Browsing by Author "Durak, Selen"
Now showing 1 - 20 of 29
- Results Per Page
- Sort Options
Item 19. yüzyıl Batılılaşma döneminde Haydarpaşa Mektebi Tıbbiye-i Şahane Binası’nın mimarlık ve sanat tarihi açısından önemi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-01-20) Şimşek, Rukiye Özdemir; Durak, Selen; Gündoğdu, Hamza; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Mimarlık Anabilim Dalı.; 0000-0002-7670-153819. yy. Osmanlı Devleti’nde Batılılaşmanın her alanda yoğun bir biçimde hissedildiği bir dönemdir. Bu dönemde gerek toplumsal düzeyde gerekse kentin fiziksel yapısında meydana gelen değişim Osmanlı mimari anlayışına da yeni bir soluk getirmiştir. Mimarideki bu değişim birçok kaynaktan beslenen yeni sanat üsluplarının ortaya çıkmasında da etkili olmuştur. Batılılaşma döneminde II. Abdülhamid tarafından (1894-1903) inşa ettirilen Haydarpaşa Mektebi Tıbbiye-i Şahane, yakın çevresindeki diğer tarihi binalarla beraber İstanbul’un değişen mimari anlayışını da gözle görülür biçimde etkilemiştir. Geleneksel yapı ölçeğinin dışına çıkılarak inşa edilen bu ihtişamlı yapı, kışlaları hatırlatan bir mimariye sahip olsa da özellikle doğu ve batı cephesinde yoğunlaşan zengin mimarisi ile kışlalardan ayrıldığı gibi, kendi döneminde inşa edilen diğer yapılardan da oldukça farklıdır. 19. yy. da Batılı mimarlar tarafından bu dönemde ortaya çıkan karma üslup dediğimiz sanat anlayışının, Hint- Mağrip ve İslam etkileri ile batı etkili sanat üsluplarının, yerli sanat anlayışıyla uyumlu bir biçimde birleştirilerek oluşturulduğu Eklektik (karma) tarzın en zengin örneklerinden biri sayılmaktadır. Mimarlık ve Sanat Tarihi açısından büyük bir öneme sahip olan bu denli büyük ölçekte bir yapının bugüne kadar tarihi arka planı da ele alınarak bütüncül bir yaklaşımla yeterince araştırılmamış olması, bu çalışmanın çıkış noktası olmuştur. Literatüre kısmen de olsa katkıda bulunmak amacıyla, Mektebi Tıbbiye-i Şahane Binası’nın Mimarlık ve Sanat Tarihi açısından önemi başta olmak üzere, Tıp Tarihi açısından önemi de göz ardı edilmeden, binanın inşası, mimarisi, tıp eğitiminin Haydarpaşa’ya nakil sebepleri ve sanat üslupları analiz edilerek, geçen sürede tarihi binanın yapısında meydana gelen değişimler de araştırılmış olup, konu detaylı bir biçimde ele alınmıştır. Eklektik sanat tarzıyla inşa edilen yapıda, klasik üslubun dışına çıkılarak Oryantalist, Neo Klasik, Neo Rönesans, Neo Barok, Neo Ampir ve Art Nouveau gibi birçok sanat üslubunun bir arada kullanıldığı zengin mimarisiyle de diğer yapılardan farkı ortaya çıkarılmıştır.Item 19. Yüzyıl Osmanlı mimarisi süsleme sanatında kullanılan malzeme ve teknik özellikler: Bursa Emir Sultan Cami örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-12-29) Gök, Duygu; Durak, Selen; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mimarlık Fakültesi/Mimarlık Tarihi Bölümü.; 0000-0001-6035-6461; 0000-0001-7499-8246Türkler, Anadolu’ya geldikten sonra, daha önce burada bulunan toplumların sanatlarından etkilenmişler ve kendi sanatlarını oluşturmuşlardır. 11. yüzyıl ile 19. yüzyıl arasında sırası ile Anadolu Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemleri yaşanmıştır. Anadolu Selçukluları Dönemi’nde yapılarda en fazla kullanılan yapı malzemesi ahşaptır. Ahşap malzeme tavanlar, taşıyıcılarda, minber ve mihraplarda yoğun olarak kullanılmıştır. Beylikler Döneminde en fazla kullanılan malzemeler tuğla ve taş olarak görülmektedir. Osmanlı Döneminde süsleme, eserlerin duvarlarında yer alan taş malzeme örnekleri, çini tekniği, ahşap süsleme olarak gelişim göstermiştir. Bursa Emir Sultan Cami’nin, ilk yapım tarihi 15. yüzyıl olarak belirlenmektedir, yapı zaman zaman gelişen doğal afetlerde tahrip olmuştur. 1804 yılında taş ve tuğla malzeme ile asıl plan şemasına uygun olarak yeniden inşa edilmiştir. Süsleme programında yoğun olarak uygulanan teknik kalem işidir. Motif özelikleri açısından, bitkisel motifler ağırlıklı olarak kullanılmıştır. Bu çalışmada Bursa Emir Sultan Cami’nin süsleme programında kullanılan malzeme ve teknikleri incelenerek, yapının Türk mimarlık tarihi süsleme sanatı içerisindeki konumunu ve önemini belirlemek amaçlanmıştır. Çalışmada yöntem olarak yapılan literatür araştırmasının yanı sıra bölgede alan çalışması yapılarak yerinde inceleme yapılmış ve yapının fotoğrafları çekilmiştir.Item 19.yüzyıl Osmanlı mimarisinde bezeme sanatının gelişimi: Bursa Emir Sultan Cami bezemeleri üzerine bir inceleme(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2018-10-05) Gök, Duygu; Durak, Selen; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Mimarlık Anabilim Dalı/Mimarlık Tarihi Bilim Dalı.Anadolu'da 11. yüzyıldan itibaren Türk egemenliği başlamıştır. Bu dönemden itibaren Anadolu Selçuklu Dönemi, Beylikler Dönemi ve Osmanlı Dönemi yaşanmıştır. Başlangıçta bir Batı Anadolu Beyliği olan Osmanlılar, Bursa'nın fethi ile birlikte büyüyüp gelişerek İmparatorluk halini almıştır. Erken dönem ve klasik dönemde bezemede çini kullanımı ağırlıklıdır. Bitkisel bezemede rûmi, palmet ve lotus motifleri iki boyutlu kullanımları yaygın olarak görülmektedir. Teknikler içerisinde en yaygın kullanılan teknik çinidir. 17. yüzyıldan itibaren sanatta farklı arayışlar için giren Osmanlı İmparatorluğu bu dönemde batılılaşmanın etkisine girmiştir. Bu dönem mimari bezeme anlayışında bitkisel bezeme özellikle çiçek ve meyve betimlemeleri ön plandadır. Kullanılan teknikler içerisinde kalem işi tekniği oldukça yaygındır. Bu teknikle motiflere üç boyutlu bir görünüm kazandırılmıştır. Bursa Emir Sultan Cami 19. yüzyılda batılaşma döneminde inşa edilen yapılardan biridir. Esasen 15. yüzyıla tarihlenen yapı zaman içinde meydana gelen depremlerde zarar görmüştür. 