Fen Bilimleri Yüksek Lisans Tezleri / Master Degree
Permanent URI for this collectionhttps://hdl.handle.net/11452/22
Browse
Browsing by Department "Biyosistem Mühendisliği Ana Bilim Dalı"
Now showing 1 - 20 of 79
- Results Per Page
- Sort Options
Item Alev uygulamasında görüntü işleminin domuz pıtrağına (Xanthium strumarium L.) kontrol oranlarının belirlenmesinde kullanabilirliği(Bursa Uludağ Üniversitesi) Sefil, Kadir Tayfun; Arslan, Selçuk; Fen Bilimler Enstitüsü; Biyosistem Mühendisliği Ana Bilim Dalı; 0000-0002-3129-086X; 0000-0003-4636-1234Bu araştırmanın amaçları, kontrollü ve tarla şartlarında domuz pıtrağına alev uygulamasının etkisinin belirlenmesi ve ayrıca biyolojik etkinliğinin belirlenmesinde görüntü işlemenin kullanılıp kullanılmayacağının ortaya konulmasıdır. Bunun için bir saksı ve bir tarla denemesi kurulmuştur. Domuz pıtrağının üç farklı büyüme döneminde beş farklı LPG dozu uygulanarak alev uygulaması yapılmış, uygulamadan sonraki 1, 7 ve 14. gündeki etkileri belirlenmiştir. Log-lojistik modeller kullanılarak doz-cevap eğrileri bulunmuştur. İkinci aşamada kontrollü ortamdaki domuz pıtraklarından alınan görüntüler işlenmiş ve alev uygulamaları sonucunda yabancı otların hangi düzeyde etkilendikleri belirlenmiştir. Analitik yöntemler ve görüntü işleme yöntemi karşılaştırılarak görüntü işlemenin yabacı ot kontrol oranını belirlemede doğru ve hızlı bir yöntem olup olamayacağı tartışılmıştır. Kontrollü ortamda 2-4, 6-8 ve 10-12 Y dönemlerinde %90 kontrol düzeyi için gerekli LPG dozları uygulamadan 14 gün sonrası için kuru maddeye göre 110, 121 ve 191 kg ha-1 iken tarla şartlarında bu değerler 73, 86 ve 124 kg ha-1 bulunmuştur. Görsel değerlendirmeler ise erken büyüme döneminde uygulanması gerekli bulunan gaz dozları çok daha düşük (30-40 kg ha-1) bulunmuştur. Görüntü işleme analizinde alev uygulanan domuz pıtraklarının kontrol otlarına göre hangi oranda kontrol edilebildiği araştırılmış ve %90 kontrol oranı için 2-4, 6-8 ve 10-12 Y dönemlerinde sırasıyla 30, 90 ve 94 kg ha-1 yeterli bulunmuştur. Görüntü işlemede yabancı ot gövdesinin etkisi yeterince hesaba katılamadığı için gerekli LPG dozları, kuru madde analizlerine göre çok daha düşük olmuştur. Ayrıca, görüntü işlemede yaprak örtüşmeleri ve kıvrılmaları nedeniyle yaprak alanı hesabında hata oranı yüksek çıkmıştır. Sonuç olarak, bu araştırmada kullanılan görüntü işleme yönteminin uygun olmadığı ve analitik yöntemler kadar doğru sonuç vermediği bulunmuştur.Item Arazi için yüzey enerji dengesi algoritması (SEBAL) ile gerçek evapotranspirasyonun belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-03-03) Can, Mücahid; Gündoğdu, Kemal Sulhi; Fen Bilimleri Enstitüsü; Biyosistem Mühendisliği Ana Bilim Dalı; 0000-0002-5466-350XTarımda su kullanımı bitkisel üretim için bir gereklilik olup, bitki su ihtiyacının yeterince ve verimli bir şekilde karşılanması için bitki su tüketiminin belirlenmesi gerekmektedir. Bitki su tüketimi sadece meteorolojik koşullara değil, aynı zamanda bitki çeşidine bağlı olarak değişmektedir. Havza düzeyinde sulama sistemlerinin planlanmasında uygun bitki su tüketimi hesaplama yöntemleri kullanılması işlemleri kolaylaştırmaktadır. Günümüzde nüfus artışı, sanayileşme ve en önemlisi iklim değişikliği beraberinde küresel ısınma sonucu suyun önemi daha da artmış, kullanım verimliliği ve performans ölçütleri önem kazanmıştır. Bu çalışma ile geniş alanlarda bitki su tüketimi ve biyokütle gibi önemli parametrelerin uydu teknolojisi ile belirlenmesi hedeflenmiştir. Bu amaçla, Arazi İçin Yüzey Enerji Dengesi Algoritması olan PySEBAL modeli kullanılmıştır. Modelin çalıştırılması ile referans evapotranspirasyon, bitki katsayısı, gerçek evapotranspirasyon, bitki vejetasyon indeksleri ve biyokütle üretimi verileri elde edilmiştir. Bu değerler iklim verileri ve tarla düzeyinde elde edilen sonuçlarla karşılaştırılmıştır. PySEBAL modeli gerçek evapotranspirasyonu %15-20 gibi hata ile hesaplayabilmiştir. İklim verileri ile hesaplama yöntemlerine göre çok daha hızlı ve az maliyetle sonuç veren uzaktan algılama tekniklerinin yakın gelecekte daha çok kullanılacağı düşünülmektedirItem Arazi toplulaştırma başarısının analizi: Kocaeli-Derince ilçesi Kaşıkçı mahallesi örneği(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-10-21) Türk, Metin; Aslan, Şerife Tülin Akkaya; Fen Bilimleri Enstitüsü; Biyosistem Mühendisliği Ana Bilim Dalı; 0000-0003-0689-6154Arazi toplulaştırması; tarımsal üretimin arttırılması amacıyla, tarım topraklarını en iyi şekilde kullanmayı hedeflemektedir. Arazi toplulaştırma çalışmalarında proje başarısını etkileyen birçok faktör vardır. Projede başarı kriterleri olarak görülen toplulaştırma oranı (TO), yeni toplulaştırma oranı değeri (YTO), toplulaştırma öncesi ve sonrası için işletme başına düşen parsel sayısı ve büyüklüklerindeki değişimler, parsel şekillerindeki değişimleri analiz etmek için şekil indeksi (SI), fraktal büyüklük indeksi (FD) ve çevre alan oranı (ÇAO) göstergeleri kullanılmaktadır. Parsel