Sağlık Bilimleri Enstitüsü / Institute of Medical Sciences
Permanent URI for this communityhttps://hdl.handle.net/11452/17
Browse
Browsing by Department "Antrenörlük Eğitimi Ana Bilim Dalı"
Now showing 1 - 20 of 22
- Results Per Page
- Sort Options
Item 11-13 yaş voleybolcularda dinamik ısınma ile birlikte uygulanan mobilizasyon egzersizlerinin dikey sıçrama, denge ve eklem hareket açıklığına olan etkisinin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-06-23) Turgut, Beytullah; Vardar, Tonguç; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Spor Bilimleri Fakültesi; Antrenörlük Eğitimi Ana Bilim Dalı; 0009-0007-2913-9240Bu çalışmanın amacı, dinamik ısınma ile birlikte uygulanan mobilizasyon egzersizlerinin adölesan voleybol oyuncularının dikey sıçrama, denge ve eklem hareket açıklığına (EHA) olan etkilerini belirlemektir. Çalışmaya, Bursa Nilüfer Tofaş Spor Salonunda antrenman yapan, 11-13 yaş arası, 20erkek ve 20 kız amatör düzey voleybol sporcusu gönüllü olarak katılmıştır. Katılımcılar akut olarak dinamik germe ile birlikte mobilizasyon egzersizleri uygulanmıştır. Egzersizden önce ve egzersiz bittikten sonra dikey sıçrama, denge ve eklem hareket açıklığı ölçümleri yapılmıştır. Bulgular değerlendirildiğinde EHA kalça fleksiyonu ve Denge sol ayak verilerinde tüm grup ön test son test karşılaştırmasında anlamlı farklılık bulunmuştur (p<0.05). Dikey sıçrama ve denge sağ ayak ortalamalarında anlamlı fark bulunmamıştır. Cinsiyete göre incelendiğinde erkek sporcuların ön-son test karşılatrımasında EHA kalça fleksiyonunda anlamlı düzeyde artış bulunmuştur (p<0.05). Fakat dikey sıçrama, denge sağ ve sol ayak ortalamalarında anlamlı bir fark tespit edilmemiştir. Kız sporcuların ön-son test karşılaştırmasında sol ayak ortalamalarında anlamlı farklılık bulunmuştur(p<0.05). EHA kalça felksiyon, dikey sıçrama ve denge sağ ayak ölçümlerinde de anlamlı farklılık bulunmamıştır. Sonuç olarak dinamik germe ile birlikte uygulanan mobilizasyon egzersizlerinin erkek voleybolcularda EHA kalça fleksiyonunu akut olarak artrıdığı, kız voleybolcularda ise denge sol ayakta artış sağlandığı görülmüştür. Antrenörlere ve sporculara antrenman veya maç öncesi EHA kalça fleksiyonunu artırmak için ısınma yöntemlerinde dinamik germe ile birlikte mobilizasyon egzersizlerinin uygulanması önerilebilir.Item 12-14 yaş tenis sporcularına uygulanan 8 haftalık makine temelli kuvvet antrenmanının dikey sıçrama, durarak uzun atlama, 20 metre sürat üzerine etkisinin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-06-24) Altındağ, Korkut; Vardar, Tonguç; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Antrenörlük Eğitimi Ana Bilim Dalı; 0000-0002-9645-7577Bu çalışmanın amacı, 12-14 yaş aralığındaki tenis sporcularının tenis branşına özel antrenmanlarına ek olarak uygulanan 8 haftalık makine temelli kuvvet antrenmanlarının dikey sıçrama, durarak uzun atlama ve 20 metre sürat üzerine etkilerini incelemektir. Çalışmada toplam 24 lisanlı tenis sporcusu (11 kız, 13 erkek) yer almaktadır. Sporcular rastgele şekilde kontrol grubu (12 sporcu) ve deney grubu (12 sporcu) olarak iki gruba ayrılmıştır. Deney grubu, günlük tenis antrenmanlarına ek olarak haftada iki gün makine temelli kuvvet antrenmanı yapmıştır. Kontrol grubu ise tenis teknik ve taktik antrenman programına devam etmiştir. Araştırma sekiz hafta sürmüş olup, sekiz hafta sonunda ön testte uygulanan (dikey sıçrama, durarak uzun atlama ve 20 metre sürat) testleri tekrar uygulanmış ve son test olarak kaydedilmiştir. Elde edilen veriler SPSS 26.0 programında bağımsız gruplar t-testi kullanılarak karşılaştırılmıştır. Bulgular değerlendirildiğinde; yaş, sporda deneyim yılı, vücut ağırlığı, boy, vücut kütle indeksi açısından deney ve kontrol grubu açısından istatiksel olarak bir anlamlılık bulunamamıştır (p<0,05). Deney grubunun, dikey sıçrama, durarak uzun atlama ve 20 metre sürat testleri açısından ön test ve son test lehine anlamlılık bulunamamıştır (p<0,05). Kontrol grubunun, dikey sıçrama, durarak uzun atlama ve 20metre sürat testleri açısından ön test ve son test lehine anlamlılık bulunamamıştır(p<0,05).Sonuç olarak bu çalışmada 12-14 yaş tenis sporcularının tenis branşına özgü antrenmanlarının yanında uygulanan 8 haftalık makine temelli kuvvet antrenmanının dikey sıçrama, durarak uzun atlama ve 20 metre sürat üzerine herhangi bir etkisi olmadığı bulunmuştur.Item 8 haftalık psikolojik beceri antrenmanının adölesan tenisçilerde motivasyon, özgüven ve kaygı düzeylerine ve servis performansına etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-11) Bal, Rıza Murat; Şahin, Şenay; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Antrenörlük Eğitimi Ana Bilim Dalı; 0000-0002-8405-609X8 haftalık psikolojik beceri antrenmanının adölesan tenisçilerde; sporcularda öz güven düzeyi, sporda kaygı ölçeği alt boyutlarından somatik kaygı düzeyi, endişe düzeyi ve konsantrasyon dağınıklığı düzeyi, sporda motivasyon ölçeği alt boyutlarından özdeşleşmiş düzenleme düzeyi, bütünleşmiş düzenleme düzeyi, motivasyonsuzluk düzeyi, dışsal düzenleme düzeyi, içe yansıtılmış düzenleme düzeyi, içsel motivasyon düzeyleri üzerine etkisini ve servis performansı üzerine etkisini araştırmak amaçlanmıştır. Araştırmada deneysel desenlerden “ön test – son test kontrol gruplu desen” kullanılmıştır. Araştırmaya katılan sporcular olasılıksız örneklem yöntemlerinden uygun örnekleme yöntemiyle belirlenmiştir. Araştırmaya katılan sporcuların gönüllü olmaları temel ölçüt olarak alınmıştır. Bu bağlamda araştırmanın örneklemini 2023-2024 yılında Bursa ilinde tenis müsabakalarına katılan oyuncular oluşturulmuştur. Araştırmaya uygun örnekleme yöntemi ile seçilen 30 tenisçi katılmıştır (16 kız,14 erkek). Araştırmaya katılan sporcuların sosyo-demografik bilgileri öğrenmek amacıyla araştırmacı tarafından geliştirilen kişisel bilgi formu; sporcuların özgüvenlerini ölçmek amacıyla Sporcularda Sürekli Kendine Güven Envanteri, sporcuların kaygı düzeylerini ölçmek amacıyla Sporda Kaygı Ölçeği, sporcuların motivasyon düzeylerini