunmadığı. Spor yapanların % 1 1.3' ü hergön, % 20.6' sı haftada 3-5 gön, spor yaptıkları, « Takım ve bireysel sporların yapılmasında kuruluşların daha etkin olmasının istendiği, tespit edilmiştir. Halkın spor yapma düzeyi; spor yapmak için gerekli ortamı bulabilmesi, spor yaparken yararlanılan tesisi seçmesi ve sporu izlediği yerler gibi fiziksel, yaş, cinsiyet ve doğum yeri gibi kişisel, mesleki gruplar ve toplam hane hala gelirleri gibi sosyo-ekonomik etmenlerce belirlenmektedir.Item Çim kayağında çabukluk, esneklik, koordinasyon, denge, antropometrik ölçümler ile, kas kuvvet ve dayanıklılığının performansla olan ilişkisi(Uludağ Üniversitesi, 1993) Haşıl, Nimet; Gedikoğlu, Öner; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıÇim Kayağında çabukluk, esneklik, koordinasyon, denge, antropometrik ölçümler ile, kas kuvvet ve dayanıklılığının performansla olan ilişkisi. Bu çalışmanın amacı 1- Çim kayakçılarının fiziksel özellikleri ile büyük ve küçük slalom performanslar arasındaki ilişkiyi, 2- Kısa-orta mesafe atletlerle, sedanter ve çim kayakçılarının fiziksel özellikleri arasındaki farkı araştırmaktır. Çalışmaya yaşlan 22.2±3.0 (18-30) olan 10 aktif çim kayakçı, 19.7 ±2.9 (18-28) 15 kısa-orta mesafe atleti, 22.9 ± 2.7 (20-28) 15 sedanter gönüllü olarak katildi. Tüm deneklere özel kayak testleri uygulandı (Hekzogenal engel testi, blok üstü atlama, dikey sıçrama, duvar sukuat). Aynca esneklik testleri ve PWC 170 ( Fiziksel çalışma kapasitesi 170 ) testi uygulandı. Aynı zamanda deneklerin antropometrik ölçümleri yapıldı (Üst ve alt vücut oranlan, X Bain - O Bain ölçüm testleri). Bunlara ilave olarak el kavrama ve bel kuvveti, konsantrik ve ekzantrik diz fieksör ve ekstansör kaslannın kuvvetleri (sırası ile 6O°/sn-180°/sn ve 60°/sn-120°/sn lik hızlarda), konsantrik ve ekzantrik kalça internal ve eksterternal rotator kaslarının kuvvetleri (307sn-607sn lik hızlarda) tüm deneklere uygulandı. Âynca çim kayakçılannm performanslarını belirlemek için büyük ve küçük slalom yanşmalan düzenlendi. Guruplar arasındaki sonuçlan karşılaştınnak için tek yönlü varyans analizi ve Post Hoc analiz kullanıldı. Step Wise regresyon analiz metodu kullanılarak çim kayakçılannın fiziksel özellikleri ile yanş süreleri arasındaki ilişki değerlendirildi. Kas kuvveti, anaerobik güç, esneklik, çabukluk ve motor öğrenme çim kayakçılannda kısa-orta mesafe adetlere oranla daha fazla gelişmiştir (PO.05). Dayanıklılık, çabukluk, motor öğrenme yeteneği, alt vücut - 1 »uzunluğu, dikey sıçrama ve bloküstü atlama, bel ve dominant el kavrama kuvveti, konsantirik ekzantirik bacak kuvveti çim kayakçılarının kayak performansları ile önemli ölçüde ilişkiliydi (PO.05). Sonuç olarak bu çalışma çim kayakçılarının antrenman prgramlanmn anaerobik güç, konsantrik - ekzantrik bacak kuvveti, üst vücut kuvvetini geliştirecek şekilde düzenlenmesi gerektiğini vurgulamaktadır. Ayrıca antrenörlere sporcu seçiminde kısa alt vücut uzunluğu ve motor öğrenme yeteneği iyi olan sporcular seçmelerini çim kayağında uluslararası alanda başarılı sonuçlar alınabilmesi için