Bursa Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dergisi / Journal of Agricultural Faculty of Bursa Uludag University
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11452/1350
Browse
Browsing by Department "Bahçe Bitkileri Bölümü"
Now showing 1 - 20 of 64
- Results Per Page
- Sort Options
Item Alphouse lavallee üzüm çeşidinin modifiye atmosfer (MA)' de muhafazası üzerine asetaldehit uygulamalarının etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1998) Türkben, Cihat; Destici, Aysun; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüSofralık üzümlerin hasattan sonra depolanmaları esnasında meydana gelen bozulmayı azaltmak ve pazara daha uzun süre kaliteli ürün sunabilmek için, farklı örtü materyalleri (35p PVC, 30p PP ve 45p PE) ve asetaldehit (AA) buharı uygulamalarının etkileri incelenmiştir. Hasat edilen Alphonse Lavallee üzüm çeşidine, kuru buzla buhar hale getirilen asetaldehit O (kontrol), 5, 1 O ve 15 dakikalık süreler/e uygulanmış; uygulamalardan hemen sonra üzümler O± l °C sıcaklıktaki soğuk odalarda 60 gün süre ile depolanmıştır. 60 günlük depolama sonucunda, 1 O . dakikalık asetaldehit uygulaması ve PVC örtü materyali kombinasyonu çürüme oranım azaltması açısından en iyi sonucu vermiştir. Ayrıca, asetaldehitin üzümlerde bıraktığı kalıntı miktarı insan sağlığını tehdit edici sınırın altında bulunmuştur.Item Ameri̇kan asma çeliklerinin köklenmeleri üzerine değişik uygulamaların etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1983) Çelik, Hasan; Ağaoğlu, Y. Sabit; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüBu araştırmadaki denemelerden elde edilen sonuçlar aşağıda verilmiştir. 1 . Kober 5 BB (15 K) çeliklerine uygulanan NAA 'in 25 ppm dozu köklenme oranını etkilememiş , 50 ppm dozu ise azaltmıştır. Aynı maddenin uygulanan her iki dozu da fidan başına ana kök sayısını kontrola göre arttırmış , özellikle 50 ppm uygulamasının sağladığı artış, istatistiki olarak önemli bulunmuştur. 2. 41 B çeliklerine uygulanan DMC'nin her üç dozu da köklenme oranını değişen düzeylerde arttırmışlardır. Bu kimyasal maddenin 1000 ve 500 ppm dozlan köklenme oranında sırasıyla % 18.9 ve % 10.0 oranlarında artış sağlamışlardır. Aynı maddenin 1000 ve 2000 ppm dozları fidan başına ana kök sayısını etkilemezken, 500 ppm dozu önemli ölçüde arttırmıştır. 3. Kober 5 BB çeliklerinin +4°C de 2 hafta katlanmaları, +28°C'daki katlamadarı daha iyi sonuç vermiş ve köklenme oranını % 10.0 arttırmıştır. Fidan başına ana kök sayısı yönünden uygulamalar arasındaki farklılıklar önemli çıkmamıştır. 8 B anacında ise + 4° C deki katlamanın sağladığı köklenme oranı artışı hata sınırları içinde kalmış, ancak aynı uygulama fidan başına ana kök sayısını önemli ölçüde arttırmıştır.Item Armut ve ayvada nişasta jel elektroforez tekniğine göre peroksidaz izoenzim analizleri için en uygun yöntemin belirlenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2002) Küden, Ali; Krebs, Stephen L.; Arora, Rajeev; Gülen, Hatice; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüBu çalışma, armut çeşitleri ile