ölçmek amacıyla “Sporda Motivasyon Ölçeği” kullanılmıştır. Tenisçilerin servis yön, tutarlılık ve güç puanını ölçmek için AOS testi uygulanmıştır. Araştırmaya katılan deney grubundaki adölesan tenisçilerinin Sporcularda Sürekli Kendine Güven Envanteri öntest ve sontest puanları arasında anlamlı bir farklılaşma olduğu görülmektedir (z=-3,071, p<.05). Araştırmaya katılan deney grubundaki adölesan tenisçilerinin Sporcularda Kaygı Ölçeği alt boyutlarından Somatik Kaygı öntest ve son test puanları arasında anlamlı bir farklılaşma olduğu görülmektedir (z=-2,547, p<.05). Fark puanlarının sıra ortalaması ve toplamları dikkate alındığında, gözlenen bu farkın negatif sıralar, yani öntest puanları lehine olduğu görülmektedir. Araştırmaya katılan deney grubundaki Sporda Motivasyon Ölçeği alt boyutlarından tenisçilerinin Özdeşleşmiş Düzenleme ve Bütünleşmiş Düzenleme öntest ve sontest puanları arasında anlamlı bir farklılaşma olduğu görülmektedir (sırasıyla z=-2,740,p<.05, z=-1,496, p>.05). Benzer bir şekilde araştırmaya katılan deney grubundaki adölesan tenisçilerinin Servis Performans Testi (AOS) öntest ve sontest puanları arasında anlamlı bir farklılaşma olduğu görülmektedir (z=-3,307, p<.05). Sonuç olarak8 haftalık psikolojik beceri antrenmanının adölesan tenisçilerde sporcularda kaygı ölçeği alt boyutlarından somatik kaygı düzeyi, tenisçilerde sporda motivasyon ölçeği alt boyutlarından özdeşleşmiş düzenleme, bütünleşmiş düzenleme düzeylerine ve servis performansı üzerine etkisi deney grubu üzerinde etkili olmuş ve kontrol ve deney grubu arasında anlamlı bir fark yaratmıştır.Item Alkali kahvaltı öğününün akut egzersiz performansı, besin alımı ve iştah üzerine etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-06-30) Kaya, Esma Nur; Vatansever, Şerife; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Antrenörlük Eğitimi Ana Bilim Dalı; 0000-0003-1688-3832Bu çalışmanın amacı alkali bir kahvaltı öğününün normal bir kahvaltı öğününe kıyasla akut egzersiz performansı, besin alımı ve iştah üzerine olan etkisini araştırmaktır. Çalışmaya 18-25 yaş arasında olan fiziksel olarak aktif 10 gönüllü erkek birey katılmıştır. Tek kör cross-over deneme modeli ile yapılan çalışmada; aynı katılımcılara birer hafta ara ile bir alkali beslenen grup ve bir kontrol grubu (normal beslenme) olmak üzere 2 farklı deneme yapılmıştır. Tüm denemelerde katılımcılar, kahvaltı tüketiminden 2 saat sonra, tükeninceye kadar, kalp atım hızı rezervinin %80-85' inde yapılan koşu bandı egzersizine katılmışlardır. Farklı türdeki kahvaltı öğünlerinin egzersiz performansına etkilerini belirlemek için egzersiz -tükenme süresi ile egzersiz esnasındaki kalp atım hızı, sübjektif açlık ve yorgunluk hissi parametreleri değerlendirilmiştir. Bunların yanında egzersiz sonrası besin alımlarını değerlendirmek amacıyla egzersizden 1 saat sonra kek tüketimi gerçekleşmiş ve tüketilen miktarlar kaydedilmiştir. Verilerin analizinde bağımlı değişken T testi ile tekrarlı ölçümlerde varyans analizi kullanılmış olup anlamlı fark çıkması durumunda farkın nereden kaynaklandığının tespit edilmesi için Post-hoc testlerden Benferroni testi yapılmıştır. Verilerin istatistiksel analizi için SPSS 22.0 bilgisayar programı kullanılmış ve anlamlılık p<0,05 kabul edilmiştir. Yapılan istatistiksel analizler sonucunda; egzersizden önce tüketilen alkali bir kahvaltının koşu süresini uzattığı ve egzersiz sonrası besin alımını azalttığı gözlense de bu farklılıklar anlamlı bulunmamıştır. Bunula birlikte açlık ile ilişkili verilerde anlamlı sonuçlar gözlenmiş, alkali kahvaltı öğünü tüketen grupta hem egzersiz hem de kek tüketimi sonrası açlık parametreleri daha düşük bulunmuştur (p<0,05). Tüm bu veriler ışığında egzersiz öncesi alkali beslenmenin normal beslenmeye kıyasla; egzersiz performansına, iştaha, besin alımına ve yorgunluğa farklı bir etkisi olduğu söylenememiştir. Sonuç olarak, akut egzersiz öncesi tüketilen alkali bir kahvaltının koşu performansına anlamlı bir katkı sağlamadığı söylenebilirItem Ayak bileği burkulmalarında sanal gerçeklik egzersizlerinin etkileri: Sistematik derleme(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-03-01) Elvan, Didem; Tayşi, Şerife Vatansever; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Spor Bilimleri Fakültesi; Antrenörlük Eğitimi Ana Bilim Dalı; 0000-0003-2278-4726Bu çalışmanın amacı şu an ya da geçmişte ayak bileği burkulması yaşamış farklı katılımcı özellikleri (genç, yetişkin, yaşlı) olan kişilerde sanal gerçeklik ile yapılan egzersizlerin etkilerini kapsayan bir sistematik derleme yapmaktır. Bu kapsamda konu üzerine yayınlanmış makaleler incelenmiş ve sonuçları değerlendirmeye alınmıştır. Sistematik derlemede, PRISMA (Preferred Reporting Items for Systematic review and Meta-Analysis) bildirgesi rehber alınmıştır. Literatür taraması PubMed ve Google Scholar veri tabanlarında yapılmıştır. İncelenen çalışmaları derlemeye katma ölçütleri; örneklem grubunu 12 yaş ve üzeri insanların oluşturduğu, 2010-2022 yılları arasında yapılmış, randomize-kontrollü, deneysel araştırmalar, klinik araştırmalar ve makalenin tam metnine ulaşılması olarak belirlenmiştir. Çalışmaların incelemesi sonucunda, sanal gerçeklik egzersizlerinin ayak bileği burkulmaları üzerinde olumlu etkiler ortaya koyduğu görülmüştür. Yeni bir sistem olan sanal gerçeklik rehabilitasyonlarda da kullanılmaya başlamıştır. Fakat bazı çalışmalarda geleneksel egzersizlerle arasında anlamlı bir fark bulunmamıştır. Aynı etkiyi geleneksel egzersiz yapanlar veya hiç egzersiz yapmayanlarda elde etmiştir. Bu sistematik derlemeye; 14 randomize kontrollü çalışma, toplam 581 katılımcı dâhil edilmiştir. Sanal gerçeklik egzersizleri ayak bileği burkulmaları üzerinde olumlu etkiye sahiptir. Ağrıları azalttığı, ayak-ayak bileği yetenek skorlarını düzelttiği, yürüme parametrelerini olumlu etkilediği, statik ve dinamik dengeyi arttırdığı, kas gücünü arttırdığı, bilgi işleme hızını arttırdığı ve ayak bileği instabilitesini azalttığı görülmüştür. Sanal gerçeklik egzersizi yapan