alanı - konum ilişkisinin değerlendirilmesinde alan - kuş uçuşu yol uzunluğu uygunluğu (KUYUU), parsel parçalılık durumunun değerlendirilmesinde ise Januszewski indeks (JI) ve Simmons indeks (Sİ) değerleri kullanılmaktadır. Bu çalışmada arazi toplulaştırması projelerindeki genel başarı seviyelerinin belirlenmesi amacıyla yukarıda bahsedilen kriterlerin kullanılabilirliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla Kocaeli İlinin, Derince İlçesi, Kaşıkçı Mahallesi’nde yapılmış olan arazi toplulaştırması (AT) projesi materyal olarak kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre arazi toplulaştırma öncesi ve sonrası için hesaplanan değerler optimum değerlere yaklaşmıştır. Çalışma sonucunda kullanılan tüm göstergelerin kolay hesaplanabilir ve hızlı yorumlanabilir olması nedeniyle, arazi toplulaştırması (AT) projelerinin başarı durumunu değerlendirmede kullanılabilir parametreler olduğu görülmektedir.Item Arazi toplulaştırma proje başarı kriterleri üzerine bir araştırma(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-05-07) Esen, Ali; Aslan, Şerife Tülin Akkaya; Fen Bilimleri Enstitüsü; Biyosistem Mühendisliği Ana Bilim DalıArazi toplulaştırma çalışmalarında proje başarısını etkileyen birçok unsur yer almaktadır. Proje başarısını doğrudan etkileyen ve en temel başarı kriteri olarak görülen toplulaştırma oranı (TO), buna ek olarak geliştirilmiş yeni toplulaştırma oranı değeri (YTO), toplulaştırma öncesi ve sonrası için işletme başına düşen parsel sayısı ve büyüklüklerindeki değişimler, parsel şekillerindeki değişimleri analiz etmek için şekil indeksi (SI), fraktal büyüklük indeksi (FD) ve çevre alan oranı (ÇAO) göstergeleri kullanılmaktadır. Parsel alanı - konum ilişkisinin değerlendirilmesinde alan - kuş uçuşu yol uzunluğu uygunluğu (KUYUU) formülüzasyonu, parsel parçalılık durumunun değerlendirilmesinde ise Januszewski indeks (JI) ve Simmons indeks (Sİ) değerleri kullanılmaktadır. Parsellerin toplulaştırma öncesi ve sonrası konumlarının çakışma durumunu sayısal olarak oransal bir biçimde ifade etmek için, parsel çakışma oranı (PÇO) hesaplanmaktadır. Bu çalışmada arazi toplulaştırması projelerindeki genel başarı düzeylerinin belirlenmesi amacıyla yukarıda sözü edilen kriterlerin kullanılabilirliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla Denizli'nin Tavas İlçesi 2. Kısım Altınova Mahallesi'nde yapılmış olan arazi toplulaştırma (AT) projesi materyal olarak kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre arazi toplulaştırma öncesi ve sonrası için hesaplanan değerler optimum değerlere yaklaşmıştır. Çalışma sonucunda kullanılan tüm göstergelerin kolay hesaplanabilir ve hızlı yorumlanabilir olması nedeniyle, AT projelerinin başarı durumunun değerlendirilmesinde kullanılabilecek parametreler olduğunu göstermektedir.Item Arazi toplulaştırma projelerinin arazi kullanım ve arazi örtüsü zamansal değişim üzerine etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023) Ertaş, Berfu; Kirmikil, Müge; Fen Bilimleri Enstitüsü; Biyosistem Mühendisliği Ana Bilim Dalı; 0000-0003-1857-2712Arazi toplulaştırma projeleri arazi parçalılığının ve dağınıklığının giderilmesi, şekillerinin düzeltilmesi, çiftçinin çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve diğer hizmetlerin araziye ulaştırılması gibi yapısal önlemlerin alınması bunun sonucunda da daha az zaman, daha az işgücü ve sermaye kullanımı sağlamak ve üretimde verimliliği arttırmak için yürütülen çalışmalardır. Tarımsal alanda verimliliği arttırmak için birçok ülkede arazi toplulaştırma projeleri gerçekleştirilmektedir. Ülkemizde arazi toplulaştırma çalışmaları bazı bölgelerde ve belirli içeriklerle yürütülmektedir. Bu çalışmaların yürütülmesi ve tamamlanması zor ve zaman alıcı bir süreçtedir. Uzaktan algılama (UA) teknolojisi ve coğrafi bilgi sistemleri (CBS) toplulaştırma projelerinde süreç yönetimi yönünden, bu alanda çalışma gerçekleştiren kullanıcılara hızlı ve kolay bir imkan sağlamaktadır. Arazi kullanım durumu ve arazi örtüsü zamansal değişimleri arazi toplulaştırma projelerinin planlama aşamasında önemli verilerdir. Uzaktan algılama teknikleriyle bu verilerin analiz edilebilmesi bu çalışmanın hedefini oluşturmaktadır. Çalışmada Google Earth Pro’dan elde edilen uydu görüntülerinden yararlanılarak Netcad/Analist teknolojisinin uzaktan algılama fonksiyonları ile Kocaeli-Derince İlçesi Tahtalı Mahallesi AT ve TİGH Projesi örneğinin proje sahası içerisindeki 1985-2010 ve 2022 yılları uydu görüntüleri kullanılarak arazi kullanım ve arazi örtüsü zamansal değişim üzerine etkisi analiz edilmiştir. Çalışmada iş akış modeli Netcad/Analist' in yeteneklerinden faydalanılarak oluşturulmuştur. Bu çalışmanın sonucunda elde edilen bilgiler ile arazi toplulaştırma öncesi ve sonrası arazi kullanım durumu ve arazi örtüsü zamansal değişim uzaktan algılama teknolojisi kullanılarak karşılaştırılmıştır. Böylece yeni proje alanlarında arazi toplulaştırma projelerinin olası etkileri ortaya konmaya