1804 yılında barok, ampir ve rokoko üsluplarının etkisi ile yeniden inşa edilmiştir. Taş ve tuğla malzeme kullanılarak, kare planlı ve tek kubbeli olarak inşa edilen yapının bezemelerinde, alçı, ahşap, taş ve kalem işi teknikleri uygulanmıştır. Dönem özelliklerine uygun olarak kalem işi bezeme ağırlık kazanmıştır. Motif özelikleri, bitkisel, geometrik, yazı ve diğer başlıkları altında incelenebilmektedir. Bitkisel bezemede çiçek, akantus, rûmi ve stilize palmetler ağırlık kazanırken geometrik bezemede yıldız motifleri ağırlıklıdır. Yazı da yoğun olarak uygulanan bir bezeme unsurudur. Bu çalışmada Bursa Emir Sultan Cami'nin bezeme özelliklerinin mimari mekâna göre konumu, malzeme ve teknik yönünden ve motif özellikleri yönünden incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmanın kapsamı, yapının iç ve dış mekân bezemeleri ve avlu birimi ile sınırlandırılmıştır. Çalışma kapsamında öncelikle literatür araştırması yapılmıştır. Daha sonra alan çalışması yapılmış, yapının ve bezeme unsurlarının fotoğrafları çekilmiş, motiflerin çizim analizleri ise Vakıflar Bursa Bölge Müdürlüğü'nden sağlanmıştır. Tezin birinci bölümünde giriş yer almış, ikinci bölümde 19. yüzyıla kadar Anadolu Türk mimarisinde bezemenin gelişimi anlatılmıştır. Üçüncü ve dördüncü bölümde 19. yüzyılda Anadolu'da mimari bezemenin gelişimi, geçirdiği değişimler ve bu değişimin Bursa Emir Sultan Cami'ne yansımaları anlatılmıştır.Item 1950-1990 yılları arasında Bursa'daki mimarlık ve planlama faaliyetlerinin yerel basın haberleri üzerinden değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-07-16) Satış, İmran; Durak, Selen; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Mimarlık Anabilim Dalı.; 0000-0002-2632-0534Belirli bir dönemin siyasi anlayışı, ekonomisi ve teknolojik altyapısı ile şekillenen kentlerde o dönemin mimarlık ve planlama faaliyetleri, kentsel mekan oluşumu ve mimarlık söylemine dair bilgi aktaran önemli kaynaklardan birisi yazılı basın haberleridir. Ülke genelinde alınan siyasi kararlar, bu kararlara bağlı olarak çıkarılan kanun ve uygulanan yönetmelikler, farklı dinamiklere sahip olan kentlerde farklı yerel süreçleri ortaya çıkarmaktadır. Yerelde farklılaşan imar faaliyetlerine ilişkin önemli bilgi kaynaklarından birisi yerel yazılı basın haberlerdir. Aynı zamanda yerel basın haberleri, dönemin mimarlık söylemine ışık tutmaktadır. Bu çalışmada, yerel basın haberleri mimarlık düşüncesini oluşturan asıl kaynak olarak belirlenmiştir. Çalışmanın amacı, Bursa kent merkezindeki mimarlık ve planlama faaliyetleri ile kentsel mekan oluşumunun yerel yazılı basın haberleri üzerinden analiz edilmesidir. Çalışma alanı Bursa kent merkeziyle sınırlandırılmıştır. Ülkedeki siyasi ortamın değişimi, kentleşme tarihindeki eşikler, planlama ve mimarlık faaliyetleri, gazeteciliğin yıllar içindeki gelişimi göz önünde bulundurularak, 1950-1990 yılları arası incelenecek dönem olarak belirlenmiştir. Bu dönemde yayımlanan Hakimiyet gazetesi haberleri çalışmanın ana kaynağıdır. Hakimiyet gazetesinin seçilme nedeni, incelenen döneme kesintisiz eşlik etmesi, o dönemde yüksek tiraja sahip olması ve gazete nüshalarının tamamına erişilebilmesidir. Çalışma kapsamında gazete haberleri taranmış, konusu mimarlık ve planlamayla direkt ilişkili haberlerin yanı sıra kent merkezinde gerçekleşen her türlü yapım, yıkım faaliyetine ilişkin haberler, şehirleşme ile ilgili alınan kararlar, konuyla ilişkili köşe yazıları ve karikatürler incelenmek için seçilmiştir. Seçilen haberler, içerik analizi yöntemi kullanılarak planlama, uygulama, koruma ana kategorileri altında sınıflandırılmıştır. 1950-1990 yılları arasındaki dönem onar yıllık periyotlara ayrılarak incelenmiştir. Çalışma sonucunda, hangi mimarlık ve planlama faaliyetlerinin yerel basının gündeminde yer aldığı tespit edilmiş, en fazla haberi yapılan yapılar, caddeler, konut alanları gibi kentsel mekanlar belirlenmiştir.Publication Adaptive reuse as a strategy toward urban resilience(European Center Sustainable Development, 2016-01-01) Aytaç, Deniz Özge; Arslan, Tülin Vural; Durak, Selen; VURAL ARSLAN, TÜLİN; DURAK, SELEN; Uludağ Üniversitesi/ Mimarlık Fakültesi; AAH-2914-2021; AAH-1934-2021The significance of urban development has been realized again while acute shocks and chronic stresses (earthquake or unemployment) affect cities in a negative way. Therefore, urban resilience becomes more important for economic, environmental, and social sustainability of the built environment. There is a wide range of approaches to resilience in the literature such as ecological, engineering, and adaptive systems. Unlike others, adaptive resilience establishes a co-evolutionary interaction between actors (existing building) and the system (external effects) that leads to a continual process on their adjustment. In relation to cities, built environment is also under a constant change. As the advent of new technology has changed buildings' use, some of them have faced obsolescence in physical, economic, functional, technological, social, legal, and political ways. The importance of time-based design over form-based design thinking has come to the fore. However, existing obsolete buildings could gain new functions and contribute to urban resilience