sporcuların spora dönüş süreleri daha kısadır. Ancak sanal gerçekliğin ayak bileği burkulması üzerine etkilerinin geçerlilik kazanması için uzun süreli ve çok örneklemli daha fazla randomize kontrollü çalışma yapılması gerekmektedir. Sanal gerçekliğin ortopedik rehabilitasyon üzerine etkisi üzerine bile çalışma çok azdır. Spesifik vakalar (ayak bileği burkulması, ön çapraz bağ rekonstrüksiyonu) ve sporcularda kullanımın artması ve bu yönde çalışmaların yapılması beklenmektedir. Sistematik derlememizin bulguları bu konuda yapılacak çalışmalar için yol gösterici olabilir.Item Çocuklarda bazı fiziksel uygunluk parametreleri ile dikkat ve akademik başarı arasındaki ilişkinin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-06-19) Bulut, Gözde Yenidünya; Vatansever, Şerife; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Spor Bilimleri Fakültesi; Antrenörlük Eğitimi Ana Bilim Dalı; 0000-0002-2752-6892Bu çalışmanın amacı çocuklarda bazı fiziksel uygunluk parametreleri ile dikkat ve akademik başarı arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Araştırmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmaya 10-12 yaş aralığında olan 237 kız ve erkek öğrenci gönüllü olarak katılmıştır. Katılımcıların dikkat becerileri Burdon Dikkat Testi, fiziksel uygunlukları mekik testi, flamingo denge testi, 30 saniye mekik testi, 20 metre sürat testi ve otur-uzan esneklik testi ile belirlenmiştir. Öğrencilerin okul başarıları not ortalamaları ile tespit edilmiş olup not ortalamaları e-okul üzerinden alınmıştır. Elde edilen verilerin analizi için “SPSS 26,0” programı kullanılmıştır. Fiziksel aktivite düzeyi, dikkat ve okul başarısı arasındaki ilişkinin belirlenmesinde Pearson korelasyon testi kullanılmış olup anlamlılık 0,05 olarak belirlenmiştir. Yapılan istatiksel analizler sonucunda aerobik dayanıklılığı belirleyen mekik testi ile dikkat testi arasında, akademik başarı ile 30 saniye mekik testi ve otur uzan esneklik testi arasında düşük düzeyde pozitif yönde istatiksel olarak anlamlı bir ilişki (p<0,05) bulunmuştur. Diğer değişkenler arasında istatiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamaktadır (p>0,05). Sonuç olarak bu araştırmanın bulgularına dayanarak 10-12 yaş grubundaki çocukların bazı fiziksel uygunluk parametreleri ile dikkat ve akademik başarıları arasında bir ilişkinin olduğu söylenebilir. Çocuklarda fiziksel aktivite düzeyi, dikkat ve okul başarısı arasındaki muhtemel ilişkinin daha iyi ortaya konulabilmesi için daha birçok ilişkisel tarama ve randomize kontrollü araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır.Item Covid-19 pandemi sürecinde sağlık çalışanlarının fiziksel aktivite, yaşam kalitesi, uyku, yorgunluk, tükenmişlik düzeyleri ve aralarındaki ilişkinin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2023-06-19) Dana, Esma Bilgin; Vatansever, Şerife; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Spor Bilimleri Fakültesi; Antrenörlük Eğitimi Ana Bilim Dalı; 0000-0003-1688-1589Bu çalışmanın amacı, Covid-19 pandemi sürecinde sağlık çalışanlarının fiziksel aktivite, yaşam kalitesi, uyku, yorgunluk ve tükenmişlik düzeylerinin saptanması ve aralarındaki ilişkinin ortaya konulmasıdır. Araştırmaya pandemi döneminde aktif olarak çalışan 253 gönüllü sağlık personeli kolayda örneklem yöntemi ile katılmıştır. Veri toplama araçları olarak, sağlık çalışanlarının sosyo demografik özelliklerine ilişkin bilgi formu, Uluslararası Fiziksel Aktivite Anketi’nin kısa formu (UFAA-KF), SF–36 yaşam kalitesi ölçeği, Pittsburgh Uyku Kalite İndeksi (PUKİ), Yorgunluk Şiddet Ölçeği (YŞÖ), Maslach Tükenmişlik Envanteri kullanılmıştır. Verilerin analizi, SPSS 26 Statistics Paket Programı ile yapılmış olup yanılma düzeyi 0.05 olarak belirlenmiştir. Çalışmaya katılan 253 sağlık çalışanının % 62,80’i (n=159) kadın, %37,20’si (n=94) erkektir. Çalışmaya katılan sağlık çalışanlarının toplam fiziksel aktivite puan ortalaması 1864,07 MET/dk-hafta’dır. Yapılan istatiksel analizler sonucunda sağlık çalışanlarının toplam fiziksel aktivite puanları ile öznel uyku kalitesi puanları arasında negatif, oturma süresi ile yorgunluk düzeyi arasında pozitif, fiziksel aktivite grupları ile yorgunluk düzeyi ve duyarsızlaşma puanı arasında negatif bir ilişki (p<0,05) bulunmuştur. Benzer şekilde yaşam kalitesi tüm alt boyutları ile yorgunluk, toplam PUKİ, duyarsızlaşma, duygusal tükenme puanları arasında negatif, kişisel başarı puanı ile de istatiksel pozitif ilişki (p<0,05) bulunmuştur. Ayrıca uyku süresi ile kişisel başarı puanı arasında negatif, toplam PUKİ ile yorgunluk, duyarsızlaşma, duygusal tükenme arasında pozitif ve kişisel başarı puanı ile de istatistiksel olarak negatif ilişki (p<0,05) saptanmıştır. Sonuç olarak çalışma bulgularına dayanarak pandemi dönemi şartlarında sağlık çalışanlarının fiziksel aktivite, yaşam kalitesi, uyku, yorgunluk ve tükenmişlik düzeylerinin etkilendiğini ve bu parametrelerin birçoğunun birbiri ile ilişkili olduğu söylenebilir.Item Egzersiz sıklığının kas hipertrofisi üzerine etkilerinin incelenmesi: Sistematik derleme(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-11-03) Tayşi, Tayfun; Şahin, Şenay; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Antrenörlük Eğitimi Ana Bilim Dalı; 0000-0001-9586-962XKas hipertrofisi, kasın enine kesit alanının artışı olarak ifade edilmektedir. Son yıllarda fit görünümün önem kazanması ile birlikte hipertrofi antrenman yöntem ve protokulleri oldukça önem kazanmış. Hipertrofinin sağlanmasında kullanılan direnç egzersizlerinde hangi antrenman sıklığının daha verimli ve etkili olduğu ile ilgili günümüze kadar birçok çalışma yapılmış olmasına rağmen sonuçlardaki çelişkiler nedeni ile bu konu hala tam olarak netleşmemiştir. Bu çelişkilerin muhtemel nedeni araştırmalarda kullanılan farklı yaş, cinsiyet, antrenman durumu, antrenman süresi, antrenman içeriği ve benzeri metadolojiksel yöntemlerdir. Antrenman sıklığının hipertrofi üzerindeki etkisini inceleyen araştırmaların sistematik bir şekilde düzenlenip literatüre doğru ve düzenli