çalışılmıştır.Item Arazi toplulaştırmasında istek öncelikli otomatik dağıtım modelinin performans değerlendirmesi(Uludağ Üniversitesi, 2014) Keskin, Bilge; Gündoğdu, Kemal Sulhi; Fen Bilimleri Enstitüsü; Biyosistem Mühendisliği Ana Bilim DalıGünümüzde mühendislik projelerine bilgisayar teknolojisinin katkısı küçümsenmeyecek boyuttadır. Arazi toplulaştırma çok sayıda verinin birlikte değerlendirilmesine gereksinim duyulan bir çalışmadır. Arazi toplulaştırma çalışmalarında otomasyonun arttırılması, özellikle projeleme aşamasında proje mühendisinin çalışma koşullarının iyileştirilmesine yardımcı olacaktır. Dağıtım planının hazırlanması aşaması, iki farklı şekilde planlanmaktadır. Bunlardan birincisi, tablolama yazılımı benzeri ekranda dağıtımın proje mühendisinin insiyatifine göre yapılması yani geleneksel planlama yöntemidir. İkinci ise belirlenen algoritmalar ile otomatik dağıtım planının hazırlanmasıdır. Bu çalışmada; otomatik dağıtım seçeneği olan NETTOP (8.5) modülü ile çeşitli firmalardan temin edilen projelerde farklı dağıtım faktörleri kullanılarak yapılan otomatik dağıtım sonuçları değerlendirilmiştir. Programın parsel konumlarını ve katılımcı isteklerini göz önünde bulundurarak yaptığı dağıtım sonuçlarına bakıldığında, % 100 dağıtımın gerçekleştiği bir çözüm üretmediği görülmüştür. Ayrıca ülkemizde mülakatlara yeteri kadar önem verilmediği, mülakat girişlerinin otomatik dağıtım için yeterli düzeyde olmadığı anlaşılmıştır.Item Ayçiçeği yetiştiriciliğinde alevleme tekniği ile yabancı ot mücadelesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-09-01) Özen, Ayşe; Arslan, Selçuk; Fen Bilimleri Enstitüsü; Biyosistem Mühendisliği Ana Bilim Dalı; 0000-0001-6275-6565Bu çalışmanın amacı, ayçiçeği yetiştiriciliğinde alev uygulamasının beş farklı yabancı ot ve ayçiçeği verimi üzerine etkilerinin belirlenmesidir. Bu etkilerin belirlenmesi için bir ayçiçeği tarlasında dokuz farklı uygulama ve bir kontrol parseli olacak şekilde toplam 10 muameleden oluşan bir deneme deseni oluşturulmuştur. İki farklı LPG dozu (75 kg/ha ve 60 kg/ha) ve üç farklı alev uygulaması yöntemi (sıra üzeri, sıra arası, yüzey) kullanılarak altı farklı alev uygulaması yapılmıştır. Bunlara ek olarak alev uygulaması ve çapalama ile yabancı ot mücadelesini karşılaştırmak amacıyla 2 farklı dozda (75 kg/ha ve 60 kg/ha) alev uygulaması ile birlikte çapalama ve yalnızca çapalama uygulaması olmak üzere üç uygulama yapılmıştır. Yabancı otlar üç farklı büyüme evrelerinde 4 tekrarlı olacak şekilde işaretlenmiştir. Yabancı otların alev uygulamasından etkilenme oranını belirlemek için uygulamadan sonra 1, 7 ve 14. günlerde görsel kontrol oranları belirlenmiştir. 14. gün sonunda işaretli yabancı otların kök, gövde ağırlık ve uzunlukları ölçülmüştür. 24 saat etüvde kurutulan yabancı otlar yaş ve kuru ağırlıkları karşılaştırılarak alevin yabancı ot üzerindeki etkisi ortaya koyulmuştur. Ayçiçeği üretimindeki verimi incelemek için hasat yapılan ayçiçeğinin tabla çapı, yüksekliği ve ürün kg ağırlığı ölçülerek alevle yabancı ot mücadelesinin verim üzerinde etkisi ölçülmüştür. Sonuç olarak en yüksek verim (244,59 kg/da) çapalama ve 60 kg/ha LPG dozunun entegre (T7) uygulamasında elde edilmiştir. Yabancı otlarla mücadelede alevleme uygulamasının etkisine bakıldığında genel olarak tüm yabancı otlarda 75 kg/ha sıra üzeri alev (T6) uygulamasında en etkili sonuçlar elde edilmiştir.Item Azerbaycan Şemkir Bölgesi'ndeki seraların yapısal durumu ve geliştirme olanakları(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-09-16) Mehdiyev, Kamran; Yaslıoğlu, Erkan; Fen Bilimleri Enstitüsü; Biyosistem Mühendisliği Ana Bilim Dalı; 0000-0002-0327-7975Azerbaycan'da örtüaltı üretim alanlarında 2001-2016 yılları arasında önemli artışlar olmuştur. 2001 yılında Azerbaycan'da örtüaltı üretim 7,610 dekar iken 2016 yılında %285 artarak 21,650 dekar olmuştur. Azerbaycan'da örtüaltı üretimin büyük çoğunluğu seralardan oluşmaktadır. Bu seralarda genellikle sebze üretilmektedir. 2001 yılında üretilen sebze miktarı 20,154 ton iken 2016 yılında % 464 artarak 94,583 ton olmuştur. Şemkir bölgesindeki seraların kapladığı toplam alan Azerbaycandaki seraların kapladığı toplam alanın %33,8’ni (7,310 da) kaplamaktadır. Şemkir bölgesindeki seralardan elde edilen üretim Azerbaycan toplam sera üretiminin % 21’ini (19,590 ton) oluşturmaktadır. Bu çalışmada, Şemkir bölgesindeki plastik örtülü seraların teknik ve yapısal yönden incelenerek mevcut durumlarının ve yapısal sorunlarının belirlenmesi ve bu sorunların çözümüne yönelik önerilerin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Araştırma yöresinde seracılık yapan işletmelerdeki sera büyüklükleri, tipleri ve örtü malzemeleriyle ilgili bilgiler istatiksel verilerden yararlanılarak elde edilmiştir. Araştırma, seracılığın yoğun olarak yapıldığı Şemkir bölgesindeki sera işletmelerinde 2018 yılı Nisan ayında anket uygulaması ve gerekli incelemelerin yerinde yapılması biçiminde yürütülmüştür. Anket çalışmasının yöreyi temsil