ayva anaçlarında çeşitli amaçlarla kullanılabilecek peroksidaz (PRX) izoenzim analizleri için en uygun nişasta jel elektroforez (SGE) yönteminin belirlenmesi üzerine kurulmuştur. Denemede, Bartlett (BT= Williams) ve Beurre Hardy (BH) armut çeşitleri ile QA ayva anacının yıllık sürgünlerinden alınan kabuk dokusu örnekleri kullanılmıştır. SGE için Krebs (1996), modifiye edilmiş Krebs (1996) ve modifiye edilmiş Santamour ve ark (1986) olmak üzere 3 farklı ekstraksiyon solüsyonu; Histidine-citrate, pH 5.7, Morpholine-citrate pH 6.25 ve Lithium Borate/Tris-citrate pH 8.3 olmak üzere 3 farklı jel ve elektrot sistemi ve Wendel ve Weeden (1989), modifiye edilen Santamour ve ark. (1986) ve Santamour ve ark (1986) Guaiacol yöntemi olmak üzere 3 farklı boyama sistemi denenmiştir. Sonuç olarak, armut ve ayvada SGE ile peroksidaz izoenzim analizlerinde Santamour ve ark. (1986) yöntemine göre ekstrakte edilen örneklerin Lithium borate/Tris citrate pH 8.3 jel ve elektrot sistemine göre elektroforezden geçirilip Wendel ve Weeden (1989) yöntemine göre boyandığı kombinasyon en iyi sonucu vermiştir.Item Ata Sarısı, Uslu ve Yalova İncisi üzüm çeşitlerinde dona dayanımın belirlenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2001) Burak, Masum; Yalçın, Temel; Sivritepe, Nuray; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüDenemede Ata Sarısı, Uslu ve Yalova İncisi üzüm çeşitlerine ait bir yaşlı sürgünlerden hazırlanan, tek gözlü çelikler kullanılmıştır. Yapay don testleri, 1. (-15 ve -20°C), 3. (-10 ve -15°C) ve 5. fenolojik safhalarda (-2 ve -5°C) gerçekleştirilmiştir. 1. ve 3. fenolojik safhalarda soğutma hızı 5°C/saat, uygulama süresi 24 saattir. 5. fenolojik safhada ise soğutma hızı 2°C/saat, uygulama süresi ise 5 saattir. Dona dayanım kabiliyetlerinin belirlenmesi amacıyla, don testlerinin hemen sonrasında kışlık göz ve dal dokularında iyon akışı (%) tespit edilmiştir. Ayrıca iklim dolabında (20°C sıcaklık, %80 nispi nem ve 16 saat fotoperiyot) 6 haftalık iyileştirme periyodunu takiben, büyüme ve gelişme fizyolojisine dair parametreler değerlendirilmiştir. Sonuç olarak, Ata Sarısı, Uslu ve Yalova İncisi üzüm çeşitlerinin 1. fenolojik safhada -15°C’ye, 5. fenolojik safhada ise –5°C’ye kadar olan düşük sıcaklıklara dayanıklı olduğu belirlenmiştir. 1. fenolojik safhada –20°C, 3. fenolojik safhada ise –10°C ve –15°C’lerin ölüme neden olduğu tespit edilmiştir.Item Ayçiçeğinde Line x Tester analizi ile üstün uyum yeteneği gösteren hibrid kombinasyonlarının belirlenmesi üzerinde bir araştırma-1(Uludağ Üniversitesi, 1995) Türkeç, Aydın; Göksoy, Abdurrahim T.; Turan, Z. Metin; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüBu araştırma, ayçiçeğinde 5 ana (Sitoplazmik erkek kısır) hat ile 5 baba (restorer) testerin genel ve özel kombinasyon kabiliyetlerini tahmin etmek ve üstün F1 hibridlerini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Çalışmada kullanılan ebeveynler Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümünde geliştirildi. Araştırmanın ilk yılında CMS hatlar ve restorer testerler mümkün