öneririz.Item Halk oyunu çalışmalarının koroner risk faktörlerine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1993) Yavaş, Mehmet; Gedikoğlu, Öner; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıBu çalışmada halk dansı çalışmalarının koroner risk faktörlerine olan etkisi araştırıldı. Çalışma kapsamına, yaş ortalaması 20.2 ± 1.7 olan 30 kız öğrenci alındı. Halk dansı egzersizleri, haftada 2 gün 90 'ar dakika olmak üzere 3 ay süreyle yaptırıldı. Halk dansı çalışmalarının koroner risk faktörlerine olan etkisini araştırmak amacıyla, egzersizlerden önce ve sonra aşağıda belirtilen çalışmalar yapıldı: 1 - Kişide kalp hastalığının varlığının araştırılması, 2 - Kişinin ailesinde kalp hastalığının varlığının araştırılması, 3 - Kişide sigara içme alışkanlığının araştırılması, 4 - Kişinin stres ve endişe düzeyinin araştırılması, 5 - Dinlenme kalp atım sayısının ölçülmesi, 6 - Sistolik - diastolik kan basıncının ölçülmesi, 7 - Vücut yağ oranının hesaplanması, 8 - Kandaki total kolesterol, trigliserid, açlık kan şekeri, ürik asit düzeylerinin araştırılması, 9 - istirahat - egzersiz EKG'lerinin incelenmesi, 10 - Balke koşu bandında yürüme süresinin hesaplanması.Çalışmalar, Gaziantep yöresi halk danslarından Leylim, Dokuzlu, Oğuzlu ve Çibikli oyunları ile Elazığ yöresi halk danslarından Nuri, Tamzara ve Delilo oyunları ile sınırlandırıldı. Yaptığımız, üç aylık halk dansı egzersizleri öncesi ve sonrasında elde ettiğimiz bulgular, Cooper 'in fiziki uygunluk ve koroner risk profiliyle karşılaştırıldı ve deneklerin toplam koroner risk düzeyleri saptandı. Çalışma sonucu saptanan bulgular, eşleştirilmiş "t" testi ile istatistiksel olarak değerlendirildi. Çalışma sonucunda, halk dansı çalışmalarının, koroner risk faktörleri üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olmadığı saptandı (P> 0.05).Bu çalışmada halk dansı çalışmalarının koroner risk faktörlerine olan etkisi araştırıldı. Çalışma kapsamına, yaş ortalaması 20.2 ± 1.7 olan 30 kız öğrenci alındı. Halk dansı egzersizleri, haftada 2 gün 90 'ar dakika olmak üzere 3 ay süreyle yaptırıldı. Halk dansı çalışmalarının koroner risk faktörlerine olan etkisini araştırmak amacıyla, egzersizlerden önce ve sonra aşağıda belirtilen çalışmalar yapıldı: 1 - Kişide kalp hastalığının varlığının araştırılması, 2 - Kişinin ailesinde kalp hastalığının varlığının araştırılması, 3 - Kişide sigara içme alışkanlığının araştırılması, 4 - Kişinin stres ve endişe düzeyinin araştırılması, 5 - Dinlenme kalp atım sayısının ölçülmesi, 6 - Sistolik - diastolik kan basıncının ölçülmesi, 7 - Vücut yağ oranının hesaplanması, 8 - Kandaki total kolesterol, trigliserid, açlık kan şekeri, ürik asit düzeylerinin araştırılması, 9 - istirahat - egzersiz EKG'lerinin incelenmesi, 10 - Balke koşu bandında yürüme süresinin hesaplanması.