edebilmesi amacıyla, Şemkir bölgesindeki 4 farklı köyde toplam olarak 21 adet serada anket çalışması yürütülmüştür. Anket çalışması ile yöredeki seralarda yapılan bitki üretimi, seraların yapısal özellikleri, planlama kriterleri, sera içi çevre koşullarının yeterliliği ve sera işletmelerinin araştırma konusuyla ilgili sorunları hakkında bilgi edinilmiştir. Çalışmanın sonunda, incelenen üretim seralarında çevre koşullarının denetiminde önemli rol oynayan havalandırma, ısıtma ve soğutma sistemlerinin yetersiz olduğu gözlenilmiştir. Bu yüzden, Şemkir bölgesindeki seraların modern görünümlü seralar olmadığı sonucuna varılmıştır.Item Azerbaycan'ın Bakü ili ve çevresinde faaliyet gösteren süt sığırı işletmelerinin yapısal durumu ve geliştirme olanakları(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-10-25) Alakbarov, Aydın; Kılıç, İlker; Fen Bilimleri Enstitüsü; Biyosistem Mühendisliği Ana Bilim Dalı; 0000-0002-6864-3606; 0000-0003-0087-6718Günümüzde yapılmakta olan süt sığır işletmeciliğinde, hayvanların sağlığı, çevre temizliği ve işletmenin kazancı açısından modern süt sığırcılığı tercih edilmektedir. Bu çalışmada, Azerbaycan’ın Bakü ilinde süt sığırcılığı yapan büyük baş hayvan barınaklarının yapısal ve teknik özellikleri, gübre yönetimi, barınaklarda bulunan büyük baş hayvan sayısı, günlük süt verimi, işletmelerdeki işçi varlığı, barınak sahiplerinin iş deneyimleri ve eğitim durumları ile barınakların geliştirilme olanakları incelenmiştir. Araştırma materyali, Bakü ili ve çevresinde yer alan 50 adet büyük baş hayvan barınağından oluşmaktadır. Araştırılan işletmelerin sahipleriyle yüz yüze görüşülerek anket ve barınaklarda gözlem yapılmıştır. İşletme sahiplerinin %30’unun lisans eğitimi, %14’ünün meslek lisesi, %38’inin ortaokul mezunu ve %18’inin eğitimsiz olduğu belirlenmiştir. İşletme sahiplerinin 0-40 yaş arası %22, 41-50 yaş arası %34, 51-60 yaş arası %28, 61 yaş ve üstü %16 oranında olduğu gözlemlenmiştir. Araştırılan barınakların %22’si serbest duraklı, %46’sı yarı kapalı ve %32’si serbest açık sisteme sahiptir. İşletmelerin %56’sı sadece süt sığırcılığı, %44’ü aynı zamanda et üretimi faaliyeti yapmaktadır. Barınakların %82’inde gübre deposu ve %92’inde sağım odası bulunmamaktadır. Sağım %42 oranda makine ile yapıldığı ve işletmelere göre hayvan başına düşen günlük süt miktarının 5-25 l arasında değiştiği gözlemlenmiştir. İşletmelerin %18’i elde olunan sütü işleyerek satıldığı belirlenmiştir. Çalışma sonunda işletmelerin bir ikisinin dışında çoğunun yapısal açıdan uygun olmadığı, verimli inek ırklarının kullanılmasına rağmen süt veriminin düşük olduğu gözlenmiştir. Bu kapsamda çalışma sonucunda hayvan isteklerini karşılayacak modern bir barınak tasarımı yapılmıştır.Item Balıkesir-Susurluk ilçesi şartlarında sera ısı gereksinimlerinin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-03-22) Göçer, İsmail; Yaslıoğlu, Erkan; Fen Bilimleri Enstitüsü; Biyosistem Mühendisliği Ana Bilim Dalı; 0000-0003-2603-3057Ürünlerin yetişme süreleri boyunca istedikleri iklim koşullarını en iyi şekilde sağlayan kontrollü üretim ortamlarına sera denir. Sıcaklığın düşük olduğu zamanlarda, sera içerisindeki ürünlerin gelişmesi için gerekli olan sıcaklık değerlerinin korunmasında mutlaka seraların ısıtılması gereklidir. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü yayınlarından ulaşılan veriler çerçevesinde, ülkemizde Balıkesir ve çevresi, günlük ortalama güneşlenme süresi ile güneş ışınımının yoğunluğu açısından ilk sıralarda yer alan ilimizdir. Bu bakımdan Balıkesir ve ilçelerinde örtü altı ziraatının ekonomik olarak yapılabileceği düşünülebilir. Bu tez çalışmasında, Susurluk ilçesindeki çalışma yapılan seranın ve bölgeye uyumlu olan sera örneklerinin ısı gereksinimleri hesaplanarak, sera modelleri için öneriler sunulmuştur. Bu amaç doğrultusunda seralarda çoğunlukla kullanılan 3 farklı örtü malzemesi ele alınmış ve sera içi sıcaklığın 10°C ve 20°C olması halindeki ısı gereksinimleri ile yakıt giderleri belirlenmiştir. Hesaplamalar neticesinde, seralarda çift katlı Polietilen plastik örtülerin kullanılması durumunda seralardaki ısı ihtiyacının en az olduğu görülmüştür. Bununla birlikte, bölgenin iklim şartlarının örtü altı ziraatına uygunluğu tespit edilmiştir. İthal Sibirya Kömürü ile Linyit Kömürünün seraların ısıtılması için kullanılması durumunda örtü altı yetiştiriciliğin ekonomik olarak yapılabileceğini göstermiştiItem Boyalıca pompaj sulamasında sulama performansının değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022) Chote, Barke Hussein; Kuşçu, Hayrettin; Fen Bilimleri Enstitüsü; Biyosistem Mühendisliği Ana Bilim Dalı; 0000-0002-2493-8824Bu çalışma, Bursa İznik ilinde yer alan, Boyalıca Pompaj Sulamasının 2016-2020 yılları arasındaki performansını değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. Çalışma alanı 4035 ha tarım arazisine sahiptir. İznik Ova Köyleri Sulama Birliği, Devlet Su İşleri I. Bölge Müdürlüğü’nce işletmeye açılan Boyalıca Pompaj Sulaması