and sustainability through adaptive reuse method. The purpose of this study is to provide assessment criteria for existing buildings' adaptive reuse potential in the context of resilient cities. Thus, the research incorporates Holling's resilience cycle (1986) and Schmidt III et. al's building layers and time concept (2009) for resilient adaptive reuse strategies.Publication Architecture as a tool for community building in two different Islamic cultures: Case of Masjid Pathok Negoro and kulliye(European Center Sustainable Development, 2019-01-01) Lionar, Mario Lodeweik; Arslan, Tülin Vural; Durak, Selen; Lionar, Mario Lodeweik; VURAL ARSLAN, TÜLİN; DURAK, SELEN; Uludağ Üniversitesi/Mimarlık Fakültesi/Mimarlık Bölümü.; 0000-0002-6125-400X; AAH-2914-2021; AAH-1934-2021; GCC-5810-2022Masjid pathok negoro is a particular type of mosque found in Yogyakarta, Indonesia; while kiilliye is a type of Islamic building complex established in the Ottoman Period of Bursa in Anatolia (modern Turkey). Both of them are neighbourhood-scaled architectures which were built not only for religious purpose but also to develop the social environment around them.This paper aims to compare and to analyse the similarities as well as the differences between masjid pathok negoros in Yogyakarta, Indonesia, and the kalliyes in Bursa, Turkey. Both can be considered as architectures which act as tools for community building in each of their cultures. The main difference is that the kalliyes were used for the creation of new settlements in Ottoman Period of Bursa, while masjid pathok negoros were used for the enhancement of the already-established settlements in the Sultanate of Yogyakarta.Item Arkeolojik alanların korunması ve sunumunda mimari yaklaşımlar: Çağdaş yapının geçmişle diyaloğu(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-03-16) Çobaner, Bilgen; Durak, Selen; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Mimarlık Anabilim Dalı.Arkeolojik alan, tarih öncesinden günümüze kadar değişik çağların ve uygarlıkların kültür değerlerini temsil eden eser veya kalıntıların bulunduğu bölgelerdir. Rönesans Dönemi‟nde insanlar atalarını merak etmeye başlamıştır ve ören yerlerine ilgi artmıştır. Arkeolojik alanların korunması ve sunum yöntemleri bu sayede gelişmeye başlamıştır. Sit alanlarının korunması ve sunumunda mimari her zaman rol oynayan bir disiplin olmuştur. Koruma çatıları, müzeler ve arkeoparklar sit alanlarında yapılan başlıca müdahalelerdir. Arkeolojik alanlar ile çağdaş yapı arasında kurulan ilişki, sunum ve koruma yöntemleri açısından bazı durumlarda bağlama uygun olmayan tasarımlar yapılarak memnuniyet verici olmamıştır. Tez kapsamında arkeolojik alanların tanımından ve korunma yöntemlerinden; koruma kuruluşlarından ve aldığı kararlardan; ulusal gelişmelerden ve çıkarılan yasalardan bahsedilmiştir. Uluslar arası ve ulusal örnekler incelenerek, arkeolojik alan ile ilişki kuran çağdaş yapıların fiziksel müdahale türleri belirlenmiştir ve sınıflandırılarak açıklanmıştır. Bunlar arkeolojik sit alanlarına doğrudan fiziksel müdahalede bulunmayan yaklaşımlar, arkeolojik alanları bir senaryo dahilinde sunan yaklaşımlar, arkeolojik alanı mimarinin bir mekanı olarak sunan yaklaşımlar, arkeolojik alan ile diyalog kurma çabasında olmayan yaklaşımlardır. Bu çağdaş yapıların bağlamsal stratejileri incelenmiştir ve üç başlık altında sınıflandırılmıştır. Alan ile yeni yapı arasında kurulan diyalog, bu sınıflandırma içinde alt başlıklar oluşturularak açıklanmıştır. Bağlamsal stratejilerine göre yapılan sınıflandırma; arkeolojik alanı öne çıkaran tasarım yaklaşımları, alan ile birlikte var olan tasarım yaklaşımları, yeni yapıyı öne çıkaran tasarım yaklaşımları şeklindedir. Alan ile çağdaş yapı arasındaki diyalog; yapının kent içindeki silüet etkisi, yapı ve arkeolojik alan arasındaki mekansal ilişki, kullanıcıların yapı ile ilişkisi alt başlıkları içinde açıklanmıştır. Tezin sonuç bölümünde, arkeolojik alnlarda çağdaş yapı kriterleri iki başlık altında belirlenmiştir. Bunlar alan ile ilgili ve mimari tasarım kriterleridir . Bu örnekler çizelge 7‟de belirtilen “Arkeolojik alanlarda çağdaş yapı tasarım kriterleri”nde tartışılmıştır.Publication Assessment of factors influencing walkability in shopping streets of tourism cities: Case of Bursa, Turkey(Emerald Group Publishing Ltd, 2018-01-01) Arslan, Tülin Vural; Durak, Selen; Gebesce, Fatma Dizdar; Balçık, Belcin; VURAL ARSLAN, TÜLİN; DURAK, SELEN; Gebesce, Fatma Dizdar; Balçık, Belcin; Uludağ Üniversitesi/Mimarlık Fakültesi/Mimarlık Bölümü.; AAH-1934-2021; AAH-2914-2021; EXF-0709-2022; JKX-2982-2023Purpose The purpose of this paper is to identify the principal factors affecting walkability from the viewpoint of the inhabitants of Bursa. It is intended to discover whether inhabitants' conception of factors affecting walkability complies with the factors identified by the authors in regard to literature review.Design/methodology/approach Based on several studies about influencing parameters of walkability, three main factors - spatial, social, economic - can be specified affecting the desire to walk by the user. In the content of this study, a conceptual model is developed for the assessment of factors influencing walkability. In this study, two different analysis methods are applied: qualitative approach: observation survey; and quantitative approach: questionnaire survey. By utilizing the conceptual model, a questionnaire is prepared