bütün kombinasyonlarda melezlendi. İkinci yılda (1992), elde edilen 25 hibrid Bursa’da tekrarlamalı bir tarla denemesinde değerlendirildi. Veriler Line x Tester metoduna göre analiz edildi. Deneme sonuçlarına göre, bitki boyu için 3 ve 7 nolu; tabla çapı için 2 ve 10 nolu; 1000 tane ağırlığı için 6 nolu; tek tabla verimi için 3 ve 6 nolu; tane verimi için, 1, 5, 6 ve 10 nolu; hat (ana) ve testerlerin (baba) en iyi genel uyuşma yeteneği gösteren ebeveynler olduğu belirlenmiştir. Öte yandan, tane verimi ve gözlenen diğer karakterler yönünden 1x6, 1x7, 1x10, 4x10 ve 5x9 melez kombinasyonları en yüksek özel kombinasyon kabiliyeti göstermiştir. Genel ve özel kombinasyon kabiliyeti varyanslarının önemlilik testleri, tabla çapı, tek tabla verimi ve tohum verimi üzerine dominant gen etkilerinin eklemeli gen etkilerinden daha yüksek olduğunu ortaya çıkarmıştır.Item Bazı kızılcık (Cornus mas L.) çeşitlerinin döllenme biyolojisi üzerinde araştırmalar(Uludağ Üniversitesi, 2006) Mert, Cevriye; Soylu, Arif; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüBu çalışmada, Bursa koşullarında yetiştiriciliği yapılan Değirmendere, Erkenci Değirmendere, Yuvarlak Bardak, İri Bardak ve Uzun Memeli kızılcık yerel çeşitlerinde; kendilemenin ve serbest tozlanmanın meyve tutumuna etkisi araştırılmıştır. Ayrıca bu çeşitlerde in vitro koşullarında çiçek tozu canlılık ve çimlenme testleri yapılmıştır. Çeşitlerin çiçek tozu canlılık değerleri (% 56.02-75.01) genellikle yüksek bulunmuş, çimlenme düzeyi ise % 2.36-34.36 değerleri arasında değişim göstermiştir. Tüm çeşitlerde % 15 sakkaroz konsantrasyonundan en iyi çimlenme (% 13.85-34.36) oranı elde edilmiştir. Çeşitlerin serbest tozlanma koşullarındaki meyve tutma oranları % 11.50-13.93 ve kendilemelerdeki meyve tutma oranları ise % 1.0-5.73 arasında değişmiştir. Ancak, çiçek tozu borularının dişicik borusu içindeki gelişimleri, kendileme ve serbest tozlaşma koşullarında belirgin bir farklılık göstermemiş, diğer meyve türlerinde dişicik borusunda görülen tipik uyuşmazlık belirtilerine rastlanmamıştır. Elde edilen sonuçlar, incelenen kızılcık çeşitlerinden yüksek düzeyde ürün elde edebilmek için yabancı tozlaşmanın gerekliliğini ortaya koymaktadır.Item Bazı şeftali çeşitlerinde meyve seyreltme derecesinin verimlilik ve meyve kalitesi üzerine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1999) Ertürk, Ümran; Soylu, Arif; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüBu araştırma 1994-1996 yılları arasında, Bursa yöresinin bazı önemli şeftali çeşitlerinde farklı derecelerdeki seyreltme uygulamalarının verim ve meyvelerin kalite özelliklerine etkilerini saptamak amacıyla yapılmıştır. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre, meyve ağırlığı seyreltmeye bağlı olarak değişmiştir. Dixired, Redhaven ve J.H.Hale çeşitlerinde ürün yükü arttıkça meyve ağırlığı kısmi bir azalma eğilimi göstermiş sürgünde 4 ve 5 meyve bırakılan uygulamalar, diğer uygulamalara göre daha düşük değerler vermiştir. Daha büyük meyve veren seyreltme uygulamalarındaki Et/Çekirdek oranı genellikle daha yüksek bulunmuştur. Seyreltme derecesine bağlı olarak meyvelerin sertlik, SEKM, pH, asit, toplam ve invert şeker değerlerinde belirgin ve kararlı bir değişim saptanmamıştır. Ağaç başına ve gövde kesit alanını düşen verim bağlamından en yüksek değerleri sürgün başına daha fazla meyve bırakılan uygulamalar genellikle de 4 ve 5 meyveli uygulamalar vermiştir. Sürgün boylan uygulamalara göre belirgin bir değişim göstermemişdir. Birim uzunluğa düşen sürgün sayısı, ürün artışına paralel olarak kısmen veya önemli derecede azalmıştır.Item Bezelye (Pisum sativum L.) tohumlarında NaCl ile yapılan priming uygulamaları için en uygun protokolün belirlenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2015-10-22) Şentürk, Bülent; Sivritepe, H. Özkan; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüDual ve Spring bezelye çeşitlerinde tohum çimlenmesi ve fide gelişiminin ilk aşamalarında tuza toleranslarının arttırılması amacıyla, NaCl ile yapılan priming uygulamalarının kullanım olanakları araştırılmıştır. Her iki bezelye çeşidine ait tohumlarda 16°C’de, NaCl’ün çeşitli konsantrasyonları (0, 50, 100, 150, 200 ve 300 mM) kullanılarak, farklı sürelerde (1, 2 ve 3 gün) priming uygulamaları yapılmıştır. Uygulama yapılmayan tohumlar ise kontrol grubu olarak değerlendirilmiştir. Priming uygulamaları sonunda bezelye tohumları 25°C’de yüzeysel olarak kuru hale getirilmiş ve ulaştıkları nem kapsamları belirlenmiştir. Daha sonra tohumlar orijinal nem kapsamlarına gelinceye kadar geriye kurutulmuştur. Normal çimlenme oranı, ortalama çimlenme süresi, çimlenme indeksi ve elektriksel iletkenlik parametreleri bakımından kontrol grubu ile farklılık göstermeyen 16°C’de 150 mM NaCl ile 2 günlük uygulamanın, bezelye tohumlarında yapılan priming için en uygun protokol olduğu tespit edilmiştir.Item Biber tohumlarında canlılık tespitine yönelik kullanılan tetrazolium test metodunun modifikasyonu(Uludağ Üniversitesi, 2009) Başay, Sevinç; Akbudak, Nuray; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüAraştırmamızda, ülkemizde de yoğun olarak yetiştiriciliği yapılan ‘Kandil Dolma’ ve ‘Yalova Yağlık-28’ çeşidi biber tohumlarında, canlılık tespitinde kullanılan tetrazolium (2, 3, 5 triphenyl tetrazolium chloride) (TZ) testi için en uygun prosedür belirlenmeye çalışılmıştır. Denemede biber tohumları (her çeşit için 3’er parti) 45°C’de 3 saat nemli ortamda tutulduktan sonra 35, 40 ve 45°C’de %1’lik TZ solüsyonunda 2 ve 3 saat bekletilmiştir. Elde edilen sonuçlar, korelasyon analizi yapılarak çimlenme ve fide çıkış oranları ile ilişkilendirilmiştir. Her iki çeşitte de en yüksek ve doğru canlılık oranını 40°C’de 3 saat tutulan tohumlar (‘Kandil Dolma’ %99.50 2 No’lu parti, ‘Yalova Yağlık-28’ %96.90 2 No’lu parti) vermiştir.Item Biber tohumlarında yapılan organik priming ve kurutma uygulamaları fide kalitesi ve performansını iyileştirmektedir(Uludağ Üniversitesi, 2015-09-28) Sivritepe, H. Özkan; Şentürk, Bülent; Teoman, Sevin; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüBu araştırmada, biber tohumlarının (Capsicum