tesislerini işletmek üzere 2004 tarihinde yönetimi devralmıştır. Performans değerlendirmesinde Sulama ve Drenajda Uluslararası Teknoloji ve Araştırma Programı (IPTRID) tarafından tavsiye edilen su kullanım etkinliği, finansal etkinlik ve tarımsal üretim etkinliği olmak üzere üç ana başlık halinde bir gösterge seti kullanılmıştır. Su kullanım etkinliği göstergeleri ortalama sonuçlarına göre, sulama oranı %63,2, yıllık su sağlama oranı 0,71, sulanan birim alana iletilen yıllık sulama suyu miktarı 7317 m3 ha-1, sulama birim alanına iletilen yıllık sulama suyu miktarı 4644 m3 ha-1 olarak belirlenmiştir. Elde edilen sonuçlar su kullanım etkinliği açısından sulama şebekesinin yetersiz olduğunu göstermektedir. Finansal etkinlik açısından ortalama sonuçlar incelediğinde, bakım masrafının gelire oranı %47, tahsilat oranı %95,5, birim alana düşen toplam işletme–bakım–yönetim masrafı 752 TL ha-1, kullanıcılara iletilen toplam sulama suyuna karşılık elde edilen ortalama gelir 0,22 TL m-3 olarak bulunmuştur. Çalışma sahasında masrafların karşılanma oranı %46,7 olup mevzuatta belirtilen limitlere yakın (en az %30) bir harcama yapıldığı görülmektedir. Bu sonuçlar, Boyalıca pompaj sulamasında gelirin giderden fazla olduğunu ve tahsilatın işletme ve bakım masraflarını karşılamaya yeterli olduğunu göstermektedir. Tarımsal üretim etkinliği ortalama sonuçlarına göre, sulama alanı eşdeğer brüt üretim değeri 3859,24$ ha-1, fiilen sulanan alan eşdeğer brüt üretim değeri 6088,1 $ ha-1ve saptırılan birim sulama suyuna karşılık eşdeğer brüt üretim değeri ise 0,86$ m-3 olarak saptanmıştır.Item Bursa bölgesinde armut muhafazası için uygun soğuk hava depo tasarımının geliştirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-10-25) Şekerci, Eray; Kılıç, İlker; Fen Bilimleri Enstitüsü; Biyosistem Mühendisliği Ana Bilim Dalı; 0000-0002-1280-0545; 0000-0003-0087-6718Bu çalışmada, Bursa Bölgesi iklim koşullarına uygun armut muhafazası için kullanılacak farklı kapasitelerde soğuk hava deposu tasarımlarının yapılması amaçlanmıştır. Çalışmada farklı yapı malzemesi seçenekleri arasında MPL bilgisayar yazılımı kullanılarak optimizasyon yapılarak en uygun yapı malzemesi seçimi yapılmıştır. Bursa ilinde armut depolama amaçlı oluşturulan alternatif soğuk hava depoları arasında özellik bakımından kontrollü atmosfer soğutma sistemine sahip 50 ton kapasiteli, çelik çatı ve prefabrik betonarme taşıyıcı sistemli, briket yapı malzemesine sahip duvar ve asma tavanın kullanıldığı soğuk hava deposu olduğu belirlenmiştir.Item Bursa bölgesinde Avrupa Birliği Kırsal Kalkınma Programı (IPARD) destekli kırsal turizm projelerinin değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-09-30) Ölmez, Bilal; Şimşek, Ercan; Fen Bilimleri Enstitüsü; Biyosistem Mühendisliği Ana Bilim Dalı; 0000-0002-4540-8873Kırsal kalkınma, ülkelerin gelişmesinde ve sosyo-ekonomik yapısında önemli bir yere sahiptir. Kırsal kalkınmanın önemli kavramlarından biri olan “Kırsal Turizm” coğrafi, sosyo-kültürel, doğal zenginlikler ve tarihi açıdan birçok etmeni ile kalkınma alanında önemli araçlardan biri haline gelmiştir. Avrupa Birliği (AB) tarafından aday ve potansiyel aday ülkelere destek olmak amacıyla oluşturulan IPARD programı sayesinde tarım ve kırsal kalkınma konusunda ülkemizde büyük bir değişim yaşanmaktadır. AB üyelik sürecinde tüm bu hedefler doğrultusunda ülkemizde kurulan Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu (TKDK) aracılığı ile bölgesel bazlı birçok yatırım gerçekleştirilmiştir. Bu yatırımlar beraberinde istihdam, bölgesel kalkınma, göç, kırkent ilişkisi vb. konularda birçok olumlu iyileşmeyi gerçekleştirmektedir. Bu araştırmanın temel amacı, TKDK tarafından Bursa bölgesinde IPARD programı kapsamında desteklenen kırsal turizm tesislerinin genel özelliklerinin belirlenmesi, demografik yapılarının değerlendirilmesi ve projelerin genel hatları ile incelenmesidir. Yapılan araştırmalar sonucunda TKDK tarafından IPARD I ve IPARD II programı kapsamında Bursa bölgesinde desteklenmiş 10 adet projenin olduğu tespit edilmiştir. Projelerin 6’sının IPARD I programı kapsamında, 4’ün ise IPARD II kapsamında yer aldığı belirlenmiştir. Anket çalışmasından elde edilen veriler SPSS ve Visiual Basic veri tabanından makro programlar kullanılarak analiz edilmiştir. Mevcut projelerde genç girişimci sayısının (%10) yetersiz olduğu ve kadın yatırımcı sayısının son yıllarda artış gösterdiği görülmektedir. Eğitim seviyesi ve mesleki yeterlilik gibi konuların işletmelerin kurulu kapasitesine ve sürdürülebilirliğine doğrudan etki ettiği belirlenmiştir. AB destekli projelerinin sürdürülebilirliği ve kırsal kalkınmaya olan etkisinin olumlu olduğu gözlemlenmiş olup, kırsal turizm alanında proje sayısının yetersiz olduğu tespit edilmiştir. Yeni yatırımların önünü açmak adına Bursa bölgesinin cazibesinin kullanılarak yeterli tanıtımın, bilgilendirmenin ve yönlendirmenin yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.Item Bursa bölgesinde faaliyet gösteren