and applied to 200 pedestrians in three streets. Moreover, the questionnaire items were factor analyzed to explore the principal factors affecting walkability from the viewpoint of the inhabitants of Bursa.Findings In the literature review part, the factors affecting walkability are defined as accessibility, comfort and use, environmental aesthetics, safety and security and connectivity. However, as a result of the survey applied to pedestrians in Bursa, it has been revealed that the most important factors are Accessibility, Comfort and Use, Traffic Safety, Crime Security and Connectivity, excluding the factor Environmental Aesthetics.Originality/value There is a need for studies which assess the factors influencing the walkability in tourism cities in depth. Tourism potential in Bursa, Turkey, has raised since it has been inscribed as a World Heritage Site by UNESCO in 2014. Therefore, walkability became one of the important issues in urban planning decisions for the streets in the historic city center in policies of the local government. The studies that assess the factors influencing walkability and the satisfaction of the pedestrians will open up new visions for urban decision makers. Within the scope of this study, existing historic city center in Bursa has been analyzed in terms of walkability.Item Attaining SDG11: Can sustainability assessment tools be used for improved transformation of neighbourhoods in historic city centers?(Wiley, 2016-11) Aytaç, Deniz Özge; Arslan, Tülin Vural; Durak, Selen; Uludağ Üniversitesi/Mühendislik-Mimarlık Fakültesi/Mimarlık Bölümü.; AAH-2914-2021; AAH-1934-2021; 55628171000; 35766182900In coping with rapid urbanization resulting from increased urban growth, limited resources, and the threat of natural and man-made disasters, cities are being pressured to change. The United Nations created goals to address these issues, drafting the Millenium Development Goals (MDGs) in 2000 and the Sustainable Development Goals (SDGs) in 2015. Goal 11 of the SDGs addresses issues pertaining to urban development, and focuses on attaining safe, inclusive, resilient and sustainable cities. In order to monitor progress regarding SDG 11, there is a need for globally-identified and comparable indicators. The City Prosperity Index (CPI) has been recognized as a valuable tool in evaluating the social, economic and physical aspects of cities. However, the CPI is not sufficient in itself in translating information obtained through evaluation into information relevant to policy-making and planning at the neighbourhood level. Positive urban change can be achieved through improvements made to neighbourhoods, as the core units of cities. Many countries have developed several tools to assess neighbourhoods, applying various indicators to guide the planning process, in an effort to attain sustainability. Many Turkish cities are experiencing the negative effects of rapid urbanization. Within the scope of this study, three neighbourhoods in the historic urban core of Bursa in Turkey have been assessed through Leadership in Energy and Environmental Design Neighbourhood Pattern and Design (LEED-NPD) under LEED Neighbourhood Development (LEED-ND). By analyzing the existing conditions, this study aims to present the strengths and weaknesses of the case study area and establish a documental and informational base, in order to respond with a plan at the neighbourhood level.Item Bursa Muradiye Külliyesi türbelerinde gerçekleştirilen koruma ve onarım müdahalelerinin tarihsel arka planı(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024) Yeke, Saliha Tupal; Durak, Selen; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Mimarlık Anabilim Dalı.; 0000-0003-1232-4013Osmanlı Devleti’nin ilk başkenti Bursa’da inşa edilen külliyelerin sonuncusu olan ve içerisinde cami, medrese, imaret, hamam, sıbyan mektebi ve hanedan üyelerine ait on üç türbe barındıran Muradiye Külliyesi, insanlık tarihinin önemli aşamalarını gösteren bir mimari bütün olma özelliğiyle, 2014 yılında Bursa’da yer alan diğer sultan külliyeleri, Hanlar bölgesi ve Cumalıkızık Köyü ile UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne dahil edilmiştir. Muradiye Külliyesi Bursa’nın ilk yerleşim yeri olan Hisar’ın kuzey batısında yer almaktadır. Külliye, Osmanlı İmparatorluğu hanedan üyelerinin, külliye inşasından sonraki yıllarda da bu alan içerisine gömülmeye devam edilmiş olmaları sebebiyle, hanedanın atalarına olan bağlılığının simgesi niteliğindedir. Bu çalışmada Bursa Muradiye Külliyesi’nde yer alan türbelerde gerçekleştirilen koruma ve onarım çalışmalarının tarihsel arka planının incelenmesi hedeflenmiştir. Arşiv belgelerinde yapılan analizler sonucu belirlenen 1844-1851, 1855-1867, 1947-1962 ve2012-2015 yılları arasında gerçekleştirilen onarımlar dört ana dönemde ele alınarak açıklanmıştır. Onarım süreçleri ve gerçekleştirilen müdahalelerin yapılara etkileri kapsamında koruma kuramına bakış açısının zaman içerisinde geçirdiği değişim açıklanmıştır. Onarım çalışmalarında belirlenen dört dönem için farklı koruma yaklaşımların olduğu anlaşılmıştır. On dokuzuncu yüzyılda gerçekleştirilen onarımlarda dönemin mimari akımlarındaki üslup özelliklerinin onarım gören eserlerde de uygulandığı tespit edilmiştir. Yirminci yüzyıldan itibaren onarımlarda üslup birliği yaklaşımı benimsendiği, yapının önceki dönemlerde gerçekleştirilen müdahalelerden arındırıldığı belirlenmiştir. Külliye içerisinde