Çalışmalar, Gaziantep yöresi halk danslarından Leylim, Dokuzlu, Oğuzlu ve Çibikli oyunları ile Elazığ yöresi halk danslarından Nuri, Tamzara ve Delilo oyunları ile sınırlandırıldı. Yaptığımız, üç aylık halk dansı egzersizleri öncesi ve sonrasında elde ettiğimiz bulgular, Cooper 'in fiziki uygunluk ve koroner risk profiliyle karşılaştırıldı ve deneklerin toplam koroner risk düzeyleri saptandı. Çalışma sonucu saptanan bulgular, eşleştirilmiş "t" testi ile istatistiksel olarak değerlendirildi. Çalışma sonucunda, halk dansı çalışmalarının, koroner risk faktörleri üzerinde istatistiksel olarak anlamlı bir etkisinin olmadığı saptandı (P> 0.05).Item Kadın sporcularda menstruasyonun sürat ve dayanıklılığa etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1993) Özdemir, A. Reyzan; Küçükoğlu, Selçuk ; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıBu çalışmanın amacı, kadın sporcularda menstruasyonun sürat ve dayanıklılığa etkisini araştırmaktır. Çalışmamıza, Uludağ üniversitesi Eğitim Fakültesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü'nde olan 40 kız öğrenciye uygulanan ve menstruasyon dönemlerine ait çeşitli soruları içeren anket formu sonucunda alınan bilgilere göre, menstrual siklusları düzenli ve 28 günde bir, adet kanaması geçirdiğini belirten, yas ortalaması 18.8 ± 1.1, boy ortalaması 165 ± 1.2, vücut ağırlığı 54.9 ±.0.2 olan 35 istekli kıs öğrenci denek olarak katıldı. Kız öğrencilerin kesin ovulasyon gününün belirlenmesi ise, iki menstrual siklus süresince alınan basal vücut ısısı i le yapıldı. Sürat değerleri, alaktik anaerobik gücü değerlendirme testlerinden "30 metre koşu sürati" testi ve dayanıklılık değerleri, aerobik gücü değerlendirme testlerinden "20 metre mekik testi" (Shuttle Run Test) ile tesbit edildi. Sürat ve dayanıklılık parametrelerini ölçen testler, deneklerin iki menstrual siklusları süresince devam etti. Deneklere her ay menstrual sikluslarının 2. günü olan adet dönemin de ve ovulasyon günü olan 14 günde sürat ve dayanıklılık testleri uygulandı. Herparametrenin ölçüm değerlerini belirlemek amacı ile iki aylık ölçüm toplamının ortalaması alındı. Sürat ve dayanıklılık testlerinden elde edilen veriler eşleştirilmiş "t" testi ile değerlendirildi, 35 kişiden oluşan kadın sporcuların menstruasyonun 2 günü ile ovulasyon günü olan 14. gün arasında, sürat ve dayanıklılık değerleri açısından istatistiksel değerlendirmede anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0.05). Adet döneminde ağrısı olan 11 kadın sporcunun, mentruasyonun 2. günü ile ovulasyon günü olan 14. gün arasında, sürat değerleri açısından istatistiksel değerlendirmede anlamlı bir fark bulunmazken (p>0.05), dayanıklılık değerleri açısından anlamlı bir fark bulunmamıştır (p<0.05). Adet döneminde ağrısı olmayan 24 kadar sporcunun, menstruasyonun 2. günü ile ovulasyon günü olan 14. gün arasında, sürat ve dayanıklılık değerleri açısından istatistiksel değerlendirmede anlamlı bir fark bulunmamıştır (p>0.05). Sonuç olarak, kadınlarda adet döneminin, sportif performansın birer parçası olan sürat ve dayanıklılık üzerine bir etkisi olmadığını, yaptığımız araştırmada saptadık. Ayrıca adet döneminde ağrısı olan kadınlarda, ağrının bu dönemde dayanıklılık üzerine olumsuz bir etkisi olduğu bulundu.Item Sirkadyan tipin izokinetik diz ölçüm