annuum L.) fizyolojik olarak iyileştirilmesi amacıyla, deniz yosunu ekstraktı (DYE) çözeltileri ile yapılan organik priming ve kurutma uygulamalarının canlılık ve güç üzerine etkileri incelenmiştir. Demre çeşidi biber tohumları sürekli olarak havalandırılan farklı konsantrasyonlardaki (0, 100, 200, 400, 1000, 2000 ve 4000 ppm) DYE çözeltilerinde 20°C sıcaklıkta 48 saat süre ile tutulmuşlardır. Hiçbir uygulama görmeyen tohumlar ise kontrol grubu olarak değerlendirilmiştir. Priming uygulamaları sonunda tohumlar yüzeysel olarak kuru hale getirilmiş ve ulaştıkları nem kapsamları hesaplandıktan sonra iki kısma ayrılmıştır. Tohumların yarısı yüzeysel kurutma uygulamalarını takiben hemen çimlendirme testlerine alınmış (P+YK), diğer yarısı ise, orijinal nem kapsamlarına gelinceye kadar geriye kurutulmuş (P+GK) ve daha sonra çimlendirme testlerine alınmıştır. Biber tohumlarının organik priming ve kurutma uygulamalarına olan tepkileri canlılık [normal çimlenme oranı (NÇO)] ve güç [ortalama çimlenme süresi (OÇS), çimlenme indeksi (Çİ), fide güç indeksi (FGİ) ve fide kuru ağırlığı (FKA)] parametreleri bazında değerlendirilmiştir. İncelenen tüm parametreler birlikte değerlendirildiğinde; DYE konsantrasyonu, kurutma uygulamaları ve konsantrasyon x kurutma interaksiyonu bakımından uygulamalar arası farklılıklar istatistiksel olarak önemli (p≤0.05) bulunmuştur. Canlılık ve güç parametreleri bakımından, kontrol grubuna kıyasla P+GK uygulamaları, P+YK uygulamalarına göre daha iyi sonuçlar vermiştir. Biber tohumlarının fizyolojik olarak iyileştirilmesinde en iyi sonuçlar, 1000 ppm P+GK uygulamasından elde edilmiştir.Item Biber tohumlarının fizyolojik olarak iyileştirilmesi için su ve tuz çözeltileri ile yapılan priming ve kurutma uygulamalarının karşılaştırılması(Uludağ Üniversitesi, 2010-05-31) Sivritepe, H. Özkan; Şentürk, Bülent; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüBu çalışmada, tohumların fizyolojik olarak iyileştirilmesinde kullanılan hidrasyon uygulamalarından su ve tuz çözeltileri ile priming ve sonrasında yapılan kurutma uygulamalarının biber (Capsicum annuum) tohumlarında canlılık ve güç üzerine etkileri incelenmiştir. Yalova Çarliston çeşidi biber tohumları sürekli olarak havalandırılan saf su ve farklı tuz çözeltilerinde [100 ve 200 mM KNO3 ile 50 ve 100 mM Ca(NO3)2] 20°C’de 24 saat tutulmuşlardır. Farklı priming uygulamalarını takiben tohumlar iki gruba ayrılmış; birinci grup hemen, ikinci grup ise 25°C’de yaklaşık 24 saat orijinal nem kapsamına kadar kurutulduktan sonra çimlendirme testlerine alınmışlardır. Biber tohumlarının priming ve kurutma uygulamalarına olan tepkileri, normal çimlenme oranı ve çimlenme indisi parametreleri bazında incelenmiştir. Su ve çeşitli tuz çözeltileri ile yapılan tüm priming uygulamalarının yanı sıra, hem kurutmasız hem de kurutmalı koşullarda tutulan biber tohumlarının normal çimlenme yüzdesi ve çimlenme indisi kontrol tohumlarına kıyasla artış göstermiştir. KNO3 ile yapılan priming uygulamalarında çözeltinin konsantrasyonu arttıkça kurutma uygulamasının tohum