bir bilgi akışının sağlanması oldukça önemlidir. Bu nedenle bu sistematik derlemenin amacı farklı sıklıkta yapılan direnç egzersiz protokollerinin hipertrofi gelişimi üzerindeki etkisini inceleyen çalışmaları belirli kriterler dahilinde sistematik olarak derlemek ve incelemektir. Bu sistematik derlemede PRISMA yöntemi kullanılmıştır. Literatür 15-20 Haziran 2021 tarihlerinde “PubMed, Google Scholar” veri tabanları kullanılarak taranmıştır. Veri tabanlarında 2011 ve 2021 yılları arasında yayınlanmış, sadece İngilizce dili ile yazılmış özgün makaleler, 5 anahtar kelime ile Boole operatörleri kullanılarak aranmıştır. Toplam 255 çalışma değerlendirilmiş ve 8 tam metinli makale çalışmaya dahil edilmiştir. Sonuç olarak eşit kapsamlı antrenmanlarda, antrenman sıklığının kas hipertrofisini değiştirmediği ve benzer hipertrofik kazanımlar sağladığı, buna karşın eşit kapsamlı olmayan direnç antrenmanlarında, antrenman sıklığı artışının hipertrofik kazancı arttırabileceği fakat bu artışın belirli bir antrenman sıklığından sonra daha fazla olmayacağı görülmektedir.Item Egzersizin bağışıklık sistemi üzerine etkisi: Sistematik derleme(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-03-01) Koca, Sezgin; Tayşi, Şerife Vatansever; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Spor Bilimleri Fakültesi; Antrenörlük Eğitimi Ana Bilim Dalı; 0000-0002-1682-0121Bu çalışmanın amacı farklı katılımcı özellikleri (genç, yetişkin, yaşlı) üzerinde yapılan farklı egzersiz türlerinin (aerobik, anaerobik, akut, kronik) bağışıklık sistemi (lökositler, sitokinler, interlökinler, tümör nekroz faktörü alfa vb.) üzerindeki etkilerini sistematik olarak incelemektir. Sistematik derlemede, PRISMA bildirgesi rehber alınmıştır. Literatür taraması PubMed ve Google Scholar veri tabanlarında yapılmıştır. Çalışmaların incelemesi sonucunda, kronik egzersizin immün sistem üzerinde olumlu ekliler ortaya koyduğu görülmüştür. Düzenli olarak yapılan orta şiddetteki (%55-65 MaxVO2) kronik egzersizler kan dolaşımını desteklemekte, immün sistem biyobelirteçlerini (lenfositler, NK hücreleri, immünoglobulin [IgA, IgG…]) %40’ a varan oranlarda arttırmaktadır. Akut egzersizler ise geçici etkiler yaratarak egzersiz sonrası bağışıklık biyobelirteçlerini arttırmaktadır. Fakat egzersiz bitimini takip eden 6-24 saat aralığında bu değerlerin eski seviyelerine döndüğü görülmektedir. Yüksek şiddetlerde (%80 MaxVO2 ve üstü) yapılan akut egzersiz sonrası bağışıklık sistem biyobelirteçleri baskılanmakta ve bu değerlerin egzersiz öncesi değerlerinin de altına düştüğü durumlar görülebilmektedir. Bu durum da enfeksiyonlara karşı direnci azaltmaktadır. Bu sistematik derlemeye; 14 randomize kontrollü çalışma, 10 deneysel çalışma ve 1 tane de inceleme çalışması olmak üzere toplam 674 katılımcıya sahip (541 erkek ve 133 kadın) 25 çalışma dâhil edilmiştir. Akut ve kronik egzersizlerin bağışıklık parametrelerini değiştirebileceği görülmüştür. Düzenli yapılan aerobik ve anaerobik egzersizler, bağışıklık parametrelerini arttırmaktadır. Akut ve/veya uzun süre yapılan (90 dk ve üstü) egzersizlerin bağışıklık sistemini olumsuz yönde etkileyebileceği görülmektedir. Ancak bu durumun geçerlilik kazanması için uzun süreli, büyük örneklemli daha çok randomize kontrollü çalışma yapılması gerekmektedir. Sistematik derlememizin bulguları bu konuda yapılacak çalışmalar için yol gösterici olabilir.Item Egzersizin iştah düzenleyici hormonlar ve besin alımı üzerine etkilerinin incelenmesi: Sistematik derleme(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-03-01) Akbaş, Gamze; Tayşi, Şerife Vatansever; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Spor Bilimleri Fakültesi; Antrenörlük Eğitimi Ana Bilim Dalı; 0000-0003-0322-1899Bu çalışma, egzersizin, iştah düzenleyici hormonlar üzerindeki ve besin alımı üzerindeki etkilerini değerlendirerek konu hakkında farkındalığı geliştirmek amacıyla yapılmış bir sistematik derlemedir. Bu sistematik derlemede, PRISMA (Preferred Reporting Items for Systematic review and Meta-Analysis) bildirgesi rehber alınmıştır. Literatür taraması Pubmed veri tabanında yapılmıştır. İncelenen çalışmaları derlemeye katma ölçütleri; örneklem grubunu 18 yaş ve üzeri yetişkin insanların oluşturduğu, randomize-kontrollü, deneysel araştırmalar, klinik araştırmalar olması, makalenin tam metnine ulaşılması, son 10 yıl (2011-2021) da yayınlanmış makaleler olması olarak belirlenmiştir. 22’si randomize kontrollü, 5’i klinik araştırma olmak üzere toplam 27 çalışma incelenmiştir. Obezite, alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olmasından kaynaklanan negatif enerji dengesi sonu ortaya çıkan, fiziksel hareketsizlikle karakterize kronik bir hastalıktır. Egzersiz, harcanan enerjiyi arttırarak, kilo yönetimi ve iştah düzenlenmesinde etkili olmaktadır. Bazı egzersiz türleri ghrelin hormonunu baskılamakta, GLP-1 hormonu salınımını arttırmaktadır. Kronik egzersiz çalışmalarında, özellikle fazla kilolu veya obez bireylerde yağsız kütlede artış meydana geldiği görülmüştür. Bu durum fazla kilolu veya obez bireylerde kilo yönetimini destekleyebilir. Egzersizin fazla kilolu veya obez bireylerde iştahı bastırdığı görülse de dahil edilen çalışmalardaki küçük örneklem büyüklüğü ve bu yönü değerlendiren az sayıda çalışma olması nedeniyle akut veya kronik egzersizin etkisini kıyaslarken dikkatli olunmalıdır. Ülkemizde egzersizin iştah ve besin alımı üzerine etkilerini inceleyen, büyük örneklemli akut veya kronik egzersizi içeren randomize kontrollü çalışmalar yapılmalıdır. Sistematik derlememizin bulguları bu konuda yapılacak çalışmalar için yol gösterici olabilir.Item Elit dağcıların yeme farkındalığı düzeylerinin ve yeme bozukluğu sıklığının incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-07-04) Arslan, Demet; Tutkun, Erkut; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Antrenörlük Eğitimi Ana Bilim Dalı; 0000-0003-4552-5663Bu çalışma elit düzey dağcılarda yeme bozukluğu ile yeme farkındalığının saptanması ve sedanter bireylerle karşılaştırılması