dört türbe seçilerek, bu yapıların duvarlarında, tonozlarında, kubbelerinde, giriş saçaklarında, kalem işi ve çini bezemelerinde gerçekleştirilen müdahaleler yazılı ve görsel belgeler ışığında irdelenmiştir. Yapılan tespitler, koruma ve onarım müdahalelerini gerçekleştiren kurum ve kişilerin koruma kavramına yaklaşımlarıyla birlikte değerlendirilmiştir. Hazırlanan bu tez çalışması ile, benzer çalışmalara özgün bir kaynak oluşturmak amaçlanmaktadır.Item Bursa'da Erken Osmanlı Dönemi sultan külliyelerinin kentsel ve mimari ayırt edici özelliklerinin karşılaştırmalı analizi(Uludağ Üniversitesi, 2016-07-07) Durak, Selen; Vural Arslan, Tülin; Sağlık, Hatice Ceren; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Mimarlık Anabilim Dalı.Erken dönem külliye mimarisinin sahip olduğu yapı türlerinin gelişimi, özgün mimari biçimlenişleri, kentle olan ilişkileri ve kente kattıkları anlam bağlamında, Bursa'da Erken Osmanlı Dönemine ait beş sultan külliyesinin kentsel ve mimari açıdan karşılaştırmalı olarak analiz edildiği bir tez çalışmasının daha önce yapılmamış olması bu tezin çıkış noktasıdır. Tez çalışmasında, Osmanlı Kenti ve Osmanlı Külliyesi olarak iki tanımlama öne çıkmaktadır. Bu nedenle tez kapsamında ikinci ve üçüncü bölümler bu iki tanımın tarihçesi ve gelişimi hakkında bilgi vermek üzere oluşturulmuştur. Giriş bölümünden sonra gelen ikinci bölümde; kentlerin oluşumu ve gelişimi, Erken Osmanlı kentinin; endüstri öncesi kent ve İslam kenti modelleri üzerinden değerlendirilmesi yapılmış ve Erken Osmanlı kentini oluşturan unsurlara kısaca değinilmiştir. Üçüncü bölümde külliyelerin Anadolu'da ve Anadolu sınırları dışında ortaya çıkışı ve gelişimi üzerine yoğunlaşılmıştır. Tezin ana konusu olan Erken Osmanlı Dönemi Bursa Sultan Külliyeleri hakkında tezin dördüncü bölümünde genel bilgiler verilmiş, tezin beşinci bölümünde ise edinilen bu bilgiler üzerinden kentsel ve mimari bağlamda karşılaştırmalı analiz yapılmıştır. Karşılaştırma kısmı; külliyenin konumunun neye göre belirlendiğini ve yakın çevresi için önemini vurgulayan 'Yer Seçimi Kriterleri', her bir yapı tipolojisinin külliyeler arasındaki farklılığını ortaya koymayı amaçlayan 'Ayırt Edici Mimari Özellikleri', külliye içerisindeki birimlerin hem birbiri ile hem de yakın çevresiyle olan ilişkilerini irdeleyen 'Kentsel Dokuda Mekansal Etkilerinin Analizi' ve külliyelerin kentin gelişimindeki yerinin Bursa kenti ölçeğinde irdelendiği 'Sultan Külliyelerinin Kentin Gelişimine Katkısı' başlıklarından oluşmaktadır. Tezin sonuç bölümünde ise, karşılaştırmalar bölümünde belirlenen kriterlere göre elde edilen veriler değerlendirilmiştir.Item Bursa’da kadın mimar olmak: Serbest mimarlık pratiğinde kadın mimarların yeri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023) Demir, Ezgi; Durak, Selen; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Mimarlık Anabilim Dalı.; 0000-0002-5929-8855Kadınlar, geçmişten günümüze mimariyi hem ideolojik hem de fonksiyonel olaraketkileyerek yapılı çevrenin oluşumuna katkıda bulunmuşlardır. Toplumların kadınabakış açıları, kadınların toplumsal hayata katılımı, bir meslek icra etmeleri konusundakiyaklaşımlar kültürel olarak farklılıklar içermektedir. Dünya genelinde mimarlıkalanında erkeklerin baskın ve söz sahibi olduğu bir çalışma ortamının hakim olduğugörülmektedir. Bu eril yapının baskısı altında çalışmalarını devam ettiren kadınlar,meslek hayatlarında çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Batı'da mimarlıkmeslek alanında kadınların söz sahibi olmaya başlaması mimarlık okullarınınyaygınlaşmaya başladığı 19. yüzyılın sonları ile eş zamanlı olsa da mimarlık eğitimialabilen kadın sayısı çok azdır. Türkiye'de ise kadınların mimarlık meslek alanında aktifolarak görülmesi Sanayi-i Nefise Mektebi'nden Leman Cevat Tomsu ve Münevver Belen Gözeler'in 1934 yılında mezun olması ile başlamıştır. Bu yıllardan itibaren Türkkentlerinin gelişiminde kadınlar da görev almışlardır.Tez çalışmasının amacı, Bursa'nın 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren kentselgelişiminde etkili olan kadın mimarları, yapılı çevreye etkileri üzerindendeğerlendirmektir. Çalışma kapsamında, Bursa Mimarlar Odası'na kayıtlı olup, 2022yılında büro tescil belgesi olan, serbest mimarlık pratiği içerisinde 10 yıl ve üzerideneyime sahip kadın mimarlarla sözlü görüşmeler planlanmıştır. Belirlenen kadınmimarlara açık uçlu sorular yöneltilmiştir. Katılımcılarla yapılan sözlü görüşmelerkatılımcıların bilgileri dahilinde kayıt altına alınmıştır. Elde edilen kayıtların dökümüyapıldıktan sonra yazıya aktarılarak, katılımcılara geri gönderilmiş, katılımcıların onayıalınarak düzenlenmiştir. Çalışmanın sonucunda, kadın mimarların meslekideneyimlerine bağlı olarak geliştirmiş oldukları mimari tasarım yaklaşımları ile mezunoldukları eğitim kurumlarından almış oldukları formasyonun tasarım düşüncelerine yönvermedeki katkısı ortaya konularak, Bursa'nın kentsel ve mimari gelişimine müellifioldukları projeler ile yaptıkları etki gözlemlenmiştir.Item Erken dönem Osmanlı kentlerinden Bursa ve Üsküp'ün kentsel ve mimari gelişiminin 14. yüzyıldan günümüze karşılaştırmalı olarak incelenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2017-07-07) Gönül, Alper; Durak, Selen; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Mimarlık Tarihi Anabilim Dalı.Kentler, tanık oldukları tarihsel dönemlerin ve toplumların sosyal ve kültürel özelliklerini yansıtırlar. Bir yaşayış tarifledikleri gibi ev sahipliği