güvenirliliğine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 2003-09-05) Pündük, Zekine; Korkmaz, Nimet Haşıl; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıSirkadyan tipin diz izokinetik kuvvet ölçüm güvenirliliğine etkisini incelemek amacı ile yapılan bu çalışmaya 18-35 yaşlarında 44 erkek gönüllü katıldı. Çalışmaya katılan gönüllüler insan sirkadyan ritminde sabahçı ve akşamcı tipleri belirleyen anket formunda elde ettikleri toplam puanlara göre 3 farklı "sirkadyan tip"gruba ayrıldı. İzokinetik performans testleri sabahım ve akşamım tekrarlayan ölçümler şeklinde günün farklı zaman dilimlerinde (sabah 08:30-10:00 ve öğleden sonra 16:30 18:00) uygulandı. İzokinetik konsentrik eksentrik ölçümlerde 60° ve 1207san'lik açısal hızda 4, 1807san'lik açısal hızda ise 20 maksimal tekrar yaptırıldı. Tekrarlayan 4 dönem (sabah-akşamı.2) ölçüm değerlerin karşılaştırmasında tek yönlü varyans analizi (ANOVA), güvenirlilik değerlendirmesinde ise "Pearson korelasyon matriks yöntemi" kullanıldı. Yapılan 4 dönem karşılaştırmasına göre (sabahı.2-akşamı.2) vücut sıcaklığı ve kalp vurum sayısı ölçüm değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı farklılık gözlemlenmedi. Sirkadyan tipler (ara tip, sabahçı ve akşamcı tip) için konsentrik ve eksentrik kas kuvvet özellikleri açısından tekrarlayan sabaha ve akşamı.2 dört dönem karşılaştırmasında istatistiksel anlamlı (p>0.05) bir farklılık bulunamadı (p>0.05). Aratiplerde konsentrik ekstansör kas kuvvet özellikleri test zamanına bağlı incelendiğinde sabah (r=.83) değeri akşam (r=.76) korelasyon değerine göre yüksek düzeyde idi. Akşam dayanıklılık korelasyon değeri (r=.81) sabah (r=.69) değerinden daha yüksek idi. Konsentrik fleksörlerde ise sabah (r=.70) değeri akşam(r=.82) korelasyon değerine göre düşük düzeyde idi. Dayanıklılık için sabah (r=.20) ve akşam (r=43) düşük düzeyde korelasyon değerleri tespit edildi. Eksentrik ekstansör kas kuvvet özellikleri değerlendirildiğinde ise sabah (r=.69) ve akşam (r=.62) korelasyonları arasında anlamlı farklılık yoktu. Dayanıklılık için sabah (r=.14) ve akşam (r=.43) düşük düzeyde korelasyonlar tespit edildi. Eksentrik fleksörlerde ise sabah (r=.82) değeri akşam (r=.51) korelasyon değerine göre daha yüksek düzeyde idi. Dayanıklılık için sabah (r=. 53) ve akşam (r=.62) orta düzeyde korelasyon tespit edildi. Sabahçı tiplerde konsentrik ekstansör kas kuvvet özellikleri test dönemine bağlı incelendiğinde sabah (r=.70) ve akşam (r=.75) korelasyonları arasında anlamlı farklılık yoktu. Fleksörlerde ise akşam (r^.83) korelasyon değeri sabah (r=.56) korelasyon değerine göre daha yüksek düzeyde idi. Konsentrik ekstansörlerde dayanıklılık akşam (r=.92) korelasyon değeri sabah (r=73) değerine göre yüksek düzeyde tespit edilirken, konsentrik IIIfleksörlerde sabah (r=.47) ve akşam (r=45) düşük düzeyde korelasyon değerleri tespit edildi. Eksentrik ekstansör ve fleksör kuvvet özellikleri zamana bağlı incelendiğinde sırasıyla sabah korelasyon düzeyleri (r=.74 ve.74) akşam korelasyon değerlerine (r=.59 ve.66) göre daha yüksek düzeyde idi. Dayanıklılık için eksentrik