amacıyla Haziran 2021- Şubat 2022 tarihleri arasında 30 dağcı (%65),2), 16 sedanterin (%34,8) katılımıyla Bursa ve İstanbul'da yapılan bir çalışmadır. Veriler e-posta yoluyla katılımcılara iletilmiş; anket formu uygulanmıştır. Katılımcıların sosyo-demografik özelliklerini belirlemek için yaş, cinsiyet, vücut ağırlığı, fiziksel aktivite bilgileri istenilmiştir. Anket formu 3 bölümden oluşmaktadır; ilk bölüm "Münih Yeme Bozuklukları" soruları, ikinci bölümünde "Yeme Farkındalığı Ölçeği (YFÖ)" ve son bölümünde ise " 3 Günlük Besin Tüketim Kaydı (BTK)" yer almıştır. Katılımcılara uygulanan anketler ve besin tüketim kaydından elde edilen veriler SPSS istatistik programında Mann Whitney-U Test, Pearson Korelasyon ve Ki- Kare testi yapılarak değerlendirilmiştir. Dağcılar ve sedanterler Münih Yeme Bozuklukları Ölçek ve alt boyutları ( görünüş ve ağırlık ile meşguliyet, tıkınma ve kusma, uygun olmayan telafi edici davranış) bakımından karşılaştırıldığında aralarında anlamlı farklılığa saptanmamıştır. Yeme Farkındalığı Ölçek ve alt boyutları (düşünmeden yeme, duygusal yeme, yeme kontrolü, farkındalık, yeme disiplini, bilinçli beslenme, enterferans) bakımından karşılaştırıldığında aralarında anlamlı fark bulunmamıştır. Dağcılar ve sedanterler arasında beden kitle indeksi bakımından fark bulunmamıştır (p=0,351). Dağcılık, dağlık bölgelerde yapılan buz, kaya tırmanışını, kamp ve dağ yürüyüşünü kapsayan; dağcılık malzeme ve tekniklerini kullanarak yapılan spordur. İçerisinde mücadele, risk, zorluk ve dayanıklılık barındıran bu spor dalında beslenme; hayatta kalma, konsantrasyon, sportif performans, motivasyon açısından büyük öneme sahiptir. Bu açıdan incelendiğinde dağcıların daha yüksek beslenme farkındalığı ve daha az yeme bozukluğu riskine sahip olması beklenirken sedanterler ile aralarında fark saptanmamıştır. Ayrıca elit dağcıların yeme farkındalığı ve bozukluğuna sahip olup olmadıkları konusunda herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır. Literatürdeki sporcularda yeme farkındalığı ve yeme bozukluğu çalışmaları konunun anlaşılması bakımından yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle bu çalışmanın amacı elit dağcıların yeme farkındalığı düzeylerini ve yeme bozuklukları sıklıklarını araştırmaktır.Item Elit düzey kadın erkek buz hokeyi sporcularının mental dayanıklılık ve bilişsel esneklik düzeylerinin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-06-30) Atalı, Makbule; Şahin, Şenay; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Spor Bilimleri Fakültesi; Antrenörlük Eğitimi Ana Bilim Dalı; 0000-0003-2079-8833Bu çalışmada elit düzey kadın ve erkek buz hokeyi sporcularının mental dayanıklılık ve bilişsel esneklik düzeylerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmaya Türkiye Buz Hokeyi Federasyonu Erkekler Süper Ligi, Erkekler 1. Lig ve Bayanlar Lig'inde lisanslı 82 kadın ve 82 erkek toplam 164 sporcu gönüllü olarak katılmıştır. Sporculara bilgi formu, mental dayanıklılık ve bilişsel esneklik ölçekleri uygulanmıştır. Elde edilen verilerin analizi için SPSS "25,0" programı kullanılmıştır. Değişkenlerin normal dağılıma uygunluğu Kolmogorov Smirnow testi, iki grup arasında yapılan karşılaştırmalarda Mann-Whitney U ve üç grup arasında yapılan karşılaştırmalarda Kruskal-Wallis testi kullanılmıştır Anlamlı farklılıkların hangi gruplar arasında gerçekleştiği Bonferroni testi ile belirlenmiştir. Sporda Mental dayanıklılık ve bilişsel esneklik düzeyleri arasındaki ilişki Spearman korelasyon katsayısı ile incelenmiştir (p<0,05). Elit düzey kadın ve erkek buz hokeyi sporcuları arasında Sporda Mental Dayanıklılık Ölçeği ve Bilişsel Esneklik Ölçeği analizlerinde anlamlı farklılıklar bulunmuştur (p<0,05). Araştırma bulguları incelendiğinde cinsiyet ve artan yaş ile birlikte zihinsel dayanıklılık ve bilişsel esneklik düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar tespit edilmiştir. Cinsiyet ve eğitim düzeyi değişkenine göre; erkeklerin zihinsel dayanıklılık güven, bağlılık ve kontrol alt boyut puanları kadınlara göre daha yüksek çıkmıştır. Buz hokeyine başlama yılına göre zihinsel dayanıklılık bağlılık alt boyut puanları kadın sporcuların erkek sporculardan daha yüksek, erkek sporcuların kontrol alt boyut puanları da kadın sporculardan daha yüksek çıkmıştır. Saha pozisyonuna göre erkek sporcular zihinsel dayanıklılık güven ve kontrol alt boyutu puanları kadın sporculardan daha yüksek çıkmıştır. Buz hokeyi sporcularının problemlerle baş çıkma durumlarında ise zihinsel dayanıklılık güven alt boyut puanı kadın sporcuların daha yüksek belirlenmiştir. Bilişsel esneklik puanları erkek sporcularının daha yüksek çıkmıştır. Buz hokeyi sporcularının sporda mental dayanıklılık ve bilişsel esneklik düzeyleri arasında aynı yönde yüksek düzeyde anlamlı ilişki belirlenmiştir. Sonuç olarak yapılan analizler, zihinsel dayanıklılık ve bilişsel esneklik arasında etkileşim olduğunu ve birbirleriyle pozitif yönde ilişki içinde olduklarını göstermektedir. Zihinsel dayanıklılığın artmasına bağlı olarak bilişsel esnekliğin de yükseldiği, yaşa, cinsiyete, eğitim durumuna, spor yapma yılına bağlı olarak da farklılaştığı görülmüştürItem Elit yüzücülerde farklı zeminlerde uygulanan egzersizlerde core bölge kas aktivasyonunun incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-01-10) Vurgun, Bengisu; Şahin, Şenay; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Spor Bilimleri Fakültesi; Antrenörlük Eğitimi Ana Bilim Dalı; 0009-0000-0991-5133Bu çalışmanın amacı, elit yüzücülerde, sabit zemin, Bosu ve Pilates topunda uygulanan core egzersizleri sırasında, belirli kas grubunun aktivasyonunun elektromiyografi cihazı ile incelenmesidir. Çalışmaya 18-23 yaş aralığında 16 erkek elit yüzücü gönüllü olarak katılmıştır. Katılımcılar çalışmada Prone Plank, Crunch, Pike Push Up egzersizlerini sırayla sabit zeminde, Bosu ve Pilates topunda uygulamış, egzersizler gerçekleşirken Rectus Abdominis (RA), External Oblique (EO) ve Erector Spinae (ES) kaslarının aktivasyonları yüzeyel EMG cihazı ile