yaptıkları toplumlardan da etkilenirler. Birbirine eş tarihsel dönemlerde aynı toplumlara ev sahipliği yapmış farklı coğrafyalar üzerinde kurulu kentler ortak mimari öğeler, karakterler ve dokular geliştirmişlerdir. Bursa ve Üsküp kentleri de Osmanlı'nın kuruluşuna tanıklık etmeleri ve 6 yüzyıl boyunca Osmanlı egemenliği altında kalmış olmaları sebebiyle benzer mimari özellikler göstermektedir. Bu bağlamda tarihsel süreç içerisinde kültürel ve geleneksel yaşam biçimi anlamında manevi bir köprü kurmuş Bursa ve Üsküp şehirleri tez kapsamında ele alınmış, bu şehirlerin kentsel ve mimari perspektifte ilişkisinin kurulması amaçlanmıştır. Çalışmanın giriş bölümünde Bursa ve Üsküp arasındaki bağlantıya vurgu yapan şiirler, görüşler ve etkinlikler ortaya konulmuş; Üsküp ve Bursa kenti/mimarisi ile ilişkili bazı kaynaklara değinilmiştir. Çalışmanın bütünü üç farklı tarihsel dönemden oluşmaktadır. Üzerinde durulan ilk dönem Bursa ve Üsküp'ün Osmanlı kent anlayışına bağlı olarak kentsel dokularını şekillendirdikleri Erken Osmanlı Dönemi'dir. Bu dönem içerisinde erken Osmanlı kentini oluşturan öğeler belirlenmiş, Bursa'daki kentsel gelişimin Üsküp üzerine etkileri haritalar ve görseller üzerinden ortaya konulmuştur. Bu zaman aralığını Osmanlı'da atılan yenilik adımlarına paralel olarak kentlerde köklü değişikliklere sebep olan Tanzimat Dönemi takip etmiştir. Tanzimat ile birlikte modernleşme hareketine de bağlı olarak Anadolu ve Rumeli şehirlerinde benzer değişimler gözlenmiştir. Osmanlı bütünündeki değişimin Bursa ve Üsküp özelinde nasıl gerçekleştiği tezin bu bölümünde belirtilmiştir. Son olarak da Bursa ve Üsküp'te Osmanlı egemenliğinin son bulduğu, kentsel ve mimari gelişimde birçok parametrenin devreye girdiği, iki şehrin birbirinden farklı bir yapılanmaya girdiği 20. Yüzyıl başlarından günümüze kadar olan süreç kent planlama deneyimleri ışığında irdelenmiştir. Çalışmanın bu bölümü iki kentin günümüzdeki durumuna referans verecek şekilde durum tespiti niteliği taşımaktadır. İki kentin tarihsel kronoloji içerisinde karşılaştırılmasına dayanan bu tez, iki şehir arasındaki kentsel ve mimari ilişkileri tablolar, haritalar ve eski fotoğraflar üzerinden tanımlamaktadır.Item Flood disaster vulnerability in informal settlements in Bursa, Turkey(Sage Publications, 2013-09) Atanur, Gül; Taş, Murat; Taş, Nilufer; Durak, Selen; Uludağ Üniversitesi/Mimarlık Fakültesi/Mimarlık Bölümü.; 0000-0002-3627-2011; 0000-0001-6152-5650; AAD-9995-2019; AAH-1934-2021; AAD-7812-2019; AAA-9179-2021; 16204189200; 16204352600; 35766182900In Turkey, as in many other nations, there have been many urban flood disasters in recent years, and the greatest impact has often been on informal settlements. This paper reports on interviews with households who were affected by two floods in 2010 in two settlements in Bursa. Interviewees discussed why they lived there, the main problems they experienced, the factors that increased flood damage, the measures they took after the floods to minimize future flood impacts, the costs they incurred and where responsibility for disaster mitigation/preparedness lay. The conclusions emphasize the need for far more attention to disaster risk reduction and to working with low-income communities to identify how best such disaster risk reduction can be planned and implemented.Publication Following traces of a public open space from 14th century: Bursa Orhan Gazi square in Turkey(European Center Sustainable Development, 2019-01-01) Satış, İmran; Durak, Selen; Arslan, Tülin Vural; Satış, İmran; DURAK, SELEN; VURAL ARSLAN, TÜLİN; Bursa Uludağ Üniversitesi/Mimarlık Fakültesi.; AAH-2914-2021; KHC-5639-2024; AAH-1934-2021In this study, the location, the significance and the physical and social changes of Orhan Gazi Square, which is one of the important public open spaces in Bursa, Turkey have been analyzed. It is aimed to reveal the phases that the square has experienced until it has reached today's practice of use. It is significant to uncover the historic traces of Orhan Gazi Square from past to present in order to understand its value and characteristics. By this research and evaluation, it is aimed to contribute to the projects in regard to the square to be developed in the future considering its physical and social sustainability. In order to support the claims given in the study, several maps showing the development of construction activities and the square during different periods have been reorganized through the use of existing maps. In addition, old photographs from several archives and photographs showing the actual condition of the square have been used. Although the idea of rearranging the Orhan Gazi Square has remained on the agenda, it is considered that there is no need to make any radical interventions in the square. The city dwellers' changing needs can be met with small-scale arrangements and changes to be made on site.Item Kars'ta Rus Dönemi'nde (1878-1918) inşa edilen yapıların cephe özelliklerinin analizi(Uludağ Üniversitesi, 2017) Türkan, Sait; Durak, Selen; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Mimarlık Anabilim Dalı.Kars, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sonrası imzalanan Berlin Antlaşması ile yaklaşık 40 yıl kadar Çarlık Rusyası hakimiyetinde kalmıştır. Bu dönemde Kars'ta askeri, idari, demografik, kültürel gibi birçok farklı alanda değişimler yaşanmıştır. Rus döneminde özellikle kentsel doku ve mimaride çok önemli