ekstansör ve fleksörlerde sırasıyla sabah (r=.48 ve.20) ve akşam (r=.20 ve.29) düşük düzeyde korelasyon tespit edildi. Akşamcı tiplerde konsentrik ekstansör kas kuvvet özellikleri test zamanına bağlı olarak değerlendirildiğinde akşam korelasyon değeri (r=.85) sabah (r=.72) korelasyon değerine göre daha yüksek, fleksörlerde ise sabah (r=.91) korelasyonu akşam (r=.75) korelasyon değerine göre daha yüksek düzeyde idi. Dayanıklılık konsentrik ekstansörlerde akşam korelasyon değeri (r=.75) sabah (r=.46) korelasyon değerine göre yüksek düzeyde iken, konsentrik fleksörlerde dayanıklılık için sabah (r=.44) ve akşam (r=.31) düşük düzeyde korelasyon değerleri tespit edildi. Eksentrik ekstansör genel kuvvet özellikleri akşam korelasyon değeri (r^.72) sabaha (r=.58) göre yüksek düzeyde tespit edilirken, eksentrik fleksörlerde sabah (r=.89) değeri akşam (r=.74) korelasyon değerine göre yüksek düzeyde idi. Eksentrik ekstansörlerde akşam dayanıklılık korelasyon değeri (r=.86), sabah (r=.48) değerinden daha yüksek, eksentrik fleksörlerde ise sabah (r=.55) ve akşam (r=.48) düşük düzeyde korelasyon düzeyleri tespit edildi. Bu bulgular ışığında; 1) istirahat oral vücut ısısı ve kalp vurum sayısı sabah akşam 4 dönem karşılaştırmasına göre diürnal özellik göstermediği, 2) izokinetik konsentrik ve eksentrik kas kuvvet ölçümleri ara tip, sabahçı ve akşamcı tipler için sabah-akşamı.2 tekrarlayan ölçüm karşılaştırmasında istatistiksel olarak farklılık olmadığı, 3) Sirkadyan tiplerde kas tipine bağlı kuvvet özellikleri değerlendirildiğinde sabahçı tiplerde sadece konsentrik ekstansör kuvvet özelliklerinin düşük açısal hızda (607san) sirkadyan özellik gösterdiği, akşamcı tiplerde ise konsentrik ekstansör kuvvet özellikleri akşam korelasyonun sabaha göre yüksek olduğu, konsentrik fleksörlerde sabah-akşam korelasyon düzeyleri arasında anlamlı farklılık olmadığı, 4) eksentrik ekstansör kas kuvvet özelliklerinin sabahçı ve akşamcı tipler için sirkadyan özellik gösterdiği, eksentrik fleksörlerde ise sabahçı tiplerde sirkadyan özellik göstermesine karşın akşamcı tiplerde sirkadyan özellik göstermediği yorumu yapılabilir. Bu konuda daha net ifadeler kullanabilmek için daha geniş denek grupları ile ileri çalışmalara gereksinim vardır.Item Türkiye'de slalom ve kayaklı koşu yapan genç erkek kayakçıların kendini fiziksel algılama ve beden imgelerinden hoşnut olma profilleri(Uludağ Üniversitesi, 2002-07-16) Gültekin, Okan; İlhan, Atilla; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıBu araştırma, Türkiye'de slalom ve kavaklı koşu yapan genç erkek kayakçıların kendini fiziksel algılama ve beden imgelerinden hoşnut olma profillerini belirlemek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın örneklemini, yaşlan 18 ile 25 arasında değişen 30 genç erkek Slalom kayakçısı ile 20 genç erkek kayaklı koşucu oluşturmuştur. 