bazı hayvancılık işletmelerinin karbon ayak izinin belirlenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-10-28) Ahmet, Begüm; Kılıç, İlker; Fen Bilimleri Enstitüsü; Biyosistem Mühendisliği Ana Bilim Dalı; 0000-0001-6481-1636; 0000-0003-0087-6718Küresel ısınma, atmosferde ki gazların konsantrasyonunun artması sonucunda yeryüzü sıcaklığının yükselmesidir. Sera gazları gezegenin enerji dengesini bozmakta ve yüzey ısısının yükselmesine neden olmaktadır. Sera gazlarının bu etkisine sera etkisi, bu yolla meydana gelen ısınma olayına da ‘küresel ısınma’ denilmektedir. Başta fosil yakıt kullanımı olmak üzere, sanayileşme, enerji üretimi, ormanların yok olması ve diğer insan aktiviteleri küresel ısınma ve iklim değişikliğinin nedenleri arasındadır. Birleşmiş Milletler 2007 yılında yayınladığı İklim Raporu’nda Küresel ısınmanın, son 50 yılda %90 oranında insan eliyle yaratıldığını ve ekonomik büyüme (sanayileşme) ve nüfus artışı ile giderek daha da geri dönüşü zor olan bir hal aldığını belirtmektedir. Bu çalışmanın amacı, Bursa bölgesinde faaliyet gösteren bir adet 100 baş sağmal süt sığırı, bir adet 180 başlık koyun ağılı ve bir adet 12000 baş yumurta tavukçuluğu işletmelerinde üretilen fonksiyonel birim sonucunda oluşan karbon ayak izinin tahminlenmesidir. Bu çalışmada, fonksiyonel birim olarak süt sığırı işletmesinde 1 litre süt, koyun ağılı işletmesinde 1 kg et, yumurta tavkçuluğu işletmesinde 1 kg yumurta göz önüne alınmıştır. Çalışma kapsamında hem enterik fermantasyondan kaynaklanan hem de gübre yönetiminden kaynaklanan metan gazı emisyonu tahminlenmesinde Tier 1 ve Tier 2 yaklaşımları kullanılmıştır. Çalışma sonunda elde edilen sonuçlar ise Tier 1 ve Tier 2 yaklaşımları için sırasıyla 0,4215-1,0693 kg CO2e/1 L süt, 0,0912-0,1002 kg CO2e/1 kg et, 0,3834 kg CO2e/1 kg yumurta’dır. Tavukçuluk işletmesi için Tier 2 yaklaşımını içeren veriye ulaşılamadığından hesaplama yapılamamıştır. Sonuçlar doğrultusunda enterik fermantasyonun azaltımı için yem rasyonuna kaliteli ve enerji içeriği yüksek besinler eklenmesi, gübre işletim sistemlerinin ise daha iyi planlanması ve kompostlama gibi prosesler önerilmektedir.Item Bursa bölgesinde zaman serileri, SPI ve SPEI kuraklık indisleri kullanılarak kuraklık analizi üzerine bir araştırma(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-09-22) Uysal, Gülce Arıkan; Gündoğdu, Kemal Sulhi; Fen Bilimleri Enstitüsü; Biyosistem Mühendisliği Ana Bilim Dalı; 0000-0003-2821-6105Tüm tarımsal faaliyetler iklim ile doğrudan ilişkili durumdadır. Son yıllarda, sıcaklık ve yağış rejimlerinde meydana gelen değişiklikler ülkemizin de içinde bulunduğu Akdeniz Havzası’nı olumsuz etkilemektedir. Artan sıcaklıklar ve düzensiz yağışlar bazı bölgelerde bitkisel üretimde sulama ihtiyacını artırırken, bazı bölgelerde ise aşırı ve düzensiz yağışlar üretime ciddi zararlar vermektedir. Günümüzde, iklim değişikliği birçok iklim bilimci tarafından göz ardı edilemeyecek bir sorun olarak kabul görmüştür. Ülkemizde tarımsal üretimi en çok etkileyecek olan doğal afetlerden biri kuraklıktır. Bu çalışmada, tarımsal üretimde ülkemizin önemli şehirlerinden biri olan Bursa için kuraklık analizi yapılmıştır. Bunun yanında yağış ve sıcaklık değerleri için 1990 - 2019 yılları arasında parametrik olmayan Mann–Kendall ve Şen’in Trend Analizleri yapılmıştır. Trend analizi sonuçlarına göre, yağış verilerinde istatistiksel olarak anlamlı trendlere ulaşılamamış, sıcaklık verilerinde artış trendleri gözlenmiştir. Kuraklık analizi için SPI ve SPEI yöntemleri kullanılmış, her iki yöntem sonucu 1960 – 2019 yılları için ekstrem değerlere ulaşılsa da genelde normal kuraklık seviyelerinin hakim olduğu tespit edilmiştir.Item Bursa ili örtüaltı yetiştiriciliği yapılarının yapısal yönden incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2019-10-02) Durmuş, Serkan; Yaslıoğlu, Erkan; Fen Bilimleri Enstitüsü; Biyosistem Mühendisliği Ana Bilim Dalı; 0000-0002-5554-8562Bu çalışmada Bursa ilindeki seraların yapısal yönden değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla bölgede yetiştiriciliğin yoğun olarak yapıldığı Gürsu, Karacabey, Mustafakemalpaşa ve İznik ilçelerindeki seralar incelenmiştir. Anket çalışmasından elde edilen sonuçlara göre incelenen seraların %65,22’sinde çift ürün yetiştiricilik yapılırken, %21,74’ünde fide yetiştiriciliği %4,35’inde üç ürün yetiştiricilik %8,70’inde süs bitkisi yetiştiriciliği yapıldığı belirlenmiştir. Seraların genişlikleri 6,0-12,5 m, boyları 40,0-142,0 m, yan duvar yükseklikleri 2,0-5,0 m, çatı yükseklikleri 1,5-4,0 m arasında değişmektedir. Seraların tamamı blok sera olarak inşa edilmiş ve iskelet malzemelerinin % 39,13’ünde boru profil, %30,43’ünde çelik, %30,43’ünde galvanize çelik kullanılmıştır. İncelenen işletmelerin 23’ünde de örtü malzemesi olarak katkılı polietilen (PE) film kullanıldığı tespit edilmiştir. İşletmelerin % 65,21’nde iki katkılı (UV+IR), % 26,09’unda üç katkılı (UV+IR+EVA), % 4,35’inde 4 katkılı (UV+IR+AB+AF), %4,35’inde 5 