canlılığı ve gücünde azalmaya neden olduğu tespit edilmiştir. Ancak, Ca(NO3)2 ile yapılan priming uygulamalarında ise kurutma uygulamaları sonrasında canlılık ve güçte artış meydana gelmiştir. Canlılık ve güç parametreleri bakımından en iyi sonuçlar; 100 mM KNO3 ile priming ve priming+kurutma uygulamalarının yanı sıra 100 mM Ca(NO3)2 ile priming+kurutma uygulamalarından elde edilmiştir.Item Bitkilerde tuza dayanım mekanizması(Uludağ Üniversitesi, 1996) Sivritepe, Nuray; Eriş, Atilla; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüTuza maruz kalan bir bitkide, büyüme ve normal metabolizmanın korunabilme derecesi "tuza dayanım” olarak tanımlanır. Tuza dayanım ise tuzdan sakınım ve tuza tolerans olmak üzere iki farklı mekanizma ile sağlanmaktadır.Item Bitkisel üretimde ve bitki korumada yeni bir etken madde: Harpin(Uludağ Üniversitesi, 2006) Akbudak, Nuray; Tezcan, Himmet; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüGünümüzde üretici ve tüketicilerin bilinçlenmesi sonucunda patojen kaynaklı hastalıklara karşı uygulanan klasik fungusitlere olan talep her geçen gün azalmaktadır ve biyolojik kontrol ve entegre mücadele programları popüler hale gelmektedir. Hastalık ve zararlılara karşı dayanımı arttırıcı olarak kullanılan bioaktivatörler biyolojik mücadelenin önemli yapı taşlarındandır. Ticari olarak kullanılan biyoaktivatörler arasında en çok tercih edilenlerden birisi de Messenger ticari ismiyle satışa sunulan harpin proteindir. Bitki aktivatörlerinin kullanımı son yıllarda organik tarımda da artış göstermektedir. Bu makalede, hastalıklara karşı pratikte de kullanılabilen harpinin doğal dayanım mekanizmasını tetiklemedeki rolü değerlendirilmiş ve harpinin yapısal özellikleri, kullanımı, çeşitli meyve ve sebze türlerinde farklı hastalıklara karşı etkinliği incelenmiştir.Item Böğürtlende mikro çoğaltım çalışmaları(Uludağ Üniversitesi, 2006) Yıldız, Demet; Barut, Erdoğan; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüBu çalışmada, “Bursa-I” ve “Chester” böğürtlen çeşitlerinde koltuk tomurcukları kullanılarak mikro çoğaltım denemeleri yapılmıştır. Bu amaçla örnekler 20 Mayıs 2005 ve 26 Haziran 2005 tarihlerinde alınarak araştırma 3 farklı aşamada gerçekleştirilmiştir. Bunlar başlangıç (MS + 30 g/l Sakkaroz + 0.103 g toz vitamin + 7 g Agar + 0.5 ve 1.0 mg/l BAP), sürgün (MS + 30 g/l Sakkaroz + 0.103 g toz vitamin + 7 g Agar + 0.1, 0.5 ve 1.0 mg/l BAP) ve köklendirme (1/3 MS + 30 g/l Sakkaroz + 0.103 g toz vitamin + 7 g Agar + 0.2 ve 0.4 mg/l IBA) aşamalarıdır. Araştırma sonucunda başlangıç ve sürgün çoğaltım aşamalarında her iki böğürtlen çeşidinde örnek alma tarihleri açısından önemli farklılıklar bulunmuştur. Genel olarak, haziran ayında alınan eksplantlar, Mayıs ayında alınanlardan daha başarılı sonuçlar vermiştir. Köklendirme aşamasında ise yine her iki çeşit için köklenme oranı %88-100 arasında değişmiştir. Köklenme aşamasında eksplant alma zamanı ve ortamların etkisi önemli bulunmamıştır.Item Brokkolinin kontrollü atmosferde (KA) depolanma potansiyeli(Uludağ Üniversitesi, 