1999- 2000 yılı kış sezonunda Türkiye'deki milli takım kamplarında veriler elde edilmiştir. Deneklerin beden imgesinden hoşnut olma düzeylerini ölçmek için Berscheid, Bohrnstedt, Walter' in (102) beden imgesi ölçeği, kendini fiziksel algılama düzeyini ölçmek için ise, Kendini Fiziksel Algılama Envanteri kullanılmıştır. Ayrıca kişisel bilgi formu kullanılarak deneklerin demografik yapılan hakkında veriler toplanmıştır. Beden imgesi doyumu ve kendini fiziksel algılama puanlan açısından her iki grubun karşılaştırılmasında Mann Withney U testi kullanılmıştır. Bu puanların deneklerin a» demografik özelliklere göre farklılık gösterip göstermediğini incelemek için, Kruskall- Wallis Testi yapılmıştır. Kuruskall-Wallis Testi sonucu en az P < 0.05 düzeyinde anlamlı çıkan Ki kare değerleri için hangi gruplar arasında farklılıklar olduğunu görmek amacıyla Mann Withney U testi kullanılmıştır. Değişkenler arasındaki ilişkileri belirlemek amacıyla Spearman Sıra Farkları Korelasyonu kullanılmıştır. Slalom kayakçıların ve kayaklı koşucuların beden imgeleri puanlan arasında anlamlı farklılık belirlenmiştir (P<0.05). Araştırma kapsamında ikinci değişken olarak slalom kayakçıları ve kayaklı koşucuların kendim fiziksel algılamaları açısından fark olup olmadığıdır. Kendini fiziksel algılama 5 alt boyuttan oluşmaktadır. Bu alt boyutlardan elde edilen değerlerde slalom kayakçıları ile kayaklı koşucular arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır (P>0.05). Beden imgesi puanı ile fiziksel algılamanın alt boyutlan arasındaki korelasyona bakıldığında, beden imgesi ile genel fiziksel yeterlilik ve kuvvet arasında anlamlı bir ilişki bulunurken (P<0.05) beden imgesi ile spor yeteneği ve fiziksel kondisyon arasında anlamlı bir ilişkiye rastlanmamıştır (P>0.05). Slalom kayakçılarının beden imgesinden doyum düzeyinin, kayaklı koşuculara göre daha fazla olacağı görüşü, araştırma kapsamında değerlendirilen konularda anlamlı değerler içermesi, slalom kayağının uygulandığı alanları ve bu branşın uygulanma anındaki etkileşimlerinden kaynaklandığı söylenebilir. Araştırmamızda slalom kayakçıları ile kayaklı koşucular arasında fiziksel algılama açısından anlamlı ilişki bulunmamasını slalom kayağı yapan kişilerin çevresel etkilerden edindiği olumlu algılamayı, kayaklı koşucuların, kayaklı koşuya özel, zorlu aerobik çalışmalar ve kuvvet çalışmaları yoluyla gidermeleri ile açıklanabilir.Item Yıldız ve genç güreşçilere uygulanan antrenman programının bazı fizyolojik özellikler üzerine etkisinin araştırılması(Uludağ Üniversitesi, 2002-04-30) Arabacı, Ramiz; Çankaya, Cemali; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıÇalışmamızın amacı, uygulanan antrenman programının genel hazırlık, özel hazırlık, müsabaka ve geçiş dönemlerinde yıldız ve genç güreşçilerinin boy, ağırlık, vücut yağ yüzdesi, kuvvet, sürat, aerobik kapasite, anaerobik kapasite, anaerobik güç ile esneklik özelliklerinde meydana gelen değişiklikleri belirlemek ve bu özellikler üzerindeki etkisini tespit etmek. Bu çalışma, 40 denek üzerinde yapıldı. Denekler 4 gruba ayrıldı. Deney yıldız ve deney genç grupları 10'ar güreşçiden, kontrol yıldız ve kontrol genç grupları 10'ar öğrenciden oluşturuldu. İlgili testlerde, grupların başlangıca göre değişimleri arasında karşılaştırmalar