katkılı (UV+IR+AB+AF+EVA) PE kullanılmıştır. Kullanılan sera örtü malzemelerin %73,91’inin 36 ay, %8,70’inin 48 ay ve %17,30’unun da 60 ay ekonomik ömre sahip olduğu belirlenmiştir İşletmelerin %13,04’ünde soğuk hava deposu bulunmaktadır. İncelenen seraların %13,04’ünde sadece kapı, %30,43’ünde yan duvar ve %56,52’sinde ise çatı+yan duvar açıklıklarıyla doğal havalandırma yapıldığı belirlenmiştir. Seraların % 56,52 sinin hiç ısıtılmadığı, % 8’inin ısıtıldığı, %2’sinin ise bazen ısıtıldığı tespit edilmiştir. Isıtma yapılan seraların ısı kontrolleri incelendiğinde, %26,09’unun ısı kontrolünün ısı perdesi ile % 26,09’unun ii mini sprink ile, %13,04’ünün ikinci örtü ile, %4,35’inin yağmurlama ile ısı kontrollerinin sağlandığı, %8,70’inin ise ısı kontrollerinin sağlanmadığı belirlenmiştir. Seraların %34,78’inde gölgeleme yapılmamakta, %30,43’ünde yeşil örtüyle, %17,39’unda ısı perdesiyle, %17,39’unda da kireç-üstübeç ile gölgeleme yapılmaktadır. Yetiştiricilerin en önemli sorunlarının örtü malzemesiyle ilgili olduğu, bunu havalandırma ve ısıtmanın izlediği belirlenmiştir. Örtü malzemesi ile ilgili şikâyetlerin daha çok dayanımın düşüklüğü üzerinde yoğunlaştığı görülmüştür. Bu çalışmadan elde edilen sonuçlara göre dayanımı ve ışık geçirgenliği yüksek örtü malzemelerinin geliştirilmesinde yarar vardır.Item Bursa ili tarımsal işletmelerde ortak makina kullanım modelinin geliştirilmesi üzerine yenilikçi yaklaşımlar(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-07-27) Şakrak, Burak; Ünal, Halil; Fen Bilimleri Enstitüsü; Biyosistem Mühendisliği Ana Bilim Dalı; 0000-0001-5435-0354Türkiye'de, dünyada uygulanan birçok ortak makine kullanım modelinin uygulanmasına rağmen, başta traktör olmak üzere tarım makine-ekipmanlarında mekanizasyon hizmetlerinin sağlanması açısından tam anlamıyla ve sürekli bir başarı büyük ölçüde sağlanamamıştır. Bu çalışma kapsamında mevcut ortak makine modellerinin analizi yapılmış ve yenilikçi yöntemlere geçiş süreci incelenmiştir. Bu sistemin tarımda ortak makine kullanımına getireceği avantajlar açıklanmıştır. Bu çalışmada, Bursa ilindeki tarımsal işletmelerde tarımsal ortak makine kullanım modelleri araştırılmış, 35 adet tarımsal işletme ve 64 adet kamu kurumu veya kamu kurumu niteliğindeki kuruluşlara iki farklı anket uygulaması yapılmıştır. Kurumsal anket çalışmasında tarım üreticilerinin bitkisel üretimde ihtiyaç duydukları alet ve makineleri nerelerden ve nasıl temin ettikleri, makine temininde yaşanan sorunlar ve ortak makine kullanımından beklentiler tespit edilmiştir. Tarımsal işletmelere yapılan tarımsal mekanizasyona erişim anket çalışmasında ise işletmelerin çalışma ve ekonomi bilgileri, arazi kullanım ve üretim bilgileri, traktör, tarım alet ve makine varlıkları ile tarımsal mekanizasyona ve internete erişim ile dijital okuryazarlık düzeyleri belirlenmiştir. Sahadaki farklı çiftçi/işletmeci gruplarının mekanizasyon hizmetlerine nasıl eriştiği, karşılaştıkları sorunlar ve çözüm önerileri değerlendirilmektedir. Ayrıca yenilikçi yaklaşım olarak, Bursa İlinde tarımsal işletmelerde ortak makine kullanım modelinin geliştirilmesinin paylaşım ekonomisinin bir uygulaması olarak tarımsal mekanizasyona erişimin dijital eşleştirme platformu ile sağlanması önerilmektedir. Bu yöntemin uygulanmasındaki faydalar, zorluklar ve gerekli iş akış ve sistematiği hakkında bilgiler verilmiştir.Item Bursa ilinde meydana gelen traktör kazalarının değerlendirilmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-23) Bayat, Hasan; Ünal, Halil; Fen Bilimleri Enstitüsü; Biyosistem Mühendisliği Ana Bilim Dalı; 0009-0005-1630-5882Traktörler de diğer ulaşım ve taşıma araçları gibi çeşitli nedenlerle kaza yapmaktadır. Bu kazalarda çeşitli insan yaralanmaları, sakatlanmalar ve yaşam kayıplarının meydana geldiği görülmektedir. Bu durum binlerce bireyin iş göremez duruma gelmekte, toplumsal ve ekonomik sorunlara neden olmaktadır. Bu çalışma, Bursa il sınırları içerisinde 2017-2023 yılları arasında tarım traktörleri tarafından gerçekleşmiş trafik kazalarının değerlendirilmesini amaçlamıştır. Araştırma sonuçlarına göre, belirtilen yıllar arasında Türkiye genelindeki traktör kazalarının %3,3’ü Bursa ilinde gerçekleşmiştir. Bursa ili genelinde 2017-2023 yılları arasında 345 adeti yaralanmalı, 43 adedi ise ölümlü kaza olmak üzere toplamda 388 traktör kazası meydana gelmiştir. Bursa ilçeleri içerisinde en fazla kaza, sırasıyla İznik, İnegöl ve Karacabey ilçelerinde gerçekleşmiştir. Traktör kazalarının oluş şekli en fazla çarpışma ve yoldan çıkma şeklinde meydana gelmiştir. Kazalar en çok köy yolunda (%60) ve tek araçlı (%65) kaza şeklinde olmuştur. Kazaya karışan traktörlerin yaşları artıkça kaza oranı fazla olması gerekirken, tersine yaş aralığı en düşük traktörler (1-10 yaş arasında) kazaya karışmıştır. Kaza yapan sürücülerin %63’ü 45 yaş üstü, %96’sı erkek ve %64’ünün eğitim seviyesi ilkokul ve ortaokul düzeyindeki kişiler olduğu saptanmıştır. Traktör kazaları Mayıs ve Eylül ayları arasında