1999) Özer, M. Hakan; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüÇalışmada Pirate çeşidi brokkolilerin kontrollü atmosferde (KA) depolanma potansiyeli araştırılmıştır. Plastik kaplar içerisindeki brokkoliler, 0±0.5°C sıcaklık ve %90-95 nispi nem (n.n.) ortamındaki soğuk hücrelerde, farklı KA koşullarında [(%CO2: %O2) 0:21-kontrol, 5:2.5, 5:5, 5:7.5, 5:10] 84 gün süreyle muhafazaya alınmıştır. Brokkoliler, raf ömrünü belirlemek amacıyla, muhafazaya ilaveten 7 günde oda koşullarında bekletilmiştir. Muhafaza süresince ve raf ömrü sonunda alman örneklerde bazı fiziksel ve biyokimyasal analizler yapılmıştır. Çalışma sonucunda, tüm KA uygulamaları kontrole göre daha başarılı sonuçlar vermiştir. KA uygulamaları arasında ise 5:2.5 ve 5:5 KA bileşimleri daha iyi olarak belirlenmiştir.Item Bursa ili zeytin bahçelerinde euphyllura phillyreae Foerster (Homoptera: Aphalaridae)’nin popülasyon dalgalanması(Uludağ Üniversitesi, 2005) Kovancı, Bahattin; Kumral, Nabi Alper; Akbudak, Bülent; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüBu çalışma, Bursa ilinde zeytinlerde zarar yapan Euphyllura phillyreae Foerster’nin yayılışını belirlemek ve popülasyon dalgalanmasını incelemek amacıyla 2000-2002 yıllarında yapılmıştır. E. phillyreae’nın Nilüfer ilçesinde Çatalağı, Gölyazı ve Görükle hariç Bursa’nın diğer tüm bahçelerinde az veya çok bulunduğu belirlenmiştir. Populasyon dalgalanmalarının izlendiği Kumyaka ve Gündoğdu’daki bahçelerde E. phillyreae’nın kışlayan erginlerinin bıraktığı ilk yumurtalar 2000 yılında nisan ayı sonu, 2001 ve 2002 yıllarında ise nisan ayı başında saptanmıştır. Yumurta ve nimf popülasyonu yer ve yıllara göre nisan ve mayıs aylarında birer tepe noktası meydana getirmiştir. Yeni dölün erginleri mayıs ayı sonu ile haziran ayı ortaları arasında görülmeye başlamışlardır. Bu erginler, yaz, sonbahar ve kış aylarını zeytin bahçelerinde geçirdikten sonra ertesi yıl ilkbaharda yumurta bırakmışlardır. Böylece E. phillyreae Bursa ilinde yılda bir döl vermiştir.Item Bursa ve yöresi içın futbol sahalarında kullanılacak uygun çim karışımlarının saptanması üzerınde bir araştırma(Uludağ Üniversitesi, 1987) Mengüç, Ahmet; Sivritepe, H. Özkan; Uludağ Universitesi; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüBu araştırmada Bursa 'da futbol sahaları için Lolium perenne, Poa pratensis, Festuca rubra, Agrostis tenuis ve Agrostis stolonifera çim türlerinden 21 değişik çim karışımı hazırlanmıştır. Bu karışımlarla hazırlanan saha bütün bir kış boyunca ağır bir kullanıma tabi tutulmuştur. Denemenin sonunda, karışımların oluşturduğu sağlam çim alanların yüzdesi itibariyle, 15 karışım başarılı olmuştur. Kullanılan tohum yüzdeleri itibariyle ise, Lolium perenne % 0,50; Poa pratensis % 0,30; Festuca rubra % 0,60; Agrostis tenuis % 0,10 ve Agrostis stolonifera'nın diğer türlerle karışık ve tek başına kullanımı başarılı olmuştur.Item Bursa yöresinde farklı ekolojilerde yetiştirilen dixired şeftali çeşidinde olgunluk ve kalite değişimleri(Uludağ Üniversitesi, 1986) Eriş, Atilla; Tüler, Nuray; Özgür, Mehmet; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüBursa yöresinin üç farklı ekolojisin de yetiştirilen Dixired şeftali çeşidinin olgunluk ve kalite değişimlerinin incelendiği bu çalışmada, yörenin iklim ve toprak koşullarındaki farklılıklar ile uygulanan kültürel işlemler öncelikle meyvelerin hasat zamanlarında, daha sonra kalite değerlerinde etkili bulunmuştur. Serme köyündeki şeftalilerde erkencilik• tespit edilmiş, ancak kalite değerleri düşük bulunmuştur. Yenişehir yöresinde hasat nispeten gecikmiş, meyvelerin kalitesi yine pekiyi bulunmamıştır. Yalova yöresi meyveleri ise daha kaliteli ve iri bulunmuş lar, ancak geç hasat edilmişlerdir. Bu farklılıkların ortaya çıkışında her üç yöredeki farklı toprak yapısının ve bileşiminin; yağış alma, güneşlenme ve sıcaklık toplamlarının etkisi açık olarak kendini göstermiştir.Item Bursa'da çilek yetiştiriciliği üzerine bir inceleme(Uludağ Üniversitesi, 1995) Özer, Ercan; Türkben, Cihat; Şeniz, Vedat; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüBu çalışmada Bursa yöresi çilek yetiştiriciliği 1994 yılında incelenmiş, sorunları tesbit edilmiş ve bunların çözümüne yönelik önerilerde bulunulmuştur. Yörede Ti oya Pocahontas, Aliso ve Yalova-15 çilek çeşitleri yaygın olarak üretilmektedir. Çilek üretimini küçük aile işletmeleri, klasik yöntemlere göre yapmaktadır. Çilek üretimi sırasında görülen en önemli sorunlar: çilek fidesi üretimi için gerekli bir bahçenin bulunmaması ve bu nedenle üreticilerin kendi bahçelerinden elde ettikleri kollardan yeni çilek bahçesi tesis etmeleri, gereği gibi kültürel işlemleri uygulamamalarıdır. Ayrıca, üretim aşamasında hasat, tasnif, ambalaj ve pazarlama koşullarının da yetersiz olduğu söylenebilir. Bu sorunların çözümü için aşağıdaki öneriler verilebilir: Çilek yetiştiriciliğinin değişik safhalarındaki problemleri çözmek için yetiştiricilerin ilgili kuruluşlara başvurması gerekir. Bursa da donmuş ürün endüstrisi gelişmekte olduğundan derin dondurmaya uygun yeni çeşitler belirlenmelidir. Yetiştiricilerin kendi kooperatiflerini kurmaları desteklenmeli, teknik ve ekonomik yönden yetiştiricilere çilek üretiminin nasıl yapılacağı hakkında bilgi verilmelidir.Item Çileklerde CO2 uygulamalarının bitkinin vegetatif ve generatif gelişimi üzerine etkileri(Uludağ Üniversitesi, 1996) Barut, Erdoğan; Ziraat Fakültesi; Bahçe Bitkileri BölümüBu çalışma "Elsanta” çiçek çeşidinde değişik CO2 uygulamalarının (340, 600, 900 ppm) bitkinin ve getatif ve generatif gelişimi üzerine olan etkisini tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla bitki başına çiçek sayısı, meyve sayısı, verim, yaprak sayısı ve yaprak alanı ile yaprak, petiol ve kök kül miktarları, meyve invert şeker ve asit miktarları araştırma parametreleri olarak ele alınmıştır. Araştırma sonucunda 900 ppm'lik CO2 uygulamaları en yüksek çiçek ve meyve sayısı ile yaprak, petiol ve kök kül oranlarını verirken 600 ppm'lik uygulamalar verim, yaprak sayısı ve alanı açısından daha etkili olmuştur. Meyve asit ve invert şeker oranları açısından ise uygulamalar arasında önemli fark görülmemiştir.