gelişmeler olmuştur. Ruslar Kars Kalesi dibindeki eski yerleşim alanını olduğu gibi bırakıp, kentin güneyindeki düzlükte, ızgara sistemli yeni bir kent düzeni oluşturmuş ve bu alanda batılı tarzda yeni yapılar inşa etmişlerdir. Bugünkü kent dokusunun oluşmasında etkin role sahip olan Rus hakimiyeti döneminde, Baltık üslubunda inşa edilmiş yapılar işlev değişikliği sebebi ile birtakım değişimler geçirmiştir. Bu değişimler çoğunlukla yapıların plan düzeninde gerçekleşse de cephelerini de bir miktar etkilemiştir. Çalışmada yapıların özgün cephe özellikleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Giriş bölümünde çalışmanın amacı ve kapsamı, kaynak araştırması, çalışma alanıyla ilgili genel bilgiler ve çalışmanın yöntemi anlatılmış, ikinci bölümde Kars'ın Rus dönemine kadar olan tarihsel ve mimari gelişimi aktarılmıştır. Üçüncü bölümde Rus döneminde yaşanan gelişmelerle birlikte ortaya çıkan yeni kentleşme düzeni ve mimari ele alınmıştır. Çalışmanın dördüncü bölümünde ise Rus dönemi sivil mimarisine ait örneklerin cephe analizi yapılmış ve cephe özellikleri ortaya konulmuştur. Son bölümü oluşturan sonuç bölümünde, dördüncü bölümde elde edilen verilerin değerlendirmesi yapılmıştır.Item Klasik Osmanlı Dönemi Menzil Külliyesi örneği: Eskişehir Kurşunlu Külliyesi(Uludağ Üniversitesi, 2017) Yılmaz, Serap; Durak, Selen; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Mimarlık Anabilim Dalı.Külliyeler, İslam devletlerinde dini ve sosyal işlevlerin karşılandığı yapı toplulukları olarak önemli bir işleve sahip olmuştur. İslamiyet'in kabulünden sonra Türk devletlerinde de aynı önemi sürdürmüştür. Önceleri birbirine bitişik cami, medrese, ve kümbet gibi yapılardan oluşturulurken, özellikle Osmanlı döneminde planlamanın bilinçli olarak yapıldığı, yerleşimde yapıların birbirleri ile ilişkilerinin düşünülerek tasarlandığı bir organizasyon görülmektedir. Osmanlı kentlerinde kentin ana odağı olan ve kentin gelişimini yönlendiren külliyelerin yanı sıra, kentin dışında hac, posta, ticaret ve sefer yolları üzerinde yer alan menzil külliyeleri Osmanlı döneminde külliye mimarisinde önem kazanmıştır. Anadolu'da önemli yol ağları üzerinde yer alan, konaklama ve ticaret etkinliklerinin karşılanması amacıyla kurulan bu külliyelerin temel bileşenlerini cami, imaret, han ve hamam oluşturmaktadır. Menzil külliyeleri, ilerleyen dönemlerde oluşan yeni yerleşim yerlerinin odağını oluşturması açısından önem kazanan mimari örgütlenmelerdir. Bu tezin amacı; Osmanlı karayolu ulaşım sistemi içerisinde Anadolu ve Rumeli Yol Şebekelerinin en işlek güzergahları üzerinde yer alan menzil külliyelerinin sınıflandırılması ve karşılaştırmalı olarak analiz edilmesidir. Bu kapsamda, 16. yüzyılda bir menzil külliyesi olarak inşa edilmiş olan ve günümüzde Eskişehir'in Odunpazarı semtinde bulunan Kurşunlu Külliyesinin bu sınıflandırma içindeki yeri açıklanmıştır. Kurşunlu Külliyesi'nin yapı programı kapsamında cami, sıbyan mektebi, medrese, tabhane, imaret, aşevi ve kervansaray bulunmaktadır. Çalışma kapsamında, külliyenin kuruluşu, gelişimi ile külliyeye ait yapıların mimari özellikleri analiz edilmiştir.Item Bir modernleşme projesi olarak Anadolu'da demiryolları ve Bursa-Mudanya Demiryolu hattı(Uludağ Üniversitesi, 2003-08-06) Durak, Selen; Dostoğlu, Neslihan; Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Mimarlık Anabilim Dalı.Çalışmada Anadolu'da demiryolu hatlarının yapımı modernleşme projesi kapsamında ele alınmış, Bursa-Mudanya demiryolu hattının bu hatlar içindeki yeri ve önemi araştırılmıştır. Ayrıca, Anadolu'daki ve Bursa'daki demiryolu gar ve istasyon binalarının mimari özellikleri incelenmiştir. Bu binalar tipolojik analiz yöntemi ile sınıflandırılmış, Bursa'daki gar ve istasyon binalarının bu sınıflandırma içindeki yeri tartışılmıştır. Çalışma, 19. yüzyılın ikinci yansından 20. yüzyılın ikinci yansına kadar olan Osmanlı İmparatorluğu ve Cumhuriyet dönemlerini kapsamaktadır. "Giriş" bölümünde çalışmanın amaçlan, kapsamı, kullanılan yöntemler, çalışmanın temelindeki sorun ile bilimsel araştırmalara katkısı açıklanmıştır. Çalışmanın "Kuramsal Bilgiler" bölümünde dört alt başlık bulunmaktadır. "Kent ve Kentleşme" bölümünde, bu kavramların tanımı yapılmış, kentlerin ortaya çıkışını irdeleyen kuramlar ile kentleşme hareketlerine yol açan nedenler anlatılmıştır. "Kent Planlama" bölümünde, bu kavramın tanımı yapıldıktan sonra dünyada kent planlamasının gelişim süreci açıklanmış, Osmanlı İmparatorluğu ve Cumhuriyet dönemlerinde Anadolu'da ve Bursa'da kent planlamasının gelişimi incelenmiştir. "Kentin Gelişiminde Ulaşımın Rolü" bölümünde, ulaşımın tanımı yapıldıktan sonra, dünyada toplu taşıma araçlarının gelişimi anlatılmış, Osmanlı İmparatorluğu ve Cumhuriyet dönemlerinde Anadolu kentlerinin ve Bursa'nın ulaşım yapısı modernleşme projesi kapsamında ele alınmıştır. "Demiryollarının Tarihsel Gelişimi" bölümünde, dünyada demiryolu yapım süreci anlatılmış, dünyada demiryolu ulaşımı alanındaki gelişmelerin Osmanlı İmparatorluğu ve Cumhuriyet dönemlerinde Anadolu'daki ve Bursa'daki ulaşım yapısı üzerindeki etkisi açıklanmıştır. Çalışmanın "Materyal ve Yöntem" bölümünde iki alt başlık bulunmaktadır. "Demiryolu Mimarisinin Gelişimi" bölümünde dünyada demiryolu istasyon binalarının mimarisi anlatılmış, Anadolu'daki ve Bursa'daki gar ve istasyon binalarının ortak mimari özellikleri değerlendirilmiştir. "Tipolojik Analiz Yöntemi ile Anadolu'daki ve Bursa'daki Gar ve İstasyon Binalarının Mimari Özelliklerinin