ölçülmüştür. Çalışma verileri SPSS 26.0programında One-Way ANOVA for Repeated Measures testi kullanılarak analiz edilmiştir. Gruplar arasındaki farklılığın karşılaştırılmasında ise Bonferroni testi kullanılmıştır. Elde edilen veriler Plank egzersizinde, sabit zemin ve Bosu RA ve EO aktivasyon değeri, Pilates topu RA ve EO aktivasyon değerine, sabit zemin ES aktivasyon değeri ise Pilates topu ES aktivasyon değerine göre anlamlı derecede düşük çıkmıştır (p<0,01, p=0,016). Crunch egzersizinde sabit zemin ve Bosu RA aktivasyon değeri Pilates topu zemini RA aktivasyon değerine, Bosu EO aktivasyon değeri ise sabit zemin EO aktivasyon değerine göre anlamlı derecede düşük çıkmıştır (p<0,01, p=0,014). Pike Push Up egzersizinde instabilite artışı ile birlikte RA, EO veES kaslarında anlamlı derecede aktivasyon artışı tespit edilmiştir (p<0,01) Ayrıca farklı zemin varyasyonlarında gerçekleşen egzersizler arasında kasların aktivasyon oranlarında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık olduğu bulunmuştur (p<0.05).Sonuç olarak, instabilitenin artışıyla bazı kaslarda aktivasyon artışı görülse de bazılarının aktivasyonlarında gerileme görülmüştür. Hedef kas grubunda zeminden ziyade egzersiz çeşitlerinde de aktivasyon farklılıkları meydana gelmiştir. Bu yüzden, egzersiz uygulayıcısının, geliştirmeyi hedefledikleri kasa göre egzersiz ve zemin seçmeleri optimal gelişim açısından önemli olacaktır.Item Esporcular, bilgisayar oyunu oynayanlar ve bilgisayar oyunu oynamayanların mental rotasyon, reaksiyon zamanı, bilişsel esneklik düzeylerinin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-03-01) Akça, Enes Can; Şahin, Şenay; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Spor Bilimleri Fakültesi; Antrenörlük Eğitimi Ana Bilim Dalı; 0000-0001-9920-8896Bu çalışmada esporcular, bilgisayar oyunu oynayanlar ve oynamayanların reaksiyon zamanları, bilişsel esneklikleri ve mental rotasyon performanslarını incelemek amaçlanmıştır. Çalışmaya esporcu, bilgisayar oyunu oynayan ve bilgisayar oyunu oynamayan toplam 45 erkek katılımcı gönüllü olarak katılmıştır. Katılımcılara mental rotasyon performansları için bilgisayar tabanlı görüntü dosyaları, reaksiyon zamanları için bilgisayar destekli bir program ve Bilişsel Esneklik Envanteri uygulanmıştır. Elde edilen verilerin analizi için SPSS “22.0” programı kullanılmıştır. Değişkenlerin normal dağılıma uygunluğu Shapiro-Wilk testi, iki grup arasında yapılan karşılaştırmalarda Bağımsız Örneklem T testi ve Mann-Whitney U testi, üç grup arasında yapılan karşılaştırmalarda Kruskal-Wallis testi ve Tek Yönlü ANOVA kullanılmıştır. Değişkenler arası ilişkiler Spearman korelasyon katsayısı ile incelenmiştir. α<0,05 istatistiksel olarak anlamlı kabul edilmiştir. Çalışma sonuçlarına göre, görsel seçkili reaksiyon zamanı fix interval ile işitsel reaksiyon zamanı fix interval ortalama değerlerinde istatistiksel düzeyde anlamlı fark bulunmuştur (p<0,01). Görsel seçkili reaksiyon zamanı fix interval ortalama değerlerinde; esporcular ile bilgisayar oyunu oynayanlar ve esporcular ile bilgisayar oyunu oynamayanlar arasında esporcular lehine, işitsel reaksiyon zamanı fix interval ortalama değerlerinde ise esporcular ile bilgisayar oyunu oynamayanlar arasında esporcular lehine istatistiksel düzeyde anlamlı olduğu belirlenmiştir. Mental rotasyon doğru sayısı; esporcular ile bilgisayar oyunu oynamayanlar arasında esporcular lehine, bilgisayar oyunu oynayanlar ile bilgisayar oyunu oynamayanlar arasında ise bilgisayar oyunu oynayanlar lehine daha iyi olarak belirlenmiştir. Sonuç olarak; esporcuların görsel seçmeli reaksiyon zamanı fix interval ve işitsel reaksiyon zamanı fix interval ortalamalarının bilgisayar oyunu oynayan ve oynamayanlardan daha iyi olduğu, mental rotasyon doğru sayısı ortalamasının esporcular ve bilgisayar oyunu oynayanlarda daha iyi olduğu belirlenmiştir. Bilişsel esneklik düzeylerinde ise bir farklılık bulunmamıştır.Item Farklı egzersiz yapılandırmalarına bağlı kas hasarında potansiyel bir biyobelirteç olan üriner titin fragmanının kullanımı: Sistematik derleme(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-17) Kırak, Barkın; Vatansever, Şerife; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Antrenörlük Eğitimi Ana Bilim Dalı; 0000-0002-6100-9071Bu çalışmanın amacı egzersize bağlı kas hasarının değerlendirilmesinde, Üriner titin fragmanu konsantrasyonun kinematiğinin diğer kas hasarı belirteçleri ile olan ilişkisini ortaya koyarak, bu potansiyel biyo belirteçin gelecekte kullanımı için bir perspektif oluşturmaktır. Bu kapsamda konu üzerine yayınlanmış makaleler incelenmiş ve sonuçları değerlendirmeye alınmıştır. Bu sistematik derlemede, PRISMA (Preferred Reporting Items for Systematic review and Meta-Analysis) bildirgesi rehber alınmıştır. Literatür taraması 5 ayrı veri tabanı (Pubmed, Web of Science, Medline, Scopus, Science Direct) üzerinden yapılmıştır. İncelenen çalışmaları derlemeye katma ölçütleri; (1) sağlıklı Bireyler; (2) egzersiz müdahalesi sonucunda meydana gelen kas hasarını içeren çalışmalar; (3) en az bir serum kas hasarı biyobelirtecinin veya görüntüleme tekniğinin kullanılması; (4) kas ağrısı, maksimum istemli kasılma, kas gücü, eklem hareket açıklığı değerlendirmelerinden en az bir tanesinin yer alması; (5) kas hasarı belirteçlerinin tekrarlı ölçüm sonuçları ile rapor edilmesi şeklindeydi. Toplamda 9 çalışma belirlenmiş olan kriterlere uyum göstererek mevcut sistematik derlemeye dahil edilmiştir. Sistematik derlemeye dahil edilen çalışmalar incelendiğinde üriner titin fragmanları, diğer belirteçler ile önemli korelasyonlar gösterdiği bulundu. Sonuç olarak üriner titin fragmanın egzersiz bağlı kas hasarının önemli bir biyobelirteci olabileceğini ve kas hasarını hassas bir şekilde tespit etmek için yeni ve potansiyel bir biyobelirteç olarak kullanılabileceği görülmektedir.Item Farklı tip pilates aletleriyle yapılan egzersizlerin sedanter kadınlarda egzersiz sonrası toparlanma sırasında kalp atım hızı değişkenliğine akut