yapıldı. Grupların karşılaştırması, çok değişkenli varyans analizi ile yapıldı. Çalışmamızda, güreşçilerde düzenli spor yapmayanlara göre genel hazırlık, özel hazırlık ve müsabaka dönemlerinde kuvvet, aerobik kapasite, esneklik, anaerobik güç ve anaerobik kapasitelerinde meydana gelen fark güreşçiler lehinde istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p<0.05). Geçiş döneminde antrenman yapmadıklarından, güreşçilerinin kuvvet, sürat, aerobik kapasite, esneklik, anaerobik güç ve kapasiteleri azalmış, vücut yağ yüzdesi ile ağırlık artmıştır. Bu nedenle güreşçilerin geçiş dönemini aktif dinlenme ile geçirmeleri gerektiği sonucuna varıldı. Uygulanan ortak antrenman programı ile; genç ve yıldız güreşçilerinin anaerobik güç, esneklik, sürat, kuvvet, aerobik kapasite, anaerobik kapasite, ağırlık ve vücut yağ yüzdelerindeki değişimleri arasında anlamlı fark olmaması (p>0.05), yıldız ve genç güreşçilere aynı antrenman programlarının uygulanabileceği sonucunu ortaya koymaktadır. Güreşçilerin fizyolojik özelliklerindeki gelişmelerin daha iyi takip edilmesi için sezon öncesi, genel hazırlık dönemi sonu, özel hazırlık dönemi sonu, müsabaka dönemi sonu ve geçiş dönemi sonunda değerlendirilmesi gerekli görülmektedir. Böylece güreşçilerinin bu özelliklerinde gözlenecek yetersizliği durumunda antrenman programlan yeniden planlanarak ve değiştirilerek, önemli müsabakalar öncesi eksiklikleri gidermelidir.Item Zihinsel engelli çocukların eğitiminde düzenli yapılan sporun davranış gelişimine etkisi(Uludağ Üniversitesi, 1999) Özen, Türkan Bulut; Özdemir, Erdem; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Beden Eğitimi ve Spor Ana Bilim DalıZihinsel engellilerde düzenli yapılan sporun davranış gelişimine etkisini araştıran çalışmamızda, 20 öğretilebilir zihinsel engelli öğrenci denek olarak kullanıldı. Bunlardan 10'u kontrol, 10'u uygulama grubunu oluşturdular. Her iki gruba da ön test olarak "Uyumsal Davranış Skalası" kullanılarak değerlendirme yapıldı. Uygulama grubuna haftada 3 gün birer saat müzik eşliğinde sportif aktiviteler uygulanarak 16 hafta boyunca çalışmalara devam edildi. Kontrol grubuna hiçbir sportif aktivite yaptırılmadı. 16 haftadan sonra iki gruba da son test olarak aynı skala kullanılarak değerlendirme yapıldı, ön ve son testlerin karşılaştırılması yapılarak aradaki farkın anlamlı olup olmadığı araştırıldı. Uygulama grubunun ön test ve son test fark değerlerinin karşılaştırılmasında Mann- Whitney testi kullanıldı. Skalamn 1. Ve 2. bölümünde elde edilen sonuçların değerlendirilmesinde istatistiksel olarak anlamlılık gözlenirken (P<0.01), kontrol grubunun ön test ve son test fark değerlerinin karşılaştırılmasında hem 1. Bölümde hem de 2. Bölümde aritmetik ortalamalarında fark gözlenirken istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (P>0.05). Bu çalışmanın sonucunda engellilerin toplum içindeki davranışlarının ve uyum sorunlarının ortadan kaldırılabilmesi veya en az seviyeye indirilmesi konusunda özel eğitimin bir parçası olarak sportif aktivitelerin kullanılması gerekliliği ortaya çıkmıştır.