İncelenmesi" bölümünde ise tipolojik sınıflandırma çalışmasının bir değerlendirmesi yapılmıştır. "Araştırma Sonuçlan ve Tartışma" bölümünde ise "Giriş" bölümünde belirlenen amaçlara ait sonuçlar ve ileride bu konu ile ilgili yapılması hedeflenen çalışmalara ilişkin öneriler yer almıştır.Item Osmanlı batılılaşma döneminde konut mimarisinde süsleme: Halep ve Gaziantep örnekleri(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-12-12) Acam, Büşra; Durak, Selen; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Mimarlık Anabilim Dalı.; 0000-0003-3845-406XTarih öncesi çağlardan itibaren günümüze kadar insanoğlunun yaşadığı mekanları biçimlendirirken severek uyguladığı süsleme, kimliğinin, kültürünün ve yaşam biçiminin önemli sembollerinden biri olmuştur. Yaşam mekanını oluşturan yüzeylerde kullanılan süsleme teknikleri mimarinin estetik unsurlarından birisi olarak dünyanın çeşitli bölgelerinde değişik dönemlere göre değişen farklı üslûp ve teknik özellikler göstermektedir. Türk İslam sanatının gelişimine bağlı olarak Osmanlı sivil mimarisi içerisinde konutlarda kullanılan süsleme anlayışı 19. yüzyılda Batılılaşma etkisi ile değişim göstermiştir. Bu değişim, imparatorluk merkezi İstanbul'dan başlayarak farklı kentlere de yansımıştır. Bu tez kapsamında benzer özellikler taşıması nedeni ile ele alınan örnekler 19. yüzyıl batılılaşma etkilerinin görüldüğü Anadolu'da Gaziantep ve Ortadoğu'da Halep kentlerinde yer alan konut örnekleridir. Bu kentlerde sıklıkla taş bezeme, ahşap oyma motifleri ve duvar resimleri iç mekan tasarımının ana öğeleri olarak kullanılmışlardır. Bu tez kapsamında süslemenin konut mimarisindeki yeri ve önemi, Ortadoğu'daki süsleme geleneğinin Halep konutlarına etkisi ve Türk İslam süsleme sanatının Gaziantep konutlarına etkisi araştırılmıştır. Gaziantep’te konut süslemesi açısından öne çıkan örnekler Abdülkadir Kimya Evi ile Göğüş Evi’dir. Osmanlı İmparatorluğu’nun bir parçası olarak, yerel Halep mimarları ve zanaatkârları, tekniklerini ve kültürlerini mimari eserlerine aktarmışlardır. Özellikle 19. yüzyılda inşa edilen konutlarda Osmanlı Batılılaşma Dönemi etkisi ile çeşitli süsleme teknikleri kullanılmıştır. Bu konutlardan öne çıkanlar Gazali Evi ile Açıkbaş Evi’dir. 2012 yılından itibaren Suriye'nin mimari mirasının çoğu savaş nedeniyle yok edilmiştir. Halep'te, şehrin hem eski hem de modern bölgelerindeki kayıplar artmış ve birçok geleneksel konut hasar görmüştür. Gazali ve Açıkbaş Evi de büyük hasar almıştır. Bu nedenle Halep’te ele alınan konutlarda kullanılan süslemeler kaynaklardan aktarılmıştır. Gaziantep’te ele alınan konutlarda kullanılan süslemeler fotoğraflanarak belgelenmiştir. Osmanlı konut mimarisine ait özgün süsleme geleneğinin gelecek nesillere aktarılabilmesi amacı gözönünde bulundurulmuştur.Item Osmanlı Döneminde Trabzon kentinde camiye dönüştürülen kilise yapılarının değişiminin mimari analizi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-01-17) Koç, Zeynep Demir; Durak, Selen; Bursa Uludağ Üniversitesi/Fen Bilimleri Enstitüsü/Mimarlık Anabilim Dalı.; 0000-0002-9947-0103; 0000-0001-7499-8246Kentler tarihsel süreçte farklı din ve kültürlere sahip toplumlarca yönetilir. Kentte yaşayan veya kente getirilen nüfus farklı inançlara sahiptir. Demografik yapının değişimine bağlı olarak yerleşim alanlarında da farklılıklar oluşur. Mevcut dini yapılarda kendi ibadetlerini gerçekleştirebilmek için mekânsal olarak değişiklikler yapmışlardır. Trabzon kentinde fetih ve iskân politikasına bağlı olarak Fatih Sultan Mehmet, 1461’de Trabzon’u Osmanlı topraklarına kattıktan sonra hâkimiyeti sağlamak için kentin en büyük kilisesi olan Panagia Chrysocephalos Kilisesi’ni camiye çevirmiştir. Anadolu’dan getirilen aileler kale çevresine ve Ortahisar Mahallesine yerleştirilirken, Hristiyan nüfus sur dışında kalmıştır. Zamanla Hristiyan mahalleleri de değişen demografik yapıyla birlikte Müslüman mahallerine dönüşmüştür. Yeni kurulan mahalleler de ihtiyaç duyulan dini mekanlar inşa edilirken, fetih öncesinde Hristiyan nüfusun yaşadığı mahallelerdeki dini yapılar kilise ya da şapelden camiye çevrilmiştir. Bu çalışmanın amacı, Trabzon’un Osmanlı hakimiyetine girdikten sonra değişen demografik yapının kent mekânına yansımasını ve Osmanlı Dönemi’nde dini yapıların işlev değişikliğine uğrayarak yeniden kullanımındaki değişiklikleri tespit etmektir. 1461’den sonra 1665 yılına kadar 7 adet kilise camiye çevrilmiştir. Bunlar, Panagia Chrysocephalos Kilisesi (Cami-i Atik, Ortahisar Fatih Cami), St. Eugenios Kilisesi (Cami-i Cedid, Yeni Cuma), Kemerkaya Şapeli (Mescid-i Sarmaşık, Kemerkaya Sarmaşıklı Cami), St. Sophia Kilisesi (Cami-i Ayasofya, Ayasofya Cami), St. Andrea Kilisesi (Molla Siyah Cami), Kindinar Mahallesi Şapeli (Fatih Küçük Cami), St. Philip Kilisesi’dir (Kudrettin Cami). Çalışma kapsamında, tarihi süreçte dini yapıların dönüşüm süreçleri ve yapılan değişiklikler hakkında literatür araştırılması yapılmıştır. Haritalar üzerinden dini yapıların yerleri belirlenip gösterimi yapılmıştır. Trabzon kentinde Hristiyan ve Müslüman nüfusun dini yapılar ve kente yansımaları araştırılmıştır. Belirlenen yapıların ilk yapıldıkları dönemdeki özgün mimarisi (kilise dönemi), değişim sürecindeki (cami dönemi) mimarisi ve günümüzdeki mimarisinin özelliklerinin ortaya çıkarılması amaçlanmıştır. Ortaya çıkarılan plan, kesit, cephe değişiklikleri ve diğer var olanlar değişiklikler tespit edilerek çizimlerle ve görsel materyallerle ifade edilmiştir.