etkisi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-11) Bayram, Gökçe; Şahin, Şenay; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Antrenörlük Eğitimi Ana Bilim Dalı; 0000-0002-9380-2664Bu çalışmanın amacı, farklı tip pilates aletleriyle yapılan egzersizlerinin sedanter kadınlarda egzersiz sonrası toparlanma sırasında kalp atım hızı değişkenliğine akut etkisini incelemektir. Çalışmaya 40-45 yaş aralığında herhangi bir sağlık sorunu taşımadığını beyan eden gönüllü 15 sedanter kadın katılmıştır. Katılımcıların reformer ve barrel pilates aletleriyle yaptıkları egzersizin kalp atım hızı değişkenliğine ait parametreleri Polar H10 (Polar Electro Oy, Kempele, Finland) model göğüs bandı ile kayıt altına alınmıştır. Faktörler arası etkileşimin değişkenler üstündeki etkileri Tekrarlı Ölçümler için Çift Yönlü Varyans Analizi ile incelenmiştir, İlgili değişkenlere ait verilerinnormal dağılıma uyup uymadığı Shapiro-Wilk testi ile ve Skewness (çarpıklık) veKurtosis (basıklık) değerleri ile de doğrulanmıştır. Çalışmada, barrel ve reformer aletleri arasında kalp atım hızı değişkenin akut etkisi bakımdan anlamlı bir farkı olmadığı gözlenmiştir. Mean RR üzerinden bakıldığında zamanın ana etkisinde egzersiz öncesiyle egzersiz esnasında, egzersiz sırasında ve toparlanma evrelerinin tümünde anlamlı farklılıklar görülmüştür (p<0,05).LF üzerinden bakıldığında ise zamanın ana etkisinde egzersiz esnasıyla toparlanmanın son evresi olan 40 ta anlamlı değişikler görülmüştür (p<0,05). RMSSD, pNN50, HF,LF/HF parametrelerinde zamanın ana etkisi incelendiğinde anlamlı farklar olsa da ikilikarşılaştırmalarda anlamlı fark olmadığı tespit edilmiştir. Çalışmanın sonucunda pilates aletleri arasında egzersiz sonrası toparlanma sırasında kalp atım hızı değişkenliğine akut etkisini anlamlı bir fark görülmemiştir. Ancak egzersiz öncesi, egzersiz esnası ve toparlanın tüm evreleri olan egzersizin zaman fazlarında anlamlı değişiklikler olduğu görülmüştür. Sonuç olarak reformer ve barrel pilates aletleri farklı olsa da HRV ye etkileri aynıdır.Item Genç futbolcularda dar alan oyunlarının ve ışıklı reaksiyon egzersizlerinin teknik aksiyonlara ve seçilmiş motorik özelliklere etkilerinin incelenmesi(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2024-07-08) İbrahim, Kamran; Vardar, Tonguç; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Spor Bilimleri Fakültesi; Antrenörlük Eğitimi Ana Bilim Dalı; 0000-0002-7732-5853Çin'de Futbola benzeyen oyunun bilinen en eski biçimi, Çin'de Han Hanedanlığı döneminde (MÖ 206 - MS 220) oynanan "Cuju" (veya "Tsu' Chu")'dur. Bu oyun tüylerle dolu deri bir topun küçük bir ağa atılmasını içeriyordu, dünya çapında çok sayıda katılımcısı bulunan ve erken yaşlarda başlanılan popüler bir takım sporudur. Defans, orta saha, forvet ve kaleci gibi farklı görevlerin yer aldığı futbolda koşma, top sürme, pas verme ve şut atma gibi temel teknikler oldukça önemlidir. Bununla birlikte futbolda, oyuncular her iki ayakla top sürmeli, pas vermeli, top kontrolü ve şut atma gerçekleştirmelidir. Futbolda dar bir alanda oynanan oyunlar, standart genişlikteki sahalara kıyasla farklı yönleri vurgulayarak belirli beceri ve stratejileri öne çıkarır. Oyuncular, sınırlı alan nedeniyle hassas top kontrolüne ve pas yeteneklerine sahip olmalı ve teknik yeterliliklerini geliştirmelidir. Kapalı alan, daha hızlı karar vermeyi ve daha hızlı tepki vermeyi gerektirir, oyuncuların bilişsel yeteneklerini ve oyun farkındalığını artırır. Çeviklik futbolda çok önemlidir çünkü oyuncuların hızla yön değiştirmesine, dengeyi korumasına hareketleri gerçekleştirmesine olanak tanır. Top sürmeyi geliştirir, alan yaratmaya ve kullanmaya yardımcı olur ve etkili mücadele ve müdahaleye yardımcı olur. Çeviklik, sakatlanma riskini azaltır ve genel takım akışkanlığına ve uyum yeteneğine katkıda bulunur, bu da onu oyundaki başarı için temel bir özellik haline getirir. Bu çalışmada, genç erkek futbolcularda dar alan oyunun ve ışıklı reaksiyon egzersizinin üzerine etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. 12-13 yaş (2011-2012 doğumlu) toplam 30 gönüllü katılımcının yer aldığı çalışmada, 1. grup daralan oyunu ve ışıklı reaksiyon egzersizi antrenman grubu (n=15), 2. grup ise kontrol grubudur (n=15). 1 grup en az bir gün ara verilerek 8 hafta, haftada 2 gün 25 dakika daralan oyunu ve 15 dakika ışıklı reaksiyon egzersizi uygulanmıştır. 2. grup ise ısınma, ana bölüm ve soğuma bölümlerinden oluşan günlük antrenmanlarına devam etmiştir.Bulgular değerlendirildiğinde. Gruplara ait p değerleri incelendiğinde öntest-sontest ortalamaları arasında T test, Illionis Çeviklik Testi ve Reaksiyon Testi sonucu Grup 1lehine anlamlı bir fark bulunmuştur (p<0,05). Top Sürme, Pas Verme, Şut Atma Testi gruplara ait p değerleri incelendiğinde öntest-sontest ortalamaları arasında Grup1lehine anlamlı bir fark bulunmuştur (p<0,05). Sonuç olarak genç futbolcularda antrenmanda uygulanan dar alan oyunu ve ışıklı reaksiyon egzersizi top sürme, pas ve şut beceri gelişimine motorik özelliklerine katkı sağlamaktadır. Bu sonuçlara bağlı olarak profesyonel veya amatör futbol kulüplerinin altyapı kategorilerinde haftada enaz iki defa olmak üzere dar alan oyunu birleştirilen ışıklı reaksiyon egzersiz antrenmanı yapılması gerekli görülmektedir.Item Spor yapan ve yapmayan i̇şi̇tme engelli̇lerde mental rotasyon, seçki̇li̇ eylem düzeyi ve reaksiyon zamanı performanslarının karşılaştırılması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020-01-13) Güngör, Ali Kamil; Şahin, Şenay; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Antrenörlük Eğitimi Ana Bilim Dalıişitme, dil ve konuşma becerisi iletişimin temel unsurlarıdır. Bu üç unsurdan birinin görevini yerine getiremernesi durumunda, konuşma becerisi engellenir bu durum zihinsel ve dil gelişimini etkiler. Sportif etkinlikler işitme engeliiierin zihinsel kapasitelerine, fiziksel ve ruhsal gelişimlerine pozitif etki ettiğini, motorik beceri, denge, el-göz koordinasyonu, !isan gelişimi, problem çözme yeteneğinin gelişmesi gibi çeşitli yönlerden