artış göstermiş olup, en yüksek Temmuz ayında meydana gelmiştir. Hafta sonları meydana gelen kazalar hafta içine göre iki kat daha fazla gerçekleşmiş ve kazaların saati en fazla 12:01-18:00 arasında olmuştur. Kazaların %70’i asfalt ve %87’si kuru zeminde gerçekleşmiştir. İl genelinde yoğun tarımsal faaliyetlerin sürücülerde aşırı yorgunluk meydana getirdiği ve dolayısıyla hataları da beraberinde getirdiği düşünülmektedir.Item Bursa Nilüfer ilçesi Karacaoba Mahallesi süt sığırı işletmelerinin yapısal ve mekansal sorunlarının belirlenmesi ve örnek bir işletmenin modellenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-09-22) Kırbıyık, Uğur; Şimşek, Ercan; Fen Bilimleri Enstitüsü; Biyosistem Mühendisliği Ana Bilim DalıTarım sektörü içerisinde sığır yetiştiriciliğinin önemi büyüktür. Nüfus artışı beraberinde besinlere olan talebi artırmakta, insan beslenmesi için önemli olan et ve süt gibi gıda ürünlerine talep de artmaktadır. Artan bu talep ve ihtiyaç ise içerisindeki yapıları düzenli planlanmış, çevre koşulları yönünden optimize edilmiş, hayvan ve çalışan refahının sağlandığı modern işletme, konut yapıları ve tesislerde verimli hayvancılık faaliyetleri yapılarak karşılanabilir. Bu araştırma, Bursa ili, Nilüfer ilçesi, Karacaoba Mahallesi’ndeki süt sığırı işletmelerinde yürütülmüştür. Nilüfer ilçesi 2019 TÜİK verilerine göre hayvan başına düşen süt verimi 9,53 kg/gün’ dür. Bu değer ekonomik bir işletme açısından yeterli verimlikte değildir. Her ne kadar bu durumun sebebinin beslenme ve bakım yetersizliğinden kaynaklandığı düşünülse de, bunun yanında işletme yapılarının hayvan refahına uygun olmayışı, barınak içerisindeki ortam ve çalışma koşullarının çalışanlar üzerindeki olumsuz etkisi ile beraber iş verimliliğini düşürmesi de etkili olmaktadır. Bu çalışmada, Nilüfer ilçesi Karacaoba Mahallesi’nde bulunan 15 adet süt sığırı işletmesine ait barınaklar ve diğer işletme yapıları, yapısal ve çevresel özellikleri yönüyle incelenmiştir. Barınakların hayvan refahı kriterlerine uygunluğu değerlendirilirken barınak boyutları, taban düzenlemesi, havalandırmaların giriş ve çıkış açıklıklarının ebatları yerinde ölçülmüş, işletme sahipleri, veteriner hekim ve çalışanlarla anket çalışması yürütülmüştür. Geleneksel üretim modelini benimseyen küçük ölçekli işletmelerde hayvan sağlığı ve refahını etkileyebilecek, süt üretim verimini düşürecek bulgular elde edilirken, diğer işletmelerde de çeşitli yapısal ve mekansal sorunlar tespit edilmiştir. Araştırma alanı içerisindeki küçük ölçekli üreticilerin gelir düzeyini, iş gücü sayısını artırmak, yerleşim alanlarını ve işletmelerin rekabet gücünü artırmak ve artan işletme giderlerini düşürmek, kırsal desteklerden de faydalanamayan bu küçük işletmeleri bir araya getiren öneri örnek projede bu çalışma ile sunulmuştur.Item Büyükbaş hayvan böbrek iç yağlarından ve kolza yağından biyodizel üretimi ve kolza için farklı yağ ekstraksiyon yöntemlerinin biyodizel kalitesine etkisinin belirlenmesi(Uludağ Üniversitesi, 2017) Yılmaz, Aslıhan; Alibaş, Kamil; Fen Bilimleri Enstitüsü; Biyosistem Mühendisliği Ana Bilim DalıNüfusun her geçen gün artmasına rağmen kullanılan fosil yakıtların gün geçtikçe azalması dünyamız için alternatif enerji kullanımını daha da önemli hale getirmektedir. Ulaşım sektörünün giderek büyümesi ve çevresel kirlenme gibi faktörler biyoyakıt kullanımını ve bu konu hakkındaki çalışmaları çarpıcı kılmaktadır. Günümüzde biyodizelin yağlı tohumlardan elde edilmesinin yanı sıra yağlı organik atıklardan da elde edileceği bilinmektedir. Yapılan çalışmada kanola ve büyük baş hayvan böbrek iç yağlarından biyodizel elde edilmiştir. Literatür incelemelerinde hiçbir şekilde kullanımı olmayan tamamen atık niteliğindeki büyük baş hayvan böbrek iç yağlarının biyodizel şeklinde değerlendirilmesine dair bir çalışma ya da projeye rastlanmamıştır. Elde edilen biyodizellerin çeşitli teknik özelliklerine bakılmıştır. Bakılan teknik özelliklerden yoğunluk, pH, viskozite, bakır çubuk korozyonu, parlama noktası ve ısıl değer sonuçları her iki materyalden üretilen biyodizellerin istenilen standartlarda olduğunu göstermiştir. Kanoladan elde edilen biyodizelin maksimum verimi %100 iken büyük baş hayvan böbrek iç yağından elde edilen biyodizelin maksimum verimi %95,83 olarak hesaplanmıştır. Her iki materyalden elde edilen biyodizellerin bulutlanma, akma ve donma noktalarının biyodizel için istenen standartların üstünde olduğu ve bu değerlerin düşürülmesi için donma noktası düşürücü kimyasallar kullanılması gerektiği ya da üretilen biyodizellerin ülkemizdeki sıcak bölgelerde kullanılması gerektiği saptanmıştır. Çalışmada bakılan teknik özelliklerin birbiriyle olan ilişkileri de kapsamlı bir şekilde incelenmiştir. İncelenen teknik özelliklerin birbirleriyle anlamlı pozitif ve negatif, doğrusal ya da doğrusal olmayan pek çok ilişkisinin olduğu görülmüştür. Yapılan literatür araştırmalarında teknik özelliklerin arasındaki ilişkilerin incelendiği bir çalışmaya rastlanmamıştır.