ilerleme sağlandığı bilinmektedir. Bu çalışmanın amacı spor yapan ve yapmayan işitme engeliiierin mental rotasyon, seçkili eylem düzeyi ve reaksiyon zamanı performanslannı karşılaştırmaktır. Araştırmaya Bursa ilinde eğitim-öğretim faaliyeti gösteren Nilüfer Özel Eğitim Meslek Lisesi'nde eğitim gören işitme engelli 20 kadın (ll spor yapan ve 9 spor yapmayan) ve 22 erkek (ll spor yapan ve ll spor yapmayan) olmak üzere toplam 42 öğrenci katılmıştır. Çalışmaya katılan öğrencilerin 16-22 yaş aralığında, işitme kaybı derecesi 91 dB ve üzeri olan, en az 2 yıldır spor yapan ve işaret dili bilen öğrenciler katılmıştır. Araştırmada spor yapan ve yapmayan işitme engelli öğrenciler arasında yapılan karşılaştırmada hiçbir değişkende anlamlı farklılık tespit edilmemiştir. Cinsiyete göre erkekler kadınlardan mental rolasyon (süre ve doğru sayısı) performansı, basit görsel reaksiyon ve seçkili eylem düzeni sarı (dokunma) ve pembe (tutma) top puanlarında daha üstün oldukları görülmüş ve istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit edilmiştir (p<0,05). Spor yapan erkeklerin spor yapan kadınlardan mental rolasyon ve seçkili eylem düzeneği pembe (yakalama) top puanlarının daha yüksek olduğu ve istatistiksel olarak anlamlı olduğu saptanmıştır (p<0,05). Spor yapınama durumuna göre erkeklerin kadınlardan seçkili eylem düzeneği sarı ve pembe top puanlarının daha yüksek olduğu ve istatistiksel olarak anlamlı olduğu bulunmuştur(p<0,05). Sonuç olarak, spor yapan işitme engelli bireylerin mental rotasyon, seçkili eylem düzeyi ve reaksiyon zamanı performansları ortalama olarak daha yüksek olsa da karşılaştırılan değişkenler arasında anlamlı düzeyde farklılık tespit olmadığı belirlenmiştir. Fakat cinsiyet açısından bakıldığında spor yapan erkeklerin mental rotasyon, seçkili eylem düzeneği başarı düzeyi sarı ve pembe top ve basit görsel (fix) reaksiyon zamanı performansları spor yapan kadınlardan anlamlı düzeyde daha yüksek olduğu bulunmuştur.Item Üst düzey tenisçi ve yüzücülerin reaksiyon zamanları iz sürme performans düzeyleri ve karar verme stillerinin karşılaştırılması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2021-12-16) Kırcı, Günaydın; Şahin, Şenay; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Antrenörlük Eğitimi Ana Bilim Dalı; 0000-0003-4289-2249Bu çalışma, üst düzey tenisçi ve yüzücülerin görsel ve işitsel reaksiyon zamanları, iz sürme performans düzeyleri ve karar verme stillerinin karşılaştırılması amacıyla yapılmıştır. Çalışmaya 37 tenisçi ile 27 yüzücü toplam 64 erkek katılımcı gönüllü olarak katılmıştır. Katılımcıların işitsel ve görsel reaksiyon zamanlarını ölçmek için bilgisayar tabanlı bir program ile MP36 Biopacsystem, iz sürme performanslarını belirlemek için A ve B iz sürme testi, karar verme stillerini belirlemek için Melbourne Karar Verme Ölçeği I-II (MKVÖ I-II) kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizi için SPSS “22.0” paket programında sürekli değişkenlerin normal dağılıma uygunluk gösterip göstermediği Kolmogorov-Simirnov testi ile test edilmiştir. Sürekli değişkenlerin gruplar arası karşılaştırılmasında bağımsız t testi kullanılmıştır. Parametreler arasında ilişki olup olmadığı Pearson korelasyon katsayıları ile incelenmiştir. Çalışmadan elde edilen sonuçlara göre, tenisçiler ve yüzücüler arasında yapılan karşılaştırmada; tenisçilerin görsel reaksiyon zamanı fix interval, görsel reaksiyon zaman raslantısal interval ve işitsel reaksiyon zaman fix interval ortalama değerleri yüzücülere göre istatistiksel düzeyde anlamlı bir farklılık bulunmuştur (sırasıyla p<0.001, p<0.01). Tenisçilerin iz sürme testi A bölümünde, ortalama değerleri yüzücülere göre istatistiksel düzeyde anlamlı bir farklılık bulunmuştur p<0.05). Yüzücü ve tenisçilerin karar verme stilinde elde edilen en düşük ortalama değer tenisçilerde “erteleyici karar verme” stili alt boyutunda iken yüzücülerde ise “kaçıngan karar verme stili” alt boyutunda elde edilmiştir. Karar verme stillerinde en yüksek ortalama değer tenisçi ve yüzücü için “dikkatli karar verme stili” nde elde edilmiştir. Sonuç olarak tenisçilerin görsel ve işitsel reaksiyon zamanı ortalamaları ve iz sürme A testi performanslarının yüzücülere göre daha kısa olduğu, tenisçi ve yüzücülerin karar verme stillerinden en fazla “erteleyici ve kaçıngan karar verme stili”ni en az “dikkatli karar verme stili” ni tercih ettiklerini söylenebilir.Item Veteran tenisçi ve sedanterlerin kognitif performanslarının karşılaştırılması(Bursa Uludağ Üniversitesi, 2022-03-01) Yılmaz, Mümin; Şahin, Şenay; Sağlık Bilimleri Enstitüsü; Spor Bilimleri Fakültesi; Antrenörlük Eğitimi Ana Bilim Dalı; 0000-0002-2993-4005Bu çalışmada, veteran tenisçi ve sedanterlerin kognitif performans düzeylerini belirlemek, farklı değişkenlere göre ilişki düzeylerini incelemek amaçlanmıştır. Çalışmaya 45-55 yaş arası 20 erkek veteran tenisçi (Xyaş=48,8±3,8) ve 46-55 yaş arası 20 erkek sedanter (Xyaş=50,9 ±4) gönüllü olarak katılmıştır. Katılımcılara mental rotasyon testi, parmak vuru testi, iz sürme A-B testi, görsel ve işitsel reaksiyon zamanı testi ile bilişsel esneklik ölçeği uygulanmıştır. Verilerin normal dağılım gösterip göstermediği Kolmogorov-Smirnov testi ile belirlenmiştir. Değişkenlerin gruplar arası karşılaştırmalarında ise bağımsız örneklem t- testi kullanılmıştır. Analiz sonuçlarına göre, veteran tenisçilerin mental rotasyon süre, parmak vuru ortalamalarında sedanterlere göre istatistiksel düzeyde anlamlı bir fark belirlenmiştir (p<0,05). Veteran tenisçilerin görsel reaksiyon zamanı fix intervalde, raslantısal intervalde ve seçmeli reaksiyon zamanı raslantısal interval reaksiyon zamanlarında yine sedanterlere göre istatistiksel düzeyde anlamlı bir fark belirlenmiştir (p<0,01). Sonuç olarak; veteran tenisçilerin mental rotasyon ortalama süre, parmak vuru sayısı, seçmeli raslantısal interval reaksiyon zamanı ortalama değerlerinin daha iyi olduğu, bilişsel esneklik ölçeği ortalama puanlarının ise sedanterlerle benzer ortalama puanlarına sahip oldukları belirlenmiştir.